Kalanlar - Tezer Özlü Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kalanlar kimin eseri? Kalanlar kitabının yazarı kimdir? Kalanlar konusu ve anafikri nedir? Kalanlar kitabı ne anlatıyor? Kalanlar kitabının yazarı Tezer Özlü kimdir? İşte Kalanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tezer Özlü
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789753633084
Sayfa Sayısı: 76
Kalanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Doğumum bile bir kökünden kopma idi. On yaşıma kadar, çevremi, özellikle çevremdeki sessizliği kavramaya çalıştım... Yirmi yaşım ile otuz yaşım arasında aklın bittiği yerleri ve çıldırmanın sınırlarını aradım... Otuz yaşım ile kırk yaşım arasında ne akıllı ne de çılgındım. Dünyayı kavradığını sandım... Kırk yaşındayım. Bugün, gecenin bazı saatlerinde kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyorum... Kendimi öldürmeye çalışıyorum... Özlemlerim kalmadı. Bıraktım. Hepsini kendi ve benim dünyamı anlamaları için bıraktım... Ve bana ölümsüzlerin sonsuz acıları kaldı." Efsane sahibiyle yüzleşiyor.
Kalanlar Alıntıları - Sözleri
- Eski aşklara geri dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin.
- Eski aşklara geri dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin.
- Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.
- Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur..
- Sözcüklerle yaşamın derinliğini vermeye hiç olanak yok.Çünkü sözcüklerde rüzgârlar ne kadar esebilir?Sözcüklerden nasıl bir güneş doğabilir?Sözcükler açık bir pencere önüne büyük yağmur taneleri olarak yağıp,bir insanı derin uykusundan uyandırıp mutlu kılabilir mi?Sözcüklerde yağmur ıslaklığı var mı?Sözcükler insanın yanında yatan diğer bir insanın yürek çarpışlarını duyurabilir mi?
- Kitabın sonunda, "Ne kadar can sıkıcısınız hepiniz" diyor.
- Beni yaşamcıl kılmakla en büyük ölümlerin en derin acılarını bana vermemiş mi bu insan olma çabası?
- İç içe geçen yaşamlar vardır. El-örgüleri gibi. Bu örülen giysi sizin sırtınızda da olabilir, karşınızdaki bir insanın sırtında da. Renk renk motifler. Ya da düz Hangi motif nerde başlıyor, nerde bitiyor çıkaramadığınız.
- Nihayet yağmur başladı. Bu sabah artık yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için...
- Tüm benlerimi toplayıp uçmak.
- Bir şeyin değişeceği beni ürkütüyor, bir şeyin değişmeyeceği de.
- — Siz çocuğunuza nasıl baktınız? — Hiç dayak atmayarak, sevgi ile...
- Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.
- Eski aşklara dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin..
Kalanlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
*Bu incelemenin çok büyük bir kısmı Tezer Özlü'nün kitaplarında geçen sözlerden oluşmaktadır. Tezer Özlü okumayanların içi rahat olsun, hangi cümlenin alıntı olduğu anlaşılmayacağından spoiler mevzusu yoktur. O kendini anlattı. Ben yazdım. Siz de dinleyin: "Ölemiyorum... Eylül 1943. Doğdum. Nerde doğduğumun önemi yok. Ben belli bir ülkesi, yeri olmayanlardanım. Daha doğduğum zaman koptum köklerimden, annemden, babamdan, insanlardan. Ne kadar yaklaşırsam o kadar koptum. On yaşıma kadar çevremi, çevremdeki sessizliği kavramaya çalıştım. Büyüdü, büyüdü, büyüdü. Bu sessizlikte kayboldum. Ölemiyorum... Yirmi ile otuz yaşına geldim. Aklın bittiği yerleri ve çıldırmanın sınırlarını aradım. Ama ne garip sınırlar kadar hiçbir sınırlamadan sıkılmadım. Kurallara karşı çıktım. Ve beni okyanus gibi yalnız bıraktınız. Ölmek istedim, dirilttiniz. Aç kaldım, serum verdiniz. Delirmek istedim, kafama elektrik verdiniz. Yazı yazmak istedim, tutunamazsın dediniz. Ama yazdım. Neden yazdım peki? Dünya acılı olduğu için, duygular taştığı için. Sözcüklerin tümü içimden çıkmadan uyuyamayacağım için. Neden yazdım? Karşıma çıkan her şey yetersiz. Soluduğum her şey yetersiz. Dalgalar, odalar, mekanlar, sevgiler yetersiz. Suların tadı yetersiz. Günlerin uzunluğu yetersiz. Haftaların günleri yetersiz. Bu boşluğu doldurmak için yazdım. Artık sokaklardayım. Yaşamın olduğu sokaklarda. Kaçıyorum ve kaçmıyorum. Birbirine yabancılaşmış, çürümüş, fabrika insanına dönmüş sizden; düzeninizden, okul anlayışınızdan, namus anlayışızdan, başarı anlayışnızdan kaçıyorum ve kaçmıyorum. Aranızda dolaşmak için giyindim. Hem de iyi giyindim sırf iyi giyinene iyi değer verdiğiniz için. Ölemiyorum... Sevdim, aşık oldum. Aşk acısıda çekmedim. Nasıl çekerdim dünyanın verdiği acı daha güçlüyken? Bu acı da olmasa yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı. Pavese'yi Torino'da, Svevo'yu Trieste'de, Kafka'yı Prag'da sevdim. Peşlerinden gittim. Onların acısını aradım. En çok Pavese'yi sevdim. Pavese'nin intihar acısını buldum. Ondan sonra acıyı mutluluk olarak tanımladım. Sonra kendi mutluluğumu, intiharımı aramaya başladım. Ölüm düşüncesi izledi beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşündüm. Ama ölemedim, ölemiyorum... Kırklı yaşlardayım. Uzun zamanım kalmadı. Kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyorum. Çok yoruldum. Taşıyamayacağım kadar yaşantı üslendim. Artık ağır geliyor. İnsanları kendi dünyalarını anlamaları için bıraktım. Anlamadılar. Ve bana ölümsüzlüklerin sonsuz acıları kaldı. Size ne bıraktım? Birkaç kitap, birkaç söz, birkaç anı.(Bu kitapta da size yayımlanmamış anılarımı, öykülerimi, sözlerimi bıraktım.) Bu tarihi unutmayın: 18 Şubat 1986. Küçük dünyanız sizin olsun dostlarım. Öldüm." (Murat Sezgin)
"düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. hiçbir şey. hiçbir korku… aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. sakin ol. öylece dur. yaşamdan geç. kentlerden geç. sınırları aş. gülüşlerden geç. anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin." (Ebru)
Arkadaşımın tavsiyesi ile Tezer Özlü’den okuduğum ilk eserdi. Yazarın hayata ve ölüme bakış açısı beni çok düşündürdü. Yaşadıklarını, hissettiklerini,düşüncelerini ve yalnızlığını çok güzel kaleme almıştı. Beni etkileyen ve kendime yakın gördüğüm bir eser oldu. Kitabı okuduktan sonra diğer eserlerini de araştırıp okuma listeme aldım . Kesinlikle okunması gereken bir yazar olduğunu düşünüyorum. Daha sonra yazarın hayatını araştırırken kırküçünde kanserden yaşamını yitirdiğini gördüm ve aklıma kitaptaki şu alıntısı geldi: “Bir insan yaşamı kırk yıl da olabilir, olmalı.” (Duygu Yılmaz)
Kitabın Yazarı Tezer Özlü Kimdir?
Tezer Özlü (d. 10 Eylül 1943; Simav, Kütahya - ö. 18 Şubat 1986; Zürih, İsviçre), Türk yazar. Başta Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Yazar Demir Özlü ve yazar-çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir.
Yaşamı
Simav'da doğdu. Çocukluğu anne babasının görev yaptığı Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçti. İstanbul'a 10 yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezdi. Paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar Güner Sümer'le 1964 yılında evlendi. Birlikte Ankara'ya yerleştiler. Sümer'in AST'ta çalıştığı bu dönemde Özlü, Almanca çevirmenlik yaptı. AST'ta 1963-64 sezonunda Sümer'in yönettiği Brendan Behan'ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer'den ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında yazdı.
1968 yılında yönetmen Erden Kıral'la evlendi. Bu evlilikten 1973'te kızı Deniz doğdu. Bir burs alarak 1981'de Berlin'e gitti. Bu arada Kıral'dan ayrıldı. Kanada'da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve 1984'te Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti. Göğüs kanseri nedeniyle 18 Şubat 1986'da burada vefat etti. Mezarı Aşiyan Mezarlığı'ndadır.
Özlü, eski eşi Erden Kıral'ın Yol filminin çekimi döneminde yaşananları anlattığı filmi Yolda'da Yelda Reynaud tarafından canlandırıldı.
Eserleri
İlk kitabı 1963'ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan Eski Bahçe'dir. Kitap ilk kez 1978'de basıldı. 1980'de ilk romanı olan Çocukluğun Soğuk Geceleri yayımlandı. Kendisini derinden etkilemiş üç yazar olan Svevo, Kafka ve Pavese'nin izinden giderek yazdığı ikinci romanı 1983'te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla yayımlandı. 1983 Marburg Yazın Ödülü'nü kazanan kitap, yazar tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla Türkçe olarak bir anlamda yeniden yazıldı ve bu hâliyle 1984'te basıldı. İlk öykü kitabı Eski Bahçe yazarın ölümünün ardından, daha sonra yazdığı öykülerle birlikte Eski Bahçe - Eski Sevgi adıyla 1987'de okurla buluştu. Gergedan Dergisi 13. sayısında yazar anısına bir "fotobiyografi" yayımladı. Günce ve anlatılarından bazı parçalar ise Kalanlar (1990) adlı küçük bir kitapçıkta bir araya getirildi. Bu kitapta yer alan çoğu Almanca yazılmış metinler, Sezer Duru tarafından Türkçeye çevrildi. Özlü'nün yayımlanmamış senaryosu Zaman Dışı Yaşam da yazarın tüm yapıtlarını yayımlayan Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından 1993'te basıldı. Bu seride, yazarın dostu Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşan Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar (1995) da bulunmaktadır. Ayrıca Özlü'nün yazar arkadaşı Ferit Edgü'yle mektuplaşmalarından oluşan Her Şeyin Sonundayım adlı kitabı da 2010'da SEL Yayıncılık etiketiyle basılmıştır. Wolfgang Hildesheimer'in "Bay Walser'in Kargaları" adlı eserini Türkçeye çevirmiştir ve radyoya uyarlamıştır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tezer_Özlü
Tezer Özlü Kitapları - Eserleri
- Çocukluğun Soğuk Geceleri
- Yaşamın Ucuna Yolculuk
- Kalanlar
- Eski Bahçe Eski Sevgi
- Yeryüzüne Dayanabilmek İçin
- Zaman Dışı Yaşam
- Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar
- Eski Bahçe
Tezer Özlü Alıntıları - Sözleri
- Eski aşklara geri dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin. (Kalanlar)
- “Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadınının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olmalıdır.” (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle. Kendi kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz. (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- Yaşamım, ölümün tüm yaşamı, tüm aşkları ve tüm ölümleri kapsamalı. (Zaman Dışı Yaşam)
- Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile. (Kalanlar)
- Büyümenin yaşlanmak demek olduğunu bilmiyordum (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- • İnsanın sevgi özleminin doyurulması o denli başka bir duygu ki... • (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
- "Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor." Kafka (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Her gece ölüyorum. Sonra ölümden kaçıp yeniden canlanıyorum. Her yirmi dört saat,hem yaşam,hem ölüm. Tezer Özlü (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için… (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Sevdiğim kitapları yeniden okumak, sözcükler, dünyayı sözcüklere çevirerek algılamak. Bunun dışında her birey bana çözümlenmeyecek bir dünya gibi görünüyor. (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
- Kitabın sonunda, "Ne kadar can sıkıcısınız hepiniz" diyor. (Kalanlar)
- Kafamı yorganın altından çıkaramıyorum. Çıkarırsam düşlerim yok oluyorlar. (Eski Bahçe)
- Çevremde, çocukluğumun geçtiği kentlerde, insanlarda bir tatsızlık, bir anlamsızlık var. (Eski Bahçe Eski Sevgi)
- -Sensiz yaşayamam. -Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir. (Çocukluğun Soğuk Geceleri)
- " Yitmeyen , eksilmeyen , giderek güçlenen, bizi aşan karamsarlık." (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- "Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır." (Eski Bahçe)
- — Siz çocuğunuza nasıl baktınız? — Hiç dayak atmayarak, sevgi ile... (Kalanlar)
- ''Bu günlerde sokağa çıktığımda kendimi yaşamın, çağın, kentin, insanların, her şeyin çok dışında buluyordum." (Eski Bahçe Eski Sevgi)
- Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.. (Kalanlar)