Kızıl ve Kara 2. Cilt - Stendhal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kızıl ve Kara 2. Cilt kimin eseri? Kızıl ve Kara 2. Cilt kitabının yazarı kimdir? Kızıl ve Kara 2. Cilt konusu ve anafikri nedir? Kızıl ve Kara 2. Cilt kitabı ne anlatıyor? Kızıl ve Kara 2. Cilt kitabının yazarı Stendhal kimdir? İşte Kızıl ve Kara 2. Cilt kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Stendhal
Yayın Evi: Cem Yayınevi
İSBN: 9789754066562
Sayfa Sayısı: 683
Kızıl ve Kara 2. Cilt Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Paris'e gitmek için posta arabası beklemeye mi geldiniz? diye sordu yemek yemek için uğradığı hanın sahibi."
Julien:
"Bugün olmazsa yarın gidebilirim, acelem yok," dedi.
Böyle ilgisiz bir tavır takınmışken posta arabası geldi. İki kişilik yer vardı. Cenevre'den gelen bir yolcu, Julien'le birlikte binen yolcuya:
"Falcoz, sen de buradasın demek!" dedi.
Falcoz:
"Senin Lyon çevresinde, Rhone yakınlarında güzel bir yere yerleştiğini duymuştum", dedi.
Kızıl ve Kara 2. Cilt Alıntıları - Sözleri
- Elinden nasıl gelirse öyle ölür insan, ben ölümü arzuladığım biçimde düşünmek istiyorum...
- Büyük aşkların hayatta birer kazadan başka bir şey olmadığını kabul etmelisiniz, bu kazayı da sadece yüce gönüllüler yaşar.
- Kafa aşkı hiç şüphesiz hakikî aşktan daha çok zekâ gösterir, ama coşkunlukları da geçicidir ; kendini lüzumundan fazla bilir, tahlil eder, kendi hakkında hükümler verir ; düşünceye yolunu şaşırtmak şöyle dursun, bilâkis kendisi düşünüle düşünüle kurulmuştur.
- Düşlerin yarattığı şeylerin ortasında siyasetten söz etmek, bir konserin ortasında tabanca patlatmaya benzer.
- Her gerçek tutku yalnız kendini düşünür.
- "Sen hem köyde yaşamak, hem de komşularının tutkularına hizmet etmemek, onların gevezeliklerini dinlememek istiyorsun. Ne kadar yanlış bir düşünce! "
- Modaya uyacağım diye güzellikten uzaklaşıldığı başka hiçbir yapıda bu kadar görülmemiştir.
- Orada sıradan sözlere o kadar alışılmıştır ki biraz özgün bir söz kabalık olarak görülür. Konuşurken yeni bir şey söyleyense yandı. FAUBLAS
- Yararcılık, yararcılığa hayranlık.
- Ona doğduğundan beri aşılanan gurur içindeki erdemlilik duygusu ile çarpışmaya başlamıştı.
- Sadece anlık şeyleri görebilen filozof, ne kadar da dar görüşlüsün! Senin gözün, tutkuların gizlice işleyişini göremez.
- “Beni seven Napoleon’u sevemez” Sayfa kaçtaydı can yayınlarında :)
- Ama böylesine tedbirli, bu kadar ölçülü bir biçimde zevk almaya çalışırsam benim için artık o zevk olamaz ki!
- Böyle salonlarda dolaşmak ancak bir işin ya da mevkinin peşinde olanlar için hoş olabilir.
Kızıl ve Kara 2. Cilt İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın Yazarı Stendhal Kimdir?
Daha çok mahlası Stendhal ile bilinen Fransız Realist yazar.
Marie-Henri Beyle (23 Ocak 1783, Grenoble 23 Mart 1842, Paris), daha çok mahlası Stendhal ile bilinen Fransız Realist yazar. Marie-Henri Beyle, Grenoble'da 23 Ocak 1783 tarihinde burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası avukat Cherubin Beyle, annesi Hanriette Gagnon'dur. Çok sevdiği annesi 1790 yılında, Stendhal henüz yedi yaşındayken öldü. Stendhal, disiplinli ve muhafazakar kimseler olan teyzesinin babasının etkisi altında büyüdü. 1796'da Grenoble'da bir okula girdiyse de, 30 Ekim 1799'da askeri okulun giriş sınavına katılmak için Paris'teki, kuzeninin de çalışıyor olduğu Savaş Bakanlığı'na gitti. Ertesi yıl ağır süvari birliğinde teğmen olarak İtalya'ya gitti. Bu seyahati sırasında Dimenico Cimarosa ve Gioachino Rossini'nin müziğini ve Vittorio Alfieri'nin eserlerini tanıması için bir fırsat oldu. 1801'de ise Napolyon Bonapart'ın ordusunda görev alarak İtalya seferine çıktı. Bu sefer sırasında bir komutanın asistanı olarak Brescia'da üç ay kaldı ve bu sırada soylu ailelerin evlerinde bulundu; ki bu sürenin onun hayatında ne kadar önemli bir yer tuttuğu, sonradan yayınlanan günlüklerinden anlaşılmaktadır. Yine bu zamanlarda yerel dergilerin yazarlarıyla tanışıp Romantik edebiyatı öğrendi. 1802'de bu bölgeden ayrılarak Almanya, Avusturya ve Rusya'da bazı askeri görevlerde bulundu, ama asla savaşa katılmadı. Aynı yıl, hayatı boyunca aşık olduğu onlarca kadından ilki olan Madame Rebuffel'in peşinden Marsilya'ya gitti. Orada ticarete atıldıysa da başarısız oldu. Bu ve bunu takip eden olayların ve yılların, Kırmızı ve Siyah romanının baş karakteri Julien Sorel'in karakterinin detaylarının çizilmesine büyük katkı sağladığı düşünülmektedir. 1812'de Napolyon ile birlikte Rus seferine katıldı ve Moskova'nın baştan sonra yanışına şahit oldu. Napolyon'un büyük ordusundan sağ kalmayı başaran az sayıdaki askerden olan Stendhal, notlarının önemli bir kısmını, ordu Rusya'dan geri çekilirken kaybetti. Ayrıca o zamana kadar yüzlerce takma isim kullanan yazar, Stendhal ismini bu sıralarda seçmiştir. 1814'te Napolyon'un düşüşünden sonra Milano'ya yerleşmiş ve burada da Angéla Pietragrua'ya aşık olmuştur. Ertesi yıl Parma'yı ziyaret etmiş ve bu seyahati, üçüncü romanı olan Parma Manastırı'na ilham kaynağı olmuştur. 1817'de ise İtalya'daki izlenimlerini anlatan ve İtalya'ya olan hayranlığının simgesine dönüşen Roma, Napoli ve Floransa kitabını yazmıştır. 1818'de Napolyon'un Hayatı'nı yazmaya başlamıştır. Bu sırada da mutsuz bir aşk yaşayacağı Mathilde Dembowski ile tanışmıştır. 1821'de ise yasadışı bir İtalyan örgütüne üye olduğu suçlamasıyla Milano'dan uzaklaştırılmıştır. Stendhal bunun üzerine Batı Avrupa'yı dolaşmaya başlamıştır. Bu yolculuklar sırasındaki tecrübeleri, düşünceleri ve hisler, sonradan yazacağı romanların ana şeklini oluşturmuştur. 1827'de ilk roman Armance'ı, üç yıl sonra da Kırmızı ve Siyah'ı yazmıştır. 1831'de ise Trieste'ye giderek bir süre konsolosluk yapmıştır. 1839'da Parma Manastırı'nı yazmayı bitirdikten sonra, gençliğinde yaptığı İtalya seyahatlerinden birinde kaptığı frengi hastalığı etkilerini göstermeye başlamıştır. 1841'de geçici bir felce uğramış, daha sonradan da birçok benzer sıkıntılar yaşamıştır. Ve Paris sokaklarında yürürken bayılıp kaldırım kenarına yığılmasından birkaç saat sonra, 1842 yılının 22 Mart'ı 23 Mart'a bağlayan gecesinde vefat etmiştir. Mezarı Montmarte Mezarlığı'ndadır.
Stendhal Kitapları - Eserleri
- Kırmızı ve Siyah
- Parma Manastırı
- Aşka Dair
- Armance
- Lamiel
- İtalya Hikayeleri 1
- Kızıl ve Kara 2. Cilt
- İtalyan Öyküleri
- İtalya Hikayeleri II
- Féder ya da Paragöz Koca
- Vittoria Accoramboni
- Racine ve Shakespeare
- Lamiel 1
- Aşk İksiri
- Vanina Vanini
- Lamiel 2
- Kırmızı Ve Siyah
- Henri Brulard'ın Yaşamı
- La Badessa Di Castro
- Rome, Naples and Florence
- Selected Journalism
- The Life of Rossini
- The Lives of Haydn, Mozart and Metastasio
- Travels in the South of France
Stendhal Alıntıları - Sözleri
- ... Aşkın benim için mümkün olup olmadığını bilmek istiyorum. Kendi kendimin efendisi değil miyim? Kime haksızlık ettim? Hangi sözüme ihanet ettim?.. (Lamiel)
- Büyük aşkların hayatta birer kazadan başka bir şey olmadığını kabul etmelisiniz, bu kazayı da sadece yüce gönüllüler yaşar. (Kızıl ve Kara 2. Cilt)
- Orada sıradan sözlere o kadar alışılmıştır ki biraz özgün bir söz kabalık olarak görülür. Konuşurken yeni bir şey söyleyense yandı. FAUBLAS (Kızıl ve Kara 2. Cilt)
- ... Fédor, o anda, Lamiel'i sevmemek için bütün gücüyle çabaladı, fakat onu bir daha görmemeye gücünün yetmeyeceğini hissetti; çünkü ancak beraber oldukları zaman yaşadığını anlayabiliyordu... (Lamiel)
- ...Yüzünde ışıl ışıl renkler olan, ama baloya gidiyorum diye allık sürme aptallığını gösteren,on altısında bir kızdı sanki... (Kırmızı Ve Siyah)
- Hepimizin alışkanlıkları var, vaktiniz varken kırın alışkanlıkları çünkü bize hediye edilmiş olan, bozukluklara karşı hoşnutsuzluk duyabilme hassaslığı bir süre sonra yok olacak. (Racine ve Shakespeare)
- Ne yazık ki anneciğim, tüm insanları görmek de üzüntü veriyor bana. Dünyada yalnız seni seviyorum ben." (Armance)
- 1795'lerde yazma düşüncelerimden söz etseydim ve aklı başında bir insan, “Her gün iki saat yazın... Esinli ya da esinsiz” deseydi bana, aptalca esinlenmeyi beklediğim on yılımı kurtarırdı bu söz. (Henri Brulard'ın Yaşamı)
- ... Her Tanrı'nın kulu aşkı en büyük mutlulukmuş gibi övüyor, komedilerde durmadan aşktan bahsediliyor, trajedilerde aşk uğruna canlarına kıyıyorlar; bana gelince, âşığımın bana kul köle olmasını isterdim, ama çeyrek saatin sonunda onu yanımdan uzaklaştırırdım... (Lamiel)
- Kırk beş yaşındaki bir kadın toplumda nasıl görülür? Sert ve hakettiğinin altında bir şekilde; Kadınlar yirmi yaşında övülür, kırk yaşında terkedilir. (Aşka Dair)
- Yaşamım boyunca o kadar çok okudum ki gözlerim benden merhamet dilemeye başladı. (Féder ya da Paragöz Koca)
- Söz insana düşüncesini gizlemek için verildi. (Kırmızı ve Siyah)
- ‘En çok muhtaç olduğun şey, kendini bağışlamasını öğrenmek,’ (Parma Manastırı)
- "Hoşçakal." (Lamiel 1)
- Ne denli acı duyduğumu Tanrı bilir... Acımı hiç kimseye belli etmiyorum. (Armance)
- Yararcılık, yararcılığa hayranlık. (Kızıl ve Kara 2. Cilt)
- Kısacası, o mutlu olmazsa ben de mutlu olamam. (Parma Manastırı)
- Senin suyun susuzluğumu gidermiyor.. (Kırmızı ve Siyah)
- ... bu son anılara hep pişmanlık karışıyor. (Kırmızı ve Siyah)
- Kırk beş yaşındaki bir kadın toplumda nasıl görülür? Sert ve hakettiğinin altında bir şekilde; Kadınlar yirmi yaşında övülür, kırk yaşında terkedilir. (Aşka Dair)