İnsanları Seveceksin - Erich Maria Remarque Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

İnsanları Seveceksin kimin eseri? İnsanları Seveceksin kitabının yazarı kimdir? İnsanları Seveceksin konusu ve anafikri nedir? İnsanları Seveceksin kitabı ne anlatıyor? İnsanları Seveceksin PDF indirme linki var mı? İnsanları Seveceksin kitabının yazarı Erich Maria Remarque kimdir? İşte İnsanları Seveceksin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Erich Maria Remarque

Çevirmen: Burhan Arpad

Orijinal Adı: Liebe Deinen Nächsten

Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın

İSBN: 9799756525806

Sayfa Sayısı: 454

İnsanları Seveceksin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Erich Maria Remarque romanlarında savaşı gerçek yüzüyle anlatır. Yalın, süslemesiz bir anlatımla. Okul sıralarından koparılıp cepheye, ölümlere itilmiş gencecik insanlar, ilk anların sersemliğinden kısa sürede kurtulunca, acı gerçekleri görürler. Yurt sevgisi, milliyetçilik sözlerinin abartmasıyla kısa sürede toparlanırlar, nasıl da aldatılmış olduklarını kavrarlar. Cepheden canını kurtarmış genç askerlerin savaş sonrası durumları daha da acıdır. Remarque'nin İnsanları Seveceksin romanı, Alman faşizminden kaçan ve yabancı ülkelere sığınan on binlerce insanın sınırlar arasında kovalanmasını gözler önüne serer...

(Tanıtım Bülteninden)

İnsanları Seveceksin Alıntıları - Sözleri

  • "Hiç de garsona benzemiyorsun." "Devlet başkanına hiç benzemedikleri halde o makamda oturanlar da var."
  • Gönlünde duyabildiğin şey doğru demektir. Çekinmeden at kendini bu duygunun içine. Amma orada yapışıp da kalma!!
  • Eski Yunan'da, düşünmek bir üstünlük belirtisiydi. Sonra bir mutluluk oldu. Daha sonra da bir hastalık. Bugün ise bir cinayet sayılıyor.
  • Kern güldü. "İşte böyle! Ne sihirdir ne keramet, yok burada para vermek!"
  • Seni o kadar çok seviyorum ki, şu içinde yattığın karyolayı bile kıskanıyorum. Benim içimde, benim kalbimde ve benim kanımda yatmanı isterdim
  • Yeryüzünde en korkunç şeyin ne olduğunu bilir misiniz diye sorsam, ne derdiniz? Aramızda kalsın, ben söyleyeyim; sonunda insanın her şeye alışması…
  • "Aptal olmayı isterdim. Pırıl pırıl bir aptal. Çağımız için en büyük armağan bu."
  • Merhamet bir acı değil, başkasının felaketi karşında duyduğumuz gizli bir sevinçtir. Kendi başımıza veya bir sevdiğimizin başına gelmediği için sevincimizden aldığımız rahat bir soluktur.
  • "... mutsuzluk denilen şey günlük olaylardandır."
  • Acımak ıstırap değildir. Acımak, başkasının felaketi karşısında duyulan gizli bir sevinçtir. Bu felaket kendimize veya sevdiğimiz birisine gelmediği için aldığımız rahat bir soluktur.
  • Sana öyle çok mektuplar yazdım ki! Hep sana mektup yazdım. Hem de kalemsiz, kağıtsız.
  • Cesaret gençliğin en güzel süsüdür.
  • Acımak, başkasının felaketi karşısında duyulan gizli bir sevinçtir. Bu felaket kendimize veya sevdiğimiz birisine gelmediği için aldığımız rahat bir soluktur.
  • Hiç de garsona benzemiyorsun. Devlet başkanına hiç benzemedikleri halde o makamda oturanlar da var.
  • "Bütün değer ölçülerinin altüst edildiği bir zamanda yaşıyoruz Kern. Bugün saldırgana barış koruyucusu, kamçılanana ve kovalanana ise dünya düzenini bozan deniyor."

İnsanları Seveceksin İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hepimiz bir mülteci adayıyız. Bugün sürdüğümüz güzel bir hayat, yarın politikacıların bazı kararlarıyla altüst olup yurdumuzu yuvamızı tek etmek zorunda bırakabilir bizi. Bizim yaşadığımız bu hayattan apayrı hayatlar da var.. Bir belgenin, bir kağıt parçasının merhametine kalmış mültecilerin hayatlari gibi.. Bu kitap da vatanından uzakta kalmış, dünyanın yaşanılabilecek her yerini kendilerine vatan kabul etmiş, sadece hür bir şekilde yaşamak isteyen gönlü zengin birkaç mültecinin hayatını anlatıyor bize. Okurken çok etkilendim ve kesinlikle herkese tavsiye ederim. (Jean Valjean)

Yazarın Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok kitabı evde okumayı beklerken bunu İzmir'e gittiğimde Zorba Kitabevi'nde tesadüfen buldum.Remarque eserleri Naziler tarafından yakılmış ve Nazi fasizmi yüzünden ülkesini terk etmek zorunda kalmış bir yazar.Bu kitabında da Naziler yüzünden sınırdışı edilmiş,vatansız kalmış insanların dramını anlatır.Prag,Avusturya, Zurich, Paris arasında sürekli mekik dokuyan Kern ve onun yolculukları sırasında tanıdığı Ruth ile arasında doğan büyük aşkı da içeren eser bize mülteci olmanın, vatansız kalmanın, faşizmin ne demek olduğunu akıcı bir dille anlatıyor.Sürekli bir kaçma-yakalama ve seyahat hali olduğu için olayların ardı arkası hiç kesilmiyor,merak ederek okuyorsunuz.Değişik ülkelerde geçtiği için kişi kadrosu olarak oldukça zengin.Kern ile onun yine yolculuklarından birinde tanıştığı Steiner'in hikayesi paralel bir şekilde anlatılıyor eserde.Yer yer kesişip yer yer ayrı yerlere savrulan iki adamın hikayesi de dramatik ve yoğun.Fasizmi,mülteciliği, vatansızlığı,aşk ile süsleyip anlatmış olan eser dönemi için oldukça çarpıcı ve önemli. Ben daha derin karakter tahlili ve ruh dünyası okumaktan hoşlansam da bu kitabı severek okudum.Dönem romanlarını,savaş karşıtı eserleri ve klasikleri beğenen herkesin severek okuyacağını düşünüyorum.Ayrıca film tadında bir eser, kafamda filmini çektim okurken. (Devrim Özgür)

İnsanları Seveceksin PDF indirme linki var mı?

Erich Maria Remarque - İnsanları Seveceksin kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanları Seveceksin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erich Maria Remarque Kimdir?

Erich Paul Remark Osnabrück'te Roma kilisesine bağlı katolik bir ailenin içinde doğdu. Babası Peter Remark bir basımevi ustasıydı. Osnabrück arşivlerinde bulunan nüfus kayıtlarına göre 17.yy'da ihtilalde katoliklere yapılan baskılar yüzünden Fransa'dan göç etmişlerdi. Önceleri Remarque olan soyisimleri Alman imlasına göre Remark olmuştu. Bir süre Münster Üniversitesi'nde öğrenim gördü ama 18 yaşında birçok kez yara aldığı I. Dünya Savaşı'na katılmak zorunda kaldı. Savaştan sonra öğretmenlik, taşçılık ve Berlin'de bir tekerlek firması için test sürücülüğü yaptı.

1929'da, Remarque'nin savaşın mutlak kötülüğünü 19 yaşındaki bir askerin gözünden anlattığı, en ünlü eseri, "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" (Im Westen nichts Neues) yayımlandı. Bu kitabın ardından savaş zamanı ve sonrasını yalın ve duygusal bir dille gerçekçi bir şekilde anlattığı başka eserleri de yayımlandı.

1931'de İsviçre'ye yerleşti. 1933'te, Naziler eserlerini yaktılar ve yasakladılar. 1938'de Alman vatandaşlığından çıkarıldı ve 1939'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Hollywood'da tanıştığı Paulette Goddard ile 1958 yılında evlendi.

72 yaşında Locarno, İsviçre'deki Saint Agnese kliniğinde aylarca acı çektiği anevrizmadan dolayı öldü.

--------Eserleri 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, (1929)

Dönüş Yolu, (1931)

Hayat Kıvılcımı, (1952)

Yaşamak Zamanı, Ölmek Zamanı, (1954)

Ölesiye Yaşamak, (1956)

İnsanları Seveceksin

Ana Baba Günleri

Üç Arkadaş

Lizbon'da Gece

Kara Dikilitaş

Zafer Takı

Cennetteki Gölgeler

Ufuktaki İstasyon

Vaat Edilmiş Ülke

Tanrı'nın Gözdesi Yoktur

Üç Yoldaş

Siyah Anıt

Erich Maria Remarque Kitapları - Eserleri

  • Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
  • Zəfər Tağı
  • İnsanları Seveceksin
  • Ölesiye Yaşamak
  • Üç Arkadaş
  • Dönüş Yolu
  • Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı
  • Tanrının Gözdesi Yok
  • Lizbon’da Gece
  • Hayat Kıvılcımı
  • Cennetteki Gölgeler
  • Batı Cephesi ve Dönüş Yolu
  • Beni Sevdiğini Söyle
  • Жизнь взаймы, или У неба любимчиков нет
  • Sevmek ve Ölmek Zamanı

Erich Maria Remarque Alıntıları - Sözleri

  • "..Yaşamayı sürdürebilecek gücü yeniden toplayabilmek için çabuk unutmasını bilmek gerekirdi.." (Hayat Kıvılcımı)
  • "... mutsuzluk denilen şey günlük olaylardandır." (İnsanları Seveceksin)
  • Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan. On sekiz yaşında idik; dünyayı, hayatı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. Biz bunlara artık inanmıyoruz. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • “Doğrulup kaçmak istiyoruz; hem de nereye olursa olsun.” (Batı Cephesi ve Dönüş Yolu)
  • "Herkesin kafasının içinde kendine göre bir işkence odası var." (Tanrının Gözdesi Yok)
  • Yanmak hiç bitmez ve insan yanar, yanar da yine ölmez. (Hayat Kıvılcımı)
  • Konuşmak, ardında mutluluk varsa iyidir, insana kolay geliyorsa ve canlıysa, akıcıysa iyidir; ama insan mutsuzsa sözcükler gibi nabza göre şerbet veren ve her an yanlış anlaşılabilecek şeyler ne işe yarardı ki? Durumu daha da kötüleştirirdi, o kadar. (Dönüş Yolu)
  • Umut etmek, sanıldığından çok daha acıklı bir sözcük... (Tanrının Gözdesi Yok)
  • Sana öyle çok mektuplar yazdım ki! Hep sana mektup yazdım. Hem de kalemsiz, kağıtsız. (İnsanları Seveceksin)
  • - Ömrün qısadır, bəs kimdir onu qısa edən? Onun qısalığını bilməyimizmi?! Bayırdakı pişiklər bilirmi ki, ömür qısadır? Bəs quşlar? Kəpənəklər? Onlar ömrü əbədi sayırlar. Bunu onlara heç kim deməyib! Bəs bizə niyə deyiblər? - Bunun min cavabı var. - Birini de! - Ömür əbədi olsaydı, dözülməz olardı. Həyatda bədbəxtlik xoşbəxtlikdən çoxdur. Bizə mərhəmət göstərilib ki, ömür uzun sürməsin.. (Lizbon’da Gece)
  • İncəsənət hər kəsin çörəyi deyil. Onu başa düşmək, onun sehrinə əsir olmaq üçün fərqli bir düşüncənin, fərqli bir ürəyin sahibi olmaq lazımdır. (Üç Arkadaş)
  • "Uğursuzluk, bulaşıcıdır." (Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı)
  • "Söyleyecek çok şeyimiz var ve asla söylemeyeceğiz." (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • Yeryüzünde en korkunç şeyin ne olduğunu bilir misiniz diye sorsam, ne derdiniz? Aramızda kalsın, ben söyleyeyim; sonunda insanın her şeye alışması… (İnsanları Seveceksin)
  • Öldü getdi, birdən-birə, elə bil, heç sağ olmayıbmış. Ona baxdım və heç bir cavab tapmadım. Onu öldürdümmü, xoşbəxtmi etdim? Məni sevirdimi, yoxsa onun üçün lazım olanda dirəndiyi əl ağacımı idim? Cavab tapmıram. (Lizbon’da Gece)
  • Mezarlık hayatla dolu idi. Boğuk kahkahalar, bağırmalar sis içinde yükseldiler. Bütün sıralar işgal edilmiş gibiydi. (Üç Arkadaş)
  • “Hayata devam edebilecek kuvveti yeniden toplayabilmek için çabuk unutmayı bilmek gerekirdi.” (Hayat Kıvılcımı)
  • "Ne garip! Gençliği bugüne dek hep bambaşka düşünmüştüm." (Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı)
  • Hayaller geçiyor gözlerimin önünden, durmuyorlar, sadece gölge ve hatıra bunlar. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))