Issız Erkekler Korosu - Canan Tan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Issız Erkekler Korosu kimin eseri? Issız Erkekler Korosu kitabının yazarı kimdir? Issız Erkekler Korosu konusu ve anafikri nedir? Issız Erkekler Korosu kitabı ne anlatıyor? Issız Erkekler Korosu kitabının yazarı Canan Tan kimdir? İşte Issız Erkekler Korosu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Canan Tan

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 9789752114357

Sayfa Sayısı: 224

Issız Erkekler Korosu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Issız Erkekler Korosu 29 Mart’ta tüm kitapçılarda! Âdemoğlu Pansiyon’da bir fasıl gecesi... Müşterilerin hepsi erkek! Ezilen, horlanan, acı çeken, ağlayan, üşüyen, hatta dayak yiyen erkekler onlar. Her birinin ayrı bir hikâyesi, o hikâyenin içine nakşolmuş ayrı bir şarkısı var. Ve tanıdık birkaç yüz... Piraye’nin Haşim’i, Yüreğim Seni Çok Sevdi’nin Murat’ı ve eskilerin Eylemci’si Vedat da orada. Issız erkeklerden oluşan muhteşem koro eşliğinde şarkılarını söylüyorlar. "Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır!" sözü verenler... "Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, diye sitem edenler... Şimdi uzaklardasın," diyerek hiç dönmeyecek sevgililerine seslenenler... Onların hikâyelerini paylaşırken, şarkılarında da kendinizi bulacaksınız...

Issız Erkekler Korosu Alıntıları - Sözleri

  • Dil söylemez yüreğin harbini.
  • "Yıllar sonra, onca yaşanmışlığın ve fırsat bulup da yaşayamadıklarımızın ardından bir kez daha görmek istedim seni."
  • Hayat devam ediyordu sözüm ona. Konuşuyordum, gülüyordum ama yaralıydı dilimdeki sözcükler, dudağımın kenarında eğreti duran gülüşler. Yorgundum güçsüzdüm....
  • Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de.
  • “ Yıllar sonra, onca yaşanmışlığın ve fırsat bulup da yaşayamadıklarımızın ardından bir kez daha seni görmek istedim.”
  • Asla vazgeçmem demek bencil yüzüydü aşkın.
  • Hayat devam ediyordu sözüm ona. Konuşuyordum, gülüyordum ama yaralıydı dilimdeki sözcükler, dudağımın kenarında eğreti duran gülüşler yaralıydı. Yorgundum, güçsüzdüm...
  • Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de.
  • "O gözlerin kuytularındaki eski yerimi yeniden alabilmek için feda etmeyeceğim hiçbir şey yoktu."
  • Umudu kalmayan insan eriyip yok olmaya mahkûmdur.
  • Bir asır yaşamışçasına yorgunum şu an.
  • Sana duyduğum o iflah olmaz, uslanmaz aşkı kefenlere sarıp ahşap tabutlara yatırdım, yedi kat toprağın altına gömdüm.
  • Asla vazgeçmem demek, bencil yüzüydü aşkın.
  • Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf

Issız Erkekler Korosu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlk cümlem şu olacak. "Eğer ilk okuyacağınız Canan Tan eseri bu ise okumanızı tavsiye etmem" Nedeni ise Canan Tan bu eserinde diğer eserlerinden özet akışı oluşturarak hepsini bir araya toplamış. Yani okumak isterseniz önce eserde geçen romanları okuyup sonra bu eseri okumalısınız. Yoksa onları okumadan bu eserden öğrenmiş oluyorsunuz. Meselâ yazarın "Pembe ile Yusuf" ve ya "Piraye" adlı eserlerini okumadan bu kitaptan okumuş kadar oldum her ne kadar özet olsa da. Eserin içeriğine gelecek olursak diğer romanlarındaki erkek karakterleri ve acıları bu eserde toplanıyor. Pansiyonun korosunda bir araya gelen erkeklerin hayat hikâyesinden bahsediyor yazar. Ben kitabı beğendim fakat diğer romanlarını okuduktan sonra okumak isterdim. Önerim ilk okuyacağınız Canan Tan romanı bu olmasın. İlk önce diğer romanlarını da okuyun. İyi okumalar. (S.Hasret Yılmaz)

Canan Tan'ın hemen hemen her kıtabını okudum ve çok beğeniyorum. Issız Erkekler Korosu diğer kitaplarının aksine daha bi sıradan. Kıtapta geçen tum kahramanları kesit kesit ele alıp olayını akışını durdurması, karakterleri tek tek ve uzun uzun anlatırken onların sıkıcı olduğunu düşündüğüm sıkıntılarını anlatması beni boğdu. Hiç yapmadığım biseyi yaparak bu yazarın kıtabı yarım bıraktım. Yaşananların çoğu bi müziık dınletısı yapılan bi pansiyonun bahçesinde geçiyor. Ve yazar karakterlerın adıyla bi başlık atıp onları anlatırken akıcılığı bozuyor. Kitabın beğendiğim TEK bi yönü var. O da pansiyon sahıbı olan Recep'in müşterileriyle ahbap oluşu, onlarla yakınen ilgilenmesi, sıkıntılarını kendı derdiymişçesine samimi bi şekılde dınlemesi.. İlerleyen sayfalarda Haşim Artukoğlu adını gördün ve bu ısmı Piraye adlı romanında da kullanmış olması bana ''neden aynı isim 2.bi roman da daha geçiyor'' diye düşündürdü. Bu alışılanın dışında bişey. Haşim Artukoğlu'nun yalnızca Piraye'ye yakıştığını düşünüyorum.. (Nur)

Dünyadan Güzel Şeyler Bekleme: Canan Tan’dan okuduğum üçüncü kitaptı. Bu kitapta diğer romanlarındaki erkek karakterlerin kaldığı bir pansiyon var. Kısa kısa erkeklerin yaşadıklarını okuyoruz. Piraye’yi sekiz yıl önce okumama rağmen birçok detayı ile hatırlıyorum ve kitapta da en uzun kısım Piraye’nin Haşim’ine ayrılmıştı. Tanıdığım tek karakterdi Haşim. Diğer karakterleri de severek okudum. Ama şimdi o karakterlerden birinin romanını okumayam. Çünkü içerik hakkında çok fazla bilgi sahibi oldum ve bu benim için okuma zevkini azaltır. Sizin için de çok fazla bilgi edinmek sıkıntıysa diğer kitaplarını okuduktan sonra bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Sıkılmadan, severek okudum. (nihal)

Kitabın Yazarı Canan Tan Kimdir?

Canan Tan Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.

Kariyeri

"Eczacı iken, nasıl edebiyatçı oldunuz ?" sorusuyla sıkça karşılaştığını vurgulayan Tan, asıl sorunun "Edebiyatçı iken nasıl eczacı oldunuz?" diye sorulması gerektiğini belirtiyor. Bunun nedeni ise edebiyata olan ilgisinin daha önce başlaması. Lise yıllarında, Hisar Dergisi'nin düzenlediği şiir yarışmasında aldığı birincilik bu dünyanın kapılarını ona aralamış. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın bölümünü Türkiye derecesi ile kazanarak, yakınlarının isteği doğrultusunda eczacılık fakültesini tercih etmiş, ancak daha sonra evlenerek Diyarbakır'a gelin olarak gitmiş ve orada yaşadığı süre içinde yazım hayatını sürdürse de bunları gün ışığına çıkartmamıştır. Ne Diyarbakır'a gitmesinin, ne de eczacılık mesleğini tercih etmesinin onun için bir eksik değil aksine Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür adlı eserlerine birer ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.

Bu sıralarda yazdığı bir öykü, Hürriyet Gazetesi'nin düzenlemiş olduğu bir yarışmada birinci olmuş ve fotoroman olarak çekilmiştir. İzmir'e geldiği sıralarda da bir çok öyküsü ona ödüller getirmiştir. Bunun yanı sıra Hürriyet Ege ve Yeni Asır'da konuk köşe yazarı olarak güncel yazılar, Milliyet Pazar'da mizahi yorumlar yazmaya başlamış. İlk kitabı olan İster Mor, İster Mavi 1996'da Aziz Nesin'in birinci ölüm yıldönümünde İnkılap Kitabevi'nin düzenlediği mizah öyküleri yarışmasından başarı elde ederek basılmıştır ve aynı zamanda Canan Tan'a, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanını kazandırmıştır. Devam eden mizahi öyküleri ve çocuklar için yazdığı eserleri ona bir çok ödüller getirmiştir. Asıl sağlam adımlarını yetişkinler için çıkardığı ilk roman olan Çikolata Kaplı Hüzünler ve devamında gelen Piraye adlı eserleriyle atmıştır. Hafta da üç gün ise Yeni Asır'da köşe yazıları yazmış ve 2004 yılında kazandığı köşe yazarı ödülüyle de bunu noktalamıştır. Daha sonra yarışmalara katılmaya son vermiş, okurlarının sevgisi için yazmayı sürdürmüştür.

Ödülleri

Türk Kütüphaneciler Derneği'nden, Türkiye'deki kütüphaneler bazında, "2009 yılının en çok okunan yazarı" ödülü/ 2010

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü

10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997

Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü/ 1997

BU Yayınevi'nin Çocuk Öyküler Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1997

İnkılap Kitabevi'nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996

1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1988

Kelebek (Hürriyet) Gazetesi'nin senaryo yarışmasında birincilik ödülü

Canan Tan Kitapları - Eserleri

  • Yüreğim Seni Çok Sevdi
  • Aşkın Sanal Halleri
  • Yolum Düştü Amerika'ya
  • Piraye
  • Eroinle Dans
  • En Son Yürekler Ölür

  • İz
  • Söylenmemiş Şarkılar
  • Hasret
  • Issız Erkekler Korosu
  • Çikolata Kaplı Hüzünler
  • Beyaz Evin Gizemi
  • İster Mor İster Mavi

  • Ah Şu Uzaylılar!
  • Beşiktaş'ım Sen Çok Yaşa!
  • Fanatik Galatasaraylı
  • Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
  • Sevgi Dolu Bir Yürek
  • Sevgi Yolu
  • Arkadaşım Pasta Panda

  • Sol Ayağımın Başparmağı
  • Sokakların Prensesi Şima
  • Türkiye Benimle Gurur Duyuyor!!!
  • Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin
  • Aliş'e Kardeş Geliyor
  • Sokaklardan Bir Ali
  • Hayvanat Bahçesinde

  • Aliş Okula Başlıyor
  • Aliş Anaokulunda
  • Uzay Kampı Maceraları
  • Pembe ve Yusuf
  • Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!
  • Kelepçe
  • Başıbozuk Sevdalar

  • Şiirce
  • Sızı
  • Issız Kadınlar Sokağı
  • Anneannem İnternette
  • Uzaylılar Aramızda
  • Önce Sen Vardın
  • Sokaklardan Bir Ali

  • Piraye
  • Hasret

Canan Tan Alıntıları - Sözleri

  • Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)
  • Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)
  • Gerçekler ortada. "İnsanı ağlatan, imkânsızlıklardır. Ve çaresizlik! senin asla bana ait olmayacağını düşünmek.. kabullenmek zorunda olmak..vazgeçememek, sınır tanımaz sevginin büyüklüğü karşısında âciz kalmak.." Bunlara ağladım işte ben. (Aşkın Sanal Halleri)
  • Rahat kıçına mı battı? (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
  • Evet, ne kadar gayret gösterirsem göstereyim “Çabalama kaptan ben gidemem!” diyordu evliliğimiz. (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
  • Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)

  • Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de. (Issız Erkekler Korosu)
  • Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf (Issız Erkekler Korosu)
  • “Koca var Baş tacı edilir. Koca var Kilim niyetine yere serilir. Hatta yetmezmiş gibi Üstünde tepinilir.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
  • En acısı da ne biliyor musun..? "Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam." (Yüreğim Seni Çok Sevdi)
  • Sırtlan: ''İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar...'' (İster Mor İster Mavi)
  • "Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış..." (İster Mor İster Mavi)
  • Gel artık bebeğim.... Gel artık! Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı. Bak, baban da, ben de sabırsızlıkla yolunu gözlüyoruz Gel artık Haşim Artukoğlu! Babanın adını yaşatmak için gel artık... (Piraye)

  • "Boş ver!" dedi kaygılarına. Çarpıkistan'da, az sayıda olsa bile, "çarpık" lar kadar, "Davut" lar da bulunmalıydı... (Anneannem İnternette)
  • Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)
  • "Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar... İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar... Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!..." (İster Mor İster Mavi)
  • "Şampiyon Galatasaray" (Fanatik Galatasaraylı)
  • Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye? (Eroinle Dans)
  • “Kadın var Pırıl pırıl Tektaş pırlanta misali. Kadın var Çakıl taşı Ondan daha değerli.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
  • Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?... Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar... (Sokaklardan Bir Ali)