Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi - Raif Cilasun Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kimin eseri? Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kitabının yazarı kimdir? Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi konusu ve anafikri nedir? Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kitabı ne anlatıyor? Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi PDF indirme linki var mı? Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kitabının yazarı Raif Cilasun kimdir? İşte Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Raif Cilasun
Yayın Evi: Çelik Yayınevi
İSBN: 9786055457495
Sayfa Sayısı: 259
Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Veysel Karânî kimdi, Üveysîlik neydi, O nasıl bir aşk cevheriydi?
İşte bütün cephesiyle ve bütün kaynaklarıyla bu eserde dile getirildi...
Onun kıymet biçilmez güzelliği, öyle bir güzellikti ki; bu güzellikten rahmânî kokular saçılıyordu. Onun ağlayıp inleyişi sadece Hak içindi. O canını Cânânın eşiğine kadar götürüp vuslat sürahisinden bir damla inayet suyu içmeyi diledi. Ne var ki, Can Padişahı o gün tahtında değildi. O gün feleğin atlası siyahlara bürünmüştü...
Cânânın eşiğinde durdu da şöyle dedi:
- Yâ Rabbi, bana cisimle can gerekmez!.. Sevgilim yoksa cihan da gerekmez!..
O dem sanki candan da, cihandan da el yumuştu. Dertli dertli inledi ve dedi ki:
- Ey güneşini Arş'a gölge eyleyen Peygamber, nazarının bir kerecik bereketini bana yoldaş eyle!..
Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi Alıntıları - Sözleri
- -Yâ Rabbi, bana cisimle can gerekmez!..Sevgilim yoksa cihan da gerekmez!..
- Sizin rızkınız Yaratan'ın üzerinedir.Bu dünyaya kendi isteğinizle gelmediniz ki...Sizi bu varlık âlemine gönderen kudret elbette rızkınızı da tâyin etmiştir!..
- Gönlünü ölen, çürüyen, yok olan şeylere değil de, ebedi var olan, gökte ve yerde hükümran bulunan, âlemleri var eden Allah’a bağlamakla. .
- Nezdimde O’ndan daha şerefli olan bir mahlûk yaratmadım! Gökleri ve yeri yaratmadan önce, Arşta ismini kendi ismimle birlikte yazdım. Cennet, O ve ümmeti girmedikçe, bütün yarattıklarıma yasak kılınmıştır.
- Gökler kadar geniş bir ağız isterim ki, o meleklerin bile kıskandıkları güzeli övebileyim!. .
- Tenhalarda bulunmak ve Allah’ın zikriyle ömür nefeslerinin incilerini pırıldatmak velilerin en sevdiği hâllerden biridir.
- Ey gönlü güzel kişi!. Akıl cevherini Hak aşkı ile parlat ki, bir saadet elde edebilesin. Gönül aynasındaki gönül tozunu tevbe süngeri ile sil ki, sevinç evi denilen Cennet’e yakınlık peydâ edesin. .
- Alıl denen fenere iman fitili gerek, Yaşanmaz ki âlemde Allah'ı bilmeyerek!..
- Üveys onlara bir başka soru yöneltti: -Nasılsınız, Ey Çocuklar? Doğrusu ya,böyle bir soru beklemiyorlardı. Cevap verdiler: -Afiyet ve selâmetteyiz!.. Üveys tatlı tatlı güldü: -Selâmet,Sırat köprüsünü geçtikten sonra; afiyet de Cennet'e erişincedir.Siz nasıl afiyette olabilirsiniz ki?
- Âşıklar ömürler boyu şöyle çağlardı: "Bir huzur bilmiyorum,Rabbim,katından başka.. Tat bulamadım âlemde iman tadından başka.. Gam durağı bu cihan, suyu acı zamanın, Zevk ü safâ veren yok, Sen'in yâdından başka!"
- Şâir ne güzel demiştir: "Âlem halkı çırpınır, fakat ,yâre giden az.. Çemenin diyârına, o gülzâre giden az! Zehirden aşı yeyip Allah sevdâsı ile, Cânı, teni, ciğeri , pâre, pâre , giden az!"
- Rahmânî kokular burcu burcuydu. -Ey Âişe, nedir bütün bunlar? Bu hoş kokudan, bu lezzetten haberli misin? Hazreti Âişe (radıyallahuanhâ): -Evet,haberliyim , ey Allah'ın Resûlü!.. -Nedir bunun sebebi? -Yemen illerinden Üveys isimli biri Sizi ziyarete geldi.Bulamayınca da üzgün bir hâlde geri döndü.İşte o gittikten sonradır ki,bu güzel kokular her tarafa tüter oldu. -Yâ Âişe,swn o zâtı gördün mü? -Gördüm , ey Allah'ın Resûlü!.. - O hâlde Üveys'i gören gözleri ziyaret edeyim!..
- Şâir gönüller ne güzel demişlerdir: "Habîb-i Kibriyâ bâb-ı recâsın ya Resûlallah.. Muhammed Mustafa hayrül verâsın ya Resûlallah.. Tecellayı cemâlinden Elestin bezmi şâd oldu.. Dil-i mecruh-u uşşaka şifâsın yâ Resûlallah.."
- Hemen rûy-i mânîde açmış nikab Sualine vermiş herifin cevap Dimiş eğriliğin misâli hilâl Olur kendüme fazl u hüsn-i cemâl..
- Toprak mı benim yerim? Gök benim olsun derim! Durmam ki bu diyârda, Allah'adır seferim!.. Fezânın pınarından, Kâse kâse içerim!.. Tutarım,ay seni ben, Senden öte geçerim!.. Bir iklim ki orada, Rüzgâr olur eserim!.. Sen ağla ey dünyalı, Ben artık gülümserim!..
Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Meşhur hikâyede Medine'ye kadar gitmiş, ancak zamanlamasından dolayı onu görememiş ve geri dönmesi gerekmiştir, sırf annesine verdiği sözden ötürü Derler ya "Anne sözü dinlemek insana Peygamber hırkası giydirir. (Ömer Faruk)
Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi PDF indirme linki var mı?
Raif Cilasun - Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Raif Cilasun Kimdir?
Balkan Harbini , Birinci Cihan Harbini acılarıyla yaşayan yazarımız 1906 yılında İzmirde doğdu. Öğrenimine İzmirde Sultani Lisesinde yaparken Yunanlıların İzmire işgali ile tahsiline devam edemedi. Cumhuriyetin ilanına müteakip Ödemiş ilçesinde İmam hatip okuluna kayıt oldu. Tevhid_i Tedrisat Kanununun uygulaması ile okul kapatılınca 1925 yılında İstanbul Robert Kolejine devam etti. İngilizce, Fransızca, Arapça dillerine vakıf olan yazarımız, ayrıca Rumca üzerine çalışmalar yapmıştır.
Türkiyede dini neşriyatın ilk ışığını yakan Sönmez Neşriyatın ilk kurucuları arasındadır.
1949 senesinde Halk Fırkası saflarında ilk okullara din dersi ve İmam Hatip Okullarının açılması hususunda büyük çabaları oldu.
1951 yılında İlim Yayma Cemiyetinin kurulmasında öncülük etti. Daha sonra İzmirde İl Fakirlerini Koruma Derneği ve Halk Eğitim Derneğini kurdu. Bu arada İlahiyat Dernekleri Federasyonu tüzüğünü hazırlayarak kurulmasına vesile oldu. Yeni İstiklal mecmuası ve günlük siyasi gazete çıkarma teşebbüslerinde bulundu. Ömrünü din hizmetlerine adamıştır.
Yazar, eserlerinde hayali konulardan ziyade içinde bulunduğu olayları kaleme almaya çalıştı. Romanlarında daha çok işlediği konular, nice temiz aile kızları sokaklara nasıl düştü? Nice gencin neden avare bir hayatın içinde bocaladığı? Aydın kişi olma, ilerici olma uğruna atılan yanlış adımlar, asi gençliğin doğmasına sebep olan anarşinin sebepleri ne idi?
Yazar eserlerinde Türk toplumunun her kesimini ele aldı ve işledi. Daha sonra da çözümünü net olarak gösterdi.
Raif Cilasun Kitapları - Eserleri
- Bir Annenin Feryadı
- Haram Lokma
- Kutsal Çile
- Beklenen Sabah
- Oğlum Osman
- Gafiller
- Dinmeyen Gözyaşları
- Yemen İllerinde Hz. Veysel Karani
- Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi
- Bitmeyen Zulmet
- Bedr Kahramanları
Raif Cilasun Alıntıları - Sözleri
- O buyurur: - Gönlüm ululuk diledi: Bunu kanaat ve tevazuda buldum. Şeref ve itibar aradım: Bunu insanlara doğru yolu göstermede ve dosdoğru olmada buldum! (Yemen İllerinde Hz. Veysel Karani)
- İkram ev sahibi için bir ödevdir ve Allah'ın lütfudur (Kutsal Çile)
- Sen derdini aç ki, ilacını birlikte kararlaştıralım. (Dinmeyen Gözyaşları)
- Hemen rûy-i mânîde açmış nikab Sualine vermiş herifin cevap Dimiş eğriliğin misâli hilâl Olur kendüme fazl u hüsn-i cemâl.. (Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi)
- Öyle bir dünyadır ki o, ölüm orada bir korku değil bir özlem, şehitlik en şerefli rütbedir insanlar için. (Dinmeyen Gözyaşları)
- 'Yaşayan bir köpek, ölmüş arslandan üstündür' "Çünkü, yaşayanlar öleceklerini bilirler, ölüler ise bir şey bilmez.." (Gafiller)
- Gökler kadar geniş bir ağız isterim ki, o meleklerin bile kıskandıkları güzeli övebileyim!. . (Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi)
- . "Karar da, hayat da senindir." . (Gafiller)
- Hükümetin manası halka hizmettir,halkın üzerinde saltanat kurmak değildir (Kutsal Çile)
- Çünkü, varlığımızın en büyük özelliklerden biri olan
ağır ağır benliğimizden tamamen uzaklaştığını hepimiz çaresizlik içinde kabul ediyor gibiyiz. Vicdanlar, Allah korkusu murakebesinden mahrum bir hale gelmiş veya getirilmiştir. Öyle ki bugün dini değerleri hafife almak sanki ilerici olmanın bir şartı gibi sayılmaktadır. Halbuki Allah’tan korkmayan bir insanın karnından, nizamdan çekilmesini beklemek kadar büyük bir saflık olabilir mi? (Bir Annenin Feryadı) - Üveys onlara bir başka soru yöneltti: -Nasılsınız, Ey Çocuklar? Doğrusu ya,böyle bir soru beklemiyorlardı. Cevap verdiler: -Afiyet ve selâmetteyiz!.. Üveys tatlı tatlı güldü: -Selâmet,Sırat köprüsünü geçtikten sonra; afiyet de Cennet'e erişincedir.Siz nasıl afiyette olabilirsiniz ki? (Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi)
- Tenhalarda bulunmak ve Allah’ın zikriyle ömür nefeslerinin incilerini pırıldatmak velilerin en sevdiği hâllerden biridir. (Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi)
- Hiçbir zalim yoktur ki, yapmış olduğu zulüm yanına kâr olarak kalsın. (Gafiller)
- . Kristof Kolomb denilen adam; İspanyol mudur, İtalyan mıdır, Portekizli midir nedir.. Boynunda koskoca haçla geldi, keşfettiği toprakların sahibi olabilmek için heryeri «KANA» buladı. Bu mu Hıristiyanlığın adaleti? . (Gafiller)
- Biz Allah’a inanan insanlarız. Paraya, pula, üç günlük dünyanın geçici mallarına değil, ancak ve ancak bizi yoktan var eden Allah'a kul ve köle olabiliriz. (Haram Lokma)
- Çevredekilerin en korktuğu şey din ve dinî duygulardır. Onlar başıboş bir hayat sürenlere aldırmaz da çevrelerinde bir Müslüman, hele takvalı bir Müslüman gördüler mi kan beyinlerine çıkıverir. Allah'tan korkandan ödleri kopar onların. (Dinmeyen Gözyaşları)
- . "Artık toplumumuzda «kız erkek» veya kadınların ayrı ayrı yerlerimi mi var ? Hepimiz insan değil miyiz?" . (Gafiller)
- - Koca yobaz, diyordu. Mesut ağzını açtı Osman’a hak ettiği cevabı verdi : - Ben belki senin sakat görüşlerinle yobaz, olabilirim ama acaba sen nesin ? Kusura bakına amma düpedüz bir serserisin. Ben Mektepten çıkar, doğru evime gelirim. Derslerimi hazırlarım ezan okununca namazımı kılar bütün kainatı yaratan Halikıma el açar ve şükür ederim. Ya siz Osman beyefendi ? Mektepten çıktın mı soluğu ya sinemada veya bir köşe meyhanesinde veya bir benzerinde alıyorsun. Çok zaman eve ağzından salyalar akarak yalpalaya yalpalaya gelirsiniz ve bir kudurmuş köpek gibi de sağa sola ulur havlarsınız. Şuur ve aklınızı zehirler ve hayvanlaşırsınız. İtler gibi sokaklarda bağırırsınız. Ne namus tanırsınız ne de utanma bilirsiniz. Bu mudur, sizin ilericilik anlayışınız ! Şaşarım o zavallı aklına ki en sonunda seni bir bataklığa itti. (Oğlum Osman)
- Sizin rızkınız Yaratan'ın üzerinedir.Bu dünyaya kendi isteğinizle gelmediniz ki...Sizi bu varlık âlemine gönderen kudret elbette rızkınızı da tâyin etmiştir!.. (Hz. Veysel Karani - Peygamber Aşığı Annesinin Kölesi)
- Allah duygusu insanda doğuşla başlar.Eğer o inanç rotasına oturtulmamış ise bırtakım dalgalar onu sallantıya uğratır (Kutsal Çile)