Hangi İsa - Aytunç Altındal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Hangi İsa kimin eseri? Hangi İsa kitabının yazarı kimdir? Hangi İsa konusu ve anafikri nedir? Hangi İsa kitabı ne anlatıyor? Hangi İsa PDF indirme linki var mı? Hangi İsa kitabının yazarı Aytunç Altındal kimdir? İşte Hangi İsa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Aytunç Altındal

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9789750095856

Sayfa Sayısı: 224

Hangi İsa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Tyanalı Apollonius, insan suretindeki Tanrı'dır."

Flavius Philostratus, İ.S. 220

"Tyanalı Apollonius, bizim yol göstericimizdir."

Bitniya Valisi Sossius Hierocles, İ.S. 302

"Apollonius'un eserleri yakılmalı, mabedleri yıkılmalıdır."

İmparator Konstantin, İznik Konsili, İ.S. 325

"Tyanalı Apollonius, I. yüzyılda, Paganların Bilge-Peygamberi olarak ünlenmişti."

Gauter d'Arras, 1160

"Tyanalı Apollonius, İslam aleminde ve Arapçada, Balinius olarak tanınmış yüce bir alimdi."

Cabir İbn'i Hayyan, İ.S. 800 civ.

"Kitab al Hacer'ala Re'i Balinius"

"I. yüzyılda yaşamış olan Apollonius, çok esrarengiz bir adamdır ve onun mucizeleri Hıristiyanlık'la şaşırtıcı benzerlikler gösterir."

Jacob Burckhardt, 1852

"Tyanalı Apollonius, I. yüzyıldaki Pagan Mesih'tir."

A. Reville, 1865

"Gerçek İsa, Tyanalı Apollonius'tur."

Valter Seigmeister, 1947

"Tyanalı Apollonius, Hıristiyanlığın gerçek kurucusudur."

Alice Winston, 1954

"İsa Mesih'in gerçekten de yaşadığı ve varolduğu çok kuşkuludur."

Bertrand Russell, 1957

"İstanbul Aya Sofya'daki İsa Mesih mozaiği, gerçekte Tyanalı Apollonius'undur."

Robertino Solarion, 2002

Hangi İsa Alıntıları - Sözleri

  • İnanç, bilgiyi dışlar. Aslolan inanmaktır. "Credo quia absurdum est."(Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak birşey yok!!!)
  • Ünlü Tertullian'ın dediği gibi, "Credo quia absürdüm est". (Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak bir şey yok!!!)
  • Pagan Hellenlerin arasında olsun harfler ve sayılar birbirleriyle "Dualite" oluşturuyorlardı. İslam di­ninde ise örneğin l=Bir sayısı Elif olarak Allah'ı simge­lerken (Monizm=Tekçilik), 2= İki sayısı Dualiteyi (zıtların birlikteliğini) gösteriyordu. Kur'an'da da eski Pisagorcu anlayışı yansıtan bir sure vardır: Allah, "Biz her şeyden iki cins/tür yarattık" (LI.49). Bunun meali di­şi/erkek, yer/gök vb. şeklindedir.
  • İnanç, bilgiyi dışlar, bunu bilmek gerekir. Esas olan "inanmaktır".
  • "Cahil bir kişiyi hiçbir zaman onurlandırmayın. Çünkü Onur,aptallara bahşedilmez
  • "Kılıcı olan kuşansın, olmayan harmanisini satıp kılıç alsın." Ayrıca; "Ben dünyaya Barışı değil savaşı getirmek için gönderildim. Baba oğluyla, Anne kızıyla ve herkes birbiriyle mücadele etmelidir." "İsa Sevgidir" diyen Kilise, çıkarları söz konusu olun­ca birden İsa'ya bu lafları ettirmekten kaçınmamıştır. İl­ginç olan şudur. Bu eklemeler, İslam dininin ortaya çık­masından sonra yani 7. yüzyılın ikinci yansında yapılmış­tır. İsa'nın ağzına yerleştirilen "Ben BARIŞI getirmek için gelmedim" sözünün gerçek hedefi İslam dinidir. Çünkü İslam sözcüğü Arapça "Silm"den geliyor ve "Ba­rış/Selamet" anlamındadır. Kilise'nin Barış'tan anladığı ise, İsa'ya söylettiği şu sözdür: "Kılıçları Kuşanın!"
  • Filistin, İsa'nın yaşadığı dönemde Roma'nın egemen­liği altında bir Teokrasiydi. Yahudi Şeriatı acımasız bir şekilde uygulanıyordu, bunu ihlâl en hafifinden ağır hapis veya "Dışlanma" cezasını öngörüyordu. Ve İsa, bunu gö­ze alarak Sinagoga=Havra'ya gitti ve avluda para ticareti ve tefecilik yapan Yahudilerin masalarını devirdi, onlara faizciliğin ve tefeciliğin "Caiz" olmadığını söyledi. Oysa para ticareti ve diğer yollardan Havra her yıl büyük para­lar kazanıyordu. Yazar Jim Bishop'un yaptığı hesaba gö­re, Filistin'deki 3 milyon Yahudi her yıl sadece "Bağış" olarak, 1959 verilerine göre, 420.000 Pound para ödüyordu. Ve bu paraların büyük kısmı da en güçlü Ya­hudi Ailelerinin ve Cemaat Önderlerinin arasında pay edi­liyor ve Sinagog'un avlusundaki tefeciler/aracılar tarafın­dan çoğaltılıyordu.
  • Hem Tevrat hem de Torah Avrupa'da özellikle de ortaçağ boyunca daima lanetlen­miş ve yakılmıştı. Tıpkı Teocide=Tanrı Katili diye tanım­lanan Yahudiler gibi! Kilise'nin dilinde Yahudi, Tanrı İsa'yı öldürmüş olan katildi.
  • Paul, İsa'yı hiç görmemiş ve tanımamıştı. Yaşı itibariyle de görebilmesi olası değil­di. Ama her zamanki ateşli mizacıyla kraldan fazla kralcı olmuş ve kendi kafasında yarattığı yeni bir İsa tipolojisini önce Anadolu'ya soma da dünyaya sunmuştu. Günümüz­ deki Hıristiyanlık İsa'dan çok, Paul'un Hıristiyanlığı'dır.
  • Sadece Hıristiyanların değil Yahudilerin İncili de (Es­ki Ahit) bizzat Hıristiyan ve Yahudi araştırmacılar tara­fından didik didik edilmekte ve her geçen gün yeni bir "Yalan" yeni bir "Yanıltıcı" bilgi deşifre edilmekte, ortaya çıkartılmaktadır. Örneğin İsa'nın Mecdeli Meryem ile ev­lendiği ve Sarah adlı bir kızı olduğu tartışmaları günü­müzde çok yaygındır. Okur hangi birine inanmalı diye içinden geçiriyor olmalıdır. İnanç, bilgiyi dışlar bunu bilmek gerekir. Aslolan "İnanmaktır". Ünlü Tertullian'ın dediği gibi, "Credo quia absürdüm est." (Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak bir şey yok!!!)
  • Papa'ya göre Hıris­tiyanlık, Katolik dininin evrenselliğini savunan ve onu temsil eden kendisinden sorulmalıydı. Bizans'a göre ise İmparator Konstantin, durup dururken imparatorluğun başkentini Roma'dan alıp Konstantinopol'e getirmemişti. Bizans'a göre İstanbul, tüm Hıristiyanlığın merkeziydi.
  • Ekümene (Gr.Oikoumene, oikoumenos) eski Grekçede 'sürekli yerleşim alanı' anlamına gelir. Ara sıra yaşanılan ya da hiç yerleşim görmemiş coğrafi alanları değil, kalıcı yerleşim görmüş toprak bütünlüğünü anlatır. Bu nedenle de uygarlık kavramıyla bağlantılıdır. Kelime bu anlamıyla İslamiyet'teki 'Medine Uygar Şehir' kavramıyla yakınlık göstermektedir. Aynı zamanda üstün bir kültürün ifadelendirilişi Ekümene kavramıyla anlatılır. Şöyle ki; Ekümene sayılan bir bölgede kültürel gelişmişlik, Ekümene bölgesinin çevresinde kalan diğer kültürleri kendisine silah zoruyla olmasa da, hayranlık aracılığıyla bağlamıştır. Dolayısıyla çevre kültürlerinin yan bağımlı oldukları üstün kültürel alan, şehir ya da bölge anlamında kullanılır.
  • Ekümenik (Gr. Oecumenicus) kelime anlamıyla Ekümene'den türetilmiştir. Cihanşümul, evrensel, dünya çapında anlamında kullanılır. 20. yüzyılda Protestan ve Doğu Ortodoks kiliselerinin kurduklan ve mezheplerarası farklılıkları mahfuz tutarak Hıristiyanlığı yaymak amacına yönelik olan Kiliselerarası Birliği ifade eder. Bu ekümenik hareketin merkezi İsviçre'nin Cenevre 36 şehrindedir. Cenevre'de egemen olan Protestan Etiğinin Calvinist Kilisesi'yle bağlantılıdır. Almanya'da ise yine Protestan kiliselerinden olan Lutheran kiliseleriyle bağ­lantılıdır. Fener Rum Patrikhanesi de bu hareketin öncülerindendir.
  • (...) kilise siyasetinde 'stra­teji', siyaset aracılığıyla Hıristiyan 'misyonerliğini' özel­likle yabancı gençler arasında yaygınlaştırmaktır. Bu ha­reketin içinde fiilen yer alan ve bu stratejiyi icra eden şa­hıslara Ekümenist denir.
  • (Sabiiler, İncil'de ve Kuran'da adlarından söz edilen ve Subba diye bilinen Gnostik-Hıristiyanlardır. Bunlar Vaftizci Yahya'ya bağlıdırlar ve İsa'yı önemsemezler. Ayrıca Bakire Meryem'e saygı duymazlar. Mecdeli Meryem'i ve Sofya dedikleri Hikmeti -dişil prensibi- yüceltirler.)

Hangi İsa İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aytunç Altındal'ı her televizyon programına çıktığında verdiği bilgileri hayretle ve merakla takip ederdim. Bu kitapta da Altındal Hz.İsa'nın nasıl ve kimler tarafından tanrılaştırıldığını çok güzel anlatmış. Önsözünde bahsettiği kitabın basılması ve dağıtılmasının kimler tarafından engellenmeye çalışılması da çok ilginçti. (Can)

Kitabı okuduktan sonra bu konularda daha onlarca kitap daha okuma isteğim var. Daha çok araştırmak , daha çok bilgilenmek. İlgisi olanlara kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. (Esra Dalkılıç)

İsa (Mesih) - Tyanalı Apollonius (?): Türk teolog Aytunç Altındal'ın muhteşem araştırmaları sonucu yazdığı muhteşem bir kitap. Kitabın önsözünü buraya bırakıyorum... ÖNSÖZ Tyanalı Apollonius'un yaşam öyküsünü çocukluğumda "büyüklerimden" dinlemiştim. Bana bu dinlediklerimden hiç kimseye söz etmemem gerektiği de tembihlenmişti.(1951) Kemerhisarlı Apollonius'un "hayatını" yazmayı hep istedim. Son 35 yıl içinde belge ve bilgi topladım. Çocukluğumda dinlediğim Apollonius ya da Arapların arasındaki adıyla Balinius/Balyanos'un olağanüstü yaşamını yazmak altmış yaşımdan sonra nasip oldu. Buna da şükür. Bu olağanüstü ermişin Türkiye'de ilk kez yayınlanan hayatı ve eserleri umarım ilgi çeker. Kaldı ki, Apollonius, bizden biridir. Anadolulu bilge bir kişidir. Apollonius'un doğum yeri olan Tyana kenti, Antik dönemde Geç Hitit İmparatorluğu'nun başkenti olan Tuvana idi. Dolayısıyla ataları itibariyle Apollonius, son/geç Hititlerle bağlantılıydı. İşte bu geç Hititli ermiş önümüzdeki yıllarda özellikle Hıristiyan aleminde adından en çok söz edilecek kişidir. ... Kitabı okurken anlamakta biraz zorlandım. Bu yüzden her sayfayı en az iki kere okudum. Altındal, kilisenin (din adamlarının) insanları kendilerine bağlamak ve otoritelerini güçlü kılmak için İncil'de yaptıkları tahribatları belgeleri ile okuyucuya sunuyor. Bu kitap gerçekten muhteşem bir araştırma ürünü. Dili fazlasıyla ağır, ama mutlaka okunması gereken bir kitap. Okuyun ve okutun. (❥Parpali ✿ GD ✿)

Hangi İsa PDF indirme linki var mı?

Aytunç Altındal - Hangi İsa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hangi İsa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aytunç Altındal Kimdir?

Aytunç Altındal asıl ismi Aytun Altındal (d. 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul), tarih ve politika alanında faaliyet gösteren Çerkez asıllı Türk gazeteci, yazar ve araştırmacı. Dinler, felsefe, gizli örgütler ve sair konularda birçok makale ve kitap yazmıştır.

Öğrenimi

İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da (1956) bitirdi. Haydarpaşa, Kabataş ve Pendik liselerinde okuyarak liseyi tamamladı.

Aile Hayatı

Aytunç Altındal'ın babası Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma hanım ise ev hanımı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır.

Siyasi Hayatı ve Çalışmaları

Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de İngiltere Edinburg'da ki International Academy For European and Christian Studies kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje İdari Heyeti) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngitere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus(Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'de Rusça'ya çevrildi.

1993'te International Society For The Study Of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) Bilimsel Kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl- Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Seculer Legacy (Avrupa'nın Laik Vasiyeti)adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi.

1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk Konuşmacı oldu.

Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Global Forumu)'nda Uluslararası Danışman üyesi oldu.

Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.

Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı.

Aytunç Altındal Kitapları - Eserleri

  • Bilinmeyen Hitler
  • Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
  • Gül ve Haç Kardeşliği
  • Bir Türk Casusunun Mektupları
  • Üç İsa
  • Kehanetler Kitabı
  • Hangi İsa
  • Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
  • Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
  • Devlet ve Kimlik
  • Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi
  • Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
  • Bilinmeyen Vatikan
  • Türkiye ve Ortodokslar
  • Kültür Emperyalizmi
  • Papa 16. Benedikt
  • Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma
  • Türkiye'de Kadın
  • Haşhaş ve Emperyalizm
  • Elvedasız
  • Çağların Sorumluluğu
  • Siyasal Kültür ve Yöntem
  • Kültür Savaşları - II
  • Elvedasız Ayrılık
  • Meryem ve Hilal

Aytunç Altındal Alıntıları - Sözleri

  • Cizvitler Hitler'den tutun da Kenny'nin öldürülmesine kadar sayısız '' konspirasyon teorisinde '' baş rolü oynamışlar ve oynamaya da devam etmektedirler . (Papa 16. Benedikt)
  • Türkiye'de, gerçekte, "Şeriat"a bağlı bir Devlet düzeni kurabilmek hayalden de öte bir halüsinasyondur. Din'i Devlet işlerine alet edebilmek ise, öncekinden daha Zırva bir iddiadır. Siz 1990'lar Türkiyesi'nde, bir yetkilinin örneğin baştan aşağı zemzem suyuyla yıkanmış, namazında niyazında "Tam" Müslüman bir Devlet yetkilisi IMF ile, Dünya Bankasıyla, AET ile, NATO ile islami Şeriat'a uygun anlaşmalar imzalayabileceğini düşünebiliyor musunuz? Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde -İran dahil - taraflardan biri, dinsel esaslara göre hazırlanmış bir "Petrol" ya da "Teknoloji" ya da "Ticaret" anlaşması imzalatmayı isteyemez. Bu koşullar altında "Şeriat Devleti" bir aldatmaca ve umacı işlevini görmektedir, o kadar. (Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma)
  • kimi niçin seveceğimi, biliyorum aştım duygusallığı, sıyrıldım düşlerden... (Elvedasız)
  • Vatikan’a bağlı olan gizli örgüt OPUS DEİ (Tanrının işleri) gittiği her ülkede ilkin mesleğimde çabuk yükselmek isteyen hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendileri çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı. Özellikle basın ve tv ile bunları destekledi. Sonra bunları kullanarak ülkelerde her istediğini yaptırır hale geldi. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
  • Dünya Müslümanları bir konuda şaşmaz bir istikrara sahipler; ''şaşkınlıkta''. Müslümanlar kadar şaşırmayı seven insanlara az rastlanır doğrusu! (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
  • "Öğrenebileceğin kadar öğren,fakat kimliğini hiçbir zaman açıklama..." (Bilinmeyen Hitler)
  • Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlerisiniz.Yüce Yaradan alnınıza diktatörleri yazmamıştı,bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz.(23 Ağustos 1974. & Milliyet Sanat (Kültür Emperyalizmi)
  • Yüzyıllar boyunca süren bu mezhepler arası kavgalar, Rus Ortodoksluğunun en belirleyici özelliği olmuştur. Birbirlerine amansızca saldıran bu mezheplerin mensupları kanlı kıyımlar yapmışlardır. Örneğin 17.yüzyılda patlak veren bir mezhepler arası savaşta geleneğe bağlı kalmak isteyen "Eski Müminler" tarikatının üyeleri, bizzat Rus Ortodoks kiliseleri tarafından suçlanmışlar ve işkence edilerek öldürülmüşlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
  • İnanç, bilgiyi dışlar. Aslolan inanmaktır. "Credo quia absurdum est."(Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak birşey yok!!!) (Hangi İsa)
  • Sözün özü; Türkiye'nin AB'nin tarihinde vardır ama kültüründe yoktur. (Gül ve Haç Kardeşliği)
  • 1600 yılına kadar Engizisyon Mahkemesi'nin, ajanlar kullanarak yakılarak öldürttüğü insan sayısı on binlerle sayılmıştır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
  • Bu mezhep ve tarikatın üyeleri o günlere kadar alışageldikleri tarzda, yani gelenekleri gereği, Haç işaretini iki parmaklarını kaldırarak yapmaktaydılar. Ama kilise bunun üç parmağın kaldırılmasıyla yapılması gerektiğini öne sürünce, "Eski Müminler" mezhebini üyeleri, işkencede ölmektense topluca intihar etmeyi yeğlemişlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
  • Bir şeyi bilmenin alameti doğru soru sormaktır. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
  • Her insan da doğuştan Kimlik vardır ve sonradan Kişilik oluşur.. (Devlet ve Kimlik)
  • Sorunlardan ''mucizevi'' girişimlerle, olağanüstü şahısların önderliğinde -bir anlamda çağın Mesih'leri aracılığıyla- kurtulmaya şartlandırılmış olan Türkiye toplumunda... (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
  • 17 temmuz 2000 de New Yorker dergisinde Hitler'in amerika'da yaşayan üvey kardeşinin ailesiyle ilgili bir inceleme yayımlandı. Yazar Timothy W. Ryback , bu aileden adını vermediği bir adamla görüştüğünü ve bu kişinin kendisine " Hitler Ailesin'de yahudi kanı vardır. Hatta bir amcamız şimdi Tel aviv'de yaşıyor dediğini aktarmıştır. (Bilinmeyen Hitler)
  • Hem Tevrat hem de Torah Avrupa'da özellikle de ortaçağ boyunca daima lanetlen­miş ve yakılmıştı. Tıpkı Teocide=Tanrı Katili diye tanım­lanan Yahudiler gibi! Kilise'nin dilinde Yahudi, Tanrı İsa'yı öldürmüş olan katildi. (Hangi İsa)
  • Tarih boyunca kendilerinin toplum tarafından sefil bir yaşama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe, intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
  • Filistin, İsa'nın yaşadığı dönemde Roma'nın egemen­liği altında bir Teokrasiydi. Yahudi Şeriatı acımasız bir şekilde uygulanıyordu, bunu ihlâl en hafifinden ağır hapis veya "Dışlanma" cezasını öngörüyordu. Ve İsa, bunu gö­ze alarak Sinagoga=Havra'ya gitti ve avluda para ticareti ve tefecilik yapan Yahudilerin masalarını devirdi, onlara faizciliğin ve tefeciliğin "Caiz" olmadığını söyledi. Oysa para ticareti ve diğer yollardan Havra her yıl büyük para­lar kazanıyordu. Yazar Jim Bishop'un yaptığı hesaba gö­re, Filistin'deki 3 milyon Yahudi her yıl sadece "Bağış" olarak, 1959 verilerine göre, 420.000 Pound para ödüyordu. Ve bu paraların büyük kısmı da en güçlü Ya­hudi Ailelerinin ve Cemaat Önderlerinin arasında pay edi­liyor ve Sinagog'un avlusundaki tefeciler/aracılar tarafın­dan çoğaltılıyordu. (Hangi İsa)
  • İbranice İsrael adı, "Tanrı'yla mücadele eden" anlamına gelmekteydi. (Üç İsa)