Kralların Çarpışması Kısım 2 - George R. R. Martin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kralların Çarpışması Kısım 2 kimin eseri? Kralların Çarpışması Kısım 2 kitabının yazarı kimdir? Kralların Çarpışması Kısım 2 konusu ve anafikri nedir? Kralların Çarpışması Kısım 2 kitabı ne anlatıyor? Kralların Çarpışması Kısım 2 kitabının yazarı George R. R. Martin kimdir? İşte Kralların Çarpışması Kısım 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: George R. R. Martin
Çevirmen: Sibel Alaş
Orijinal Adı: A Clash Of Kings
Yayın Evi: Epsilon Yayınları
İSBN: 9789944824651
Sayfa Sayısı: 487
Kralların Çarpışması Kısım 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Krallar çarpışırken tüm diyar titrer...
George R. R. Martin, Taht Oyunlarının sabırsızlıkla beklenen devam kitabı Kralların Çarpışmasında okuyucuları eşsiz hayal gücüyle buluşturuyor. Büyü, intikam ve savaşla dolu, eşi benzeri görülmemiş bir dünyanın kapıları açılırken büyük bir serüven başlıyor.
Alev ve kan rengine bürünmüş bir kuyruklu yıldız, gökyüzünü baştan başa kaplamıştır. Ejderha Kayasının kadim kalesinden, Kışyarının haşin topraklarına kadar korkunç bir keşmekeş hâkimdir. Altı güç, Demir Tahtı ve parçalanmış Yedi Krallıkı ele geçirmek için kıyametvari bir savaşa hazırlanmaktadır. Gecenin karanlığında ölüler yürümekte, kardeş kardeşi katletmektedir. Bir akıl şövalyesi, tehlike saçan bir büyücü kadını zehirlemek peşindedir. Bir prenses, öksüz oğlan kılığında dolaşmakta; Ay Dağlarının vahşi adamları, yağma için inmektedir. Kardeş katli, zillet, simya ve kıyımla ilerleyen bu macerada zafer, kılıcı ve kanı en soğuk olanların dahi olabilir...
"Martin, birinci ciltteki vaadini fazlasıyla yerine getiriyor ve yazılmış en iyi fantastik eser olmaya aday serisine devam ediyor."
The Denver Post
"George Martin kesinlikle destansı fantastik edebiyatın yeni ustalarından."
Katharine Kerr
"Kendisinden her zaman en iyi işleri beklediğim George R. R. Martin beni asla şaşırtmıyor."
Robert Jordan
"Muhteşem bir öykü, muhteşem bir tarihi fantastik yapıt! Göz kamaştırıcı."
Anne McCaffrey
"Muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi epik fantastik eser."
Marion Zimmer Bradley
Kralların Çarpışması Kısım 2 Alıntıları - Sözleri
- "Korkulan biri olmak, gülünen biri olmaktan iyidir."
- - Sizi anlamıyorum. + Beni anlamana ihtiyacım yok.
- Tyrion Lannister bir burcun tepesinde tek dizinin üstüne çömelmişti, bir gargoyle kadar hareketsizdi. Çamur Kapısı'nın ve bir zamanlar balık pazarı ve rıhtım olan harabenin arkasındaki nehir tutuşmuş gibi görünüyordu. Stannis'in ordusunun yarısı alevler içindeydi, Joffrey'in gemilerinin çoğuyla birlikte. Çılgınateşin öpücüğü gururlu gemileri cenaze ateşlerine, adamları canlı meşalelere çevirmişti. Hava dumanla, oklarla ve çığlıklarla doluydu.
- “eğer tanrılar varsa dünya neden bunca acıyla ve adaletsizlikle dolu?”
- "... Sadece bir tanrı varsa kimin duaları duyulacak? "
- Gözlerini kapadığında rüyasında ulu kurtları gördü. Altı tane olmaları gerekirdi ama beş taneydiler, hepsi birbirinden ayrı yerlerde. Derin bir boşluk sancısı ve yarım kalmışlık hissi duydu. Orman uçsuz bucaksız, soğuktu ve onlar çok küçüktüler, kaybolmuşlardı. Kardeşleri oralarda bir yerde olmalıydı ama hepsinin kokusunu kaybetmişti. Arka ayaklarının üstüne oturup başını kararmaya başlayan gökyüzüne kaldırdı, haykırışı orman boyunca yankılandı, uzun ve yas dolu bir çığlık. Sesi silinip giderken kulaklarını dikti, bir cevap almak için dinliyordu ama duyduğu tek şey savrulan karların iç çekişiydi.
- "Merhamet kanlı bir tuzaktır. Çok fazlası varsa zayıf olduğunu söylerler, çok azı varsa canavar olursun."
- Uzun taş bir masa bütün odayı kaplıyordu. Masanın üstünde bir insan kalbi havada yüzüyordu; şişmiş, çürümüş, maviye dönmüştü ama hâlâ canlıydı. Ağır ve derin vuruş sesleriyle çarpıyordu ve her çarpışı çivit rengi bir ışık doğuruyordu. Masanın etrafındaki şekiller mavi gölgelerden ibaretti. Dany masanın başındaki boş sandalyeye doğru yürümeye başladığında ne kımıldadılar, ne konuştular, ne de dönüp baktılar. Odada çürük kalbin ağır vuruşundan başka ses yoktu.
- Kendi kanından birini öldüren adam hem tanrıların hem de insanların gözünde sonsuza kadar lanetlenir.
- Aşk zehirdir. Tatlı bir zehridir, evet, ama neticede öldürür.
- Bir gün hepsine teşekkür edeceğim.
- Eğer tanrılar varsa; kurtların et yiyebilmesi için koyunları yarattılar ve güçlülerin oyuncağı olsun diye zayıfları.
- "Zalim görünmek aptal görünmekten iyidir."
- Burada huzur var, diye düşündü. Ama ne kadar zaman daha?
- Benim ordum seninkinden çok daha büyük kardeşim... Benim korku ve şüphelerden oluşan bir ordum var.
Kralların Çarpışması Kısım 2 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Westeros'tan Merhabalar...: The North Remembers! Yazların yıllar, kışların bir insan ömrü sürebildiği topraklardan sürükleyici hikayeler... kitap/taht-oyunlari--807'ndan sonra gelen ve serinin ikinci kitabı olan ;kitap/krallarin-carpismasi-kisim-2--3689 adlı kitabımızın incelemesine başlayabilirim. Kral Robert ölmüş taht oyunlarının amansız mücadelesi resmen başlamıştı.Geçen kitapta yazdığım gibi kral ailesi hakkında düşüncelerimi bu kitapta paylaşacağım. O zaman kral ailesinden en sevdiğim kişi olan Tyrion Lannister'den başlıyayım.Kendisi cüce adam olarak lakaplanan ve lakabının karşılığını veren bir kişi. Ayrıca çok zeki olduğu gibi her an nasıl hamlelerde bulunacağını kimse kestiremez. Kime karşı mı? Ablası Cersei karşı. Cersei gayrı meşru kral olan Joffreyin annesidir. Gayrı meşru dedim çünkü çocuk rahmetli kral Robertt'an değil kardeşi Jaime Lannister'dan.Meşru kral Robertin ölümünde pay sahibi olan Cersei, yaşı gereği krallık yapamayacak olan Joffrey üzerinden diyari yönetmek ister. Ama gel görki rakipleri çok ve en önemlisi Tyrion gibi zeka küpü var karşısında. Robertin ölümü demişken biraz geçmişe gidelim, Robert ava çıktığında Kral Eli olan Eddard Stark'ı diyarı yönetmek ve kendisi dönene kadar yetki verir. Fakat gel görki Robert yaralı döner ve Eddard'da birçok kişiyle mücadele etmek ve çok daha önemlisi kızlarını korumaya çalışır. Kral Robert ölünce,Eddard Stark 'a vasiyet yazar, der ki“ oğlu reşit olana kadar Eddard'ın oğlunun yerine krallık yapmasını ister” fakat şeytan Cersei bunun yalan ve Eddard'ı vatan hainliği ile suçlar. Eddard'ı vatan hainliğinden dolayı öldürtür ve ilk sert darbesini yapmış bulunur. Bunu duyan Robb Stark, kuzeyde birlik ve beraberliği sağlayıp güneye yani Yedi Krallığa saldırma planları düzenler. Sadece o değil, aynı zamanda meşru kral adayı Stannis ve kardeşi Renly'de aynı kararı alır ama farklı saflarda.. Renly bu uğurda düşen ilk kişi olur ve sonu bir büyücü daha doğrusu Stannis'in büyücüsü yüzünden ölür. Geriye Robb ve Stannis kalır.Stannis Krallığa saldırır fakat cüce lakaplı Tyrion Lannister ve Tywin Lannister'a mağlup olur ama derler ya yenilen pehlivan doymaz diye, Stannis de o misal tekrar hazırlanıp Yedi krallığa saldırmayı düşünür. Robb Stark.. Babasının kanını yerde bırakmamak adına henüz 16 yaşında at sırtında birçok zafer elde eder ama gel gör ki yedi krallığa saldıracak kadar ordusu güçlü değildir. Her şeyden ziyade işler yolunda gitmezken bazı sancakları ve en önemlisi Theon Greyjoy ona ihanet eder ve kışyarına saldırır. Robb bir çarpışma sırasında Jaime Lannister'ı esir alır ve kardeşleri ile takasta kullanacağını düşünür.Annesi ise öfkeden, acıdan ne yapacağını bilmez ama en çok sevdiği oğlu Robb'un yanında olur, ara sıra elçisi olarak görev yapar. Jon Snow, en beğendiğim karakterlerden birisi olur kendisi. Kışyarını terk ettiğinde henüz çok genç olan Jon, amcası Benjen Stark ile Sur'a doğru yola çıktıklarını kitap/taht-oyunlari--807'nda söylemiştim. Ve hayatının geri kalanında burda geçireceğine dair, gece koruyucularından biri olacağını dair amcasına söz vermişti. Sur artık onun evi olacaktı, orda yaşayacak ve Sur'u koruyacaktı.Sur'a vardıktan sonra amcası Benjen Stark keşif için Sur'un dışına keşfe gitmişti, fakat gidiş o gidiş.. Amcasının dönmemesi onu çok üzse dahi Jon'un Sur'a adapte olup orda ayakları üzerinde durması gerekiyordu. Orda başarı elde edip Mormont'ın kahyası olmuştu ama ona göre başarılarının karşılığı bu değildi.. Taa ki Sam diye arkadaşının, üstadın kahyası olunması hem politik açıdan hem tecrübe açısından önemli olduğuna dair Jon'a anlatmasına kadar. Ve Jon bunu farkedip Sur'u terketmemişti.Ama babasının öldüğünü öğrenen Jon için çok daha hayli acı dolu günler bekliyordu.. Birkaç alıntı ; *Kuzeye gitmek için güneye yolculuk etmelisiniz. Batıya varmak için doğuya gitmelisiniz. İlerleyebilmek için geriye dönmelisiniz. Işığa dokunmak için gölgelerden geçmelisiniz. (sf. 95/ Epsilon Yayınları) *Siz kötüsünüz. Ben dürüstüm. Kötü olan dünya... (sf. 256 /Epsilon Yayınları) *Aşk zehirdir. Tatlı bir zehirdir, evet, ama neticede öldürür. (sf. 260 /Epsilon Yayınları) Tüm karakterleri sıra sıra anlatacam ama çokca Jon Snow'un ve Tyrion Lannister'in üzerinde duracağımı belirtip incelememe nokta koyabilirim. Diğer karakterler, özellikle Denayerss, Davos hakkında düşüncelerimi gelecek kitapta paylaşacağım. Bu kitaptan şimdilik bu kadar.. Keyifli okumalar dilerim. (Uğur)
Taht oyunları serisinin 4. kitabı... *spoiler olabilir* Kitap hatırladığım kadarıyla diziyle şuana kadar paralel gidiyor sadece dizi de Tyrionun yarası çok ölümcül değilken kitapta -dogru hatirliyorumdur umarim- tanriates denilen maddenin daha fazla zarrar verdiğini görüyoruz. Bir de bu kitapta savas sahneleri çok fazla olduğundan çok fazla bilinmedik isim vardi o biraz yordu açıkçası. Theon'un Kış yarını alması ve merakla beklediğim Ramsay'in hikaye sonunda gelmesi. Bran'in kitapta karakter değişimi daha akıllı ve daha etkileyici gözüküyor. Danenerys zaten kendi yolunda yavas yavas geliyor onun da öngördüğü sahne çok etkileyiciydi merakla bekliyorum. (Büşra)
Kralların Çarpışması: Kısım I-II: "Fırtınalar gelir gider, dalgalar vurur, büyük balık küçük balığı yutar ve ben kürek çekmeye devam ederim." Başlamadan uyarımı yapayım, yorumun devamı minik spoilerlar içerebilir. Bölümlerini okumak için sabırsızlandığım, giriş kısmında onun bölümüne ne kadar sayfa kalmış diye kontrol ettiğim üç karakter var: Tyrion, Arya ve Daenerys. Bu kitapta Tyrion'a doyduk çok da memnunum bundan ama iki tanecik Daenerys bölümü okuyabildik. Muhtemelen yazar hem bu kitap hem seri için belirlediği uzunluk sebebiyle karakter gelişimini ağır ağır ilerletiyor, ben beklerim sorun değil ama bu bekleyişin sonu şöyle yerli yerine oturmuş aklı başında daha çok karakter görme imkanı sağlar umarım. Ben tam 'Daha fazla Renly bölümü alabilir miyim Martinciğim?' diye düşünürken savaşın ilk şehidi olarak ağız tadıyla birkaç Renly'nin bölümü okuyamadan hakkın rahmetine kavuştu, hem de büyü ile öldürüldü ya ben daha ne diyeyim. Yahu zaten tırt kral Joffrey'nin karşısında aynı kararı almışsınız e birde kardeşsiniz, farklı saflarda yer almanın ne gereği var. Bu iki Baratheon'u sırt sırta kılıç sallarken okumayı çok isterdim, büyü yakışmadı Stannis... "Bir adamın dilini kesmek onun yalancı olduğunu değil, onun ağzından çıkacak şeylerin seni korkuttuğunu kanıtlar sadece." Çeviri sorununu da on milyonuncu kez ele almadan geçmek istemiyorum. İlk kitapta Jon ile ilk karşılaşmamda soyadının Kar olarak çevirdiğini görüp üstüne bir de bir karakterin göbeğini pudinge benzettiğinde, işte çevirmele orada bir uzaklaştık... Biliyorsunuzdur ki kim kimin piçiymiş belli olsun diye lordların piçleri hangi diyarda doğarsa oraya özgü soyadını alıyor, örneğin Jon'un Stark piçi olduğunu belirten Snow soyadı. Hadi tamam Kar'a gözüm bir nebze de olsa alıştı, artık o kadar da rahatsız etmiyor diye düşünürken bu kitapta bütüüün piçlerin soyadının Türkçeye çevrilmiş olduğunu görüyoruz. Bu da yeterli gelmemiş olacak ki dayanamayıp isimleri de çevirmişler, sorarım size Şalgam ve Şebboy nedir yahu? Bu çeviri sorunu her ne kadar canımı sıksa da orijinal dilinden okumak hoo ho, çevirisini okumaya bile yürek yiyerek başlamıştım. Sayfa sayısı müsaade ediyor olsa bir düşünebilirdim ama el mecbur bu çeviriye katlanıyorum bakalım. Serinin ilk kitabıyla karşılaştırınca bana fazla durgun geldi, özellikle kitabın ilk yarısı. Elinde biraz askeri güç olan bütün lordların kendilerini kral, birbirlerine de savaş ilan ettiği onlarca sahne okuyoruz. Özellikle her savaşla, kuşatma ve saldırıyla eski-yeni, önemli-önemsiz çok daha fazla karakter görüyoruz, akılda kalması mümkün olmayan bir isim kalabalığı oluşuyor. Neyse madem GRRM de böyle bir yazar deyip geçiştiriyorum, her şeye de sitem etmiş olmayayım. Umarım yazarın da benim de seriyi tamamlamaya ömrümüz yeter diyerek dileklerimi iletiyor ve yorumumu noktalıyorum. Okumayı düşünen herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum. (seda||)
Kitabın Yazarı George R. R. Martin Kimdir?
George Raymond Richard Martin (d. 20 Eylül 1948), Amerikalı yazar ve fantezi, korku ve bilim kurgu senaryo yazarı. Kendisi en çok Türkçe'ye Buz ve Ateşin Şarkısı olarak çevrilen ve daha sonra Game of Thrones adıyla dizisi çekilen A Song of Ice and Fire isimli epik fantezi roman serisinin yazarı olarak bilinir. Martin, Time tarafından "2011'in en etkili 100 kişisi" arasına seçilmiştir.
George R. R. Martin Kitapları - Eserleri
- Taht Oyunları
- Kralların Çarpışması Kısım 1
- Kralların Çarpışması Kısım 2
- Kılıçların Fırtınası - Kısım 1
- Kılıçların Fırtınası - Kısım 2
- Kargaların Ziyafeti - Kısım 1
- Kargaların Ziyafeti - Kısım 2
- Ejderhaların Dansı 1
- Ejderhaların Dansı 2
- Buz Ejderhası
- Ateş ve Kan
- A Game of Thrones - Taht Oyunları 1. Cilt
- Tyrion Lannister
- A Game of Thrones - Taht Oyunları 2. Cilt
- A Game of Thrones - Taht Oyunları 3. Cilt
- A Game of Thrones - Taht Oyunları 4. Cilt
- Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye
- Prenses ve Kraliçe veya Siyahlar ve Yeşiller
- Gece Kuşları
- Düzenbaz Prens - Kralın Kardeşi
- Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç
- Vahşi Kartlar
- Dunk & Egg 3: Gizemli Şövalye
- Vahşi Kartlar 2
- Karabasan
- Gezgin Şövalye
- Uzay Gezgini Tuf
- Vahşi Jokerler
- A Knight of the Seven Kingdoms
- Inside HBO's Game of Thrones
- The Wit and Wisdom of Tyrion Lannister
George R. R. Martin Alıntıları - Sözleri
- Şehir huzursuz insanlarla doluydu. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
- “Uyku iyidir,” dedi Tyrion. “Ve kitaplar daha iyidir.” (A Game of Thrones - Taht Oyunları 1. Cilt)
- "Adama baksana. Sana hiç hep kazanan tarafta yer alan biri gibi görünüyor mu?" (Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç)
- Layıkıyla yaptığımız her fiil bir dua olabilir. Bu çok hoş bir düşünce değil mi? (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
- "Zaman zaman en cesur adamlar bile kendilerini kör ederler, görmekten korktuklarında." (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
- Korku, kılıçtan daha derin keser. (A Game of Thrones - Taht Oyunları 3. Cilt)
- “Babalarının günahları çoğu kez oğullarında da görülür.” (Düzenbaz Prens - Kralın Kardeşi)
- Demir ustası bir an düşündü. "Robert gerçek çelikti. Stannis saf demire benzer. Kara, sert ve güçlüdür ama bükülmeden önce kırılır. Renly bakırdır. Parlak, bakması hoş ama satmaya kalksan para etmez." (Kralların Çarpışması Kısım 1)
- "Büyük savaşlar her zaman korkunçtur," dedi yaşlı şövalye. "ama katliamın kanın göbeğinde aynı zamanda bir güzellik de yatar." (Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç)
- "... Sadece bir tanrı varsa kimin duaları duyulacak? " (Kralların Çarpışması Kısım 2)
- Görmeyen insanlar için dünyanı tanımanın birçok yolu var. (Ejderhaların Dansı 2)
- “Git başımdan” dedi olabildiğince sertçe. Ellerini göbeğine koyup haşin bakmaya çalıştı. Tiranozor hiç tınmadı. “Boşuna kendini paralıyorsun” dedi Tuf. “Fazla irisin, bu masaysa ziyadesiyle sağlam yapılmış. Beyninin en fazla bir mantar kadar olduğu ortada. Dahası, bir fosilden elde edilmiş genetik şifreyle klonlandığın şüphe götürmüyor. Dolayısıyla, neslinin tükendiği gerçeğinin baki kalması gerekliliğine istinaden, yaşam hakkı önceliğinin bende olduğu öne sürülebilir. Hoşt!” (Uzay Gezgini Tuf)
- Korkmamız gereken tek kurt türü insan derisi giymiş olanlar. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
- Merhamet kanlı bir tuzaktır. Çok fazlası varsa zayıf olduğunu söylerler, çok azı varsa canavar olursun... (A Game of Thrones - Taht Oyunları 2. Cilt)
- “Uzun zamandır açım. Ama yiyecek için değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek?” (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
- Joshua'nın bakışlarında gücenmişlik yakaladı, ihanetin öfkesini. Keşke Joshua ona bağırıp çağırsaydı ya da bir silah çekseydi de Marsh bu bakışı görmez olaydı. (Karabasan)
- “Masum muyuz Kaptan?” Jeffers’tı bunu soran. “Hiç kimse tamamen masum değildir,” diye yanıtladı Joshua York, “ama bu şiiri kendime çok yakın bulurum Bay Jeffers. Geceler sahiden güzeldir, onun ihtişamlı karanlığında bile huzur ve asalete kavuşabiliriz. Birçok insan karanlıktan mantıksızca korkar.” (Karabasan)
- Ölü adamın basamakları tırmandığını duyabiliyordu. Adamın önünden giden adımların ağır ve ölçülü sesi, salonun mor sütunlarının arasında yankılanıyordu. Daenerys Targaryen, ölü adamı, taht olarak kullandığı abanoz sıranın üstünde bekliyordu. Gözleri uykuluydu, platin saçları dağınıktı. (Ejderhaların Dansı 1)
- İnsanlar görmeyi bekledikleri şeyleri görür. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
- Erkeklerin aklından geçenleri sadece tanrılar bilirdi ama kadınlar daha da anlaşılmazlardı. (Prenses ve Kraliçe veya Siyahlar ve Yeşiller)