İlk Öpücük - Cem Şancı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İlk Öpücük kimin eseri? İlk Öpücük kitabının yazarı kimdir? İlk Öpücük konusu ve anafikri nedir? İlk Öpücük kitabı ne anlatıyor? İlk Öpücük PDF indirme linki var mı? İlk Öpücük kitabının yazarı Cem Şancı kimdir? İşte İlk Öpücük kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cem Şancı
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789752103122
Sayfa Sayısı: 335
İlk Öpücük Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Resmi anlamda genç olduğunuzun kabul edildiği ve yaşamak için yetişkinlerin gözetiminde bulunmanızın şart koşulduğu yıllar vardır. Otobüse binerken bile ciddiye alınmadığınız, ayıp olmasın, kişiliğiniz, ruhunuz olumsuz etkilenmesin, ezikliğini hissetmeyesiniz, önemsenmediğinizi düşünmeyesiniz diye indirimli olarak isimlendirilen kıytırık bir ücret ödemenize izin verilen yıllar bunlar.
Büyük bir gururla yetişkinlik mertebesine ulaştıktan sonra yadırganmaya başlanan, küçümsenen, horgörülen gençlik yılları, hatalarla, indirimlerle, ayıplarla, yanlışlarla dolu, sanki bir utanç kaynağı gibi bir daha gün ışığına çıkmasın diye, zorunda kalındığı için yaşanan ama acilen unutulması gereken bir süreç olarak hafızaların en karanlık köşelerinde, en sağlam kilitlerin arkasına hapsedilir, gençlik ile ilgili kavramlar hep başkalarını aşağılamak için kullanılan argümanlara dönüşüvermez mi?
Sonra, nasıl oluyorsa, bir gün ondan bahsetmek gerekince, her şeyin özlenecek kadar güzel, rahat, eğlenceli olduğu; çiçekler, böcekler, kuşlar arasında geçen; arkadaşların, dostlukların, unutulmaz aşkların, ilk öpücüklerin, bir daha yaşanamayacak heyecanların insanoğluna bahşedildiği, özlemlere sebep, en yakın örneğinin cennette vaat edildiği bir yaşam dile getirilir. Ama öyle değil işte...
Kendinizi kandırmayı bırakın. Gençlik yılları, masumiyetin, saflığın, çiçeklerin böceklerin arasında, kırların üzerinde pembe elbiselerle mutluluk ve coşkuyla hoplaya zıplaya geçen bir rüya olmadığı gibi bu kitap da masum bir kitap değil. El ele tutuşup şarkılar söyleyen, piknik örtülerini serip çiçeklerden taç yapan, tüminsanlığa barış getirmek için geleceği dostluklarla, sevgiyle, anlayışla, coşkuyla karşılamaya hazırlanan kahramanlarla dolu bir gençlik kitabı değil bu. Arkadaşının suratına önce acımasızca yumrukların atıldığı sonr elinden umutlarının çalındığı, sevgililerin köpek tekmelercesine terk edildiği, can yakmanın marifetten sayıldığı yıllardan bahsediyoruz, yanlışlık olmasın, gerçekler canınızı yakmasın.
Uyarıldınız...
İlk Öpücük Alıntıları - Sözleri
İlk Öpücük İncelemesi - Şahsi Yorumlar
60. Sayfaya kadar belki değişir umuduyla okuduğum sonra meraktan ara sayfalarına bakıp hiç bir şeyin değişmediğini görüp bıraktığım kitap saçma bir ergen kitabı. Son nokta erkeklerin sabah traşı ile kızların haftalık bacaklarında ki tüyleri alma muhabbeti oldu sanırım ... (Deniz Süerkan)
İlk Öpücük PDF indirme linki var mı?
Cem Şancı - İlk Öpücük kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İlk Öpücük PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cem Şancı Kimdir?
Cem Şancı (d.30 Ağustos 1974) Türk gazeteci, yazar, senarist.
Cem Şancı 1974 yılında, İstanbul'da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik lisans bölümünde üniversite eğitimi aldığı sırada, ilk romanını 19 yaşında bitirerek Altın Kitaplar Yayınevi'ne teslim etti. 1996 yılında yayınlanan bu ilk romanla güçlü bir okur kitlesi kazanan Cem Şancı'nın bugüne dek 14 romanı yayınlandı. Yazar için basında çıkan eleştiriler keskin dilinin, cesur, sarkastik, sorgulayıcı ve özgün üslubunun onun metinlerini sürekleyici kıldığı noktasında yoğunlaştı.
Aynı zamanda gazeteci olan yazar, LeveL ve Chip dergilerinde editör, haber müdürü, yazı işleri müdürü gibi görevler üstlendi. Televizyon programları hazırladı. Sinema ve televizyon için senaryolar kaleme aldı. Türkiye'nin vizyona giren ilk uzun metraj 3D sinema filmi Cehennem 'in senaryosunu yazdı.
Cem Şancı Kitapları - Eserleri
- Yalnızlık Doktorası
- Kızlar Aşık Olmaz
- İlk Öpücük
- Yandık! Kızlar Etrafta, Başımız Belada
- Doğa Üstü Sevgi Altı
- Ayastefanos Yalnızı
- Eyvah!
- Karakozak Operasyonu
- Bir Kadın Masal İster
- Centilmenler İçin Adım Adım Kötü Kızlarla Flört Rehberi
- Hayal Silgisi
- Aşkatür
- Kezbanizm
- Author - 12 Dilber
- Çocuğunuzu İnternet'ten Koruma Rehberi
Cem Şancı Alıntıları - Sözleri
- " İnsanlığın yok edemeyeceği tek mikrop bu sanırım. Şiddet ve savaş. Belki tüm dünyaya uzaydan kocaman hoparlörlerle Mozart dinletsek, insanları sakinleştirip şiddetin önüne geçebiliriz. "Evet," dedim. "Bu harika bir fikir. Gerçi ses uzayda ilerlemiyor. O yüzden hoparlörleri uzayın tam sınırına ama atmosferin içine yerleştirmemiz gerekecek. Uzayın sınırı da yanılmıyorsam yerde 100 kilometre yukarıya tekabül ediyor." "Fikrimi çalma," dedi gülümseyerek. "Senin fikrin, tüm dünyaya ses verecek bir tek kocaman hoparlör. Benimki daha alçak yörüngede, belli bölgelere ses verecek birçok hoparlör fikri. Mesela Yunanistan'la aramızda küçük bir ada veya jetlerin dalaşı yüzünden gerginlik mi çıktı. Hemen bu hoparlörlerden birini havalandıracaksın. İki ülkeden duyulabilecek şekilde Mozart çalacak. Yarım saate kalmaz herkes gevşer,rahatlar." Didem, "ya bu benim fikrimdi," diye çıkıştı. Ama gülüyorduk. (Ayastefanos Yalnızı)
- Bir toplumun fertleri birbiriyle yabancılaşır,selamı sabahı keser, komşusunun halini vaktini,derdini,tasasını umursamazsa o toplum çöker,yok olur. (Ayastefanos Yalnızı)
- Çocukluğundan itibaren "Çünkü aşk her şeyden önemlidir!" bilinçaltı mesajıyla büyük bir zihin manipülasyonuna maruz kalmış bir bireyin gerçek aşkın ona tehdit değil destek olması gerektiğini hissedebilmesi için yüksek bir bilinç düzeyine ulaşması gerekir. (Yalnızlık Doktorası)
- Avrupa, halkların insanca yaşayacağı değerlerin bütünüdür ve bu ortak değerler tüm düşmanlıkların, husumetlerin, kavgaların üzerindedir. Bugün, Türk ve Yunan toplumları arasındaki kronik gerginliğin üstesinden gelecek ve iki toplumun birbirini tanıyıp ortak değerlere sahip olduğunu anlamalarına yardımcı olacak çok önemli bir organizasyonun duyurusunu yapmaktan onur duyuyorum. Finansörlüğü Avrupa Birliği fonlarından karşılanan Bu proje kapsamında iki toplumun sanatçıları, aydınları,düşünürleri,insanları bir araya getirip ortak eserler verecek. Filmler çekilecek, kitaplar basılacak,besteler yazılacak,söyleşiler düzenlenecek,eğlenceler tertiplenecek,geziler,öğrenci ziyaretleri, fuarlar, konserler organize edilecek. İki toplum birbirini daha yakından tanıyacak; birlik ve komşuluk ruhunun anlamını keşfedecek. Umuyorum ki Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olduğunda, bu organizasyon sayesinde birbirlerini tanımış ve dost olmuş Türk ve Yunan öğrenciler, geleceğin yetişkin bireyleri olarak dostluklarını Avrupa sınırları içinde özgürce dolaşarak sürdürebilecekler ve Ege'nin sıcak atmosferindeki bu dostluklar bütün Avrupa'ya da örnek olacaktır. (Ayastefanos Yalnızı)
- "Boş vaktimde biraz sevap kazanayım,dedim. Malum,yaş ilerledi. Sevap biriktirmek lazım." (Ayastefanos Yalnızı)
- "Zaten o günleri bu günün değerleriyle yargılamak yalnış olacaktır," dedim. (Ayastefanos Yalnızı)
- Çünkü modern dünyada aşk artık prangamız, sevgilimiz ise gardiyanımızdır. (Yalnızlık Doktorası)
- "Türkiye'nin üyeliğinin ancak bugünkü çocukların yetişkin olduğunda gerçekleşeceğini mi ifade etmek istediniz?" (Ayastefanos Yalnızı)
- Yanlış insana aşık olduğunuzda itaat etmeyi öğrenirsiniz, yalnız insana aşık olduğunuzda ise özgürlüğü ve mutluluğu... (Yalnızlık Doktorası)
- Özlemek, çaresizliğin bir diğer formudur. Özlersin ama kavuşamazsın. Özlersin ama ulaşamazsın. Özlersin ama buluşamazsın. Aranızda yollar vardır, dağlar vardır; mesafeler uzun, şartlar imkânsızdır. En acı çaresizliklerden biridir özlem. (Yalnızlık Doktorası)
- Yanlış insana âşık olduğunuzda itaat etmeyi öğrenirsiniz, 'yalnız' insana âşık olduğunuzda ise özgürlüğü ve mutluluğu... (Yalnızlık Doktorası)
- "Tek tek şişeleri, torbaları toplayarak denizi temizlemek mümkün değil," dedim. Bütün Marmara'ya kocaman bir file batırmak lazım." (Ayastefanos Yalnızı)
- Yalnızlık bir mahrumiyet değil, lükstür. (Yalnızlık Doktorası)
- Herkesin eninde sonunda birgün ölümü düşündüğünü biliyordum. Oysa kimsenin o soğuk,sessiz,kimilerine ürkütücü, kimilerine hüzün verici, kimilerine uzak ve anlamsız gelen mezarlıklarda, o mermer taşların altında yatan insanların bir zamanlar kendileri gibi canlı,kanlı,gülen,konuşan, seven,üzülen insanlar olduklarını bilmek,hatırlamak,düşünmek istediklerini sanmıyordum. İnsanoğlu, bir gün kendisinin de o mezar taşlarından birinin altında yatmak zorunda kalacağı, belki de ani ölümüne hazır olmayan ailesinin ona mezar taşı yaptırmaya bile fırsat bulamayacağından aylarca,yıllarca,kim olduğu unutulmasın diye üzerine yığılmış toprağa iliştirilmiş küçük bir işaretin altında unutulup gidebileceğini aklına bile getirmiyordu. Aynı, sanki bir ölümsüzmüş gibi yaşamış ama bu gün mezarının nerede olduğunu bilmediğim babam gibi. Veya düne kadar ölüm hakkında konuşmanın, ölümü düşünmenin ölümü düşünmenin ölümü çağıracağına inanarak ölüm kavramını tartışmaktan, düşünmekten hep uzak durmuş ben gibi... (Ayastefanos Yalnızı)
- Ancak online oyun bağımlılığının en çok görüldügü Çin, Güney Kore ve başka uzak doğu ülkelerinde her yıl birkaç gencin bilgisayar başında aniden yığılıp kalması üzerine bu ülkelerin internet kafelerine, belirli saatlerde oyun oynama yasağı getirilmiştir. (Çocuğunuzu İnternet'ten Koruma Rehberi)
- "Evet. Tüm dünyada bu tekniğe inanan pek çok doktor var. Ve, şu ünlü iyi Mozart uyutur, sözünün doğru olduğunu da ispatladım. Doğru çalınan Mozart eserleri dinlettiğimiz hastalar sakinleşip, uyumaya başlıyorlar." (Ayastefanos Yalnızı)
- Bu durumda çağdaş eserlerin bazılarının da insanlar üzerinde delirtici,çıldırtıcı etkisi olduğunu söyleyebilirim. (Ayastefanos Yalnızı)
- Bedeni olsa da,nefes alsa da, cebine bir nüfus cüzdanı soksalar da ruhu,vicdanı,ailesi,geçmişi,sevgilisi, dostu, eğlencesi, hobileri olmayan birine insan denebilir miydi ? (Ayastefanos Yalnızı)
- Eğer öleceksem, yapmam gereken bazı hazırlıklar olduğunu fark etmiştim. (Ayastefanos Yalnızı)
- "Sevdiklerinin, ailenin yanında olmamasını, yalnız kalmayı, yalnız yaşamayı iyi bilirim.Bir süre sonra yalnızlığı sevmeye başlarsın. İnsanlar gözüne düşman gibi görünmeye başlar. İnsanlardan tiksinirsin,uzak durursun. Sonunda da yalnız ölürsün." (Ayastefanos Yalnızı)