Hikaye - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Hikaye kimin eseri? Hikaye kitabının yazarı kimdir? Hikaye konusu ve anafikri nedir? Hikaye kitabı ne anlatıyor? Hikaye kitabının yazarı Halid Ziya Uşaklıgil kimdir? İşte Hikaye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil

Yayın Evi: Özgür Yayınları

İSBN: 9789754473094

Sayfa Sayısı: 128

Hikaye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sanat hayatının başlangıcında kaleme aldığı Hikâye’de Halit Ziya, roman ve romancılık konusunda bireysel görüşlerini açıklar. Romanın Batı edebiyatlarındaki tarihi ana hatlarını verirken Türk edebiyatındaki durumunu da eleştirir. Halit Ziya bu eseri yazma amacının, dönemin önemli tartışma konularından biri olan “realizm ve romantizm akımları ile her iki gruba da girmeyen ve ‘masalcılar’ olarak nitelediği roman tüccarlarını tayin etmek” olduğunu söyler.

Eserde, ilk çağdan yaşadığı döneme kadar Avrupa’da roman ve romancılığın gelişimini özetler ve Eski Yunan, Latin, Ortaçağ ve Yeni Fransız edebiyatının ileri gelenlerini ve eserlerini anarak romanın yol almasındaki katkılarına değinir.

Hikâye, Hizmet gazetesinde tefrika edildikten sonra 1888 yılında kitap olarak basılmıştır. Elinizdeki kitap hazırlanırken bu baskı esas alınmış ve günümüzde kullanılmayan veya az kullanılan kelimelerin anlamları dipnotlarda verilmiştir.

Hikaye Alıntıları - Sözleri

  • Bıktık!.. Birer birer unutulmuş mezarına çekilen garip hikâyelerin yaratıcıların bizde mi hayat sürecek?
  • Ona bir kitap bir dünyayı teftiş ettirir.
  • Hakikatte ise bir fikir tembelliğiyle bulutlanmış olan bu cephenin altında olağanüstü bir zihin faaliyeti mevcut idi.
  • Hâlâ yaşamaktadır lâkin bir yarısını mezara gömmüş bir vücut nasıl hayatta bulunursa öyle...
  • Ona bir kitap bir dünyayı teftiş ettirir.
  • Benim doğduğum köylerde Kuzey rüzgârları eserdi. Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır. Öp biraz !
  • Herkes bilir ki hikaye bir vakanın tasviridir.
  • Romancı; bir hakim, bir filozof, bir bilim insanı kadar asrının büyükleri arasında sayılıyor.
  • Bir romancının eseri, bir şairin bir şiir kitabı kadar ve belki daha ziyade ehemmiyetle telakki olunuyor. Zira bir şair insanın kalbini tasvir ediyorsa bir romancı bir insanı bütün yönleriyle gösteriyor.
  • Bıktık.!.. Birer birer unutulmuş mezarına çekilen garip hikayelerin yaratıcıları bizde mi hayat sürecek?
  • Batı roman tarzını bize en evvelden gösteren saygıdeğer Ahmet Mithat Efendi Hazretleri dört beş sene önce meşhur romantik romancılardan iki büyük zâtın en güzel eserlerinden birkaçını tercüme etmişlerdi. Bunlardan sonra kendilerinden beklenilen şey, edebiyattan anlayanların ellerine almayacaklarını yine kendileri teslim edecek olan hikayeler tercümesi midir? Biz daha büyük hizmetler bekleriz.
  • Hikaye bir vak’anın tasviri imiş! Hayır değil... Şimdi hikaye bir vak’anın tasviri olmaktan ziyade bir hissiyat levhası addolunuyor. Hikayede tafsilat vak’adan az yer tutmalı imiş! Bu da yanlış!... Bu söz dünyada hiçbir akıl sahibinin gerçekleşmesine ihtimal veremeyeceği birçok tuhaf olayların birbiri ardına sıralanmasından meydana gelen, türlü türlü hırsızlıklardan, cinayetlerden, intikamlardan söz eden saçma masallar hakkında söylenebilir.
  • Maksadımız ülkemizde romancılıkla tanınanlar ile hikaye mütercimlerini karalamak veya hizmetlerini küçük görmek değildir, bilakis vatanımızda Muhayyelat-ı Aziz Efendi tarzında hikayelerden başka bir şey tanılmadığı bir sırada birinci defa olarak milli ve telifen hikaye yazan Ahmet Mithat Efendi Hazretleriyle onun yolunda gidenlere hissemize isabet eden şükranı arz etmek isteriz. Lakin şunu da ilave arzusundayız ki bugün en olgun şeklini bulacağı doğru yola giren hikaye şimdi bizde görülenlerin derecesinde kalmamıştır.
  • Orta Çağ hikayeleri şimdiki hikayelere benzemekten pek uzaktır. Bunların bir dereceye kadar tarihe dayananlarıyla şairane denebilecek bir edebi değere sahip bulunanlarını istisna edersek bizim şimdi kocakarı masalları namı altında yâd ettiğimiz hikayeler derecesine indiklerini görürüz.

Hikaye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Uşaklıgil 'in hikaye üzerine yaptığı ıncelemeleri ,çalışmaları içeren bu kitapta Uşaklıgil' in kalemini kimlerin,hangi akımların etkilediğini net bir şekilde görüyoruz. Bu sayede eserlerini okurken ,o eserle ne yapmak istediğini çok daha iyi kavramaya yardımcı oluyor. H.Ziya iki akıma deyinmiş kitabında; Hayaliyun (Romantizm)ve Hakikiyun (Realizm ve Naturalizm.O dönemde bu iki akımın ayrımları bizim edebiyatimizda henüz tam anlamıyla yapılabilmiş değildi. ) Ama asıl üzerinde durduğu konu ise Hakikiyundur. Yine bu eserinden anlarız ki H.Ziya Hakiiyunu benimsemiş . Aşk-ı Memnu 'yu kaleme alması da bu eserin Madame Bovary ile olan benzerliği de hic sebebsiz degildir fakat onun hikâyelerinde Goncourt kardeşlerin izleri daha çoktur. İşte bu gibi Halit Ziya 'nın edebi kişiliğini bu kitapta çıkarmak mümkündür. (Sümeyye Aykan)

Cok uzun zaman once okumustum kitabi dun aksam saatlerinde arkadaslarimla sohbet ederken birden geliverdi aklima daha universiteye hazirlaniyorum o gunlerde tabi hayalde izmir de okumak var. (Kismet Erzurum mus) Halit ziya nin muhtesem bi kitabi okurken akanlardan akarken de insanin icini huzurla dolduranlardan. Yazar bu kitabını, ömrünün son yıllarında yaşadığı olayları hatırlamak maksadıyla yazmış meger ’’İzmir Hikayeleri’’eski izmirin buram buram kokan havası, kenar köşe semtleri, oraların her sınıftan ve hertipten insanları, o döneminyaşam ortamını , gelenek ve görenekleri, kısacası bir zaman kesitinin İzmir folkloru , örnekleriyle , zengin bir kaynak:) Kitaptaki olaylar tamamen halk yaşantısından alınmıştır.Kitabın kahramanları ise yine olaylarda olduğu gibi tamamen halk içerisinde yaşayan normal halk insanlardan seçilmiş. Yani bihterler behluller sacma karisik iliskiler yok bu kitapta :) Okumadan olmeyin derim ben (eda gökçe)

Halid Ziya, bu kitabını 23 yaşında yazmış. Kitapta bahsi geçen hikâye, hikâye değil romandır. O dönemde hikâye/roman terimleri yerli yerine oturmamıştır. Eser, inceleme türünde yazılmıştır. Kitapta kendi roman yönteminden de bahsetmiştir ve bu bakımdan da önemlidir. Kitabın bir bölümünde Fransız edebiyatındaki bazı yazarların eserlerinden örnekler vererek tanıtmış. Ahmet Mithat Efendi'nin temsil ettiği romantik anlayışın devrini tamamladığını düşünür ve edebiyatımızda realist üslupta romanlar kaleme alınması gerektiğini savunur. (M)

Hikaye PDF indirme linki var mı?

Halid Ziya Uşaklıgil - Hikaye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hikaye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?

Bazı edebi yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halit Ziyaeddin adıyla yayımlamıştır. Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu'nun yazarıdır.

Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Reşat devri Mabeyn Başkatibi (1909-1912), ve Ayan Meclisi üyesidir.

İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak'tan İzmir'e göçmüş varlıklı bir ailedendi. Halit Ziya, o sırada İstanbul'a yerleşmiş olan Halil Efendi ile Behiye Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Mahalle mektebindeki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne devam etti. 93 Harbi'nin başlaması ile Halil Efendi'nin işleri bozulunca aile, İzmir'e yerleşti ve Halit Ziya öğrenimini İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Ardından İzmir'de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulmuş yatılı bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi; Fransız edebiyatını yakından tanıdı. Fransızca çeviri denemeleri yaptıktan sonra henüz öğrenci iken ilk yazılarını yayımlamaya başladı. Önce İzmir çevresinde kendini tanıttı. Bazı edebi yazılarını İstanbul'da Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide "Mehmet Halid" adıyla yayımladı. Son sınıfta iken okuldan ayrıldı, babasının kâtibi olarak iş yaşamına başladı. Aynı yıl, Bıçakçızade Hakkı ve Tevfik Nevzat adlı arkadaşlarıyla Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. 10 sayı kadar yayın hayatında bulunan ve İzmir'in ilk edebiyat dergisi olan bu dergide çeviri şiir ve hikâyeler, mensur şiirler, bilimsel yazılar yayımladı. Babasının yanındaki işi edebiyat merakı ile bağdaştıramadığından farklı bir iş aradı. İstanbul'a giderek hariciyeci olmak için başvurdu; başvurusu kabul edilmeyince İzmir'e döndü. İstanbul'da bulunduğu süre içinde Fransız edebiyat tarihi ile ilgili olarak uzun süredir yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885'te 84 sayfa olarak basıldı. Bu eser, onun basılan ilk kitabıdır ve Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi olma özelliği taşır. İzmir'e döndükten sonra İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı, öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başladı. İzmir İdadisi'nin açılmasından sonra öğretmenliğe bu okulda devam etti; Fransızcanın yanısıra Türk edebiyatı dersleri verdi.

 

Halid Ziya Uşaklıgil Kitapları - Eserleri

  • Mai ve Siyah
  • Aşk-ı Memnu
  • Bir Ölünün Defteri
  • Kırık Hayatlar
  • Ferdi ve Şürekası
  • Nemide
  • Bu muydu?
  • Ferhunde Kalfa
  • Sefile
  • Fena Bir Gece
  • Hikaye
  • Bir Acı Hikaye
  • Sade Bir Şey
  • Aşka Dair
  • Kırk Yıl
  • Mai Yalı
  • Bir Yazın Tarihi
  • İzmir Hikayeleri
  • Ruhun Lisanı
  • Bitmemiş Defter
  • Saray ve Ötesi
  • Kadın Pençesi
  • Kar Yağarken
  • Solgun Demet
  • Onu Beklerken
  • Bir Hikaye-i Sevda
  • İhtiyar Dost
  • Bir Şi'r-i Hayal
  • Mensur Şiirler - Mezardan Sesler
  • Saklanan Düşman
  • Füruzan
  • Kâbus
  • Nesl-i Ahir
  • Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı
  • Hepsinden Acı
  • Bir Başlangıcın Sonu
  • Kırık Hayatlar 1. Cilt
  • Sanata Dair
  • Kırık Hayatlar 2. Cilt
  • Küçük Fıkralar
  • Bir Muhtıranın Son Yaprakları
  • Valide Mektupları
  • ذكريات راحل
  • Papağan Halit
  • Yarın Kardeşler
  • Sanata Dair Cilt 2
  • Sanata Dair Cilt 1
  • Saray ve Ötesi
  • Garp'tan Şark'a Seyyale-yi Edebiyye
  • Almanya Mektupları

Halid Ziya Uşaklıgil Alıntıları - Sözleri

  • Ben mutsuz, kendi kendimden, hayatımdan, geleceğimden kuşku duyan bir gencim. (İzmir Hikayeleri)
  • "Zengin olmamakla beraber eline geçen bütün parayı elbiseme, harçlığımı harcar, üç gün sonra para istesem hiç itiraz etmez.." (Aşka Dair)
  • "Lakin asıl şiir kadınlardır, bu çiçeklerden teşkil edilerek odanızın yaldızlı hücrelerinde narin çiçekliklerde güzel kokulu anılarıyla size gülümseyen demetlerdir. " (Aşk-ı Memnu)
  • "Zaten hiçbir zaman kendisi için alelade bir hayattan fazlasını tasavvur etmemişti. Ta çocukluğundan beri zevkleri sade, emelleri ufaktı." (Mai Yalı)
  • mazi ve istikbal aynı ömür kitabının iki sahifesidir, birini yırtmak diğerini natamam [noksan] bırakmak demektir; hele ikincisini yazmak isteyenler birincisini okumamış, görmemiş bulunurlarsa yazacakları bî-asıl bir hurafeden [temelsiz bir saçmalıktan] ibaret kalır. (İhtiyar Dost)
  • Sen yalnız benimsin, başka hiç kimsenin olamazsın. Ben bütün içim kaynayarak, bedenimin en küçük parçasına kadar titreyerek senin isteğinle doluyum. Gece gündüz, uyurken uyanıkken gözlerimde kafamda yalnız sen varsın. Anlıyor musun? ... Hep senin için yaşıyorum; ama senin için ölmesini de bilirim. (İzmir Hikayeleri)

  • Hâlâ yaşamaktadır lâkin bir yarısını mezara gömmüş bir vücut nasıl hayatta bulunursa öyle... (Hikaye)
  • Bir muaşakadan [aşktan] alınan lezzet mahvolur, lâkin bir validenin badi-i felâketi [felâket sebebi] olmaktan mütevellit [ileri gelen] azab-ı vicdanî ebediyyen müteezzi eder [acı verir]. (Sefile)
  • O kalp sevmiş, fakat sevdikten sonra kırılmıştı. (Bir Ölünün Defteri)
  • Fakat bilinemez nasıl bir ihmalle bir aile kurma tasavvur ve ihtiyacını daima ertesi güne erteleye erteleye bir gün fark etmişti ki saçları ağarmış... (Mai Yalı)
  • Aşk, geçtiği yerlerde hazzın öyle izlerini bırakır ki bu görülmese bile duyulur, sezilir. (Sade Bir Şey)
  • ...ona en düşman olduğu zamanlar en ziyade sevdiği zamanlardı ve pek emindi ki o da ağır hakaretleriyle, hırçınlıklarıyla beraber onu seviyordu. (Bitmemiş Defter)
  • Ne kadar çirkin ve kötü hisler varsa, haset, kıskançlık, çekememezlik, gayz ve kin, her şeyin üstünde tutulmak gerekirken, çıkarlara göre kullanılmak istenen din örtüsünün altında saklanırdı. (Papağan Halit)

  • Unutmak istediğim bütün anılar onun içinde idi . (Bir Ölünün Defteri)
  • Aralarinda hallolunacak meseleler, paylasilacak seyler, birisine yahut digerine uyarak kabul olunacak fikirler ortaya cikti. Isin baslangicinda her ikisi de digerine karsi, karsilikli yardimlarda bulunuyorlardi. Oyle ki sonunda yaklasa yaklasa ya opusmek ya bogusmak lazim geldi. Opusmediler, bogusmak da istemediler, yalniz ayrilmakla yetindiler. (Saklanan Düşman)
  • "Gel. dama çıkalım, sen uçurtmanı uçur, bende çoraplarını öreyim." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Sultan Reşat'ın cülusunun hemen akabinde bir gün Emrullah Efendi (İttihatçı) bana geldi ve oturmaya bile kuvvet bulmayarak yarı ayakta yarı sandalyede söyledi: “Sana mühim bir iş için geliyorum. Biliyorsun ki hünkâr için hükümet yirmi beş bin lira tahsisat teklif ediyor. Biz bunu fazla bulmuyoruz ama…” “Ama hünkâr kendiliğinden bunun beş bin lirasını terk edecek olursa efkâr-ı umumiye üzerinde pek iyi bir tesir hâsıl edecek.” (Saray ve Ötesi)
  • "Evet. beni en çok mutlu edecek şey, annesi ve kızını öldürmek olacak!.." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Kaderin akışına engel olacak bir tedbir alınabilir miydi? (Bir Acı Hikaye)
  • "Bu evlilik seni mesut etmek değil, aksine, öldürüyor..." (Ferdi ve Şürekası)