Kavel - Hasan Hüseyin Korkmazgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kavel kimin eseri? Kavel kitabının yazarı kimdir? Kavel konusu ve anafikri nedir? Kavel kitabı ne anlatıyor? Kavel PDF indirme linki var mı? Kavel kitabının yazarı Hasan Hüseyin Korkmazgil kimdir? İşte Kavel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Hasan Hüseyin Korkmazgil
Yayın Evi: Bilgi Yayınevi
İSBN: 9789754944143
Sayfa Sayısı: 96
Kavel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Kavel", günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabımdır benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini "Koçero Vatan Şiiri" adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım.
Gerçekte, ilk kitabımın "Hiroşima" olması gerekirdi. Ne yazık ki 'Hiroşima', Düşün Yayınevi'nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir kitaptı bu, o yüzden, dosyanın yokolmasını önemsemedim. Oysaki kopyası da yoktu bende.
1963'de, Ataç dergi ve yayınevi yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil'in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu.
O günlerde, ünlü "Kavel Grevi"nin destanına çalışıyordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul'un önerisi üzerine, destan çalışmamı bir yana ittim. 'Hiroşima'yı yeniden toparlayıp düzenlemeğe koyuldum. Adı yine 'Hiroşima' olsun istiyordum.
Kitap bitti. Adını 'Kavel' koyduk...
(Önsöz'den)
Kavel Alıntıları - Sözleri
- nedense kendimizden çıkamıyoruz nedense hep birlikte yalnızız
- açmadan solardı çiçeklerimiz bir türkü bulup getirirdik, en ağrılı yerimize korduk
- Şöyle gerilimli sövmek daha insanca, yalvarmaktan
- beni sevme sakın ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev beni sevme sakın beni hiç sevme çünkü sevmek karanlıkta gülüşüdür ölümün
- yaşamak ne ki başka ne ki başka şu üç günlük konuklukta çocukluk şu koskoca evrende!
- yoklukların ortasında salaklar oratoryosu
- beni sevme sakın ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev beni sevme sakın
- mahpusların ilk gün şaşkınlığı bu benim senden yıkılmışlığım bilsen ne güzel yıkılmışlığım
- düşünüyordu ozan: geceler nasıl da renk renk ışıklarla donatılmıştı karakış ne güzeldi sıcacık yumuşacık kedicik camlar ardında
- yoktu yok verecek hiçbir şeyleri yoktu yüreklerinden başka ve barışın demir kapılarında sıkılmış yumrukları toprağı sürer gibi demiri döver gibi dövüştüler düştüler bir gün yine kalkmak için ayağa ve bu çetin kavganın MUSTAFA KEMAL dedik adına efendiler efendiler efendiler!
- parmaklarımda o hiç kurtulamadığım acı uğultu yokladım ülkeleri tek tek - dönüp ülkene düştüm bilsen ne güzel düştüm
- Sonumuzu çok merak ediyorum
- hep sonbahar olunuyor unutulmuş istasyonlarda
- ne yalanlar gelip geçti bu güneşin önünden hey!
- Bir sen kalırsın yalnızlığımda ..
Kavel İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Buram buram emek, buram buram toprak, buram buram acı, bir o kadar ayak direme; eh tabii, buram buram yağmur yüklü bir Kavel. Canım Ozan diyor Alacakarnlıkta Kimlik Şiiri'nde: insan dedim barış dedim vurun demedim bir kancık dönemeçte bir ölümlü gün -----yirmi üç baharımda -----kelepçe değil kollarımda -----yiğitler anası memleketim.! (Seher Tülây)
Yeditepe Şiir Armaganı: 'Kavel', günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabimdir benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini 'Koçero Vatan Şiiri' adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım. Gerçekte, ilk kitabımın 'Hiroşima' olması gerekirdi. Ne yazık ki 'Hiroşima', Düşün Yayınevi'nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir kitaptı bu, o yüzden, dosyanın yokolmasını önemsemedim. Oysaki kopyası da yoktu bende. 1963’de, Ataç dergi ve yayınevi yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil'in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu. O günlerde, ünlü 'Kavel Grevi'nin destanına çalışı yordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul'un önerisi üzerine, destan çalışmamı bir yana ittim. 'Hiroşima'yı yeniden toparlayıp düzenlemeğe koyuldum. Adı yine 'Hiroşima' olsun istiyordum. Kitap bitti. Adını 'Kavel' koyduk. Şiir kitaplarına çizimler koyma gibi bir alışkanlık vardı o yıllarda. Hem kapağını yapsın, hem de uygun sayfalara çizimler hazırlasın diye, dosyayı ressam Balaban'a yolladım. Balaban, Bursa'nın Secköy’ünde yaşıyordu o yıllarda. İki ay sonra Balaban'dan bir mektup: "Kavel'in kapa ğını ve desenlerini mum ışığında çalışarak, yer yer de çok duygulanarak yaptım, yolluyorum." Kapağı ve resimleri, kitapla birlikte İstanbul'a, Şükran Kurdakul'a postaladım. '63 kasımında basıldı kitap. Küçük boy, tıkız sayfalı bir kitaptı bu. Tasarladığım kitapla hemen hiç ilgisi yoktu. Balaban'ın dört renkli düşündüğü kapakta yalnızca mavi vardı. Çizimlerden kimileri de konulmamıştı kitaba. Bozuldum! Çok sevdiğim Kurdakul bunu bana nasıl yapardı? Sanatçı alınganlığı işte!.. Ataç Yayınevi'nin parasal sorunlarını filan düşünecek durumda değildim. Üzüldüm ve küstüm Kurdakul'a. Kitabı elime almak istemedim. Oysa kitap sevildi, ilgi gördü, benden habersizce katıldığı 'Yeditepe Şiir Armağam'nı kazandı (1963). Ekmeğimi gazetecilikten ve gülmece yazarlığından kazanıyordum. Araya yeni kitaplarım ve olaylar girdi, 'Kavel'in yeni basımını düşünmeğe vakit bulamadım. Hem, o yıllarda, yeteri sayıda yayınevi de yoktu. 'Kavel'in ikinci basımını, 1967'de, o günün koşulları içinde, ben kendim yaptım. Çalışmakta olduğum basımevindeki, birikmiş alacaklarımı kurtarmak için bu yolu seçti ğimi belirtmeliyim. Kitaba yeni şiirler eklemiş, belgesel nitelikli bir de yazı koymuştum. Ayrıca, basımevindeki alacaklarıma karşılık 6500 veya 7000 adet bastırmıştım. Bunun yarısını ikinci, yarısını da üçüncü basım olarak düşü nüyordum. Çünkü, 1967'lerde, bir şiir kitabı için en iyimser sayı, 3000'di; daha yukarısı düşçülük olurdu. Üstelik, 3000 kitabı, özel ilişkilerle dağıtmak ve tüketmek kolay değildi. Gerçekten de kolay olmadı! 3000 kitabı beş yılda elden çı karabildim. Kitabın üçüncü basımı, ocak 1972'de yapılabildi. 3000 adet iç hazırdı; bir ressam arkadaşım, üçüncü basım için yeni bir kapak yaptı. Halkımız der ki "Güzelin yazgısı çirkin olur." Doğru, demek gerekiyor bu söze. 1963'de 'Yeditepe Şiir Armağanı'm kazanmış olan, beğenilmiş, sevilmiş, hakkında çok yazı yazılmış bir yapıt, benim beceriksizliğim, ilgisizliğim yüzünden, okurundan ayrı düşme tehlikesiyle karşı karşı ya gelmişti. 1977 şubatında, kitabı yeni basıma hazırladım. İstiyordum ki, sağlıklı bir basım ve dağıtımla okuruna ulaşsın bu sevdiğim, güvendiğim yapıt. Ne yazık ki, araya yeni yapıtım 'Haziranda Ölmek Zor’ girdi. 1977 yılında. Yeni kitaplar, yeni olaylar derken, aradan yine yıllar geçti. Gelin de, "güzelin yazgısı çirkin olur" sözüne inanmayın!.. 'Kavel'in kısa yaşamöyküsü işte bu! Onu, 1982'de kardeşlerinin arasına katıyor, yıllardır yoksun kaldığı havasına suyuna kavuşturuyorum. İnanıyorum ki, ilk basımıyla 'Yeditepe Şiir Armağam'nı kazanan bu yapıtım, tezgünde okurun eline ulaşacak ve hakkı olan yere oturacaktır. (Ankara, Temmuz 1982) (red john)
yazar/hasan-huseyin-korkmazgil kitap/kavel--11014 Hasan Hüseyin Korkmazgil, karşıt görüşlü yazarlardan en merak ettiğim yazarlardandı. Bu kitabını okudum tarzı bana hafif yazar/attila-ilhan vari geldi bu kitabın içinde ki şiirleri beğendiğimi söyleyebilirim. Öte yandan bu kitap yazarın ilk basılan şiir kitabıymış. Kitabın önsözü şöyle başlıyor. "Kavel", günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabımdır benim. Dili akıcı, dönemin toplumunda sosyolojik şiirler dene bilecek şiirlerde vardı. Eserin ilk adı "Hiroşima" olacakmıştı ama sonradan Kavel isminde karar kılınmış... (Münzevi Genç)
Kavel PDF indirme linki var mı?
Hasan Hüseyin Korkmazgil - Kavel kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kavel PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hasan Hüseyin Korkmazgil Kimdir?
Hasan Hüseyin Korkmazgil (d. 1927 - ö. 26 Şubat 1984), toplumcu-gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden biri olan Türk şairdir.
1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğmuştur. Hasan Hüseyin, Adana Erkek Lisesini 1948'de, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü 1950'de bitirdi. Öğretmenliğe Göksun'da başladı. Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. 1955-1960 yılları arasında Gürün ve Sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı.
1960'ta İstanbul'a, sonra Ankara'ya yerleşti. Akis dergisinde çalıştı. Bir süre de Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti (1968-1970). Kızılırmak adlı kitabı nedeniyle hakkında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla dava açıldı, 3 yıla mahkûm edildi ve aklandı.
Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Hasan Hüseyin'in ilk şiiri 1959'da Dost dergisinde çıktı. Bu yıllarda mizahi hikâyeleri de yayınlandı. Kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, Kızılkuğu (1971) ile TRT'nin 1970 Sanat Başarı Ödülü'nü, Filizkıran Fırtınası (1981) ile 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü'nü aldı.
Şair 1983'te beyin kanaması geçirdikten sonra bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. 26 Şubat 1984'te evinde yaşama gözlerini yumdu. Maltepe Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in eşi Azime Korkmazgil'den "Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz" şiirinde adı geçen Temmuz Korkmazgil (1965) isimli bir oğlu vardır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_Hüseyin_Korkmazgil
Hasan Hüseyin Korkmazgil Kitapları - Eserleri
- Acıyı Bal Eyledik
- Haziranda Ölmek Zor
- Acılara Tutunmak
- Kızılırmak
- Kandan Kına Yakılmaz
- Oğlak
- Temmuz Bildirisi
- Kavel
- Filizkıran Fırtınası
- Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin
- Işıklarla Oynamayın
- Koçero Vatan Şiiri
- Ağlasun Ayşafağı
- Kızılkuğu
- Tohumlar Tuz İçinde
- Made in Turkey
- Öhhööö!
- Bıyıklar Konuşuyor
- Ressamın Bıldırcınları
- Becerikli Çocuğun Düşleri
- Eşeğin Gözyaşları
- Bağdat-Basra Yollarında
- Ormanın Öcü
- Aşıcı Baba
Hasan Hüseyin Korkmazgil Alıntıları - Sözleri
- Ne tabanca ne bıçak seni ben siliverdim dünyadan şu kafamın içinde. (Işıklarla Oynamayın)
- İyi ki bilincindeyim çağımın İyi ki yaşıyorum bütün boyutlarıyla İyi ki sövebiliyorum ağızdolusu. (Acıyı Bal Eyledik)
- yıkıldı duvarlar başıma/ağıtlar örüldü içime/örenler çöktü döşüme dilden dile dolaşan türküye döndüm (Kızılkuğu)
- kavgayı şiiri ve seni çok seviyorum. (Oğlak)
- onbeş yıldır işsizdim onbeş yıldır yoktu yuvam onbeş yıldır sokaksızdım onbeş yıldır aradım bekledim umdum mağaramda (Kandan Kına Yakılmaz)
- Bir fikir ne kadar iyi güzel yüksek olursa olsun iyi ifade edilmedi mi beş para etmez (Bıyıklar Konuşuyor)
- işte dudakların derken bile bir umarsız eskimişlik bir çift ateş güvercin, külrengi bulut bir çift öptüm mü dudaklarını öptüğüm mü güvercinler bulutlar mı ateşler mi öptüğüm? anlamıyorum... (Oğlak)
- Ateşi ateşle söndürmenin aşkına düştüm... (Işıklarla Oynamayın)
- ayrı düşmüş bir eşkıya kırlangıçtı yüreğim (Koçero Vatan Şiiri)
- insan bazan ölümden de güçlü olabiliyor ey dost anaç bir ağaç gibi dinleniyor kaygularım şimdi güneşte aldanmak ne kolay ne temiz ne ilkel allahım (Kızılırmak)
- yoruldu yüreğimde ağlayan çocuk (Ağlasun Ayşafağı)
- herkes çekip gitmiş de bu güzelim dünyadan bir ben kalmışım gibi (Filizkıran Fırtınası)
- çok acılar çektim bağrım eziktir (Kandan Kına Yakılmaz)
- kollarımda uyuttuğum geceler seni göğsüme sığındığım geceler senin (Oğlak)
- biliyorum matarada su torbada ekmek ve kemerde kurşun değil şiir ama yine de matarasında suyu torbasında ekmeği ve kemerinde kurşunu kalmamışları ayakta tutabilir (Oğlak)
- ... yaşamamış yaşlanmışlar açılmadan eskimiş kitaplar gibi ... (Kızılkuğu)
- Ah bir iş bulabilsem!... İş çok diyorlar. Evet, ben de biliyorum, iş çok. İş çok ama, nerde olduğunu bir türlü bilemiyorum. (Öhhööö!)
- biliyorum matarada su torbada ekmek ve kemerde kurşun değil şiir ama yine de matarasında suyu torbasında ekmeği ve kemerinde kurşunu kalmamışları ayakta tutabilir… (Oğlak)
- nedendir bilmiyorum ağlamak istiyorum her şafak ... şafakta mı asmışlar sevdiklerimi ? (Haziranda Ölmek Zor)
- . bozgun gibi birşeydi yüreğimdeki! (Kızılkuğu)