Kötülük Mektupları - Baruch Spinoza Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kötülük Mektupları kimin eseri? Kötülük Mektupları kitabının yazarı kimdir? Kötülük Mektupları konusu ve anafikri nedir? Kötülük Mektupları kitabı ne anlatıyor? Kötülük Mektupları PDF indirme linki var mı? Kötülük Mektupları kitabının yazarı Baruch Spinoza kimdir? İşte Kötülük Mektupları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Baruch Spinoza

Çevirmen: Alber Nahum

Yayın Evi: Norgunk Yayıncılık

İSBN: 9789758686445

Sayfa Sayısı: 134

Kötülük Mektupları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Spinoza-Blyenbergh yazışmasına 'Kötülük Mektupları' adını veren Deleuze'dür. Spinoza felsefesine bakışı kökten değiştiren çığır açıcı okumalarında bu mektuplara geniş yer ayırmıştır. Deleuze'ün yorumları Spinoza çalışmalarında öylesine etkili olmuştur ki bu yazışmalar artık hemen her yerde bu adla anılmaktadır. Kötülük, bu tartışmanın tek konusu değildir elbet, ama Blyenbergh'in ortaya attığı bu sorun, Spinoza'nın kendi konumunu belli edeceği diğer konular (Tanrının yaratımı ve katkısı, isteklerin ve edimlerin doğası, hatanın kökeni, yetkinlik ve yoksunluk ve hatta Kutsal Kitap'ın yapısı vs.) için somut bir zemin sağlamaktadır. [...]

Bu kitap esasen kolektif bir çalışmanın ürünü. 'Kötülük Mektupları'nı çevirip yayımlama fikri, Ulus Baker'in 2005-2006 yıllarında, İstanbul'da, Norgunk Yayınları bünyesinde yürüttüğü Ethica Okumaları'nda doğmuştu; hayata geçmeyi bekleyen başka birçok tasarı gibi. Bu seminerlerin çok ciddi bir felsefi mesai içerdiğini belirtmeliyim. Katılanlar hatırlayacaktır, Etika gibi biçimiyle bile ürküntü veren bir kitabı, capcanlı, durmaksızın işleyen bir düşünce olarak önümüze seriveriyordu Baker. Spinoza'nın her bir önermesini titizlikle ele alıyor, hem felsefe tarihi hem de düşünürün kendi yapıtı bağlamındaki yerine oturtuyordu - sükûnetle, ağır ağır, kâh gülerek kâh mırıldanarak, sigarasından sürekli derin nefesler çekerek… Ben kendi payıma, genelde felsefe tarihinden bir 'belge' olarak kalan yapıtlardan birinin hayatiyet kazanıp gündelik deneyimlere kadar sızmasına orada tanık oldum. Bunun bir müsebbibi Spinoza'ysa, diğeri hiç şüphesiz Spinoza'nın felsefesini benzersiz bir yaşantı haline getirebilen Baker'di. Karşısındakinin etkilenme kudretini yakalayan, fikirleriyle başka fikirleri dürten, fikirlerle duyguların bağını gözeten, hissettiren, sezdiren has bir Spinozacıydı. Bu çalışmanın her sözcüğünde onun esini vardır."

-Alber Nahum (Sunuş'tan)-

Kötülük Mektupları Alıntıları - Sözleri

  • Tanrının iradeyi anlama yetisi sınırları içinde tutmak amacıyla bize bir düzen koyması, ama bize bu düzene uymak için gerekli özü ya da yetkinliği vermemesi çelişkili görünmüyor mu?
  • Ama iradenin hem hatadan kaçınacak kadar özgür, hem de ancak Tanrının ona verdiği öz oranında yetkinlik gösterebilecek kadar Tanrı'ya bağımlı olması çelişkili görünmüyor mu?
  • Tanrı Adem'in sadece yasak meyveyi yiyeceğine değil, verilen buyruğa karşı gelerek yiyeceğine de karar vermiştir. Buradan bir kez daha şu sonuca varılıyor gibidir: Ya Adem'in buyruğa rağmen yemesi bir kötülük degildir ya da bu kötülük bizzat Tanrının işidir.
  • Kesin olan bir şey varsa, o da kayıtsızlığımız arttıkça özgürlüğümüzün azaldığıdır.
  • Eğer biri darağacında, masasında otururken olduğundan daha rahat yaşadığını görüp de kendini asmamışsa budalalık etmiştir. Ve erdemi gözetmektense suç işleyerek daha yetkin ve daha iyi bir hayat, yani daha yetkin bir öz elde edebileceğini açıkça gören birinin suç işlememesi budalalık olurdu. Çünkü böylesine sapkın bir insan doğası için suç erdem olacaktır.
  • Hakikat hakikatle çelişemez, bir seferlik yanlış çıksa bile, doğal anlama yetimin meyveleri beni her zaman mutlu eder. Çünkü bunlardan zevk alıyorum ve hayatı keder ve dövünmelerle geçirmek yerine huzur, sevinç ve neşe içinde geçirmeye çalışıyor, böylelikle de bir derece olsun yükseliyorum. O zaman her şeyin en üst düzeyde yetkin Varlığın gücü ve Onun değişmez kararıyla olup bittiğini görüyor ve biliyorum. En yüksek doyumumu ve ruh dingin­liğimi de işte bu bilgiye borçluyum.
  • Eğer biri darağacında, masasında otururken olduğundan daha rahat yaşadığını görüp de kendini asmamışsa budalalık etmiştir. Ve erdemi gözetmektense suç işleyerek daha yetkin ve daha iyi bir hayat, yani daha yetkin bir öz elde edebileceğini açıkça gören birinin suç işlememesi budalalık olurdu. Çünkü böylesine sapkın bir insan doğası için suç erdem olacaktır.
  • ..sağlam bir gerekçeye dayanmaksızın bir hakikati benimsemek, anlama yetimizde bir kusur olduğunu gösterir...
  • Tanrı hiçbir şey hissetmez ve doğrusunu söylemek gerekirse hiçbir şey algılamaz, çünkü anlama yetisi Ona dışsal hiçbir şey tarafından belirlenmemiştir, tersine her şey Ondan kaynaklanmaktadır.
  • "şunu dediğinizde şaşkınlığımı gizleyemiyorum: Eğer Tanrı bir hatayı cezalandırmıyor olsaydı birini taşkinca suç işlemekten ne alıkoyabilirdi? Şüphesiz ki böyle şeylerden ancak ceza korkusuyla kaçınan kişi asla sevgiyle hareket etmez ve hiçbir erdeme sahip değildir."
  • Yoksunluk, bir şeyde onun doğasına ait olduğunu sandığımız herhangi bir şeyin yadsınmasından ibarettir; olumsuzlama ise, bir şeyde, herhangi bir şeyin, onun doğasına ait olmadığı gerekçesiyle yadsınmasıdır. Buradan açıkça anlaşılır ki, Adem'in dünyevi şeylere yönelik iştahı sadece bizim anlama yetimize göre kötüdür, Tanrının anlama yetisine göre değil.
  • Eğer irademizi anlama yetimizin son derece dar sınırlarının ötesine geçiremeseydik sersefil olurduk, öyle ki, bir dilim ekmek yemek, bir adım atmak ya da ayakta durmak bizim kudretimiz dahilinde olmazdı, çünkü bütün bunlar belirsizlik ve tehlikelerle dolu şeylerdir.
  • "Sağlam bir gerekçeye dayanmaksızın bir hakikati benimsemek , anlama yetimizde bir kusur olduğunu gösterir."
  • ''Tekil şeyleri ne kadar anlarsak, Tanrı'yı da o kadar anlarız.''
  • Anlama yetisi isteme yetisinin gittiği yere kadar uzansaydı ya da isteme yetisi anlama yetisinden daha uzağa gitmiyor olsaydı ya da nihayet isteme yetisini anlama yetisinin sınırları içinde tutabilseydik, asla hataya düşmezdik. (14. Önerme).

Kötülük Mektupları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Eser adından da anlaşılacağı üzere Spinoza-Bleynbergh arasında geçen mektuplaşmaları içeriyor. Mektuplar da tartışılan konuların kökü kötülüğe, kötü olmaya dayandığı(nı düşündüğü) için Delüze bu mektuplaşmalara bu ismi vermeyi tercih etmiştir. Sıklıkla bu tabiri kullandığından diğerleri de böyle bir adlandırma ile anmaya başlamıştır. Mektupların içeriğine bakacak olursak Bleynbergh'in sorularına cevap aramak için Spinozaya yazdığı binlerce soru buluruz. "Bir şeyin kötü olduğunu nasıl anlarız? Kötüyü yapmaya karar veren biz miyiz? Tanrı her şeye gücü yeten iradesi yüksek bir şeyse kötünün ve iyinin nedeni o mudur? Hata nedir? Yetkinlik ve öz nedir? Bir şeyleri anlama kapasitem ve iradem bu yetkinliğe bağlıysa elimde olmayan sebepler için neden cezalandırılacağım? Eğer cezalandırılmayacaksam beni kötü şeyler yapmaktan alıkoyan ne olacak?". Ancak sorulara verilen cevaplar onu yeterince memnun etmediğinden Spinoza mektuplaşmanın yararsız olacağından bahsedip bir süre sonra artık yazmamayı tercih etmiştir. Açıkçası Spinoza hayranı olmama rağmen verilen cevaplar maalesef beni de tatmin etmedi çünkü ele alınan Tanrı, iyilik, kötülük kavramlarının açıklaması benim için yetersizdi, Hristiyan Bleynbergh kutsal kitabına göre yargılarken ben kendi zihnime ve anlama yetime göre yargılayıp anlamaya çalıştım fakat karşılaştığım cevaplar yetersiz ve sıradandı. Bir şeyi kabul edebilmek için onu ispatlamak gerekiyor, inanmamız gerektiği için değil bilmek zorunda olduğumuz için veya bildiğimiz için kabul etmeliyiz. Ancak Spinoza bazı yerlerde 'Kutsal kitapların Tanrının kelamı olduğunu matematiksel olarak kanıtlayamam ama buna inanırım' diyor. Bir şeyi matematiksel veya herhangi bir başka yolla kanıtlayamayacaksak buna inanmak nasıl doğru olabilir ki? Bana kalırsa Tanrının kelamı diye bir şey yok, Tanrı tüm insanlığa yaymak istediği bir mesajı tek bir insanla konuşarak yayıyor ve benimle doğrudan konuşabilirken ona inanmamı bu yolla sağlayabilirken araya hiç de güvenilir olmayan aracılar sokuyor. Benden 1500 sene önce yaşamış kişilerin dilini bilmiyorum, yaşadıkları ortamları kavrayamıyorum, bugün denilen 'o çok güvenilirdi' lafına inanmakta bu yüzden güçlük çekiyorum. Keşke Spinozayla yüz yüze bu sorunları paylaşabilseydim ve paylansam bile ne demek istediğini kendi ağzından dinleyebilseydim belki o zaman daha tatmin olurdum. (Zişan Varlık)

Kötülük: Özgür insan hiçbir şeyi ölümden daha az düşünmez. Spinoza ile Blyenbergh arasında geçen mektuplaşmaların ana teması, tanrı, kötülük, edim ve insan doğasının yetkinliği meselesi üzerinedir. Özgür iradeyi, tanrısal bir istencin mi yoksa bireyin bu istenci aşan kötülük ve aykırılık isteğinin mi belirlediği ikili arasında felsefi bir tartışmaya dönüşünü merakla okuyorsunuz. (Deniz Celik)

Kötülük Mektupları PDF indirme linki var mı?

Baruch Spinoza - Kötülük Mektupları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kötülük Mektupları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Baruch Spinoza Kimdir?

Baruch Spinoza (d. 24 Kasım 1632, Amsterdam – ö. 21 Şubat 1677, Lahey), Benedictus de Spinoza veya Bento d'Espiñoza olarak da bilinmektedir. René Descartes ve Gottfried Leibniz ile birlikte 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Zamanında anlaşılmayan pek çok filozof gibi Spinoza da yanlış anlaşılmanın ve doğru anlaşılmamanın muhatabı olmuş, tuhaf bir çelişkiyle hem en büyük din düşmanlarından biri sayılmış, hem de eserinin temel kaynağının Tanrı sevgisi olduğu söylenmiştir. Bunlarla birlikte Spinoza'nın tam bir bilge yaşamı yaşadığı belirtilebilir. En büyük eseri Ethica adlı kitaptır.

Baruch Spinoza Kitapları - Eserleri

  • Etika
  • Teolojik - Politik İnceleme
  • Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme
  • Politik İnceleme
  • Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine İnceleme
  • Yaşamak Dediğimiz Şey
  • Kötülük Mektupları
  • Descartes Felsefesinin İlkeleri ve Metafizik Düşünceler
  • Kısa İnceleme
  • Mektuplar
  • Siyaset İncelemesi
  • Tanrıbilimsel Politik İnceleme
  • Törebilim
  • Söylem İnceleme Monadoloji
  • Tanrı'ya Dair
  • Duyguların Kökeni ve Doğası Üzerine
  • Törebilim - 2
  • Duyguların Gücü
  • Törebilim - 3

Baruch Spinoza Alıntıları - Sözleri

  • ..sağlam bir gerekçeye dayanmaksızın bir hakikati benimsemek, anlama yetimizde bir kusur olduğunu gösterir... (Kötülük Mektupları)
  • 7. Bunlardan birincisi doğru olduğunu açıkça bilmediğim hiçbir- şeyi doğru olarak kabul etmemekti: başka bir deyişle, iveğenlik- ten ve önyargıdan dikkatle kaçınmak, ve anlığıma kuşku duymak için hiçbir fırsat bulamayacağım denli açık ve seçik olarak sunul- mayan hiçbirşey üzerine yargıda bulunmamaktı . • 8. ikincisi araştırdığım güçlüklerin her birini olabildiği denli, ve en iyi yolda çözülebilmesi için gerekli olduğu denli çok sayıda par- çaya bölmekti . • • 9. Uçüncüsü düşüncelerimi bir düzene göre yönetmekti, öyle bir yolda ki, en yalın ve anlaması en kolay nesnelerle başlayarak adım adım ya da derece derece en bileşik olanın bilgisine ulaşılacak, ve bunu yaparken birbirlerini doğallıkla izlemeyenler arasında bile bir düzen varsayılacaktı. 10. Ve sonuncusu bana tüm durumlarda hiçbirşeyi atlamadığım inancasını verecek denli tam bir sıralama ve o denli genel bir göz- den geçirme yapmaktı. (Söylem İnceleme Monadoloji)
  • Kesin olmayan öncüllerden, kesin bir sonuç çıkarılmaz... (Descartes Felsefesinin İlkeleri ve Metafizik Düşünceler)
  • Eğer biri darağacında, masasında otururken olduğundan daha rahat yaşadığını görüp de kendini asmamışsa budalalık etmiştir. Ve erdemi gözetmektense suç işleyerek daha yetkin ve daha iyi bir hayat, yani daha yetkin bir öz elde edebileceğini açıkça gören birinin suç işlememesi budalalık olurdu. Çünkü böylesine sapkın bir insan doğası için suç erdem olacaktır. (Kötülük Mektupları)
  • Düşünüyorum; Kuşku duyuyorum, anlıyorum, olumluyorum, yadsıyorum, istiyorum, istemiyorum, imgeliyorum ve duyumsuyorum. (Descartes Felsefesinin İlkeleri ve Metafizik Düşünceler)
  • Her insan kendi karakterlerine bakıp kafasında Tanrı için değişik ibadet şekilleri geliştirdi; bu Tanrı her şeyden, herkesten çok onu sevsin ve bütün doğayı onun keyfi isteğine ve doymak bilmez hırsına uygun olarak yönetsin istedi. İşte bu önyargı sonradan batıl inanca dönüştü ve insan zihninin derinlerine kök saldı. (Etika)
  • İnsan her zaman tutkularının kurbanıdır, doğanın genel düzenini izler ve ona itaat eder ve nesnelerin doğasının gerektirdiği kadar ona uyum sağlar. (Duyguların Gücü)
  • Keyfimizi karanlık ön yargılardan başka ne engelleyebilir? (Etika)
  • İnsanları akıllı varlıklardan vahşilere dönüştüren, her insanı kişisel yargısına özgürce başvurmaktan ve doğruyu yanlıştan ayırdetmekten alıkoyan, anlama yeteneğinin ışığını bütünüyle söndürmek için kasıtlı olarak icadedilmişe benzeyen önyargı­lar ... (Teolojik - Politik İnceleme)
  • Hiçbir şey bil­mediklerini söylerler ama hiçbir şey bilmiyor oldukları gerçeğinden dahi bihaberdirler. (Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine İnceleme)
  • ...en bağımsız insanlar, akılları üstün gelenler ve de aklın kılavuzluğunda yaşayanlardır. Böylece bir insanı aklın kılavuzluğunda yaşadığı ölçüde özgür olarak adlandırıyorum... (Politik İnceleme)
  • Eğer insanların akılları dilleri kadar kolay denetlenebilseydi her kral güven içinde tahtında otururdu. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
  • Tanrı'nın varlığından ve sonuçta başka her şeyin varlığından kuşku duyduğumuz sürece açık seçik bir Tanrı görüşümüz yoktur, sadece karışık bir görüşümüz vardır. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
  • Herkes kendisinin her şeyi bildiğini zanneder ve her şeyi kendi isteğine göre biçimlendirmeyi ister, bir şeyin adil ya da adaletsiz, yasal ya da yasadışı olduğuna ona kâr ya da zarar getirmesi doğrultusunda karar verir. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
  • 1. VE SoN OLARAK, içinde yaşadığımız evi yeniden yapmaya başlamadan önce, kendimize yeniden-yapım süresi boyunca içinde rahatça kalabileceğimiz bir başkasını sağlamadıkça onu yıkmak, gereçler ve bir mimar bulmak ya da kendimiz mimar olarak davranıp dikkatle tasannın bir çizimini yapmak yeterli olmadığı için çünkü us beni yargılarımda kararsız olmaya zorlarken eylemlerimde öyle kalmamam, ve yaşanumı elimden geldiğince mutlu olarak sürdürmeyi gözardı etmemem gerekir , kendim için şimdilik olsa olsa üç ya da dört düzgü içeren bir ahlak dizgesi oluşturdum, ve şimdi size bunları bildirmek istiyorum. (Söylem İnceleme Monadoloji)
  • Kendi hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız şeylerin evrensel bir onayla karşılanması gerektiğini ortaya çıkarma çabası gerçekten hırstır. (Duyguların Kökeni ve Doğası Üzerine)
  • Muhtemel olan hiçbir şeyi doğru kabul etmemeye özen göstermeliyiz. çünkü bir yanlış kabul edildiği vakit, sonsuz yanlışlar da onu izleyecektir. (Yaşamak Dediğimiz Şey)
  • Sahih aklın ön planda olmadığı bir yerde, kimse sırf kulaktan dolma bilgiyle bilinç sahibi olmaz. (Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme)
  • ...insan durdukça kötülükler de duracaktır. (Siyaset İncelemesi)
  • Kolayca hayal edilebilen şeyler bizi daha çok memnun ettiğinden, insanlar düzeni karmaşaya tercih ederler. (Tanrı'ya Dair)