Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kırmızı Pazartesi kimin eseri? Kırmızı Pazartesi kitabının yazarı kimdir? Kırmızı Pazartesi konusu ve anafikri nedir? Kırmızı Pazartesi kitabı ne anlatıyor? Kırmızı Pazartesi kitabının yazarı Gabriel Garcia Marquez kimdir? İşte Kırmızı Pazartesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Gabriel Garcia Marquez

Çevirmen: İnci Kut

Orijinal Adı: Cronica de Una Muerte Anunciada

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750721571

Sayfa Sayısı: 112

Kırmızı Pazartesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.

Kırmızı Pazartesi Alıntıları - Sözleri

  • "Bana bir önyargı verin,dünyayı yerinden oynatayım."
  • "Suçu toplum hazırlar, suçlu işler."
  • "Kendini beğenmiş adamlardan nefret ederim."
  • "Kader bizleri görünmez kılar."
  • "O gün biz kadınların bu dünyada ne kadar yalnız olduğumuzun farkında vardım!"
  • "Aşk da öğrenilir."
  • "Aklına gelmeyen tek şey vazgeçmekti."
  • Bana bir ön yargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
  • "Aşk da öğrenilir."
  • Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
  • Biz kadınların, bu dünyada ne kadar yalnız olduğumuzun farkına vardım.
  • "Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım."
  • "Aşk da öğrenilir."
  • "Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım."

Kırmızı Pazartesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi yazarın okuduğum ikinci eseri. Eser bilinen eserlerin aksine sondan başlayan bir kurguya sahip. Bu kurguyu "polisiye romanlar"da görmeye aşinayız sıklıkla. Eser de tam anlamıyla bir polisiye roman olmasa da kısmi olarak polisiye romanı andıran niteliklere sahip. Söyleyeceklerim spoiler sayılmaz diye tahmin ediyorum. Zira eserin kapağını açar açmaz kahramanın öleceğini öğreniyor okur. Bütün kurgu bu ölüm üzerine kurulu olsa da eserin yazıldığı coğrafyanın insanlarının özelliklerini de görebiliyoruz. Toplumun aynası diyebiliriz. Bir namus cinayeti. Hani Kemal Sunal filmlerinde de görülen kadının oğlunun eline silahı verdiği, sevdiği kadının kanını almazsa onunla evlenmeyeceği cinsten bir kurgu. İki kardeş Santiago'yu namus için öldürüyorlar, Santiago'nun bir dostunun ağzından da olay anlatılıyor. Cinayetin işleneceğini orada yaşayan herkes biliyor ama kimse sonuca etki edecek bir müdahalede bulunmuyor. Aksine toplum bir nevi destekliyor o cinayeti. Üstelik kurbanın suçlu olduğuna dair en ufak bir kanıt dahi yok. "Bana bir ön yargı verin, dünyayı yerinden oynatayım." "Kader bizleri görünmez kılar." Kitap hacimsiz olmasına rağmen anlatım olarak zorluyor. Daha önce Marquez okuduysanız bu zorluğa aşinasınızdır diye düşünüyorum. Ben aşina da olsam okurken yorduğunu itiraf edebilirim. Ama yine de okumaya değer diye düşünüyorum. Bazen zor olan şeyler daha çok şey katar insana. (Mikail Balcı)

Muazzam: "Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30'da kalkmıştı." Yukarıda kitabın ilk cümlesini görüyorsunuz. Bu cümle kitapta ne anlatılacağını, kitabın ana karakterini, karakterin başına gelecek şeyi ve kitabın sonunu anlatıyor. Ve bu daha kitanın ilk cümlesinde yapılıyor. MUAZZAM!!! Normalde bir kitabın sonunda olacak şeyi kitabı okuyup sonuna geldiğinizde öğrenirsiniz ama bu kitap size hemen söylüyor. Şimdi size hemen kitabın sonu söylendiği için çok saçma gibi gelebilir ama bu kitap inanılmaz akıcı bir şekilde ilerliyor. MUAZZAM 2!!! Kitapta namus, cinayet, kadına şiddet, töre, aile ve daha birçok konu işleniyor. Bu kadar geniş bir konu yelpazesi olan bir kitabın 107 sayfa olması gerçekten çok hoş. Bir iki günde okunup okunduğu süre boyunca okuyucusuna çok güzel anlar yaşatan bir kitap. MUAZZAM 3!!! Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Aslında bu yazara karşı biraz önyargılıydım çünkü her yerde karşıma çıkıyordu ve ben hiçbir kitabını okumamıştım. Hemen nasıl olur dedim ve bir kitabını aldım. En azına okumadım demem diyerekten okumaya başladım. Ve... ve... ve bayıldım arkadaş. En yakın zamanda başka kitaplarını da alıp okumak istiyorum. Tabi bu en yakın zaman bir sene de olabilir bir hafta da. Elimde bayağı bir kitap var. Sonuç olarak bu kitap ve yazar MUAZZAM 4!!! Bence kesinlikle okunması gerekiyor. Keyifli okumalar... (Oğuzhan Güneş)

Kanlı pazartesi: KARAKTER REHBERİ: • Santiago Nasar: Cinayete kurban giden kişi • İbrahim Nasar: Santiago Nasar’ın babası • Angela Vicario: “Namusu kirlenen” kız • Pablo Vicario ve Pedro Vicario: Cinayeti işleyen ikizler • Pura Vicario: İkizlerin ve Angela’nın annesi • Cristo Bedoya: Cerrah • Flora Miguel: Santiago Nasar’ın nişanlısı • Placida Linero: Santiago Nasar’ın annesi • Victoria Guzman: Aşçı kadın • Clotilde Armenta: Sütçü dükkanının sahibesi Bunun bir “namus cinayeti” romanı olduğunu düşünmezdim… Kız kardeşlerinin namusunu kirlettiği gerekçesiyle ikizler tarafından öldürülen Santiago Nasar’ın ölümünün nasıl gerçekleştiğini ve herkesin gerçekleşeceğini bildiği bu ölüme halkın nasıl göz yumduğunu anlatan bir kitap bu. Namus cinayeti… Nedir bu uğruna cinayet işlenen namus meselesi diye soruyorum, “1.toplum içinde onur ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlılık. 2.doğruluk, dürüstlük, erdemlilik, ahlaklılık.” diye cevap veriyor TDK. Ahlak nedir diye soruyorum bu sefer de, “1.insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü. 2.kişide huy olarak bilinen nitelik; iyi ve güzel olan nitelikler.” diye cevap veriyor. Düşünüyorum tartıyorum işin içinden çıkamıyorum çünkü ben bu tanımların içinde cinselliğe ilişkin herhangi bir kesin yargı bulamıyorum. gonderi/138899719 Benim konuya ilişkin düşüncelerim, ileti ve yorumlarındaki gibidir. Zannederim uzun bir süre de böyle olmaya da devam edecektir. Dolayısıyla değil bu cinayetleri, bu konuya ilişkin ufak çaplı müdahaleleri bile anlamam mümkün değildir. Kitap Kolombiyalı bir yazar tarafından yazılmış olmasına rağmen bizim topraklarımızdan çıkmışçasına yakındır bize. Bekarete atfedilen değer, kadınların bakire olmadıklarını gizleme yolunda başvurdukları oyunlar, namus cinayetinin bir kahramanlık olarak görülmesi ve kimsenin bunun önüne geçmek istememesi… Birkaç defadır dikkatimi çeken bir diğer şey ise insanların cinayetlere bu denli meraklı olması. Daha önce kitap/bir-idam-mahkumunun-son-gunu--2370’nde halkın Greve Meydanına çoluk çocuk hep birlikte tiyatro izlemeye gider gibi idam izlemeye gittiğini okumuştum. Daha sonra eski Yeşilçam filmlerimizde bu cinayetlerin meydanda, büyük bir kalabalığın ortasında işlendiklerini görmüştüm. Şimdi de bu kitapta okuduklarım… Biliyor musunuz Santiago Nasar’ın herkese açık bir yerde yapılan otopsisi bile öyle çok merak uyandırıyor ki izleyiciler salona sığmıyor… Kitabın çok zorlayıcı bir dili olduğuna dair çokça yorum almıştım okumaya başlamadan önce. Fakat okuyunca hiç de öyle olmadığını gördüm. Eğer böyle yorumlar aldıysanız ve gözünüz korktuysa kitaptan, korkmayın çünkü oldukça akıcı ve heyecanla ilerleyen bir kitap. Kitaplığınızda bekletmeye bir son verin ve alıp okuyun hemen. Başka incelemelerde görüşmek üzere, iyi okumalar herkese. (Miss Nobody)

Kitabın Yazarı Gabriel Garcia Marquez Kimdir?

Gabriel García Márquez veya tam adıyla Gabriel José de la Conciliación García Márquez (6 Mart 1927 – 17 Nisan 2014), tüm Latin Amerika'da Gabo lakabıyla bilinen Nobel Edebiyat Ödüllü Kolombiyalı yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarıdır.

20. yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olarak nitelendirilen Márquez, 1972 yılında Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü'nü ve 1982 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır.

Hayatı

Montessori eğitim modelini benimsemiş bir anaokulunda eğitim gördü. Sucre'ye geldikten sonra, Gabriel'in resmi eğitimine başlamasına karar verildi ve Río Magdalena'nın ağzındaki bir liman kenti olan Barranquilla'da bir staja gönderildi. Orada, mizahi şiirler yazan ve mizahi çizgi romanlar çeken ürkek bir çocuk olma konusunda bir üne kavuştu. Atletik faaliyetlerde ciddi ve az ilgi duyduğu için sınıf arkadaşları tarafından "El Viejo" olarak anılmıştır.

García Márquez, 1940'tan itibaren Colegio jesuita San José'de (bugün Instituto San José'de) lise yıllarını tamamladı ve ilk şiirlerini Juventud'daki okul dergisinde yayınladı. Daha sonra, Hükûmet tarafından verilen bir burs sayesinde Gabriel, Bogotá'ya okumaya gönderildi. Başkentten bir saat uzaklıktaki Liceo Nacional de Zipaquirá'ya taşınarak, orta öğrenimini burada tamamladı. Kendi imkanlarıyla okumaya çalıştığı Hukuk Fakültesindeki eğitimini yazar kariyeri için yarıda bıraktı.

Genç yaşından itibaren, hiç çekinmeden dış politika ve Kolombiya'yı eleştirdi. 1958 senesinde Mercedes Barcha ile evlendi ve Rodrigo García ve Gonzalo isimli iki çocuğu oldu.

García Márquez, yazar olarak başladı ve beğeni toplamış kurgusal olmayan çalışmalar ve kısa hikâyeler yazdı. En iyi bilinen romanları Yüzyıllık Yalnızlık (1967), Başkan Babamızın Sonbaharı (1975), Kırmızı Pazartesi (1981) ve Kolera Günlerinde Aşk (1985) olmuştur. En önemlisi sıradan ve gerçekçi durumların aksine sihirli öğeleri ve olayları kullanan Büyülü Gerçekçilik olarak adlandırılmış bir edebiyat tarzı yaygınlaşırken, eserleri önemli eleştirel beğenileri ve geniş bir ticari başarı elde etti. Bazı eserlerinde Macondo (doğduğu şehir olan Aracataca'dan esinlenerek) ismi verilen kurgusal bir köyü anlatır ve çoğunda yalnızlık teması işlendiği gözlemlenir.

17 Nisan 2014 tarihinde Meksika'daki evinde 87 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünden sonra, Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos, onu "bugüne kadar yaşamış en büyük Kolombiyalı" olarak lanse etmiştir.

Yazarın kişisel arşivi ölümünün ardından ailesi tarafından Amerika'nın Austin kentinde bulunan Teksas Üniversitesi'ne satıldı. Arşivde, Marquez'in kitaplarından onun el yazısı ile orijinal kopyaları ve Graham Greene, Gunter Grass ve Carlos Fuentes gibi yazarlarla yaptığı yazışmalara ait mektuplar da bulunmaktadır. Teksas Üniversitesinden yapılan açıklamada arşiv için 2,2 milyon dolar ödendiği belirtilmiştir. Marquez’in külleri, 2015 yılının Aralık ayında Meksika'dan Karayipler’deki Cartagena kentine getirileceği bildirilmiştir. Nitekim açıklandığı gibi yazarın küllerinin bir kısmı Cartagena'ya taşınmış; kalan kısmı ise Meksiko şehrinde bırakılmıştır.

2015 yılında The Washington Post'un bulduğu arşivlere göre; FBI'ın 24 yıl boyunca (1961'den 1985'e kadar) Marquez'i takip ettiği ortaya çıktı. Takibin sebebinin Marquez'in Kübalı haber ajansı Prensa Latina'nın kuruluşuna yardımcı olması, olduğu söyleniyor. Marquez'in 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü almasına rağmen, 3 yıl daha takip edildiği bildirildi.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Gabriel_García_Márquez

Gabriel Garcia Marquez Kitapları - Eserleri

  • Yüzyıllık Yalnızlık
  • Aşk ve Öbür Cinler
  • Benim Hüzünlü Orospularım
  • Şili'de Gizlice
  • Anlatmak İçin Yaşamak
  • Başkan Babamızın Sonbaharı

  • Kolera Günlerinde Aşk
  • Şer Saati
  • Kırmızı Pazartesi
  • On İki Gezici Öykü
  • Mavi Köpeğin Gözleri
  • Yaprak Fırtınası
  • Bir Kaçırılma Öyküsü

  • Bir Kayıp Denizci
  • Albaya Mektup Yok
  • İyi Kalpli Erendira
  • Hanım Ana'nın Cenaze Töreni
  • Labirentindeki General
  • Sevgiden Öte Sürekli Ölüm
  • Doğu Avrupa'da Yolculuk

  • Saat Altıda Gələn Qadın
  • A Very Old Man with Enormous Wings
  • Kötü Saatte - Yaprak Fırtınası - Bir Kayıp Denizci
  • Balthazar'ın Olağandışı Öyküsü
  • Bildiğimi Düşündüğüm Fidel - Çocukluktan Devrime
  • Sənin Qar Üzərindəki İzinlə
  • Öyküler

  • Seçilmiş Əsərləri
  • Yüzyılın Skandalı
  • Küba' yı Savunmak

Gabriel Garcia Marquez Alıntıları - Sözleri

  • ...böylece kendim olduğum zaman bile kendim olamamak konusunda sessiz bir dramı daha geçiştirmiş oldum." (Şili'de Gizlice)
  • “Generaller: Aşk asla ölmez. Bir dakikalık karanlık bizi kör etmez.” (Şili'de Gizlice)
  • Ama o sabah, bir gece önceki anıları baş ağrısının batağında dalgalanıp dururken, yaşamaya nereden başlayacağını bilemiyordu. (Hanım Ana'nın Cenaze Töreni)
  • Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm... (Anlatmak İçin Yaşamak)
  • “Öyle sanıyorum ki bir daha asla eskisi gibi olamayacağım.” (On İki Gezici Öykü)
  • "Sen hayatta ne yaparsın diye sordu, ben de hayatta olmaktan başka bir şey yapamam, çünkü başka hiçbir şey emeğe, eziyete değmez karşılığını verdim." (Sevgiden Öte Sürekli Ölüm)

  • Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz. (Yaprak Fırtınası)
  • ... işleyen bir yarası var diyorlar... (Başkan Babamızın Sonbaharı)
  • Her şey mümkündür hayallerde. (Anlatmak İçin Yaşamak)
  • Vatandaşları tarafından ön adıyla çağırılan başka bir devlet başkanı bulmak pek kolay olmasa gerek... (Bildiğimi Düşündüğüm Fidel - Çocukluktan Devrime)
  • Oralarda insanların yaşadığını gösteren tek şey, yolun sağında alabildiğine uzayıp giden dikenli teldi, telin gerisindeyse hiçbir şey yoktu, ne insanlar, ne çiçekler, ne hayvanlar... ne de başka bir şey. Pablo Neruda'yı düşündüm: "Her yerde ekmek, pirinç, elma; Şili'deyse tel, tel, tel." (Şili'de Gizlice)
  • Castro'ya defalarca suikast girişiminde bulunuldu ama hiçbir zaman başarılamadı. (Bildiğimi Düşündüğüm Fidel - Çocukluktan Devrime)
  • Bize her zaman, iki çocuk bir arada oldu mu, birinin tek başına yaptığı şeyden her ikisinin de kabahatli olduğunu söylerdi. (Öyküler)

  • "Sizi uyarıyorum, henüz işin başındayım. Eğer kalbinizde bir damla memleket sevgisi, insanlık sevgisi, adalet sevgisi varsa iyi dinleyin. Rejimin gerçeği örtbas etmek için her şeyi yapacağının farkındayım. Bana kara çalmak için ne tezgâhlar kurulduğunun farkındayım. Ancak sesim kısılmayacak. Suçlayın beni, önemli değil. Tarih beni haklı çıkartacaktır." (Bildiğimi Düşündüğüm Fidel - Çocukluktan Devrime)
  • Tanrı bilir ya, vicdanım rahat. (Hanım Ana'nın Cenaze Töreni)
  • ...günümüzün en iyi yazarları Latin Amerika'da, örneğin Jorge Luis Borges. 1kaç yıl önce, laf lafı açarken, Graham Greene'e kendisi gibi geniş yelpazede özgün eserler karmış 1yazara Nobel Ödülü verilmemesi karşısında duyduğum hüsran ve öfkeyi dile getirdim... (Yüzyılın Skandalı)
  • "Aşk da öğrenilir." (Kırmızı Pazartesi)
  • Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile. Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin. (Anlatmak İçin Yaşamak)
  • "Umut karın doyurmaz," dedi kadın. "Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar," diye yanıtladı albay. (Albaya Mektup Yok)
  • Bakılıp durmaktan başka işe yaramayan ağaçları sevmiyorum. Başka bir işe yaramaları gerekli. (Mavi Köpeğin Gözleri)