Hurin'in Çocukları - J. R. R. Tolkien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Hurin'in Çocukları kimin eseri? Hurin'in Çocukları kitabının yazarı kimdir? Hurin'in Çocukları konusu ve anafikri nedir? Hurin'in Çocukları kitabı ne anlatıyor? Hurin'in Çocukları kitabının yazarı J. R. R. Tolkien kimdir? İşte Hurin'in Çocukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: J. R. R. Tolkien

Çevirmen: Niran Elçi

Editör: Alican Saygı Ortanca

Orijinal Adı: The Children Of Hurin

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9789752733831

Sayfa Sayısı: 354

Hurin'in Çocukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Yüzüklerin Efendisi” serisinin yazarı John Ronald Reuel Tolkien’in, 1918′de yazmaya başladığı, ancak hayattayken tamamlayamadığı, oğlu tarafından tamamlanan bir romanı, satışa sunuluyor. Yazarın oğlu Christopher Tolkien, babasının taslakları üzerinde 30 yıl çalışarak romanı tamamladı.

İngiliz Harper Collins Yayınevi tarafından yapılan açıklamada, Tolkien’in yarıda bıraktığı “Hurin’in Çocukları” (The Children of Hurin) adlı romanın, 25 dile çevrilmesinin beklendiği bildirildi.

Açıklamaya göre, Tolkien’in oğlu Christopher Tolkien, romanı tamamlamak için babasının taslakları üzerinde yaklaşık 30 yıl uğraştı.

Christopher Tolkien, el yazmalarını uzun bir süre incelediğini ve öyküye ek yapmadan tutarlı bir öykü oluşturmayı denediğini söyledi.

“Hurin’in Çocukları” da Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi “Orta Dünya”da geçiyor. Öyküde, “Yüzüklerin Efendisi”nden ve hatta Hobbitlerin Tolkien’in kurduğu dünyaya adım atmasından önceki dönem anlatılıyor.

“Hurin’in Çocukları”ndaki kimi bölümlerin daha önceki Tolkien öykülerinde ayrı olarak yayımlandığı belirtiliyor.

320 sayfalık kitabın kapağını ve resimlerini, “Yüzüklerin Efendisi” ve “Hobbit”te olduğu gibi yine Alan Lee çizmiş.

Christopher Tolkien, 1977′de de babasının tamamlayamadığı “Silmarillion” kitabını tamamlayarak piyasaya sürmüştü.

Hurin'in Çocukları Alıntıları - Sözleri

  • Artık onu tanıyorsun: arkadan bıçaklayan, düşmanlarına hain, dostlarına vefasız, soydaşları için bir bela, Hurin oğlu Turin! ama yaptıkları arasında en kötüsünü kendi içinde hissedeceksin.
  • Elveda ey iki kez sevdiğim!
  • Sen kışın ölse baharın yas tutmayacağı birisin.
  • Sahte umutlar, korkulardan daha tehlikelidir.
  • Ama tırmanmak zordur ve yükseklerden düşmek kolaydır.
  • Bırak, görünmeyen günler öyle kalsın. Bugün yeterinden de fazla.
  • "Sahte umutlar, korkulardan daha tehlikelidir," dedi Sador, "ve bu kış bizi sıcak tutamazlar."
  • Ve yüreği hala itiraf etmediği umutlarla kandırıyordu onu...
  • Ama ileri bakan biri şunu görmeli: hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak.
  • "Elde edemeyeceksen, ne dilediğini söylememek daha iyidir belki."
  • Kaderin isminde değil, sende saklı.
  • Sahte umutlar, korkulardan daha tehlikelidir.

Hurin'in Çocukları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hurin'in Çocukları' nın acı sonu: . Merhaba kitap dostları !!! Arada bir kaç karışık eser okusamda Orta Dünya serisine son hız devam... Daha önce Silmarillion'da yaptığım incelemeden de anlaşılacağı gibi , Orta Dünya'nın büyüsü de olsa , hayal dünyası da olsa, hüzünlü ve de korkunç bir talihle sonlanan eser , oldukça etkileyiciydi... Hobbit , Yüzüklerin Efendisi serisi , Silmarillion , Hurin'in Çocukları derken , Orta Dünya eserlerinden " Beren İle Luthien' le yola devam edeceğim ... Hayal gücünün sınırlarının dışına nasıl çıkılır öğrenmek mi istiyorsunuz , o halde bu eserler tam size göre... Tüm okuyuculara keyifli vakitler diliyorum (Leyla Bay)

spoiler içerir*: Níniel ile Túrin : Húrin'in Bahtsız Çocukları... Ziyan olmuş gençlikler, heder olmuş yaşamlar, telef olmuş değerler ile duygular ve en beterinden bir felaket ile yok olmuş bir aile. Bünyesinde çokça acıyı, ayrılığı, ölümü bulunduran Silmarillion tarihinin, en elem yüklü olayıdır bana göre bu hikayede anlatılanlar. Büyük Çocuklar  olarak bilinen Elflerin üç kabilesinin liderlerinden biri olan Finwë'nin, Miriel'den doğma oğlu Fëanor tarafından Valinor ağaçlarının ışığını içinde bulunduran Silmarillerin yapılması ile başlamış olan Silmaril tarihinin Küçük Çocuklar olarak bilinen İnsanlar'ın üçüncü hanedandan kralı Húrin'in biri kız öteki erkek iki çocuğunun ve eşiyle birlikte kendisinin kötü yazgısını  anlatan bir hikayedir kendisi. Birbirlerini sadece ismi ve cismi olarak tanıyan, daha önce hiç karşılaşmamış, kendilerini bir kere olsun görmemiş bu iki kardeşin, Arda'daki bütün iyiliklerin ve güzelliklerin düşmanı olan Morgoth'un sırf tüm yaşamlara hakim olma arzusu ve yeryüzünün hiçbir köşesinde ona kul olmayan birinin kalmamasına herkesin önünde secde etmesine olan isteği üzerine; kendisini küçümseyen ve aşağılayan Sonsuz Gözyaşı Savaşı sonucunda esir tutulan Húrin tarafından hiç sayılmayı kendine yedirememiş, ona ve ailesine öyle bir lânette bulunmuş ki bu iki kardeşin kaderin cilveli bir oyunu ile karşılaşıp, birbirlerine aşık olup, nikah düşmediği halde evlenmeleri ve sonucunda birlikte olmalarına sebep olmuştur ve ben dahil tüm Orta Dünya'nın hür halklarının üzerine lanetler saçmasına da sebep olmuştur ama bu hiçbir yerde yazılmaz. Yukarıda bahsettiğim Silmarillion kitabının ve Beleriand türkülerinin en uzunu Húrin'in Çocuklarının Hikayesi, feleğin dönüp dolaşıp en kötü hali ile kendisini vurduğu, bahtı kara Turambar Túrin'in yörüngesinde dönüyor ve bize girdiği her ortama istemsiz getirdiği uğursuzluğunu, oturduğu her sofrada yarattığı huzursuzluğunu ve güzeli niteleyen bir lafı ile kötünün beterlerine sebep olduğunu, en sonuna kadar hep etrafında dolaşan ama son ana kadar kendisini değil de hep etrafindakileri ve sevdiklerini vuran ölümler ile hayatta kalma ve kaderine razı gelmeme mücadelesini anlatıyor. Genç yaşta kardeşini ve babasını kaybetmek, annesi tarafından daha önce benzerlerine rastlanmadığı bambaşka bir ırkın topraklarına gönderilmek, oradan edindiği yakın arkadaşını yanlışlıkla öldürmek, yer yer haydutların yer yer ormancıların içinde avari avari dolaşmak... Belki de Tolkien'in duyguyu ve iç yaşantıyı diğerlerine göre daha fazla dozda verdiği bu karakterin yaşadıklarına , sırf bu yüzden diğer Orta Dünya felaketlerine oranla daha fazla üzüldüm bilmiyorum ama genel anlamda sarsıntılara sebep veren bir kitap oldu benim için. Tolkien, biçemini diğer fantazi yazarlarına nazaran en çok beğendiğim yazar ve bu kitapta ayrıca beğendiğim yüksek biçem olarak adlandırabileceğim kısımlar fazlasıyla oldu. O kadar farklı ki, sanki tüm bunlar gerçek ve biz kendi mitolojimizi okuyoruz gibime geldi her seferinde. Ustaca kullandığı kelimeler ve zihnindeki olayları aktarma şekli dahil olmak üzere birçok ayrıntı ile. Şunu da belirtmek istiyorum ki Tolkien eğer bu diğerlerine nazaran gerçeklik payı olabilecek öyküye benzer daha fazla öykü yazsaydı eminim sadece fantastik edebiyatın kralı değil daha geniş dallarda kendine ilk sıralarda yer bulurdu biz de bu efsanenin dünyasına daha fazla dalabilecek istasyon şansı edinirdik... Her neyse, haksızlığa uğramış, kan lekeli, kadersizliğin kölesi olan kaderin efendisi Turambar Túrin ve kız kardeşi güzeller içindeki Niënor Níniel'in bende hikayesi böyleydi. Güzel kaderler dileği ile ... gonderi/44591017 gonderi/44523888 (Sena Koçak)

Kitap tabi ki harikaydı ama sonunun böylesi hüzünlü olduğunu böylesine talihsizliklerle dolu olduğunu bilseydim başlamazdım Torin kitabın sonuna doğru öyle şok oluyor ki kimse başına böyle bir şey gelsin istemez yine de çok akıcı bir eserdi (Mon conte)

Hurin'in Çocukları PDF indirme linki var mı?

J. R. R. Tolkien - Hurin'in Çocukları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hurin'in Çocukları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı J. R. R. Tolkien Kimdir?

John Ronald Reuel Tolkien (3 Ocak 1892 - 2 Eylül 1973), İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı akademisyen. Uzmanlık alanı Anglo-Saxon Dili ve Edebiyatıdır. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion gibi fantastik kurgu eserleriyle tanınır.

Hayatı

İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika'nın Bloemfontein şehrinde doğdu. Ronald'ın babası Arthur Tolkien banka müdürü idi. İngiltere Birminghamlı olan aile kendilerine yeni bir hayat kurmak amacıyla Güney Afrika'ya yerleşmişti. Fakat iklimin getirdiği olmusuzluklar kısa zamanda anne Mabel'i Ronald'i ve küçük kardeş Hilary'i de alıp İngiltere'ye dönmeye itti. Aile bir süre sonra baba Arthur'un da dönmesi ile eski günlerine kavuşmayı umuyordu. Fakat 15 Şubat 1896'da Güney Afrika'dan Arthur'un ölüm haberi geldi. Bunun üzerine Mabel çocukları alıp küçük bir köy olan Sarehole'a yerleşti. Bu köy Ronald'da derin etkiler bırakacak, ömrünün kısa bir süresini burada geçirmesine rağmen hayallerinde yarattığı Hobbit diyarı Shire ile defalarca Sarehole'u ziyaret edecekti. Sarehole'da Tolkien'i etkileyen sadece yemyeşil doğa değildi. Köy yakınındaki Moseley Bataklığı, kardeşi Hillary ile her zaman oynamaya gittikleri Cole Bank Road değirmeni ve devamlı kendilerini kovaladığı için "Beyaz Ogr" adını taktıkları değirmencinin oğlu da Ronald üzerinde derin izler bıraktı.

Ronald, Birmingham'daki King Edward's Okulu'na başlayınca aile bir kez daha taşınmak zorunda kaldı. Ronald yeni taşındıkları Olver Road'a yakın olan St. Philips okuluna verildi. Bir yıl sonra burs kazanınca tekrar King Edward's Okulu'na dönen Ronald birkaç yıl sonra (1904 yılında) da şeker hastalığı yüzünden annesi Mabel'i kaybetti. Bunun üzerine çocuklar teyzeleri Beatrice'in yanına gitti ve Peder Francis Morgan'ın gözetimine verildi. King Edward's Okulu'nda iken Ronald'ın dillere büyük yatkınlığı olduğu ortaya çıktı ve bu dönemde Ronald kendine ait bir dil tasarlamaya başladı. Böylece Elf dillerinin temelleri atıldı.

Çocukluktan delikanlılık yıllarına geçerken oturdukları Birmingham kentinde Ronald'ı etkileyen iki büyük yapı vardı. 29 metrelik Perrott's Folly kulesi o yıllara göre olağanüstü büyüklüğü ile Ronald'ın beynine kazınmıştı. 1758 yılında John Perrott tarafından yapılan bu kule tuhaf mimarisi ile "Perrott'un divaneliği" ismini almıştı. Hemen bu kulenin yanında ise bir başka kule vardı. Ve bu iki kule daha sonra yazacağı Yüzüklerin Efendisi için esin kaynağı oldu. Ronald'ın gençlik yıllarına dair bir diğer önemli not ise Gamgee ismi ile o yıllarda tanışmış olmasıdır. Bu yerel pamuk markası Gamgee, Ronald'ı etkilemiş olmalı ki Frodo'nun sadık dostu Sam'e bu soyadını vermiştir.

16 yaşındayken hayatını değiştirecek bir olay oldu ve hayattaki tek gerçek aşkı olan Edith ile tanıştı. Fakat Peder Morgan iki gencin görüşmelerini yasakladı. 1911 yılında Tolkien klasik diller eğitimi almak için Exeter Koleji'ne gitti ve 21 yaşını doldurduğunda hiçbir zaman unutamadığı Edith'i buldu (Söylenir ki Edith ormanda dolaştıkları bir gün onun için dans etmiş ve bu dans genç Tolkien'i çok etkilemiştir). Gençler 22 Mart 1916'da evlendiler. Üstelik Tolkien onu ikinci kez bulduğunda Edith bir başkası ile nişanlıydı.

Bu arada I. Dünya Savaşı başlamıştır. Kısa bir süre sonra Tolkien de orduya katıldı ve Fransa cephesinde savaştı. İki yakın dostunu bu savaşta kaybeden Tolkien çok yakınında patlayan bir bomba yüzünden İngiltere'ye geri döndü. Fakat savaş bu genç insan üzerinde unutulmaz etkiler bırakmıştır. Savaş bittiğinde Oxford English Dictionary'de iş bulan Tolkien, savaştan döndükten sonra hayatının büyük bir kısmını Oxford'da geçirdi. 1945 yılında Oxford'da profesör olmasına kadar geçen zaman içerisinde 4 çocuk sahibi oldu. Bu süre içerisinde devasa hayal dünyası Orta Dünya'yı oluşturmaya devam edti. Bir çeviri olan ilk kitabı Sir Gawain and The Green Knight yayınlandı. Entelektüel bir topluluk olan "Inklings"i yakın dostu C.S. Lewis ile kurdu ve 1937 yılında Hobbit'i yayınldı. Roman hem olumlu hem de olumsuz tepkiler aldı. Bazıları, Oxford'da profesör olan Tolkien'den nasıl olup da bir masal kitabı çıktığını sorduyordu. Ama olumsuz eleştiriler bir işe yaramadı ve Hobbit kısa zamanda popüler oldu.

Hobbit, aslında, Yüzüklerin Efendisi serisinin başlangıcıdır. Orta Dünya ilk kez bu kitapta okuyucuların karşısına çıkar. Bundan sonra Tolkien Yüzüklerin Efendisi (The Lord Of The Rings) için çalışmaya başlar.

29 Kasım 1971'de karısı Edith vefat eder. Tolkien bunun üzerine sadece iki yıl yaşayabilir ve 2 Eylül 1973'de Kraliçe'den krallığın en önemli nişanlarından biri olan Commander of the Order of the British Empire (CBE) ünvanını almasından kısa bir süre sonra 81 yaşında İngiltere'nin Bournemouth şehrinde ölür.

J. R. R. Tolkien Kitapları - Eserleri

  • Hobbit
  • Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
  • Yüzüklerin Efendisi - İki Kule
  • Yüzüklerin Efendisi - Kralın Dönüşü
  • Silmarillion
  • Yüzüklerin Efendisi
  • Hurin'in Çocukları
  • Roverandom
  • Beren and Lúthien
  • Tom Bombadil’in Maceraları
  • Güç Yüzüklerine Dair
  • Ham'li Çiftçi Giles
  • Büyük Wootton Demircisi
  • Kullervo'nun Hikayesi
  • Gondolin'in Düşüşü
  • Tehlikeli Diyardan Öyküler
  • Masallar
  • Peri Masalları Üzerine
  • Kayıp Öyküler Kitabı 1
  • Noel Baba'dan Mektuplar
  • Sigurd ile Gudrun Efsanesi
  • Tolkien Mirası
  • Kayıp Öyküler Kitabı 2
  • Hobbit
  • Beowulf
  • The Hobbit The Lord Of The Rings Boxed
  • Sir Gawain and the Green Knight, Pearl and Sir Orfeo
  • Morgoth's Ring
  • Leaf by Niggle
  • The Fall of Arthur
  • Sauron Defeated
  • The Return of the Shadow
  • The Lays of Beleriand
  • The Treason of Isengard
  • The War Of The Ring
  • The Nature of Middle-earth
  • The Letters of J.R.R Tolkien
  • A Secret Vice
  • The Lay of Aotrou and Itroun
  • The Monsters and Critics
  • The Road Goes Ever On: A Song Cycle
  • Bilbo's Last Song
  • The War Of The Jewels
  • The Lost Road
  • The Peoples of Middle-earth
  • Mr. Bliss
  • Tree and Leaf
  • Finn and Hengest
  • The Shaping of Middle-Earth
  • The End of the Third Age

J. R. R. Tolkien Alıntıları - Sözleri

  • Sevgi buysa, al bunu benden ne olur, çok can yakıyor... Demek sevgin gerçekmiş.. (The Hobbit The Lord Of The Rings Boxed)
  • Keşke biz diye bir şey olsaydı: Yapayalnız olmak korkunç. (Hobbit)
  • uzun zamandır yabancılaştırılmış olsa da, İnsan ne tamamen kaybedilmiş ne de tamamen değiştirilmiştir (Peri Masalları Üzerine)
  • Philology has been dethroned from the high place it once had in this court of inquiry. Max Muller’s view of mythology as a ‘disease of language’ can be abandoned without regret. Mythology is not a disease at all, though it may like all human things become diseased. You might as well say that thinking is a disease of the mind. It would be more near the truth to say that languages, especially modern European languages, are a disease of mythology. But Language cannot, all the same, be dismissed. The incarnate mind, the tongue, and the tale are in our world coeval. The human mind, endowed with the powers of generalisation and abstraction, sees not only green-grass, discriminating it from other things (and finding it fair to look nupon), but sees that it is green as well as being grass. But how powerful, how stimulating to the very faculty that produced it, was the invention of the adjective: no spell or incantation in Faerie is more potent. And that is not surprising: such incantations might indeed be said to be only another view of adjectives, a part of speech in a mythical grammar. The mind that thought of light, heavy, grey, yellow, still, swift, also conceived of magic that would make heavy things light and able to fly, turn grey lead into yellow gold, and the still rock into swift water. If it could do the one, it could do the other; it inevitably did both. When we can take green from grass, blue from heaven, and red from blood, we have already an enchanter’s power - upon one plane; and the desire to wield that power in the world external to our minds awakes. It does not follow that we shall use that power well upon any plane. We may put a deadly green upon a man’s face and produce a horror; we may make the rare and terrible blue moon to shine; or we may cause woods to spring with silver leaves and rams to wear fleeces of gold, and put hot fire into the belly of the cold worm. But in such ‘fantasy’, as it is called, new form is made; Faerie begins; Man becomes a sub-creator. (The Monsters and Critics)
  • "Endure your trouble today. Bear up and be the man I expect you to be" (Beowulf)
  • Bazıları yaprağı havada yakalamanın mutlu bir gün, mutlu bir ay, hatta on iki mutlu ay getirdiğini söyler. (Tom Bombadil’in Maceraları)

  • “Şelaleler dökülürken bile Nihayetsiz akan sulara boyun eğmez. Nasıl ki usta bir şarkıcı Bütün bildiklerini harcayıncaya kadar söylemez.” (Kullervo'nun Hikayesi)
  • Olayarın gidişatı Giles'a büyük bir zevk veriyordu. Köpeğine de. Vaat edilen kamçıları hiç yemedi. Giles kendine göre adil bir adamdı, içten içe Garm'ın da olaylardaki rölünü kabul ediyordu, ama bunu dile getirecek kadar da ileri gitmiyordu. Canı istediğinde köpeğe sert sözler ve sert nesneler fırlatıyordu, ama pek çok küçük geziye de göz yumuyordu. Garm yürüyüşe çıktığında daha uzaklara gitmeye başladı. Çiftçi daha çalımlı yürüyordu ve şans yüzüne güldü. Güz ve kış başı iyi geçti. Her şey yolunda gidiyor gibiydi -ta ki ejderha gelene kadar. (Tehlikeli Diyardan Öyküler)
  • . Gölge sadece küçük ve geçici bir şeydi. Erişemeyeceği her zaman ışık ve yüksek güzellik vardı. ... (The Return of the Shadow)
  • † I am not Gandalf, being a transcendent Sub-creator in this little world. As far as any character is 'like me' it is Faramir – except that I lack what all my characters possess (let the psychoanalysts note!) Courage. (The Letters of J.R.R Tolkien)
  • “Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir.” (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)
  • Elinde bitmesi gereken epey resim vardı; çoğu onun yeteneklerine göre fazla büyük ve iddialıydı. Niggle ağaçtan çok yaprak resmedebilen türden bir ressamdı. Tek bir yaprak üzerinde uzun uzun çalışır, şeklini, rengini , kenarlarından parıldayan çiy damlalarını yakalamaya uğraşırdı. Buna rağmen , her bir yaprağın farklı, ancak aynı tarzda resmedilmiş olduğu koca bir ağaç çizmek de isterdi. (Tehlikeli Diyardan Öyküler)
  • "Çok az kişi sonuna gelmeden yolun onları nereye götüreceğini görebilir. " (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)

  • "Önümüze konulan çorbayla tatmin olmalı ve içinde kaynatılmış olan öküzün kemiklerini görmeyi arzu etmemeliyiz." (Peri Masalları Üzerine)
  • "Önümüze konan çorbayla iktifa edip kaynatılıp özü çıkartılmış olan öküzün kemiklerini görmeyi arzu etmemeliyiz." (Kullervo'nun Hikayesi)
  • I don't much approve of The Hobbit myself, preferring my own mythology with its consistent nomenclature...to this rabble of Eddaic-named dwarves out of Völuspá, newfangled hobbits and gollums (invented in an idle hour) and Anglo-Saxon runes. (Sigurd ile Gudrun Efsanesi)
  • Ama ileri bakan biri şunu görmeli: hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak. (Hurin'in Çocukları)
  • "Ama Sauron, daima haindi." (Güç Yüzüklerine Dair)
  • Bayağı yalanlar iltifat sayılalıberi mutlu bir dünya olmadı asla. (Büyük Wootton Demircisi)
  • "Öyle işler vardır ki, sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak, yapmayı reddetmekten daha iyidir." (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)