Kahire Modern - Necib Mahfuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kahire Modern kimin eseri? Kahire Modern kitabının yazarı kimdir? Kahire Modern konusu ve anafikri nedir? Kahire Modern kitabı ne anlatıyor? Kahire Modern PDF indirme linki var mı? Kahire Modern kitabının yazarı Necib Mahfuz kimdir? İşte Kahire Modern kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Necib Mahfuz
Çevirmen: Olcay Boynudelik
Orijinal Adı: al-Qahira al-Gadida
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınları
İSBN: 9786059658027
Sayfa Sayısı: 216
Kahire Modern Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
(4.Baskı)
1922 yılında Mısır İngilizlere karşı tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eder. Kral Faruk yönetimi altında bağımsızlık fikrine alışmaya çalışan bir toplumda, yeni çelişkiler yaratacak fikirlerin, köktenciliğin ve Arap milliyetçiliğinin tohumları atılmaktadır. Bu ortamda yoksul bir aileden gelen ve kısa yoldan zengin olma hırsıyla yanıp tutuşan bir üniversite öğrencisi olan Mahcub, yükselme tutkusuyla her türlü ödev duygusuna ve ahlaki ilkeye sırt çevirir. Açlığın pençesinde geçen yılların ardından, hiç düşünmeksizin karşısına çıkan ilk memuriyet fırsatına tutunur. Ancak hayata ve toplumu oluşturan değerlere karşı sinik bir tutum benimseyen bu genç adam, Mısır toplumunu sarsan siyasi çalkantıların arasında, kendisini katbekat aşan olaylar girdabında kaybolmaya mahkûmdur.
Necib Mahfuz, 30'lu yılların başında bağımsızlığını yeni kazanmış, devrimlerle çalkalanan, yol ayrımındaki Mısır toplumunun eksiksiz bir panoramasını sunuyor. Kahire Modern, bir grup üniversite öğrencisinin kesişen hayatları üzerinden Kahire’nin zengin ve yoksul kesimlerini, sosyal ve düşünsel dokusunu, bürokrasi aygıtındaki yozlaşmayı, açlığı ve öfkeyi, sınıf atlama tutkusuyla körleşen karakterleri olağanüstü bir canlılıkla gözler önüne seriyor.
Kahire Modern Alıntıları - Sözleri
- İffet sadece yoksulların başlarına geçirilmiş demir bir bukağıydı.
- İnsanın Allah'a imanı sarsıldığı zaman her türlü kötülüğe kolayca yem olur.
- Dünyadaki en doğru denklem şudur: Din + bilim+ felsefe = boş ver...
- Kadın dünya ve ahiret mutluluğu için hazırlanmış bir araçtır.
- Ekmek iyi dağılırsa, kötülük yok olur!
- Seçilmek için yüzlerce lira harcayan bir vekil yoksul bırakılmış insanları temsil edemez.
- "İnsanlar görüntüyü seviyor, rollere aldanıyorlar."
- Toplum eski bir sihirbazdır, bazı şeyleri iyi nitelik sayar; bazı şeyleri ahlâksızlık sayar.
- "Hükümet zengin tipler ve önemli aileler anlamına gelir.Hükümet büyük bir ailedir.Bakanlar yardımcılarını akrabalardan seçer.Yardımcılar direktörlerini akraba gruplarından seçer.Direktörler bölüm şeflerini akrabalardan seçer.Şefler memurları akrabalarından seçer.Kapıcılar bile onemli evlerdeki uşaklar arasından seçilir.O sebeple,hükümet tek bir ailedir ya da bir çok aileden oluşan tek bir sınıftır.Ve bu sınıfın kendi çıkarlarıyla catışması halinde insanların refahını feda ettiği bir gerçektir."
- Ekmek eşit bölüştürüldüğünde, kötülük ortadan kalkar.
- "Çünkü güçlü kişi terbiyeli olacağım diye uğraşmaz."
- Keşke yankesicilik yapmayı bilseydi.Büyülü bir sanattı bu!Yankesiciler her hangi bir kişinin cebindeki her şeye sahipti.Ulusun yöneticileri bu içgörünün önemini kavramıştı.
- Secilmek icin yüzlerce lira harcayan bir vekil yoksul bırakılmış insanları temsil edemez.
- "Önemli olan bugün ve yarındır. Geçmişin cehenneme kadar yolu var."
- Kendi acılarımızın sorumlusu hep biziz.
Kahire Modern İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazardan okuduğum ilk kitaptı Kahire Modern ve beklentimin üstünde,güzel karşıladı beni.Fazlasıyla beğendim.Okurken biraz Orhan Kemal okuyormuş gibi hissettiğimde oldu dogrusu. Kahire'de 4 üniversite ögrencisi.Birlikte geçirdikleri zamanlarda toplum,siyaset,aşk,gelecek üzerine sohbetlerde bulunurlar.Biri dine bağlı olmanın toplumu düzene sokacagını söyler,digeri hükümet ve sistemin değişmesiyle sorunların çözülecegini ele alır,kimi sadece gazeteci kimliğiyle sorular yöneltir derken kitabımızda asıl kahramanımız Mahcub'un yoksullukla başlayan ve gittikçe bataklığa süruklenmesinin anlatıldıgı o dönemde Mısır'ın politik_siyasi durumunun topluma yansımasını görürüz.Aslında okurken siyasetle baglantılı olarak yozlaşmaya başlayan toplumun sırf o dönemin Mısır'inda degil gecmişte,gelecekte ve günümüzde de yaşandığını düşünüyorum. Mahcub tam da yoksulluğun pençesinde kavrulurken, bu bozuk düzenin çıkarcılıgın içinde bulur kendisini.Bedeli ağır olmakla birlikte yaptıklarını kendi düşunce yapısına uydurmaya çalışır.Duyarsızlıgının ve o "peh"sözcügünün arkasına sıgınıp gecmişine bir çizgi çeker.Başkalarının emeline kurban gittigini düşünsemde Mahcub'a fena kızdım.Ozellikle açlık yaşamış bir insan olarak karnı doyunca aynı durumdaki ailesini unutmuş olması onlari sefalet icinde birakması üzdü beni. Kitabın bende uyandıgı duygular hakkında daha pek çok şey yazmak paylasmak isterdim sizinle ama hemen okumak isteyenlere tavsiye edip, kücük bir alıntıyla sonlandırayım incelememi.Kitap ve sevgiyle kalınız. "Seçilmek için yüzlerce lira harcayan bir vekil yoksul bırakılmıs insanları temsil edemez." (Nilgün)
Merhabalar, kütüphanede okumadığım sanırım bir tane Necib mahfuz kitabı kaldı. '' Midak Sokaği'' eserini okumak için şartları zorluyorum lakin vakti değil sanırım. Ama illa ki okunacaktir. İnanıyorum! Savrulan kahire eseriyle yazar yine çizgisini kaybetmeden yoluns devam etmiş. Dönemin mısır'ı ve toplumsal yapısı dahiyane ve akıcı bir üslupla yansıtılmış. Kahirede 4 üniversite öğrencisi Ali Taha, Ahmet Bedir, Memun Rıdvan ve Mahcûb Abduddâim kişilik ve dünya görüşü açısından birbirinden farklı olmasına karşın dostlukları buna engel değildir. Aşk, siyaset, gelecek kaygısı, hep daha fazlasını isteme,din ve kadının toplumdaki rolü ... Kitabın esas kahramanı Mahcûb Abduddâim'dir.. Biz insanoğlu sonsuz istek ve arzularımiz bizleri geri dönüşü olmayan yolculuklara sürükler. Kahramanımizin ideolojisi, hırsları, bencilliği sürpriz bir sonunda başlangıcıdır. Günümüzü değerlendirince maddi beklentiler ve hırsların sonu hep hüsranla biter. Makam ve mevki sahibi olmak için binbir türlü işlerr kalkışan insanlarin hazin sonunu hep beraber görüyoruz. Necib mahfuz edebî bir dille bizlere anlatmaya çalışmış. Siz okurlarında eseri değerlendirmenizi isterim. Hayırlı cumalar. (bahar evin)
Kahire Modern İnceleme: Kültür, bir toplumu diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biridir. Toplumun sahip olduğu kültürü anlamak için toplumun genelinin benimsediği din ve kadının toplumdaki rolü incelenebilir. Mısır toplumunun kültürü ve bu kültürden kaynaklanan baskı Necip Mahfuz’un “Kahire Modern” adlı eserinde rahat bir biçimde hissedilebiliyor. Bu baskının okuyucuya aktarımı , sözcük , uzam ve karakter seçimi aracılığıyla gerçekleştirilmiş. Bu kültürel baskıyı sadece kitabın adına bakarak bile hissetmek mümkün. Eserin ‘Modern Kahire’ olarak değil de ‘Kahire Modern’ olarak adlandırılması , modernliğin topluma sonradan dahil edildiğini ve kültürün modernleşmeye fırsat bulamadan sadece sözde bir değişime uğramasına dikkat çekiyor. ‘kahire’ bir bütün olarak ele alındığında yanına getirilen modern kelimesi bulunduğu yer sebebiyle okuyucuya farklı ve ‘ait değilmiş’ hissi veriyor. Karmaşık kültürün içerisinde aidiyet duygusu gelişemeyen bireylerin oluşturduğu bir baskı var ve bu baskının ‘var’ olması istenilen tek şey . Kimi karakterler bu baskılanma ihtiyaçlarını kültürün önemli bir parçası olan ‘din’ le sağlamaya çalışırken , kimileri bu baskıyı toplumun bireye dayattığı etiketlerin hayatlarına yön vermesine izin vererek sağlıyor. (susu yoksa)
Kahire Modern PDF indirme linki var mı?
Necib Mahfuz - Kahire Modern kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kahire Modern PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Necib Mahfuz Kimdir?
Necib Mahfuz, (Arapça: نجيب محفوظ) 1988 Nobel Edebiyat Öülü sahibi Mısırlı yazardır (11 Aralık 1911 - 30 Ağustos 2006). Nobel ödülü kazanan ilk müslüman ve tek Arap yazardır. "Ortadoğu'nun Balzac'ı" olarak tanınır. Hayatı Mahfuz, Kahire'nin Cemaliye bölgesinde 6 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir tüccarın oğlu olan Mahfuz, adını kendisini doğurtan Profesör Necib Paşa Mahfuz'dan aldı. 70 yıllık kariyeri boyunca 34 roman, 350 küsur kısa hikaye yayımladı. Kitaplarının çoğunda, hayatının tamamını geçirdiği ve Nobel ödülünü almak için bile ayrılmadığı Kahire'nin tarihi mahallelerindeki yaşamı; modern ve geleneksel yaşam arasında denge kurmaya çalışan sıradan insanları anlattı; pek çok kitabı Arap filmlerine konu oldu.
Edebiyata olan ilgisi, 1920'lerde Mustafa Lutfi el-Manfuluti'nin makale ve şiirlerini okumasıyla başlanıştı. Abbas Mahmud el-Akkad, Taha Hüseyin, İbrahim el-Mazini, M. Hüseyin Heykel, ilk dönemde kendilerinden en çok etkilendiği yazarlar arasındadır.
Yazı hayatına, 1928'de Selame Musa'nın çıkardığı el-Mecelle el-Cedide dergisinde yayımladığı değini yazıları ve öykülerle başladı. Kahire Üniversitesi'nde felsefe öğrenimi gören Mahfuz'un ilk romanı Abes el-Akdar 1939'da yayımlandı. 1957'de yazdığı Kahire Üçlemesi ile Arap edebiyatının tanınmış bir ismi oldu. Bu üçlemede Kahire'de yaşayan bir ailenin üç kuşağının 1. Dünya Savaşı ve 1952'deki Nasır darbesine kadar olan dönemde yaşadıklarını ve Mısır toplumunun değişimini anlattı.
Değişik kurumlarda çalışan Mahfuz, en son Kültür Bakanlığında müsteşar olarak görev yaptı. 1971'de söz konusu görevinden emekli olmasından sonra, el-Ahram gazetesinde yazar olarak çalışmıştır.
Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'a İsrail ile yaptığı barış antlaşmasında verdiği açık destekten ötürü birçok Arap ülkesinde kitapları yasaklandı. 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra bu yasaklar kalktı.
1989 yılında Mısırlı köktendinci Ömer Abdülrahman tarafından hakkında ölüm fetvası çıkartılan Mahfuz, 1994 yılında Kahire'deki evinin önünde bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırıdan yaralı kurtulan Mahfuz, sağ kolundaki sinirler zedelendiği için yazmakta büyük güçlük çekmeye başladıysa da ilerleyen yaşına rağmen edebiyattan kopmadı ve kısa hikayeler yazmaya devam etti.
2006 Temmuz'unda düşerek kafasından yaralandı. 30 Ağustos 2006 günü Kahire'de 95 yaşında vefat etti. Mahfuz, ülser, böbrek ve kalp rahatsızlıklarından mustaripti. 31 Ağustos 2006 günü Kahire'de devlet töreniyle uğurlandı.
Necib Mahfuz Kitapları - Eserleri
- Midak Sokağı
- Cebelavi Sokağı'nın Çocukları
- Miramar
- Hırsız ve Köpekler
- Aşk Zamanı
- Kahire Modern
- Dilenci
- Başkanın Öldürüldüğü Gün
- Karnak Kafe
- Düğün Evi
- Kuştimur Kahvehanesi
- Zamanın Hükmü
- Saray Gezisi
- Ezilenler
- Yağmurda Aşk
- Şeker Sokağı
- Şevk Sarayı
- Zaman ve Mekan
- Muhterem Efendim
- İbn Fattume'nin Seyahati
- Aynalar
- Nil Üstünde Gevezelik
- Güz Yılgınlığı
- Arayış
- Başlangıç ve Son
- Han El Halili
- Nil'in Üç Çocuğu
- Serap
- Binbirinci Geceden Sonra
- Esir Üniforması
- Bıldırcın ve Sonbahar
- Ara Sokak
- The Dreams
- Akhenaten: Dweller in Truth
Necib Mahfuz Alıntıları - Sözleri
- Neydi yaşam? İnsanın kendini ölümle karşı karşıya buluncaya kadar istemeyerek oynadığı gelip geçici bir oyun! (Muhterem Efendim)
- - Sence hayat nedir? - Ruhun maddiyata karşı verdiği savaş. - Peki ölümün bu savaştaki rolü nedir? - Ruhun son zaferidir. (Düğün Evi)
- Mutluluklar felaketlerin çatlaklarında elmas gibi saklıdır (Midak Sokağı)
- Hayat çorak bir çöl, o bir vahaydı. (Serap)
- "Ölümün çok güzel ama habis bir şey olduğunu ; onsuz, hayatın hiçbir değeri olmadığını söyledi." (Aynalar)
- Düşünmek, hareket etmek, hatta duymak istemiyorum. (Dilenci)
- "Erkekseniz çıkarsınız!" (Cebelavi Sokağı'nın Çocukları)
- Ah, ne zehirlidir şüphenin iğnesi! (Ezilenler)
- "İslamiyet sizin dediğiniz gibiyse, neden yollar yoksullarla ve cahillerle dolup taşıyor?" Üzüntüyle cevapladı: "İslamiyet, bugün camilerde inzivaya çekilmiş, oralardan dışarı çıkamaz olmuştur. " (İbn Fattume'nin Seyahati)
- Hepimiz ölüme sözde boyun eğiyorduk ama kalbimizde onu belirsiz bir zamana öteliyorduk. (Kuştimur Kahvehanesi)
- Bizler gizemli yaratıklardık, sırlarını Yaradan'dan başka kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği. (Muhterem Efendim)
- "... kaderimde yaşamam yazılı olan cennetin bütün hazları ve cehennemin ıstırapları onda gizliydi..." (Hırsız ve Köpekler)
- Düşünmek, anlamak onu ilgilendirmiyordu. Asıl amacı dünkü okuduklarıyla yarın konuşabilmekti.. (Han El Halili)
- "Sadece acı, aşktan güçlüdür." (Başkanın Öldürüldüğü Gün)
- Kontrolden çıkmış olan bu çılgınlık hali bir başkaldırıydı, Kahire'nin kendine başkaldırışı! Bu bir intihardı; Kahire'nin düşmanlarına yapmak istediği şeyi kendine yapmasıydı. (Güz Yılgınlığı)
- "Kadın hayattır; onun varlığında Hakikat, tüm vakarıyla Ölüm ile taçlandırılır." (Muhterem Efendim)
- "Allah'ım beni haksızlıktan ve ahmaklıktan uzak tut!" (İbn Fattume'nin Seyahati)
- “Ne kadar çaresiz ve sefil yaratıklarız. Ülkemiz de acınası bir durumda, insanlarımız da.” (Midak Sokağı)
- Bu hayattaki asıl mücadele gerçeklerle masallar arasında . (Yağmurda Aşk)
- Beni daha da üzen, hayatımı değiştirmek için bir çıkış yolu bulamamaktı; kurtuluş ihtimali bile yoktu ufukta. (Serap)