İdeoloji - Şerif Mardin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

İdeoloji kimin eseri? İdeoloji kitabının yazarı kimdir? İdeoloji konusu ve anafikri nedir? İdeoloji kitabı ne anlatıyor? İdeoloji PDF indirme linki var mı? İdeoloji kitabının yazarı Şerif Mardin kimdir? İşte İdeoloji kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Şerif Mardin

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9754702780

Sayfa Sayısı: 199

İdeoloji Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şerif Mardin'in İdeolojisi ülkemizde alanında yayımlanmış ilk kitaptır. Mardin bu çalışmasında, ideoloji üzerine yapılagelen "iyi ve kötü" değerlendirmelerin dışına çıkıyor. İdeolojik düşüncenin özelliklerini, ideolojik düşünceyi oluşturan etkenleri, bu düşünce tarzının yapısal özelliklerini, kavramın tarihi gelişim sürcei içinde tartışıyor. Şerif Mardin'in incelemesi, "ideoloji ve bilim felsefesi", "ideoloji ve sosyal değişme" ve "simgelerin dağıtımı ve bilginin üretilmesi" başlıklarında meydana geliyor.

İdeoloji Alıntıları - Sözleri

  • ..birisi mevcut düzeni beğenmemeye başlarsa o zaman o kısır döngünün içinden çıkmak imkanı belirmiş olur.
  • İnsanlığın tarihinde görülen bütün fikirler ya saplantıdır ya şahsi çıkarların gizlenmesidir ya da çağın moda tutkunlarının ifadesidir.
  • ..bir insandaki, ahlaki seviyeyi ve düşünce kudretini oluşturan eğitim sistemidir ve bu sistemi de saptayan devletin politikasıdır.
  • İnsanlar sorgulayamadıkları ve çıkarlarıyla doğrudan ilintili olmayan süreçleri sürdürmeye koşulmuşlardır. Bu toplum ışık geçirmez bir toplumdur. İnsanlar bu toplumda günlük hayatları için doğrudan doğruya anlam taşımayan süreçlere inanmaya alışıktır. "İdeolojiler" bu ışık geçirmez toplumsal ilişkilere yalancı bir geçerlilik sağlayan fikirlerdir, anlatımlardır. Bunların en görkemlisi ise din fikridir.
  • "İnsanlar bütün hareketlerini kendilerine ve başkalarına mantıklı olarak göstermeye çalışırlar, bu uğurda kuramlar geliştirirler, fakat gerçeğe bakılırsa insanların ancak bazı davranışlarına mantıki diyebiliriz. Bir kuramın, üstelik, mantıki veya mantık dışı olmasıyla onun topluma yararlı veya zararlı olması arasında bir ilişki yok. Bir toplumsal kuramın bilimsel değeri ne olursa olsun, bazen mantık kaidelerine sığmayan inançların sosyal bir değeri oluyor."
  • Birçok zamanlar gerçeği bulmak için önce gerçek gibi görünen bir görüntünün "maskesini düşürmek" gerekiyor.
  • İnsanlığın tarihinde görülen bütün fikirler ya saplantıdır ya şahsi çıkarların gizlenmesidir ya da çağın moda tutkularının ifadesidir. Yapılması gereken, bunların temelinin zayıf olduğunu kabul etmek, fikirlerin dış görünüşüne aldanmamaktır. Bundan dolayı, insan fikir kalıplarına, ussal yapıtlara kanıp inanacağına, onları rehber olarak kullanacağına, fikrinin gerçek zembereği olan, kendi içindeki "tahakküm isteği"ni (will to power) harekete geçirmelidir.
  • İnsanlığın tarihinde görülen bütün fikirler ya saplantıdır ya şahsî çıkarların gizlenmesidir ya da çağın moda tutkularının ifadesidir.
  • Bir kişi kendi çıkarlarını savunmak için fikirlerini hep "kendi tarafına yontarak" ortaya atabilir. Bu ilkel anlamda "ideolojik" bir düşüncedir. Diğer taraftan, bir kimse belirli bir grubun veya kültürün içinden dünya olaylarına baktığı için bu grubun veya kültürün duvarlarını aşamıyorsa -varsayımlarının ötesine geçemiyorsa- bu "sistematik" bir ideolojidir.

İdeoloji İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Dünyaca tanınan Türk sosyolog ve siyaset bilimci Şerif Mardin gibi birini okumak ve bu değere sahip olmak oldukça güzel. Daha önce okuduğum birçok siyasi bir kitaba göre gayet açık ve anlaşılır dille yazılmış, herkesin okuyabileceği türden bir kalem. İdeolojiyi her yönden inceleyip, objektif davranarak kaleme almayı başarmış Şerif Mardin. "İnsanlar sorgulayamadıkları ve çıkarlarıyla doğrudan ilintili olmayan süreçleri sürdürmeye koşulmuşlardır. Bu toplum ışık geçirmez bir toplumdur. İnsanlar bu toplumda günlük hayatları için doğrudan doğruya anlam taşımayan süreçlere inanmaya alışıktır. 'İdeolojiler' bu ışık geçirmez toplumsal ilişkilere yalancı bir geçerlilik sağlayan fikirlerdir, anlatımlardır. " (eda)

Gerçek bir entelektüel. Tek kelimeyle muazzam. Marx, Lenin, Weber, Kuhn, Newton, Mannheim, Sorel ve daha kimler kimler... Böyle bir birikimin bu topraklardan çıkmış olması inanılmaz güzel. İdeolojiyi dört bir yanıyla inceleyerek topluma, insanlara bireysel olarak nasıl zarar verebileceğini, yaptırabileceklerini, doğrularını yanlışlarını her şeyiyle ele almış. Bu konudaki hemen her temel görüşü inceleyerek her kesimden insanın yaklaşımını değerlendirmiş. Kendi net çizgilerine rağmen de fazlasıyla objektif olduğunu düşünüyorum. Çok çok büyük bir değer kesinlikle okunması gereken bir başucu kitabı. Makaleleri ve kitaplarına çok daha fazla ağırlık vereceğim bu günden sonra. (Beyza)

 Herhalde son yirmi yılda Türkiye’nin entelektüel hayatında en fazla tartışılan, en fazla çeviriye konu olan kavramlardan biri, “ideoloji”. Şerif Mardin’in ilk kez 1976’da basılan eseri, bu konu ve kavram hakkında Türkiye’de yayımlanmış ilk telif eserdir. (heotontimorumenos)

İdeoloji PDF indirme linki var mı?

Şerif Mardin - İdeoloji kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İdeoloji PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Şerif Mardin Kimdir?

1927 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi’nde başladığı orta öğrenimini ABD’de tamamladı. Kökleri Hz. Muhammed (S.A.V)’in torunu Hz. Hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen Mardinizade ailesine mensuptur ve baba tarafından Betül Mardin ve Arif Mardin'in kuzenidir.

Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü mezuniyetinin ardından lisansüstü eğitimini Johns Hopkins Üniversitesi’nde yaptı. Doktorasını Stanford Üniversitesi'nde Hoover Institute'de “The young Ottoman movement: a study in the evolution of Turkish political thought in the nineteenth century” başlıklı tezle savundu. Aynı tezin genişletilmiş halini 1962 yılında Princeton University Press'ten "The Genesis of The Young Ottoman Thought" adıyla bastırdı. Bu konu üzerindeki çalışmalarını 1964 yılında çıkan diğer eseri "Jön Türklerin Siyasi Fikirleri: 1895-1908" (Türkiye İş Bankası Yayınları) ile taçlandırdı. Bu iki çalışma sonraki çalışma alanını tayin etti ve Türk Modernleşmesi problematiğini genişletecek ayrıntılı makale çalışmaları ile devam etti. 1954-1966 yılları arasında dönemin önemli dergisi olan Forum'da yazarlık yaptı.

Ankara Üniversitesi'nde 13 yıl hocalık yaptıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nin kurucu Dekanlığını ve Sosyoloji Bölümü Başkanlığı yaptı (1973). Daha sonra yaklaşık 13 sene Washington'daki American University'de İslam Araştırmaları Merkezi Başkanlığını yürüttü. Sonra Türkiye'ye Sabancı Üniversitesi'ne Tanzimat Dönemi Türk Düşüncesi hakkındaki çalışmalarını geliştirecek bir programın başına döndü. 2011 yılında Emeritus statüsü verilmiş, hâlen aynı fakültede çalışmaktadır. İnsan, tarih, sosyoloji, popüler kültür konularında her Pazar yayınlanan Gerçek Orada Bir Yerde adlı sohbet programında, Oğuz Haksever’in yönetiminde Gündüz Vassaf ve Murat Belge ile birlikte yer aldı.

Şerif Mardin Kitapları - Eserleri

  • Din ve İdeoloji
  • Türk Modernleşmesi
  • İdeoloji
  • Türkiye'de Toplum ve Siyaset
  • Jön Türklerin Siyasi Fikirleri
  • Türkiye'de Din Ve Siyaset
  • Bediüzzaman Said Nursi Olayı
  • Türkiye, İslam ve Sekülarizm
  • Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu
  • Siyasal ve Sosyal Bilimler
  • Avrupa'da Etik, Din ve Laiklik

Şerif Mardin Alıntıları - Sözleri

  • İslâmiyet, esas itibariyle mevcut olan bir şehirsel yapının üzerine kurulmuş bir yapıdır, fakat bu şehirsel yapı gelişmemiş olduğundan dinin birleştirici rolü burada her zamankinden kuvvetli olmuştur. (Din ve İdeoloji)
  • Bize ârız olan bu kepazelik nedir, bizi bu iktidarsızlığa sevk eden nedir, bu uyuşukluk nedir, bu kadınsı hal nedir? Bizler vergilerimizi öder ve sonra da aptal aptal bakmaktan başka birşey yapmazken, yaratılış bakımından bizden daha zeki olmayan Frenklerin, devlet harcamaları konusunda hükümetlerini hesaba çekmeyi gerekli görmeleri nedendir? (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • “Biz düşünmüyoruz... gerçekten düşünmüyoruz, düşündüğümüzü sanıyoruz, düşündüğümüzü düşünüyoruz...” (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • Komünizm Rusya'nın teşkilatlandırdığı bir hareket haline geldikten sonra, komünizmin bir bütün olarak "insanlığa" eskiden beri "insanlık" mefhumuna karşı duyulan husumetin yeni bir şekil almasını mümkün kıldı. Bu andan itibaren "insanlık" tan bahsedenlere "solcu" ve "vatan haini" demek imkanı belirdi. Türkiye'de bir aydınının kabul edilebilmesi için yukarıda saydığımız iki ana fikirden, laiklikten veya "insanlığa yönelmişlik" ten hiç olmasa bir tanesini kesin bir şekilde reddetmesi gerekir. (Siyasal ve Sosyal Bilimler)
  • Türklerin ataları esas itibariyle "pek az bir şey"le sağlanan "çoban hayatı" yaşamışlardı. Bundan dolayı da "müstakar siyasi varlıklar" kuramamışlardı. Bu gibi bir sosyal yapının bir diğer sonucu "mülkiyet" fikrinin oluşmamış olmasıydı. (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • Freud’un şahsiyet evrimi teorisi, bilindiği gibi üç şahsiyet katının teşekkülünü öngörür. Bunlardan birincisi “id”, şekillenmemiş arzular katı, şahsiyetin alt katında yatar, teme­lini teşkil eder. Şahsiyetin ikinci katı kişinin bir kişi olduğu­nun farkına varmasıdır. Buna ego katı diyoruz. Nihayet, ki­şinin çevresinden aldığı telkinlerle toplum normlarını kabul eder hale gelmesi, “vicdan”ın belirmesi, süper-ego’nun te­şekkülü olarak tanımlanır. (Din ve İdeoloji)
  • Türkiye'deki en önemli sorun, karşılıklı etkileşimin reddi üzerine kuruludur, çünkü çoğulculuk cephe halinde yaşanabilir, ama önemli olan burada birleştirici bir ilke olabilecek midir, sorusuna geliyorum. Karşılıklı etkileşim başlayabilecek midir, kastvari bölünmenin üstesinden gelinebilecek midir? (Avrupa'da Etik, Din ve Laiklik)
  • Ey adalet isteyenler! Eğer sümüklü böcekler gibi başınızı sallamaya devam ederseniz, müstebitler sesinizi yükseltmenize asla izin vermeyeceklerdir. Siz kölelersiniz... (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • Osmanlı İmparatorluğu'nda ezilen ahali arasında yalnız Hristiyan ahaliye önem vermek büyük devletlerin temel hatasıydı. Öte yandan Padişah da Arap vatandaşları darıltmamak için onlara özel ayrıcalıklar veriyordu. Bu politika da doğru değildi. (Jön Türklerin Siyasi Fikirleri)
  • 1890'ların genç reformcular kuşağı tabiatın ve toplumun genel yasaları karşısında insanı ikinci konuma koyan bir toplum ilişkiler anlayışını benimsedi. (Bediüzzaman Said Nursi Olayı)
  • Sadece bize benzeyen ve aynı zamanda bizden farklı olan ve benzerliğin yakını ve ötekiliğin uzağında bizimle var olabilen biri, gerçek ötekiliğin var olduğunu temellendirebilir. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • ..birisi mevcut düzeni beğenmemeye başlarsa o zaman o kısır döngünün içinden çıkmak imkanı belirmiş olur. (İdeoloji)
  • Bilindiği gibi, İmam Gazzali'nin ünlü "Filozofların Tutarsızlığı" (Tehâfutu'l-Felâsife) isimli eseriyle İslam dünyasında felsefi düşünceyi yıktığı ve bu nedenle hem İslam düşüncesinin hem de buna bağlı olarak İslam dünyasının gerilediği görüşü yaygındır. Gerçekte ise İmam Gazzali, İslam dünyasında Ortaçağ düşüncesinin yani Aristoteles felsefesinin ve buna bağlı olarak bilimin bütün disiplinlerini değil, sadece Metafizik disiplinini reddetmeye çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Buna karşılık Gazzali, bu düĢüncenin öteki disiplinlerini Müslümanlıkla ve özellikle de Sünni düşünce ile bağdaştırmakla kalmamış, "mantık bilmeyenin ilmine itibar yoktur," diyerek Aristoteles mantığını, bütün bilimlerin ve aynı zamanda dini bilimlerin de temeli haline getirmiştir. Böylece Aristoteles düşüncesinin -ki bu, Ortaçağ'da dünyanın her tarafında egemen olan bilim ve felsefe demekti. Metafizik dışında kalan disiplinleri aynı zamanda dini düşüncenin tartışılmaz dayanakları haline gelmişti. (Avrupa'da Etik, Din ve Laiklik)
  • Erich Fromm' a göre modern diktatörlüklerin çıkmasında en mühim amillerden biri , eskiden beri otorite mefhumu üzerinde kurulmuş bir cemiyetten sıyrılan modern insanın mesuliyet yükünün artığı ve bu külfeti üstüne almayı reddettiğidir. (Siyasal ve Sosyal Bilimler)
  • Bütün insanlar insanlıkta ve insan olmakta eşittirler, hiç kimse başkaları üzerinde üstünlüğe veya değere sahip değildir ve herkes kendi hayatını ve hayat koşullarını düzenleme hakkına sahiptir. (Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu)
  • Cahil insanlar devletin ve yurtseverliğin ne olduğunu da bilmezler. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • Gerçekten de Kemalist devrim, birçok tarzda gerçekleştirilebilirdi. Yani bu devrim, eşrafın karşısına etkin bir biçimde çıkan bir devrimsel örgütlenimle; ve/ya da alt sınıflara gerçek hizmetler götürerek; ve/ya da çevresel kitleler üzerinde odaklaşan bir ideolojiyle gerçekleştirilebilirdi. Oysa gerçekte, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, devletin güçlendirilmesini ilk amaç olarak benimsediler ve eşrafa bağımlı kalmayı gerektirse bile bundan vazgeçmediler. (Türkiye'de Toplum ve Siyaset)
  • Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dini kurumların Cumhuriyet döneminin modernleşme perspektifiyle yaşadığı gerilimli ilişki, toplum bilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Şerif Mardin bu kitapta, 19.yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKP 'ye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor. (Türkiye, İslam ve Sekülarizm)
  • - … Kemalizm'de derin, bugünün toplum artışmalarına yönelmiş bir felsefe ve sosyal kuramı arayanların bunu bulamamış olmalarıdır. Sözü edilen toplum itişlerinin bir dinî ve ideolojik çerçeveye girdiklerinde daha az baskıcı olacaklarını hiç sanmam fakat bu durumda günümüzün anlamsız şiddetinin azalmış olacağı çok muhtemeldir. Dinî arayışların günümüzde siyaset düzeyinde bile görünmelerine gelince bu gelişmeleri yukarıda sayılan toplumsal fonksiyon boşlukları açısından olağan saymak gerekir. Çünkü "Tabiat, boşluktan nefret eder!" (Türkiye'de Din Ve Siyaset)
  • Bir kişi kendi çıkarlarını savunmak için fikirlerini hep "kendi tarafına yontarak" ortaya atabilir. Bu ilkel anlamda "ideolojik" bir düşüncedir. Diğer taraftan, bir kimse belirli bir grubun veya kültürün içinden dünya olaylarına baktığı için bu grubun veya kültürün duvarlarını aşamıyorsa -varsayımlarının ötesine geçemiyorsa- bu "sistematik" bir ideolojidir. (İdeoloji)