İki Dünya - Rasim Özdenören Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İki Dünya kimin eseri? İki Dünya kitabının yazarı kimdir? İki Dünya konusu ve anafikri nedir? İki Dünya kitabı ne anlatıyor? İki Dünya PDF indirme linki var mı? İki Dünya kitabının yazarı Rasim Özdenören kimdir? İşte İki Dünya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Rasim Özdenören
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9789753552691
Sayfa Sayısı: 256
İki Dünya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İki Dünya yazıları, Türkiye’deki Batılılaşma sürecinin ortaya çıkardığı çelişki ve bunalımları, bir uygarlık perspektifinden değerlendirme amacına yöneliktir. Bu yazılarda bünyesine uygun bir “yenileniş” fikrine sahipken, kendisine tepeden ve “resmen” dayatılan değişimi özümleyememiş Müslüman bir toplumun çıkmazları, arayışları ve yönelişleri konu edilir. Özdenören Batı karşısında eleştirel ve hatta yer yer reddedici bir tutum takınır, kendine özgü analitik üslubuyla meselelerin derinine iner.
İki Dünya Alıntıları - Sözleri
- Batı aslında bugün kendi başının derdindedir. Kendi iç huzursuzluğunun verdiği bir huysuzlukla , umutsuz bir telaşla bütün dünyayı rahatsız edip durmaktadır.
- Osmanlı Devletini öldüren batı bu öldürme olayıyla kendisini kurtaracağını sanıyordu. Oysa dünyanın şirazesiydi Osmanlı Devleti; dünya şirazesinden kopunca darmadağın oldu , dengesini adamakıllı yitirdi.
- Zikir, insanın kendi ben'ini fark etmesi, kendi beni ile Allah'ı bir ve bütün olarak düşünebilme çabasıdır.
- Batı kültürünün emperyalist ülkeleri, sömürmek üzere gittikleri yerlerin iliğini kanını emip bu ülkelerin zenginliklerini kendi ülkelerine taşırlarken, bundan doğacak vicdan azaplarını dindirmek için, bu ülkelere uygarlık taşıdıklarına da kendilerini inandırmaya çalışıyorlardı.
- İnsanın , bireysel olarak kendini dış etkiye kapatmış olması, onu aynı zamanda İslam dışı etkilerin hükümran olduğu bir ortamda yaşamaktan korumuş olmuyordu.
- İmdi Müslümanların yaşadığı ülkelerde, asıl karakteristiklerini belirlemeye çalıştığımız bu iki tip Müslüman küme arasında bir mücadele veriliyor: kimi zaman görünmeyen planda, kimi zaman da açıktan açığa... Bu kümelerden biri İslam’a Batı kültürünün adesesinden bakmaya çalışıyor; öteki İslam’ı kendi zatî değeri içinde görmeyi öne alıyor.
- Oysa dünyanın şirazesiydi Osmanlı Devleti. Dünyanın şirazesi kopunca darmadağın oldu, dengesini yitirdi. Bu dengesiz gidiş İkinci Dünya Savaşı’yla onu bir kere daha yere çarptı.
- Müslümanlar, İslam ilkelerine göre yaşamaya devam ettikçe, yani bu insanda ‘kanaat’ ve ‘Allah rızası’ ilkeleri, onun yaşama tarzına yön veren belli başlı unsur olarak hakimiyetini sürdürdükçe , bu insanın Batı için ‘piyasa değeri’ söz konusu olamazdı.
- Mikro düzeyde, yapılması veya yapılmaması öngörülen bir husus, makro düzeyde de aynı ölçüde geçerlidir, sanılıyor. Açıklarsak: Söz gelimi, mevcut düzen kimseyi faiz alıp vermemek hususunda zorlamıyor, fakat bu kural kendisi faiz üzerine kurulu bir iktisâdi tabanda işliyor.
- Geriye, mevcut bütün olumsuz şartlara rağmen, uzun vadeli bir çalışmanın güçlüklerine katlanmak, bu çalışmanın ürünlerini beklemek ve diyecek bir çift söz kalıyor: Sabır ve Zaman
- Yazı ki, bir kez yazıldı mı insanı sonuna kadar bağlar, ölümden sonra bile bağlar, dönüşü yoktur. Öyleyse bu kadar çetin bir bağlanmaya niçin talip olur insan? Veya o talip olmaz da, bazı zorunluluklar bu alana mı çeker? Bir çeşit kader kaçınılmazlığı mıdır bu ?
İki Dünya İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Batılılaşma Üzerine Makaleler: Rasim Özdenören batı kültürünü ve doğu kültürünün tefrikine varmış ve İslam dünyasındaki sorunlara hakim birisi. Kitapta titizlikle batılılaşma fikrini ve çevresinde yeşeren diğer fikirleri, cumhuriyetin kurulmasını ve ittihad-Abdulhamid- Batı üçgenini anlatıyor. Birçok mütefekkirin takıldığı noktaları aşmış ve ortaya başarılı bir tahlil koymuş. Çözüm konusunda birkaç kelam etse de yeterli bulmadım. Türkiye’nin kurulması ve batıya entegre olma süreciyle ilgili bilgi edinmek isteyenler okumalı. Son söz olarak beklenti yüksek tutulmamalı. İslami kültüre sahip birisinin ilk defa duyacağı şeyler değil. (Saffet Semerci)
Kitapta Tanzimat ile birlikte başlayan Batılılaşma çabalarının Müslüman bir toplum olan Türkiye'de oluşturduğu çelişkiler, bunalımlar, zıtlıklar, kendini bulamayışlar tarihi seyir içinde aktarılmış. Kitabın sonuna geldiğimde tarihi farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilme, Batılılaşma serüvenine kendi yorumumu katabilme gibi önemli meziyetler elde ettiğim için kitabı benim için çok önemli bir yere koyuyorum. Son olarak kitabın benim için en önemli noktası ise Batı tarafından Hinduizm, Budizm gibi dinlere nazaran neden İslam'ın tehlikeli bulunduğu sorusunun cevabını net ve tatmin edici bir biçimde almış olmam. Eğer günümüzde hâlâ neden arayışta, kendini bulamamış, arafta olan bir ülkede yaşadığınızı merak ediyorsanız kitap tam size göre. Şimdiden keyifli okumalar! (Serra)
Rasim Özdenören'in kitaplarına ara vermiştim. Güzel insanların hatırlatması ile tekrar başlıyorum ama başlamadan evvel okuduklarıma göz gezdirip incelemelerini yapmak gerek idi. Ve "İki Dünya" ile başlıyoruz. İçeriğe girmeden kapak üzerine konuşalım. Yeşile, doğaya manzarası bulunan, cam kenarında saksısı olan naif bir mekandan; dünyaya sevgi götürmesi için projesi çizilmiş ve yollanan bir güvercin. Ağzında zeytin dalı yok, kalp var. Barışı değil, sevgiyi götürüyor, zaten sevgi gidince barış ortamı kendiliğinden oluşmaz mı? Güvercinin kanatlarından birşeyler süzülüyor; belli ki güzel olduğu kadar da zor bir yolculuk olacak. https://hizliresim.com/XPJdl6 Gelelim kitabın oluşumuna; Rasim Özdenören yetmişli yıllarda bir gazetede köşe yazıları yazarken Cahit Zarifoğlu bu yazıların biraraya getirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Özdenören bunun için çok fazla düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade etse de Zarifoğlu "Senin beğenmediklerin bile güzel ve onların hepsi bir bütün teşkil ediyor.O yazılarla her gün kafamızda bir put kırıyorsun." deyip, zor şartlar altında kitabı bastırıyor, kitap yoğun ilgi görüyor ve ödül alıyor. Daha sonraki basımlarda derlenmiş toplanmış bir hale getiriliyor. Kitap, yazarın ifadesi ile "Tanzimat'tan günümüze bir siyasal durum muhakemesinin teşebbüsü"dür. Ama ben de Zarifoğlu gibi kitabın çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Fıtratını bozmuş, ahlak ve değer yargılarından uzak batı dünyası ile vahiy kaynaklı hakikat uygarlığı olan İslam dünyasını güncel durumlar üstünde anlatan bir deneme serisi niteliğinde kitap. Tanzimat sonrasında yeni bir dünya ile tanışılması ardından bu dünya ile eski dünya arasında bocalamaların, sorgulamaların, dilemmaların tesbit edilme çabası ve bunun mukabilinde çözüm yollarının ifadesi var Özdenören'in yazılarında. Nerelerden geçtiğimizi ve nerelere gittiğimizi görebilme imkanı sunan bu çok değerli kitabın dili ağır olmasa da bu alana dair bir birikiminizin olması yazarı daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. (hatiice)
İki Dünya PDF indirme linki var mı?
Rasim Özdenören - İki Dünya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İki Dünya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Rasim Özdenören Kimdir?
Rasim Özdenören (d. 1940, Maraş), Türk öykü ve deneme yazarı. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü.Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD'nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971'de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978'de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır.
Rasim Özdenören'in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllar, köy romancılığının etkisinin artık azalmaya başladığı, varoluşçu yazarların etkisinin daha fazla hissedildiği yıllardır. O yıllarda roman ve öykü yazarları genel olarak Batı kaynaklı bir anlayışla, sanki dışarıdan bakan bir gözle eserlerini yazmışlardır. Özdenören ise daha çocukluğunda Anadolu'nun birçok ilini gezerek, orada yaşayarak, köyünü, kasabasını, şehrini tanıyarak, kendisine ';ayrıntı avcısı' dedirtecek bir özellik ve güçlü bir tasvir yeteneğiyle, insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır öykülerini. Yazar, gençliğinin ilk yıllarından itibaren kendine edebiyatı ciddi bir meşale olarak seçen insanlardan oluşan bir arkadaş grubuna dahil olmakla, sonraki yıllarda şekillenecek edebi şahsiyeti için çok önemli bir zemin bulmuştur. Bu arkadaş grubu Özdenören'in anlaşılmasında kilit konumdadır. Çünkü Özdenören'in okumaları, edebi ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç'un etkisiyle bir bütünlük kazanmıştır. Özdenören'in Amerika'ya gidip orada iki yıla yakın bir süre kalması vesilesiyle çağdaş dünyanın en önemli merkezini tanımasının da eserlerine olumlu yansımaları olmuştur. O, yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularının cevabını öyküleriyle vermiş bir yazardır. Hikayelerinin kahramanları, çevremizde rahatlıkla görebileceğimiz, dokunabileceğimiz kişilerdir.
Rasim Özdenören, gerek denemelerinde gerekse öykülerinde, meselenin anlatmak olduğunu ilk öykülerinden başlayarak kavramış bir yazardır. O, İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen öykülerinde hiçbir zaman, dönemindeki birçok yazarda görüldüğü gibi, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamış, vermek istediği mesajı öyküyü örselemeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmayı bilmiştir. Anlatırken de dili ustaca kullanmış, yer yer de adeta şiir yazmıştır.
Rasim Özdenören Kitapları - Eserleri
- Gül Yetiştiren Adam
- Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
- Müslümanca Yaşamak
- Kafa Karıştıran Kelimeler
- Çok Sesli Bir Ölüm
- Yeniden İnanmak
- Kuyu
- Ansızın Yola Çıkmak
- Çözülme
- Aşkın Diyalektiği
- Denize Açılan Kapı
- Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
- İpin Ucu
- Eşikte Duran İnsan
- Uyumsuzlar
- Ben ve Hayat ve Ölüm
- Hastalar ve Işıklar
- Acemi Yolcu
- Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
- Hışırtı
- Toz
- Yaşadığımız Günler
- Köpekçe Düşünceler
- Yüzler
- Çarpılmışlar
- İmkansız Öyküler
- Ruhun Malzemeleri
- Düşünsel Duruş
- Red Yazıları
- Çapraz İlişkiler
- Edebiyat ve Hayat
- Açık Mektuplar
- Kent İlişkileri
- İki Dünya
- Hadislerin Işığında Hz. Muhammed
- Yazı, İmge ve Gerçeklik
- Siyasal İstiareler
- İmkânsız Öyküler
- Elli Yılın Öyküsü
- Çözülme
Rasim Özdenören Alıntıları - Sözleri
- Çünkü bir sevgi daima, inanılmaz bir durum, ama, daima tahammül edilemez bir şeydir, insanca bir şey.. uzaklıklar, unutmalar.. bunlarla diri kılınabilirdi sevgi.. (Hışırtı)
- Kısır niyetler, kısır sonuçlar doğurur.Niyete bir aşkınlık yükleyerek, daha doğrusu aşkın niyetlerle yola çıkarak bereket ülkesine ulaşmak mümkünken, kendi nefsanîliğinin dar sınırları içinde kalmak onu eşya ile kendi nefsi arasındaki çorak bir alanda bırakır. (Yeniden İnanmak)
- "Senden uzak kalan tesellisini hasret yaşlarında bulur; düşünelim, ya seni bulan ne olur?" (İmkansız Öyküler)
- “Sevginin içinde o alevi söndürecek Tükenmekte olan fitil gibi bir şey vardır.” Shakespeare (İmkânsız Öyküler)
- "Kalplerimizi dinin üzerine sabit kıl" (İmkansız Öyküler)
- kentin bu derin uğultusu, bu sürgünlük ve krallık bir gün silinip gidecektir. ne tuhaftır ki, ebedîlik iştiyakı da bu sürgün hayatının ve bu fena olma halinin içinden sökün ediyor. (Kent İlişkileri)
- Ne zaman elimi ona doğru uzatsam elim boşlukta kalıyor. (Uyumsuzlar)
- Hakkın hiçbir zuhuratı yoktur ki, mümin için iman tazelemesine yol açmasın. (Müslümanca Yaşamak)
- Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır. (İpin Ucu)
- O sıralarda ben kendim miyim, değil miyim, sorusunu tartışıyordu kafasında. Diyordu ki, ben kendimsem, benim benden ayrılmam, benim benden kaçmam mümkün olmamalı: ama ben kendim değilsem, ben kendimden kaçıp kurtulabilirim. (Elli Yılın Öyküsü)
- İnsanın, sevgisi ne türden olursa olsun, onun dışına çıkması diye bir şey söz konusu olmaz ki, onu denesin. Ve zaten böyle bir şey denenebilecek bir şey olsa, o deney o sevginin bitirilmiş olduğu yerde başlar. (Aşkın Diyalektiği)
- Hayatı elde tutmak ölümü ele geçirmekle, mümkün oluyor ve ölümün ele geçirilişi, onu ele geçirenin kendi ölümünü sonuçluyor. (Eşikte Duran İnsan)
- Durmak her zaman beklemek anlamına gelmez. (Toz)
- Onun görmesinden nereye kaçacaksın diye fısıldadı kadın... (Çarpılmışlar)
- Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu "çağın gözüyle İslam'a bakma" yaklaşımını benimsemiş durumdadır.. Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.. (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)
- Dünya kendi dışında cebinde duran herhangi önemsiz yabancı bir nesne gibiydi. (Çarpılmışlar)
- İnsan, yeryüzünü kendisi için kötü bir döşek haline getirmiştir. (Red Yazıları)
- Özgürlüğümü yitirdiğim yalan. (Ansızın Yola Çıkmak)
- zaman zaman, dön dolaş aynı noktaya gelip takıldığımı, belki daha isabetli bir ifadeyle hiçbir yere kıpırdamamış olduğumu hissediyor; yalnız bunu hissetmekle de kalmıyor, bu hissi de daha önce yaşamış olduğum hissine yakalanıyorum. (Kent İlişkileri)
- "İslâm diyalektiğinin dışında kalan birine her çeşit izahın yetersiz ve kısır kalacağı aşikârdır. Böyle bir hükmün sırrını ancak bir mümin kavrayabilir." (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)