Konak - M. Necati Sepetçioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Konak kimin eseri? Konak kitabının yazarı kimdir? Konak konusu ve anafikri nedir? Konak kitabı ne anlatıyor? Konak PDF indirme linki var mı? Konak kitabının yazarı M. Necati Sepetçioğlu kimdir? İşte Konak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: M. Necati Sepetçioğlu
Yayın Evi: İrfan Yayıncılık
İSBN: 9789753710039
Sayfa Sayısı: 320
Konak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Odadaki sessizliğe bıraktı kendini. Şeyh Edebali az sonra derin bir nefes aldı «Pekey» dedi «Şimdi kendimize dönelim meşveret niçirjdir ona gelelim. Bir kovanda ballar peteklenir kovan dolarsa bal taşar» dedi. Yunus ürperdi gerçekten. •«Hamız daha hamız» diye geçirdi içinden «Daha nice pişrrMsmiz gerek. yaş geldi çattı halbuTd..»
Edebali Şeyh «Yûnus'un kendi kendinde sızlanmasına meydan vermedi. «Yine bir kovanda petekler kurur bal gözelenemezse kovandan arılar taşar..» diye misalini tamamladı. «Benim gördüğürrr durum bu durumdur. Kovan sayılsın ki şu bizim Anadolu'dur artlar Türkmenlerdir. Bal nerede pekey Petek var mı ki bal ola Ben derim ki petek
parçalandı Selçuklu'dan hayır kalmadı gayri...»
Konak Alıntıları - Sözleri
- Neyi arayacağını biliyorsan, varıyorsun demektir.
- Kayıplar kalabalıktadır; yalnızda kaybolmaz insan. Yalnızlık açıcıdır, göstericidir; kalabalık örtücüdür.
- ... Bütün bu güzelliğin doğurduğu tek bir şey vardı: unutmak, uyuyarak!
- Sen terbiyeni vermezsen, sen adam gibi yetiştiremezsen, sen töreni, yasanı, sen inançlarını oğluna kızına sağlamca aşılayamazsan ana baba bir kandan da gelse oğlun, kızın nafile anladın mı?
- Konuşmak zor. İnsanlarla konuşmak zor demek istedim. Çiçeklerle falan kolay konuşulur. Sen söylersin onlar dinler... benim şimdi yaptığım gibi.
- Koklanmağa hazırsın; istiyorsun, koklanayım artık yeter karanlığım diyorsun. Ya seni koklayacak kimse bulamazsan? Bulduğun zaman kokunu beğendiremezsen? Seçtiğin zaman rengini sevdiremezsen? Dahası var, farkettiremezsen kendini. Yüzlerce binlerce çiçekten biri, yüzlerce binlerce kokular gibi olur da onların arasında yitip gidersen?
- Acısını tatlısını, iyisini kötüsünü ayırt etmeden içine atıyor, biriktiriyor, birikenlerin ağırlığından kurtulamıyordu.
- "...Baktım ki sen buradasın. Boş görünüyorsun ama dolusun, umursamazsın ama beklemektesin... Bunun için..sığınmak istedim. Yanına geldim, selam verdim."
- "Aramak beklemekten daha iyidir diye düşündüm. Beklemek durmak demek değil midir? Aramak, varmak olduğuna göre, neden durmalı?..."
- "Kayıplar kalabalıktadır; yalnızda kaybolmaz insan. Yalnızlık açıcıdır, göstericidir; kalabalık örtücüdür."
- Aramak beklemekten daha iyidir diye düşündüm. Beklemek durmak demek değil midir? Aramak, varmak olduğuna göre, neden durmalı? sorular beni uyutmuyor. Neyi arayacağını biliyorsan, varıyorsun demektir O zaman zaten uyunulmaz ki; o zaman uykular da dinlendirmez, yorgunluğu arttırır.
- "Kalkmağa niyetlenen Debbağ'ın kolundan hafifçe tuttu." Ezanları dinleyelim gardaş. "diye fısıldadı:" Gecenin suda çalkalanışını, yunuşunu, kirini pasını atışını gör. Günah demiştin; günahın geceden kopuşunu gör, sen şimdi." (Konak/MN Sepetçioğlu) Okunan ezanları günümüzde böyle bir mana yüküyle içimize çeke çeke dinlesek dünya çok daha başka olurdu...
- "Lafın doğruya benzer, gece uyumak içindir; ama kimi uyurken uyanıktır, kimi uyanıkken uyur. Sen hangisindensin?"
- "Ben mecburdum buna ; çünkü benim babamı burda bilen olmazdı. Senin babanı bildiler. Bir tohum toprakta köklenmeden sürgün verirse kurur."
Konak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
ortaasya'dan anadolu'ya, kayı' ya gelen dervişlerin, yiğitlerin, demircilerin, yeni yurt arayanların ve daha nicelerinin anadolu' da mevlana' yla, yunus'la, edebalı' yla ve osman'la yeni bir devlet, yeni bir ülkü için kavuşmalarının mistik öyküsü serinin dördüncü kitabı olan "konak". bu kitap önceki romanlardan hatırladığımız karakterleri ya da bağlantılarını içermiyor. elbette tarihi süreç açısından bir devamlılık içerse de bizi yeni karakterlerle tanıştırıyor. yazım olarak aynı çizgide olsa da bu romanda mistisizm kendisini yoğun şekilde hissettiriyor. kitabın en önemli yeri, elbette tamamen kişisel görüşüm, 150. sayfa civarı başlayıp 25 sayfa kadar süren meşveret bölümü. burada şeyh edebalı, taptuk emre, yunus emre, saru saltuk, barak baba ve pekçok derviş, abdal, babanın biraraya gelip yeni bir yol, yeni bir baş için toplanmaları anlatılıyor. türün meraklıları için cazip bir kitap. (Alp Giray Akkuş)
Neden başkasına güvenirsin, başkasından umarsın? Neden, ardında bir umut, bir uyanış beklersin? Ardında hiçbir şeyin kalmadı artık; ne umut, ne güveniş, belki özleyişlerin, eski sevgilerin, dönemeyeceğin çocukluğun kaldı o kadar. * Aramak beklemekten daha iyidir. Beklemek durmak demek değil midir? Aramak varmak olduğuna göre neden durmalı. Neyi arayacağını biliyorsan, varıyorsun demektir. * Ezanları dinleyelim kardaş. Gecenin suda çalkanışını, yunuşunu, kirini pasını atışını gör. Günah demiştin. Günahın geceden kopuşunu gör. * Nimet paylaşıldığı zaman güzeldir. * Zaman, şu şimdi duyduğumuz değil ki, biz öldüğümüz anda sona eren değil ki. Senin zamanın senden sonra başlamazsa neye yarar. * Sevmek, sessizliktedir yiğit, bağırarak sevilmez, görünerek de sevilmez. İyi bir çiftçi, işlemek için durgun hava ister. * Elden ele fark vardır. Seven el başka sarar, sayan el başka. * Alışkanlık yorucu gelir. * Yıldız, ışığının farkında olmaz. (Sait Köşk)
Lider’in Kahramanın yetişmesinde Çocukluk yıllarının ne kadar önemli olduğunu anladığım kitap. Tatlı çocuk romanı olması da gençken ideallerin oluşmasında çok yararlı. Hem kişisel gelişime katkı sağlayan kitap aynı zamanda geçmişimiz ile ilgili güzel tarihimizi de bilmemizi sağlıyor (Mehmet Fatih Kalender)
Konak PDF indirme linki var mı?
M. Necati Sepetçioğlu - Konak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Konak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı M. Necati Sepetçioğlu Kimdir?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli kurumlarda memurluk ve idarecilik yaptı. İlk romanlarında Malazgirt zaferinden başlayarak İstanbul’un fethine kadar Türk tarihini konu aldı, sonrakilerde ise Türkiye’de yaşanan toplumsal değişimi ve sonuçlarını anlattı. Eserlerindeki şiirsel anlatımı sayesinde geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Sepetçioğlu’nun Anadolu fethini ve Türk devletinin kuruluşunu anlattığı romanları, bir döneme ışık tutmuş ve başucu kitapları arasında yer almıştı.
Sepetçioğlu’nun tarihî romanlarının yanı sıra tiyatro oyunları da bulunuyordu. Trampacılar adlı oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmişti. Oyun yazarlığında en önemli başarısını gösterdiği Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu’nca sahneye konuldu. Ardından Avrupa Üniversitelerarası Tiyatro Festivali’nde en iyi oyun seçildi. ‘Gece Vaktinde Gün Dönümü’ ve ‘Karanlıkta Mum Işığı’ adlı kitaplarıyla 1980 yılında ‘Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı’nı kazanan Sepetçioğlu, 1994’te İLESAM üstün hizmet beratı almış, 1998’de Atatürk Dil-Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçilmişti. 8 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul Sarıyer'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
M. Necati Sepetçioğlu Kitapları - Eserleri
- Kilit
- Anahtar
- Kapı
- Konak
- Çatı
- Üçler Yediler Kırklar
- Bu Atlı Geçide Gider
- Geçitteki Ülke
- Can Ocağında Pişen Aş
- Darağacı
- Sabır
- Ebemkuşağı
- Sonsuza Uyanan Taşlar
- Gündönümü
- Dedem Korkut'un Kitabı
- ...ve Çanakkale Geldiler
- Yaratılış ve Türeyiş
- ...ve Çanakkale Gördüler
- ...ve Çanakkale Döndüler
- Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu
- Karanlıkta Mum Işığı
- Dede Korkut
- Türk İslam Efsaneleri
- Karşılaştırmalı Türk Destanları
- Aydınlığın Mühürü
- Kırım Kırımı
- Hurmalığın Akdoğanı
- Sesler ve Işıklar
- Güneşin Dört Köşesi
- Benim Adım Yunus Emre
- Menevşeler Ölmemeli
- Kutsal Mahpus Ebu Hanife
- Her Bizans'a Bir Fatih
- Rusya Rusya Dedikleri
- Köprü
- Sahibini Arayan Toprak
- Zaman Toprak ve Sahibi
- Bir Büyülü Dünya Ki...
- Türk Destanları
- Yunus Emre
- Zaman Yürüyüşü
- Zaman Uyanışı
- Boyun Eğiş
- Zaman Bir Dar Kapıda
- Zaman Sarkacı
- Hayır Deyiş
- Zaman... Yok!
- Dünden Bugüne ve Yarına 1
- Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu
- Zaman Dönümü
- Gece Vaktinde Gündönümü
- Dünden Bugüne ve Yarına 2
M. Necati Sepetçioğlu Alıntıları - Sözleri
- Perde açılmadan önce karanlıkta ağır, kasvetli çan sesleri duyulur. Önce uzaktır; sonra yaklaşır. Perde açıldığında, korlaşmış bir ateşin kızıllığında uçları kıpkırmızı olmuş demir millet -6 tanedir- Üç Senatörün gözlerine doğru gider. Çan sesleri birden susar. Senatörlerin gözlerinin dağlandığı ânda korkunç, tüyler ürpertici bir ferya duyulur, ışık birden sağda Bizans İmparatorunu aydınlatır. Haykıran, B. İmparatorudur. Korkunç bir düşle uyanmıştır; yatağındadır. (Her Bizans'a Bir Fatih)
- "Kargadan korkan darı ekmez bizim memlekette bilmez misin?" (...ve Çanakkale Döndüler)
- ''Bizim Türkmen deliyle yeninin budalasıdır. Deli gördü mü peşine düşer, yeni gördü mü ardına koşar;düş sever oğul düş ,düş sever bizim Türkmen.'' (Ebemkuşağı)
- Tanrı'nın yarattığı bir canın bir damla kanı hangi dünya iktidarının bedeli olabilir? Nasıl? İşte benim yüreğimi alıp götüren dert bu. Kim ehli ise gelsin yönetsin ama mum gibi eriye eriye, kendini yok edip başkalarına ışığını vererek yönetsin. İktidar budur saltanat budur benim için. (Ebemkuşağı)
- Gelgelelim insanlar tabiattan kopuyorlar, uzaklaşıyorlar.. tabiatın inkârındalar neredeyse. O senin dediğin dört duvar arası, yani ev değil düşman olan. Dört duvar insanların yüreğinde, hem de kerpicin, hem de tahtanın en katısıyla insanların yüreklerinde. Halbuki tabiat gelmeli yerleşmeli insan yüreğine; tabiat sevmektir, aşktır Osman Yiğit. Sevmek, en katı kerpiçleri, en çıra budağında nasırlanmış tahtayı eritir, insan yüreğini tutsaklıktan kurtarır. (Benim Adım Yunus Emre)
- "İrili ufaklı, dik, yana yatmış kimi, birkaçı kırık..yenisiyle eskisiyle mezartaşları Kur'ân-ı Kerîmin huzurunda sessiz ve ayaktaydı." (...ve Çanakkale Döndüler)
- Bütün firavunlar aynıdır. Bütün firavunlar birbirine benzer. Sizinki sizin kadardır bizimki bizim kadar.. (Köprü)
- "Kötülükler başında olsun, sonunda olmasın yeter ki." (Üçler Yediler Kırklar)
- “Demek unutmak aldatıcıymış. Unuttuğuna inandığın nesne yangınını göstermek için bir kötü kıvılcıma bakıyormuş.” (Ebemkuşağı)
- Sabredecektin; Neden kendini gösterme sevdasına kapılıyorsun? Kendini göstermek isteyenlerden çok kendini göstermek istemeyenler çabuk görülür, bilmez misin? (Üçler Yediler Kırklar)
- Her insan başkasının ölümünde kendi ölümünü seyrediyor. (Aydınlığın Mühürü)
- "Halbuki insanın başı göğe doğrudur, yüceliklere yöneliktir. Başka canlılar, bitkiler ve hayvanlar işte bu dünya içindir, bu dünyanın malıdır. İnsan daha çok, dünya ile ilgili olmasına rağmen, yâni ruhlar alemine, manevî dünyalara bağlı yaşar.. bu yüzden akıllıdır, şuurludur." (Hurmalığın Akdoğanı)
- Çocukla çocuk olmak zordu; çocuğa kıyasıya vurmanın ne demek olduğunu anlatamazdı. (Kilit)
- Başarı, hep başarı; sonunaca başarı... olmuyordu, insanoğlunun kaderinde başarılar kadar yarım başarılar da yazılıydı, boşuna ter dökmeler de. (Sabır)
- Hiç işlemediği bir günahın bağışlanmasını diledi sessizce; hiç işlemediği ama çok işlediğini sandığı bir suçun cezasına hazır yüreği teslim oldu. (Sabır)
- Bedeni yok edebilmek için bedende hastalığı yayacak mikroplara nasıl bir karşı koyuş varsa tıpkı öyle tabii bir direnç de, milletlere musallat olacak hastalıklarda ancak milliyetçiliktir. (Kırım Kırımı)
- Sulu bataklıklarda güzel çiçekler açar,onları oraya yakıştıramaz insan.Deve dikenleri mavimsi yanan çiçeklerle donanır;o çiçekleri deve dikenine yakıştıramaz insan...Bunun gibi gerçeği yanlış gösteren nice benzetmeler saklıdır gözümüzde. (Geçitteki Ülke)
- "Gönül gördüğünde göz bulur dedi; Yürek sezdiğinde el ulaşır; akıl terlerse ayak yeğnilir varacağı yere çabuk varır." (Gündönümü)
- İnsanın olduğu her yerde bir hâdise vardır, yani olay dediğimiz özellik. Olaysız insan görülmemiştir yeryüzünde. Bir kere insanın doğumu bir olaydır başlıbaşına; var oluşu, yaşayışı, soluk alışı bir olaydır; duyması, düşünmesi, adım atması, bakması bir olaydır. (Kutsal Mahpus Ebu Hanife)
- Adamını iyi seç, tipkı Türkler gibi.. Türklerin başarısı soylu at seçmelerindendir , soysuz ata binmezler. (Kapı)