Kalbimi Vatanıma Gömün - Dee Brown Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kalbimi Vatanıma Gömün kimin eseri? Kalbimi Vatanıma Gömün kitabının yazarı kimdir? Kalbimi Vatanıma Gömün konusu ve anafikri nedir? Kalbimi Vatanıma Gömün kitabı ne anlatıyor? Kalbimi Vatanıma Gömün PDF indirme linki var mı? Kalbimi Vatanıma Gömün kitabının yazarı Dee Brown kimdir? İşte Kalbimi Vatanıma Gömün kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Dee Brown

Çevirmen: Celal Üster

Orijinal Adı: Bury My Heart At Wounded Knee

Yayın Evi: E Yayınları

İSBN: 9789753900409

Sayfa Sayısı: 464

Kalbimi Vatanıma Gömün Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Elinizdeki, neşeli bir kitap sayılmaz, ama tarihin bugüne uzayan bir yanı vardır ve belki de bu kitabı okuyanlar, geçmişte ne olduğunu öğrenmekle, Amerikalı Kızılderili'nin bugün ne olduğunu daha iyi anlayacaklardır. Amerikan mitinde, kaba birtakım savaşçılar şeklinde basmakalıp bir biçimde sokulan Kızılderililerin ağzından ince ve son derece akla yatkın sözlerin çıktığını görünce şaşıracaklardır belki de. Belki de, toprakla olan ilişkilerini büyük bir titizlikle koruyan bu halktan, toprak ile kendi aralarındaki ilişki hakkında biraz bir şeyler öğreneceklerdir. Kızılderililer toprağın ve onun zenginliklerinin hayatla bir tutulması gerektiğini ve Amerika'nın bir cennet olduğunu çok iyi biliyorlardı; Doğu'dan gelen istilacıların niçin Kızılderililere ait her şeyin yanı sıra Amerika'nın kendisini de yok etmeye kararlı olduklarını anlayamadılar. Bu kitabın okurları, bugün Kızılderililerin yaşadıkları yerlerin yoksulluğunu, umutsuzluğunu ve sefaletini görme fırsatını bulurlarsa, bunun nedenlerini de gerçekten anlayabileceklerdir." 

O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları, hala o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o kanlı çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada. Güzel bir düştü evet... Sonra bir ulusun umudu kırılıp paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, ölüp gitti kutsal ağaç. 

- Kara Geyik

Kalbimi Vatanıma Gömün Alıntıları - Sözleri

  • Nerede bugün o eski Pequotlar? Narrangansettler, Mohicanlar, Pokanoketler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın aç gözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler.
  • "Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Toprağımızı alacaklarını söylediler ve aldılar."
  • "Bu insanlar öyle uysal, öyle barışsever ki," diye yazıyordu Kristof Kolomb İspanya Kral ve Kraliçesine, "yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerimizin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer."
  • Bir zaman­lar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderilile­rin gözünde, Avrupalılar dogadaki her şeyden, canli ormanlardan, or­marnlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayır­lık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu.
  • Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Topraklarımızı alacaklarını söylediler ve aldılar.
  • "Halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler."
  • "Daha sonraki otuz yıl içerisinde bütün bu önderler ve daha birçoğu tarihe, destanlara geçeceklerdi. Adları kendilerini yox etmeye çalışan adamların adları kadar üne erişecekti. Bu önderlerin genciyle, yaşlısıyla büyük bir çoğunluğu, Kızılderili özgürlüğünün 1890'da Yaralı Diz'deki sembolik sonundan çok önce toprağın derinliklerine gömülecekti. Bugün, tam bir yüzyıl sonra, kahramanlardan yoksun bir çağda, bunlar belki de en kahraman Amerikalılardır."
  • "Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, 'Asla! Asla!' diye bağıracaksınız."
  • "Ben rüzgarın özgürce estiği, günışığını hiçbir engelin durduramadığı kırlarda doğdum. Hiçbir şeyin sınır tanımadığı, herşeyin özgürce soluk aldığı bir yerde doğdum. Ve şimdi de orada ölmek istiyorum, duvarların arasında değil."
  • Nerede bugün o eski Pequot'lar? Narrangansett'ler, Mohican'lar, Pokanoket'ler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler. Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, "Asla! Asla!" diye bağıracaksınız.
  • Herşey ölür toprak kalır, der ihtiyarlar. Doğru söylüyorlar, haklılar.
  • Fetterman kıyımı Albay Carrington üzerinde derin bir etki uyandırdı. Kızılderililerin askerlerin gövdelerine, çeşitli yerlerine uyguladıkları işlemler albayı dehşete düşürmüştü -kesilip atılan eller,kollar;"karınların deşilip bağırsakların dışarıya dökülmesi vb. Albay Carrington bu vahşetin nedenleri üzerinde uzun uzun düşündü ve en sonunda bu konuya ilişkin bir deneme yazdı; denemesinde, Kızılderililerin,bir türlü kafasından atamadığı bu korkunç işleri yapmaya putperest bir inanç tarafından zorlandıkları felsefesini ileri sürüyordu. Ne var ki, Albay Carrington, Fetterman Kıyımı'ndan iki yıl önce meydana gelen Kum Deresi Kıyımı'nı görmüş olsaydı, aynı vahşet örneklerinin Albay Carrington'ın askerleri tarafından bu kez Kızılderililere uygulanmış olduğunu anlayacaktı. Fetterman'ı pusuya düşüren Kızılderililer sadece savaşmakta düşmanlarından öğrendikleri bir pratiği taklit etmişlerdi; ki bu günlük hayatta övgünün en içten bicimiydi.
  • "Tanrım ve anam Batı'da yaşarlar, onlardan ayrılmayacağım. Üç ırmağı, Grande, San Juan ve Colorado'yu hiçbir zaman aşmamamız gerekir; bu, halkımın bir geleneğidir. Chuska Dağları'nı da terkedemem. Orada doğ­dum. orada kalacağım. Kaybedecek bir canım var, onu da diledikleri zaman gelip alabilirler, ama ne olursa olsun yurdumu terketmeyeceğim. Amerikalılara ya da Meksikalılara karşı hiçbir zaman yanlış bir davranışta bulunmadım. Hiçbir zaman soygunculuk yapmadım. Öldürülürsem; dökülen, bir suçsuzun kanı olacaktır
  • Bir zamanlar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderililerin gözünde, Avrupalılar doğadaki her şeyden, canlı ormanlardan, ormanlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayırlık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu.
  • Hiç bir şey uzun yaşamaz, toprak ve dağlardan başka.

Kalbimi Vatanıma Gömün İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitap, bir Amerikalı tarafından ele alınmış bir yapıt. Amerika'nın kendi arşivlerinden ve döneminde Kızılderililerde ingilizce yazan kişiler nadir olduğu için onların söylemleriyle, ingilizce bilenlere aktardıkları bilgiler ile oluşturulmuştur. Kendi açımdan baktığımda; elbette duygu yoğunluğuna bürünüyor insan olan,insanca düşünen kişiler ancak bu duygudan soyutladığımda kendimi adına katliam, soykırım demenin bile yetmediği bir halkın yok edilişini görüyorum. Belli ki bu halklar insanlığın en saf kalbini taşıyan herşeyini paylaşan, komün bir hayat yaşayan, toprakla bir bütün olmuş insanın topraktan ne denli yararlanabildigini, doğada bulunmanın insan için ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne seriyor. Kitabın can alıcı kısmı maalesef bu halkların kendi öz topraklarında barbarca, işkencelerle acımasızca hiç düşünülmeden katletme politikalarını bize anlatıyor olması. Umarım çok daha fazla insan bu kitaba erişir ve konunun derinine iner... (özgür)

Tüm dünya halklarının, başta da tüm Amerikalıların mutlaka okuması gereken bir kitap. Bu sayede kutladıkları her özel günün aslında bir halkın yok olma yolundaki basamaklar olduğu görülebilir. Başucu kitabı terimini klişe bulurdum ve hayatımın hiçbir döneminde bir başucu kitabım olmamıştı. Ama bu kitap gerçekten unutulmaması gereken acı öğütlerle dolu. (Burcu Bayram)

Okumakta çok zorlandığım eski bir kitap. Kızılderililere yaşatılan zulmün belgeli kanıtı. Ne kadar da bize benziyorlar. Yünan askerinin Türk Ordusunun önünden kaçarken savunmasız köylülerimize uyguladığı vahşete benzetiyorum. İçim acıyor insan olamayan varlıklara.... (Yasemin Ak)

Kalbimi Vatanıma Gömün PDF indirme linki var mı?

Dee Brown - Kalbimi Vatanıma Gömün kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kalbimi Vatanıma Gömün PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Dee Brown Kimdir?

1970 yılında kaleme aldığı, Kalbimi Vatanıma Gömün adlı eseriyle tanınan Brown, çocuk yaşta kütüphaneyi ikinci evi gibi görerek okumaya ve araştırmaya merak sardı. Önceleri Sherwood Anderson ve John dos Passos'un eserlerine ilgi duyduysa da, ilerleyen süreçte William Faulkner ve Joseph Conrad'ın etkileri, yazılarında görülmüştür.

Dee Brown Kitapları - Eserleri

  • Kalbimi Vatanıma Gömün

Dee Brown Alıntıları - Sözleri

  • "Daha sonraki otuz yıl içerisinde bütün bu önderler ve daha birçoğu tarihe, destanlara geçeceklerdi. Adları kendilerini yox etmeye çalışan adamların adları kadar üne erişecekti. Bu önderlerin genciyle, yaşlısıyla büyük bir çoğunluğu, Kızılderili özgürlüğünün 1890'da Yaralı Diz'deki sembolik sonundan çok önce toprağın derinliklerine gömülecekti. Bugün, tam bir yüzyıl sonra, kahramanlardan yoksun bir çağda, bunlar belki de en kahraman Amerikalılardır." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Fetterman kıyımı Albay Carrington üzerinde derin bir etki uyandırdı. Kızılderililerin askerlerin gövdelerine, çeşitli yerlerine uyguladıkları işlemler albayı dehşete düşürmüştü -kesilip atılan eller,kollar;"karınların deşilip bağırsakların dışarıya dökülmesi vb. Albay Carrington bu vahşetin nedenleri üzerinde uzun uzun düşündü ve en sonunda bu konuya ilişkin bir deneme yazdı; denemesinde, Kızılderililerin,bir türlü kafasından atamadığı bu korkunç işleri yapmaya putperest bir inanç tarafından zorlandıkları felsefesini ileri sürüyordu. Ne var ki, Albay Carrington, Fetterman Kıyımı'ndan iki yıl önce meydana gelen Kum Deresi Kıyımı'nı görmüş olsaydı, aynı vahşet örneklerinin Albay Carrington'ın askerleri tarafından bu kez Kızılderililere uygulanmış olduğunu anlayacaktı. Fetterman'ı pusuya düşüren Kızılderililer sadece savaşmakta düşmanlarından öğrendikleri bir pratiği taklit etmişlerdi; ki bu günlük hayatta övgünün en içten bicimiydi. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Bu insanlar öyle uysal, öyle barışsever ki," diye yazıyordu Kristof Kolomb İspanya Kral ve Kraliçesine, "yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerimizin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Herşey ölür toprak kalır, der ihtiyarlar. Doğru söylüyorlar, haklılar. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, 'Asla! Asla!' diye bağıracaksınız." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Tanrım ve anam Batı'da yaşarlar, onlardan ayrılmayacağım. Üç ırmağı, Grande, San Juan ve Colorado'yu hiçbir zaman aşmamamız gerekir; bu, halkımın bir geleneğidir. Chuska Dağları'nı da terkedemem. Orada doğ­dum. orada kalacağım. Kaybedecek bir canım var, onu da diledikleri zaman gelip alabilirler, ama ne olursa olsun yurdumu terketmeyeceğim. Amerikalılara ya da Meksikalılara karşı hiçbir zaman yanlış bir davranışta bulunmadım. Hiçbir zaman soygunculuk yapmadım. Öldürülürsem; dökülen, bir suçsuzun kanı olacaktır (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Topraklarımızı alacaklarını söylediler ve aldılar. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Toprağımızı alacaklarını söylediler ve aldılar." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Nerede bugün o eski Pequot'lar? Narrangansett'ler, Mohican'lar, Pokanoket'ler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler. Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, "Asla! Asla!" diye bağıracaksınız. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Bir zaman­lar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderilile­rin gözünde, Avrupalılar dogadaki her şeyden, canli ormanlardan, or­marnlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayır­lık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Ben rüzgarın özgürce estiği, günışığını hiçbir engelin durduramadığı kırlarda doğdum. Hiçbir şeyin sınır tanımadığı, herşeyin özgürce soluk aldığı bir yerde doğdum. Ve şimdi de orada ölmek istiyorum, duvarların arasında değil." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Nerede bugün o eski Pequotlar? Narrangansettler, Mohicanlar, Pokanoketler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın aç gözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Bir zamanlar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderililerin gözünde, Avrupalılar doğadaki her şeyden, canlı ormanlardan, ormanlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayırlık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Hiç bir şey uzun yaşamaz, toprak ve dağlardan başka. (Kalbimi Vatanıma Gömün)