Hoşbeş - John Berger Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hoşbeş kimin eseri? Hoşbeş kitabının yazarı kimdir? Hoşbeş konusu ve anafikri nedir? Hoşbeş kitabı ne anlatıyor? Hoşbeş kitabının yazarı John Berger kimdir? İşte Hoşbeş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: John Berger
Çevirmen: Aslı Biçen
Çevirmen: Beril Eyüboğlu
Çevirmen: Oğuz Tecimen
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753420663
Sayfa Sayısı: 112
Hoşbeş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Gizli bir yetimler ittifakı öneririm. Birbirimize göz kırparız. Hiyerarşiyi reddederiz. Her türlü hiyerarşiyi. Dünyanın pisliğini olduğu gibi kabullenir, buna rağmen nasıl hayatta kaldığımıza dair hikâyeleri paylaşırız. Münasebetsiziz biz, kopuğuz. Evrendeki yıldızların yarısından fazlası hiçbir takımyıldıza ait olmayan yetim yıldızlardır. Takımyıldızların hepsinden daha fazla ışık verirler."
Berger'ın ağaçlar, taşlar, çiçekler, belli belirsiz ışıltılar ve biz okurlarla yaptığı bir hoşbeş bu denemeler. Herşeye rağmen dünyaya umutlu gözlerle bakabilmemiz için.
Hoşbeş Alıntıları - Sözleri
- Hikayelerimizin bizi ele geçirme tehlikesi olduğunu bilsek, başka türlü yazar mıydık acaba? Sanmıyorum.
- ''Gördüğümü kelimelere dökecek bir ses arıyorum.'' .
- "Kendimi bir şarkının sıcak kozasına sarıp," demiş Johnny Cash, "her yere gidebilirdim; kimse beni yenemezdi."
- Vaaz verenler yalnızca kendi seslerine âşıktır.
- Dayanışma içinde beklemeyi öğreneceğiz. Tıpkı bildiğimiz her dilde övmeyi, sövmeyi ve küfür etmeyi ilelebet sürdüreceğimiz gibi.
- Kadınlar başka bir güruhtur. Her şeyden öte gözlerine dikkat edin.
- O halde, insan kalmaya bak. Temel mesele, insan olmak.
- "Gizli bir yetimler ittifakı öneririm.Birbirimize göz kırparız. Hiyerarşiyi redderiz. Her türlü hiyerarşiyi. Dünyanın pisliğini olduğu gibi kabullenir, buna rağmen nasıl hayatta kaldığımıza dair hikayeleri paylaşırız. Münasebetsiziz biz, kopuğuz. Evrendeki yıldızların yarısından fazlası hiçbir takımyıldıza ait olmayan yetim yıldızlardır. Takımyıldızların hepsinden daha fazla ışık verirler."
- "Kendimi bir şarkının sıcak kozasına sarıp," demiş Johnny Cash, "her yere gidebilirdim; kimse beni yenemezdi."
- Merdivenler kaydıraktır. Pencereler eşya fırlatmak veya tırmanmak içindir.
Hoşbeş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
John Berger'le sohbet eder gibi bir kitap. Öyle güzel ki. Sanki bir fincan kahve eşliğinde eşsiz bir dostunla konuşuyor gibi. Ben o kadar çok etkilendim ki rüyamda kendisiyle edebiyat üzerine melodik cümlelerle saatlerce muhabbet ettik. Kendimize yeni bir iletişim biçimi belirledik. Sözcükler melodik olarak çıkıyordu. Ahhh nasıl güzel bir rüyaydı. Şimdi kitabı bitirdigimde biliyorum ki John Berger en sevdiğim arkadaşlarım arasına girdi. Kendisini tanımak için kitaplara başvuracağım bir dost. (Handan Aksu)
Kitapta 12 ayrı deneme var. Yazar “Otoportre” adlı denemesinde, “Seneler boyunca beni yazmaya iten şey, yazılması gereken bir şeyler olduğunu ve ben anlatmaya çalışmazsam hiç anlatılmadan kalacağını hissetmemdi” der; hayata bakışının bazı yönlerini anlatır. Denemelerini üç ayrı kişi çevirmiş. Berger de denemelerinin ilki olan “otoportre”ye başlarken, çeviri ile ilgili düşüncelerini yazıyor...Ve paragrafı şöyle sonlandırıyor :”Çevirilerin büyük bir kısmı bu şekilde yapılıyor ve çıkan sonuçlar başarılı olsa da ikinci sınıf.” Kitap üzerine üç ayrı çevirmenin olması da manidar olmuş. Çevirilerdeki farkı gözlemleyebiliyorsunuz. Hangi çevirinin birinci sınıf hangisinin ikinci sınıf olduğuna da okuyucu karar veriyor... Bu kitabında da metinler resimlerle desteklenmiş. Kitap 104 sayfa. (Ender Topçuoğlu)
Kitabın Yazarı John Berger Kimdir?
1926'da Londra'da doğdu. İngilizce yazan en etkili sanat eleştirmenlerinden biri olan Berger, ayrıca senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı olarak da tanınıyor.
İlk romanı 1958'de yayımlanan "Zamanımızın Bir Ressamı"dır. Romanı "G." İle 1972 yılında Booker ödülünü almıştır.
Metis Yayınları yazarın klasikleşmiş yapıtı Görme Biçimleri'nin (1986) yanı sıra, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı (1988), Düğüne (1997), Alain Tanner ile birlikte yazdığı 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus (1997), Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar (1999) ve Fotokopiler (1999) adlı kitaplarıyla, özellikle görsellik üzerine denemelerini bir araya getiren O Ana Adanmış (1988) adlı seçkisini yayımlamıştır. Berger'ın son romanı Kral ise 2001 yılında Müge Gürsoy Sökmen çevirisiyle yayımlandı.
John Berger Kitapları - Eserleri
- Görme Biçimleri
- Hoşbeş
- Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü
- A'dan X'e
- Uçuşan Etekler
- Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar
- Bir Fotoğrafı Anlamak
- Sanatla Direniş
- Düğüne
- Portreler
- G.
- Yedinci Adam
- Duman
- Buluştuğumuz Yer Burası
- Bento'nun Eskiz Defteri
- Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı
- Kıymetini Bil Herşeyin
- Hayvanlara Niçin Bakarız?
- Kral
- O Ana Adanmış
- Manzaralar
- Fotokopiler
- Domuz Toprak
- Gökyüzü Mavi Siyah - Bütün Şiirleri
- Sanat ve Devrim
- İstanbul’dan Gelen Telefon
- Bir Zamanlar Europa'da
- Leylak ve Bayrak
- Görme Duyusu
- Şiirin Saati
- Zamanımızın Bir Ressamı
- Clive’ın Koğuşu
- Bologna'nın Kırmızı Tenteleri
- 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus
John Berger Alıntıları - Sözleri
- Delilik, benliğe kapatılmış devrimci özgürlüktür. (Görme Duyusu)
- Bir yalan hakikat sayılırsa, gerçek hakikat sahte olanı doğrudan teatral bir ha kikate çevirir. (Görme Duyusu)
- Sevilen insan sokaktan geçerken ya da yüzünü yıkarken görülen insanla aynı değildir. (O Ana Adanmış)
- Ölülere yakılan ağıtlar ölmekle kaybettikleri umutlaradır aslında. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)
- Geleceği görmek için geriye gidiyorum. (Bir Fotoğrafı Anlamak)
- Fotoğraflar belirli bir durumda hayata geçirilen insansal bir seçimin tanığıdır. (Bir Fotoğrafı Anlamak)
- “Zorunluluk hem tragedya hem de komedya üretir. Öptüğünüz ya da kafanızı çarptığınız şeydir.” (Sanatla Direniş)
- Soyut sanata gelinceye kadar insan bedeni her anıtsal heykele konu olmuştur. Dolayısıyla, sembolizmle yüklenmiş ve idealize etmenin birçok değişik biçimine girmiştir. Oysa bugün, insan bedeni tek ve kaçınılmaz konu değildir. Bugün bir sanatçı, bedene özgü nitelikler ilgisini çektiğinden ötürü insan bedenini seçebilir. (Sanat ve Devrim)
- Vedalaşmayla buluşma ne kadar da yakındır birbirine! (O Ana Adanmış)
- Kapitalist üretim tarzı kadar sürekli ve kapsayıcı bir biçimde geleneği parçalayan, geçmişi gereksiz kılan ve yadsıyan başka hiçbir şey yoktur. Brecht’in dediği gibi “Radikal olan, komünizm değil kapitalizmdir.” (O Ana Adanmış)
- Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir. (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
- NASIL OLUYOR DA hâlâ yaşıyorum? (Kıymetini Bil Herşeyin)
- Hikayelerimizin bizi ele geçirme tehlikesi olduğunu bilsek, başka türlü yazar mıydık acaba? Sanmıyorum. (Hoşbeş)
- 'Solcu'ların bazı teorileri kolaylıkla aşırı basit olarak eleştirilebilir. Mühendis-sanatçı, sanatçı türlerinden yalnızca biridir, filozof-sanatçılar da vardır. Sanat eseriyle makine ürünü de kesin olarak aynı şeyler değildir. Gene de, makineyi gözlerinde bu denli büyütmüş olmaları, bağlantıları içinde görülürse kolayca anlaşılabilir; sanayileşme fikri lirik bir güç kazanmıştı, çünkü, sanki bu fikir sayesinde tarihin bütün bir evresi, acılarıyla, sıkıntılarıyla yaşanacak yerde atılabilecekti. Aynı liriklik Lenin'in ünlü, 'komünizm demek, elektrik enerjisi artı Sovyetler demektir' sloganında da alttan alta saklıdır. (Sanat ve Devrim)
- Kalbin gecikmelere tahammülü yoktur, inancını yitirmişçesine perişan olur. (Kıymetini Bil Herşeyin)
- Yorulunca sessizliği ararız, ama sessizlikten de korkarız, boş tiyatrolardan korkan oyuncular gibi. (Düğüne)
- "Bir resim cansızsa, bunun nedeni ressamın modeline bir işbirliğinin başlaması için yeteri kadar yaklaşmaya cesaret edememesidir." (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
- Kelimeler konuşan kişiyi ayakta tutarlar, düşüşler ancak konuşmaların yokluğunda ortaya çıkar. (Şiirin Saati)
- Roland Barthes fotoğrafla ölüm arasındaki gizli anlaşmayı keskin bir dille ifade etti; her ikisi de zamanı durdurur, her ikisi de öldürücü bir darbe indirir. Senin sorun başka türlü. Geçmiş ve gelecek donar da, şimdiki zaman sonsuza dek sürerse ne olur? Saatsiz bir mutfağın sessizliğinde neler yaşanır? (Bir Fotoğrafı Anlamak)
- Çıplak doğan kalbimin ilk kundağı ninnilerdi. Ardından kendi kendine şiir giydi giysi diye. Bir gömlek gibi taşıdım sırtımda okuduğum şiirleri. Yarım yüzyıl yaşadım böyle Sandalye sırtındaki gömleğimden karşılaşana dek o sözsüzlükte. Öğrendim ki bu gece yıllar boyu kalbimin ezberlediği bekleyişimmiş seni. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)