Kitapçı Mendel - Stefan Zweig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kitapçı Mendel kimin eseri? Kitapçı Mendel kitabının yazarı kimdir? Kitapçı Mendel konusu ve anafikri nedir? Kitapçı Mendel kitabı ne anlatıyor? Kitapçı Mendel kitabının yazarı Stefan Zweig kimdir? İşte Kitapçı Mendel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Stefan Zweig

Çevirmen: Ahmet Arpad

Yayın Evi: Koridor Yayınları

İSBN: 9786057572554

Sayfa Sayısı: 126

Kitapçı Mendel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mendel, inanılmaz hafızasında, bildiği tüm kitapların envanterini tutan ve kitaplardan kurduğu dünyasında kendi halinde yaşayan, sahaftan çok bir antikacıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın başladığını dahi fark edemeyecek kadar içine kapanık bir hayat sürerken diğer ülkelerdeki abonelikleri aksadığından dolayı oralara mektuplar göndermeye başlamasıyla ajan zannedilerek tutuklanır. Toplama kampında geçirdiği iki yılın ardından bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Diğer bir hikâye Kızıl ise büyük şehrin gereklilikleri ruhunda derin yaralar açarken, ailesinin korumacılığından uzakta olmanın verdiği yalnızlıkla derin bir bunalıma giren bir gencin hikayesidir. Eğitimine boş verdiği sırada, kızıl hastalığına tutulmuş küçük bir kızın yardım dileyen elleri, onu düştüğü kuyudan çıkaracak bir umut ışığı olur.

Zayıf ruhların yürek burkan hikâyelerinin Zweig’ın incelikli anlatımı ile daha da zenginleştiği, savaşın kültürlere olan etkisinin eşsiz bir kanıtı olan bu eseri, Ahmet Arpad’ın özenli çevirisiyle sunuyoruz.

Kullanılacak reklam mecraları: Bu kitabın hedef kitleye tanıtımını yayınevimize ait sosyal medya hesapları üzerinden yapmayı planlıyoruz.

Kitapçı Mendel Alıntıları - Sözleri

  • Fakat günümüz insanı kalpsiz.
  • Dünyada tüm insanlar birbirine güvense polise, mahkemelere, hapishanelere ve hatta… paraya gerek kalmaz.
  • Aklı olanın şansı da güçlü olur.
  • Fakat günümüz insanı kalpsiz.
  • ... para biriktirerek değil de, iyilik biriktirerek küçük bir servetin sahibi olmuştu.
  • Başka bir deyişle para biriktirerek değil de, iyilik biriktirerek küçük bir servetin sahibi olmuştu.
  • Ama artık insanlarda kalp yok.
  • Acı bir tat kapladı dudaklarımı, unutulmuşluğun acı tadı.
  • Dünyada tüm insanlar birbirine güvense polise, mahkemelere, hapishanelere ve hatta...paraya gerek kalmaz.
  • Her geçen gün önlenemez bir şekilde monotonlaşmaya başlayan dünyamızda eşsiz olan her şeyin kıymeti daha da artıyor.
  • Yalnızca uyuduğu zaman kesintiye uğrayan sürekli bir düştü yaşamı.
  • Dünyada tüm insanlar birbirine güvense polise, mahkemelere, hapishanelere ve hatta... paraya gerek kalmazdı.
  • "Fakat günümüz insanı kalpsiz."
  • Anıyı hatırlamak için kendimi zorladıkça haince benden uzaklaşıyor, bir denizanası gibi belli belirsiz parlayarak bilincimin derinliklerine kayıyordu ve ben onu ne tutabiliyor ne de yakalayabiliyordum.
  • Mendel'in kitaplardan oluşan o üst dünyasında savaş yoktu, bir şeyi anlamamak yoktu, sadece sonsuz bilgi ve sayılar, kelimeler, başlıklar ve isimler hakkında daha çok şey bilme isteği vardı.

Kitapçı Mendel İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Podcast: Sahaf Mendel, Stefan Zweig: Podcasti dinlemek için YouTube linki: https://youtu.be/19kuaRM399Q Merhaba kitapçokseverler. Bu bölümümüzde Stefan Zweig'ın Sahaf Mendel novellasını konuşuyoruz. Sadece kitaplardan oluşan dünyasında kendi halinde yaşayan, inanılmaz bir hafızaya sahip Jakob Mendel, sadece bir sahaf değil bir kitap antikacısıdır. Rus sivil savaş tutuklularının kaldığı bir toplama kampında geçirdiği iki yıl sonrası, yüz binlerce kitabın ismini, yayın yılı, yeri, eski ve yeni fiyatını ezbere bilen Mendel ne eski Mendel’dir artık ne de Viyana eski Viyana... Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle. (Okur Sohbetleri)

Zweig’dan ne okusam çok etkileniyor çok seviyorum. Sahaf Mendel de bunlardan biri oldu. Kitap üç öyküden oluşuyor. İlki kitaba da adını veren Sahaf Mendel diğerleri Görülmeyen Koleksiyon ve Unutulmayacak bir insan. Sahaf Mendel; Yahudi asıllı Galiçyalı bir Sahaf. Hayatı kitaplar içinde geçen, kitaplarla bütünleşmiş bir adam o. Kitap okurken başka her şeye gözünü, kulağını kapatan binlerce kitabın adını, baskılarını, yazarını, konusunu ezbere bilen, kitaplara ulaşmak isteyen insanlara yardım eden bir adam. O tarih öncesinden kalma soyu tükenmiş bir kitap dinazoru diyor yazar. Ayaklı bir kütüphane, bir hafıza devi adeta. Bu özellikleriyle Viyanalı entellektüellerin gözbebeği olmuştur o ancak yaşam yolculuğu hiç hak etmediği bir şekilde sonlanır. İkinci öykü Görülmeyen Koleksiyonda yazar, ünlü bir sanat antikacısının savaş gazisi bir koleksiyonerle karşılaşmasını hüzünlü bir şekilde anlatıyor. Sanırım Goethe, koleksiyonerler mutlu insanlardır demişti, diyor yazar. Unutulmayacak bir İnsan’da paranın gücüne aldırmayan ve hiç düşman edinmeden yaşayan Anton’un öyküsünü anlatıyor yazar. Bunun mümkün olması için insanların birbirine güvenmesi gerektiğini söylüyor. Öykülerin ortak yanı konu edilen insanların hayatta bir tutkularının olması. Öykülerin arka planında I. Dünya Savaşı ve sonrasında Avrupa’nın sosyal, siyasi değişimi, maddi çöküşü, bunun insanların yaşamına olumsuz etkilerini anlatıyor. Ancak seçtiği kahramanlar tüm bu olumsuzluklara gözünü kulağını kapatmış tutkularıyla aşk yaşayan insanlar. Mutlaka ki Zweig da tutkuları olan bir insandı ancak o yarattığı karakterler gibi içinde yaşadığı dünyadan kendini soyutlayamadı. Hitler’in dünya düzeninin kalıcılığına inanıp bu düzende var olmaya devam etmek istemedi. Yazarın karakterleri anlatışı, betimlemeleri o kadar gerçekçi ki özellikle Sahaf Mendel’i okuduktan sonra Cafe Gluck’a gidip onu görmek isteyebilirsiniz. Zweig 60 sayfalık kitaba yine dünyayı yani insanı sığdırmış. Ben iş Bankası Kültür Yayınlarından okudum. Gülperi Sert çevirisi gayet başarılıydı. Ben sevdim öneririm herkese çok okumalar arkadaşlar. (Bahar Mete)

DİPÇE : Sahaf Mendel Görülmeyen Koleksiyon Unutulmayacak Bir İnsan İki novella ve sondaki kısa öyküden oluşan  kitapta, ortak izlek, karakterlerin kendilerine ait tutkuları olması ve bu tutkuya safiyane bağlılıklarıdır. Bunun yanı sıra novellalarda değişen dünya düzeni ve bu düzenin değer yargılarında yol açtığı tahribatlar vurgulanır. Kitap Mendel ya da Sahaf Mendel adıyla bilinen, kitap ticareti yapmak için işletme izni olmadığından Kafe Gluk adlı mekanı mesken tutmuş tüm ticaretini buradan yapan bir kitapçıdır. Fakat o sıradan kitapçının ötesinde bir kitap antikacısı, belleğinde kitap künyesi taşıyan muazzam bir bibliyografya mucizesidir. Ulaşılamayan kitaplar onda bulunur, bu nedenle kitapla yolu kesişen herkes gözünde ortak bir ışıltıyla Mendel'i tanır. Her tutkulu insan gibi Mendel'e bu başarıyı sağlayan da odaklanması, kitap dışında tüm dünyaya gözünü kapatması çevresine sağırlaşması,  kitaptan özge mutluluğu hiçbir şeyde bulmayışıdır. Öyle ki patlak veren bir savaşı dahi fark etmeyişi artık son noktadır. Başlangınçta muazzam bir hafızayı sağlayan bu kopuş aynı zamanda Mendel'in trajik sonudur. Anlatıcı Mendel'in hüzünlü hikayesini aktarırken yanı başımızda  unutmanın, unutulmanın, dünya üzerindeki faniliğin hüznü çöreklenir. "Görülmeyen Koleksiyon" ise bir başka körleşmenin tutku kamaşmasının hikayesidir. Tüm ömrünü ve varlığını değerli parçalar almaya adamış bir koleksiyoner üzerinden, savaş sonrası borçlanmış Almanya'nın hiperenflasyon sonucu iyice değişen ekonomik dengeleri ve topluma yansımaları işlenir. Koleksiyoner, tutkusuna o kadar bağlıdır ki karısının ve çocuklarının ekonomik çıkmazlarına ve savaştaki yıkımlarına kendi karanlık dünyası kadar kördür. Bu iki hüzünlü hikayeden sonra Anton'un ütopik dünyasında soluk aldıran, alırken düşündüren gerçek erdemin altını çizdirtten bir gerçek hikaye ile buluşuruz. Para yerine güven ve iyilik biriktirerek küçük bir servet sahibi olan ve  ekonomik sistem kuran Anton, yazarın ifadesiyle 'manevi dünyamıza katkı sağlayan' bir sembole dönüşür. Üç yıldır Zweig okumamıştım.Bıraktığım yerden saran bu kitabı tavsiye ederim. Mutlu pazarlar... (Gncokuyor)

Kitabın Yazarı Stefan Zweig Kimdir?

Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti.

I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı.

Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.

Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu.

Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.

Stefan Zweig Kitapları - Eserleri

  • Satranç
  • Amok Koşucusu
  • İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
  • Sabırsız Yürek
  • Dünün Dünyası
  • Değişim Rüzgarı

  • Geleceğe Güven
  • Yolculuklar
  • Unutulmuş Düşler
  • Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Balzac
  • Montaigne
  • Clarissa

  • Macellan
  • Rotterdamlı Erasmus
  • Amerigo
  • Günlükler
  • Joseph Fouche
  • Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
  • Kendileriyle Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche

  • Marie Antoinette
  • Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'e
  • Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski
  • Ay Işığı Sokağı
  • Avrupa'nın Vicdanı
  • Amok - Usta İşi
  • Ruh Yoluyla Tedavi

  • Korku
  • Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy
  • Yarının Tarihi
  • Yakıcı Sır
  • Mektuplaşmalar
  • Sahaf Mendel - Bir Kadının Yirmi Dört Saati
  • Olağanüstü Bir Gece

  • Gömülü Şamdan
  • Dostlarla Mektuplaşmalar
  • Freud - Cinselliğin Yeryüzü
  • Mürebbiye
  • Mary Stuart
  • Korku Ruhu Kemirir
  • Buluşmalar

  • Karmaşık Duygular
  • Alacakaranlıkta Bir Öykü
  • Kurşun Mühürlü Tren
  • Mecburiyet
  • Bir Çöküşün Öyküsü
  • Seçilmiş Öyküler
  • Hikayeler

  • Geçmişe Yolculuk
  • Freud - Mutluluğun Mimarı
  • Kuş Kapanı ve Dönüşüm
  • Kaçak ve Sahaf Mendel
  • Dadı ve Leporella
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Geç Ödenen Bedel

  • Sanatta Yaratıcılığın Sırrı
  • Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri
  • Rilke'ye Veda
  • Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda
  • Cenevre Gölü'ndeki Olay
  • Kadın ve Manzara
  • Nietzsche

  • Kızıl
  • O muydu?
  • Bir Kalbin Çöküşü
  • Bizans'ın Fethi
  • Gölge Kadınlar
  • Zalimce Bir Oyun
  • Dürüst Aptal Efsanesi Verlaine

  • Satranç
  • Lyon'da Düğün
  • Satranç Ustası - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
  • Stefan Zweig'ın Mektupları
  • Erika Ewald'ın Aşkı
  • Efsaneler

  • Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi
  • Toplu Öyküler 1
  • Toplu Öyküler 3
  • Toplu Öyküler 2
  • Unutulmaz Bir İnsan
  • İki Yalnız
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2

  • Ormanın Üzerindeki Yıldız
  • Leporella
  • Aylak
  • Emile Verhaeren
  • Hayatın Mucizeleri
  • Brezilya
  • Kitapçı Mendel

  • Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler
  • Stefan Zweig Kutulu Set
  • Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
  • Leman Gölü Kıyısındaki Olay
  • Benimle Dostluk Zordur
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Seçme Eserler

  • Hikayeler 2
  • Bir Hayat
  • Öz Nəğməsini Oxuyanlar
  • Novellalar
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Tolstoy - Û ronahî di tarîye de dibirike
  • Oradan Uzakta

  • Twenty-Four Hours in the Life of a Woman and The Royal Game
  • Wondrak. Der Zwang. Zwei Erzählungen gegen den Krieg
  • Stefan Zweig Seti

Stefan Zweig Alıntıları - Sözleri

  • Verdiği kararın uygulanmasını engelleyecek her şeyi önlemek istiyordu... (Stefan Zweig - Seçme Eserleri)
  • Ancak herkes de bilir ki, yardım çağrısında bulunmayan bir insana yardım etmekten daha zor bir şey yoktur, çünkü yardım dilenmiyorsa mutlaka son bir şey daha vardır: Israr edip incitmememiz gereken gururudur bu. (Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma)
  • Karakteri gereği kendini hiçbir şeyden yoksun bırakmaz, insan arasına karışmaktan hoşlanan biri olarak her yerde aranırdı. Arkadaşları, onun yalnızlığa hiç alışık olmadığını bilirdi. (Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2)
  • Sana yardım edemem Boris. İnsanlar artık birbirine yardım etmiyor. (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Unutuldu ve öyle de kaldı. (O muydu?)
  • Doğanın cömert davranarak engin topraklar, sonsuz zenginlikler bahşettiği, güzellikle ve akla hayale gelebilecek her türlü potansiyel güçle kutsanmış bu ülkenin kuruluşundan beri görevi hep aynıdır: Kalabalık bölgelerden aldığı insanlara geniş topraklarında kök saldırmak, eskiyle yeniyi birleştirerek yeni bir medeniyet kurmak. (Brezilya)

  • Ancak gerçeklik tüm düşlerden daha güçlü ve daha sağlamdır. (Aylak)
  • "...bu adam konuşmak istiyordu, konuşmalıydı. Ve biliyordum ki ona ancak sessiz kalarak yardım edebilirdim." (Toplu Öyküler 3)
  • ... eski acısını iki kat daha fazla duyuyordu. (Hayatın Mucizeleri)
  • "...darbeyi yiyen ancak bilir onun ne olduğunu, darbeyi vuran değil ve acı çekmeyi sadece acı çekenler bilir." (Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri)
  • Ruhlarının kapısını kapattıkları için kimse onlara ulaşamıyordu ve bu belki de yıllarca sürecekti. Herkesle savaş halindeydiler. Bir günde, kısacık bir günde büyümüşlerdi! (Dadı ve Leporella)
  • Buralardan çekip gittiğimizde tozun üzerindeki ayak izlerimizi bir rüzgar süpürüp götürecekse yaşamanın ne anlamı var ki? (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Yoksun kalınan şey öylesine kaybedilmiştir ki, artık sadece bir ağrı gibi hissedilir ve acı verir. (Alacakaranlıkta Bir Öykü)

  • Bir Rus için tek bir şey vardır: ya hep, ya hiç! Rus insanı varoluşun o kozmik gücünü hissetmek ister. (Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi)
  • "İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ.." . (Satranç)
  • Ne de olsa, güzellik kadınlardan kaçıp gittiğinde ondan boşalan yere bilgelik yerleşirmiş. (Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler)
  • Derimin altında akışını hissettiğim kan gibi bu karanlık yaşamın etrafımı yavaş yavaş kapladığını hissediyordum. Sanki hiçbir şey bana göre değildi, ama hepsi benim içindi. (Zalimce Bir Oyun)
  • Sevgili bay Zweig, Okumam için ödünç vermis olduğunuz kitaplari geri yollamadigim icin affiniza rica ediyorum... R.M. Rilke (Dostlarla Mektuplaşmalar)
  • Yalnız yaşayan biri yalnızca kendine ders verebilir. (Efsaneler)
  • İki hafta boyunca kitap okumak , yürüyüşe çıkmak , hayal kurmak , rahatsız edilmeden uzun uzun okumak , iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak , bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum ... (O muydu?)