Günlerin Köpüğü - Boris Vian Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Günlerin Köpüğü kimin eseri? Günlerin Köpüğü kitabının yazarı kimdir? Günlerin Köpüğü konusu ve anafikri nedir? Günlerin Köpüğü kitabı ne anlatıyor? Günlerin Köpüğü PDF indirme linki var mı? Günlerin Köpüğü kitabının yazarı Boris Vian kimdir? İşte Günlerin Köpüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Boris Vian
Çevirmen: Elif Ertan
Orijinal Adı: L'ecume Des Jours
Yayın Evi: E Yayınları
İSBN: 9789753900584
Sayfa Sayısı: 253
Günlerin Köpüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
-Hayat böyle, dedi Chick
-Hayır, dedi Colin
"Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleans'ın ya da Duke Ellington'un müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bir yöntem varsa."
(Tanıtım Bülteninden)
Günlerin Köpüğü Alıntıları - Sözleri
- Odamda kalabilir ve bütün gün kitap okuyabilirim.
- Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar.
- İnsan kendini bir gökkuşağının içindeymiş gibi sanabilirdi.
- Çiçekçilerin asla demir parmaklıkları olmaz. Kimse çiçekleri çalmayı aklına getirmez.
- - Siz ne iş yaparsınız? diye sordu profesör - Birtakım şeyler öğrenirim, dedi Colin. Ve de Chloe’yi severim.
- Bu konular çok can sıkıcı. Saçlarımı sevdiğini söylesen.
- başınızı omzumun çukurunda hissetmek istiyorum
- - Makinelerin üretilmesini neyin engellediğini bilmek gerekir. Herhalde zaman yokluğundan. İnsanlar hayatlarını yaşayarak zaman kaybediyorlar, böylece onlara çalışmak için zaman kalmıyor. - Aslında tam tersi değil midir? - Hayır. Eğer makineleri yapmak için zamanları olsaydı, sonra bir şey yapmalarına gerek kalmayacaktı. Yani söylemek istediğim onları çalışmadan yaşatabilecek makineleri yakmak yerine yaşamak için çalışıyorlar.
- - Ne tür bir iş arıyorsun? - Ne iş olursa. Bana para versinler yeter. Çiçekler acayip pahalı.
- âşık olmayı o kadar çok istiyorum ki…
- En aydınlık zamanımı karartmakla geçiririm, dedi Colin.
- Küçük pembe bir bulut havadan indi ve onlara yaklaştı. - Yapayım mı? - Yap hadi! ve bulut içine aldı onları. İçerisi sıcaktı ve tarçınlı şeker kokuyordu. - Bizi artık kimse göremez! Ama biz onları görebiliriz…
- O kadar nazikti ki ince ellerinin damarlarında dolaşan mavi ve mor düşünceleri görünüyordu.
- “Chloe öldü' demenin ne demek olduğunu biliyor musunuz siz?
- - Hayat böyle. - Hayır.
Günlerin Köpüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Genç yaşta kalp hastalığı nedeniyle ölen yazar Boris Vian’ın iki günde kaleme aldığı başyapıtı Günlerin Köpüğü’ne aşk romanı demek bence büyük haksızlık. Vian, kendine has ironik bir üslup ve sürrealist bir kurguyla modern dünya eleştirisi sunuyor okura; makineleşen insanı, absürd şekilde işleyen bürokratik düzeni, gayri insani koşullarda çarklarını yürüten kapitalist sistemi, bu çarkın bir parçası olmuş, para ve kazanç odaklı ruhban sınıfı ve yine bu uğurda adeta insan öğüten militarizmi ilk başta okura garip gelen ama kitap ilerledikçe büyüklere masal tadında bir dünya ile anlatıyor. Bu düzen içinde tek kurtuluş olan aşk, güzellikler ve sanatın da can çekişmesi hikayesi bir yerde Günlerin Köpüğü. Okurken Luis Bunuel filmlerini, Godard’ın Pierrot Le Fou filmini anımsadım çokça, bürokrasi eleştirisi kısmı da Terry Gilliam’ın distopik Brazil filmini anımsattı. Vian’ın dünyasını ben çok sevdim, zaten kafası farklı çalışan yazarları okumak çok hoşuma gidiyor. (İpek Dadakçı)
Kapağında çağdaş aşk romanlarının en çarpıcısı yazan bir kitap, Günlerin Köpüğü. Bana göreyse bir romana verilebilecek en romantik isim, Günlerin Köpüğü. Sadece ismi bile kitabı okumam için yeterli bir nedendi ve bir şekilde yollarımız kesişti Boris Vian’la. Boris Vian sadece iki gün içerisinde tam anlamıyla bir çırpıda yazmış bu kitabı ve kitap 1946 yılında yayımlanmış. Aşk romanı olarak geçmiş literatüre ama bence her başarılı romanda olduğu gibi sadece aşktan çok daha fazlası var. Sistemi ve yozlaşmış toplumu ince ince eleştiriyor. Müzikle harmanlıyor bir de üstüne romanını, adeta müzik can buluyor sayfalarda. Karakterlerimiz Colin ve Chick’i tanıyarak başlıyoruz kitaba ve her ikisi de yirmi iki yaşında, ben de onlarla aynı yaşta olduğumdan sanki daha bi’ tutundum okurken onlara. “Dertsiz ilk gençlik yıllarından sorumluluk yaşlarına sancılı geçiş” olarak tanımlıyor romanı önsözde Gilbert Pestureau. Gençliğin heyecanını, uçarılığını deneyimliyoruz ve sonrasında olanlar oluyor, masal tadında giden kitabımız hayatın gerçeklerini tokat gibi çarpıyor karakterlerimizin yüzlerine teker teker. Diğer karakterlerimiz ise Chloe, Alise, Nicholas ve Isis. Aşkın çeşitli şekillerini ve ortaya çıkardığı zorlukları görüyoruz her bir çiftte. Sevilen kişinin hastalığını ve seven kişinin buna reaksiyonunu gösteren temelde basit bir olayı alıyor bambaşka bir biçimde anlatıyor yazar. Güçlü ve çarpıcı kelimelerini sonuna kadar hak eden kısa bölümlerde yapıyor bunu üstelik. Yoğun bir hayal gücüyle harmanlıyor her bir unsuru. Sevginin çaresizliğe dönüşümünü masalsı bir biçimde gösteriyor. Müzik çalarken içecek hazırlayabileceğiniz bir Piyanokteyl, farelerle arkadaşlık içinde yaşanan bir ev ve daralan duvarlar. Büyülü bir atmosfer sizi bekliyor. Ama bana kalırsa kitabın en büyüleyici kısmı son bölümüydü, okuyanlar ne dediğimi anlayacaktır. Başlangıçların büyüsüne kapılırız çoğu kez ama ben bu kadar güzel bir son yazılabileceğini hiç hayal etmemiştim. Eğer o kısma gelirseniz o kedi ve fareye benden selam söyleyin. “İleride gelecek olan sayfalar tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim.” diyor Boris Vian. Hayal gücüne sağlık! (Beyza)
Günlerin Köpüğü, kapağındaki aşk romanı tasvirinden daha fazlasını bizlere aktarıyor. Buradaki incelemelerden öğrendiğime göre yazarımız bu eseri sadece iki günde yazmış. İki günde oturup günlük bile yazamayan ben bu bilgiye hayran oldum ve bu incelemeyi yazmaya karar verdim. Eser, içinde bulundurduğu sevimli aşk hikayesinin yanında sürrealist bir bakış açısına ve eleştirel bir tutuma sahip. Gençlik ve sağlığın etkisiyle görülen o mutlu ve aydınlık dünya sorumluluklar ve hastalıklar nedeniyle kararan ve daralan bir dünyaya dönüşüyor. Gerçek hayata baktığımızda da çocukken ve gençken içimiz içimize sığmazken ve bütün dünya bizimmiş gibi hissederken büyüdükçe kabuğumuza çekiliyor ve kendimizi dünyanın bir parçası olarak tanımlıyor ve dünyamızı daraltıyoruz. Peki aydınlığı nasıl bulabiliriz? Belki de bunun yanıtı kitabın/ bizim içimizdedir. Sevgilisini yakalandığı amansız hastalıktan kurtarmak isteyen Colin ise hayatın acımasızlığıyla karşılaşıyor. Zengin ve çalışmaktan haz etmeyen o adam sevgilisi için varını yoğunu satıp ağır işlerle çalışıyor. Yazarımızın yazdığı dünyada aşk, insana yürekten kurşun yaptıracak kadar zalim ve bütün yürekleri söktürecek kadar vahşi. Ama aşk bütün bunları tek başına yaptıramaz. Hayat koşulları, ihtiras ve fedakarlık da aşkın suç ortaklarıdır. (Sena gedik)
Günlerin Köpüğü PDF indirme linki var mı?
Boris Vian - Günlerin Köpüğü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Günlerin Köpüğü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Boris Vian Kimdir?
Boris Vian ( d.10 Mart 1920 - ö.23 Haziran 1959) Fransız yazar, şair, müzisyen, şarkıcı, gazeteci, senarist, oyuncu, eleştirmen, çevirmen ve maden mühendisi. Vernon Sullivan takma adıyla da yazdı. Daha çok yazdığı roman ve tiyatro oyunları ile tanınır.
Yaşamı
10 Mart 1920’de Paris yakınlarındaki Ville d’Avray’da doğdu. Beş yaşında okuma yazma öğrendi. Hayatı boyunca yaşadığı kalp rahatsızlıkları ilk olarak on iki yaşında başlamıştır. Yine bu yaşlarda tifoya yakalandı.
İlk romanında Fransız bürokrasisini eleştirdi. 17 yaşında trompetle tanıştı. Versailles Lisesi'nde felsefe ve matematik dallarında çok başarılıdır. 1940’ta tanıştığı Michélle Leglise ile bir yıl sonra evlendi. 1942 yılında Maden Mühendisliği dalında üniversite diploması aldı; "Office Professionel des Industries et des Commerces du Papier et du Carton" adlı firmada çalışmaya başladı. 1947'de görevine son verilinceye kadar iki kitap yazmış, daha sonra da çevirilerle geçinmiştir. 1946 yılında en tanınmış üç romanını olan Günlerin Köpüğü (L'Écume des jours), Mezarlarınıza Tüküreceğim (J'irai cracher sur vos tombes) ve Pekin'de Sonbahar'ı (L'Automne à Pékin) yazdığında, henüz 26 yaşındaydı. Alfred Jarry'nin geliştirdiği patafizik felsefeye bağlı bir tarzda yazdı.
Mezarlarınıza Tüküreceğim adlı kitabını "Vernon Sullivan" takma adıyla yazdı. Roman, Afrika kökenli ABD vatandaşı Anderson'ın erkek kardeşinin linç edilerek öldürülmesiyle başlar. Roman kahramanı Anderson, intikamını beyaz kızlara tecavüz ederek alır ve yakalanıp asılır. Kitap yasaklanmadan önce 100.000 adet satmış, Vian ise 100.000 frank para cezasına çarptırılmıştır. Yürek Söken (L'Arrache-cœur) adlı roman en son romanıdır. Bu kitabından sonra Vian müzikle daha çok ilgilenmeye başladı. Kardeşleri Alain Vian ve Léilo Vian ile birlikte Fransız caz topluluğu Claude Abadie'ye girdi. Claude Luter ile birlikte çalıştı. Jazz Hot, Jazz News gibi dergilerde modern cazın Fransa'da kabul görmesi konusunda yazılar yazmıştır. Sadece cazla değil, Bertolt Brecht'in şiirlerinden uyarlamalar ve rock ile de ilgilenmiştir. Evliliği 1952'de sona erdi; 2 yıl sonra İsviçreli dansçı Ursula Kübler'le evlenmiştir.
1954'te Cezayir Savaşı'nı ve bir barışseveri konu edinen Asker Kaçağı (Le Déserteur) adlı şarkısı büyük yankı uyandırdı. Binlerce satışa rağmen Fransız vatanseverlerinin öfkesi üzerine şarkı yasaklanmıştır. Tiyatro oyunlarında avangart tarzla absürt tarzı harmandı. Herkes Av (L'Équarissage pour tous) olarak bilinen oyununda Normandiya Çıkarması sırasında bir ailenin yaşadığı gülünçevlilik sorunlarını anlatır. İmparatorluk Kuranlar ya da Schmurz (Les Bâtisseurs d'Empire ou le Schmurz) adlı oyununda ise kapitalist bir ailenin, yeni bir apartman dairesine taşınması ve burayı istila etmesi konu edilir. Bu oyun, 1962'de İngiltere'de, 1968'de New York'ta, Vian'ın ölümünden yedi yıl sonra da Fransa'da sahnelenmiştir. Gerçekçiliğe şiddetle karşı çıkan Vian, varoluşçuluğu(egzistanyalizm) benimsedi.
Filmlerde küçük rollerde oynayan ve senaryo yazan Vian, 23 Haziran 1959 günü Mezarlarınıza Tüküreceğim adlı romanından uyarlanan filmin galasında, Cinéma Marbeuf’te kalp krizi geçirdi ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ölümü uzun süredir mağruz kaldığı kalp atışı düzensizliğine bağlanmıştır.
Boris Vian Kitapları - Eserleri
- Mezarlarınıza Tüküreceğim
- Günlerin Köpüğü
- Pekin'de Sonbahar
- Yürek Söken
- Bütün Ölülerin Derileri Aynıdır
- Çıtırlar Farkında Değil
- Generallerin Beş Çayı
- Generallerin İkindi Kahvaltısı
- Kasaplığın Elkitabı
- Kızıl Ot
- Savrulan Otlar Arasında
- Ve Bütün Çirkinler Öldürülecek
- Jöleli Şarkılar
- Kızlar Farkına Varmıyor
- Bir Kara Kedi İçin Blues
- Kurtadam
- Vercoquin ve Plankton
- Karıncalar
- Pornografi Üzerine
- Derilerinizi Yüzeceğim
- Sıradan Kişiler İçin Peri Masalı
- Vasatlar İçin Peri Masalları
- İmparatorluk Kuranlar
- Mezarlarınıza Tüküreceğim
- Günlerin Köpüğü (Çizgi Roman)
- Geceyarısının Yarısına Doğru
- Barnum's Digest
- Mezarlarınıza Tüküreceğim
- Ve Bütün Çirkinler Öldürülecek
Boris Vian Alıntıları - Sözleri
- Hep böyledir. Evlisin. Kızlarla yatarsın da hiç sıkılmazsın. Ama karını bir başkasıyla düşündün mü, tüm dünyayı gebertmeye kalkarsın. Bu iş böyle, arada hiç benzerlik yoktur. Erkeğin yaptığı, hiçbir zaman karısını aldatmak değildir. (Bütün Ölülerin Derileri Aynıdır)
- Adelphin siyah kumaştan (iç kısmı ise kıpkırmızı kadife) dikilmiş pelerini içinde çok yakışıklıydı. Funda ağacından, topuzcuğu elektrikle karartılmış bastonunu almak için aniden eğildi ve iki gün önce soyunurken olduğu gibi, gene yere düşen yaka düğmesini çıkardı yatağın altından bir yerden. (Savrulan Otlar Arasında)
- Çin: ülke. Çinliler yaşar. Sayıları birden fazladır. Oraya gitmek için oraya götüren yoldan geçmek gerekmektedir. (Vasatlar İçin Peri Masalları)
- Çiçekçilerin asla demir parmaklıkları olmaz. Kimse çiçekleri çalmayı aklına getirmez. (Günlerin Köpüğü)
- Can sıkıntısından ölemeyecek kadar gencim. (Geceyarısının Yarısına Doğru)
- Ritchie'den daha sakar bir herif görmedim hayatımda; tıpla uğraştığını düşününce, hastaları için fena halde kaygılanıyorum. Umarım ruh doktoru olur, bu dalda en boktan herifler bile başının çaresine bakmayı başarıyor her zaman, tedavi edilecek hastaların en kaçığından daha kaçık olmak yetiyor. - sf. 61 Şayet bu aynasıza, havanızı yesinler dediysem, öyle düşündüğümdendir, kötülük bunun neresinde? Hiçbir şeyin, açık yürekliliğin yerini tutamayacağı kanısındayım. - sf. 67 ..., zira viski, bütün Amerika'da bulunabilecek en sağlıklı içkidir kesinlikle. - sf. 95 (İthaki Yayınları - 3. baskı - Hakan Tansel çevirisi) (Çıtırlar Farkında Değil)
- Neyse ne, batacağımız kadar battık bir kere.. (Generallerin Beş Çayı)
- " Bir çağlayanda, suyun düşüşünde, " dedi, önemli olan düşüştür, su değil. " (Kızıl Ot)
- ... gerçekte demek pek bir şey ifade etmez aslında, olsa olsa dış görünüşe bakıp yargılama alışkanlığımızın, yengeç ve kabuğu misali, kalbimizin derinliklerine demir atmış olduğunu hatırlatır ... (İmparatorluk Kuranlar)
- Siz düşünmek için yaratılmışsınız.. (Generallerin Beş Çayı)
- Fakat kapıyı açamadı, üstüne üstlük bir de süpürgeyle alnını şişirdi, zira şövalye dediğin sayısız silah kullanabilir ama süpürge, asla! (Vasatlar İçin Peri Masalları)
- " Kendimizi bu kadar sevmeseydik, hep yalnız kalırdık. " (Kızıl Ot)
- “İnsan ancak hiçbir şeye heves duymadığı zaman özgür olur ve tam anlamıyla özgür olan bir yaratık hiçbir şeye heves duymaz.” (Yürek Söken)
- .. fakat bu savaşta bize asla seçenek sunulmuyor. (Karıncalar)
- Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın yol kadar güçlü, ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın. (Savrulan Otlar Arasında)
- Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. (Günlerin Köpüğü)
- - Hayat böyle. - Hayır. (Günlerin Köpüğü)
- Biçimlendirmeyi başaramadığı belli belirsiz bir düşünce kafasını kurcalıyordu yine de. Belli belirsiz bir düşünce. Bir düşünce ki belli belirsiz. (Yürek Söken)
- Müstehcenlik yalnızca onu keşfedenlerin ve bundan dolayı başkalarını mahkûm edenlerin beyinlerinde var olur. (Pornografi Üzerine)
- Bütün hızımızla geleceğe doğru yol alıyoruz, o kadar hızlı gidiyoruz ki şimdiyi göremiyoruz; arkada bıraktığımız toz duman, geçmişi de siliyor gözümüzden. (İmparatorluk Kuranlar)