Karanlık Oda - Hakan Bıçakcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Karanlık Oda kimin eseri? Karanlık Oda kitabının yazarı kimdir? Karanlık Oda konusu ve anafikri nedir? Karanlık Oda kitabı ne anlatıyor? Karanlık Oda PDF indirme linki var mı? Karanlık Oda kitabının yazarı Hakan Bıçakcı kimdir? İşte Karanlık Oda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Hakan Bıçakcı

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750508325

Sayfa Sayısı: 176

Karanlık Oda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Geceleri uykumda kendimi mi dişliyordum yani? Böyle bir hastalık var mı?

Uyurgezerliğin bir türü mü bu? Yamyamlığın bir türü mü ya da?

Yoksa ben mi icat ettim? Cinsel fantezi kurbanı olduğumu sanan doktora söyleseydim keşke,"İyi de doktor bey, ben yalnız yaşıyorum," diye.

Söyleyememiştim. Tutmuştum kendimi. Nedenini de gayet iyi biliyordum aslında: Kendi kendimi bilinçsizce ısırıyor olmam, en sapkın ilişkiye girmemden çok daha rahatsız ediciydi.

Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda... Boş bir belediye otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle giriyor söze... Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza.

Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek ve takıntılı bir adam bu...

Hakan Bıçakcı, akılcılığın maskesini çıkarttığı, her gecenin bir gündüzün içine aktığı şizoid ve polarize bir karanlığı resmediyor. İçinde ısırıkların, sararmış resimlerin, tekinsiz erkeklerin, alışveriş merkezlerinin, sanat galerilerinin, otel odalarının, markaların ve beyhude zaman usancının yaşadığı genç bir roman daha sunuyor bize...

(Tanıtım Bülteninden)

Karanlık Oda Alıntıları - Sözleri

  • Ama onların keyifle dinleyip zevk aldıkları bu şarkıların her bir notasından ayrı ayrı tiksiniyordum. Kulaklarımızın şekli aynıydı halbuki.
  • Aslında tek çözüm hiçbir şey düşünmemekti. Bir şey düşünmezsem, ortada okunacak düşünce de kalmazdı. Tek çözüm buydu. Ancak bu kolay değildi. Düşünmemeyi düşünmek de bir düşünceydi çünkü.
  • “Gelecek belirsizleştikçe geleceği öğrenme merakı çoğalıyordu.”
  • Her insan uyanıkken ortak bir dünyadadır. Fakat uykuda herkes kendi dünyasındadır. *Plutharkos (MS 46-125)
  • Her insan uyanıkken ortak bir dünyadadır. Fakat uykuda herkes kendi dünyasındadır.
  • Her saniye bunun olmasından korkarak yaşıyordum. Kronik ve sonsuz bir mutsuzluk.
  • Gözlerini ilerideki belirsiz bir noktaya dikip öylece durmak... Boşlukla beslenen gözbebekleriyle hiç durmadan hiçliği emmek... Öleceği anı sabırla bekler gibi...
  • Karar veren bir insandan çok, içgüdülerine uyan bir hayvan gibi...
  • "Anılar yeniden hatırlandıkça değişime uğruyor. Beyin, hatırlanan geçmişi yeniden yaşıyormuş gibi algılıyor ve her defasında yeniden biçimlendiriyor."

Karanlık Oda İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Rüyalar Sarmalı: Bir arkadaşımın hediyesi olarak aldığım ve okurken bana sıkıntı veren bir kitaptı. Yazardan okuduğum ikinci kitap olması biraz umutla başlamama sebep olmuştu ama daha ilk 20 sayfayla umudumu da bitirmiştim. Bütün kitap boyunca karakterin ne zaman gerçekten uyanacağını bekledim. Ben mi aceleciyim bilmiyorum ama karakterin bu kadar uzun, salkım saçak bir rüya içerisinde olmaması ya da sadece uzun bir rüyadan ibaret bir kitap olmaması gerektiğini düşünüyorum. Karakterin her uyanışında yazarın daha ne kadar devam edebileceğini, kitabı ne kadar boğabileceğini görmek için devam ettim. İnsanı içten içe yoran bir sarmal içinde ne olur rüyası bitsinden başka bir düşünceye ya da konuya odaklanmamı imkansız hale getirdi. (Betül Göller)

Rüya ile gerçekliğin iç içe geçtiği, şizofreni bir karakter ile ilerlediğimiz sürükleyici ve katmanlı olmasına rağmen özgün olmayan bir roman. Klasik hakan Bıçakcı esintileri var. Her cümlede "kusma isteği", "uyanma sonrası yaşanan algılama problemi" gibi okuyanların aşina olduğu durumların hemen hepsi bu kitapta da yer alıyor. İlk defa başlayacaksanız yazarı okumaya bence "Ben Tek Siz Hepiniz" ile başlayabilirsiniz. Yazarı takip edenler zaten okuyacaktır, hızlı da ilerliyor, bir plaj sefasında bile bitirebilirsiniz kanaatimce. (Evren Erarslan)

*Uyuyakaldığı 142 nolu belediye otobüsünün son durağında şöför Cemal’in omzuna dokunmasıyla irkilerek uyanır. Hiç bilmediği bir mahallede incin top oynarken, açık gördüğü tek yemek salonuna girer. Gecenin geç olması ve dışarının tekinsiz olmasıyla birlikte garsonun ricası üzerine yemek salonun üst katında garsonun oturduğu evin salonunda yer yatağında bulur kendisini. İçindeki huzursuzluğu bastıramadığı gibi, nerde olduğuna dair en ufak bir bilgisi olmadığından sabahı zor etmiştir. Ertesi gün bu cehennem çukurundan kurtulduğu an evine vardığında omzunda bir morluk olduğunu görür ve önemsemeyip bir kaç gün geçiştirdikten sonra morluğun Kırmızıya çalmasıyla doktora gider. Kırmızıya çalan morluğun aslında bir diş izi olduğu kanısına varan doktor; kahramanın eve gidip yarayı daha da incelemesiyle kendi dişlerinin olduğunu fark eder. • • *Özetle; takıntılı olunan bir hayat, seni çıkışa götüremediği gibi kendini dinlemene de fırsat vermiyor. Olayları olduğu gibi görüp, öylesine yaşamak gerektiğini anlatıyor bence. (Veysel Şahan)

Karanlık Oda PDF indirme linki var mı?

Hakan Bıçakcı - Karanlık Oda kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karanlık Oda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hakan Bıçakcı Kimdir?

1978’de İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra 1996 yılında üniversite eğitimi için Ankara’ya gitti. 2001’de Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirerek İstanbul’a döndü.

İlk romanı “Romantik Korku” 2002, ikinci romanı “Rüya Günlüğü” 2003, üçüncü romanı “Boş Zaman” 2004, ilk öykü kitabı “Bir Yaz Gecesi Kâbusu” 2005 yılında ve dördüncü romanı “Apartman Boşluğu” 2008 yılında Oğlak Yayınları’ndan çıktı.

Beşinci romanı “Karanlık Oda” 2010 yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. 2011 yılında "Apartman Boşluğu", "Boş Zaman" ve "Rüya Günlüğü" İletişim Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. Yeni ve eski öykülerden oluşan öykü kitabı "Ben Tek Siz Hepiniz" 2011’de İletişim’den çıktı.

"Apartman Boşluğu", 2009 yılında Arnavutçaya, 2010 yılında Arapçaya, 2011 yılında Bulgarcaya ve İngilizceye çevrildi.

Çeşitli dergi ve gazetelerde edebiyat, sinema, popüler kültür konulu yazıları yayımlandı.

Yayımlanmış Kitaplar:

Ben Tek Siz Hepiniz / öykü / 2011

Karanlık Oda / roman / 2010

Apartman Boşluğu / roman / 2008

Bir Yaz Gecesi Kâbusu / öykü / 2005 

Boş Zaman / roman / 2004 

Rüya Günlüğü / roman / 2003 

Romantik Korku / roman / 2002

Hakan Bıçakcı Kitapları - Eserleri

  • Ben Tek Siz Hepiniz
  • Uyku Sersemi
  • Rüya Günlüğü
  • Apartman Boşluğu
  • Doğa Tarihi
  • Boş Zaman
  • Hikayede Büyük Boşluklar Var
  • Karanlık Oda
  • Otel Paranoya
  • İki Rüya Dokuz Gerçek
  • Normal Nefes Almaya Devam Edin
  • Romantik Korku
  • Bir Yaz Gecesi Kâbusu

Hakan Bıçakcı Alıntıları - Sözleri

  • Cevabı bende olmayan karmaşık soruların ve dağınık düşüncelerin yoğun sıvılar gibi birbirine karışarak yer ve şekil değiştirdiği bir bataklığın içine gömüldüğümü hissediyordum. (Boş Zaman)
  • Hiçbir şey üretmeyip üretilenleri tekrarlamak tüketmişti bizi. (Apartman Boşluğu)
  • Gerçekçi düşler ve düş gibi bulanık bir gerçeklik algısı birbirine karıştı. Kontrol, televizyon kumandalarından, platonik aşkın dirilttiği tesadüfi umudun eline geçti. Yetişkinliğin yıllar süren karanlığında zamanın nasıl geçtiği anlaşılamadı ve zihin aradaki boşluklara girebilmek için direksiyonu gizemli bir yola, kirli ucuz bir otele, terk edilmiş bir lunaparka kırdı. Dışarıda ısıtmayan bir güneş, ıslatmayan bir yağmur, üşütmeyen bir rüzgâr vardı. (İki Rüya Dokuz Gerçek)
  • Her insan uyanıkken ortak bir dünyadadır. Fakat uykuda herkes kendi dünyasındadır. (Karanlık Oda)
  • Saatine baktı: On bir buçuğu geçiyordu. İşe gidenlerin telaşlı kesmekeşiyle, öğlen yemeğine çıkanların açgözlü kalabalığının arasındaki tenha zaman dilimi... (Apartman Boşluğu)
  • Kendi ülkesinde heykelleri yakıp yıkan politikacılara işleri yolunda gidiyor diye oy verip, yurtdışı gezilerinde heykellere sokulup otuz iki dişini göstererek gururla poz veriyordu... (Doğa Tarihi)
  • Bir yerde işler kötüye gitmeye başladı mı, orada böcekler gözükmeye başlar. Sağda solda, irili ufaklı böcekler... Zaten böceklerin bulunduğu bir yerdeyse sayıları artar. Kimseyle paylaşmadığım bu ipe sapa gelmez inanış çocukluğumdan beri sürmekte. (Boş Zaman)
  • "Bu gezegende korkmamız gereken tek yaratık insandır." (Apartman Boşluğu)
  • Güldü. Gülüşünde hiçbir kendini beğenmişlik izi yoktu. Aksine sanki bu kadar çok şey bilmesi onu incitiyor, utandırıyor, ürkütüyordu. (Rüya Günlüğü)
  • "Hiçbir şey üretmeyip üretilenleri tekrarlamak tüketmişti bizi." (Apartman Boşluğu)
  • Herkes her şeyi bilmek zorunda değil. Hem fazla ayrıntı bir süre sonra insanın ayağına takılıyor. (Otel Paranoya)
  • Artık sona yaklaşıyoruz. Sen geride kaldın gibi. Dünyada hayat olduğu zamanlarda... (Hikayede Büyük Boşluklar Var)
  • Sessizliğimiz renk değiştirdi. (Rüya Günlüğü)
  • İçi kaçma hissiyle doldu. Kendinden kaçmak istiyordu. Tüm hızıyla koşarak... (Doğa Tarihi)
  • '' Herkes güler. Kurumsal kahkahalarını ortalığı dağıtmamaya özen göstererek etrafa saçar. Bu, sosyal gülmedir. Sadece ağızla yapılır. Gerçek gülmede olduğu gibi gözler devreye girmez. Sosyal sosyal gülünür, sonra dağılınır. '' (Doğa Tarihi)
  • Sıkılıyordum ama içimde gizli bir sevinç vardı. Seviniyordum ama içimde gizli bir sıkıntı vardı. (Normal Nefes Almaya Devam Edin)
  • Kendi gözleriyle değil, başkalarının gözleriyle bakıyordu kendine. (Doğa Tarihi)
  • Genelde pek bir cazibesi olmayan insanlar gülünce güzelleşirler. (Normal Nefes Almaya Devam Edin)
  • Tam da o hat için bomba ihbarı yapılmış bir sabah, metroya binmiş insanlar gibi. Şefkatle yaklaşıyordu herkes birbirine. Hep birlikte ölümü göze almanın yatıştırıcı ve yakınlaştırıcı ruh hali. Yıkılacak binaların sakinleri. (Uyku Sersemi)
  • Seviye düşünce eğlence artar. Bu kural asla değişmez. (Hikayede Büyük Boşluklar Var)