Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? - Figen Şakacı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kimin eseri? Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kitabının yazarı kimdir? Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? konusu ve anafikri nedir? Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kitabı ne anlatıyor? Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? PDF indirme linki var mı? Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kitabının yazarı Figen Şakacı kimdir? İşte Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Figen Şakacı
Yayın Evi: İletişim Yayıncılık
İSBN: 9789750522437
Sayfa Sayısı: 172
Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık… Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir hal. Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden…
Sana ne oldu, sana ne oldu, hadi çık sokağa aldırma diyordun ne oldu diye durmadan başına kakan, yıldıran...
Şimdi kimim ben diye soran, susan, susan, sustuğuna suçlanan aynalar…
Usul usul çoğalan hüzün. Hayriye’yi arayan Rüya. Yüzleşmeler, eksik kalan mevsimler, pencere önündeki koltuk, yangınlar, çaresiz kaynaşmalar… Kısacık aşkları şehrin.
Figen Şakacı, Bitirgen’le başlayan Pala Hayriye ile süren üçlemesini Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? ile tamamlıyor. Bir ömrü anlatıyor, bir kadının varlığını, yokluğunu, izlerini, cümlelerini, gürültüsünü…
Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? Aşkların, yenilgilerin, solgunluğun, neşeli ve dirençli kahkahanın romanı…
(Tanıtım Bülteninden)
Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? Alıntıları - Sözleri
- Ne savaşıydı bu, bunca ölüm, bunca ölü ne içindi?
- Hüsran... Hüzzam makamında bir kelime. Hüzünle yakın akraba, üzüntüyle arkadaş; efkârla kol kola, kederle tanış, korkuyla hemhal.
- Hayat yaşarken değil, seyrederken güzeldir belki, ne biliyorsun ?
- Ömür yazgının izini sürmekmiş, yaşamaksa bir yaştan sonra kendini oyalamak...
- Kadınlar ömrünü bir sevgiliyle geçirebilir ama hayatını arkadaşlarıyla yaşar.
- Hüsran... Hüzzam makamında bir kelime. Hüzünle yakın akraba, üzüntüyle arkadaş; efkârla kol kola, kederle tanış, korkuyla hemhal. İlla hayale tutkun, onunla sevgili.
- Beklemenin zamanı uzattığını, belirsizliğin can yaktığını iyi bilirdi.
- Aşka benzer bir arkadaşlıktı onlarınki. Aldanmadan ayıklanmış, kendini unutmayı güzellemekten vazgeçmiş bir aşk... Birinin yokluğu diğerini elden ayaktan keser, hayatla bağını çıt diye koparmaya yeterdi.
- Hadi ordan ! Kaç kapıdan çıktım, kaç kapı çarptım, bu masadan mı kalkamayacağım? Zaman acelesi olanların uydurması. Sabrı yeni öğrendim ben, telaşa pabuç bırakır mıyım öyle hemen."
- Düşünürken sallanmayı niye seviyorum ben Rüya diye sormuştu bir keresinde. Bu sallanan koltukların, çocukluktan kalma bir hatıraya hizmet ettiğini ben mi uyduruyorum yoksa birileri benim yerime çoktan akıl etmiş olabilir mi ?
- Hayriye Hanım'ın her sorusu çilingir misali kapıları zorlar eninde sonunda açmayı başarır, başka başka odalara çıkarırdı insanı.
- Herkesin defterinde en az bir hüsran hikâyesi vardır. Hüsran...Hüzzam makamında bir kelime. Hüzünle yakın akraba, üzüntüyle arkadaş ; efkârla kol kola, kederle tanış, korkuyla hemhal. İlla hayale tutkun, onunla sevgili.
- Devrana atıp tutacağına, derdini sev.
Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bitirgen, Pala Hayriye ve son olarak bu kitap. Nasıl güzel işlemiş ilmek ilmek. Ufak ufak selamlar vermiş Türk edebiyatının ustalarına. Sonra bu ülke. Bu ülkenin geleceğini kim çaldı? Herkes nereye gitti? Rüya gibi yurtdışına mı kaçtılar yoksa bizim gibi otosansürleyip kendilerini köşelerine mi çekildiler. Bir puro ve boyna dolanan bir atkıya mı kaldı idealleri yaşatmak. Sahi Hayriye nerede? Çok güzel olmuş Figen Hanım. Yüreğinize sağlık. Tutunamayanlar bir kez de Hayriye'nin Rüya'nın bedeninde çıktı karşıma ve biz tutunamadığımızla kaldık. Onca yıla rağmen hiçbir adım atamadığımızı şekil değiştiren korkularla ve başka başka çaresizliklerle geleceğimizi kimin çaldığını bilemeden kalakaldık. (Gamze gamze)
Hayriyeyi kim caldi bitmek uzere, benimde gozlerim aglamaktan sismek.. neden agliyorumki, ruyanin o cirpinislarina mi? Hayriyenin artik kendine bulmasina mi? Ya da kacmasina mi? Bende bilmiyorum , ilk kez kitabı bıraktım, o duygularımın kitabı bitirerek bitmesini istemedim. Son 60 da durakladım.. ruyanın kahvaltısını simitle yaptigi gibi bugun bende kahvaltimi simitle yaptim.ruyanın hayrıyenın konumlndigi evine, bugun bende kendi evime konumlandim.. etrafi toplarken hayriye o asi hayriye nereye gitti diye dusunecegim,kim caldi onu diyecegim... ruyayı hayal edecegim,yıllar yılı kabugundan cıkmayan , hep duzeni planı olan ruyanın , hayriyelesmesini dusunecegim..bitince yine gelirm, burasi sorgusuz kabulsuz kitap severlerin duvarı dediler.. bende oyle bildim , geldim.... (Gulsah T)
"Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?" kitabının ruhunda yaşlılık çok derinden yer almış. Hayriye'nin yaşamı erkeklerin çakma imtiyazla takındığı tafralara ve erkeklere bu rütbeyi verenlerin topuna atılmış alaycı bir çığlık. (Sevda hayatt)
Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? PDF indirme linki var mı?
Figen Şakacı - Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Figen Şakacı Kimdir?
1971 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. 1989 yılında gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik, köşe yazarlığı yaptı. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Her Doğum Bir Mucizedir ve Mizah Zekânın Zekatıdır adlı iki nehir söyleşi kitabı yayımlandı. Üçleme olarak tasarladığı roman serisinin ilk kitabı Bitirgen 2011’de Everest Yayınları’ndan çıktı.
Figen Şakacı Kitapları - Eserleri
- Pala Hayriye
- Bitirgen
- Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?
- Her Doğum Bir Mucizedir
- Kesekli Tarla
- Topuklu Terlik Süt Yapar
Figen Şakacı Alıntıları - Sözleri
- Ne zaman ki her şeyden korkmaya başladım, büyüdüğümü anladım. (Pala Hayriye)
- Ne savaşıydı bu, bunca ölüm, bunca ölü ne içindi? (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Devrana atıp tutacağına, derdini sev. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Türker elindeki faraşı ve süpürgeyi kenara koydu ve parmakları ile tek tek sayarak anlatmaya başladı.: "Dedim ya ben Bi muhbirim, ya ben Bi ajanım, ya da ben bu olayda yoktum.Tabi." Bu cevabın ardından kendisine aşık olacak olan Füsun Türkere üniversite de kaçıncı yılı olduğunu sordu. Türker oturduğu yerde kafasını hızla birkaç defa sağa sola çevirdi ve "Yedi" diye bağırdıktan sonra kahkaha atmaya başladı. "Yedi.... Hahaahhaahhahahah" (Bitirgen)
- Yan yana hiç mi dondurmamışız zamanı, bu kadar mı teğetmişiz birbirimize, bu kadar mı eminmişiz hiç ayrılmayacağımızdan... (Bitirgen)
- Kitabın her sayfası kırmızı kalemle işaretlenmişti, bana biraz ters geldi. Kitabı böyle çizmek kötü bir şey değil mi diye sordum. Hayır, önemli olan her sözün altını çizmek lazım dedi; unutmamak içinmiş. (Bitirgen)
- Aşka benzer bir arkadaşlıktı onlarınki. Aldanmadan ayıklanmış, kendini unutmayı güzellemekten vazgeçmiş bir aşk... Birinin yokluğu diğerini elden ayaktan keser, hayatla bağını çıt diye koparmaya yeterdi. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Ben seni anne, ben seni hep bilmeden, hep şaşırarak, hep ta şuramda taşıyarak, hep ama hep kendimden gizleyerek sevmiştim... (Bitirgen)
- "Çekiç sesleriyle kitap tozları arasında kaldın mı kızım Hayriye. Oradan çıkış yokmuş, doğduğun yer kaderinmiş, kabul et!" (Pala Hayriye)
- Teşekkür ederim beni bu ödüle layık gördüğünüz için… Yine de sizi hiçbir zaman affetmeyeceğim beni bunca zaman görmediğiniz için. (Kesekli Tarla)
- Hasret çekmek, bir hayalin yerini durmadan değiştirmek demek. Özlemek daha başka, onda bütün dünyayı aynı anda kucaklamak isteği gibi imkânsız bir şey var... Birinde hiç kavuşamayacağını bilmenin sancısı, diğerinde yutkundukça fark ettiğin bir yumru... (Pala Hayriye)
- Hayriye Hanım'ın her sorusu çilingir misali kapıları zorlar eninde sonunda açmayı başarır, başka başka odalara çıkarırdı insanı. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Babama Bitirgen ne demek diye sordum; meğer küçük ve şeker gibi tatlı kayısıymış. Ben de küçük ve şeker olduğum için onun Bitirgeniymişim. Ne güzel değil mi? (Bitirgen)
- Zaten ne zaman yemekte kavga çıkmadı ki, ben hiç kavgasız bir akşam yemeği hatırlamıyorum, kahvaltı da. Öğlen zaten herkes bir yerde, yani anlayacağın yemek yerine birbirimizi yiyoruz ama bir türlü doymuyoruz. (Bitirgen)
- Olmadı, yapamadım. (Kesekli Tarla)
- Vedanın da çocukluk gibi hiç bitmediğini anladım. (Kesekli Tarla)
- "Asla affetmeyeceklerimin listesini yaptım. Bu listeyi her an yanımda taşıyacağım çünkü bazen ben kızdığım insanları unutuyorum, oysa insan hiçbir zaman hiçbir şeyi unutmamalı..." (Bitirgen)
- Sevgide bir kol boyu mesafe isterdi; yapış yapış, öpüş-kokuş cilveleri vıcık bulurdu. (Kesekli Tarla)
- Düşünürken sallanmayı niye seviyorum ben Rüya diye sormuştu bir keresinde. Bu sallanan koltukların, çocukluktan kalma bir hatıraya hizmet ettiğini ben mi uyduruyorum yoksa birileri benim yerime çoktan akıl etmiş olabilir mi ? (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Bu kez son demek, bir gençlik atasözü, bir ne oldum deliliğiymiş. Üşümenin de bir yordamı, yorgunluğu olduğunu şimdi anladım. (Bitirgen)