İzlanda Balıkçısı - Pierre Loti Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İzlanda Balıkçısı kimin eseri? İzlanda Balıkçısı kitabının yazarı kimdir? İzlanda Balıkçısı konusu ve anafikri nedir? İzlanda Balıkçısı kitabı ne anlatıyor? İzlanda Balıkçısı PDF indirme linki var mı? İzlanda Balıkçısı kitabının yazarı Pierre Loti kimdir? İşte İzlanda Balıkçısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Pierre Loti
Çevirmen: Barış Behramoğlu
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750714054
Sayfa Sayısı: 208
İzlanda Balıkçısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bretagne bölgesindeki Paimpol kasabasında her avlanma mevsimi öncesinde hummalı bir çalışma vardır. Denizcilerin muşamba giysileri, lodos şapkaları dikilir; ağları, oltaları onarılır, yanlarına alacakları erzak hazırlanır... Yıl ikiye ayrılır: balıkçıların kasabada olduğu aylar ve denize gittikleri zamanlar... Onlar yokken ne kadar kaygılı bir bekleyiş egemense döndüklerinde de o kadar mutluluk vardır (ya da dönemeyenlerin kasabanın üzerine çöken matemi)...
Romanın fonunda bir balıkçı kasabası olsa da İzlanda Balıkçısı üç aileye odaklanır: Kuşaklar boyu denizci olmuş Gaos'lar, Moan'lar ve zengin bir aile olan Mevel'ler... Gaos'ların yakışıklı ve mağrur oğlu Yann, Mevel ailesinin güzeller güzeli kızı Gaud, yaşlı büyükannesiyle yaşayan Yann'ın yakın arkadaşı Sylvestre. Maud ile Yann arasında uzaktan uzağa süren aşkın tek engeli, aralarındaki sınıf farkıdır. "Paris görmüş" Gaud, aşkı için her şeyden vazgeçmeye hazırdır ama Yann'dan umduğu karşılığı göremez. Yann ise kendisinde katbekat zengin bir kıza olan aşkını bir türlü açığa vuramaz.
Denize dair bütün kitaplarda olduğu gibi başkahraman denizdir... Deniz hem hayatın hem de ölümün sebebidir. Her zaman son sözü söyleyendir... Pierre Loti İzlanda Balıkçısı'nda öyle yalın, öyle insanın kendini dalgalarına kapıp koyuverdiği bir dil kullanmıştır ki, aynı acıları, aynı mutlulukları derinden hissedersiniz. Hiç eskimeyen bir dil, isimler değişse dünyanın her yerinde yaşanabilecek bir öykü. Kuşkusuz gerçekliği su götürmez tanımlarla, ifadelerle, bir yumruk gibi boğazınıza tıkanan acılarla...
(Tanıtım Bülteninden)
İzlanda Balıkçısı Alıntıları - Sözleri
- ../önlerinde yeni bir deniz belirmiş ve sonunda açılmışlardı..
- Daha fazla acı çekmemek için bu hayattan kurtulmayı, bir mezar taşının altında huzurla yatabilmeyi diliyordu...
- Dışarıda deniz ve gece olmalıydı, derin ve karanlık suların sonsuz ıssızlığı..
- Sonsuz bir akşam mı yoksa sonsuz bir sabah mıydı yaşanan..
- “Ve dünyanın tüm ülkelerinde bazı şeyler her zaman ve sonsuza kadar aynı..”
- Sonsuz bir akşam mı yoksa sonsuz bir sabah mıydı yaşanan..
- Daha fazla acı çekmemek için bu hayattan kurtulmayı, bir mezar taşının altında huzurla yatabilmeyi diliyordu...
- "Ama her şeyi başlatan kalbiydi."
İzlanda Balıkçısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kendisi de bir balıkçı olan Pierre Loti, bir aşk hikayesini konu alır. Karakteri de Engin denizlerde balıkçılık yapan Yann Gaos, aslında birincil karakter gibi durmaz başlarda. Daha edilgindir. Genç ve şnatcı bir karakterdir. Ona umutsuzca aşık olan Gaud ise ondan daha zengin ve soyludur. Hayatı denizdir ve o kadar can verilmesine rağmen balıkçılıktan vazgeçemez. Severek okudum. Önsözde yazarın çok kitap okumamasına rağmen böyle sağlam ve gerçekçi portre çizmesinin nasıl olabileceğini yazmıştı ve katılıyorum. O kadar gerçekçi ve sağlam bir kitaptı ki okurun hafızasından kolay kolay silinmez diye düşünüyorum en azından benim için öyle . (Han.delice)
Hayatımda okuduğum en güzel aşk hikayesiydi. Beni Gaud'un Yann'ı sevdiği gibi seven bir kadın için neler vermezdim... Hep hayalini kurduğum aşkı ben bile bu kadar iyi anlatamazdım... Birbirlerinin oldukları o ilk anlarda, bütün o şehvetlerine rağmen koruyabildikleri masumiyetleri, mahcubiyetleri... El değmemiş bir kadının, adeta o güne kadar onun için saklanmış bir hediye gibi kendisini erkeğinin kollarına bırakışındaki büyülü teslimiyet... Bir erkeğin yaşayabileceği en güzel duygu ve alabileceği en güzel hediye budur sanırım... Ve böyle bir saadete bile acımadan son veren ölüm... Birbirlerinin oldukları süre 6 gün ama adım gibi eminim ki şu hayatı gerçekten yaşamayan, sevgiyi yanlış yerlerde arayıp, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi bedenden bedene sürüklenip bir kalpte yuva yapamayan insanlar, hayatlarının geri kalanında bu duyguları arayıp bulamayacaklarını, eksikliğini her an içlerinde hissedeceklerini bilseler de bir an bile olsa bu iki aşığın yaşadığı duyguları yaşamak isterlerdi. . . Çok etkileyiciydi. Az önce bitirdim, hala gözlerim dolu ve titriyorum... Yazım ve noktalama yanlışları akıcılığı bozmuş. Normalde bunun yarısı kadar bir sürede okunabilecek bir kitap. Kesinlikle tavsiye ediyorum. (Furkan)
İzlanda Balıkçısı, Pıerre Lotı'den ilk okuduğum eser oldu. İzlanda Balıkçısı, geçimini denizcilikle uğraşan bir kesime odaklanıyor. Temelde üç farklı aileye odaklanıyor eser. Bu aileler; Gaos, Moan ve Mavel'dir. İzlanda Balıkçısı, denizin getirdiği yaşamın ve yıkımın anlatısı aslına bakılırsa. Bunun yanında da Gaos ailesinden olan Yann ve Mevel ailesinden Gaud'un aşk silsilesini okuyoruz. Yann ve Gaud arasında sınıf çatışmasını görüyoruz. Eser, Sylvestre üzerinden de savaşın getirdiği yıkımları anlatıyor. Fransa ve Çin arasındaki o savaş sadece on dokuz yaşında bir insan için nasıl bir psikoloji yaratıyor çok güzel bir yansıması İzlanda Balıkçısı. Yann'in denize karşı hissiyatını yazar çok güzel hisettirmiş. Pıerre Lotı'nin harika bir gözlem gücü var. O tasvirler incelikle işlenmiş satırlara. Yer yer bana Salka Valka'yı anımsattı eser. Çok akıcı ve sürükleyiciydi. Ben çok severek okudum eseri. Mutlaka tavsiye ediyorum. (Sena Atbaş)
İzlanda Balıkçısı PDF indirme linki var mı?
Pierre Loti - İzlanda Balıkçısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İzlanda Balıkçısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Pierre Loti Kimdir?
Pierre Loti, asıl adı Louis Marie Julien Viaud (d. 14 Ocak 1850 - ö. 10 Haziran 1923), Fransız romancı. Pierre Loti isminin yazara, kimi kaynaklara göre öğrencilik yıllarında; kimi kaynaklara göreyse, 1867 yılında yaptığı Okyanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler tarafından verildiği söylenir. "Loti", egzotik iklimlerde yetişen egzotik bir çiçeğin ismidir.
1850 yılında Fransa'nın Rochefort kentinde Protestan bir ailenin en küçüğü olarak doğdu. 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Denizcilik eğitimini tamamladıktan sonra 1881'de yüzbaşı oldu ve ilerleyen yıllarda da terfi ederek albaylığa kadar yükseldi. Ortadoğu ve Uzakdoğu'da bulundu. Bir deniz subayı olarak romanlarında konu ettiği yabancı kültürünü pek çok yer gezerek tanıma fırsatını buldu. Bu yolculuklarında edindiği deneyimlerini ve gözlemlerini daha sonra kitaplarına yansıttı.
1879'da ilk romanı olan ve o dönemin Osmanlı Türkiye'sinden kesitler veren Aziyadé 'nin (Aziyade) yayınlanmasının ardından 1886'da Pécheur d'Islande'la (İzlanda Balıkçısı)'nı yayınladı. Loti, kendini edebiyat çevresine kabul ettirmiş bir yazar oldu. Daha sonraki yıllarda her yıl bir kitabı çıktı ve kitapları geniş kitlelerce okundu. 1891 yılında Fransız Akademisi'ne seçilen yazar 1910 yılında Légion dHonneur nişanını aldı. İzlenimci bir yazar olan Pierre Loti'nin oldukça yalın bir dili vardı. Edebiyattaki bu izlenimciliği kişiliğini de derinden etkiledi. Derin bir umutsuzluğu dile getiren yapıtlarında aşkın yanı sıra ölüm duygusu da geniş yer alıyordu. Bütün bu umutsuzlukla birlikte içinde duyduğu insanlığa karşı şefkat ve acıma duygusunu yapıtlarına yansıttı.
Pierre Loti Kitapları - Eserleri
- İzlanda Balıkçısı
- Aziyade
- Doğudaki Hayalet
- Yeşil Cami
- Can Çekişen Türkiye
- Hayal Kadınlar
- Kudüs
- İsfahan'a Doğru
- Bezgin Kadınlar
- Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler
- Madam Krizantem
- Bir Sipahinin Romanı
- Türkler ve Ermeniler
- Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü
- Umudunu Yitirmiş Kadınlar
- İstanbul 1890
- Aziyade
- İsfahan Seyahatnamesi
- Doğu Düşleri Sona Ererken
Pierre Loti Alıntıları - Sözleri
- Mutsuz bir masal oyunu olan yaşamımın unutulmaz bir perdesi orada oynandı mutlaka, o yüzden oraya dönmek düşüncesi böyle tedirgin ediyordu beni... (Doğudaki Hayalet)
- 1896 katliamlarının bütün korkunçluğunu Türklerin üzerine yıkmadan önce "Devrimci Ermeni Partisinin" nasıl bir şiddetle saldırıyı başlattığını aklımızdan çıkarmamız gerekir. Bir grup genç suikastçı "Bu şehir kısa sürede kuşkusuz külden bir çöle dönecek" yazan afişleri küstahça asmış ve şehri ateşe verme niyetlerini açık açık ifade etmişti. Peki, dünyadaki hangi ulus böylesi bir saldırıya ibret verici bir ceza ile karşılık vermez? (Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler)
- Bir gazeteci düştü patavatsız, meraklı, yeni çıkan bir gazetede çalıştığı için yeni herşeye aç, insan en çok şaşırtacak soruları, zarefetten yoksun tavırlarla soruyor bana. .... ~... (Hayal Kadınlar)
- Türk yönetimi yerine Balkan yönetimi geldiği takdirde bizim endüstriyel ve ticari çıkarlarımızın biteceğini düşünüyorum. -Lucien Moruard- (Can Çekişen Türkiye)
- . İstanbul — 25 Aralık 1912 «Türkler katliâm ediyorlar!» Bugün, bunun tam aksine «Türkler katliâm ediliyorlar!» diye Çağıralım. Evet! Türkler katliâm ediliyorlar. Yaralıların vücutları alçakça kesiliyor; karılarına tecavüz ediliyor; mahalleleri yakılıp, yağma ediliyor. Kim tarafından? Makedonya’da on yıldan beri öldürme san'atını yürüten vahşi asker çeteleri tarafından. Ve bu cinayetler hangi prensip uğruna işleniyor? Medeniyet, adalet ve hürriyet uğruna! Ve ağzı bu yüce kelimelerle dolu olan bütün Avrupa, hep birlikte, bu kadar kötülüklerin yapıcılarını sevinçle alkışlıyor. Ne acı şey! Ne utanılacak durum! . (Can Çekişen Türkiye)
- "İnsan diline sığmayan düşler ardında koşardık.." (Doğudaki Hayalet)
- Camiden yayılan sükûnet belki de yaşayan şekillerin bulunmayışından kaynaklanıyordu: bizim kiliselerimizi süsleyen, çoğunlukla muhteşem ama daima fazlasıyla insani o acılı resimlerden eser yoktu. Çiçeklerin bile onları değiştiren, ne olduğunu bilmediğim katı bir tarafı vardı; her yerde geometrik düzgünlük, kişisellikten uzaklık, soyutluk, yokluk: nesnelerin düzenlenişi ve temiz hatları, cansız, soyut -sonsuz- bir tür öte dünyanın yaklaşmasını ve yatıştırıcılığını hissettiriyordu şimdiden. (Yeşil Cami)
- Filistin 'de Kutsal Kabir Kilisesinin kapılarındaki muhafızlar olarak dur dermeye hazır İYİ TÜRKLER olmadığında ; Farklı mezheplerden gelen, birbirini lanetleyen, köpekler gibi kavga edip birbirlerine gümüş haçlar ya da altın kutsal ekmek kaplarıyla vurarak bazilikaları kana bulamaya başladığında ne olacak! (Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler)
- Toprağın altında yatanlar zaten kurdukları huzurlu hayalin peşine düşmekten fazlasını yapamıyorlardı sanki. Hayal aynı hayaldi. Sadece biraz daha esrar vardı biraz daha Sessizlik ve karanlık.. (Yeşil Cami)
- "seviyoruz ama yalnızca ruhumuzla bir başka ruhu seviyoruz; zihnimiz, bir başka zihne bağlanıyor, yüreğimiz bir başka yüreğe esir oluyor." (Umudunu Yitirmiş Kadınlar)
- ...yaradılışı itibariyle sakin bir ruha sahip olan Türkler, tahrik edilmedikleri sürece sertliğe başvurmazlar. (Can Çekişen Türkiye)
- Sonra, hayat tükenirken de, iman vardır ölüm korkusunu savuşturmak için... (Yeşil Cami)
- Daha fazla acı çekmemek için bu hayattan kurtulmayı, bir mezar taşının altında huzurla yatabilmeyi diliyordu... (İzlanda Balıkçısı)
- evlilikler o kadar çabuk sona erdiliyor ki! .... ~... (Hayal Kadınlar)
- , ... kaç zamandır artık şaşırmamayı öğrenmişti. ... ~... (Hayal Kadınlar)
- Burada hayatın ne kadar basit ve tefekküre dayalı kaldığı hissediliyordu. (Yeşil Cami)
- O kadar çok gülerdi ki ağlamaya vakti kalmazdı. (Aziyade)
- Her türlü tensel arzunun ötesinde onu son derece sevecen, son derece temiz bir aşkla seviyorum, onun benim olan ruhunu, kalbini seviyorum, gençliğin, tensel çekiciliğin kalmadığı, bize yaşlılığı ve ölümü getirecek gizemli gelecekte de onu sevmeye devam edeceğim. (Aziyade)
- Kadınların yüz çizgilerinde bir mübhemlik(belirsizlik) ta hayatın sonuna kadar devam eden ,gençliğe ait birşey var. (Madam Krizantem)
- Beni anlamayacak insanların yanında zekâ ne işe yarar? (Aziyade)