İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? - Nihat Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kimin eseri? İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kitabının yazarı kimdir? İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? konusu ve anafikri nedir? İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kitabı ne anlatıyor? İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? PDF indirme linki var mı? İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kitabının yazarı Nihat Genç kimdir? İşte İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Nihat Genç

Yayın Evi: April Yayıncılık

İSBN: 9786055162580

Sayfa Sayısı: 176

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? tüm dünyanın merak ettiği, hepimizi düşündüren büyük soruya cevap veriyor: Nasıl oldu da "Sade Müslümanlık" yıkıcı bir ideolojiye dönüştü?

Nihat Genç, olağanüstü bir anlatımla, felsefi, psikolojik, siyasi, sosyolojik tespitler eşliğinde gerçekleri önümüze seriyor. Roman, bir kişinin, zihniyetin ve toplumun dönüşümünü arka planıyla birlikte anlatıyor. Cemaat içinde yalnızlık çeken Erol, insan sarrafı Aysun, kibirli ve riyakar Bahri Abi, avanesi Osman, cilveli medya maymunu Nur, dünyanın en mazlum güzeli Dua... Öbür dünyadan fırlatılan cesetler, vicdanın cephanesi, bir saniye süren aşk ve ruhsuzlar ile beyinsizlerin hiç bitmeyen savaşı...

-Bir kitabevinde çay içerek sessizce oturan insanlar niçin ve neden canavarlaştılar?

-Gönül huzuru peşindeyken, nasıl hırslı, vahşi kapitalistler haline geldiler?

Yakın dönemde yaşanan kültürel evrimi, şiirsel bir hızla, felsefi tespitler ve unutulmaz gözlemler eşliğinde okuyacaksınız.

-Manevi bir yolculuğun rotası nerede değişip sapıyor?

-Hangi yalanlar zinciri, daha büyük yalanlara ve şiddete bağlanıyor?

-"Hakikati" arayan yoksullar nasıl doyumsuzca lüks peşinde koşmaya başlıyor?

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? zihin açıcı, sürükleyici, heyecan dolu bir roman.

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? Alıntıları - Sözleri

  • Yıkıcı saldırılar karşısında kelimeler aniden zehirli ok gibi fırlıyor...
  • Haklılığımızı haykırdığımız her yerde, haklılığımız, aklımızı asit gibi yaktı.
  • (...)Tahta kapılı boktan pislikten kokudan geçilmiyor bakımsızlığıyla ünlü eski belediye helalarının şöhreti büyüktür. Modern belediye helacılığı Özal iktidarıyla özelleştirildi ve hela sahibi zenginlerin Paris lerde şatafatlı düğünleri gazetelere manşet dahi oldu. Şehir helalarının bugün tertemiz camları muslukları boyaları kapıları neredeyse oturma odası kıvamında mis gibi hale gelmesi yeni bir serbest piyasa devrinin başlangıcı, bir beş-on yıl sonra oldu.
  • "Hayatın kiri, pası, bozukluğu, çaresizliği, derdi, hayal kırıklığı, aksilikleri, içinize üstünüze gün geçtikçe yığılır, ani cevap ve reflekslerle çıkartılmaz ise bir çöp adama dönüşürsünüz."
  • (...)hayatın en dibine vurmuş beş kuruşsuz zavallı adamlar ahlaksızlığı bir kez öğrenmesin, ahlaksızlık kemiklerine ayet gibi kazınır, beyinlerini artık bir ömür boyu çaresizliğin öğrettiği ahlaksızlığın kurnazlığıyla döndürürler.
  • Hangi Müslümanlık, hangi ülkenin hangi mezhebin Müslümanlığı, hangi çağın Müslümanlığı? Anne babalarımızla yaşayan Müslümanlık mı, bugünlerde icat olunan ideolojik İslamcılık mı?
  • Gözlerimizin önünde 'inancımı yaşamak istiyorum' gibi mazlum mağdur bir hak talebinin arkasında gizlendiler, çok sonra meğerse 'inancımı yaşamak istiyorum' demek 'seni kendi ceza anlayışıma göre yargılayacağım' demekmiş, onu anladık.
  • İnsan uyuduğunda bütün organlarını unutur, insanın uykudayken tek irkildiği yer kaburgasının altı, böğrüdür... Derin uykudayken bizim yanımızda tek bulunan beden bölgemiz kaburga altıdır. Vücudumuzda bir kaburga boşluğu olduğunu gösterir. Kaburga altı bir cennet sendromu cennette aldığımız tek yaradır... Bu yarayla erkek ve dişi diye ikiye bölündük... Derin uykuda hiç kimse kendini erkek ya da dişi görmez... Cennet günlerinde kaburgamızın altı boş değildi. Derin uykuya girerken kaburga boşluğumuzun bize kendini hissettirmesi Havva'nın henüz yaratılmadığı hem kadın hem erkek olduğumuz cennet günlerini yaşatır bize.
  • Türk dizilerinden mutluluk, mutsuzluk kelimelerini çıkart, geriye hiçbir şey kalmaz, bu ideolojiden "münafık israil ajanı mason" kelimelerini al, geriye hiçbir şey kalmaz.
  • Cemaat örgüt kişisel günahları bölüşüyor mu, bize şefaat yok mu, yarın Allah'ın huzurunda tek tek değil bir cemaat olarak topluca mı yargılanacağız?
  • Yüz binlerce Suriyeli, Iraklı genç kız Amerikan süngüleriyle sabahın beşinde evleri basılıp deşildi. On binlercesinin kafası kesildi. On binlercesi köle olarak alınıp satılıyor. Yüz binlercesinin bombalarla kolu bacağı koptu. Stadyumların, şehirlerin ortasına atom bombaları atıldı... Ne İslam alimlerinden, ne diyanetten bu felaketler yaşanırken "Alayınızın a..... koyayım... a..... koduğumun çocukları" diyen insani bir isyan gerçek bir protesto çıkmadı. Vahşet karşısında çıplak bir insanlık durumu gerçek bir insanlık öfkesini dillendirecek, "Alayınızın..." diyecek tek kişi, tek beden, tek bir insan numunesi çıkmıyor. Dini dil hepsinin elini kolunu bağlamış. Kutsallığın sülü püslü ilahi kelimeleriyle kendinizi örtün insanlığınızı gömün unutun.
  • Yıkıcı saldırılar karşısında kelimeler aniden zehirli ok gibi fırlıyor...

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nihat Genç’in anlatmak istediği şeyleri anlıyor ve hatta ona büyük ölçüde katılıyorum da. Takva filmine benzer bir kurguda Türkiye’de siyasal İslamcılığın iflasını anlatmış. Evet, dini siyasallaştıran partisinden, cemaatlerine, medyasından daha bir çok şeyine kadar hepsi, zafer gibi görünen büyük bir çöküşün içindeler bence de… Dini değerler hiç bu kadar yara almamıştı. Bu konuda belki de bir kitap dolusu olabilecek kadar çok şey yazabilirim ama şimdilik kalsın… Genç, Erol adlı temiz bir Müslümanın çevresindekilerin sıra dışı yükselişleri ve kirlenişlerini anlatmaya çalışıyor. Ancak bunda ne kadar başarılı oluyor derseniz, vasatı aşamadığını söyleyebilirim. Roman dili olarak zaman zaman tekliyor. Öyle ki bazen sanki Nihat Genç’in bir TV programını izliyormuşuz hissi veren nutuk bombardımanına tutuluyoruz. Yine de bir güncel dönem eleştirisi için okunabilecek bir kitap; lakin böyle bir konuyu mesela bir Murat Menteş yazsa idi sanırım çok daha farklı olabilirdi. (Mehmet Y.)

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? - Dikkat spoiler içerebilir!: Daha önce programlarını izleyen bilir üslup bildik Nihat Genç üslubu. Öfkeli, yoğun ve sert. Ama üstadın televizyon programlarından ziyade yazarken bir bomba yapar gibi içine çivi de koyuyor Kitapta en ilgimi çeken cümle "güçsüzlüğün, zavallılığın çaresizliği bu insanları ahlaksızlığa sürükledi." Bayıla bayıla okuduğum bir kitap. Aysun karakteri ile oturup bir çay içesim var.. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim. (Kilis Küçükşehir Belediyesi)

Bazen begendim derken sunu kastetmek isterim bir kitab kac sayfa olursa olsun eger ki, bana bir cümlede kurgusu mükemmel dedirecek birtek cümle okutursa degere sayan bulurum. Bunlardan birkacini zaten arkadaslar formda yazmislar. iste sunu anlatmak istiyorum demek istedigim icin yinede birkac cümlesi kaynak olarak düsecegim yazima. Üzerinde daha anlamli düsünülmesi adina; mesela " Her yeni gün, dünün hikayesine bambaska bir anlam giydiriyor." , " Duyu ve duygu organlarimiz kökünden iptal edilsin diye mi 'dindar' oluruz? " , " Ütopyalari 'idamla' yargilanip hayalleri müebbet acliga mahküm edilmis son kusagiz." , " Hangi fikrin sahibi olursaniz olun hiyerarsik disiplin icinde demokrasi mümkün degil." Tabi burada demokrasi kelimesine dokunmadan gecemiyecegim hani yokarida yazmistik ya her yeni gün, dünün hikayesine bambaska bir anlam giydirir diye, iste demokraside muzdarip bu giydiristen. Buna Livanelinin Son ada kitabinin söylesi bölümünden bir kayit düserek fark ettirmeye calisacagim. Demokrasinin aslinda ne kadar aldatici bir kavram olabileceginin cok aci sonuclarini yasadik yasiyoruz. Demokrasi " Cogunluk diktatörlügü" yanitini vermis Maurice Duverger böyle tanimlamis demokrasiyi. Birde su cümle varki " Yavas ölümü hayat saniyorlar" , " Bunlar varya insan olma haklarini 'birilerine' teslim etmisler. Yazar ucu acik cümleler kurmus düsünelim diye muhtesem yani demek istedigim kitabin 173 sayfasina sadece en büyük harflerle sadece bunlari yazmis olsaydi ve bende sadece bunlari okumus olsaydim bu kitabi iyiki okumusum derdim. bu yüzden ben bir kitabdan bir kelime ögrensem bir kitab okuma vaktini kar ve kurtulmus adlederim. Bu kitabi iyiki okumusum arkadaslar. Saygilarla (Cetin Demirkiran)

İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? PDF indirme linki var mı?

Nihat Genç - İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nihat Genç Kimdir?

Nihat Genç, (d. 1956, Trabzon) Türk gazeteci, yazar.

Yaşamı

İlkokulu Meryem Mehmet Kayhan İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi de Trabzon Ticaret Lisesi'nde okuyarak 1974 yılında mezun oldu. İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi ile Ankara Bankacılık Okulu'na kayıt yaptırdı ancak siyasi olaylar nedeniyle bu okullardan ayrıldı. Ardından Sağlık İdaresi Yüksek Okulu'ndan 1983 yılında mezun oldu. Okul bitimi Sağlık Bakanlığı/Ankara Rehabilitasyon Merkezi'nde, ardından ise Kültür Bakanlığı’nda toplam dokuz yıl memuriyet yaptı.

Gençlik yıllarında gazete ve dergilerde teknik eleman olarak çalıştı. 12 Eylül öncesinde, ülkücü hareketin genç entelektüellerinin en önemli isimleri arasındaydı ve çeşitli ülkücü dergilerde yazmıştı. O yıllardan bugüne, Bağımsız ve Kırmızı-Beyaz gibi ulusalcı siyasî dergiler ile Leman dergisinde yazıları yayımlandı. Kısa bir süre Akşam gazetesinde köşe yazıları yazdı ve bu gazeteden yine aynı gazetenin yazarı Engin Ardıç'ın Genç'in eskiden çalıştığı Leman dergisini Saddamcılık ve Apoculuk ile suçlaması sonucunda ayrıldı. 2008 Eylülü'nde Leman'a geri döndü. [1] Yazar 2008 yılının Aralık ayında Aydınlık dergisinde makaleler yazmaya başladı. Bir Soru - Bir Cevap adlı köşesinde Genç, güncel meseleleri ulusalcı bir bakış açısıyla değerlendiriyor.

Sky Türk adlı televizyon kanalında Serdar Akinan ile 2008 Eylülüne kadar "Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok" adında bir program yaptı.[2] Kanal Akşam gazetesi ile kardeş kuruluş olduğundan, Genç, programına da son verdi. Bu progamın ardından ise 18 Ekim 2008 tarihinde Avrasya TV'de Lale Şıvgın ile ,"Nihat Genç ile Veryansın" programı yaptı.Son olarak günün siyasi olaylarını değerlendirdiği www.odatv.com adresinde yazıları yayınlanmaktadır.

Öykülerinde insancılık arayışı egemendir, insan hikâyeleri ile birlikte yaşanılan zamanların sorunlarını ve toplumsal değişimi gayet ince çizgilerle betimler ve kahramanlarını her zaman ezilen kesimden insanlar içinden seçer. Siyasi ya da siyasi olmayan fikir makalelerinde ise çok daha sert çizgilere sahip, kızgın ve hatta saldırgan bir tarza sahip olduğu görülür. Gizli ama derin bir yalnızlık duygusu, öykülerinde de fikir yazılarında da alt metni oluşturan güçlü öğelerden biridir.

2005 yılında Bilgi, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi üniversiteleri tarafından düzenlenen İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri başlıklı konferansı eleştiren bir yazı[3] yazması üzerine uzun süredir tüm kitaplarını yayınlamış İletişim Yayınları, Nihat Genç ile ilişkilerini kesme ve kitaplarını yayınlamama kararı almış[4], bunun üzerine yazar kitaplarını diğer yayınevlerinden çıkarmaya başlamıştır.

Kitapları

Dün Korkusu (1989)

Bu Çağın Soylusu (1991)

Ofli Hoca / Şeriatta Ayıp Yoktur

Kompile Hikayeler

Dar Alanda Tufan 1993

Üfürükten Üniversite Bilimi (1993)

Soğuk Sabun (1994)

Köpekleşmenin Tarihi (1998)

Modern Çağın Canileri (2000)

Memleket Hikayeleri

Arkası Karanlık Ağaçlar (2001)

İhtiyar Kemancı (2002)

Amerikan Köpekleri (2004)

Edebiyat Dersleri (2004)

Nöbetçi Yazılar (2004)

Hattı Müdaafa (2005)

Karanlığa Okunan Ezanlar (2006)

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar (2007)

Kavga Günleri (2007)

Veryansın (2008)

Bir Millet Uyanıyor 17: "Kavga Günleri" (2009)

Sordum Kara Çiçeğe (2009)

Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı (2011)

İşgal Günleri (2011)

Öykülerinden örnekler

Narlıbahçe Sokağı (Modern Çağın Canileri)

Şeriatta Ayıp Yoktur (Ofli Hoca)

Bu İşin Tövbesi Var midur? (Ofli Hoca)

İhtişam ve Sefalet (Köpekleşmenin Tarihi)

Türkan (Arkası Karanlık Ağaçlar)

Hero Marka Mızıka (Kompile Hikayeler)

İhtiyar Kemancı (İhtiyar Kemancı)

Televizyon programları

Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok? (Sky Türk, 2003-2008)

Nihat Genç ile Veryansın (Avrasya TV, 2008-2011)

Nihat Genç Ko-nu-şu-yor! (Halk TV, 2012-...)

Nihat Genç İle Ver-yansın (Ulusal Kanal, 2013-...)

Nihat Genç Kitapları - Eserleri

  • Karanlığa Okunan Ezanlar
  • Köpekleşmenin Tarihi
  • Veryansın
  • Amerikan Köpekleri
  • Memleket Hikayeleri
  • İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?
  • Arkası Karanlık Ağaçlar
  • Aşk Coğrafyasında Konuşmalar
  • Hattı Müdafaa
  • İhtiyar Kemancı
  • Soğuk Sabun
  • Bu Çağın Soylusu
  • Tek Tabanca
  • Bizim De Günümüz Gelecek
  • Modern Çağın Canileri
  • Edebiyat Dersleri
  • Kompile Hikayeler
  • Dün Korkusu
  • Aslanlı Yol'a Doğru
  • Ofli Hoca
  • Yurduma Alçakları Uğratma!
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Nöbetçi Yazılar
  • Direniş Günleri
  • İşgal Günleri
  • Bir Millet Uyanıyor! 17
  • Sordum Kara Çiçeğe
  • Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı
  • Opus 61
  • Nihat Genç’le Veryansın
  • One Man Show
  • Saraya Kılınan Namazlar
  • Bizi Kandırası Umman Bulunmaz
  • İhtiyar Kemancı
  • Dar Alanda Tufan
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Edebiyat Derslerine Giriş

Nihat Genç Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar düzgün konuşuyor ölçülü konuşuyor diye uygarlık olmuyor insanlar istediği gibi rahat uluorta konuşunca uygarlık oluşuyor. (Nöbetçi Yazılar)
  • Kelimelerin sonsuz gücü vardır. (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • Yaşadığım her gün ne kadar yoğun işim olursa olsun mutlaka elime bir kitap alır hiç değilse birkaç sayfasını okumaya karıştırmaya çalışırım, sebebi, Osmanlı ordularıyla topyekün yenildi mağlup oldu yüz yıl oldu içimizde acısı ağıtı yarası dinmedi ve bir şeyler yapalım, daha zinde daha akıllı olalım, cumhuriyet mağlup olmasın, diye... (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • “Hayattan memnun Amerikan işgalinden rahatsız değil, IMF canınızı sıkmıyorsa artık “mizahla” işiniz yok demektir. Mizahın, mutlu, bahtiyar, bana dokunmasınlar,keyifli, şeker bu tatlı yaşamın arasında yeri yoktur. Gayesiz,meselesiz insanlara mizahın söyleyebileceği bir şey yoktur.” (Hattı Müdafaa)
  • Sebatkâr, sanatlı ve çok derin bir heyecanınız varsa ; dünyanın hiçbir hayal kırıklığı ve umutsuzluğu ve kilisesi ve ideolojisi ve patronu sizi yenemez. (Tek Tabanca)
  • “Aydınlarımız iki yüzyıldır,şahlanmayı,ayağa kalkmayı öğretiyor ve her nesil kollarını, ayaklarını kırıyor.Bakın hâlâ İstanbul’un fethini öğretiyorlar. Bu nesle birileri ‘düşmeyi’ öğretsin. Bir tarafımızı kırmadan “düşebilmek...” (İhtiyar Kemancı)
  • Batıya, malımızı verdik, madenimizi verdik batıya köle olduk, şebek olduk, köpek olduk, en onursuz ittifaklara girdik, batının ve diplomasinin kuklası olduk, komşularımıza bu yüzden kalleş olduk. ihanet içinde olduk, OrtaDoğu'yu topa tutan İncirlik'i peşkeş çekip batının işbirlikçisi olduk. Ama batı durmadı, hala bir şeyler istiyor, onurumuzu almakla yetinmedi, şerefimizi almakla yetinmedi, dinimizi topyekun kazımakla yetinmedi ve şimdi topraklarımızı komşularımızı ve tüm kutsallarımızı topyekün bizden almak istiyor. (Hattı Müdafaa)
  • Yalan söylemeden büyümeyi başarabilecek miyim? İnsanlar çoğaldıkça, kalabalıklar, kitaplar, düşünceler, olaylar karmaşıklaşınca ne yapacağım? Şeytan tenine dokunuyor. Sapık diyecekler, kızgın demirlere oturtacaklar, pişman ol, tövbe et diyecekler, yeryüzünün en iğrenç pazarlığına alet edecekler beni. Hayır. Ben, yalan söylemeden büyüyeceğim... (Dün Korkusu)
  • "Düşüncesi olmayan insanların, ellerinde yalnız, babadan, deden kalma gelenekler, kılıçlar, silahlar vardır." (Köpekleşmenin Tarihi)
  • Millet fincana bakıp dünyalar ötesini görüyor, biz bir adım ötemizi göremiyoruz, gel de kendini yeme. (Hattı Müdafaa)
  • "Çukur gözleri, artık bir onur adası olmuş kalbinden başka yerde rahat etmiyor gibi..." (İhtiyar Kemancı)
  • "... O kadar insan suçlu hissediyor kendini. Artık topluma güvenmiyor. Medyaya güvenmiyor. Annesine güvenmiyor. Artık bilgiye güvenmiyor. Artık habere güvenmiyor, konuşulanlara güvenmiyor ve toplumdan kuşku duyuyor. Eğer çağımız bir depresyon çağıysa, bu sahte bilgi, sahte haber, yalan, uydurma, suçlama, söylenti, dedikodu, iftira ve yakıştırmaların; bu depresyon çağının büyümesinde katkısı yüzde yetmiş. Hepimizde her gün; biri bize iftira atacak, bizi yanlış anlayacak, yanlış şeyler söyleyecek, falan falan şeyler yapacak ve insanlar benim hakkımda kötü düşünecek duygusu. Bu duyguyu oluşturuyorlar." (Anadolu Yazarını Dinliyor)
  • "... Batı’da ve Doğu’da, ‘Allah’la kul arasında bir aracı kurum’ tartışması gelmiş geçmiş tarihlerin en kanlı ve en hararetli tartışmasıdır." (Saraya Kılınan Namazlar)
  • Oturup ürün, oturup tarla, bağ, oturup kültür üretmeye ve bağımsızlığın artık silahla ve marşla ve yaygarayla değil, bunlarla olabileceğini bilmiyorlar mı? Biliyorlar! Ama o zaman yüz yıllık iktidarları sarsılıp yok olacak korkusu taşıyorlar! Onlara ürün toplamak, kitap yazmak, gün boyu çalışmak çok kadınsı geliyor olmalı. Onlar lak lak dükkânları gibi, ağır makamların sert erkekleri... (İhtiyar Kemancı)
  • Bir köy imamı kadar zekası olan insanlar 1400 yıllık İslam düşüncesini yeniden yazıp , moda oldular." (Edebiyat Dersleri)
  • "Senin gözlerin kadar güzel bir ülkem olmadı." (Bu Çağın Soylusu)
  • "Benim de bir zamanlar 'ne derler' dinim vardı. Bırakın bu ne derler dinini, ne derlerden arının çok hafifleyeceksiniz, hadi hoşçakalın." (Bu Çağın Soylusu)
  • Bir kiraz ağacının altına on dakika uzansalar bütün panik bitecek biliyorum. (İhtiyar Kemancı)
  • Şimdi sokaklarımızda gezinen halk, o fütursuz, lafını Karagöz gibi esirgemeyen halk değil.Şimdi sokaklarımızdaki bu halk, Hacıvatların yetiştirdiği halk... (Nöbetçi Yazılar)
  • Hangi Müslümanlık, hangi ülkenin hangi mezhebin Müslümanlığı, hangi çağın Müslümanlığı? Anne babalarımızla yaşayan Müslümanlık mı, bugünlerde icat olunan ideolojik İslamcılık mı? (İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?)