Hızırla Kırk Saat - Şiirler III - Sezai Karakoç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Hızırla Kırk Saat - Şiirler III kimin eseri? Hızırla Kırk Saat - Şiirler III kitabının yazarı kimdir? Hızırla Kırk Saat - Şiirler III konusu ve anafikri nedir? Hızırla Kırk Saat - Şiirler III kitabı ne anlatıyor? Hızırla Kırk Saat - Şiirler III kitabının yazarı Sezai Karakoç kimdir? İşte Hızırla Kırk Saat - Şiirler III kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Sezai Karakoç

Yayın Evi: Diriliş Yayınları

İSBN: 3002567100289

Sayfa Sayısı: 128

Hızırla Kırk Saat - Şiirler III Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitabı oluşturan şiirler, 1967 yılı Mayıs-Haziran aylarında yazılmış ve doğrudan kitap olarak yayınlanmıştır. Kitabın bütün baskıları Diriliş Yayını olmakla birlikte, sadece ikinci baskı, Fatih Yayınevince yapılmıştır. 31. Bölüm`deki Batı Korosu`nun (aslı fransızca) çevirisi "Edebiyat Yazıları III - Eğik Ehramlar" isimli eserimizde bulunmaktadır.

Hızırla Kırk Saat - Şiirler III Alıntıları - Sözleri

  • Her evde kutsal kitaplar asılıydı Okuyan kimseyi göremedim Okusa da anlayanı görmedim
  • Bir zindana ışıklı kapılar açan Kur'an'dı tek avunuş tek umut tek düşünce ...
  • . . Babamsa okuyordu boyuna okuyordu Fetih sûresini Zaten yoktur bir yenilgi sûresi Her sûre bir bakıma bir Fetih Sûresi Her âyet bir ülkeye bedel bir erdir Her sûre cihana bedeldir Kur'an'sa arşın manifestosu Reddin reddi protestosu ...
  • Şekere alışmış akrebi öldürmezsen Şekerden zehir yapacaktır ...
  • "Aradığım bu ülkede de yok"
  • Kadının üstün olduğu ama mutlu olamadığı Günlere geldim bunu bana öğretmediniz
  • Taşların kalb atışlarını duyanlar Yalnız onlar okur benim söylediklerimi ...
  • Saatlerini çabuk tüket ayını ve yıldızlarını yak ey gece Bizim kalbimizdeki kurbanlar kesilmeden önce
  • "Aradığım bu ülkede de yok Taşlar hatıra yazılamayacak kadar Fazla kararmış."

Hızırla Kırk Saat - Şiirler III İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hızırla Kırk Saat: Sezai Karakoç'un 1967 yılının mayıs ve haziran aylarında her gün bir saatini verip 40 gün boyunca İstanbul Denizkapı'daki kahvehanelerde yazdığı şiirlerden oluşan kitabı. Hızır'ın şair kılığına değil şairin Hızır kılığına büründüğü bir şiir. Sezai Karakoç Hızır kılığında her bir bölümde dünyamızın ve tarihimizin bir başka yerindedir. Bir gün Musa ile Kızıldeniz'i aşarken bir gün ilk vahyin geldiği Hira'dadır. Bir bakmışız ki Ashabı Kehf mağarasında yedi uyurlar arasındayken ansızın düşer hicret yollarında Arabistan'da bir çöle. Şiiri anlamak ve anlamlayabilmek için hem Sezai Karakoç'un hem de İkinci Yeni şiirinin diline alışkın ve hakim olmak gerek. Ve ardı sıra kitabın içine girdiğinizde yanınıza Hızır'ı alıp büyülü bir dünyada yollara koyuluyorsunuz. Şiire ilgi duyanların okumasını tavsiye ederim. Ayrıyetten İslam Tarihi konusunda düşünce geliştirmek isteyen kişilerin de Hızırla Kırk Saat adlı eseri mutlak anlamda incelemeleri gerekir kanaatimce. Kitabın içinde geçen bazı olayları sıralayacağım; Savaş-Ortadoğu, Hz.Meryem ve Hz.İsa'nın doğumu, Hz.Musa ve Hızır'ın yolculuğu, Kurban Bayramı, Ashabı Kehf, Veda Hutbesi, Hallacı Mansur, Hz Musa ve firavun-Mucizeler, Miraç, Efendimiz'in doğumu, İlk vahiy, Hicret, Efendimiz'in vefatı, Kıyamet. (Veysel Atasoy)

Tevâfuken yollarımız bir an da bu kitap ile kesişti. Okuma planlarımda yokken kendimi sayfalardan ayıramaz buldum. Üstad'ın her kitabı benim için çok kıymetli kendisi her yazardan çok çok farklı bir yerde. Bir yazarın ikinci veya üçüncü kitabını okumak beni hep usandırırken bunun asla olmadığı 2-3 yazardan biri Ve bir de ona karşı çok büyük bir özlem var içimde tabii. Ondan bir ders bile olsun almak hayalinde iken dersleri kitaplarından almak zorunda kalmak mahzun bırakıyor. Üstad'ın 40 şiirinin bulunduğu bu kitapta çok güzel bir kitaptı birçok şiiri okurken gözlerim doldu. Onun Peygamberص aşkı,tasvir edişi apayrıydı. Kesinlikle okunması lazım. (Şeyma EKİNCİ)

Sezai Karakoç 40 gün boyunca deniz kenarında bir saatini ayırıp Hızır ile randevusundan doğan ve sonsuzluğa karşı haykırılan şiirler... Sezai Karakoç'un şiirleri ile insan adeta bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyor. Çöllerde, güneşin sıcağında, savaşın göbeğinde, camide, havrada ,katedralde, doğuda, batıda, geçmişte, günümüzde, daha birçok yer ve durum içerisinde bulunabilmek oldukça farklı bir tesir bırakıyor. Kâh Bağdat’ta, Buhara’da, Semerkant’ta, Filistin’de, Kudüs’te, Mekke’de İslam ruhunu yansıtan bu şehirlerde dolaşıyor... Kâh Hz. Muhammed, Nuh, Yusuf, Yunus, Zekeriya Musa, İsa ve daha birçok peygamberin İslam tarihi içindeki önemli olayları ile şaşkınlık içine giriyor. Oradan da günümüz ve İslam medeniyetlerinin yaşadığı buhranı göz önüne getirip sarsılıyoruz. Uzun bir tarihi yolculuk ile İslam ve peygamberler tarihine dair birçok olaya dair bir nevi tarihi hikâyeler şeklinde yazılmış şiirler ile ruh dolu, düşündürücü bir tablo ile örülü etkileyici şiirler yer alıyor. (S.C)

Kitabın Yazarı Sezai Karakoç Kimdir?

Rivayetlere göre babası Yasin Efendi'nin Muhammed Sezai adını verdiği, ancak ismi nüfus kayıtlarına yanlışlıkla Ahmet Sezai olarak geçirilen Karakoç, 1933'te Ergani'de dünyaya geldi.

İlkokul ve ortaokulu Diyarbakır ve Maraş'ta parasız yatılı okuduktan sonra, lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı.

Ahmet Sezai Karakoç, liseyi bitirdikten sonra çok istediği felsefe bölümünde okumak üzere İstanbul'a geldi, ancak bu bölüme kayıt yaptırdığı halde, maddi zorluklar nedeniyle girdiği sınavını kazandığı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne burslu öğrenci olarak yerleşti ve 1955'te Mülkiye'den mezun oldu.

Karakoç, 1959-1965 yılları arasında Maliye Müfettiş Yardımcılığı ve Gelirler Kontrolörlüğü görevlerinde bulundu, vatani görevini yedek subay olarak yaptı, 1973'te memurluk görevinden ayrıldı ve ayrıca 1967 yılında ''İslamın Dirilişi'' adlı kitabından dolayı yargılandı.

Sezai Karakoç Kitapları - Eserleri

  • İslam
  • Yitik Cennet
  • Gün Doğmadan
  • Monna Rosa - Şiirler 1
  • Samanyolunda Ziyafet
  • Düşünceler 1 - Kavramlar

  • Düşünceler 2 - Kurumlar
  • Diriliş Muştusu
  • Ruhun Dirilişi
  • Diriliş Neslinin Amentüsü
  • Mevlana
  • Hızırla Kırk Saat - Şiirler III
  • Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler

  • Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV
  • Ayinler / Çeşmeler - Şiirler VI
  • Leyla ile Mecnun - Şiirler VII
  • Ateş Dansı - Şiirler VIII
  • İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü
  • Edebiyat Yazıları 1
  • Edebiyat Yazıları 2

  • Edebiyat Yazıları 3
  • Çıkış Yolu 1
  • Çıkış Yolu 2
  • Çıkış Yolu 3
  • Zamana Adanmış Sözler
  • Yunus Emre
  • Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 1

  • Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 2
  • Unutuş ve Hatırlayış
  • Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
  • Piyesler 1
  • Meydan Ortaya Çıktığında - Hikayeler 1
  • Mehmed Akif
  • Makamda

  • Kıyamet Aşısı
  • İslamın Şiir Anıtlarından
  • İnsanlığın Dirilişi
  • Portreler - Hikayeler II
  • Gündönümü
  • Dirilişin Çevresinde
  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 1

  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2
  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3
  • Armağan
  • Batı Şiirlerinden
  • Çağ ve İlham 1
  • Çağ ve İlham 2
  • Çağ ve İlham 3

  • Çağ ve İlham 4
  • Alınyazısı Saati - Şiirler IX
  • İslamın Dirilişi
  • Çağdaş Batı Düşüncesinden
  • Günlük Yazılar 2 - Sütun
  • Ölümden Sonra Kalkış
  • Varolma Savaşı 1

  • Günlük Yazılar 1 - Farklar
  • Günlük Yazılar 3 - Sûr
  • Günlük Yazılar 4 - Gün Saati
  • Üç Kaside
  • Körfez
  • Mağara ve Işık
  • Sesler

Sezai Karakoç Alıntıları - Sözleri

  • Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... (Monna Rosa - Şiirler 1)
  • "İnsan öldükten sonra nasıl dirilecekse, ölmeden önce de dirilebilir." (Günlük Yazılar 2 - Sütun)
  • İçimde Nuh'un en yeni tufanı Dünyaya ayak basıyorum yeniden.. (Körfez)
  • Bir gün öleceğim düşüncesi ve ondan ötesinin muamması, şuurumu alt üst ediyor, kökünden sarsıyor... (Çağdaş Batı Düşüncesinden)
  • "Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem. " (Gün Doğmadan)
  • Divan Edebiyatını tanımayan, divanları okumamış bulunan kişilerin Osmanlı tarihini de hakkiyle bildikleri söylenemez.. (Edebiyat Yazıları 3)

  • Özgürlük isteyenler, özgürlüğü yok edecek, bağımsızlık! diye bağıranlar, esaretin en koyusuna gömecek öğreti ve güçlerin fedaisi kılınıp cepheye, ölünceye kadar savaş! cephesine sürülüyorlar. (Çağ ve İlham 3)
  • Selam, gönlü gamlarla dolu olan sana. Selam, tahammül edilmez çileleri yüklenmiş olana! (Armağan)
  • Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde Bir kış güneşliğinde Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir Tabiatı aşan bir bildiriştir Ne güz ne sarı renk bu göçü anlatır Bu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatır Görünüşte kırmızı gerçekte yeşil Görünüşte öç hakikatte değil Faninin sonsuzla barışması Affın mağfiretle yarışması Yaprağın düşüşü değil bu toprağa (Ölümden Sonra Kalkış)
  • Namık Kemal’in, bütün batıcılığına ve tanzimatçılığına rağmen, yazılarında kimi kez İslâm birliğinden bahsetmesi ve genellikle İslama karşı saygılı görünmesi hususu oldu. (Edebiyat Yazıları 3)
  • Kaç aç varsa hepsi ben Kaç hasta varsa hepsi ben Kaç liman önlerinde dönen İşsiz hamal hepsi ben Kaç aşktan ters yüz edilmiş Aşık varsa hepsi ben Bütün çiçeklerle donanıp Bütün insanlarla ölen ... (Körfez)
  • Umutsuzluk geleceği, umursamazlık geçmişi unutturur. (Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3)
  • Bu dünya, kışların geçmesi gibi geçer. Ve öbür dünya, yazların gelmesi gibi gelir. İnsanlar, sararıp toprağa karışan,çöl otları gibi ölürler... (İslam)

  • İslam dünyası, medeniyet açısından ölüm sularında yüzüyor… (Düşünceler 1 - Kavramlar)
  • İnkar tutsaklık, inanç özgürlüktür. (Diriliş Neslinin Amentüsü)
  • “Derdim vardır inilerim.” (Yunus Emre)
  • Oku okuyabildiğin kadar ölüm dersinden (Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV)
  • Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin (Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler)
  • İdealini yitirmiş ruh, yetersiz beslenen bir vücut gibi, giderek pörsür, solar ve ölür. (Çağ ve İlham 3)
  • Ne olup ne bitiyor Gün nereye gidiyor (Alınyazısı Saati - Şiirler IX)