İnsanın Türeyişi - Charles Darwin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İnsanın Türeyişi kimin eseri? İnsanın Türeyişi kitabının yazarı kimdir? İnsanın Türeyişi konusu ve anafikri nedir? İnsanın Türeyişi kitabı ne anlatıyor? İnsanın Türeyişi PDF indirme linki var mı? İnsanın Türeyişi kitabının yazarı Charles Darwin kimdir? İşte İnsanın Türeyişi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Charles Darwin
Çevirmen: Öner Ünalan
Orijinal Adı: The Descent of Man
Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın
İSBN: 9786054834389
Sayfa Sayısı: 252
İnsanın Türeyişi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İnsanın Türeyişi, Charles Darwin'in ilk kez 1871 yılında basılan evrim kuramı hakkındaki kitabıdır. Kitap Darwin'in, 1859'da yayınlanan Türlerin Kökeni'nden sonra insanın evrimi kuramını konu edinen ikinci kapsamlı eseridir. Kitapta bir tür olarak insan, yani insanın bedensel ve zihinsel bakımdan öbür hayvanlarla evrimsel ilişkileri incelenmektedir.
Bu yapıtın başlıca ereği, birincisi, bütün öbür türler gibi insanın da kendinden önce yaşamış bir biçimden türeyip türemediğini; ikincisi, insanın gelişim yolunu; üçüncüsü, insan ırkları arasındaki farkların önemini incelemektedir.
(Tanıtım Bülteninden)
İnsanın Türeyişi Alıntıları - Sözleri
- İnsanın kökeninin asla bilinemeyeceği, güvenle ve sıklıkla öne sürülmüştür: Ama bilgisizlik, çoğu zaman bilgiden daha fazla özgüven yaratır: Bilimin şu veya bu sorunu asla çözemeyeceğini öne sürenler, çok bilenler değil az bilenlerdir.
- Herhangi bir sorunu bilimin asla çözemeyeceğini ileri sürenler çok bilenler değil az bilenlerdir.
- Aşılamanın, zayıf bir yapıya sahip olduğu için çiçek hastalığına yenik düşme olasılığı bulunan binlerce insanın hayatını kurtardığına inanmak için neden vardır. Böylece uygar toplumların zayıf üyeleri de kendi soylarını devam ettirmiş olur.
- Dünyada sizi kendisinden daha çok seven tek varlık köpektir.
- İnsanınki kadar kusursuz bir el, tırmanmayı zorlaştırmış olabilir; çünkü dünyanın en ağaççıl maymunları olan Amerika'ya özgü Ateles, Afrika'ya özgü Kolobus ve Asya'ya özgü Hylobates maymunları ya başparmaktan yoksundur ya da ayak parmakları kısmen birleşiktir, böylece kolları ve bacakları kavrayıcı birer kancaya dönüşmüştür.
- Ateş yakmak, insanın belki de dilden sonraki en büyük keşfidir ve tarih öncesi çağlara dayanır. İnsanı en ilkel haliyle bile rakipsiz kalan bu icatlar onun gözlem, bellek, merak, hayal gücü yetilerinde ve zekasında meydana gelen gelişmenin doğrudan sonuçlarıdır.
- Kısacık bir deneyimden sonra ortaya çıkan akılcı telkinler, kendi takımlarının düşük üyeleri olan Amerikan maymunlarının davranışlarında çok güzel sergilenmektedir. Son derece dikkatli bir gözlemci olan Rengger, Paraguay'daki maymunlarına ilk kez yumurta verdiğinde onların yumurtaları önce ezdiğini ve çoğunu ziyan ettiğini; ama sonradan yumurtanın ucunu sert bir cisme hafifçe vurarak, çatlayan kabuk parçalarını parmaklarıyla soymayı akıl ettiğini anlatmıştır. Bu maymunlar, keskin bir aletle bir yerlerini yalnızca BİR defa kestikten sonra o alete ya bir daha dokunmamış ya da son derece temkinli yaklaşmıştır. Onlara sık sık kağıda sarılı şeker topakları verilmiş ve Rengger, kağıdın içine bazen canlı bir eşek arısı da koymuştur. Böylece arı, kağıdı alelacele açan maymunları sokmuş; ama yalnızca BİR defa sokulduktan sonra maymunlar paketi her seferinde önce kulaklarına götürmüş ve içinde herhangi bir hareket olup olmadığını anlamaya çalışmıştır.
- Nitekim uygarlığın henüz emekleme döneminde olduğu toplumlarda,yabancıları soymak genellikle saygın bir eylem sayılmaktadır.
- İnsanın önce görünmeyen tinsel etkenlere, sonra fetişizme, çok tanrıcılığa ve en sonunda tek tanrıcılığa inanmasına yol açan yüksek zihinsel yetileri, akıl yürütme yetileri zayıf kaldığı sürece onu batıl inançlara ve tuhaf geleneklere yöneltecektir.
- Kuşku olmadan ilerleme de olamaz.
- Yabanılların daha önemsiz kuralları çiğneyince utanç ve pişmanlık duyduklarına hiç kuşku yoktur; ölen karısının ruhunu memnun etmek için başka bir kadını öldürmeye karar veren ve bundan alıkonunca zayıflayıp huzuru kaçan Avustralyalı, bunun bir örneğidir. Başka bir kayıtlı olguya rastlamamış olsam da, kabilesine ihanet etmektense ölmeyi tercih eden veya sözünden dönmektense tutsak olmayı seçen bir yabanılın, kutsal saydığı bir görevde başarısız olunca içten içe pişmanlık duymayacağına inanmak zordur.
- “Her zamanki düşüncelerin nasılsa, zihninin ırası da öyledir, çünkü kişiyi belirleyen düşünceleridir.”
- Alışıldık düşünceler bir insanın zihinsel karakterini yansıtır; çünkü ruha rengini veren şey düşüncelerdir.
- Başka bi insanı açlığa, soğuğa, yorgunluğa katlanırken görmek, düşüncesi bile acı veren böyle durumlara ilişkin anılarımızı canlandırır. Bu yüzden kendi acılarımızı yatıştırmak için başkalarının acılarını dindirme ihtiyacı duyarız.
- Bizi düşük hayvanlardan ayıran tek şey, insanın çok çeşitli sesleri ve fikirleri ilişkilendirmeye yönelik sınırsız bir yetiye sahip olmasıdır ve bunu da yüksek düzeyde gelişmiş zihin yetilerine borçludur.
İnsanın Türeyişi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Evrimsel süreç: İngiliz doga bilimcisi yazar/charles-darwin , yaşadığı yıllarda dünyada en çok tartışılan bilim adamıdır kuşkusuz. Hatta günümüzde Türkiye'de, yaptığı çalışmalar bazı kesimler tarafından görmezden geliniyor. Bunun sebebi, dinsel veya başka bir şey. Gerçek şu ki, Darwin'in teoremleri bugün birçok kesim tarafından onaylanıyor. Bugünü bir kenara bırakalım, yazıldığı 1871 yılında, böyle bir eser vermek gerçekten büyük yürek ister. Darwin'i sanırım cesaretiyle de tebrik etmek lazım. kitap/insanin-tureyisi--133565 , Darwin'in kitap/turlerin-kokeni--142609 , kitap/seksuel-secme--192368 ile birlikte üç eserinden biri. Bu kitabında insanın bugüne kadarki geçirdiği evrim süreci anlatılıyor. Özünde şunu diyor Darwin. İnsan da dahil olmak üzere bütün canlılar yoktan varolmadı. Mutlaka geçmişteki bir atalarından evrildi. Sanırım kıyamet de burada kopuyor. Çünkü insanın bugünkü halinin, büyük maymunsularla ( goril, orangutan, şempanze ), aynı atadan evrildikleri düşüncesi kimileri tarafından hoş karsilanmiyor. Darwin yaptığı bu çalışmaları özellikle döneminin önemli diğer bilim adamlarının çalışmaları ile de destekliyor ve ispatlıyor. Yine diğer önemli bilim adami Huxley'in çalışmaları, Darwin'e motive olmuş diyebiliriz. Çünkü Darwin'in bu çalışmaları yayınlayıp yayinlamamakta ikircikli olduğu biliniyor. Kolay değil, geçmişte yapılan bilimsel çalışmalar, birçok bilim adamının canına mal olmuştu. Kitabın içeriğine değinelim yüzeysel olarak. Açılan başlıklardan biri insanın anatomik yapısında bulunan, bugün guduklesmis halde bulunan yapılar. Kuyruk kemiği, yirmilik diş, erkeklerin memeleri gibi yapıların, az gelişmiş insanın ilk atalarından miras kaldığı açıklanıyor. Ki ilk atalarimizin bundan yaklaşık elli milyon yıl önce yaşadığıni belirtelim. Yine bir başka başlık, insanın ve ortak atalarımız olduğu belirtilen büyük maymunsularin kafatasları ve beyinleri üzerinde yapılan çalışmalar. Yapılan bu antropolojik çalışmalar , birbirlerine benzer sonuçları yakalamış. Hem fiziksel olarak, hemde kemik yapısı olarak birbirimize çok benziyoruz. İnsanın evrilmesi sürecinde üç dönüm noktası var. İlki insanın el becerilerini kullanarak, aletler yapması. Böylece günlük işlerini daha kolay becerdiler, avlandilar, kendilerini korudular. Böylece insanın zihinsel yetilerinin gelişmeye başladığını görüyoruz. Diğer dönüm noktası, ateşin bulunması. Ateş, insanın beslenme yönünü tamamen değiştirdi. Sert ve lifli kök bitkilerini, avladıkları hayvanları pişirerek tukettiler ve beynin gelişmesine büyük katkı sağladı. Bu sayede beyin büyüdü. Bir diğer önemli evre, dilin gelişimi. İnsanın gelişmesinin özü konuşma yetisi sayesinde insan, diğer canlılara büyük fark attı. Böylece duygusallık ve iletişim kurma kabiliyeti gelişti. İnsanın iki ayağı üzerinde fiziksel olarak dik bir şekilde yürüyebilmesi, yine önemli bir evre olarak değerlendirilebilir. Böylece geniş coğrafyalaea yayilabildiler. Yayildik ds iyi mi oldu derseniz, bilmiyorum açıkçası. İlk insanların din ve tanrı konusunda pek bir bilgileri olduğu söylenemez haliyle. Bu konuya da yer verilmiş. Şöyle deniyor. " İnsanı ilk önce, göze görünmez ruhsal etkenlere inanmaya, sonra fetislere tapinmaya, daha sonra çok tanrililiga ve son olarak da tek tanrı inancına götüren yüksek zihinsel yetiler, insanın düşünme ve uslamlama yetenekleridir. Bu yetiler az gelişmiş düzeyde kaldığı sürece, gene onu kaçınılmaz olarak garip boşinanlara ve acayip tirelere yöneltir. Bunlardan çoğu üzerinde düşünülecek olursa korkunçtur." Sanırım bu konu bu cümleyle yeteri kadar aydınlatılmış oluyor. Kitabın dili yeteri kadar sade, öyle aman aman biyoloji bilgisine de ihtiyaç yok. Güzel bir şekilde anlatmak istediğini anlatmış Darwin. İyi okumalar... (Barış)
Kitabı okumak isteyenlere ilk önerim ,bu konuya meraklı olmanız gerektiğidir. Bunun dışında dili oldukça ağır , çoğu zaman bir sayfa okuyup nerenin altını cizeyim diye düşünmüşümdür. Edindiğim izlenim ise şu, günümüzden 150 yıl önce yazılan bir eser kesinlikle büyük maharet işi. Aynı donemde bizim aydınlarımızı düşünürsek ,Batı ile aramızdaki farkı daha iyi anlarız. Yazar insan ile diğer hayvanlar arasındaki benzerlikleri sıralamış, buna inanıp inanmamak size kalmis. Ben bununla ilgili daha çok araştırma yapılması gerektiğini savunuyorum.kisisel olarak taraf tutmak yerine bizi biz yapan soruyu sormalıyız. Acaba ??? (Sezar Agustus Romulus)
İnsanın Türeyişi PDF indirme linki var mı?
Charles Darwin - İnsanın Türeyişi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanın Türeyişi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Charles Darwin Kimdir?
İnsan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün şartlarına göre bu teoriyi destekleyen pek çok kanıt sunmuştur. Darwin'in fikirleri üzerine inşa edilen modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici öğesidir. Evrimin gerçekleştiği olgusu Darwin hayattayken, doğal seçilim teorisinin evrimin ana açıklaması olması ise 1930'lu yıllarda bilim dünyası tarafından kabul görmüştür. Darwin'in orijinal teorileri modern evrimsel biyolojinin temelini oluşturmakta, hayatın çeşitliliği üzerine birleştirici bir mantıksal açıklama sunmaktadır.
Darwin'in doğa tarihine duyduğu ilgi, önce Edinburgh Üniversitesi'nde tıp, sonra Cambridge Üniversitesi'nde teoloji okurken gelişti. Beagle gemisinde yaptığı beş senelik yolculuk sırasında, zamanın meşhur jeoloğu Charles Lyell'ın ortaya attığı, geçmişteki jeolojik süreçlerin bugünkülerle aynı olduğunu savunan teoriyi destekleyecek pek çok gözlem yaptı ve iyi bir jeolog olarak ünlendi. Aynı yolculukta, canlıların coğrafi dağılımı ve fosiller üzerine yaptığı dikkatli gözlemler sonucunda, türlerin birbirine dönüşümüyle ilgilenmeye başladı ve 1838'de doğal seçilim fikrini geliştirdi.Daha önce benzer fikirlerin "sapkınlık" olarak nitelendirildiğini ve bastırıldığını görmüş olduğundan, uzun süre fikirlerini en yakın arkadaşları dışında kimseye açmadı.Olası itirazlara en iyi şekilde cevap verebilmek için araştırma yapmaya ve kanıt toplamaya başladı.1858'de Alfred Russell Wallace'dan aldığı bir mektubu okuyunca, Wallace'ın da kendisininkine benzer bir teori geliştirdiğini anladı, ve nihayet teorisini yayımlamaya karar verdi.
1859'da yayımladığı On the Origin of Species (Türlerin Kökeni Üzerine) adlı kitabı, canlıların ortak atalardan evrilerek çeşitlendiği fikrinin geniş kabul görmesini sağladı. Daha sonra yayımladığı The Descent of Man, and Selection in Relation to Sex (İnsanın Türeyişi, ve Cinsiyete Mahsus Seçilim) kitabında insan evrimini ve cinsel seçilim fikrini inceledi. The Expression of the Emotions in Man and Animals (İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi) adlı kitabında ise insanların ve hayvanların duygularını ifade ediş şekilleri arasındaki benzerlikleri ortaya koydu.
Darwin bugün, John Herschel ve Isaac Newton gibi isimlerle beraber Westminster Kilisesi'nde gömülüdür.
Charles Darwin Kitapları - Eserleri
- Türlerin Kökeni
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
- İnsanın Türeyişi
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
- Türlerin Kökeni Manga
- Cinsel Seçilim
- İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili
- Otobiyografi
- Türlerin Kökeni
- Darwin Kuramı
- Solucanlar
- Tazı Yolculuğu
- İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
- Bilgisizliğin Verdiği Güveni, Bilgi Hiçbir Zaman Verememiştir
Charles Darwin Alıntıları - Sözleri
- Bu keşfin en önemli sonucu, yaşayan hayvanların soyu tükenmiş olan türlerle bir akrabalığı olduğu yasasını doğrulaması olmuştu. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
- Tanrılarının veya tanrılaştırılmış hükümdarlarının tasvirlerini yapacak kadar ilerlemiş her ulusta, heykeltıraşlar güzelliğe ve görkeme dair en yüksek ülkülerini ifade etmeye çalışmıştır. (Cinsel Seçilim)
- Solucanların hiçbir suretle işitme duyusu yok. Yanlarında defalarca çalındığı halde, metal düdüklerin cırtlak sesiyle kesinlikle ilgilenmiyorlar; fagotun derin ve gürültülü tınılarını da fark etmiyorlar. Eğer nefesin vücutlarına çarpmamasına dikkat edilirse, çığlığa karşı da kayıtsız kalıyorlar. Piyano tuşlarına yakın duran bir masanın üzerine yerleştirildiklerinde, piyano mümkün mertebe gürültülü çalındığında, sükunetlerini hiç bozmadılar. (Solucanlar)
- Herkesin bildiği gibi kediler, belki de geçmişte kurak Mısır topraklarında yaşamış oldukları için patilerini ıslatmaktan hoşlanmaz; ıslanan patilerini de sertçe silkelerler. Kızım bir kedi yavrusunun kafasının yakınında duran bir bardağa su doldurduğunda, hayvan patilerini hemen alışıldık biçimde silkelemişti; o halde burada alışkanlığa dayanan bir hareketin, dokunma duyusuyla değil, ilişkili bir sesle hatalı olarak uyarıldığını görüyoruz. (İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili)
- ❞Seçilim, bir sihirbazın arzuladığı biçimde ve kalıpta canlılar yaratmak için kullanabileceği sihirli bir değnek gibidir.❞ (Türlerin Kökeni)
- Bizi düşük hayvanlardan ayıran tek şey, insanın çok çeşitli sesleri ve fikirleri ilişkilendirmeye yönelik sınırsız bir yetiye sahip olmasıdır ve bunu da yüksek düzeyde gelişmiş zihin yetilerine borçludur. (İnsanın Türeyişi)
- Öğrencilik yıllarından beri Darwin, büyük babası Erasmus Darwin ve Lamarkçı öğretmen Robert Grant tarafından anlatıldığı biçimiyle, evrimci yaklaşımla ilgili bilgi sahibiydi. (İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine)
- Buradaki ıssız yerlerde egemen olan ruh; yaşam değil ölümdü… (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
- İnsanınki kadar kusursuz bir el, tırmanmayı zorlaştırmış olabilir; çünkü dünyanın en ağaççıl maymunları olan Amerika'ya özgü Ateles, Afrika'ya özgü Kolobus ve Asya'ya özgü Hylobates maymunları ya başparmaktan yoksundur ya da ayak parmakları kısmen birleşiktir, böylece kolları ve bacakları kavrayıcı birer kancaya dönüşmüştür. (İnsanın Türeyişi)
- Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi, hiçbir zaman verememiştir. (Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır)
- Cinsel seçilim sürecinde gelişmiş olabilecek başka pek çok yapı ve içgüdü daha vardır: Erkeklerin, rakip erkeklerle savaşmaya ve onları uzaklaştırmaya yarayan saldırı silahları ve savunma araçları, cesareti ve kavgacılıkları, çeşitli süsleri, sesli veya enstrümantal müzik üretme düzenekleri ve koku bezleri böyle örneklerdir. Bu yapıların çoğu, yalnızca dişiyi baştan çıkarmaya uyarmaya yarar. Bu karakterlerin sıradan seçilimle değil, cinsel seçilimle geliştiği açıktır; çünkü silahsız, süssüz veya cazibesiz erkekler ortamda daha donanımlı erkekler olmasa, yaşam savaşında ve yüksek sayıda döl bırakmakta en az onlar kadar başarılı olur. (Cinsel Seçilim)
- "Toprağın doğal yollarla işlenmesine dair güzel bir örnek; yıllar boyunca dışkılanan solucan gübresi ölü yaprakların üzerini kaplıyor; sonuçta, gayet kalın, zengin bir humus tabakası oluşuyor." (Solucanlar)
- Kitap okumuyorsa evlenme. (Darwin Kuramı)
- "Bilgi kuşkuyla başlar." *Sokrates* (Türlerin Kökeni Manga)
- Uygar insanın güzellik algısı çok karmaşık bir duygudur ve çeşitli entelektüel fikirlerle ilişkilidir. (Cinsel Seçilim)
- Türlerin birbirini izlediği yasası, bazı önemli istisnalarla birlikte, aklı felsefeye yatkın her doğa bilimcinin ilgisini çekmelidir. Bu duruma ilk olarak Avustralya'da rastlanmış, kanguru ve diğer keseli hayvanlara benzeyen iri ve soyu tükenmiş bir türün fosilleri bir mağarada gömülü halde bulunmuştu. Amerika'da memeliler içinde rastlanan en dikkate değer değişim, mastodon'un, filin ve atın çeşitli türlerinin kaybedilmesi olmuştur. Bu Pachydermata' türleri bir zamanlar dünya üzerinde şimdilerde geyik ve antilopların olduğu kadar yaygındılar. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
- Son olarak Türlerin Kökeni, Darwin'in yaşadığı döneme uygun olarak, Victoria dönemi edebiyatının belirgin izlerini taşır ve dolayısıyla anlaşılırlığı zorlaştıran uzun ve karmaşık cümleler içermektedir. Ancak yine aynı nedenle, şiirsel bir akcılıta da sahiptir. Türlerin Kökeni, evrim kuramını öğrenmek adına en anlaşılır kitap olmamakla birlikte, bilim insanlarının bugün bile rehber aldığı ve konuya ilgi duyanların takdir edeceği bir kaynak kitaptır. Fakat kitabın çevirmeni olarak, Darwin'in ancak çeviri sırasında fark edilebileceğini düşündüğüm bambaşka bir yönüne de dikkat çekmek istiyorum. Türlerin Kökeni'ni daha önce hem Öner Ünalan'ın değerli çevirisinden hem de özgün İngilizce basımından okumuş ve son 10 yıldır evrim konusuyla özel olarak ilgilenmiş olmama karşın, Darwin'in edebi ustalığını yeni fark ettiğimi itiraf etmeliyim. Onun doğaya duyduğu hayranlığı, kuramını geliştirirken deneyimlerinden ve çalışmalarından faydalanmış olduğu diğer bilim insanlarına olan saygısını ve bilimsel kanıta verdiği değeri; dahası ne kadar kuşkucu, titiz ve disiplinli bir bilim insanı olduğunu, yazdığı her cümleden açıkça görmek mümkündür. (Türlerin Kökeni)
- En çetin savaş aynı türün bireyleri arasında olandır, çünkü aynı bölgeleri kullanırlar, aynı besine ihtiyaç gösterirler ve aynı tehlikelerle karşılaşırlar. (İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine)
- Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır. (Türlerin Kökeni)
- San Blas Körfezi'ne on mil kadar uzaklıkta olduğumuz akşamlardan birinde, binlerce kelebek, sürüler halinde gökyüzüne uzanıyordu. Denizciler, "Lapa lapa kelebek yağıyor!" diye haykırıyordu ve manzara gerçekten de öyleydi. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)