Her Pazartesi - Turgut Uyar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Her Pazartesi kimin eseri? Her Pazartesi kitabının yazarı kimdir? Her Pazartesi konusu ve anafikri nedir? Her Pazartesi kitabı ne anlatıyor? Her Pazartesi kitabının yazarı Turgut Uyar kimdir? İşte Her Pazartesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Turgut Uyar

Yayın Evi: Gerçek Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 103

Her Pazartesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

ÖNDEYİŞ

akşam, azıcık!., alnımın azıcık yüksek kaldığı

lâstiklerin, benzinlerin, bonoların azıcık ufaldığı

Bir odada, azıcık!., günlükten ve grevden

Nüfus kâğıdı, terazi ve peynir beklemekten

Ellerimle koparıp aldığım, sahip olduğum ışık

Bir odada azıcık!..

Her Pazartesi Alıntıları - Sözleri

  • Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, Kim o dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıkdır, mahmursundur. Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç’ten. Fabrika düdükleri ötmektedir.”
  • Her şey ölü! Gibi.
  • Bir genelgeyim, gündüzüm ve gecem bir Bir anı bile değilim eski olmaktan.
  • Kısacık yoğun bir akşam herkezin yüzünün bir anıya karıştığı yoğun bir akşam bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde ve bir intihar üstüne söylenti bütün kıyıları dolaştı durdu kısacık bir akşam
  • Ölüm için şimdilik yorgunum..
  • Üşürüz suçluluktan Suçluyuz yaşamaktan..
  • Hızla gelişecek kalbimiz. Kendi öz hüznümüzün ılık tarlasında Bozkır dayanıklılığımızın tarlasında ... Sütçünün sesiyle birlikte Şoförün sesiyle birlikte Erkenci işçilerin sesiyle birlikte ... Ve yeni uyanmışların ve yeni doğmuşların ve herkesin ve herkesin Sesleriyle birlikte... Kimse bölemeyecek ve kalbimiz Hızla gelişecek.
  • Artık ellerimiz kimbilir hangi güvertede, Karanlık geceyi bir suyla açıklamaya uğraşıyor. Sonuç, Gelişen bir ağıt.
  • Biliyorum nasıl yaşadığını senin Türkçe yokken mahzun ve yaşamaklı -eskimez elbet- Ülkeni dirençle yaşamak, ülken olmayınca sözlüğünde
  • Bir kötü romanda beşinci kişi gibiyim filan..
  • Hiçbir şeye hazırlıklı değildik Oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik..
  • Ne söylenebilir! Tam çağıydı, belli aldandık Otlarla yeşerdik, güllerle sarardık..
  • Haziran sancılı bir ülkedir kalbimize...
  • “Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?”
  • Bahar mı dedin, yakın. Bak ben hazırım bile..

Her Pazartesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Penceremden bakıyorum. Hava her zamanki gibi puslu ve boğuk. İnsanlar geçip gidiyor caddeden. Kimi düşünceli kimi yorgun çoğunluk mutsuz elbette. Birden yağmur başladı. Herkeste bir telaş bir koşuşturmaca. Dalgın bir adam geliyor karşı kıyıdan. Yağmur ona değmiyor sanki. Yürüyor, sadece yürüyor bir bosluktaymışcasına. Kimbilir neler düşünüyor ki yağmuru bile fark etmedi. Elinde iki ekmek var. Önceden gazeteye sarılırdı ancak şimdi poşette ekmekler. Çok fazla ıslanmazlar. Gerçi gazeteye sarılı olsa dahi adam umursamazdı ekmeklerin ıslanmasını. Ben ekmeklere takılıp bunları düşünürken adam geçip gitmişti bile. Evine gidince düşünceli hali biter miydi acaba. Ne derdi vardı kimbilir. Belki karısının siparişlerini tamamlayamadı belki cebinde kalan para ay sonuna kadar götürmez diye düşünüyordu. İşte bugün gördüğüm bu adam gibi yazar/Turgut-Uyar da büyük bir boşlukta yürüyor gibi düşünceli hissettirdi kendini bu şiirlerinde. (DUA)

ilk baskısı gerçek yayınevi tarafından ekim 1968 tarihinde dünya üzerinde görünür olan kapağı da sait maden imzalı muazzam bir turgut uyar kitabı. bu kitabın edip cansever'in kirli ağustos'u ile gizli gizli ve derin bir rabıtası vardır. "...herkes kaçışandı yalnızlıktan kadınlar erkeklerle idi, yalnızlıktan herkes herkesle idi, yalnızlıktan..." (red john)

Güzel: İçerisinde bazen dörtlükle yazılmış şiirler bazen de serbest ölçüyle yazılmış şiirler var. Konu olarak anlaşılır ve bu sefer okuması rahat, vurguyu yapabileceğimiz daha güzel şiirler mevcut. Ben sevdim önerebilirim. (Ömer Yüksel)

Kitabın Yazarı Turgut Uyar Kimdir?

İstanbuldaki ilköğreniminden sonra, Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve Askeri Memurlar Okulunu bitirip Posof, Terme ve Ankarada personel subayı olarak görev yaptı. İlk evliliği annesinin isteği ile oldu. 18 yaşında baba olan Uyar ilk eşinden olma 3 çocuğunu memurluk yaptığı yerlerde büyüttü. 1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayisinin Ankara şubesinde çalışmaya başladı. 1966 yılında eşinden ayrılıp İstanbul'a yerleştiğinde o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başlarlar. Bu mektuplaşmalar evlilikle sonuçlanır. Tomris Uyar ile evliliklerinden bir erkek çocukları olur. Hece ölçüsüyle yazdığı ve toplumsal konuları işleyen ilk iki kitabı Arz-ı Hal (1949) ve Türkiyem (1952)'den sonra, Dünyanın En Güzel Arabistanıyla bireyin iç dünyasına yönelerek yalnızlığın ve çıkışsızlığın peşinde olmuştur. Tütünler Islak (1962) ve Her Pazartesi (1968) de koruduğu bu çizgiyi, Divan (1970)' la geleneksel şiirin kalıplarına, Toplandılar (1974) ve Kayayı Delen İncir (1982)' le söz konusu dönemde yaşanan sınıfsal mücadelenin yansımalarına yerini bırakmıştır.

Turgut Uyar Kitapları - Eserleri

  • Şiirde Dün Yok Mu
  • Büyük Saat
  • Göğe Bakma Durağı
  • Korkulu Ustalık
  • Divan
  • Yitiksiz

  • Ne Güzeldi Senin Çılgınlığın
  • Arz-ı Hal ve Sonrası
  • Toplandılar
  • Kayayı Delen İncir
  • Dünyanın En Güzel Arabistanı
  • Veys
  • Sonsuz Ve Öbürü

  • Bir Şiirden
  • Türkiyem
  • Tütünler Islak
  • Her Pazartesi
  • Elele Okuyalım
  • Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü
  • Toplu şiirler 1

Turgut Uyar Alıntıları - Sözleri

  • Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm. (Dünyanın En Güzel Arabistanı)
  • Çoktandır kim aldanmıyor acaba? (Veys)
  • Ömür dedikleri gitti gider Bir avuç su gibi parmaklarından (Türkiyem)
  • Sen ki, saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin, Bu ılık saçlar, bu gözler; fakat her şeyden önce Yaşadığın için güzelsin.. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
  • aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur.. (Kayayı Delen İncir)
  • “Yaşlıların tek özelliği,gençlerden daha uzun bir süre yaşamış olmasıdır.” (Elele Okuyalım)

  • "Ey artık ölmüş olan at! -dediler- En güzeli oydu işte, yüzünün savaşla ilişkisi. Boydanboya bir karşıkoyma, denge ve istekli bir azalma. Onu bilirdik. O ağaç senin kanınla beslenirdi, hepimizi besleyen. Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız senin karşında, alışverişin, alfabenin, iplik döküntülerinin ve her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği..." (Tütünler Islak)
  • Bütün saatleri durdursan Zamana derdini dinletemezsin (Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü)
  • Öyle düşünüyorum ki, Kur'an Arapça konuşulmayan ülkelerde, Arapça konuşulan ülkelerden biraz daha fazla saygı görür. İncil de öyle. Her ülkede Latince okunması ne yüzdendir belliyorsunuz. İnsan anlamadığı şeylerden korkar. Eğer anlayamadığı o şeyler içinde bir öz, bir değer sezinliyorsa korkusu saygıya çevrilir. (Korkulu Ustalık)
  • Sanki bütün üzümler kuruyup gidermiş, sanki bütün gemiler, sanki bütüm trenler hemen kalkarmış gibi, sanki bir tek geç kalan benmişim gibi. Bir su içsem bir yıldız görsem, ağan yahut düşen... İşte diyorum, vakit geç! (Veys)
  • Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği.. (Tütünler Islak)
  • Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mukemmel mutluluğundan insansoyunun Sevgim acıyor. (Toplu şiirler 1)
  • Yel esiyor ama değirmen dönmüyor. Kuraklık bu, adın ekmeğe dönüşmüyor. (Sonsuz Ve Öbürü)

  • "Zаmаnsız gеlmе, еlim kolum dаğınıksа sаrılаmаm!" (Toplu şiirler 1)
  • hiçbir şey artık eski açıklığında değil ki (Divan)
  • Kalın ve karanlık bir çatı merdiveni gibi giderilmez eksikliğini tanırım onun (Sonsuz Ve Öbürü)
  • Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o? dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıktır, mahmursundur. Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç' ten. Fabrika düdükleri ötmededir. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
  • Bıktım gözü yaşlılıktan Bıktım ölmemeyi saymaktan (Veys)
  • Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda... Bir dilde adam gibi sevmedikten sonra.... (Tütünler Islak)
  • “Ey şimal rüzgârı, hasret dolu tren, Bari o günlerin kokusunu getir.” (Bir Şiirden)