İmam-ı Azam Ebu Hanife, Sinan Yağmur kitap özeti - Kitap konusu ve incelemesi
İmam-ı Azam Ebu Hanife kimin eseri? İmam-ı Azam Ebu Hanife kitabının yazarı kimdir? İmam-ı Azam Ebu Hanife konusu ve anafikri nedir? İmam-ı Azam Ebu Hanife kitabı ne anlatıyor? İmam-ı Azam Ebu Hanife kitabının yazarı Sinan Yağmur kimdir? İşte İmam-ı Azam Ebu Hanife kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sinan Yağmur
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9789752448995
Sayfa Sayısı: 222
İmam-ı Azam Ebu Hanife Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Açlığı doyuran açığı giydiren adalettir.
İnsanlar sadece adalet ister.
İslam hukukunun “en büyük bilgesi” olarak anılan ve Müslümanlarca en çok tabi olunan Hanef i mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife hakkında şimdiye kadar yazılmış en detaylı roman.
Ebu Hanife hak ve adalet adına ömrünü kan ve gözyaşıyla şehadet defterine yazdırmıştır. Her zaman makamı, şöhreti ve haksız serveti elinin tersi ile iten cesur bir ses olmuştur. İslam dininin sevilmesinde ve yayılmasında gönüllere “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; sevdiriniz, korkutmayınız” ilkesiyle dokunan bir bilgedir Ebu Hanife. İlmi dedikodudan değil asıl kaynağından öğrenen bir bilge. Öğretirken öğrenen ve bilgeliğini paylaşmayı Allah’ın rızası olarak gören bir hak neferidir Ebu Hanife…
Romanları milyonlar satan ve tasavvuf edebiyatına güncel bir anlatım kazandıran Sinan Yağmur’un Ebu Hanife romanı okuyucunun ruhunda ve hafızasında iz bırakacaktır.
İmam-ı Azam Ebu Hanife Alıntıları - Sözleri
- "İlmi, onu yaratan için öğren ki sana gözlerin gözü açılsın. Şöhret için öğrenirsen kör kuyuda değneksiz kör topal kalırsın." İbrahim En Nehai
- Kötü günlerdeyiz. Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması, ne de vefa kaldı. Er kişiler gitti, geride çerçöp kaldı..
- İslam dini yeryüzüne inmiş en kıymetli hazinedir.
- Günah işleyenleri kâfir sayarak cehennemlik ilan eden ilk fırka hariciler fırkasıdır. Aynı zamanda şiddeti meşru sayan bu fırkanın ilk suikastı, Hz Ali gibi büyük bir insanı, İslam'ın mabedinde secde halinde iken öldürmek olmuştu. Gerekçeleri de şuydu: "Ali, Muaviye ile birlikte sergilediği Hakem olayında günah işlemiş, kâfir olmuştu; katli vacip hâle gelmişti. Biz de katlettik."
- Ömer Bin Abdülaziz halife olduktan sonra " hiç kimse bana körü körüne itaat etmeyecek! Allah'ın emirlerine uymayan talimatlar için kula itaat yoktur ! Ben sizin en hayırlınız değil, sadece sizden biriyim." demiştir. Halife olduktan bir sene sonra onun çocukluğunu, gençliğini bilen birisi yanına yanaşıp ona şöyle demiş: "Ömer ne hale geldin sen, erimiş bir deri bir kemik kalmışsın." Halife Ömer, "Ziyad, bir de beni mezara girdikten üç gün sonra görsen ne halde olacağım," cevabını vermiş.
- "Din ilmini ancak ahlakına güvenip, yaşayışına şahid olduğunuz kişilerden öğreniniz."
- "İşte benim iğrendiğim de bu! Allah indinde erkek-kadın, Arap-Mevali, beyaz-kara eşittir. İnsanı insan yapan doğduğu coğrafya, memleketi, konuştuğu dil değil ahlakı ve meziyetidir. EDEP ve ERDEMDİR insanın güzelliği. Duydum ki Ebu Hanife, bir mevali olmasına rağmen insanlara ayrımcı bakılmasına karşı çıkıyormuş. 'Muhammedî ahlâkı terk ettiniz. Arap'ın Acem'e, Acem'in Habeşli'ye üstünlüğü yoktur. Hepimiz secde kardeşiyiz.' diyormuş. "
- "Karısının boynunda mücevher olan birisi ümmete halifelik yapamaz. Başkasının ekmeğiyle ve emeğiyle dindarlık taslamayın!" |Ömer b. Abdülaziz
- "Ben Rabb'ime doğru yürüyen bir muhacirim. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Ankebut/26)
- İlmi, onu yaratan için öğren ki sana gözlerin gözü açılsın. Şöhret için öğrenirsen kör kuyuda değneksiz kör topal kalırsın. İbrahim En Nehai
- Yüce Allah'ın kitabını, Peygamber'inin güzel ahlâkını kendinize örnek alınız, selamete ancak böyle ulaşabiliriz.
- Sevgi duygudur, ama saymak anlamaktır. Olumsuz olanı olumlu hale getirmek sevmekten çok saymakla mümkündür.
- "Bir insanın şöhretine görünüşüne aldanma, namazına niyazına bakma, aklına doğruluğuna bak." Hz. Ömer
- Seni neden seneler önce tanımamışım.
- Biz bütün gün vicdanımızı çamurlamakla meşgul oluyoruz da zerre kadar aldırmıyoruz.
İmam-ı Azam Ebu Hanife İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Allah bu ümmeti hiçbir zaman karanlıklar içinde bırakmadı daima kendi yıldızları ile süsledi dört bir yanı.. Ebu Hanife müslümanların yönetici olduğu dönemlerde rahat bir hayat yaşayamayan peygamberin ayrılışından uzun yıllar geçmemesine rağmen ümettin üzerine esen soğuk rüzgarlarda peygamberin talebesine talebelik şerefine nail olmuş. Parlak bir dönemde karanlıklar içinde mücadele etmiş .. Biz onu doğunun batının fakihi olarak tanır, ilmi meziyetlerinden ötürü yâd ederiz fakat atladığımız ve onun en önemli bir meziyeti ; zalimin karşısında bu bir hükümdar dahi olsa sen zalimsin yaptığın zulümdür demesi olmuş. Algılarımızı değiştirelim lütfen büyük insanların hayatlarını okuyup araştıralım neden Rabbi onu bu kadar yükseltti Allah katinda yükselmeye aracı olan en mühim mesle neydi ki .. yalnızca bir mezhep kurucusu ve fakih değil aynı zamanda bir dava adamıdır kendisi. Bütün bir hayatı çile ile aşk ile geçen bir âlim.. Tek başına kendisine dost görünenlerle mücadele etti. Allah resulünün taş toprak ile değil ruhlara dokunup kalpleri imar ettiği memleketlerde kalpleri ihmal edip saray ve şatafatın imarcıları ile mücadele etti.. Ne büyük bir yalnızlık saray ve saltanatın içinde bir dava adamı.. Numan bin. Sabit hem çok heybetli mert hem de merhamet ve tevazu kokan bir misk .. Allah uğrunda dolu dolu bir hayat yaşadı ve o hayat şimdi hâlâ yaşıyor .. O Rabbini sevdi davasını sevdi peygamberini sevdi her şey senin için Rabbim dedi .. Uğrunda sevdiği Rabbi onun hayatını yaşattı, yaşatıyor.. (Zeynep Özdemir)
kitap/imam-i-azam-ebu-hanife--160244 Şu ana kadar okuduğum iki kitap kalbimi titretiyordu bunlardan 1.cisi-Fatih Duman-Ene 2.cisi -Sinan Yağmur -İmam Azam Ebu Hanife kitapları tekrardan okunacak kitapların arasında. Şuraya da kitaptan güzel bir alıntı bırakıyorum.Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.️ Hafifliyordu. Doğduğunda Numan adıyla, olgunluğunda Ebu Hanife künyesiyle, şehit edildikten sonra İmam-ı Azam diye hatırlanan yolcu, yolun sonuna yaklaştıkça hafifliyordu. "Hamdenlilah! Şükürlerden de şükür" dedi, usulca secdeye kapandı. Ağız dolusu akan kanla gözlerinden akan yaşlar damla damla seccadeye bir niyaz bırakarak akmıştı. Her damlada bir İmam-ı Azam duasıdır akan... "Ya Rabbi! Ben içtiği suya, yediği lokmaya, giydiği hırkaya şükreden bir kulunum. Bilirsin, senin adını unutmuşlardan değilim. Dilimden çıkanlarda kusur varsa affet Rahman ismince, esirge ve bağışla; Rabbim bu dünya bana zor geldi. Beni bu zorluktan sıyırıp yanına sırla. Al beni yanına Rabbim. Boğazına büyük bir et parçası takılmıştı, bir bulantı geldi, aynı anda göğsünün arasında bir kasılma hissederek titremesini durdurmaya zorladı kendini. Tüm vücudunun uyuşmaya başladığını hissetti. "İnsan sonsuza kadar muhacirdir. Değil midir ki, her yolun sonu Allaha çıkıyor," diye mırıldandı. Dudaklarından şu âyet düşerken secdedeki vücudu da sağa doğru düşmüştü. "Ben Rabbime doğru yürüyen bir muhacirim. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Ankebut / 26) (M.Furkan Beginoğlu)
İslam Tarihi'ndeki şahsiyetlerin, özellikle böylesine büyük şahsiyetlerin sıkıcı biyografiler yerine bu tarz romanlarla anlatılması çok daha makul. Sinan Yağmur Hocam da bunu en iyi şekilde yapanlardan birisi. Kalemine, yüreğine sağlık diyorum. Herkese iyi okumalar. (Muhammet Yasir)
Kitabın Yazarı Sinan Yağmur Kimdir?
Sinan yağmur (1965, Kırşehir doğumlu) Türk tasavvuf, aşk yazarı ve öğretmen.
Eğitimi
İlk ve orta öğrenimini Kırşehirde tamamladı, Kırşehir imam hatip lisesinden 1984 te, selçuk üniversitesi ilahiyat fakültesindende 1990 yılında mezun oldu. Aynı yıl kelam ve islam felsefesi ana bilim dalında yüksek lisansa başladı.
Özel Hayatı
1991 yılında kadınhanı imam hatip lisesinde öğretmenliğe başlayan Sinan Yağmur sırasıyla Konya İmam Hatip Lisesi, ve Meram Dr. Ali Rıza Bahadır İmam Hatip Lisesi'nde idarecilik görevlerinde bulundu, halen Naci’ye Mumcuoğlu Lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görevini sürdüren Yağmur, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Selçuk belediyesince organize edilen aile okulunda aile içi iletişim, eşler arası sevgi köprüsü konularında konferans etkinliğinde bulunan yazar ulusal ve yerel tvlerde eğitim proğramlarına katılmıştır.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazmaktadır.
Sinan Yağmur Kitapları - Eserleri
- Aşkın Gözyaşları 2 - Hz. Mevlana
- Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems
- Aşkın Gözyaşları 3 - Kimya Hatun
- Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v)
- Mesneviden Hikayeler
- Babalar da Ağlar
- Öğretmence Sevebilmek İnsanı
- Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha
- Kerbela
- Aşk'a Yolculuk - Veysel Karâni
- Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı Mansur
- Tennure ve Ateş
- Aşkın Meali 2 - Hz. İbrahim Ve Hacer
- Aşkın 7 Hali - Bişnev!
- Aşka Yol Alma Defteri
- Benim Annem Bir Melek
- Hüzün Yanığı 1
- Tarihimi Çok Seviyorum
- Barış Peygamberi
- Her Anne Bir Melektir
- 16 Türk Devleti
- Aşkın Gözyaşları 5 - Yunus Emre
- Mevlana'dan İnciler
- Aşkın Meali 3 - Hz. Ali ve Fatma
- Hüzün Yanığı 2
- Sevgi Öğretmeni
- Aşk'a Yolculuk 2
- Mesnevi'den Hikmetler
- İmam-ı Azam Ebu Hanife
- Ravza'nın Yıldızları-1
- Ravza'nın Yıldızları-2
- Ravza'nın Yıldızları-3
- Genç Yüreklere Dokunmak
- Aşkın Gözyaşları
- Minik kalplere Dini Hikayeler
- Mevlana'dan Nefesler
- Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası
- Bana Tarihimizi Anlat
- Aşkın Son Ozanı
Sinan Yağmur Alıntıları - Sözleri
- Annelerinizin kıymetini bilin! (Her Anne Bir Melektir)
- , "Bilginin ışığı kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur." ... (Tarihimi Çok Seviyorum)
- Kitap okumak meslek, imtihan için değil; insan kalabilmek, aydınlanmak ve aydınlatmak için okunur. Kitap okumanın ne bir meslekle alakası vardır ne de insanın yaşı ile. Okumak alışkanlık değil,aşktır. (Sevgi Öğretmeni)
- Ömer Bin Abdülaziz halife olduktan sonra " hiç kimse bana körü körüne itaat etmeyecek! Allah'ın emirlerine uymayan talimatlar için kula itaat yoktur ! Ben sizin en hayırlınız değil, sadece sizden biriyim." demiştir. Halife olduktan bir sene sonra onun çocukluğunu, gençliğini bilen birisi yanına yanaşıp ona şöyle demiş: "Ömer ne hale geldin sen, erimiş bir deri bir kemik kalmışsın." Halife Ömer, "Ziyad, bir de beni mezara girdikten üç gün sonra görsen ne halde olacağım," cevabını vermiş. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
- İletişim, dijital ve sanal bir dünyamız var. Her şey dokunmatik… Tuşa dokun uzak yakın olsun. Klavyeye dokun uzun süreler yakın olsun. Dijital oldu her dokunduğumuz. Her şeye dokunan insanlık, esas dokunması gerekeni unuttu: GÖNÜL. (Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası)
- İnancımız bizi asla yarı yolda bırakmaz, ümidimiz hep kafamızda bir yerlerdedir. (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))
- Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım Ben bir bahçe suluyorum gönlümde Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden Ne güller fışkırır çilelerimden Kandır, hayattır, emektir benim güllerim Korkmadım, korkmuyorum ölümden Siz çiçek getirin yalnız çiçek getirin (Öğretmence Sevebilmek İnsanı)
- Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi 'Ben asla böyle bir şey yapmam' dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır. (Barış Peygamberi)
- "Hayata bağlı olanlar korkardı ölümden.Her şeyleri bu hayat olanlar" (Ravza'nın Yıldızları-3)
- Her doğum yapan kadın anne değildir (Her Anne Bir Melektir)
- Bilesin ki yari uyuyanın yarası uyumaz. (Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha)
- Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi... (Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems)
- Anne-babaların üzerinde en fazla durduğu konulardan birisi, çoçuklarının sağlam karakterli olmasıdır...........Doğruluk, dürüstlük, cesaret, fedakarlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, hak ve hukuka dikkat gibi çeşitli vasıflar ideal karakteri oluşturmaktadır. Çoçuk bu vasıfları anne-babasından görerek, anlatılanları dinleyerek ve eğitim sürecinde aktırılanları özümseyerek belli ölçüde kazanır. Bu özellikleri kazandırmada daha farklı ve yararlı yöntemler de kullanılabilir. Bu biri, tarihimizdeki mümtaz şahsiyetlerin örnek alınmasıdır.............Başka yöntemlerle kazandırılamayan bir karakter özelliği, örnek bir şahsiyetin hayatının anlatılmasıyla kolayca kazandırılabilir. İYİYİ NAZARA VERME, İYİ OLMA SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR YOLDUR. .... .... (Tarihimi Çok Seviyorum)
- Ben yeryüzü yetimiyim. Ancak yüreklerin yetimi değilim. İnsanlığın yüreklerinde nurum vardır. (Barış Peygamberi)
- “mesafeler yollardadır, gönül kırk diyar öteden sever.” (Aşkın 7 Hali - Bişnev!)
- Kılıç ne kadar keskin olursa olsun, yumuşak pamuğu kesemez.. (Aşk'a Yolculuk 2)
- Aynı dili konuşan değil aynı acıyı yürek katığı yapanlar anlaşabilir. (Aşk'a Yolculuk 2)
- İslam dini yeryüzüne inmiş en kıymetli hazinedir. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
- Hayatta tek dostum yine kitaplarımdı (Her Anne Bir Melektir)
- " Ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum. Ben ne kralım ne de sultan. Ben kulum. Sadece kul. " Hz. Muhammed ( s.a.v.) (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))