Kabus - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kabus kimin eseri? Kabus kitabının yazarı kimdir? Kabus konusu ve anafikri nedir? Kabus kitabı ne anlatıyor? Kabus kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte Kabus kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Alev Alatlı
Editör: Sırma Köksal
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752892279
Sayfa Sayısı: 708
Kabus Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
2020'li yıllar... Postnişinde YÜCE PİR'in oturduğu Yeni Dünya Düzeni tarikatı iktidarını hızla güçlendirmektedir. Tarikatı oluşturan vasıl, salik, mürid ve talipler, "Son Hakikat" dedikleri dünya görüşlerini gezegenin bütününe tebliğ etmekle yükümlüdürler. Dünya halkları ya "Tekleşmiş Varoluş" ta eriyecekler ya da genleri yok edilmek suretiyle mutlak bir biyolojik ölümle karşı karşıya bırakılan Sömürülmezler'in ve Lanetlilerin kaderini paylaşacaklardır. POSTMODERN FAŞİZM, "Tek bir dünya, tek bir devlet, tek bir bayrak!" sloganıyla özetlenen çağdaş değerlerini, evrensel medyanın tüm olanaklarını kullanarak dayatır.
(Arka Kapak'tan)
Kabus Alıntıları - Sözleri
- Yirminci yüzyılda bedensel kölelik yoktur ama zihinsel kölelik devam etmiştir.
- Ezilmek istemiyorsan güçlü olacak, onlar seni ezmeden sen onları ezecektin. Oyunun bir kuralı buydu. Öteki kuralı da asla kimseye güvenmeyeceksin, sırrını söylemeyeceksin.
- Bedeni kadar gönlü de yorgundu.
- Birini sevememek kabahat olabilir mi? Bireye, falancayı değil filâncayı sevmek zorundasın diye ısrar etmenin mantığı olabilir mi?
- Hava bir yerde kapalıyken dünyanın başka bir yerinde güneş mutlaka parlıyordur. Mesele, bunun ayrımına varmakta.
- Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında?
- Ya siyah olacaksın ya beyaz! Hem siyah hem de beyaz olamazsın. İkisinin ortası yok! Niye yok arkadaşım? Dünya 'gri!' Dünya kırçıl! Aktır-karadır diye ısrar etmenin âlemi ne?
- Ahlâki değerler sopa ile ayakta durur. Allah'ın sopası, toplumun sopası, devletin sopası. Bugüne kadar kimse ama kimse ahlâki bir hükmün doğruluğunu bilimsel olarak kanıtlayamadı.
- Kim, ne cüretle diyebilir ki hayat denen şey güzeldir? Ya da herkes için güzeldir?
- Babalarınıza ya da gelecekteki kocalarınıza bağımlı olmaktan kurtulmalı, kendi ayaklarınızın üzerinde durmaya bakmalısınız.
- İnsanların birbirlerini dil, din, ırk, sınıf ayrımı gözetmeksizin sevebildikleri gibi cinsiyet ayrımı gözetmeksizin de sevebilecekleri günlerin gelebileceğine inanıyorum.
- "Özgürlüğün bedeli masumiyettir. Ver masumiyetini, al özgürlüğünü." demişler.
- İyi insanlar nefretten korkarlar ve hatta varlığını bile inkâr etmek isterler.
- Bir çocuğun bir kere 'cahil' olduklarına karar verdiği büyüklerinden bir şeyler öğrenmesi ne zordur. Saygı yitmeye görsün, artık ağızlarıyla kuş tutsalar da olmaz büyükler.
- Yoksulluğun her türlüsünden, maddisinden manevisinden her türlüsünden nefret ediyordum.
Kabus İncelemesi - Şahsi Yorumlar
3 bolum, 24 alt baslik olarak ele alinan eserde, yavas yavaş parçalanan, kimlikleri kaybolmaya yüz tutmuş bir Türkiye’den bahsedilmiştir. Gelenek-görenek yok olmaya mahkum edilmiş, insanların birbirine yabancılaşması konu edinilmis bir kitabın distopya ibaresini ne kadar taşıdığı tartışılır bir konu olmuştur.. Nitekim baş karakter, Türk Aydını İmre Kadızade üzerinden Türkiye gerçekliği verilmiş, modernizm yargılanma sürecine girmiştir. Roman 35 yıl sonraya işaret ettiği için -distopik- bir anlatıya girmektedir. Nihilizm etrafinda bir cok ibare degerlendirilmis, yeni kavramlardan bahsedilmistir. (Mrv)
Schrödinger’in Kedisi’nde de 2020’li yıllar anlatılmaktadır. Yeni Dünya Düzeni adlı bir tarikat tarafından düzenlenen komplolar sonucu yok edilmiş olan Türkiye’nin genel durumu ortaya konmaktadır. Yeni Dünya Düzeni Tarikat 2020’li yıllarda tüm dünyada iktidar sahibidir. Yüce Pir tarikatın başındadır ve tarikatın amacı tarikat üyeleriyle birlikte son hakikat olarak adlandırdıkları görüşü tüm dünyaya yaymaktır. Son hakikat olarak adlandırılan dünya görüşü tek bir devlet ve tek bir dünya adı altında toplanmayı amaçlayan bir faşizm yönetimidir. Bu yönetime karşı çıkanlar olursa genleri yok edilerek bir biyolojik soykırımla karşı karşıya kalmaktadır. Onarımcılar olarak adlandırılan bir grup insan Kutsal Koalisyon’un en önemli engelidir. Kendilerinin kurduğu mucizeler diyarı ile tarikata karşı olan, hemfikir insanları toplayarak Yeni Dünya Düzeni’ne karşı mücadele etmektedirler. Romandaki temel çatışmalar bu iki grubun üzerine kurulmuş olup güçlü ile güçsüz ve bozucular ile onarımcılar üzerinden anlatılmaktadır. Başkarakter İmre Kadızade Yeni Dünya Düzeni’ne girmek isteyen bir talipdir. Ancak tarikat bu talibi suçlayarak yeğeni Devrim Kuran’ı nihilizme sürükleyip ölümüne yol açtığını ileri sürmüşlerdir. Eserdeki alt alıntılar, İmre Kadızade’nin vasıllar meclisi tarafından Adrianople Islahanesi’nde yargılanma sürecinde kahramanın nasıl geriye döndüğünü yaşantısından kesitlerle birlikte oluşturur. Eserin sonunda ise İmre Kadızadenin Onarımcılar diye adlandırılan bir grup tarafından kurtuluşu anlatılmaktadır. Kadızade, mahkemedeki savunmasında Türkiye’nin yok olma sürecini masaya yatırır. İncelemenin temel argümanı şudur; Sistemin ve otoriter rejimin insanlara dayattıkları üzerinden giderek, duyguların ve düşüncelerin nasıl sömürgeleştirildiğini iki ayrı edebiyatta görerek distopyanın nasıl evrenselleştiğini anlamaktır. Bunun yanında, Türk Edebiyatı’nda üzerine çok fazla yazılmayan distopya romanı adı altında Alev Alatlı’nın edebiyatta nasıl yer edindiğine de değinilmesi gerekmektedir. Bu yazı, insanların benliklerini ve düşüncelerini kısacası kendilerini aitlikten nasıl uzaklaştırdıklarını otoriter rejim üzerinden belirtmektedir. -Rümeysa BELGER (İnsanca Akademi)
Eski Türkiye!: Ödün kültünde ,istatistikler doğruların,oylar ilkelerin, sayılar hakların, kamuoyu yoklamalari ahlakın yerini alir.pragmatik,günlük beklentiler, ülke çıkarlarının kıstası sayılır. (Serdar abi)
Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?
Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.
Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.
Alev Alatlı Kitapları - Eserleri
- Kabus
- Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
- Fesüphanallah!
- Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
- Rüya
- 'Nuke' Türkiye!
- Beyaz Türkler Küstüler
- İşkenceci
- Aydınlanma Değil, Merhamet!
- Valla, Kurda Yedirdin Beni
- O. K Musti Türkiye Tamamdır
- Hayır! Diyebilmeli İnsan
- Hafazanallah!
- Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
- Kadere Karşı Koy A. Ş.
- Aydın Despotizmi
- Safsata Kılavuzu
- Dünya Nöbeti
- Aklın Yolu da Bir Değildir
- Hollywood'u Kapattığım Gün
- Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
- Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
- Şimdi Değilse Ne Zaman?
- Suç Ortağı Hollywood
- Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
- Yorumsuz
- İşkenceci
- Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
- Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2
Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri
- Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
- ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
- " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
- Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
- Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
- Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
- Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
- Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
- Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)
- Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
- Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
- ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
- Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
- Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
- Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)