Işın Çağı Çocukları - Gülten Dayıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Işın Çağı Çocukları kimin eseri? Işın Çağı Çocukları kitabının yazarı kimdir? Işın Çağı Çocukları konusu ve anafikri nedir? Işın Çağı Çocukları kitabı ne anlatıyor? Işın Çağı Çocukları PDF indirme linki var mı? Işın Çağı Çocukları kitabının yazarı Gülten Dayıoğlu kimdir? İşte Işın Çağı Çocukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Gülten Dayıoğlu
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789754053227
Sayfa Sayısı: 128
Işın Çağı Çocukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İleri Görüşlüler Ülkesi'nin doğumevlerinde, birdenbire gizemli olaylar görülmeye başlamıştı. Erkek bebeklerden bazıları doğumdan kısa bir süre sonra, ortadan yok oluyorlardı. Ana babalar, korku içindeydiler. Konu kısa sürede basına yansıdı. Giderek büyüdü. Ülkenin, önemli sorunu durumuna geldi. Yöneticiler, olaya el koydular. Doğumevlerinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Halk, bebek hırsızlarının kesinlikle yakayı ele vereceklerini umuyordu. Ama, olmadı. Bunca çabaya karşın tek bir bebek hırsızı bile ele geçirilemedi...
Işın Çağı Çocukları Alıntıları - Sözleri
- Birbirimize diş bilemekten vazgeçelim. El ele verip insanlık için yaşanası bir dünya oluşturalım!
- Yeryüzünün yaşanmaz duruma geleceğine inanıyorduk, inancımız bugün daha da kesinleşmiştir.
- İnsanlar, yüz binlerce yıldır, düşünüp durdular da ne oldu? Bundan sonra da düşünmeden yaşasınlar. Onlar adına bizler düşünebiliriz. Dünyamıza bir avuç düşünen beyin yeter de artar bile...
- Dünya, tüm doğal varlıkları ve uygarlık yapıtlarıyla gerçekten, evrenin cenneti durumuna gelmişti, insanlar da sanki bu cennetin melekleriydi. Tanrının yüce yaratığı olan «insan», sonunda, varlığının yüceliğine, seçkinliğine yaraşan bir dünya kurmuştu...
- Artık insanlar, insanları öldürmeyecek. İnsanoğlu, tüm yeteneklerini, insanlığın yararına kullanacak. Hiçbir zaman savaşlar çıkararak, yaptıklarını yıkayamayacaklar.
- Çılgınca savaş tutkularına kapılarak, yaşam kaynakları olan dünyayı, yakıp yıktılar. Kavurup kül ettiler. Artık insanoğluna dünya haram. Açlıktan birbirimizi yemeğe kalkışmadan, onurla ölebilirsek ne mutlu bize!..
- Atomu parçalamış, aya ulaşmış, uzayda iyiden iyiye boy göstermeye başlamıştı. Bu gelişmeler, insanın doğasında var olan böbürlenme, kendini beğenmişlik, kıskançlık, bencillik, acımasızlık... duygularıyla sonu gelmez isteklerini şaha kaldırmıştı.
- Kanımca doğmak, büyümek, sadece karın doyurup rahat etmek için çalışmak ve içgüdülerin buyruğuyla üremek, «yaşadım» demek için yeterli değil... Bir insanın, gerçek anlamda «yaşadım» diyebilmesi için insanlığa yararlı bir şeyler yapabilmiş olması gerekir.
- İnsanlar, yüz binlerce yıldır, düşünüp durdular da ne oldu? Bundan sonra da düşünmeden yaşasınlar. Onlar adına bizler düşünebiliriz. Dünyamıza bir avuç düşünen beyin yeter de artar bile...
- Kanımca doğmak, büyümek, sadece karın doyurup rahat etmek için çalışmak ve içgüdülerin buyruğuyla üremek, "yaşadım" demek için yeterli değil... Bir insanın, gerçek anlamda "yaşadım" diyebilmesi için insanlığa yararlı bir şeyler yapabilmiş olması gerekir.
- Kanımca doğmak, büyümek, sadece karın doyurup rahat etmek için çalışmak ve içgüdülerin buyruğuyla üremek, "yaşadım" demek için yeterli değil... Bir insanın gerçek anlamda "yaşadım" diyebilmesi için insanlığa yararlı bir şeyler yapabilmiş olması gerekir.
- Vardır ya böyle abinizden ablanızdan kalan kitaplıkta öylece duran kitaplar benim için onlardan biriydi. Sonrasında yerinden alıp incelememle başladı herşey. Öncelikle bu bir çocuk bilim kurgusu bu yüzden buradaki insanlara hitap eder mi bilmem. Ben de eskiden okuyup sonrasında yeniden okumuşlardanım. Neyse bunu göz önünde bulundurarak gayet iyi olduğunu söyleyebilirim..
- Çünkü efendim, düşünceden yoksun insanlar, özgürlük, eşitlik, kişisel ya da toplumsal onur, hak, adalet... gibi ilkeleri kavrayıp değerlendiremeyecekler. Bu durumda, hak dağıtan yargıçlara ve hak arayan avukatlara iş düşmeyecek.
- Yaşasın düşüncesizler dünyası!
- Kanımca doğmak, büyümek, sadece karın doldurup rahat etmek için çalışmak ve içgüdülerin buyruğu ile üremek, "yaşadım" demek için yeterli değil... Bir insanın gerçek anlamda "yaşadım" diyebilmesi için insanlığa yararlı bir şeyler yapabilmiş olması gerekir. Sen göğsünü gere gere "yaşadım" diyebilecek kişilerdensin.
Işın Çağı Çocukları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu kitap gerçekten efsane bir kitap çok beyendim,bu kitapta kasabalarını bir savaşa karşı açlık için korumaya çalışan açlık için çözüm bulup deneyler yapan çocukları anlatıyor, ben okurken çok keyif alarak okudum herkeze tavsiye ederim...Bence bu kitapta insanın umudunu kaybetmeyip her zaman hayallerinin peşinden koşmaları gerektiğini anlıyoruz. (Sude ortakaya)
Işın çağı çocuklarını okuduğumda kaç yaşında olduğumu hiç hatırlamıyorum ama içerdikleriyle birlikte beni fena halde cezbettiğini söyleyebilirim. Kaybolan çocuklarla başlayan bir gizem ve bu çocuklara olan konuların işlendiği Işın Çağı Çocukları gerek bilim kurgu yapısı ile gerekse de Gülten Dayıoğlu'nun elinden çıkmasıyla çocuklarınıza mutlaka okutmanız gereken bir roman. (Emre Şeyda)
çok güzel ve eğlenceli bir kitap herkesin okumasını tavsiye ederim.siz bu kitabı okursanız hayatınızdaki gerçekleri görürsünüz.bu kitabı herkesin okumasını istiyorum. (Medine hıra altındağ)
Işın Çağı Çocukları PDF indirme linki var mı?
Gülten Dayıoğlu - Işın Çağı Çocukları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Işın Çağı Çocukları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Gülten Dayıoğlu Kimdir?
Gülten Dayıoğlu 1935'te Kütahya'nın Emet ilçesinde doğdu. İstanbul'da Atatürk Kız Lisesi'ni bitirdi. Bir süre Hukuk Fakültesi'nde öğrenim gördü. Dışarıdan sınavlara girerek ilkokul öğretmeni oldu. On beş yıllık hizmetten sonra 1977'de istifa etti. Romanlar öyküler radyo ve televizyon oyunları yazdı. 1965'ten beri eğitim ve öğretim sorunlarıyla ilgili görüşlerini Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri ile çeşitli dergilerdeki yazılarıyla dile getiriyor. Daha çok çocuk edebiyatıyla uğraştı. 1963-1971 yıllarında çocuklar için birer hikâyelik yirmi altı küçük kitap yayınladı. Altı-dokuz yaş grubu için 20 kitaplık "Ece ile Yüce" isimli bir de dizi hazırladı. ÖDÜLLERİ: 1965 Yunus Nadi Yarışması Öykü Ödülü ikinciliği Döl ile 1974 Arkın Çocuk Edebiyatı Yarışması armağanı 1987 Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı Ödülü Gül Gelin adlı öyküyle 1987 Kültür ve Turizm Bakanlığı Çocuk Edebiyatı Ödülü Kafdağının Ardına Yolculuk ile 1989 İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanı Ödülü Parpat Dağının Esrarı ile 1990 Altın Kitap Ödülü ESERLERİ: ÖYKÜ: Döl (1970) Geride Kalanlar (1975) Geriye Dönenler (1986) ÇOCUK KİTAPLARI: ROMAN: Fadiş (1971) Dört Kardeştiler (1971) Sunanın Serçeleri (1974) Yurdumu Özledim (1977) Ben Büyüyünce (1979) Dünya Çocukların Olsa (1981) Ölümsüz Ece (1985) Kafdağının Ardına Yolculuk (1987) Parpat Dağının Esrarı (1989) Midas Kartalının Gözleri (1991) Tunadan Uçan Kuş (1992) Yeşil Kiraz (1992) ÖYKÜ: Uçan Motor (1965) Kırmızı Bisikletin Binicisi (1965) Leylek Karda Kaldı (1979) Şenlik Günü (1983) Kır Gezisi (1983) Azat Kuşu (1984) Deli Bey (1984) Kumluktaki Yavru Martı (1984) Sıcak Ekmek (1984) Uçurtma (1984) Neşeli Boyacı (1988) Küskün Ayıcık (1989) Yaşanmış Hayvan Öyküleri I-II (1991) Leylek Karda Kaldı (1991) BİLİMKURGU: Akıllı Pireler (1982) Işın Çağı Çocukları (1987) GEZİ: Bambaşka Bir Ülke Amerikaya Yolculuk (1990) Efsaneler Ülkesi Çine Yolculuk (1990) Kangurular Ülkesi Avustralyaya Yolculuk (1991) Doğal Güzellikler Ülkesi Kenyaya Yolculuk (1993)
http://www.gultendayioglu.com/
Gülten Dayıoğlu Kitapları - Eserleri
- Yeşil Kiraz 1
- Fadiş
- Mo'nun Gizemi
- Sekizinci Renk
- Dört Kardeştiler
- Suna'nın Serçeleri
- Yeşil Kiraz 2
- Ölümsüz Ece
- Gökyüzündeki Mor Bulutlar
- Işın Çağı Çocukları
- Mo'nun Gizemi 2 - Otran
- Ben Büyüyünce
- Midos Kartalı'nın Gözleri
- Tuna'dan Uçan Kuş
- Ganga
- Yurdumu Özledim
- Parbat Dağı'nın Esrarı
- Akıllı Pireler
- Mo'nun Gizemi 3 - İkizler
- Dünya Çocukların Olsa
- Yada’nın Gizilgücü
- Alacakaranlık Kuşları
- Sıcak Ekmek
- Kafdağı'nın Ardına Yolculuk
- Kıyamet Çiçekleri
- Uçurtma
- Geride Kalanlar
- Kır Gezisi
- Okyanuslar Ötesine Yolculuk
- Neşeli Boyacı
- Azat Kuşu
- Yaşanmış Hayvan Öyküleri 1
- Kırmızı Bisiklet
- Mısır'a Yolculuk
- Deli Bey
- Bambaşka Bir Ülke Amerika'ya Yolculuk
- Gizemli Güvercin
- Geriye Dönenler
- Kumluktaki Yavru Martı
- Hindistan'a Yolculuk ve Nepal Gezisi
- Uçan Motor
- Şenlik Günü
- Kayıplara Karışmak
- Efsaneler Ülkesi Çin'e Yolculuk
- Küskün Ayıcık
- Yoksa Sen misin?
- Meksika'ya Yolculuk
- Kenya'ya Yolculuk
- Yaşanmış Hayvan Öyküleri 2
- Mo'nun Gizemi 1
- Cambaz Parası
- Kangurular Ülkesi Avustralya'ya Yolculuk
- Yaşadıklarım ve Düşlediklerim
- Gizemli Buzullar Kıtası Antarktika ve Patagonya'ya Yolculuk
- Akgüvercin İle Yeşilsalkım'ın Aşkı
- Yalan Üç Ayaklıdır
- Güney Pasifik Adaları'na Yolculuk
- Damdaki Korkuluklar
- Ece, Yüce ile Nasıl Baş Edecek?
- Leylek Karda Kaldı
- Kangurular Ülkesi Avustralya’ya Yolculuk
- Ece Okula Başladı
- Mo'nun Gizemi 2
- Ece Abla Oluyor
- Ah Şu Televizyon
- Ablalar Yaramazlık Yapar mı?
- Ece'den Mektup Geldi
- Yada'nın Gizilgücü
- Yaşanmış Hayvan Öyküleri 3
- Ece Kümese Girip Bitlendi
- Duvardaki Gölgeler
- Kıskanç Bebekler
- Ay Dede Kime Gülümsüyor?
- Yüce Kim Biliyor musunuz?
- Minik Fide Çiçek Açtı
- Ece'nin Çorapları Çok Gülünç
- Çok Gülünç Bir Şey Oldu
- Ece'nin Turist Arkadaşları
- Ece'nin Kardeşi Doğdu
- Ece Yazar Olmak İstiyor
- Annem Beni Sevmiyor mu?
- Anneler Çocuklarını Çok Sever
- A Takımı - İz Sürmeyi Öğreniyor
- Yüce Nasıl Kanatlandı?
- Yanardağın Yankısı
- A Takımı-Köpek Otelinde Dönen Dolaplar
- A Takımı Doğuyor
- A Takımı / Koş Cılızım Koş
- A Takımı-Cılızımın Başı Dertte
- A Takımı - Çokbilmiş Kahraman Oluyor
- A Takımı - Kayıp Çocuğun Peşinde
- A Takımı - Sibiryalı Kurnaz Tilki ile Karabey
- A Takımı ile Veda Şenliği
- A Takımı - Astronot Köpek Laika'nın Anısına
Gülten Dayıoğlu Alıntıları - Sözleri
- Çılgınca savaş tutkularına kapılarak, yaşam kaynakları olan dünyayı, yakıp yıktılar. Kavurup kül ettiler. Artık insanoğluna dünya haram. Açlıktan birbirimizi yemeğe kalkışmadan, onurla ölebilirsek ne mutlu bize!.. (Işın Çağı Çocukları)
- Kitap okuyan insanın düş kurma ve yaratı gücü artıyor. Bu özellik de insanı başarıya götürüyor. (Mo'nun Gizemi)
- "Koskoca ülkede tek başına tutsak kalmış gibiydi." (Yurdumu Özledim)
- Eğer insanlara insan sevgisi öğretilebilseydi, uluslar, birbirleriyle savaşmaz, tersine tüm güçlerini birleştirerek, doğanın yıkıcı güçlerine, açlığa ve hastalıklara karşı kendilerini savunma yolları ararlardı. (Kumluktaki Yavru Martı)
- “Herkes, yaşamını sürdürmek için bir yol seçmişti. Yaşamak güzel. Güçlü bir amaç için çalışmak, yaşamı daha da güzelleştirmiyor.” (Fadiş)
- "Onu çok özlüyorum.." (Ece'den Mektup Geldi)
- “...Umut garibin ekmeğine katık...” (Geriye Dönenler)
- Başını yana çevirerek gözlerini kaçırdın benden.Belki parası yoktur,diye geçirdim içimden.Seni utandırmamak için çabucak geçip gittim (Cambaz Parası)
- Bu kuşlar geçmişte, çok uzun yıllar yeryüzünde yaşamışlar. Sonra soyları tükenmiş. (Yaşadıklarım ve Düşlediklerim)
- "Dünya büyük, üstelik üzerinde hepimize yer var. Canlılar birbirlerinin yaşam ortamlarına göz dikip savaşmazlarsa, dünyada rahat rahat yaşanabilir." (Yurdumu Özledim)
- İnsanoğlu evrendeki varlıklara şunu yapar bunu eder, diye yakınıp duruyoruz. İnsanoğlunun insanoğluna yaptıklarını bilseniz, yakınmak şöyle dursun, dünyalı olmaktan utanç duyar, insanlarla iç içe ve onların kanlarıyla beslenerek yaşadığınız için yerin dibine geçerdiniz. (Akıllı Pireler)
- İnsanlar, insanlık dışı eylemleriyle yazık ki, doğa ve öteki canlılar karşısında saygınlıklarını yitirdiler. (Mo'nun Gizemi 2 - Otran)
- (...) Nine telâşla atıldı. "Kalk da azıcık su iç. Korkudan sütün kaçmaya kalkar. Sonra hemen oğlanı emzir. Lohusa odası tekin değildir derler... Şeytan, lohusanın çevresinde kırk gün dolanırmış." Şerife Gelin kuşkuyla sordu. "Neden?" "Yeni doğan insan yavrusunu kıskandığı için besbelli. Doğana ve doğurana kötülük etmek için fırsat kollarmış. Öyle derler büyüklerimiz." (Ben Büyüyünce)
- Yüreklerimiz bile makineleşti. (Dünya Çocukların Olsa)
- Selim, neye uğradığını anlayamamıştım.Acı içinde çırpınarak bağırmaya başladı: _Anneanneciğim yetiş! Yanıyorum yetiş! (Uçan Motor)
- Uçsuz bucaksız denizin ortasında, yerle gök arasında kalmış iki insanın yakarışlarını ancak Tanrı duyabilirdi. (Suna'nın Serçeleri)
- En sevinçli ânında bile, içinin derinliklerinde bir tedirginlik beliriyordu. (Dört Kardeştiler)
- Öfkelenirsen, yenilirsin. (Yeşil Kiraz 2)
- "Bilgi akışını böldün." (Yoksa Sen misin?)
- "Dert girmeye görsün insanın içine." (Geride Kalanlar)