Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken - Cemal Kafadar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kimin eseri? Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kitabının yazarı kimdir? Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken konusu ve anafikri nedir? Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kitabı ne anlatıyor? Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken PDF indirme linki var mı? Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kitabının yazarı Cemal Kafadar kimdir? İşte Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cemal Kafadar
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753427067
Sayfa Sayısı: 200
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Cemal Kafadar bu kitapta bir araya getirdiği dört denemede, on altıncı ve on yedinci yüzyıllar Osmanlı dünyasından dört kişiyi ele alıyor: Babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumak için divan-ı hümayuna başvuran Mustafa adlı Yeniçeri; İstanbul'da günce tutan Seyyid Hasan adlı derviş; Tıcaret için gittiği Venedik'te ölen Ayaşlı Hüseyin Çelebi; rüyalarını kaleme alarak şeyhine mektupla gönderen ve bu yolla irşad edilmeyi bekleyen Üsküplü Asiye Hatun. Yazıların her biri ampirik malzemeye, Kafadar'ın arşivlerde ve yazma kütüphanelerinde bulduğu kaynaklara dayanıyor, ancak tarihçinin "uzak gözlüğü" saydığı yöntem, paradigma ve felsefe sorunlarıyla da uğraşıyor. Osmanlı tarihi konusundaki ezberlerimizi bozarak, yeni baştan düşünmeye davet eden bir kitap.
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken Alıntıları - Sözleri
- Tarih yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir.
- aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti.........
- "İnsan kalbi" der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır."
- “Nedir bu dünyanın hali? Nedir bu insanların çekişi?” Sorularının peşinden gitmek isterseniz tarihle ilgilenmeğe başlamışsınız demektir. Burada maksat, çekilmiş çileleri, yaşanmış zulümleri tekrar tekrar terennüm etmek değil. İnsanların hayata nasıl anlam ve zevk, derinlik ve eğlence kattıklarını, kendilerine özerk yaşama ve ifade alanlarını açtıklarını, üreticiliklerini ve yaratıcılıklarını sergilediklerini, hınzırlıklarını ve hergeleliklerini anlamak da bu işin parçası, hatta -Cioran’ın affına sığınarak- benim tercihimdir, ama tosladıkları ve ördükleri duvarları, çektikleri ve çektirdikleri kahırları unutmadan.
- Kendini tüketim tercihleriyle ifade ettiğine giderek inandırılan, aynı zamanda son yılların teknolojik imkânlarıyla, her harcaması izlenebilen ve hatırı sayılır bir ölçüye kadar yönlendirilebilen insanların “kendileri olmak” konusunda ne kadar bağımsız davranabildiğini sorgulamak gerekir. Cep telefonu ve internet yoluyla dünyanın her yerinde her an ulaşılabilen insanların kendilerini dünyadan yalıtma halini yaşayabildiklerinden şüphe etmek için çok sebep var. Tefekkür ve/veya zühd ile içine dönmek günümüzde nereye kadar mümkün?
- "İnsan kalbi, " der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır."
- "... bir biçim arayan karmakarışık ilişkilerin örümcek ağları."
- Tarih yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir.
- Ömrünün yarısının “talana gittiğini” hisseden bir adam, “şu dünyanın tasası daha kimleri öğüttü?” diye hayıflanmaktadır
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"tarih, yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir. ": kitap/kitap--30807 ..........bilmem kim varmis?:) kitabii tammm baska bi kafayla dusunmustum,okuyunca sok olmadim degil,ne okudum acaba diye sasirmadim degil:) yazar/i11320 in 1986-94 seneleri arasında yayımlanmış dört makalesinden oluşan kitabıdır... "bu kitapta okuyacağınız yazıların her biri şaşkınlık ürünüdür."( yazar/i11320)valla ben bol bollll sasirdimmm) Megerse kitabin ismi kitap/kitap--55307 in bir koşma türünde bir eserinden, bir dize. "sual eylen bizden evvel gelene kim var imiş biz burada yoğiken" kitabın giriş bölümünde harika bir tespit yapmış Cemal Kafadar: "tarih, yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir. nitekim karacaoğlan da 'kim var imiş' diye sorar, onların kanlı canlı insanlar olduklarını hatırlatacak şekilde, şimdi yok olduklarını değil bir zamanlar var olduklarını ifade ederek. dönüp seyir ettiğimiz zamanlar için bir yokluk söz konusu ise, o bizim yokluğumuzdur, anlama çabasıyla telafi etmeye çalıştığımız yokluğumuz. 'onlardan sonrası' olduğumuzun ve bir de 'bizden sonrası' olacağının bilinciyle, yani bugüne ait ve geleceğe dönük bir perspektifle anlamağa çalıştığımız birileridir mazinin insanları. yunus gibi ölüm gerçeği ve ahiret üzerine düşünmek isteyenler felsefeye yönelse gerektir, karacaoğlan gibi hayat ve dünya üzerine düşünmek isteyen ise tarihe...".. bireysel tarihe odaklanması bakımından cok farklı bir kitaptır. ayrıca her makale farklı bir ön yargıyı, ön kabulü yıkmaktadır. eserin ilk makalesinde Kanuni döneminde de yeniçerilerin mal edinebilme haklarının olduğunu görüyoruz. türkler dış dünyadan nefret eder, korkarlar, bu yüzden ülke dışına çıkıp ticaret yapmazlardı." diyenler için venedikte ölen bir türk tüccarın mallarının ve parasının iadesi sorunu ile ilgili kayıtları yayınlamıştır. bir ön kabulde böylelikle yıkılmıştır. "türkler için bireysel kayıtlara ulaşamazsınız, barbar türk halkı kayıt tutmazdı" ön kabulü de bir dervişin günlük benzeri defteri ve bir hatunun rüya defteri ile yıkılmıştır.. (Vusala121)
"Osmanlı tarihini hazmedebilmiş değiliz.": Kitap ismini Karacaoğlan'ın dizelerinden almış. Karacoğlan der ki bakın olana Ömrümün yarısı gitti talana Sual eylen bizden evvel gelene Kim var imiş biz burada yoğ iken Sizce de, şimdi yoklar değil de, bir zamanlar vardılar düşüncesini vurgulayan dizeler değil mi bunlar? Ne anlamlı, ne zarif bir seçim. Harvard’da Osmanlı Tarihi dersleri veren, Dünya’nın tanıdığı sayılı Osmanlı tarihçilerinden Prof. Dr. Cemal Kafadar şöyle demiş: “Benim asıl meselem Osmanlı’nın şu ya da bu tarafını örnek almak yerine Türkiye’nin tarihiyle barışık bir şekilde yaşayan bir toplum olması. Osmanlı tarihini hazmedebilmiş değiliz. Sanki geçmişimizle ilgili bir fazlalık. Barışamadığımız bir dönem; fazla gurur duymak da barışamamanın alametidir bence. Helalleşemediğimiz bir dönem. Bitti Osmanlı tarihi. O noktayı da koyamadık. Miras başka şey.” Söyleşisinden aldığım bu cümleleri okuyunca, doğrusu haksız da değil dedim. Bu kitabın varlığından hayatta nadir olarak rastlayabildiğimiz güzel insanlardan biri sayesinde haberdar olmuştum. Güzel insanlardan da iyi şeyler öğrenirsiniz. Dünya'nın öbür ucunda benden armağan olarak istediği tek şey bu eserdi. Bir zaman sonra kendim de bir okuyayım dedim. Önsöz kısmında neredeyse yarım bırakacaktım ama sebat ettim ve sayfalar birbiri ardına akmaya başladı. İyi ki okumuşum. Tarihe merakınız varsa yalnızca giriş bölümünü bile okusanız çok şey kazanacaksınız. Klasik tarih yazıcılığının ötesinde bir eser bu. Toplum ve otorite tarafından kabul görmüş biçimiyle değil de mektup ve hatıratları kullanarak anlatmış tarihi. Belki de bir gün “Sokakta yürürken rastlayabileceğimiz insanlardan yola çıksam ne güzel tarih araştırması yaparım.” düşüncesiyle uyanmıştı yazar. Kendi cümleleriyle: “Babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumak için 1521'de Divan-ı Hümayun’a başvuran Mustafa adlı yeniçeri; 1660-64 arasında İstanbul'da günce tutan Seyyid Hasan adlı derviş; ticaret için gittiği Venedik'te 1575'te ölen Ayaşlı Hüseyin Çelebi; rüyalarını kaleme alarak şeyhine mektuplar gönderen ve bu yolla irşad edilmeyi bekleyen Üsküplü Asiye Hatun." Yani 16. ve 17. Yüzyıl Osmanlı toplumundan bu dört kişiye ait belgeleri merkez alarak oluşturduğu bir eser. Dört ayrı öykü okuyorum izlenimiyle tarihe tanık oluyorsunuz. Sıkça kullandığı dipnotlar ve satır aralarında anlattığı anekdotlarla yazımı daha da zenginleştirip sıkılmadan okunacak hale getirmiş. Okullarda öğrettiğimiz tarihin öğrencileri tarihten soğuttuğunu görünce böyle değerli akademisyenlerin eserlerine de müfredatlarda bir gün yer verilir umudunu taşımak istiyorum. (Neşe)
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken PDF indirme linki var mı?
Cemal Kafadar - Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cemal Kafadar Kimdir?
1954 yılında dünyaya gelen Cemal Kafadar, Robert Kolej mezunudur. Doktorasını ise McGill Üniversitesi'nde almıştır. Prof. Kafadar Ortadoğu ve Güneydoğu Avrupa'nın erken modern dönemdeki sosyal ve kültürel tarihiyle ilgilenmektedir. Arşiv araştırmaları ve popüler kültür üzerine dersler vermektedir. Son yayınları arasında "Osmanlılar ve Avrupa 1400-1600" ve Osmanlı Devleti'nin ortaya çıkışına dair bir eseri bulunmaktadır. (Burada İki Cihan Âresinde adlı eseri kastedilmektedir.)
Cemal Kafadar Kitapları - Eserleri
- Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
- Kendine Ait Bir Roma
- İki Cihan Aresinde
Cemal Kafadar Alıntıları - Sözleri
- “Nedir bu dünyanın hali? Nedir bu insanların çekişi?” Sorularının peşinden gitmek isterseniz tarihle ilgilenmeğe başlamışsınız demektir. Burada maksat, çekilmiş çileleri, yaşanmış zulümleri tekrar tekrar terennüm etmek değil. İnsanların hayata nasıl anlam ve zevk, derinlik ve eğlence kattıklarını, kendilerine özerk yaşama ve ifade alanlarını açtıklarını, üreticiliklerini ve yaratıcılıklarını sergilediklerini, hınzırlıklarını ve hergeleliklerini anlamak da bu işin parçası, hatta -Cioran’ın affına sığınarak- benim tercihimdir, ama tosladıkları ve ördükleri duvarları, çektikleri ve çektirdikleri kahırları unutmadan. (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Arap coğrafyacı el-Ömeri Anadolu'nun batı sınırlarındaki beylikleri tasvir ederken, Osmanlıları Bizans İmparatorluğu ile sürekli savaş halinde ve sıklıkla da etkili olan taraf olarak diğerlerinden ayırır . İbni Batuta 1330'larda bölgedeki emirlikleri dolaştığında , Orhan' ı "Türkmen emirlerinin toprak, ordu ve zenginlik açısından en üstünü " olarak tarif etmiştir . (İki Cihan Aresinde)
- Aşiret , Osman'ın liderliği altında kazandığı askeri başarılarının ve görünür siyasi iddialarının düzeyinde esaslı bir sıçrama kaydetmiştir ; dolayısıyla nihayetinde devlete adını veren, atalarından birinin değil Osman'ın adı olmuştur. (İki Cihan Aresinde)
- Tarih yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir. (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Kanuni Sultan Süleyman Habsburglarla bir barış anlaşması akdettiğinde ve bu anlaşmaya sadık kalmak istediğinde , Mihaloğlu' na Habsburg topraklarına akınlar yapmaktan kaçınması emredildi. Bu emrin Mihaloğlu için ifade ettiği anlam, sık sık İstanbul'un bu kısmındaki meyhanelere gitmesine sebep olan şarap düşkünlüğü yüzünden Galatalı Cafer olarak bilinen bir kadı ve şair Nihali nükteli bir benzetmeye sıkıştırmıştır : " Mihaloğlı'na uçda sancak virüp uç işletme diyü yasak itmek, bana Galata ' yı [Galata kadılığı ] virüp şarab içme dimeğe benzer." (İki Cihan Aresinde)
- "... bir biçim arayan karmakarışık ilişkilerin örümcek ağları." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Ekme bağ bağlanırsın, Ekme Ekin eğlenirsin, Çek deveyi güt koyunu, Bir gün olur beğlenirsin. (İki Cihan Aresinde)
- Tarih cilveli, hürriyet efsunkâr, zulüm kurnazdır. (Kendine Ait Bir Roma)
- İkinci dünya savaşının ardından Britanya Romalılığı ABD’ye devretti. Bilge Grek rolünü üstlendi. (Kendine Ait Bir Roma)
- İnsan kendi kimliğini tarihten ari bir biçimde tasarlayacak ve yayacak bir konumda bulunmadığı sürece kendine ait bir Roma yoktur. (Kendine Ait Bir Roma)
- ...eğer Orta Çağ Anadolusunun sınırlarını ve olasılıkla tüm sınırları karakterize eden bir şey varsa o da devingenilik ve akışkanlıktı . Osmanlı başarısı, bir yandan bu devingenliği kendi istikrar arayışının , merkezileştirici vizyonlarına uydurmak üzere biçimlendirir ve ehlileştirirken öte yandan kendi amaçlarına uygun şekilde kullanmalarından kaynaklanıyordu . (İki Cihan Aresinde)
- "İnsan kalbi" der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Neşri , Ertuğrul 'un ölümünden sonra bazı kişilerin Osman'ın diğerlerinin de Dündar'ın yeni bey olmasını istediğini nakleder fakat bu hikaye bilinen daha erken kroniklerin tamamında yoktur. Osman'ın arkasında güçlü bir desteğin olduğunu fark eden amca, rekabetten vazgeçmiş ve yeğeninin beyliğini kabul etmiştir. Bu uzlaşmanın yüzeysel olduğu anlaşılmaktadır , çünkü sonraki bir bölümde Bilecik'in ( Hristiyan) tekfurunun tepeden bakan tavırlarına canı sıkılan Osman'ın onu yakalamak istediği , fakat Dündar ' ın zaten yeteri kadar düşmana sahip olduklarını ve daha fazlasını kaldıramayacaklarını ileri sürdüğünü okuruz. Neşri' nin yazdığına göre, Osman bu cevabı amcasının genç adamın siyasi çıkarını (hurucunu) zayıflatmak isteği olarak yorumlamıştır . Bu nedenle Osman amcasını bir okla vurarak öldürmüştür . (İki Cihan Aresinde)
- Kimlik her zaman politik bir kaynak olagelmiştir. (Kendine Ait Bir Roma)
- Karesi Beyliği'nin, ödül vaat eden akın bölgesini temsil eden Trakya içlerine geçmek hakkında Osmanlılara bir şeyler öğretebilecek bilhassa başarısını ispatlamış ve namlı bir grup savaşçısı vardıı . Orhan Karasi hanedanını bertaraf edip topraklarını ilhak edince bu savaşçılar onun hizmetine geçtiler ve ilk olarak düşmanlarına karşı Türk savaşçılara ihtiyaç duyan Kantakuzenos'un davetinin mümkün kıldığı gazi etkinliğinin Çanakkale Boğazı ' nın karşı tarafına aktarılması konusunda değerli bir askeri liderlik sağladılar. (İki Cihan Aresinde)
- On sekizinci yüzyıl sonlarına doğru ise, "Anadolu" kelimesi daha geniş bir kullanım alanı kazandı; Suriye'nin kuzeyinden gelirken, insan artık ille de diyar-ı Rum'a değil, Anadolu'ya ayak basabiliyordu. (Kendine Ait Bir Roma)
- "İnsan kalbi, " der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti......... (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Ne var ki zaruri sayılan ulus, din ya da devlet-merkezli kategorileri sorgulayarak tarih yazarken, başka şeylerin yanı sıra, "Rumî"lik anlayışında cisimleşen modernlik öncesi kimlik kavramsallaştırmalarının daha derinlikli bir arkeolojisinden yararlanabilir ve böylece ele aldığımız çoğul ortamlardaki "kendim/iz ve başkaları" kavrayışlarının serüvenini daha iyi anlayabiliriz. (Kendine Ait Bir Roma)
- Orhan Şaik Gökyay'ın ustalıklı çalışması sayesinde artık , başarısız olsa da Osmanlı tarihindeki belki de en önemli devrimci hareketin "kafir" lideri Şeyh Bedrettin'in Simavna kadısının değil , gazisinin oğlu olduğunu biliyoruz. Bu, Bedrettin'in babasının Hacı İlbeği 'nin yoldaşı olduğu hakkındaki tarihi bilgilerle son derecede uyumludur. Her halükarda, bir gazi ile o gazinin kalesini ele geçirdiği Bizans komutanının kızının oğlu olan Şeyh Bedrettin, Hrıstiyanların din değiştirmeye zorlanmasını ya da onlara şiddetli bir baskı uygulanmasını değil , diğer şeylerin yanı sıra farklı inançların ütopyacı bir sentezini savunmaktaydı... (İki Cihan Aresinde)