Hayatı Sorgulamak - Lev Tolstoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hayatı Sorgulamak kimin eseri? Hayatı Sorgulamak kitabının yazarı kimdir? Hayatı Sorgulamak konusu ve anafikri nedir? Hayatı Sorgulamak kitabı ne anlatıyor? Hayatı Sorgulamak kitabının yazarı Lev Tolstoy kimdir? İşte Hayatı Sorgulamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Lev Tolstoy
Çevirmen: Serhan Nuriyev
Yayın Evi: Kaknüs Yayınları
İSBN: 9789756698648
Sayfa Sayısı: 144
Hayatı Sorgulamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tolstoy denince birçoklarının aklına Savaş ve Barış ile Anna Karanina romanları gelir. Oysa Tolstoy aynı zamanda ciltler dolusu kısa hikaye de yazmıştır. Bu kitapta ünlü yazarın 1857-1903 yılları arasında kaleme aldığı dört öyküsünü okuyacaksınız, yazarlık dehasının habercisi ilk dönem öyküleri ile ustalığını perçinleyen birinci sınıf klasiklerini bir arada sindirme şansını yakalayacaksınız.
Tolstoy okuyucuları, yazarın 1895’te kaleme aldığı Efendi ile Uşak’ı en güzel hikayesi olarak kabul eder. Rusya’daki aristokrasi ile koylu sınıfı arasındaki çatışmayı çok iyi yansıtan bu hikayede Tolstoy, hikayenin iki ana karakterinin zihnine ve kişiliğine nüfuz ederek komünizm öncesi Rusya’sındaki sosyal sınıfları, yaşam biçimleri ve kültürleriyle apaçık sergiler.
Zengin bir toprak sahibi ve tüccar olan Vasili Andrevich Brekhunov ile zavallı bir işçi olan Nikita’nın öyküsü, destansı bir hikayenin tüm özelliklerini taşır, iki adam, küçük bir at, bir kızak ve insanoğlunun dizginlenemeyen hırsı, doğanın muazzam kudretiyle bütünleşir. Hikayenin bu dış yüzünün yanında, toprak sahibiyle zavallı itaatkar uşağı arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir de iç yüzü vardır, insanoğlunun birbirine zıt iki uç noktasında bulunan, güç sarhoşu efendi ile kaderini efendisine bağlayan irade yoksunu uşak, kontrolden çıkarak kendi kendilerini felakete sürüklerler.
Bu hikayeyi okurken karakterlerin yüzünü kamçılayan rüzgarı kendi yüzünüzde hissedecek, uçsuz bucaksız vahşi doğanın iliklere işleyen soğuğunu duyacak, uşak Nikita’yla beraber karlara bata çıka yürüyüp kayacaksınız. Efendi ile uşağın gittikçe artarı ümitsizliğini, içinde bulundukları tehlike büyüdükçe siz de hissedeceksiniz.
Tolstoy’un bütün hikayeleri, sıkıştırılmış romanlar gibidir. Bu anlamda iki önemli sahneye ve kelimelerden çok eylemlere dayanan Balodan Sonra (1903), Tolstoy’un tek gerçek hikayesidir denilebilir.
Hassas ruhlu genç erkek kahraman, cinsellikle ve asker dünyasıyla ilk defa karşılaşmasında, baba figürü ve onun fiziksel zalimliği vasıtasıyla kendi edip kompleksiyle yüzleşir. işkence eğilimlisi bir şövalye ruhuyla karşı karşıya kalan genç adamın öyküsünde, kahramanın bir kadına ulaşabilmesinin mutluluğunun ardından, işkence gören bir erkek bedeni karşısında düştüğü dehşet dile getirilir.
Tolstoy, bu kitapta ilk defa Türkçe’ye çevrilen hikayelerinden Prens D. Nehlyudov’un Günlüğü’nde (1857) burjuva mantalitesinin karşısına yerleştirdiği sanatın büyüsünü, Albert’te (1858) bütün canlılığıyla ortaya koyduğu sanatçı kişiliği ve “öteki”ni anlama sınavıyla ilişkilendirerek, bir kez daha insan ruhuna daha derinden nüfuz etmemizi sağlıyor.
Sınıf farklılıklarını hem bu kadar kısa ve öz hem de bu kadar iyi yansıtan, biz insanların birbirimizi nasıl gördüğümüzü, birbirimize karşı hangi kelimeleri kullandığımızı ve hangilerini kullanmamayı tercih etliğimizi Tolstoy kadar iyi aktaran bir yazara rastlamak çok zor...
Tolstoy okuyarak geçireceğiniz saatler asla boşa geçmiş olmayacaktır.
Hayatı Sorgulamak Alıntıları - Sözleri
- “Her zaman beklediğin kadar kazanamıyorsun...”
- Kanun önünde eşitlik...Acaba insanların hayatı, kanun çerçevesinde mi gerçekleşmektedir?
- "Güneşi bulutlar örtebilir, ancak, O yine de ebediyyen parlayacak.
- "Bizim tek, sadece ve sadece tek bir kusursuz önderimiz vardır; bu da hepimize birlikte ve ayrı ayrı nüfuz eden, herbirimize gerekli olan şeye yönelebilme iradesi ve meyli bahşeden evrensel ruhtur. İşte bu ruh, ağaca, güneşe doğru yükselmesini, çiçeğe sonbaharda tohumlarını dökmesini, bize de gayrı ihtiyari birbirimize yaklaşmamızı emreden ruhtur."
- İçimde bir soğukluk, yalnızlık ve ağırlık duyuyordum. Bu gibi duygular genelde insan, yeni bir mekana taşındığı zaman yaşanır.
- "Sanatın şu acayip kaderine bir bak," diyerek sakinleştikten sonra düşündüm. "Herkes onu sever, onu arar, hayatta sadece onu özler, onu beğenir fakat hiç kimse onun gücünü kabul etmez, dünyanın bu güzel nimetinin değerini bilmez, onu insanlara bahşedene şükranlarını sunmaz..."
- Bütün Şveytsergof sakinlerine, herkese, dünyanın en güzel nimetinin ne olduğunu sorun. Yüz kişiden doksan dokuzu, belki de hepsi alaylı bir şekilde dünyanın en güzel nimetinin para olduğunu söyleyecektir size.
- Belki de insanların medeniyet olarak adlandırdıkları melun ve kendini beğenmiş kurumların yayılması, içgüdü ve sevgi kurumlarını mahvetmektedir?!
- Gerçek özgürlüğün mevcut olduğuna inanılan bu devlette bir şahıs kimseye zarar vermeden, kimseye engel olmadan, belki de açlıktan ölmemek için yaptığı iş sebebiyle hapse atılmaktadır. Bu mudur gerçek özgürlük?
- “Dikkatli bak, güzellik ve şiirsellik etrafını çepeçevre sarmış. Onu, gücünün yettiği kadar bol bol içine çek, ondan zevk almaya çalış! Her şey, her şey senindir...”
- Ben ölmedim, neden beni gömüyorsunuz?
Hayatı Sorgulamak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tolstoy ile Hayatı Sorgulamak; değerler üzerinden doğru olanı ararken, zamanın sınıf çatışmalarını insancıl olana yaklaştırarak merhamet duygusu, eşitlik ve özgürlük gibi kavramları gerek seküler düzen içinde gerekse ahiret inançı içinde yer verdiği hikayeler. Ben en çok ``Prens D. Nehlyudov`un Günlüğünden`` hikayesini beğendim. (Deniz ESEN)
Kitabın Yazarı Lev Tolstoy Kimdir?
Lev Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'da doğdu. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 Napolyon Savaşlarına katılmış emekli bir yarbaydı.
Tolstoy romanlarında, insanoğlunun ne kadar değişik karakterli olduğunu vurgular. ''Savaş ve Barış'', ''Anna Karanina'' insan tahlileri ve canlı tasvirler bakımından birer baş eserdir.
Lev Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir çocuk gibi hayata küstü ve kaçtı. Seksen iki yaşındaki karanlık ve yağışlı bir Ekim gecesinde köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti.
Lev Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı.
Lev Tolstoy Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi.
Lev Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs kendisinden 16 yaş küçük olup henüz 18 yaşındaydı. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu; bu çocukların 3'ü bebek iken, biri 5 diğeri de henüz 7 yaşında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.
Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır.
Lev Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.
82 yaşında vefat eden Lev Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı kitabı "tanrının egemenliği içimizdedir" kitabıyla yeni bir hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.
Lev Tolstoy Kitapları - Eserleri
- Hacı Murat
- İnsan Neyle Yaşar?
- Kazaklar
- Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
- Anna Karenina
- Aile Mutluluğu
- Aslan ile Köpek Yavrusu
- Hazreti Muhammed
- Çocukluk
- Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik
- Sivastopol
- İvan İlyiç'in Ölümü
- Kreutzer Sonat
- Diriliş
- Sergi Baba ve İki Hafif Süvari
- Efendi ile Uşağı
- Erik Çekirdeği
- İtiraflarım
- Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli
- Aşkın Yasası - Şiddetin Yasası
- Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır
- Üç Ölüm
- Şeytan
- Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir
- Hayatın Anlamı
- Masallar
- Bir Gencin Dramı
- Gençlik
- Her Şeye Rağmen Sevgi
- Sanat Nedir?
- Din Nedir?
- Vahşi Zevkler
- Ve Işık Karanlıkta Parlıyor
- Kafkas Tutsağı
- İçimizdeki Şeytan
- Hayat Üzerine Düşünceler
- İnsana Ne Kadar Toprak Lazım
- Hayatı Sorgulamak
- Bilgelik Kitabı
- Hikayeler
- Günlükler
- Tipi
- Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer
- Fil ile Tilkiler
- Baskın
- Halk İçin Hikayeler
- Öyküler
- Ölüm Manifestosu
- Karanlığın Kudreti
- Canlı Ceset
- Yaşlı Kavak
- İlkgençlik
- İhtiyar Adam ve Torunu
- Tanrı Her Şeyi Bilir
- Zamanımızın Köleliği
- Dekabristler
- İncil'in Kısa Bir Özeti
- Tolstoy'un Risaleleri - 2. Cilt
- Tolstoy'un Risaleleri - 1. Cilt
- Davulun Sesi
- Katya
- Yunan Öğretmen Sokrates
- Çocuk Gibi Olun
- Şahin İle Horoz
- Küçük Şeytan
- Sahte Kupon
- Savaş ve Askerlik Üzerine
- Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine
- Kralın Hediyesi
- İnancım Neden İbarettir?
- Dua
- Savaşa Karşı Yazılar
- Çömlek Alyoşa
- Anna Karenina - 3. Cilt
- Tolstoy'dan Seçme Öyküler
- Yaşayan Ölü
- Anna Karenina - 2. Cilt
- Hikmetli Sözler
- Savaş ve Barış - 2. Cilt
- Savaş ve Barış - 3. Cilt
- Savaş ve Barış - 4. Cilt
- Hiddet
- Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları
- Ruh
- Bethink Yourselves
- Polikuşka
- Tolstoy Bütün Eserleri 3
- Balodan Sonra
- Gri Tavşan
- Seçilmiş əsərləri - 1. Cilt
- Ruh ve Ölüm
- Gençlik - 2. Cilt
- Vatanseverliğe Karşı
- Anna Karenina - 4. Cilt
- Felsefe-i Hayat
- İman ve İtikad
- Aşk ve Öfke
- Корней Васильев (Korney Vasiliev)
- Gizli Notlar
- Bütün Eserleri 10
- Bütün Eserleri 11
- Bütün Eserleri 12
- Ölümden Sonra Dirilme - Cilt: 3
- Çilekler
- Tövbe Edin
- Kuğular
- İki Qusar
- İman Vicdan Ve Dua
- Halk İçin Hikayeler - 1. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 2. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 3. Cilt
- Ainsi Meurt L'amour
- Budala İvan
- Yaban Çilekleri
- Tanrı Gerçeği Görür Ama Bekler
- Tolstoy Bütün Eserleri 14 (Ciltli)
- Aforizmalar
- Yolcu ve Köylü
- Risaleler - İnsanın Dokuz Hali
- Muhabbet
- Kelam
- Masallar
- Basübadelmevt
- Father Sergius
- Söz ve Eşitsizlik
- Bir İzdivacın Romanı
- Çocukluk ve Gençlik Yılları
- Susa Bilmirəm
Lev Tolstoy Alıntıları - Sözleri
- Biz de böyleyiz işte... (İnsana Ne Kadar Toprak Lazım)
- İnsan eğer çok yaşasaydı o nispette çok değişimlere uğrardı. İnsan başlangıçta bir bebekken sonra küçük çocuk, sonra yetişkin ve daha sonra da ihtiyar olurdu. Fakat insan ne kadar değişim geçirirse geçirsin kendisine daima "ben" demiştir. Bu "ben" bebeklikte, yetişkinlikte ve ihtiyarlıkta her zaman kişinin yanındadır. İşte değişmeyen bu "ben" ruh adını verdiğimiz şeydir. (Ruh ve Ölüm)
- "İnsan kazanayım derken kendim kayboldum." (Tanrı Her Şeyi Bilir)
- "Böyle anlarda bir felakete ne kadar yakın olduğumu bilseydin, kendimden ne kadar korktuğumu!" (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bu da yaşamak mı sanki! İnsan ya tam ölmeli ya da tam yaşamalı. Tövbe, tövbe! (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Insana öyle geliyordu ki yeni bir şeyi anlamak için büyük bir hevesle atılıyor ancak amacına erdikten sonra o şeyden nefret etmeye de hak kazandığını düşünüyordu. (Gençlik - 2. Cilt)
- Kalben sakin ve uysal olun, hayatınızda mutluluğu bulursunuz. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- Sağlığı ile övünenin değil hasta olanın hekime ihtiyacı vardır. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- -Çünkü sen kendin için, mutluluğun için yaşamak istiyorsun. +Bu dünyada başka ne için yaşanır ki? -Tanrı için yaşamak gerekir Martin. (Hikayeler)
- ''Kabahatlerin en korkuncu, nankörlüktür...'' (Çocukluk)
- Bu acıyla da aynı şey olacak, zaman geçecek ve umurumda olmayacak. (Anna Karenina)
- Ben, hayattan hiçbir beklentisi olmayan, mahvolmuş bir adamım artık... (Hikayeler)
- Ölmek için referansa ihtiyaç yok (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bence her insan bencildir,ve bütün yaptiklari da bu yüzdendir. -Bencillik,insanin kendisini en iyi ve en akilli olduğuna inanmiş olmasidir.. (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Ve insanlar, kurtuluşu, her insan için zorunlu olan, tüm dinsel öğretilerde ve her bir insanın yüreğinde yazılan, 'kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve yakınlarını öldürme' yasasını yerine getirmekte aramalıdırlar. (Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine)
- İndi ki,bu dünya günahla doludur və ondan imtina etmək lazımdır,onda nəyə gərəkdir onun gözəllikləri? Bu işrəti niyə yaratmısan? (Sergi Baba ve İki Hafif Süvari)
- 'Öldün mü toprağa gömerler, sonra da mezarında ot biter, o kadar işte. Başka hiçbir şey yok' (Kazaklar)
- Ben, niçin bütün dünyanın dâhiyane bulduğu Shakespeare'in yapıtlarını beğenmemekle kalmıyor, bunları bir de iğrenç buluyordum? (Sanat Nedir?)
- Tarihsel olarak dekabristler,1825 Aralık ayında çarlığa karşı (Dekabr, Rusçada "Aralık" demek)meydan okumaya cüret etmiş ilk devrimcilerdi.hemen hepsi de Rus aristokrat ailelerinden geliyordu ve büyük bir çoğunluğu ise 1812'de Napoleon ordularına karşı savaşmışlar, kahramanlıklarıyla öne çıkmışlardı. (Dekabristler)
- erkekler böyle düşünürsünüz.. Kendinize özgürlük tanıdınız, kadını ise kuleye tıkmak niyetindesiniz. Kendinize gelince her şeye izin verirsiniz.. (Kreutzer Sonat)