İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet - Necdet Sevinç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kimin eseri? İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kitabının yazarı kimdir? İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet konusu ve anafikri nedir? İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kitabı ne anlatıyor? İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet PDF indirme linki var mı? İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kitabının yazarı Necdet Sevinç kimdir? İşte İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Necdet Sevinç

Yayın Evi: Bilgeoğuz Yayınları

İSBN: 9786054369584

Sayfa Sayısı: 607

İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Esat Toptanî ve İsmail Kemal hangi Paşa'ya Arnavut prensliğini teklif ettiler?..

Rauf Orbay'ın Amiral Calthorpe ile Agamemnon'da gizli görüşmesi. Orbay'ın İngiliz himayesinde Çerkez devleti isteğine Amiral Calthorpe ne yanıt verdi?..

İstiklâl Harbi'nde Türk düşmanı Rum papazlar...

İzmir işgal edilince Yunan'ın tahsis ettiği arabayla Kordon'da dolaşan Kuşçubaşı Eşref ve arkadaşları...

Yunan subayları şerefine ziyafet tertipleyen Yahudiler...

Türk'ü Türk'e kırdıran "mel'un enişte" Ferit'in akıbeti...

Said-i Nursi, "Kürdistan" kurulması teklifini nasıl reddetti?..

Bizans İmparatoru Konstantin, 29 Mayıs 1453'te hiçbir şansı olmamasına rağmen BİZE karşı savaşarak öldü. Peki yüzyıllar sonra bizim padişahımız ne yaptı?..

Zat-ı Şahane'nin maaşa bağladığı İngiliz destekçisi dernekler...

15 Mayıs'ta "Memleketi kurtarabilirsin" diyen Sultan Vahidettin, 8 Haziran'da Mustafa Kemal'in arkasından nasıl çekildi?

"Kürt Lavrens"ı Yüzbaşı Noel...

İskilipli Atıf neden asıldı?

Ermeni çetelerin kaçırdığı Türk çocukları...

Nazım Hikmet'in annesi ve dedesi İstiklâl Harbi'nde İngilizleri nasıl destekledi?...

Yeşilordu'yu Mustafa Kemal'e tercih eden komünistler...

Aziz Mahmud Hüdayi cemaatı, ecnebilere yaranmak için idam edilen Millî Şehit Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey'in cenazesine tam kadro katılınca ne oldu?...

Ünlü sunucumuz Orhan Boran'ın babası "Tıbbiyeli Hikmet "in hizmetleri...

İngilizlerin yönetiminde ayaklanan Kürtler...

Müslümanları katleden Antranik Paşa ve Barzani'nin bitmeyen dostluğu...

İstiklâl Harbi'ni Kürtlerle birlikte mi verdik?..

150'likler listesinde neden tek bir gayrımüslim yok?..

Türk Milleti'ne ihanet edenlerin hazin sonları... İntihar eden; kumar masasında neyi var neyi yok kaybeden; akli dengesini yitiren; din değiştiren; oradan oraya savrulan, "Memlekete dönecek yüzüm yok" diyenler...

(Tanıtım Bülteninden)

İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet Alıntıları - Sözleri

  • . Tarihimizi tetkik ediniz, Türk'ün çektiği bütün felaketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi özbenliğini, milli varlığını ihmal ederek, nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendisine reis tanıyarak, onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasıdır. Atatürk .
  • İstiklâl Harbi’nde Kürtlerin de silaha sarılıp düşmana karşı mücadele ettiklerine, zaferi birlikte kazandığımıza, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kurduğumuza, dolayısıyla Kürtlerin devletin kurucu ortakları olduğuna dair iddialar nezaket icabı söylenmiş siyasi birer palavradan ibarettir. İstiklâl Harbi sirasında bazı Kürt aşiretleri anlatageldiğimiz gibi isyan hâlindedirler. Onlar işgal kuvvetleriyle işbirliği yapmak suretiyle Türk milletine, Türk vatanına ve Türk ordusuna ihanet etmişlerdir.
  • ...Bu rapor, ecnebilerin emlake mutasarrıf olabileceklerine ilişkin kanunun henüz çıkmadığı yıllara aittir. Kanun çıktıktan bir yıl sonra İzmir yakınlarındaki tarım topraklarının en az üçte biri ingilizlerin eline geçer. 1878'de Aydın dahil, İzmir yöresindeki tarım arazilerinin % 41'i İngilizlerin olur! Diğer Avrupalı ülkelerin vatandaşları da gazetelere ilan vererek uygun çiftlikler almak istediklerini duyururlar. İngilizlerin çiftlikleri arasında 8o bin, 122 bin, 130 bin, 247 bin dönüm büyüklüğünde olanlar bile vardır ki, Bornova'daki 247 bin dönüm arazi Rum asıllı İngiliz vatandaşı olan Baltazzi'ye aittir. 1892 yılına kadar sadece İngilizlerin Batıanadolu'da 2 milyon 800 bin dönüm toprak aldıklarını biliyoruz! Buna Rum, Er meni, Frenk ve Yahudilerin eline geçen toprakları da ilave edersek, sedece Ege bölgesinde 5-6 milyon dönüm toprağın Türk evladının elinden çıktığını hesap edebiliriz! Bizzat İngiltere Büyükelçisi'nin beyanı ile sabittir ki, ı895'te İzmir civarındaki tarım topraklarının % 85'inin tapusu ecnebilerin eline geçmiştir! İşte İzmir'e "gavur İzmir" denmesinin sebebi budur!
  • Gaybın cebin-i zalimi, affetmedim, seni Türk’üm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi!
  • Maliye Nazırı Cavit Bey "büyük Avrupa devletlerinin yardımı olmaksızın ve bu yardımı sağlayacak tavizleri vermeksizin Anadolu'nun ortasında tek başımıza bir devlet kurup yaşamamız mümkün değildir" diyordu. Mustafa Kemal, hiç kimseye taviz vermeden, büyük Avrupa devletlerinin yardımını da almadan üstelik büyük Avrupa devletlerine rağmen Anadolu'nun ortasında tek başına bir devlet kurdu ve o dönmeyi de astı! Yunanlılardan para alıyor muydu, bilemiyoruz, Edirne'de yayınlanan Te'min Gazetesi, Yunan komutanlarının Selimiye Camii'ne gelişlerini adeta bir Yunan gazetesi gibi bildirmiştir: " ... Dün öğleden sonra saat beşte, Yunan Genel Valisi Beyefendi hazretleri, Yunanlı generaller, askeri ve mülkî ileri gelenler ve Metropolit Efendi hazretleri Selimiye Camii'ni şereflendirmişler ve Müftü Hilmi Efendi ve yanındakiler tarafından karşılanmışlardır. Özgürlük ve adaletin saygı değer temsilcisi olan Başbakan Venizelos hazretlerinin sağlığı için Müftü Efendi tarafından yapılan güzel bir duaya katılmışlardır."
  • ..Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik bu muhakkirane ve mütecavizane tavırları ile Yozgat'ta terör estirirken, Çapanoğulları'na hoşgörülü davrandığı gerekçesiyle Ankara Valisi Yahya Galip Bey'i yargılamak ve muhtemelen asmak üzere Yozgat'a çağırırlar. Valinin Yozgat'a gönderilmesine ilişkin telgraf İçişleri Bakanlığı'na gelinceye kadar, Bakan gelişmelerden ve niyetten haberdar edilmemiştir, Başbakan haberdar edilmemiştir, Gazi Paşa haberdar edilmemiştir. Mustafa Kemal Paşa, Başbakan ve İçişleri Bakam, Ankara Valisi'nin yargılanacağını Ethem'in Yahya Galip Bey ile ilgili telgrafı Ankara'ya gelince öğrenirler. Ethem sonra Mustafa Kemal Paşa'ya da bir telgraf çekerek Yahya Galip'i isteyecektir. Atatürk, "teşebbüsat-ı milliyetle fevkalade hizmet ve fedakarlık gösterdiğinden" bahsettiği.Yahya Galip'i Yozgat'a göndermez. İşte bunun üzerine Ethem "Yozgat'tan Ankara'ya gelerek Meclis'in önünde Mustafa Kemal Paşa'yı asacağını" söyler.Atatürk; Yunan taarruzu başladığı için Ethem'in Konya üzerinden cepheye gitmesini emredince de aldığı cevap şu olur: - Gitmiyorum! Ethem gerçekten cepheye gitmez. Türk köylerini yağmalayarak Yozgat'tan Ankara'ya gelir. Yağmaladığı at ve diğer hayvanları Ankara pazarında satmaya başlar.
  • . ______________________________9 Temmuz 1919 " ... Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden kurtarmak ve Yunan, Ermeni amaline serfüru etmemek için açılan mücahede-i milliye uğrunda milletle beraber, serbest surette çalışmağa sifat-ı resmiye ve askeriyem artık mani olmağa başladı. Bu gaye-i mukaddese için milletle beraber nihayete kadar çalışmağa mukaddesatım namına söz vermiş olduğum cihetle, aşıkı olduğum silk-i celil-i askeriye bugün veda ve istifa ettim. Bundan gaye-i mukaddes-i milliyemiz için her türlü fedakarlıkla çalışmak üzere sine-i millette bir fert sıfatıyla bulunmakta olduğumu arz ve ilan ederim.." _______________________________Mustafa Kemal .
  • Tarihimizi tetkik ediniz, Türk’ün çektiği bütün felaketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi özbenliğini, milli varlığını ihmal ederek, nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz birtakım kimseleri kendisine reis tanıyarak, onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasıdır.
  • Müslümanların, bir namus ve haysiyet mücadelesi vermekte olan Mustafa Kemal Paşa ve Kuva-yi Milliye mensuplarını katletmeye davet eden Şeyhülislam Mustafa Sabri’yi ikinci rütbeden Osmanlı nişanı ile ödüllendiren odur!
  • Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edenlerden ilki Sultan Vahidettin ise, ikincisi Damat Ferit’tir. Suç ortağı olan Vahidettin’in bile “habis ruhlu, melun” dediği Damat Paşa, 4 Mart 1919’da Başbakanlık koltuğuna oturunca, İngiliz Yüksek Komiserliği’ne bir haber göndererek bütün umudunu Allah’a ve İngiltere’ye bağladını ve İngilizlerin istediği kimseleri tutuklamaya hazır olduğunu bildirecektir. Paşa artık İngiltere’nin emrindedir. Kürtleri ve Çerkezleri Mustafa Kemal’e karşı ayaklandıracak, Türklerin elindeki silahların toplanması için İngilizlerden yardım isteyecektir. Bakanlarının kimi Türk milliyetçilerini ipe gönderecek, kimi milliyetçilerin katli için fetva verecektir. Aralarından Yunan ordusunun başarısı için halkın dua etmesini isteyen bakanlar bile çıkmıştır.
  • Devletin kaderine bakın ki, Abdülhamit rahmetlisinin Londra Büyükelçiliği için bile yetersiz bulduğu Damat Paşa, Vahidettin tarafından Sadrazamlığa getirilerek bir bela gibi Türk milletinin başına sarılacaktır.
  • Onun için esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıydı. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin edilebilirdi. Eğer bu mücadelede tek başına kalırsa, mavzerini eline alacak, fişeklerini göğsüne dizecek, Elmadağı’na çıkıp son kurşununa kadar vuruşacaktı!
  • Köşklerin, konakların, denizle dudak dudağa vermiş aşifte yalıların değil, harp meydanların çocuğudur o! Lord Kinross’un yazdığı gibi; dört yıl süren kanlı boğuşmalardan hiç mağlup olmadan çıkan tek Türk komutanıdır! Şahsiyetini köşklerin verandaları değil, harp meydanları şekillendirmiştir.
  • Bendeniz ne Fransızların ve ne de herhangi bir devlet-i ecnebiyenin sahabetine tenezzül eden şahsiyetlerden değilim. Benim için en büyük nokta-i siyanet ve memba-ı şefaat milletimin sinesidir.
  • İşbirlikçiler yalnız hükûmet katında değildir. Basındaki işbirlikçilerden Refi Cevat, 12 Mart 1919 tarihli Alemdar’da câniyâne bir ruh hâli ile şunları yazmaktan sıkılmamıştır: "Bu kafalar kütükler üzerinde kesilmeli. Sehpalar bu adamlara layık değildir. Koparılması lazım gelen bu kafalar kütükler üzerinde kesilip günlerce senk-i ibrette kalmalı!"

İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İstiklal Harbinde Etnik İhanet: Merhabalar. Geriye dönüp baktığımda ne kadar zamandır inceleme yazmadığımi fark ettim. Bu kitapla Vira bismillah diyelim. 2012 yılından beri okunacaklar arasında olan kitabımı sonunda sömestrde bitirebildim. Eger bu türde çok kitap okuyan biri olarak içinde yer alan keskin cumleler ve aşırı irkci yaklaşım beni rahatsiz etti. Daha önce benzer kitaplar okuduğumdan mıdır bilmiyorum. Mütareke dönemi Türkiye'deki Osmanlı ve itilaf devletleri asker sayıları dışında farklı bilmediğim dişe dokunur bir bilgi bulamadim. Özellikle Yunan mezalimi bölümü, beni çok etkiledi diyebilirim. Damat Ferit'in yaveri Tarık Mümtaz Göztepe''nin mütareke ve sürgün iki kitabından bahsetmesi (hatırat) bu kitapları satın almam için teşvik edici oldu. (Mustafa Tentik)

Bir varmış bir yokmuş ,Bir zamanlar Kendi vatanını işgal edilmesini düşmana teklif edecek kadar alçalan,kendi ülkesinin aydınlarını Ve devlet adamlarını düşmana gammazlayan işbirlikçi bir siyasi kadro,bütün umudunu Allah’a Sonra İngiltere’ye bağlayan,Türkün,Türklüğün ,bayrağın ,vatanın ,istiklalin bir önemi olmadığı zamanlarda Anadolu’dan bir ses yükselmiş ; “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diye ... Sonra ne mi olmuş; Bu çağrıyı yapan ;ülkesi Çağın gerisinde ,cehalet almış başını giderken , ülkesi İngiliz köpeği olmuş iken,ihanet had safhada iken ,ülkesi düşman orduları tarafından işgal altında iken yok olmaya mahkum bu ülkeyi 7 düvele karşı zafer kazanıp düşman elinden almıştır ... Mondros mütarekesiyle başlayıp Büyük Taarruz sonrasına kadar geçen süreç içerisinde yaşanan ihanetler hakkında bilgi alabileceğiniz güzel ve akıcı bir kitap. Mustafa Kemal Atatürk’ün sadece dışarıdan gelen düşmanlar ile değil içeriden gelen düşmanlarla da yaşadığı sıkıntıları, yazar roman tadında yazmış . Tarih kitabı sevmeyenler bile bu kitabı seveceğini düşünüyorum. Bu ülkenin ve kurtuluş savaşının mimarı büyük ATATÜRK Ve ŞEHİTLERİMİZİN ruhları şad olsun . “Milettin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır “ Mustafa Kemal Atatürk (Lina)

Birinci Dünya savaşından sonra kesin öldü gözüyle bakılan Türk milleti, kardeşim diye bağrına bastığı Müslüman unsurların da ihanetine uğradı. Cumhuriyeti kuranların üstüne basa basa Türklük vurgusu yapmalarında bu durumun etkisi büyüktür.Kitap kurtuluş savaşında kaç düşmanla savaştığımızın, nasıl savaştığımızın belgelere dayalı anlatımı. (Abdullah Karabacak)

İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet PDF indirme linki var mı?

Necdet Sevinç - İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Necdet Sevinç Kimdir?

1944 yılında Gaziantep'te doğdu. Gaziantep Lisesi son sınıf öğrencisiyken okul dergisine “Allah'ın olmadığını” yazan felsefe öğretmenine bir gazetede verdiği cevap sebebiyle okuldan uzaklaştırıldı. Bu olaydan sonra, Gaziantep'te başladığı gazetecilik mesleğini devam ettirmek için İstanbul’a gitti. Haber ve Durum gazetelerinde çalıştı.

1969'tan itibaren Bizim Anadolu, Hergün, Ortadoğu, Günaydın Kurultay ve Yeniçağ gazetelerinde genel yayın müdürü ve köşe yazarı olarak görev yaptı. Yazılarından dolayı birkaç kez kurşunlandı. Hakkında en çok dava açılan ve yüzlerce yıl mahkûmiyeti istenen yazarlarımızdan oldu. Asliye Ceza, Ağır Ceza, Devlet Güvenlik ve Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılandı. 1974 affıyla Bayrampaşa Cezaevi’nden çıktı. 12 Eylül 1980 müdahalesinde tekrar tutuklandı. 1987 yılı sonuna kadar iki kez Bayrampaşa Cezaevi’nde, iki kez Paşakapısı Cezaevi’nde olmak üzere; Silivri, Kastamonu/Daday, Erzincan/Tercan cezaevlerinde yaklaşık 5 yıl yattı. Binlerce köşe yazısı yazdı.

Necdet Sevinç Kitapları - Eserleri

  • İstiklalin Bedeli
  • Ülkücüye Notlar
  • İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet
  • Duruşmalar
  • Türkiyat
  • Osmanlı'nın Yükselişi ve Çöküşü
  • Yazarını Kurşunlatan Yazılar
  • Pontus'ta Hesaplaşma
  • Ordular Masonlar Komünistler
  • Türklerde Kadın ve Aile
  • Arşiv Belgeleriyle Tehcir Ermeni İddiaları ve Gerçekler
  • Tutanak
  • Ajan Okulları
  • Osmanlı'dan Günümüze Misyoner Faaliyetler
  • Acının Tadı
  • Gaziantep'te Türk Boyları
  • Sanık Yazılar

Necdet Sevinç Alıntıları - Sözleri

  • Bugünkü sınırlarımız büyük ölçüde düşmanlarımız tarafından çizilmiştir. (Ülkücüye Notlar)
  • Efsaneye göre Uygur hükümdarı Bögü Hana cihan hakimi olmak fikrini bir kız telkin etmiş, Bögü Han bu kızın telkinleri üzerine seferlere çıkarak dünya hakimi olmuştur. (Türklerde Kadın ve Aile)
  • Meydan kazanı kuruldu Bebekleri kaynattılar Gün görmedik hanımları Süngü ile oynattılar! Adana'nın Saimbeyli İlçesi'ndeki Ermeni vahşetini anlatan yukarıdaki dörtlük, devlet çöktükten sonra Türk Milleti'nin başına gelen sonsuz felâketlerin şiirsel ifadesini özetlemektedir. Fransız İşgal Kuvvetleri'nden cesaret alan Ermeniler kendilerine vaadedilen toprakları elegeçirmek için bir sabah erkenden kalkıp, 900 yıllık komşularını öldürmeye başlarlar. Kadınlar ve genç kızlar, silâh zoruyla getirilip Hükümet konağına doldurulur. Çocuklar ve bebekler analarının kucaklarından alınıp, kazanlarda pişirilir, sonra tepsilere dizilerek analarının önüne konulur. Yukarıdaki ezgi, Melek Hatun adındaki bahtsız bir Türk kadınının, kızı Afife için yazdığı 20 dörtlükten biridir. (Arşiv Belgeleriyle Tehcir Ermeni İddiaları ve Gerçekler)
  • Galip gelirlerse memleketi, ölürlerse Türklüğün haysiyetini kurtaracaktılar. (İstiklalin Bedeli)
  • İbrahim Paşa: Arzedeyim efendim. Keşke mümkün olsaydı da maceraperest ve nuhterislerin devlet hizmetinde görevlendirilmelerini yasaklayan bir kanun yapılsaydı. Merzifonlu: Korkakların ve alçakların da!! (Duruşmalar)
  • İstiklâl Harbi’nde Kürtlerin de silaha sarılıp düşmana karşı mücadele ettiklerine, zaferi birlikte kazandığımıza, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kurduğumuza, dolayısıyla Kürtlerin devletin kurucu ortakları olduğuna dair iddialar nezaket icabı söylenmiş siyasi birer palavradan ibarettir. İstiklâl Harbi sirasında bazı Kürt aşiretleri anlatageldiğimiz gibi isyan hâlindedirler. Onlar işgal kuvvetleriyle işbirliği yapmak suretiyle Türk milletine, Türk vatanına ve Türk ordusuna ihanet etmişlerdir. (İstiklal Harbi'nde Etnik İhanet)
  • Efendim bir devlet adamının kalbi, kafatası kalbinin içinde olmalıdır. (Duruşmalar)
  • Lüther: Efendim Protestanlık bir bakıma varlığını, sizin çocuklarınıza torunlarınıza yani Türklere borçludur. İstanbul, bize devamlı olarak yardım ediyordu. Caprara: Bu adam Türklerin ajanıdır. Türk orduları Alman şehirlerini teker teker işgal ederken Lüther, Türklere mukavemetin küfür olduğunu söylüyor. Türklerin Tanrı tarafından gönderilmiş bir mucize olduğu yolunda vaat veriyordu. (Duruşmalar)
  • Şahin'i sorarsan otuz yaşında, Süngüyle vurulmuş köprü başında, Çeteler oturmuş ağlar başında, Uyan Şahin uyan, uyanmaz mısın? Diz çöküp düşmana dayanmaz mısın. (İstiklalin Bedeli)
  • "Bu eşsiz büyük adam, askeri dehası ile, kesin, şaşmaz ve değişmez kararları, manevi kudreti ile Timurlenk'in, Cengiz Han'ın ordularının başına geçse idi, fethetmeyeceği ülke, diz çöktürmeyeceği ordu bulunmazdı." H. C. Armstrong "Ben şimdiye kadar onbeş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var." Sir Charles Towshend (Türkiyat)
  • Iki kutup haline gelen dünya milletleri birbirlerine boğuşurken, Lenin gibi bir ortalık karıştırma mütahassısından muhakkak ki faydalanmak isteyenler olacaktı. O şimdilik Rusya'yı karıştırmakla meşguldu. Almanya da Rusya ile harp halindeydi. O halde Lenin'in Rus devlet merkezine ulaştırılması Almanya için büyük avantaj olacaktı. Zaten Alman hükümeti de böyle düşünüyordu. Yalnız bu kadar değil tabii... Bir Zurih-Petrograt bileti, Alman Genel Kurmayı'nın istediği neticeye ulaşmasına kafi geleceği halde, Alman hükümeti Lenin'e her biri yirmi mark olan 2 milyon altın bahşederek bu yahudi ihtilalcisini, mühürlenmiş zırhlı vagonlarla Finlandiya garına kadar sapa sağlam ulaştırdı. (Ordular Masonlar Komünistler)
  • . ''Batı diplomatları da milliyet kavgasından pek gaddarca istifade etmeye kalkıştılar. Ermenilerin milli hislerini tahrik ederek hiç sıkılmadan Türkiye'de bir Ermeni meselesi icad etmişlerdir. '' . (Arşiv Belgeleriyle Tehcir Ermeni İddiaları ve Gerçekler)
  • Bir Türk Milliyetçisi için yaşamak demek, mutlu bir hayat sürmek demek değildir. Veya kendisini yüce milletinin yarınlarını kurtarmaya adayan Türk Milliyetçisi için mutluluk, mücadele; mücadele, mücadele demektir. (Ülkücüye Notlar)
  • Ekonominin şartları Türk'ün lehine işlemediği için, yani sermaye Türk'ün elinde olmadığı için Türk evladının elinden kayıp, gitmişti koca imparatorluk. (İstiklalin Bedeli)
  • 7 Kasım 1944'te Başkan muavini olan Truman, 12 Nisan 1945'te Roosvelt'in ani ölümü üzerine, Amerikan anayasasının hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı olmuştu. Birleşik Devletlerin Missoruir eyaletine Hollanda'dan göç etmiş bir yahudi çocuğuydu. Asıl adı Harry Salamon Turuman'dı. Ve Cumhurbaşkanı olduğu sırada San Fransisko'daki Mekke Mason Locasının bir numaralı ajanı durumundaydı. (Ordular Masonlar Komünistler)
  • Büyük devletlerin elbette büyük sorumlulukları vardır (Duruşmalar)
  • Galatasaray Lisesi açılmadan önce Fransız Maarif Bakanı Victor Dury diyordu ki: - Şark'ta bizim menfaatlerimiz var. Bu menfaati temin etmek için Garp medeniyetini Osmanlı içine sokmalı. Bu da maarif yoluyla olur. Bunu temin etmek için de Fransız mektepleri açılmalıdır.* * İhsan Sungu. Galatasaray Lisesi'nin Kuruluşu, Belleten, c: 28. Ankara. 1943. s:315 (Osmanlı'dan Günümüze Misyoner Faaliyetler)
  • Rus ihtilali Tarihi'nde şöyle der Troçki denen Yahudi sergerdesi: ''Türkiye'deki 1908 hareketi bizim gözümüzü açtı. Örneği ittihatçılardan aldık. Uzun nazariyatla uğraşmayı bıraktık, pratik yola girdik, işi bir saray baskını ile bitirdik.'' (Ordular Masonlar Komünistler)
  • Timur: -Eveeet... Olağanüstü kahramanlıklarına ve bütün erdemlerine rağmen, benim ilk gençlik yıllarımda Türkistan Türkleri kadar disiplinsiz bir toplum yoktu. Öyle ki, gömleğini eteklerini şalvarının içine sokan her Türk, ayrı bir devlet kurmak için diğerine saldırıyordu. Ben, bu düzensiz kabilelerden dünyanın en düzenli ordusunu kurdum. İddianamede sürekli olarak eylemlerinden şikayet edilen bu ordu, Sibirya'da -50 ve Hindistan'da 65 derece sıcaklıkta büyük zaferler kazanmıştır. Makedonya'lı İskender'in 10 yılda gerçekleştirebildiği Hindistan'ın fethini, benim ordum 12 ayda tamamlamıştır. Buna rağmen ona büyük denilmiştir, bana barbar! (Duruşmalar)
  • ... Dokuz namludan dokuz mermi fırladı. Dal gibi delikanlılar toprağa serildiler. Kim bilir onlar hangi kıt'a da şehit düşen yiğitlerin yetimleriydiler? Bir yudum su içmeden, son sözlerini söylemeden, sevdikleriyle kucaklaşıp, koklaşmadan, vedalaşmadan, özlemlerine sarılıp, cansız yere düştüler. (İstiklalin Bedeli)