İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) - Tuğba Sayın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kimin eseri? İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitabının yazarı kimdir? İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) konusu ve anafikri nedir? İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitabı ne anlatıyor? İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) PDF indirme linki var mı? İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitabının yazarı Tuğba Sayın kimdir? İşte İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tuğba Sayın
Yayın Evi: Fenomen Kitaplar
İSBN: 9786054688395
Sayfa Sayısı: 478
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İstanbul... Aşkın, ayrılığın, acının ve kavuşmanın hikâyesinin yaşandığı şehir... Liseli bir genç kız olan Mina'nın Bursa'dan İstanbul'a yaptığı bir yolculukla başlıyor her şey. Kaderin cilveleri ve türlü tesadüflerle örülü, yüreğinizi ısıtacak bir gençlik hikâyesi. Tutkulu, dinamik ve heyecanlı... Gençliğin coşkusu ve kırılganlığı bu kitapta saklı.
Mina'yı zorlu bir duygusal sınav beklemektedir. Bir tarafta arkadaş gibi sevilen bir erkek, diğer tarafta duygularına karşılık verip vermeyeceği belli olmayan diğer bir erkek.
Hangi erkek aşk duygularıyla Mina'nın yüreğini sarsacaktır.
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) Alıntıları - Sözleri
- "Belki de gerçekten duygularım beni güçsüzleştiriyordur."
- 'O an sanki seneler hiç geçmemiş gibi hissetim. Hala ikimiz de küçüktük... Ama öyle değildi işte. Çocuk olmaktan çoktan çıkmıştık.'
- "Kaçırdığın fırsatlara değil elindekilere bak ve onlarla kendine bir yol çiz."
- "Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?"
- Herkese güçlü olduğunu göster. Göster ki biradaha kalbini kırmasınlar.
- Ben insanların garip davranışlarına alıştım.
- Ama büyük bir insan olmak için her şeye sıfırdan başlamak gerekir.
- "Uzun bir süre ikimiz de konuşmadık. Gün batımında Marmara denizi, arkamızdan şehrin gürültüsü geliyordu. İnsanların konuşmaları... Ama biz susuyorduk."
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Lise 1'de okumuştum önceden. O zamanlar genel olarak tatlı bir kitap olduğunu düşünmüştüm (çünkü Berke :") ve hafızamda da bunca zaman öyle kalmıştı. Yakın zamanda kardeşimin okumasıyla ben de tekrar bir okuyayım dedim. Çok uzun zaman olduğu için hem tazelemiş olurum diye düşündüm hem de tatlı bir şeyler okuma ihtiyacı duymuştum ama keşke yapmasaydım.... Bazı şeylerin büyüsü, ilk anına aittir... O zamanlar neden sevmiş olabileceğimi anlayabiliyorum (yine de çok değil... ahahajsm) ama şimdiki ben sadece 80 sayfa okumama rağmen sürekli yüzümü buruşturarak okudum ve yarım bırakıyorum. Bu benim için de kalp kırıcı. Naif bir roman olarak hatırladığım kitabın tüm büyüsünü bozdum çünkü aslında öyle olmadığını fark ettim.. Zaten başını okuyunca devamını da hatırladım biraz. Yabancı lise dizileri tarzında bir kitap. Ve tabi ki bu tarz dizi ve kitaplarda kızımız "akıl kârı davranmamaya ant içtiği" için, kendisine karşı kibar ve anlayışlı olan kişi yerine saçma ve soğuk davranan kişiyi seviyor. *göz deviriyorum burada* İçinde konu olarak benzer kitaplarda olduğu gibi kaba kuvvet tarzı bir şey yok ama yine de tavırları hoş olmayan biri. Ayrıca ana karakter olan kızın normal davranışları da sinir bozucu. İlk sayfalardan bile antipatim oluştu bu yüzden. Bunun dışında, kitabın üslubu bana hiçbir doyum vermedi. Zevk almadım. 80 sayfa bile okumazdım aslında ama dün sabaha kadar uyuyamadığım için, bir de kitap okuyarak şansımı deneyeyim istedim. Hani belki uykum gelir diye. Bu çabam sırasında başladım ve azıcık da olsa ilerlemiş bulundum. Neyse işte. Özetle bir hayal kırıklığı hikayesi benimki... Yazan kişi sonradan kitap çıkardı mı bilmiyorum, kendini geliştirmiş olabilir. Ama bu kitabı için düşüncelerim bu şekilde. (erge)
Bu kitap son derece sürükleyici olsa da beklentilerimin altında bir kitaptı , sanki nasıl desem basılı bir kitap değil de evde amatör biri canı sıkılmış da haydi iki satır hikaye yazayım demiş de yazmış gibi hissettim okurken . Betimleme olsun, dil olsun anlatımı olsun çok fazla beklentileri karşılayacak bir kitap değil bence ama sürükleyici , beni sardı yani ama ayy bu kitabı okurken fenalık geçirecektim , sinirlerim bozuldu , olaylar bir türlü açıklığa kavuşamadı , bir türlü birlikte olamadılar sonra Mina'nın kendinden emin olmayan , ne istediğini bilmeyen , kendinden önce hep başkalarını düşünen , ailesine boyun eğen , insanlara hayır diyemeyen o saf halleri , aşkı için savaşamaması yok efendim biz birbirimize göre değiliz , biz birbirimize iyi gelmiyoruz tavırları ve kararsız yanı beni çileden çıkardı.Öylesine vakit geçirmek için pdf olarak okudum kitap güzeldi, beni içine çekti ama dili yeterli değildi. Pdf olarak okunabilir, paraya değecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. (Betül)
Wattpad kitaplarının gerçek roman olmaması gerektiğini ispatlayan roman.... Hayır ben o wattpadi edebiyat katilliğiyle suçlayanlardan değilim. Aksine wattpadın bir kitap tarzı olduğunu savunan aktif okuyucularındanım. ( ranaagashicik ) FAKAT Birilerinin wattpad ile gerçek kitaplar arasındaki farkı anlaması ve anlatması gerekli.Öncelikle wattpadin özellikleriyle başlamalıyım: 1)Wattpad elinize aldığınız tamamlanmış bir kitabın yapamayacağı bir şey yapar: SİZE TELEFON BAŞINDA KİTABIN YENİ BÖLÜMÜNÜ BEKLEME KÜLTÜRÜ VERİR. Yeni bölümün beklemediğiniz bir anda yayınlanmasıyla oluşan heyecanınız ya da bölüm sonunda gelişen olaydaki anlaşılmazlık bizi cezbeder. 2) Wattpad Siz OKURKEN SİZLERLE BİRLİKTE aynı romanı OKUYAN, HER GELİŞMEYE YORUM YAPAN OKUMA ARKADAŞLARI EDİNDİĞİNİZ BİR YERDİR. Belki onları tanımıyordunuz ama 10.bölümün en dramatik sahnesini onun sayesinde gülerek okudunuz. Herneyse. Velhasılı kelam gerçek kitaplar ile wattpad kitapları birbirine denk olamazlar Çünkü farklı kulvarlarda doğup gelişmişlerdir. Biri her hafta okuyucusunu tatmin etmek zorundadır. Diğeri ise böyle bir yükün altına girmemiş ve evde sakince tamamlanmıştır. İstanbul romanı da tipik bir wattpad örneği. Her 10 sayfada bir, çok düşünülmemiş aşk klişelerinden okuyuculara heyecan yaratacak sahneler barındıran kalın bir kitap. Belki yorgun bir hafta geçirmişken, sıkıntıdan patlıyorken gelen bildirimle o dramatik 10 sayfayı okumuş olsaydım eminim çok zevk alırdım fakat art arda 50 tane(kitap 500 sayfa) gerçekten olağanüstü saçma klişelerle dolu bir somut kitap okuyorsam 200'den sonra 20'şer sayfa atlayarak okumaya başlıyor insan! Umarım eleştirim anlaşılabilmiştir. Sorunun kaynağı edebiyatı kullanma biçimindeki farklılıklardır. Wattpadden gerçekliğe geçişte kitabın değeri inanılmaz değişti. İte bu bir kanıttır! (Keşke bir trafo olsaydı da tüm enerji akatarılabilseydi sskjskjs) Belki bir nedeni de doğru söylemek gerekirse yazarımızın ilk romanı olmasından kaynaklanan toyluğudur. Üstüne bir de ergenlik eklenince Off off çekilmez bir roman oldu benim için. Son bir eleştiri daha yapmak istiyorum. Yıllarca wattpade günah yuvası olduğunu bilerek yaklaşmadım. Sonradan spiritual (ruhsal) bölümünde giderek çoğalan-başta eşeyli sonradan her wattpad kitabı gibi mitoz üreyen- gündelik hayat ve din konulu romanlar baş gösterdi. İlk görüşte vuruldum. Okudum okudum okudum. Fakat bir süre sonra herkes aynı konuları işlemeye başladı. Zorla evlendirilen kız öğğ, ateist imam öğğ ,mersedesli imamahatipli öğğ anlayacağınız kusacaktım. Sonra Pabucumun ajanı ve benzeri kitaplar bana göz kırptı. Okudum. Okuduktan sonra ağır yaralı olarak savaştan çıktım. Hayalkırıklıkları parçaları beni yaraladı. Nasıl olur da "Allahın rızası için" tesettüre girmiş bir kız cinsel içerikli kitaplar yazabilir!!? dedim. Evet onu yargıladım. Evet insanları yargılamamalıyım. Hem banane ben de okumam böyle kitaplar!! İşte o gün tövbe ettim. 3 gün önce bir şans daha verdim konusu dini olmayan wattpad kitaplarına. m Muhafazakar bir aileden olan tuğba sayını okudum. Aslında Kitaba başlama nedenim kitabın konusu felan değildi arkadaşlarım İstanbul romanında öyle vıcık vıcık aşkların olmadığını, yılllar önce okurken eğlendiklerini söylediler. Tuğbayı tanımak istedim. Okudum. Kötü çocuğu alın, kimsenin tensel bir yaklaşımda bulunmadığı (sarılmak ve yanağa"minicik(!)" bir öpücük kondurmak artık bunlardan bile sayılmıyor) ama tıpkı aşırı popüler wp kitaplarındaki gibi herkesin sürekli sevdiği kişiyi değiştirdiği bir kitap düşünün. İşte bu kitap onun acemi versyonu. Yazara şunları söylemek istiyorum, çocukluğunda çok disney channel izlemiş birazcık o bilinçaltından gün yüzüne çıkmalı ve etrafına bakmalı. Gerçek hayat tesadüfleri sorgulanmayan bir yer. Fakat kitaplardaki her yerden çıkan tesadüfler okuyucuları tarafından sorgulanır! "Mina sen ölsen mezarında bile kamer veya berkeye denk gelirsin" cümlesi Kiapta en sevdiğim alıntıydı. Bunun dışında yazar yazı sitili olarak kısa cümlelerle kendini ifade edebilmiş. Edebi amaç için uğraşıp kasıntı hiçbir şey yapmamış. Bu yönden çok tebrik ederim. Bu uzun yazımı okuduğunuz için teşekkürler. (Ranagashicik)
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) PDF indirme linki var mı?
Tuğba Sayın - İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Tuğba Sayın Kimdir?
Tuğba Sayın Kitapları - Eserleri
- İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul)
- Kraliçe Arı
Tuğba Sayın Alıntıları - Sözleri
- "Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?" (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Üzüldüğüm için durgunlaşmıştım. Neden biz de diğer normal insanlar gibi bir çocukluk geçirememiştik? (Kraliçe Arı)
- 'O an sanki seneler hiç geçmemiş gibi hissetim. Hala ikimiz de küçüktük... Ama öyle değildi işte. Çocuk olmaktan çoktan çıkmıştık.' (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Her ihtimali düşünmüştüm. Düşünmek için binlerce dakikam olmuştu. Ama düşündünçe çıldıracak gibi oluyor, hiç bir yere varamıyordum. (Kraliçe Arı)
- "Uzun bir süre ikimiz de konuşmadık. Gün batımında Marmara denizi, arkamızdan şehrin gürültüsü geliyordu. İnsanların konuşmaları... Ama biz susuyorduk." (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Kac gündür buradayım bilmiyorum, ne yaptığımı, neden burada oldğumu, burasının neresi olduğunu ve bundan sonraki hayatımın ne gibi bir felakete sürüklendiğini, hangi uçurumunun kıyısında olduğumu bilmiyorum. Tek bildiğim şey, nefes almaya bir şekilde devam ettiğim. Onu da nasıl başardığımı bilmiyorum ya... (Kraliçe Arı)
- "Belki de gerçekten duygularım beni güçsüzleştiriyordur." (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- “Bu dünyada ölmesi gereken milyonlarca kötü insan varken, senin ölmene göz yumamam, sen bana lazımsın.” (Kraliçe Arı)
- "Keşke senin için geç kalmış olmasaydım." (Kraliçe Arı)
- "Kaçırdığın fırsatlara değil elindekilere bak ve onlarla kendine bir yol çiz." (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Herkese güçlü olduğunu göster. Göster ki biradaha kalbini kırmasınlar. (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Ben insanların garip davranışlarına alıştım. (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- Uykularım kaçıyor, kıvrılarak yattığım yatağın hemen üstünde boğuluyormuşum gibi hissediyordum. (Kraliçe Arı)
- "Hayatta kimseye güvenemezsin." (Kraliçe Arı)
- "Eğer olanları unutursan işte o zaman yarın uyanman için bir sebebin olmaz." (Kraliçe Arı)
- Ama büyük bir insan olmak için her şeye sıfırdan başlamak gerekir. (İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul))
- "Sen son zamanlarda sahip olduğum en değerli varlıksın Asya, seni kaybetmek istemiyorum." (Kraliçe Arı)