Kefaret - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kefaret kimin eseri? Kefaret kitabının yazarı kimdir? Kefaret konusu ve anafikri nedir? Kefaret kitabı ne anlatıyor? Kefaret PDF indirme linki var mı? Kefaret kitabının yazarı Ian McEwan kimdir? İşte Kefaret kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ian McEwan
Çevirmen: Püren Özgören
Orijinal Adı: Atonement
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750703577
Sayfa Sayısı: 366
Kefaret Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
1935 yazının en sıcak gününde, on üç yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecilia'nın soyunup yazlık evlerinin bahçesindeki küçük havuza girdiğini görür. Tıpkı Cecilia gibi Cambridge'den yeni dönmüş olan çocukluk arkadaşı Robbie Turner de kızı gözlemektedir. O gün sona ermeden bu üç gencin hayatı bir daha düzelmemek üzere değişmiş olacaktır. Robbie ile Cecilia başlangıçta hayal bile etmedikleri bir sınırı aşacak ve küçük kızın hayal gücünün kurbanı olacaklardı. Başkalarına ait sırlara tanık olan Briony, bir suç işleyecek ve bu suçun kefaretini ödemek için ölene kadar çabalayacaktır. Booker Ödüllü yazar Ian McEwan'ın en yetkin kitabı olan Kefaret, edebiyat çevrelerinin alkışladığı bir başyapıt. Çocukluğu, aşkı, savaşı, İngiliz toplumunu ve sınıf ayrımını akıcı, etkileyici bir anlatımla sunarken utanç ve bağışlama, kefaret ve günahları hoşgörmenin güçlüğü üzerinde düşünmeye yöneltiyor.
Kefaret Alıntıları - Sözleri
- Onu sevmek, insanı yatıştırıyordu.
- Kötülük son derece karmaşık ve kafa karıştırıcı bir şeydi.
- Kitap okumak ve onlar hakkında yorum yapmak medeni bir varoluşun hoş, çekici eşlikçisiydi.
- ...Beklemek. Öteki kişi yaklaşırken, 1inin hiç1şey yapmadan zaman doldurması. Beklemek, ağır1sözcüktü...
- ... her şeyi yanlış anlamak, baştan sona yanlış yorumlamak ne kadar da kolaydı.
- ...her şeyi yanlış anlamak, baştan sona yanlış yorumlamak ne kadar da kolaydı...
- ...Duru, kusursuz çizgilerle çizdiği, kendi kendine yeten dünya, başka zihinlerin, başka ihtiyaçların anlamsız karalamalarıyla kirlenmiş, bozulmuştu...
- "Sorun galbimde, Emşire. Doğuştan yannış tarafta. Anacığım da böyleydi ... ... Bir daha hiç görmedim, Emşire. Ciddi üzüldüm, gerçekten. Ağlamaktan gözlerim kurudu.
- Tek bir çürük elma bütün sepeti mahveder.
- ..."Büyümek ha!" ..."Allah kahretsin! 18yaşındasın. Daha ne kadar büyümen gerekiyor? 18indeki askerler savaşta can verdi. Yollarda ölüme terk edilecek kadar büyüktüler. Bunu biliyor muydun?"...
- ...Geçmişle ilgili tek akla yatkın çözüm, hiç yaşanmamış olmasıydı...
- ..."kitap/clarissa-or-the-history-of-a-young-lady--240653 nasıl?" diye sordu delikanlı... "Sıkıcı." "Öyle dememeliyiz." "Keşke 1an önce üstesinden gelse." "Geliyor zaten. Kitap giderek güzelleşiyor."...
- ...Kötülük son derece karmaşık ve kafa karıştırıcı 1şeydi...
- Güzelliğin çok kısa bir paragraf oluşturduğunu keşfetmişti.Oysa çirkinliğin sonsuz çeşitlemeleri vardı.
- Beklemek. Öteki kişi yaklaşırken, birinin hiçbir şey yapmadan zaman doldurması. Beklemek ağır bir sözcüktü.
Kefaret İncelemesi - Şahsi Yorumlar
#1001kitap~~~: Yazarın okuduğum üçüncü 1001kitabı olan "Kefaret" olağanüstü 1 Kefaret bedeli sunmuştur, hayatları bedeller ödeyen insanlar, 1suçlamayla!!! değişen hayatlar, kurulan hayaller, aslında yaşanan durumlar... ~~~İnsanları mutsuz eden yalnızca habislik ve düzenbazlık değildi, kafa karışıklığı ve yanlış anlamaydı da; hepsinden çok da, diğer insanların da kendileri kadar gerçek olduğuna dair o yalın gerçeği kavrayamamaktı.~~~ 13 yaşındaki hikaye anlatmaya meraklı!!! Briony, ablası Cecilia, ailenin hizmetçisinin oğlu Robbie aynı zamanda Cecilia nın çocukluk arkadaşı ve üçünün hayatını derinden sarsacak ve etkileyecek 1 suç!!! Alt metinde herzaman vurgu yaptığı 2.DünyaSavaşı ve izleri, aşk, edebiyat, hikayelerinden gücü... Kitap İngiliz Edebiyatı bağlantılarıyla başlarken ki ara ara yine değinecek Ingilz edebiyatı yazarlarina ve yazma biçimlerine bu bağlamda girdiği Richardson ın Clarissa sından bahseder ki bence kitaptaki aşkı yaşayan karakterlerin sınıf durumu ve benzerlikleri olabilir diye düşündüm 1i hizmetçi 1i evin sahibi olma özelliğinden diye bağlantı kurmuş olabilirim ama kitap çevrilmediği için hala okuyamadim ama olsundu ben okumadan da çok severim o kitabi, zira okumadan aşık olduğum kitaplar arasındadır :-))) bu yönüyle 1edebiyat şöleni içinde oluyoruz zaten bu benim için kitabın "+" durumuydu... Kuşku, insan zihni, yanlış anlama üzerine derin psikolojik analizler mevcut kurduğu bağlantılarla ki yazarın genel tarzıdır vurgulamak istediği psikolojik olayda analiz yapmak, düşündüren sarsıcı cümleler kurmak o yönüyle de yazarın yeri yanımda başkadır. "İçerde olmanın ne demek olduğunu biliyor musun" ya da "Büyümek mi 18yaşında insanlar asker" dediği yerlerde kendimce sorgulamalarım artmıştır zira yanlış anlamasıyla tıp eğitimi almak isteyen 1edebiyat gönüllüsü gencin hayatının tümüyle değişmesine neden olmuştur... """Beklemek""" yani bu durum daha güzel anlatılmazdı bence... Ne sınırsız 1düşünce değil mi beklemek insan sevdiğini bekler, herhangi 1 sonucu bekler ya da kabullenilmeyi bekler, umudu bekler... Briony aldığı mektuptaki dile gelmiş gerçekler bence çok etkileyiciydi özelikle 2.durumdaysaniz 1doktora görünün dediği yer yine kitabın en vurucu yeriydi ki kitabın sonundaki yine Briony nin durumuyla karnıma tekme yemiş gibi oldum çünkü bu durum iyi mi kötü mü bilemedim yılların kefaretinin sonucu ağır tabi hayat ilginç ayrıntılardan ibaret olunca şaşırmamak gerekiyor... "Kefaret" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olup iyiki okudum keşke bukadar bekletmeseydim dediğim kitaplar arasında yerini aldı tüm edebiyat bağlantıları ve kurduğu psikolojik durumlarla çokça sevdim, herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar... ~~~her şeyi yanlış anlamak, baştan sona yanlış yorumlamak ne kadar da kolaydı~~~ (Ayşe...)
Kefaret : işlenmiş olan bir günahı bağışlatmak umuduyla verilen sadaka ya da tutulan oruç. Her günahın kefareti olur mu? Bu kitapta anlatılanlar bu soruyu sorduruyor okuruna. Yazardan her kitap okuduğumda aklıma şu soru geliyor; Sen olsan ne yapardın? Sizi belki de yüzleşmek istemediğiniz alanlara götüren bu soruyu sordurmak yazarın başarısı bana kalırsa. Kitapta 13 yaşında Briony ile başlıyoruz yolculuğa. Öykü yazmaya meraklı, hayal gücü gelişmiş bir çocuk. Bir gün gördüklerini hayal gücünün etkisiyle yanlış yorumlaması, pek çok etkenin zihnini yanlış yönlendirmesi ile yaptığı tanıklık, söylediği yalan pek çok insanın hayatını baştan sona değiştiriyor. Sonraki bölüm bizi savaş yıllarına götürüyor, sorgulamalar devam ediyor ve savaşın dehşeti karşısında insanın hayata bakış açısının nasıl bir değişime uğradığı, savaşın tüm dehşetine rağmen bir insanı tek bir cümlenin nasıl motive ettiği ve güç kazandırdığına tanıklık ediyoruz. Çocukken yaptığı hatanın farkına varmasıyla bu günahını affettirmek adına kefaret ödemeye karar veren Briony bana Dostoyevski'nin şu sözünü hatırlattı; "Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inmeye çalışın çünkü mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o kadar artar. " (Mine Oral)
1935 yazında bir gün Tallis ailesinin on üç yaşındaki kızı Briony, ablası Cecilia ile ailenin hizmetçisinin oğlu, Cecilia’ nın çocukluk arkadaşı Robbie arasındaki bir yakınlaşmaya şahit olmasıyla başlıyor. Yanlış yorumlanan, on üç yaşın bilgisizliği ve hikâye anlatmaya olan merakı bu üç kişinin hayatını derinden etkileyecek bir suç işlemesine sebep oluyor. Üç bölümden oluşan bu eserde ikinci dünya savaşına , oradan da yirminci yüzyılın sonlarına kadar takip eden Kefaret aşk, savaş, çocukluk ve hikâyelerin gücü hakkında beni derinden etkileyen bir okuma oldu. Mutlaka tavsiyemdir. (Nurhan ŞENGÜL KILINÇ)
Kefaret PDF indirme linki var mı?
Ian McEwan - Kefaret kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kefaret PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ian McEwan Kimdir?
İngiltere’nin Aldershot kasabasında doğan McEwan çocukluğunun büyük bir kısmını subay olan İskoç babası David McEwan’ın atandığı Doğu Asya, Almanya ve Kuzey Afrika’da geçirdi. Woolverstone Hall School, University of Sussex ve University of East Anglia’da öğrenip gören yazar, Malcolm Bradbury’nin öncülük ettiği “Yaratıcı Yazarlık Kursu”nun ilk mezunlarından biri oldu.
İki kere evlenen McEwan’ın ikinci eşi olan Annalena McAfee The Guardian’ın eleştiri bölümünün eski editörlerindendir. 1999 yılında ilk eşi olan Penny Allen vesayeti tıpkı 15 yaşındaki abisi gibi babaları McEwan’a verilen 13 yaşındaki küçük oğulları ile birlikte kaçtı.[1]
2004’ün Mart ve Nisan aylarında - Britanya Devleti, yazarı Amerika’nın First Lady’si Laura Bush’la yemek yemeye davet ettikten hemen sonra - McEwan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne girişi uygun vizeye sahip olmadığı için reddedildi.[2] Britanya basınında yapılan yayınların arkasından McEwan Birleşik Devletler’e “Sizi hala kabul etmek istemiyoruz ama dışarıda olmanız pek çok uygunsuz yayına sebep oluyor” açıklaması ile kabul edildi.[3] Daha sonra Birleşik Devletler kendisine bir özür mektubu yolladı.[4]
Royal Society of Literature, Royal Society of Arts, American Academy of Arts and Science McEwan’ın üye olduğu bazı gruplardır. 1999 yılında Hamburg’da Alfred Toepher Vakfı tarafından Shakespeare Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca British Humanist Association’ın seçkin destekçilerinden olan McEwan 2000 senesinde İngiliz Şövalyelik Ödülü ile ödüllendirildi.
Ian McEwan, 2002 yılında II. Dünya Savaşı sırasında başka bir aileye evlat olarak verilen bir erkek kardeşe sahip olduğunu öğrendi ve bu hikâye 2007 yılında kamuoyu tarafından duyuldu.[5] McEwan’dan 6 yaş büyük olan ve aynı anne babaya sahip olan duvar ustası David Sharpe, McEwan’ın ebeveynlerinin evlenmeden önce yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya geldi. McEwan’ın annesi aşığıyla ilk kocası savaşta öldükten sonra evlenebildi. Ian ise bu nikahtan birkaç sene sonra dünyaya geldi.
McEwan’ın yayınlanan ilk eseri 1976 yılında Somerset Maugham Ödülü’nü kazandığı kısa hikâyelerinden oluşan İlk Aşk, Son Törenler (First Love, Last Rites, 1975) isimli kitabıdır. Bu kitabı iki ilk roman sayılabilecek The Cement Garden (1978) ve Yabancı Kucak (The Comfort of Strangers, 1981) isimli eserler takip etti. Bu iki roman McEwan’ın edebiyat dünyasında “Ian Macabre” olarak anılmasına sebep oldu.
1997’den yayınlanan ve erotomani hastalığına yakalanmış bir insanı konu alan Sonsuz Aşk (Enduring Love) isimli romanı Man Booker Ödülü aday listesinde yer alamamasına rağmen pekçokları tarafından bir başyapıt olarak nitelendirildi. McEwan Booker Ödülü’nü 1998 yılında Amsterdam’da Düello (Amsterdam) isimli romanı ile aldı. Bir sonraki romanı Kefaret (Atonoment, 2002) de çok büyük beğeni kazandı. Time Dergisi eseri 2002 yılının en iyi romanı ilan etti ve roman Booker Ödülü aday listesine girdi.
2005 yılında yayınlanan romanı Cumartesi’de (Saturday, 2005) başarılı bir beyin cerrahının bir cumartesi günü yaşadıklarını işledi. Romanın ana karakteri olan Cerrah Henry Perowne’un evi Londra’nın merkezinde ünlü bir meydandadır. McEwan da Oxford’dan Londra’ya geri taşındıktan sonra aynı meydanda bulunan evinde yaşamaktadır. “Cumartesi” James Tait Black Memorial Prize ile ödüllendirildi. An itibarı ile son kitabı olan On Chesil Beach, 2007 senesinde çıktı ve aynı sene Booker Ödülü adaylarından biri oldu.
McEwan ayrıca pek çok film senaryosuna, bir adet sahnelenmiş oyuna ve bir oratoryaya imzasını atmıştır. 2007 Ağustos’unda “For You” isimli operanın metinlerini yazmaya başlayan McEwan’ın bu eseri Michael Berkeley tarafından bestelenecek ve 2008 yılı içinde icra edilecektir.2006 yılı sonunda, McEwan’ın büyük beğeni kazanan romanı Kefaret’i Lucilla Andrews’ın otobiyografisi “No Time for Romance”’den yaptığı intihalle yazdığı iddia edildi. Yazar masumiyetini The Guardian’da savundu, Andrews’un çalışmasından Kefaret’i yazdıktan sonra haberi olduğunu söyledi. McEwan, Amerikalı büyük yazar Thomas Pynchon’ın da içinde bulunduğu pek çok önemli yazar tarafından da savunuldu.
İlk romanı The Cement Garden’ın orijinalliği hakkında da yorumlar yapılan McEwan’ı son olarak Claire Henderson-Davis “On Chesil Beach”’de annesinin ismini kullanıp ebeveynlerinin hayat öykülerini anlatmakla suçladı. McEwan bütün bu suçlamaları da reddetmektedir.
Ian McEwan Kitapları - Eserleri
- Çocuk Yasası
- Fındık Kabuğu
- Kefaret
- Sahilde
- Yabancı Kucak
- Sonsuz Aşk
- Amsterdam'da Düello
- Benim Gibi Makineler
- Hamamböceği
- Beton Bahçe
- Cumartesi
- Kayıp
- Masumiyet ya da Özel İlişki
- Beton Bahçe - İlk Aşk, Son Ayin
- Siyah Köpekler
- Bir Parmak Bal
- Düş Yolcusu
- Solar
- İlk Aşk, Son Törenler
- İlişkiler
Ian McEwan Alıntıları - Sözleri
- “Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman.” (Beton Bahçe)
- Can sıkıntısıyla, mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına.. (Fındık Kabuğu)
- Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahkum edilmekti... (Çocuk Yasası)
- "Hayal görmek hakkında hayal kuruyordun." (Düş Yolcusu)
- Bazen bir haksızlık üzerine fazla kafa yoran insanlarda öç hırsı bir tür yükümlülük duygusuyla karışır. (Amsterdam'da Düello)
- Dünyanın böyle ayrıntılarla, böylesine minik insani zaaflarla dolu olması onu boğuyordu.. (Çocuk Yasası)
- Önemsenmeyen şimdiki zaman döne döne uzaklaşıyor bizden .. (Fındık Kabuğu)
- Beden yalan söyleyemez , ama zihin başka bir ülkedir . (Fındık Kabuğu)
- "Herşeyi derinden hissediyorum. Söyleyebileceklerimden daha fazla." (Benim Gibi Makineler)
- Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir. (Sonsuz Aşk)
- ... Kendimizi şimdiki zamanı yaşamak için özgür kılamazken, başkalarını özgürleştirmek üzerine düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzlukları hakkında düşünmek istiyorduk. Kendi sefilliğimizi örtbas etmek için, onlarınkini kullanıyorduk. Bizim sefilliğimiz de, hayatın bize sunduğu basit güzellikleri kabul edemeyişimiz ve onlardan mutlu olamayışımızdı... (Siyah Köpekler)
- “Kendini eylemle uyuşturuyordu.” (Kayıp)
- Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği (Hamamböceği)
- Latince ‘hamamböceği’. (Hamamböceği)
- “Kabul edilemeyen şey ırkçı olmaktır.” (Amsterdam'da Düello)
- Hayat, hayat kurtarmaktan öte bir şey olmalı. (Cumartesi)
- Ağlamaları arasında Julie’yle Sue anlaşılmaz şeyler söylüyordu, belki kendi kendilerine, belki birbirlerine. Ben de onlar gibi kendimi bırakabilmeyi istedim, ama biri beni seyrediyor gibi hissettim. Gidip aynada kendime bakmak istedim. (Beton Bahçe)
- Kendimizi içinde bulunduğumuz ana bırakamıyorduk. Onun yerine başka insanları özgür bırakmayı düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğunu düşünmek istiyorduk. Kendimizinkini gizlemek için onların sefilliğini kullandık. Ve bizim sefilliğimiz,yaşamın bize sunuğu basit, güzel şeyleri kabul edip onlara sahip olmaktan mutluluk duymayı beceremediğimizdendi. (Siyah Köpekler)
- Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar. (Yabancı Kucak)
- Can sıkıntısıyla mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına. (Fındık Kabuğu)