Komünist Manifesto - Friedrich Engels Kitap özeti, konusu ve incelemesi - PDF indir
Komünist Manifesto kimin eseri? Komünist Manifesto kitabının yazarı kimdir? Komünist Manifesto konusu ve anafikri nedir? Komünist Manifesto kitabı ne anlatıyor? Komünist Manifesto kitabının yazarı Friedrich Engels kimdir? İşte Komünist Manifesto kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Karl Marx
Yazar: Friedrich Engels
Çevirmen: İnan Öner
Yayın Evi: Yordam Kitap
İSBN: 9786055541583
Sayfa Sayısı: 192
Komünist Manifesto Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Karl Marx'ın temel yapıtı Kapital'in çizgi romanı Kapital Manga'yı 2009 yılında okurlarla buluşturan Yordam Kitap, şimdi de bilimsel sosyalizmin en yaygın belgesi Komünist Manifesto'nun çizgi romanı Komünist Manifesto Manga'yı yayınlıyor.
Karl Marx ile Friedrich Engels tarafından kaleme alınan Komünist Manifesto'nun ilk basımı 1848 Şubatında Londra'da yayınlandı. O tarihten bugüne belli başlı dünya dillerinde sayısız basımı yapıldı; bugün de yaygın bir ilginin konusu olmaya devam ediyor. Bu ünlü tarihsel belgenin özünü, çizgi roman formunda, bir öykü ile iç içe sunan Komünist Manifesto Manga, hem Manifesto'nun içeriğini merak eden okuyuculara hem de çizgi roman-manga tutkunlarına zevkli bir okuma vaat ediyor.
Komünist Manifesto Alıntıları - Sözleri
- Düşmanı tanıyıp kendini bilirsen yol kendiliğinden açılır.
- İnsanın insan tarafından sömürülmesi ortadan kaldırıldığı ölçüde, bir ulusun başka bir ulus tarafından sömürülmesi de ortadan kaldırılmış olacaktır. Ulusun içindeki sınıflar arasındaki karşıtlık ortadan kalktığı ölçüde, bir ulusun başka bir ulusa beslediği düşmanlık da son bulacaktır.
- Ülkeyi elinde tutanlar sermayedarlar olduğundan devlet de zenginlerin sözünden çıkmıyor.
- İnsanların eşit yaşadıkları bir kent varsa gitmek isterdim.
- Burjuva toplumunda canlı emek, birikmiş emeği artırmanın emeğinden başka bir şey değildir.
- İnsanın kendi icadı olan paraya köle olması yanlış.
- Her gün makine gibi çalıştırılmaktan bıktık.
- İnsanlar arasında savaşın olmadığı eşit bir dünya kuracağız biz.
- ...kitapta TCK. 142/1. maddesinde yer alan sosyal bir sınıfın zorla ortadan kaldırılması ya da sosyal bir sınıfın diks tatoryasının kurulması şeklinde ifade edilmiş marksist reji min ana öğelerinin belirlendiği, bunların burjuvazinin zorla alaşağı edilmesi, mülkiyetin, özel mülkiyetin zorla kamulaştı rılması ve zor, şiddet yoluna başvurulması hususlarının teş kil ettiği; kitabın arka kapağında bu kitabın proletaryaya ışık tutan, yolunu aydınlatan bir eser olduğunun belirlenmesi ile sadece bilimsel ve tarihsel bir değer taşımadığı ve fakat bugünkü toplumumuza da uygulanması imkânı olan düşünceleri içinde bulundurduğu intibaini veren bir kitap olduğu hususları ileri sürülebilir ve bu açıdan TCK. 142/1. maddesi nin ihlal edildiği ileri sürülebilir."
- Eskiden iyiydik, parasız da yaşayabiliyorduk. Ama şimdi insanlar arasında paradan başka bağ kalmadı. Dostluk da sevgi de para yoksa yıkılıp gidiyor.
- Komünistler, ayrıca, ülkeleri ve milliyetleri ortadan kaldırmak istemekle de suçlanmaktadırlar. İşçilerin ülkesi yoktur.
- "Tarihin her çağında, var olan ekonomik üretim ve de ğişim biçimi ve kaçınılmaz olarak bunun yol açtığı toplumsal örgütlenme, o çağın siyasal ve düşünsel tarihinin temelini oluşturur,(...) dolayısıyla, bütün bir insanlık tarihi (...) bir si nıf savaşımları tarihi (...) olagelmiştir; bu sınıf savaşımları ta rihinin oluşturduğu bir dizi evrim sonucunda bugün öyle bir aşamaya ulaşılmıştır ki, sömürülen ve ezilen sınıf proletarya aynı zamanda bütün bir toplumu her türlü sömürü, baski, si nif ayrımı ve sınıf savaşımından temelli kurtarmadıkça, kendi de sömüren ve ezen sınıfın burjuvazinin boyunduruğundan kurtulamaz..."
- "Bir hayalet, komünizm hayaleti bütün Avrupa'yı dolaş maktadır. İhtiyar Avrupa'nın bütün iktidar makamları, papa ve çar, Meternih ve Gizo, Fransız radikalleri, Almanya polis leri, bu hayaleti kuşatıp sıkıştırmak için bir mukaddes Ehl-i Salib tertibiyle ittihad ettiler..."5
- İnsanın insan tarafından sömürülmesi ortadan kaldırıldığı ölçüde bir ulusun başka bir ulusu sömürmesi de ortadan kaldırılmış olacaktır.
- Düşünce özgürlüğü, "düşünceyi yaymak" hakkını da kapsar ve bu "tehlikeli" sayılmaz. Bir düşüncenin iç dünyada kalışının kabul edildiği bir sistemde düşünce özgürlüğünden söz edilemez. (...)
Komünist Manifesto İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Abi komünistim ben ya.d" "Zincirlerimizden başka neyimiz kaldı kaybedecek!!!!" "İki fotoğraf çekineyim de anarşist olayım." "Karl Marx babamız yaaaa" Evet Yukarıdaki cümlelerden herhangi birini kurmuşsanız bu yaşınıza kadar, tebrik ederim. Ne demiş Nazım Hikmet "Artık sende herkes gibisin". (Kendisini saygıyla anıyorum.) Evet, siz de herkes gibisiniz. Neden mi?? Hayatta benimsediğim fikirlerden birisi de bilmediğim konu hakkında konuşmamak olmuştur. Ve bilmediğimi de utanmadan söylerim çünkü "bilmemek değil öğrenmemek ayıp :)" Neyse çok uzatıyorum, Komünizm bana göre insanlar tarafından en çok yıpratılan kavram olmuştur. (Buradan da Karl Marx, Engels ve Lenine saygılar :D) Neden mi yıpratıldı? Hayatında kaç defa Komünist Manifesto'yu, Kapital'i okudun? Bu sistemin arkasında yatan felsefeyi kaç defa araştırdın? Kaç kitabın arasına gömüldün? Ya da Komünizm senin için en iyi sistemse, bütün sistemleri inceledin mi ki bu sonuca vardın? (Aynı durum dinler için de geçerlidir.Hiçbir dini incelemeden doğrusu bu diyenlere de buradan saygılar :)) Ama yok, hiçbirini yapma ama git ben komünistim de... Evet bu yüzden siz de herkes gibisiniz... Herkes okumadan popüler kültürün etkisine girerek bir şeyleri benimsiyor. Tamam biz de benimseyelim benimseyeceksek ama okuyup araştırdıktan sonra :) Bu yüzden demem o ki, siz yukarıdaki cümleleri kuranlar gibi olmayın. Ben de kurmuyorum ama yine de sempatik geliyor bana, neden? Çünkü güzel bir şey bu. İşçinin yanında olmak, toplumun iyileşmesini istemek, bütün insanlığı adaletli ve eşit bir sistemde yaşatmak... Bunlar çok güzel şeyler hele ki "Zincirlerimizden başka neyimiz kaldı kaybedecek!!!!" demek çok havalı beee :D Ama bunları demeden önce durun ve biraz araştırın. Buradaki çoğu arkadaşım ve takip edenim çok iyi okurlar ve araştırmacılar :) Ben sistem eleştirileri yapmayı seven birisiyim ama araştırmalarım çok az :D Yıllardır yeterli seviyeye gelmemin ardından Felsefe,Sosyoloji, Politika ve Ekonomi konularında araştırma ve kitap okumaya başlamak istiyordum. O zaman geldi artık birkaç kitapla giriş yaptım :) Siz de bu tarz kitaplar okumak isterseniz Komünist Manifesto Manga çok iyi bir tercih olacaktır. Güzel bir manga ve ben okurken çok beğendim. Buradan beni bu manga ile tanışmamı sağlayan Anıl Beye ve incelemesine teşekkür ediyorum :) Kendisinin hesabı: JayGarrick Okumak isteyenler için link:https://docviewer.yandex.com.tr/view/607505191/?*=%2F079UcnxnRwMkPj2ybT8obgGTqp7InVybCI6InlhLWRpc2stcHVibGljOi8vMHdwZUhrdjZjUGdjaFp0Y2FlbWs3TVNFUU1PeGZJU3hZbjRyWWw3Njlnbz06L01hbmdhIEtvbcO8bmlzdCBNYW5pZmVzdG8gWW9yZGFtIEtpdGFwLnBkZiIsInRpdGxlIjoiTWFuZ2EgS29tw7xuaXN0IE1hbmlmZXN0byBZb3JkYW0gS2l0YXAucGRmIiwidWlkIjoiNjA3NTA1MTkxIiwieXUiOiI3NzU1MDQ5NzAxNTE5NTc4NDAxIiwibm9pZnJhbWUiOmZhbHNlLCJ0cyI6MTUyMjA4MDA2MDQyNX0%3D&page=1 HERKESE İYİ OKUMALAR DİLERİM :) (Ömer Gezen)
Paranın insan canından daha önemli olduğu bir devirde yaşıyoruz. Tabi değeri yüksek olan şeylere taptığımız gibi paraya tapanlarımız da çok oluyor. Tapmayanlar ise onun gücü karşısında dize getiriliyor. İnsanlar ikiye ayrılır; parası olanlar ve olmayanlar, ezenler ve ezilenler, soylular ve köleler... Daha farklı isimlerde koyabilirsiniz bu iki ayrı gruba ama göreceksiniz ki değişmeyen tek şey “Çalışanların hep yoksul, çalışmayanların ise zenginleşmesi.” olacaktır. Kitap bir komünizm bildirisi minvalinde. Kitabı okurken size iki hayalet eşlik ediyor; Marx ve Engels. Dünya işçi tarihine şöyle kısa bir yolculuk yapıyoruz. Keşifler çağından, buhar ve makinanın icadına, bireysel üretimden seri üretime varan süreçleri çok basit bir dille okuyucuya nakşediyor bu sevimli hayaletlerimiz. Sevimli dediğime bakmayın, çok sinirliler. Sinirli olmaları bir anlamda çaresiz olmalarından kaynaklanıyor gibi, dertlerini insan gibi anlatıp, hak talep ettiklerinde şiddet gördüklerinden onlar da çözümü şiddete karşı şiddette bulmuşlar gibi geldi bana. Yoksa aklı başında insanlar şiddete başvuracaklarını zannetmiyorum. Sonra yavaş yavaş bazı izmleri tanıyoruz; Kapitalizm gibi Sosyalizm gibi. Bu izmlerden ne farkı var Komünizmin onu anlatmaya çalışıyor hayaletlerimiz. Hayalet diyorum çünkü okuru bilinçlendirirken uçuyorlar falan ama biraz da bu durumu metafor gibi algıladım ben; “Herkes bizi göremez” minvalinde. Yahu ezilenleri destekliyorsunuz iyi hoşta ezilenlerin ezen fanatikliğine ne demeli? Onların mallarını onlardan daha çok sahiplenmelerini yahut onlardan daha acımasız olmalarını nasıl izah edeceksiniz bana? Şu yaşıma geldim ve anladığım (hatta anlamanın da bir adım ötesi olan kavramaktır der BK) daha doğrusu kavradığım bir gerçek varsa o da çürümüş bir düzeni, tekrardan toparlamak için ilahi bir desteğe ihtiyaç olduğudur. Bundan yüzyıllar öncesinde bir devrimci dünyaya geldi Mısır topraklarında. Adeta çölde bir vaha edasında... Mısır azizi köle olarak yanına almıştı onu hatta sarayda çok da sevilmişti. Onlar gibi yaşamasını, alt sınıfı hor görmesini hatta acımasız olmasını salık vermişlerdi. Tabi o zamanlar taşımacılık çok farklı; dört köle omuzlarında bir tahta ve onun üzerine de yolcu konumlanarak seyahat edilirdi. Ona bu araca bin dediklerinde; “İnsanların sırtına binmeyi sevmiyorum” diyerek reddediyordu onları. Gel zaman git zaman sahiplerine itaat etmediği için hapse düşüyordu büyük devrimcimiz. Öylesine idealist öylesine akılı ki gelecekteki devlet kadrosunu zindandaki suçlulardan kuruyordu. Marx Reisin yaptığı gibi tabandan güç topluyordu da diyebiliriz. Kendisi aynı zamanda bir rüya yorumcusudur. Bir gün Mısır Kralı bir rüya görür ve yorumunu doğru yapan çıkmaz koskoca Mısır’da. Dedim ya ilahi bir el müdahale etmedikçe çürüme sona ermez diye. O elin etkisiyle devrimcimizin doğru yorumu krala ulaşır ve kral, böylesine bir değeri kaçırmaz ve onu Mısır azizi yapar. Kral’ın rüyasına göre 7 yıllık bir bolluk sonrasında 7 yıllık bir kıtlık olacağını göz önünde bulundurarak bolluk zamanı mahsullerini ileri teknoloji araçlar olmaksızın ambarlarda yöntemine uygun bir vaziyette kıtlık dönemi için saklanmasını sağlamıştır. İleri düşünceli olmayan ve mahsullerin nasıl depo edileceğini bilmeyen zengin tayfa bu dönemde servetlerini bir şekilde boşa harcamıştır. 7 yılın ardından devrimcimize güvenen halk zenginleşmiş, zengin tayfa ise fakirleşmiştir. Mal mülk sahibi olanlar kaybetmiş olmayanlarsa mal mülk sahibi olmuşlardır. There is no şiddet, there is no kan. Evet siz kimden bahsettiğimi anladınız. Nereye varacağım Tanrı’nın kelamı sahipsiz kalınca günümüzdeki gibi bazı şeylere alet oluyor. Şey diyorum, kelime dağarcığımın dar olmasından değil yalnızca o "şey"in içini siz doldurasınız diye. İşte son alıntımla bu yazımı burada noktalayayım da cılkı çıkmasın. Okuyan herkese teşekkür ederim. “Hepiniz farkındasınız; Para da toprak da kanun da fikir de din de bu ülkede her şey sermayedarlara hizmet ediyor.” (Anıl)
Biraz tarihi kazı yapmak istiyorum. İngiltere'de coğrafi keşiflerle birlikte yeni ham madde ve zenginlikleri keşfeden, keşfettikçe büyüyen bir tüccar kesimi vardı. İngiltere'deki kral ve kraliçe bu tüccarlara maddi anlamda destek vererek kumpanyaların/şirketlerin kurulmasını sağladı. Ve bu şekilde izlenen eşitsiz politikayla İngiltere'de gittikçe artan bi' büyüme yakalandı. Eşitsiz büyümenin gittikçe yayılması, tüccarların gittikçe büyümesi, zenginleşmesi sonucunda ise gittikçe altta kalan bir serf kesimi oluştu. Bu, dünyaya pazarlamanın emek gücü ile olduğu dönemde kendini serf, toprağa bağlı kölelik diyebileceğimiz bir kesimle baş gösterdi. Üretimin gittikçe fabrikalaşması aşamasında ise işçilerle ortaya çıktı. Niteliksiz, salt emek gücü olan serf/işçi aynı işi görüyordu. Değişmeyen tek şey gittikçe zenginleşen, sivrilen tüccarlar/sermayedar kesimi ve gittikçe ezilen,sömürülen serf/işçi kesimin varlığı arasındaki eşitsizlikti! Eşitsizlik ki tarihte çılgın bir olgu, farkındalık yaratacak kadar gerçek, her zaman anılacak kadar önemli; pek çok ülkeyi ayaklandıracak kadar büyük! Karl Marx'ın ve Engels'in yazmış olduğu Komünist Manifesto aslında bu eşitsizliğin geldiği uç noktadaki zihniyeti anlatıyor. Yani izlenen eşitsiz politika sonucu toplumun resmen iki farklı tarafa kutuplaşması, bu makasın ''kapitalist'' kısmının gittikçe güçlenmesiyle aranın gittikçe açılması ve artık bu duruma bir dur demek isteyen işçi sınıfını, onun güçlerini birleştirme çabasını anlatıyor. Sermayedar dediğimiz sömürgeden beslenip kralla bir nevi ''köprüyü geçene kadar ayıya dayı de'' modunda yakın olan bu tüccar kesimin gittikçe zenginleşmesi, kendini insan üstü görmesine, ''para bunların gözünü boyamış''ı tam manasıyla yaşayarak adeta kendilerini tanrılaştırmalarına bir dur demek istemelerini anlatıyor aslında manifesto. Dönemdeki iktidarın sessizliği ve tüccara verdiği destek aslında bize büyümenin karşılığında halkların eşitliğinin, haklarının ne kadar mübadele edilebilir bir şey olarak gördüklerini gösteriyor. ''Hak''kın zenginleşmeyle değiştirilmesi, hakkın acımasızca ''meta''laştırılması... Komünist Manifesto tarihin sürtüne sürtüne yaşadığı, yaşattığı bir gerçeği ele alıyor. Günümüze baktığımda gittikçe artan gelir eşitsizliğini, adaletsizliği gördükçe acaba böyle bir hareketlenme günümüzde olsaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum.Tarihe baktığımdaysa her noktada, her aşamada zenginle fakirin, sömürenle sömürülenin var olageldiğini görüyorum. O halde tarihte yaşayan tek şeyin, sömüren ve sömürülen arasında sömürülenin içinden ''dur'' demek fikri olduğunu düşünüyorum. Zaman geçtikçe zenginlik ve fakirlik çok değişik noktalara evriliyor, dur demek fikri de evriliyor ama. Hep var olacak... Sözün özü: Komünist Manifesto'yu okumanızı tavsiye ederim! Not: Kapitalizmin tarihi bir tutanağı niteliğinde olan, 1929 krizinde nasıl bir sosyoekonomik çöküş yaşandığını görmek istiyorsanız Jack London'ın Uçurum İnsanları'nı kesinlikle okumalısınız! Not: ''Kapitalist düzen içinde komünizm için birleşmeye çalışan işçilerin iktidarla mücadelesi'' konulu bir distopya okumak istiyorsanız Jack London'ın Demir Ökçe'sini tavsiye ederim! (meltem şen)
Kitabın Yazarı Friedrich Engels Kimdir?
19. yüzyıl Alman politik filozof. Karl Marx'la beraber, Komünist Manifesto'yu (1848) yazarak komünist kuramın geliştirilmesinde önemli bir rol aldı. Karl Marx hayatını kaybettikten sonra Karl Marx'ın en önemli eseri Das Kapital'in son iki cildini tamamladı.
Engels, şimdiki Wuppertal'da doğdu. Bir Alman tekstilcinin en büyük oğluydu. 17 yaşında iken, babası onu Manchester'daki pamuk fabrikasının yönetimine yardımcı olması için İngiltere'ye gönderdi. 1833 yılında tanık olduğu yaygın yoksullukla sarsıldı. Fabrikada 3,5 yıl çalışıp ayrıldı ve maden ocaklarında işçi olarak çalışmaya başladı. Ve aynı zamanda bazı gazetelere haftalık makale gönderiyordu. Gençlik yılları sefalet içinde geçip gidiyordu. Günde 18 saat mesai yapıyor, geri kalan zamanında da komünist kuram üzerine makaleler yazıyordu. Babası'nın ölümünden 2,5 ay sonra annesini de kaybetti. Kendisi gibi maden ocaklarında çalışan kardeşleri 1842'de tünel çökmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Engels artık yalnızdı. Ailesi yoktu. Zaten anne ve babasıyla iyi geçinemediği için evden ayrılmıştı.
1845 yılında İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu konulu bir makale yayınladı. Aynı yıl, editörlüğünü Paris'teki Karl Marx'ın yaptığı Franco-German Annals adlı dergiye yardım etmeye başladı. Marx Engels ile kişisel olarak tanışmasının ardından onunla kapitalizm üzerine aynı bakış açısına sahip olduklarını fark etti. Marx, Engels'e ve fikirlerine büyük hayranlık duyarak Engels ile birlikte çalışmaya karar verdi. Marx'ın 1845 Ocağında Fransa'dan sürülmesinden sonra, diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha fazla ifade özgürlüğü vaad eden Belçika'ya gitmeye karar verdiler.
Engels içlerinde George Harney'in de olduğu Çartist hareketin liderleriyle tanıştı. 1846 Ocağında Engels Marx'ı da yanına alarak Brüksel'e döndü. Burada Komünist Yazışma Komitesi'ni kurdu. Tasarısı Avrupa'nın çeşitli bölgelerindeki sosyalist liderleri birleştirmekti. İngiltere'deki sosyalistler Engels'in fikirlerinden etkilenerek Londra'da bir toplantı düzenlediler ve Komünist Birlik adı verilen yeni bir organizasyon oluşturdular. Engels buraya bir delege olarak katıldı ve eylem stratejisinin geliştirilmesine öncülük etti.
1847 yılında Engels ve Marx birlikte bir broşür yazmaya başladılar. Temelini Engels'in Komünizmin İlkeleri adlı kitabının oluşturduğu bu 12.000 kelimelik broşür altı haftada bitirildi; Engels'in amacı komünizmi kitleler için anlaşılabilir kılmaktı. Komünist Manifesto adı verilen bu broşür 1848 Şubatında yayımlandı. Ama yayımlandıktan henüz 1 ay sonra, Mart'ta Engels ve Marx Belçika'dan kovuldular. Köln'e taşındılar ve Marx radikal bir gazete olan Yeni Ren Gazetesini Engels'in desteğini alarak çıkarmaya başladı.
Engels, 1848 devriminin önderiydi. Ve bu ayaklanma ilk ciddi Sosyalist ayaklanma idi. Ve bu ayaklanma sonra ki komünist ayaklanmaların en büyük ilham kaynağı oldu. Engels Elberfeld'deki ayaklanmada aktif olarak bulundu, Prusyalılara karşı düzenlenen Baden Seferi'nde Baden-Palatinate ayaklanmasındaki serbest güçlerin komutanı olan August Willich'in yaveri olarak savaştı. Aslında bu yaverlik bir aldatmacaydı. Çünkü August Willich tüm emirleri Engels'den alıyordu.
1849 yılında İngiliz hükümetine başta Engels olmak üzere birçok sosyalist liderin sürülmeleri için baskı yapıldıysa da Başbakan Lord John Russell bunu reddetti. Yalnızca Engels tarafından kendilerine sağlanan parayla Marx ailesi büyük bir yoksulluk içinde yaşadı. Engels, Marx ailesi kendi ailesi olmasa dahi sonuçta hem bir aile geçindiriyor hem fikri mücadele veriyor hem de serbest güçlerin fikri ve askeri sahada stratejik önderliğini yapıyordu.
1870'te Londra'ya taşınmadan evvel, Engels Marx'a yeterli geliri sağlayabilmek için Manchester'daki fabrikasında çalışmaya gitti. Marx'ın 1883'te ki ölümünden sonra Komünist kitle Engelsi artık o ölene dek fikri ve askeri alanda önder kabul ettiler. Bununla birlikte, tek eşli evliliğin erkeklerin kadınlar üzerinde baskı kurmak için ortaya attığı tek taraflı bir yalan olduğunu söyleyerek Feminist kuramın kurucularından sayılmaktadır. Bu bağlamda komünist kuramı aileyle ilişkilendirerek, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyetinin tıpkı kapitalist toplumlarda burjuvazinin işçi sınıfı üzerindeki hakimiyetine benzediğini iddia etti. Engels'in bu düşüncesi hayatına hiçbir kadının girmemesinden kaynaklanıyordu. Engels, 1895 yılında Londra'da bir otel odasında tek başınayken çalışma masasında makalesini yarım bırakmış bir halde ölü bulundu. Ölüm sebebi boğaz kanseridir. Öldüğünde hiç çocuğu yoktu. Bu yüzden bazı mason, kapitalist ve burjuva kesimlerce kendisine eşcinsellik iftiraları atıldı.
Engels para'nın olmadığı bir dünya istiyordu. Engels'in tüm fikirleri Marx'ı çok büyük bir etki altında bıraktığı gibi bu fikride Marx'ta derin bir etki bıraktı.
Friedrich Engels Kitapları - Eserleri
- Alman İdeolojisi
- Anarşizm Üzerine
- Basın Söyleşileri
- Devlet ve Hukuk Üzerine
- Din Üzerine
- Felsefe Metinleri
- Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni
- Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm
- Politika ve Felsefe
- Çizgilerle Komünist Manifesto
- Komünist Manifesto
- Konut Sorunu
- Doğanın Diyalektiği
- Anti-Dühring
- Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu
- Tarihte Zorun Rolü
- Köylüler Savaşı
- Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim
- İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu
- Büro ile Barikat Arasında
- Komünizmin İlkeleri
- Hakiki Sosyalistler
- Felsefe İncelemeleri
- Marksist Leninist Partinin Temel Eğitim Dersleri
- Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi
- Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi
- Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri
- Nüfus Üzerine
- Sömürgecilik Üzerine
- Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar
- Serbest Ticaret Sorunu Üzerine
- Seçme Yazışmalar - I
- Komünist Manifesto
- Marx - Engels Anıları
- Nüfus Sorunu ve Malthus
- Friedrich Engels Biyografi
- Doğu Sorunu
- Yazın ve Sanat Üzerine 2
- Yazın ve Sanat Üzerine 1
- Sanat ve Edebiyat Üzerine
- Emeğin Rolü - Maymunun İnsanlaşma Sürecinde
- Politik ve Askeri Savaş Sanatı 3
- Felsefe Üzerine: Karl Marks - Friedrich Engels
- Bakuninciler İş Başında
- Seçme Mektuplar
- Birinci Enternasyonalde Örgütlenme Meselesi
- Ekonomi Politik Sözlüğü
- Sürgündeki Büyük Adamlar
- Cola di Rienzi
- Genç Engels'ten Mektuplar
- Siyasi Yazılar
- Sosyalist Düşüncenin Gelişmesi
Friedrich Engels Alıntıları - Sözleri
- Adalet sağlanmıyor ya da satılıyordu.. (Köylüler Savaşı)
- “Hükümetlere şunu açıklamalıyız: Biz, sizin, proleterlere karşı yöneltilmiş bir silahlı güç olduğunuzu biliyoruz; biz, size karşı, olanak bulunduğu sürece barışçıl araçlar, ve kaçınılmaz olduğu zaman da silah kullanacağız.” (Anarşizm Üzerine)
- "Filozoflar dünyayı türlü biçimlerde yorumlamakla yetindiler, asıl sorun onu değiştirmektir." (Felsefe İncelemeleri)
- "Ne modern toplumda sınıflaın varlığını, ne de sınıflar arasındaki mücadeleyi bulma şerefi bana aittir. Benden önce burjuva tarihçiler, bu sınıfların mücadelesinin tarihsel gelişimini, burjuva iktisatçılar da sınıfların ekonomik yapısını açıklamışlardır." K. Marks (Felsefe Üzerine: Karl Marks - Friedrich Engels)
- O yüzden, Komünistlerin kuramı tek bir tümcede özetlenebilir: özel mülkiyetin ortadan kaldırılması. (Komünist Manifesto)
- Uğrunda cefa çekmeyi sevdiğim, Lanete, zindana, sürgüne katlandığım, Tiranlara karşı çıkıp yürekle, Artık yeter! dediğim halkım benim, Sen ezilme, hakarete uğrama! Heybetinle yüksel isterim, Benim mağrur, muzaffer insanım! (Cola di Rienzi)
- Modern tarihte, bütün siyasal savaşımların sınıf savaşımları oldukları ve sınıfların bütün kurtuluş savaşımlarının, zorunlu olan siyasal biçimlerine karşın -çünkü her sınıf savaşımı bir siyasal savaşımdır- son tahlilde ekonomik kurtuluş sorunu çevresinde döndükleri tanıtlanmıştır. (Din Üzerine)
- Uygarlıktaki her yeni ilerleme, aynı zamanda eşitsizlikte de yeni bir ilerlemedir. (Yazın ve Sanat Üzerine 1)
- Emekçi sınıflar servet artışı içinde yoksulluklarını, lüks artışı içinde sefilliklerini sürdürürler. Maddi yoksunlukları, onları fiziksel bakımdan olduğu kadar ahlaki bakımdan da zayıflatır. (Basın Söyleşileri)
- En büyük maddi ve zihinsel işbölümü, kent ile kırın ayrılmasıdır. Kent ile kır arasındaki karşıtlık, barbarlıktan uygarlığa, aşiret düzeninden devlete, bölgesellikten ulusa geçişle birlikte ortaya çıkar, ve zamanımıza kadar bütün uygarlık tarihi boyunca sürüp gider. (Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri)
- O (iktisatçı), işçinin gereksinimini fizik yaşamın en gerekli ve en yoksul sürdürülmesine ve etkinliğini de en soyut mekanik harekete indirger ve sonuç olarak şöyle der: İnsanın ne başka gereksinimi, ne başka etkinliği, ne de başka zevki vardır; çünkü bu yaşamı bile o, insanal yaşam ve varlık diye gösterir; o, olabilecek en yoksul yaşamı (varoluşu) kural olarak ve üstelik evrensel kural olarak hesaplar. İnsanların büyük yığını bakımından geçerli olduğu için evrensel; işçinin etkinliğini tüm etkinliğin arı bir soyutlaması durumuna getirdiği gibi, işçiyi de duyu ve gereksiniminden yoksun bir varlık durumuna getirir; bunun sonucu işçinin her lüksü ona kınanacak bir şey ve en soyut gereksinmeyi aşan her şey de –edilgin zevk ya da etkinlik belirtisi olarak da olsa- lüks olarak görünür. Ekonomi politik, bu zenginlik bilimi, öyleyse aynı zamanda vazgeçme, yoksunluklar, esirgeme bilimidir de ve gerçekten temiz hava ya da fizik hareket gereksinimini bile insandan esirgeyecek kadar ileri gider. (Yazın ve Sanat Üzerine 1)
- (...) bireylerin mülkiyetine bireysel tüketim maddelerinden başka hiçbir şey de geçemez. (Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi)
- Sarhoşluğun sonucu kafa zonklamasıdır, alışkanlık hale getirilmiş aşırılıkların sonucu hastalıktır. (Felsefe İncelemeleri)
- Bizim düşüncemiz gerçek dünyayı bulabilecek durumda mıdır? (Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu)
- Bir egemen sınıfın varlığı, hem sınai üretme gücünün hem de bilimin, sanatın ve özellikle de uygar toplumsal ilişki biçimlerinin gelişmesine her gün daha fazla engel oluyor. (Konut Sorunu)
- Matematikte dönüm noktası, Descartes’in değişken büyüklüğü olmuştu. Bununla birlikte hareket ve bundan ötürü de diyalektik ve hemen ardından Newton ve Leibniz tarafından bulunmamış olmakla birlikte, onlar tarafından tam olarak tamamlanan difransiyel ve entegral hesaplarının zorunluluğu matematiğe girdi. (Doğanın Diyalektiği)
- Yoksul halk ve çalışan sonuçlar her saman varolmuştur, ve çalışan sonuçlar çoğunlukla YOKSULDURLAR. (Komünizmin İlkeleri)
- Soyuların, köylüler üzerindeki sömürüsü her yıl daha da arttı. Bağımlı köylüler her tür bahane ve isim altında yeni ödeme ve hizmet sunma yükümlülükleri altına sokuldu. Angaryalar, vergiler, toprak kiraları, toprak satış vergileri, ölüm vergileri, koruma paraları vb. bütün eski sözleşmeler bozularak keyfi biçimde arttırıldı. Adalet sağlanmıyor ya da satılıyordu. Şövalye, köylüden para sızdırmak için başka yol bulamadığında da onu hemen zindana atıyor ve fidye ödemeye zorluyordu. (Köylüler Savaşı)
- Siyasal iktidar denen şey, bir sınıfın başka bir sınıfı ezmekte kullandığı örgütlü güçten başka bir şey değildir. (Komünist Manifesto)
- Kolektif mülkiyetle birlikte, halkın sözde iradesi de, yerini kooperatifin gerçek iradesine bırakmak üzere, kaybolur. (Anarşizm Üzerine)