Kelebek Adası - Sarah Jio Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kelebek Adası kimin eseri? Kelebek Adası kitabının yazarı kimdir? Kelebek Adası konusu ve anafikri nedir? Kelebek Adası kitabı ne anlatıyor? Kelebek Adası PDF indirme linki var mı? Kelebek Adası kitabının yazarı Sarah Jio kimdir? İşte Kelebek Adası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sarah Jio
Çevirmen: Fatma Zeynep Öztürk
Editör: Gökçe Yavaş
Tasarımcı: Karen Yardımlı
Orijinal Adı: Butterfly Island
Yayın Evi: Pena Yayınları
İSBN: 9786059441032
Sayfa Sayısı: 288
Kelebek Adası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mavi kelebeklerin hikayesini bilir misiniz? Mavi kelebekleri her yerde göremezsiniz. Oldukça nadir görülürler. Sabah uyandığınızda, “Bugün mavi kelebekleri görmeye gidiyorum,” diyemezsiniz. Siz onları değil, onlar sizi bulur. Efsaneye göre bu kelebekler, değişimin habercisidir. Olur da gündoğumunda yolunuzu bir mavi kelebek keserse, bilin ki artık hayatınız eskisi gibi olmayacaktır. Ne hayatınız ne kaderiniz ne şansınız... Artık bildiklerinizi unutun. Belki bambaşka biri girer hayatınıza. Belki bambaşka bir yerde uyanırsınız. Ya da ilk kez adımınızı attığınız bir yerde kendinizi hiç olmadığınız kadar huzurlu ve evinizde hissedersiniz. Kaybolurken bulunursunuz. Geldiğinizi sanarken gittiğinizi görürsünüz. Hayata başka bakarsınız mavi bir kelebek kanat çırptığında, çünkü size başka bakıyordur artık hayat.
Kelebek Adası Alıntıları - Sözleri
- Hayatım boyunca gözlerinde çok fazla keder gördüm. Ama şimdi ilk defa, tüm keder gitmiş. Buraya aitsiniz.
- Yol almak istiyorsa tüm gücünü kullanması gerekiyordu.
- hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır .. sadece yaşa ve bırak olsun gitsin ..
- “Gittiğim bütün yollar sana çıkıyor.”
- O an fark ettim ki değişen bir şey vardı. İçimdeki bir şey solup ölmüştü gerçekten.
- “Mutlu olmam gerekiyordu, biliyordum. Ama mutluluktan vazgeçeli uzun zaman olmuştu.”
- “Hayat eski ve yeni anılardan oluşan komik bir şey…”
- Yasımı öyle ağır bir yoğunlukla tutmuşlardı ki kalpleri ve akılları geri dönüşümü ve dönüşümün yarattığı durumları kabullenemiyordu. Çok acıydı ama artık onların dünyasına uymuyordum.
- Birden her şey anlamını yitirmişti. Kendimi her zamankinden daha yitik hissediyordum.
- “Anılar… İnsanı bıçak gibi kesiyordu.”
- Bence artık kendini affetmen gerek.
- “Okumayı sevdiğimi biliyordu. Bu, benim kaçış yolumdu.”
- Küçük hatalar büyük sorunlar doğurur.
- “Seni terk etmek hiçbir zaman planımın bir parçası değildi.”
- “İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçırıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin.”
Kelebek Adası İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sanırım, mavi kelebek görmeye ihtiyacım var.. Yine adalarda canlanan hayaller, yine müthiş kurgu.. olayları kendiniz yaşıyormuşsunuz gibi hissettirmesi.. fevkalade (TUFAN KARAKAYA)
Daha iyisini okuyana kadar hayatımın en güzel kitabı olarak kalacak. Ağlayarak okuduğum kitapları hafızamdan silemiyorum, onunla özdeşleşiyorum. -SPOILER İÇERİR- Charlotte eşi Erzik’le birlikte gemiyle balayına çıkar. Gezide başka bir gemiye binip gezeceklerken Erik biletini basmayı unuttukları için ona katılamaz. Yarım saat sonra başka gemiyle yanında olacağını söyler. Ama tabii işler böyle gitmez. Charlotte’nin ve balayı sırasında tanıştıkları Gray’in gemileri kaza yapar. Sadece ikisi sağ kalır, kaptan da dahil herkes ölür. İşte kitap buradan itibaren başlıyor. İkisi çok farklı bir adaya ulaşır. Bu adada imkansız olan her şey mümkün gibidir. Örneğin, Gray astım hastasıdır ama bu adada bir sorun yaşamaz. İkisinin bu adada yaşadıklarını, daha önce bu adaya yolu düşüp ölenlerin hikayelerini görüyoruz. Onların yaşam mücadelesi içine aktarılan farklı karakterlerin hikayelerini de ben çok başarılı buldum. Örneğin, Evan adlı birinin kedisinin o adaya yolunun düşmesi ve Charlotte ile Gray’in karşılarına çıkması güzeldi. Evan’ın Charlotte’nin gemide karşılaştığı Louise adlı yaşlı birinin oğlu olması gibi. Çocuğunun hastalığı için para çalan birinin evlerinin bahçesine para gömüp adada ölmesi, Charlotte’nin o parayı çocuğuna ulaştırması vb. Böyle hikayeler güzeldi. Charlotte ve Gray o adada 2 sene kaldılar. Bir gün boş bir tekne geldi. Charlotte o tekneyle eve dönmek istiyordu ama Gray istemedi. Zaten dönemezdi de, çünkü karısını öldürmekle suçlandığı için aranıyordu. Charlotte onu bırakıp tekneyle gitti. Başka bir tekne onu bulup kurtardı. Burada Charlotte yerinde olsam be yapardım bir türlü karar veremiyordum. Acaba aşık olduğum kişiyi orada bırakıp gider miydim? Giderdim herhalde, sonuçta bilinmez bir adada bir ömür yaşanmazdı. Ama onu bir daha bulamayabilirdim de bu riski göze alabilir miydim? Bilmiyorum. Charlotte geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi değildi. Eşi Erik bir başkasıyla evlenmişti hatta çocuğu vardı. Evlendiği kişi de Gabby idi. Yani Charlotte’in en iyi arkadaşı. Zaten daha bu olaylar olmadan önce Charlotte Erik’in fotoğraf makinesinde bir başkasına ait fotoğraflar bulmuştu, Gabby’nin fotoğraflarını. Gabby’nin böyle bir şey yapmasına hiç şaşırmadım. Çünkü kendinde olmayan mutluluğu başkasında gören onu çalmak için her şeyi yapar. Charlotte, Gabby’i affetti. Ama ben olsam affetmezdim. Ben kaybolduktan sonra eşimle evlendiği için değil, öyle olsa belki affedilebilirdi. Hani benim yokluğumda birbirlerine iyi gelmişler, diyebilirdim. Ama onların ilişkileri Charlotte kaybolmadan önce başlamıştı. İşte bunun için affetmezdim. Charlotte döndükten sonra Gray’in annesini buldu, Gray’in suçsuzluğunu kanıtladılar. Hatta hamile kaldığını bile öğrendi. Normalde çocuğu olmuyordu, bu da adanın sihirlerinden biriydi. Bir kızı oldu, adını Lecia koydu. Daha sonra Gray’i bulmaya yola çıktı. Ama başarılı olamadı. Tam 30 yıl sonra buldu. Onunla röportaj yapmak isteyen Jeremy ve kızı ile yola çıktı. Onu buldu ve ikisi o adada yaşamaya karar verdiler. Normal şartlarda bence bu mümkün değildi. Çünkü röportaj gazetelerde yayınlandıktan sonra bence orayı diğer insanlar istila ederdi. Bir de Gray kızını yeni öğrendi. Kızlarını bırakıp oraya yerleşmeleri ne kadar mantıklı bilemiyorum. Neyse sonuç olarak kitabı çok sevdim. Ve bu kitaptan öğrendiğim bir şey varsa o da hiçbir şeyin boşu boşuna yaşanmadığı. Her hikayenin bir nedeni var ve her insan bir hikayede kendine yer buluyor. (Selin)
"İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin" (s. 34) Charlotte ve eşi Erik, balayı için gemiyle seyahat etmeye başlarlar. Erik, gemi ile yolculuk yaparken biraz rahatsız olduğu için o zaman dilimi içinde Charlotte sık sık tek başına vakit geçirir. Yine tek başına gemide yemek yerken masasına bir adam oturur. Charlotte sohbet etmek amacıyla girişim de bulunsa bile adam hiç bir şey yokmuş gibi davranır. Daha sonra balayına devam etmek için başka bir gemiyle devam etmek zorunda kalan çift tam seyahat edecekken Erik bir biletin eksik olduğunu öğrenir. Ve Charlotte tek başına yolculuk eder ama ne tesadüftür ki o gemide o akşamki adam da vardır. Gemi olağanüstü bir kaza geçirir ve hayatta kalanlar ise sadece Charlotte ve o adamdır-Gray-. Hayatta kalmak adına mücadele verirler. Bir adaya sığınırlar. Bilindik sıradan bir ada değildir burası. Hastalıklara şifa olan ve içinde mavi kelebeklerin olduğu bir ada düşünün... Hikayenin devamında "Aslında hiç bir şey göründüğü gibi değilmiş." kanısına varsak bile, hiç beklenmedik hayatlarla karşılaşsak bile unutmayalım ki; "Hayat eski ve yeni anılardan oluşan komik bir şey. Bazen yan yana olan kareler birbirine uymuyor ama ortaya çıkan şeye bütün olarak baktığında bir şekilde hepsi birbirini tamamlıyor." (s.94) Kitabın sürükleyici anlatımı ile olayı birebir yaşamanıza sebep olur. Merak uyandıran kitapları seven arkadaşlara kitabı okumalarını tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim... (Nisanur Pile)
Kelebek Adası PDF indirme linki var mı?
Sarah Jio - Kelebek Adası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kelebek Adası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sarah Jio Kimdir?
Sarah Jio, 18 Mart 1978 yılında doğdu. Amerikalı yazar, çocukluğunu Washington’da geçirdi. Ardından Western Washington Üniversitesi’ne girdi ve İletişim Fakültesi’nden mezun oldu.
Sarah Jio, Glamour dergisinin baş yazarlarından biridir. Yazarın birçok dergide ve gazetede yüzlerce makalesi yayımlanmıştır. Gazetecilik bölümü mezunu olan Sarah Jio’nun gazetelerde ve dergilerde yayımladığı makalelerin konuları; yemek, beslenme, sağlık, eğlence, seyahat, kilo verme, alış-veriş, psikoloji, bebek ve çocuk bakımı üzerinedir.
Sarah Jio’nun ilk romanı Mart Menekşeleri, 2011 yılının Nisan ayında yayımlandı ve büyük başarı elde etti. Kısa zamanda Türkçe de dahil birçok dile çevrilen kitap, 2011 yılında Library Journal’ın “Yılın En İyi Kitabı” ödülüne sahip oldu. Kitap yazarlığı konusunda uluslararası başarıyı yakalayan Sarah Jio’nun diğer eserleri Böğürtlen Kışı, Son Kamelya, Yeşil Deniz Kabuğu, Agapi, Yağmur Sonrası ve 2016 yılında yayımlanan Kelebek Adası adlı kitaplardır.
Sarah Jio Kitapları - Eserleri
- Böğürtlen Kışı
- Mart Menekşeleri
- Yağmur Sonrası
- Son Kamelya
- Yeşil Deniz Kabuğu
- Gündüzsefası
- Kelebek Adası
- Elveda Haziran
- Agapi
- Paris'ten Çiçeklerle
- Gündüz Sefası
- Acı Tatlı Hayat Hikayem
- Londra'dan Sevgilerle
Sarah Jio Alıntıları - Sözleri
- “Teşekkürler ama ben kendi şansımı kendim yaratırım.” (Son Kamelya)
- İnsan hala gerçek olmasını istediği bir rüyaya nasıl veda edebilirdi ki? (Yeşil Deniz Kabuğu)
- Mutlu görünmeleri mutlu oldukları anlamına gelmiyor. (Agapi)
- "İçindeki eli tutmak istiyorum” (Yeşil Deniz Kabuğu)
- -Ne gördün...? - Hiçbir şey... -Yani aşık değiller mi..? -Hayır... -Ama çok mutlu görünüyorlar -Mutluluk aşk demek değil... (Agapi)
- "Bir kadının yüreği; sırlarla dolu bir denizdir.." (Mart Menekşeleri)
- Artık akıtacak gözyaşım kalmayınca okumaya başladım. (Londra'dan Sevgilerle)
- "Eminim yıldızların daha söyleyecek çok şeyleri vardır..." (Son Kamelya)
- "Bilirsin, her şey bir anda altüst olur. Acı çekersin. Sonra öylece oturup, her şeyin bir şekilde yeniden mükemmel olmasını beklersin. Ama olmazlar. Asla olamazlar. Artık mükemmel şeyler yoktur. Sadece eskisinden farklı şeyler vardır. Ama o farklı şeyler de harika olabilir." (Gündüzsefası)
- Küçük hatalar büyük sorunlar doğurur. (Kelebek Adası)
- "Ve şimdi onun adını anmak, kalbimdeki eski bir yarayı yeniden açmıştı." (Yağmur Sonrası)
- “Bütün hayatımı yüz üstü bırakıyormuşum gibi hissediyorum." (Yeşil Deniz Kabuğu)
- "Bir yerden başka bir yere giderek kendinden kaçamazsın." (Gündüzsefası)
- Geriye çekildim, kazağımı omuzlarıma sarıp geceye doğru yürüdüm, yalnız. Victor beni takip etmedi. Attığım her adımla beraber o bildik dikenli sarmaşığın kalbimin etrafında büyüdüğünü hissettim. Artık kırmızı ruj olmayacaktı. Artık Montmartre' ye yürüyüşler veya aptalca resimler ve eskizler olmayacaktı. Bütün bu haftalar boyunca adeta rüya görüyordum. Ve şimdi uyanmıştım, tamamen uyanmıştım. (Paris'ten Çiçeklerle)
- “Mutlu olmam gerekiyordu, biliyordum. Ama mutluluktan vazgeçeli uzun zaman olmuştu.” (Kelebek Adası)
- " insan değişiyor. sende göreceksin. " (Yağmur Sonrası)
- Hepimize tek bir hayat verildi. Bizim görevimiz onu faydalı, güzel ve doyurucu kılmak. Istırap çekeceğimiz, nefret edeceğimiz şeyleri yapmanın bir anlamı yok. Sonunda bize tahammülümüz için ödül falan verilmeyecek. Geride sadece harcanmış bir hayat kalacak. (Elveda Haziran)
- gerçek dostluk, kendin mutlu değilken başkasının mutluluğuna sevinebilmektir. (Böğürtlen Kışı)
- Seni bekliyor olacağım. Eğer gelirsen yeniden birlikte olabileceğimizi düşüneceğim. Gelmezsen o zaman anlarım ki artık birbirimiz için bitmişiz. O zaman hayatıma sensiz devam etmek için planlar yapıp sana elveda diyeceğim. (Mart Menekşeleri)
- Aşk’ın olduğu her yerde mutlu olabilirsin. (Agapi)