İki Aşk Çiçeği - Ömer Nasuhi Bilmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İki Aşk Çiçeği kimin eseri? İki Aşk Çiçeği kitabının yazarı kimdir? İki Aşk Çiçeği konusu ve anafikri nedir? İki Aşk Çiçeği kitabı ne anlatıyor? İki Aşk Çiçeği PDF indirme linki var mı? İki Aşk Çiçeği kitabının yazarı Ömer Nasuhi Bilmen kimdir? İşte İki Aşk Çiçeği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen
Yayın Evi: Semerkand Yayınları
İSBN: 9786050010053
Sayfa Sayısı: 88
İki Aşk Çiçeği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ömer Nasuhi Bilmen, ülkemizin son yüzyılda yetiştirdiği en önemli alimlerden biridir. Bilmen, Osmanlı?nın son zamanlarını görmüş ve dolayısıyla geleneksel eğitim yollarından geçmiş ama aynı zamanda Cumhuriyet döneminde Üniversite?den Diyanet?e bir çok çağdaş kurumda görev almıştır. Bu yönüyle, geçiş dönemine özgü sorunları bizzat yaşamış, bunların çözümüne dair bizzat bir gayret içinde olmuştur.
Aşkı tanımış, kaybetmeyi tatmış, kader karşısında çaresini yitirdiğini derinden kavramış bir grup insanı konu edinen İki Aşk Çiçeği, daha çok dini ve ilmi eserleriyle tanınan Ömer Nasuhi Bilmen?in yazdığı tek romandır. Yazarın edebi anlamda hiçbir iddiası olmamakla birlikte ve roman gençlik yıllarında yazılmış olmasına rağmen eserdeki dil kullanımı ve metnin musikisi dikkat çekicidir
İki Aşk Çiçeği Alıntıları - Sözleri
- Pek dalma ki dünya dertle dolu bir evdir İnsanlığın girdiği son yer, yokluk toprağıdır.
- Hayat, bir çizgi gibidir. Hayatı ebedi zannedenler, çok çabuk yok olacak yıldızları daima parlayacak zanneden cahiller zümresine benzerler.
- Dünyadaki günden güne düzenlediğin, düşlediğin ve zamanını boşalttığın evin fanidir. Mezar köşkünün duvarlarını ahlak ve iyiliklerle döşe ki orası bakidir.
- Ölüm hayatla dosttur. İnsan ömrü, yapraklar üzerinde parlayan çiy taneciklerine benzer ki güneş doğar doğmaz kaybolur erir gider.
- Ey şükründen âciz olduğum Mâbudum! Bu lütuflar, bu keremler sendendir şüphesiz senden!
- Daim oku yaz, kadrini bil ilim cevherinin, Hüner elbisesi, insanın başına çelenktir.
- Âh ayrılık, âh ayrılık...
- İnci tanesi masum bir yavru, dünyaya gelir gelmez, anne ve babaya bir takım görevler düşmez mi? Öyleyse masumun geleceğini sağlamak için çalışmak, onun fikrini ilim ve edeple parlatmak, anne baba için bir borç değil midir?
- Hayatta iken dünyanın baharlarından faydalan. Dünyadaki günden güne düzenlediğin, düşlediğin ve zamanını boşalttığın evin fânidir. Mezar köşkünün duvarlarını ahlâk ve iyiliklerle döşe ki orası bâkidir.
- Kalbimi dolduran amansız derdin iyileşmeyeceğini anlıyorum. Bırak anneciğim, bırak!.. Aşk ile şehit olarak öleyim.
- Bulutların yağdırdığı şeffaf damlalar, bitkilerin hayat bulup canlanmasına hizmet ettiği gibi, ilmin bereketi de fikrin terbiyesine, nefsin yüce bir ahlâk ile temizlenmesine yardım eder. Bununla beraber, elmas parçaları kadar parlak olan ruhâni güçlerimiz, ilim ve edeple cilalanmaz ise kıymetsizden daha kıymetsiz kalır.
- . Daim "oku yaz" kadrini bil "ilim" cevherinin, Hüner elbisesi, insanın başına çelenktir. .
- Of! Kâinatın işleri şu zavallı insanları nasıl ansızın belâlara uğratıyor. Bu köhne dünyada bir kişi anlatılamaz ki tam bir mutluluk ile ömür sürsün de zamanın günbegün musibetlerine girmeksizin bu mihnet diyarından mutlu bir şekilde ulvî vatanına geri dönsün. Şüphesiz, bu fâni yolda her baharı bir hazan, her ikbâlî bir düşüş, her mutluluğu bir sefalet, her zevki bir hüzün takip edip duruyor.
İki Aşk Çiçeği İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İki Aşk Çiçeği - Ömer Nasuhi Bilmen: Hayatının sonuna kadar ilmi çalışmalarını sürdüren Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi, sekiz ciltlik tefsirini emekli olduktan sonra yazmıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi bilirdi. Edebiyata, özellikle de şiire meraklıydı. Zaten kitapta da çokça şiirlere tesadüf ediliyor. Ömer Nasuhi Efendi bir İslam Âlimi. Bir romanı olduğunu Ümraniye kitap fuarında öğrendim. Bir alimin yazdığı romanı merak ettim. Açıkçası bu sebeple aldım. İçerik olarak iki gencin flört olmayan, kalbten kalbe akan aşkını konu ediniyor. Ailelerin kız isteme, alma gibi usullerini, o dönemin hanımları ve beylerinin bir biriyle olan ailevi ilişkilerine dair izler var. Özellik anne ve babaların aralarındaki istişare şekilleri bakımından. Bir başka bölümde ise gerçek aşkın ne olduğunu Ömer Nasuhi Efendi'den okuyoruz. Kitabın olmazsa olmazı ise olayı anlatırken vaaz niteliğindeki notlar çok önemli. Müslümanca bir bakış açısı bakımından ve bir alimin, bir Osmanlı aliminin yazdığı eser olması hasebiyle okunabilir. Edebi yönüne gelince; zaten Ömer Nasuhi Efendi de kendisinin o kadar iddialı bir roman yazamayacağını ama bu eseri de yırtıp atmaya kıyamadığını ifade ediyor. (Ahmet Mücahit)
Her mevsim içinde ebediyet taşır. Ebediyet mevsimler halinde görünür bize. Bir mısra, bir baharı yüreğimize ebediyet coşkusuyla getirir. Şair, kelimelerden taze bir bahar kurar, kâri bir mısra ile ebedî baharın hayalini kurar. Nasuhî Bilmen, "mensur dahi olsa, edebiyatın en güzîde parçası şiirdir." der. Beşir Ayvazoğlu Aşk Estetiği'de şu ifadeleri kullanır: "Müslüman sanatçı rengin aslına yani nur'a doğru devamlı bir arayış içindedir." Bu aslında geleneğin tanımıdır. Nasuhî Bilmen geleneğin bir parçasıdır ve bunu devam ettirmiştir. Kaleme aldığı metin nesirdir ama özü şiirdir. 2014 Tahran Uluslararası Kitap Fuarında Semerkand Yayınevinin standına uğramıştım. Görevlilerle sohbet ederken daha önce varlığından haberdar olduğum ama sahip olamadığım bir kitabı gördüm. Orijinal ismi İki Şükûfe-i Taaşşuk. Müellifi Ömer Nasuhî Bilmen. Muhtemelen pek çok kişinin bilmediği bir kitap. Son devrin kıymetli âlimlerinden Ömer Nasuhî Bilmen'in gençlik yıllarında kaleme aldığı bir aşk romanı. 88 sahife. Kitabın önsözünde "imhasına gönlün razı olmuyor" notunu düşmüş. Nedenini ise bir ümide bağlamış: "Islam ahlakını geliştirmek!" Belki bu yüzden hikaye basit ama tasvirler ve tasvirlerle anlatılmak istenenler uzun. Tasvirleri dikkatle okursanız divan edebiyatından mısralar okuyor gibi hissediyorsunuz. O satırlar size ebedî baharın şualarını sunuyor. Aşkın insandan insana olan kısa güzergâhından çıkıp, insandan Allaha olan uzun güzergâhına giriyorsunuz. Son olarak, metin sadeleştirme olayını hala anlamış değilim. Orijinalini okumayı çok isterdim. (Vakti Garîbe Âlemi Muhal)
Ömer Nasûhî Bilmen(rahimehullâh)’in, kendi beyânı ile edebî cihette iddiâ gütmeksizin yazdığı yegâne romanı. Hakîkî ve menfâatsiz bir sevdânın tasvîri; Hasan Tahsin Bey ile Sabiha Hanım’ın hikâyesi.. Okurken zaman zaman gözlerimin dolup, boğazımın düğümlendiğini farkettiğim ve farklı bir müessiriyetinin olduğunu düşündüğüm tavsiye edilesi bir eser. Kitabın arka kapağından: ''Bu roman balolarda, dans ve eğlence salonlarında büyük aşkını herkese açıklayarak gördüğü erkeklere karşı naz ve eda saçan yabancı kadınlara dair yazılmamıştır. Aksine, pırlanta elmaslardan daha değerli olan namusunu masumiyet örtüsü ile koruyan, Müslüman, tertemiz bir hanımın tertemiz sevdasını anlatmak ve gözlerinden çiğ taneleri boşanır gibi dökülen aşkının gözyaşlarını kimseye göstermeyerek bu içli derdini gizleyen bir aşıkzedenin hislerini ve hüzünlü hallerini tasvir etmek için yazılmıştır.'' (neâkilnedîvâne)
İki Aşk Çiçeği PDF indirme linki var mı?
Ömer Nasuhi Bilmen - İki Aşk Çiçeği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İki Aşk Çiçeği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ömer Nasuhi Bilmen Kimdir?
Ömer Nasuhi Bilmen, (d. 1882, Erzurum) - (ö. 13 Ekim 1971), 1960-61'de Diyanet İşleri Başkanı olan Türk din alimi.
İlk tahsiline Ahmediye Medresesi müderrisi Abdürrezzak İlmî ile Erzurum Müftüsü Müderris Hüseyin Raki Efendilerden okuyarak başladı. 1908 yılında İstanbul'a gelen Bilmen, Fatih Dersiamlarından Tokatlı Şakir Efendi'nin derslerine devam etti ve icazet aldı. Daha sonra Medreset'ül Kuzat'a girdi. Burada dört yıl hukuk tahsil etti. 1912 yılında açılan ruus imtihanını da kazandı.
Fatih dersiamları arasına katıldı. Fatih Camiinde, Satırlı Medresesinde ve Dar-uş-Şafaka'da dersler veren ve kısa bir zaman içerisinde istidat ve kabiliyeti ile kendisini tanıtan Ö.Nasuhi Bilmen, ayrıca İstanbul İmam-Hatip Okulu ve Yüksek İslâm Enstitüsü'nde usul-i fıkıh ve ilm-i kelam dersleri okuttu. Temyiz Mahkemesi Şer'iyye Dairesi Mümeyyizliğinde de bulundu. 1941 yılında seçimle İstanbul Müftülüğüne tayin oldu.
30 Haziran 1960 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığına getirilen Ömer Nasuhi BİLMEN, bir yıl kadar sonra emekliye ayrıldı ve 13 Ekim 1971 tarihinde yaşamını yitirdi.
Dini konularda yazdığı eserleri ile tanınan Ömer Nasuhi BİLMEN'in başlıca eserleri olan "Hukuk-u İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye kamûsu", "Kur'an-ı Kerim'in Meâl-i Âlisi ve Tefsiri" ile "Büyük İslâm İlmihali" yanında yayınlanmış ve yayınlanmamış pek çok eseri bulunmaktadır.
Kitapları
İslam Hukukunda Manevi Zararların Tazmini, 1941.
Kuran-ı kerim'den Dersler ve Öğütler, 1947-50, 3 cilt.
Eshabı Kiram, 1948.
Yüksek İslam Ahlakı, 1949.
Büyük İslam ilmihali, 1949.
Hukuku islamiye ve ıstılahatı fıkhiye kamusu, 1949-52, 6 cilt.
Sureti Feth Tefsiri, 1953.
Tefsir Tarihi, 1955.
Kuranı Kerim'in Tefsiri ve Türkçe Meali Alisi, 1956.
Sualli Cevaplı Dini Bilgiler, 1959.
Muvazzah İlmi Kelam, 1959.
İlmi Tevhid, 1962.
Beşyüz Hadisi Şerif -( Semerkand Yayınları)
Ömer Nasuhi Bilmen Kitapları - Eserleri
- Büyük İslam İlmihali
- İki Aşk Çiçeği
- İslam Akaidi
- Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları
- İstanbul ve Fatih
- Kainatın Efendisi Hazreti Muhammed
- Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
- Beşyüz Hadis-i Şerif
- Hadis Günlüğüm
- Fetih Suresi Tefsiri
- İslam ve Dünya Dinleri İslam'ın Diğer Dinlere Üstünlüğü
- Muvazzah İlm-i Kelâm
- Kur'an-ı Kerim'den Dersler ve Öğütler
- Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri
- Canım Peygamberim
- Kuranı Kerim ve Türkçe Meali
- Sevgili Peygamberim
- Kur'an Günlüğüm
- Peygamberler Tarihi
- Büyük İslam İlmihali
- Yüksek İslam Ahlakı
- İman Hakikatleri
- Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
- Hukuk-i İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu
- Nüzhetü'l Ervah : Farsça Divançe ve Türkçe Şiirler
- Büyük İslam İlmihali
- Kuran Nasihatleri
- Büyük Tefsir Tarihi
- Dinî ve Felsefî Ahlâk Lüğatçesi
- İnancımız Ahlakımız
- Mülahhas İlm-i Tevhid
- Kur’anı Kerim’in Türkçe Meali Ve Tefsiri
- Önderimiz Hz. Muhammed (s.a.v)
- Büyük Tefsir Tarihi
- Büyük İslam İlmihali
- Büyük İslam İlmihali
- İslam Hukuk Tarihi
- Fıkıh Usulü
- Büyük İslam İlmihali
- Büyük İslam İlmihali
- Nüzhetü'l-Ervah
- Kur-an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
Ömer Nasuhi Bilmen Alıntıları - Sözleri
- Tefekkürün karşıtı gaflettir. Gaflet, düşünceden yoksun olmaktır ki insana asla yakışmaz. (İnancımız Ahlakımız)
- Salat ve selam Efendimiz Muhammed (sav) in, bütün peygamberlerin, ashabın, Hz. Adem'den bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta bulunan başta salihler olmak üzere bütün müminlerin üzerine olsun. Kainattaki zerrelerin Rabbimiz'i tesbih edişleri adedince. (Sevgili Peygamberim)
- Malum olduğu üzere insan hadd-i zatında fikir ve tefekkür hassasına Malik, güzide bir mahluktur. (İslam Akaidi)
- Bir kere düşünmeli, eğer imameti kübranın imam Ali ile evlâdına mahsus olduğu ahkâmı diniyemiz iktizasından olsaydı, Resuli Ekrem Hazretleri bunu ashabına, ümmetine kati surette tebliğ ve emr etmez miydi?. Ve imam Ali gibi yüksek zevat bu hükme muhalif olarak başkalarına bey'atte bulunurlar mıydı?. (Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları)
- İslâm dini fıtrî bir dindir. Çünkü bütün yüce hükümleri, insanlığın fıtratına uygundur. (Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri)
- Bir razık'ı kerîmin perverdei inayeti olduğunu bilen bir adem; nasıl olur da onun şükründen, zikir ve fikrinden gâfil bulunur? (Yüksek İslam Ahlakı)
- Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla taviz vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960'lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini savunan ve bunun için çalışanlara "bozulmayan bir dinde reform olamaz” diyerek karşı çıkmıştır. (İstanbul ve Fatih)
- Dünyadaki günden güne düzenlediğin, düşlediğin ve zamanını boşalttığın evin fanidir. Mezar köşkünün duvarlarını ahlak ve iyiliklerle döşe ki orası bakidir. (İki Aşk Çiçeği)
- "Kendin için sevdiğin şeyi insanlar için de sev, iste." (Taberani, Süyuti) (Beşyüz Hadis-i Şerif)
- İman edenler için o zaman gelmedi mi ki, Allah’ın zikrine ve hak olarak indirilen Kur’an’a karşı kalbleri yumuşamasın. Hadid,16 (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
- Velhasıl: Din-i İslam sayesinde hakiki bir medeniyet, nezih bir insaniyet, pek faideli bir terakki ve en mesut bir inkılap vücuda geldi. Artık insanlık alemi bu mukaddes dine sarıldıkça şüphe yok ki daima yükselecektir. (Büyük İslam İlmihali)
- Roma tahtını ele geçiren İmparator 1. Konstantin. Byzantion'u imparatorluğun yeni merkezi olarak seçmiş ve başkentin inşasına 324'te başlanmıştır. İnşa sırasında şehrin alanı dört kat büyütülmüştür. Yeni baş şehirde muhteşem bir saray, senato binası, hipodrom, tapınak ve kiliseler yapılmıştır. Meydanlar imparatorluğun çeşitli yörelerinden getirilen sanat eserleriyle süslendi ve nihayet 11 Mayıs 330'da günler süren eğlenceler içinde şehrin resmî açılış töreni yapılmıştır. (İstanbul ve Fatih)
- ...Mescidde bulunan veya Kur'an-ı Kerîm okuyan bir kimsenin, hürmet edilmeye hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir. ... (İnancımız Ahlakımız)
- Saadet iman üzere ölmektir... (İman Hakikatleri)
- ... Bazı şeylerin tabiat kanunlarina aykırı görülmesi sebebiyle esasında imkânsız olduğuna hükmedilemez. Nitekim asrımızdaki uçaklar, paratonerler, telefondaki akım, en uzak yerlerdekilerin seslerinin duyulup görüntülerinin alınabilmesi, atom kuvvetleri gibi şeyler birer olağanüstü hallerdir. Bunlar birkaç asır önce söylenseydi, pek çok kişi bunları yalanlar, imkân dahilinde olduğuna inanmazdı. Halbuki bugün tüm bunları sıradan şeyler olarak görmekteyiz. Bizler, tabiat âleminin bütün vasıflarını ve özelliklerine nüfuz etmiş bir halde olmadığımızdan daha nice garip ve alışılmışın dışında hallerin kudret-i ilahiye ile meydana gelmesi mümkündür. Nitekim mucize ve kerametler bu türdendir. (İman Hakikatleri)
- “Ey insanlar! Kim ki Hazreti Muhammed (sav)’e tapıyorsa bilsin ki, o vefat etti. Her kim ki, Allahü Teâlâ (cc)’a tapıyorsa, bilsin ki Allahü Teâlâ (cc) Hayy (diri)’dır, Lâ-yemût (ölümsüz)’dur” dedi. Ve hiçbir peygamberin dünyada ebedi kalmadığını söyledi. Dinlerinden dönenlerin Cenab-ı Hakk (cc)’a bir zarar veremeyeceklerini, girdikleri İslâm dininde sabit kalanların mükâfata ereceklerini beyan ederek, Ashab-ı Kiram’ın şaşkınlığını giderdi.” (Canım Peygamberim)
- "Şüphe yok ki, Allah Teala her şeye kadirdir." Bakara Suresi, 28. Ayet (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
- Halbuki bütün mahlûkat her hususta Cenâb-ı Hakka muhtaçtırlar. (Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
- Hindistan'da bulunan bir heykelin üzerinde "inşikakı kamer senesinde imar olunmuştur" mealinde bir ibarenin muharrer olduğunu bazı müfessirler beyan etmiştir. (Muvazzah İlm-i Kelâm)
- "Ey insanlar, uyanınız. Şu nihayetsiz kainatın halikinin azametini düşününüz. O ne büyük bir yaratıcıdır, ne muazzam bir besleyicidir. Bütün mahlûkatı için ne kadar rahmet ve merhameti vardır." (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)