Kralların Yolu - Brandon Sanderson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kralların Yolu kimin eseri? Kralların Yolu kitabının yazarı kimdir? Kralların Yolu konusu ve anafikri nedir? Kralların Yolu kitabı ne anlatıyor? Kralların Yolu PDF indirme linki var mı? Kralların Yolu kitabının yazarı Brandon Sanderson kimdir? İşte Kralların Yolu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Brandon Sanderson

Çevirmen: Can Sevinç

Orijinal Adı: The Way of Kings (The Stormlight Archive #1)

Yayın Evi: Akılçelen Kitaplar

İSBN: 9786055381301

Sayfa Sayısı: 912

Kralların Yolu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Son Issızlık’tan önceki günlerin özlemini çekiyorum.

Elçiler’in bizi terk etmesinden ve Parlayan Şövalyeler’in bize karşı dönmesinden önceki çağın. Dünyada hâlâ büyünün ve insanoğlunun kalbinde de onurun olduğu zamanın...

Dünyayı ele geçirdik ve sonra da onu kaybettik. Görünüşe göre insan ruhu için hiçbir şey zaferin kendisinden daha zorlu değil. Yoksa o zafer, en başından beri bir aldatmacadan başka bir şey değil miydi? Onlar ne kadar zorlu savaşırsa, direnişimizin de o kadar güçlendiğini mi fark etti düşmanlarımız? Belki de ısı ve çekicin sadece daha kaliteli kılıçları mümkün kıldığını gördüler. Ama çeliği yeteri kadar uzun bir süre boyunca bırakırsan, eninde sonunda paslanıp gider. İzlediğimiz dört kişi var. Birincisi hekim, tıbbı bir kenara bırakıp içinde bulunduğumuz dönemin en vahşi savaşında bir asker olmaya zorlanmış. İkincisi öldürürken ağlayan bir katil, bir suikastçı. Üçüncüsü yalancı; bir hırsızın kalbinin üstüne bir âlimin cüppesini giymiş genç bir kadın. Sonuncusu ise bir yüceprens, yani savaş açlığı tükenirken gözleri geçmişe açılmış olan bir savaş beyi.

Dünya değişebilir. Dalgabağlama ve Kırıkkullanma geri dönebilir; antik çağların büyüleri tekrar bizim olabilir. Bu dört kişi bunun anahtarı.

Bir tanesi bizi kurtarabilir. Ve bir tanesi de bizi yok edecek.

Kralların Yolu Alıntıları - Sözleri

  • Güneş karşılarında yavaş yavaş batarken konuşmadılar. Neden tam gece için kaybolacağı zaman en renkli hale geliyordu? Ufkun aşağısına gitmeye zorlandığı için kızıyor muydu? Yoksa çekilmeden önce son bir gösteri yapan bir şovmen miydi? Neden insanların vücutlarının en renkli kısmı, kanlarının parlaklığı, bir şeyler yanlış gitmediği sürece asla görülmemek üzere derinin altında gizliydi?
  • "Senin Gibi Birisinin İlgiye Muhtaç Bırakılması Büyük Bir Haksızlıkmış Gibi Görünüyor. Bu Güzel Bir Resmi Duvara Dönük Asmaya Benziyor..”
  • Dünya az önce değişti.
  • Aklı, odaklanmak için fazlasıyla bulanıktı.
  • Kaladin açlık­tan ölmek üzere olan bir adamın tabağındaki küflü ekmek kabuğu gibiydi; ilk lokma değildi ama yine de kaderi belliydi.

Kralların Yolu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Müthiş Bir Epik Fantastik Örneği: Epik fantastik seven ama yeni yeni okumaya başlamış biri olarak türü çok araştırıp özellikle en iyi yazarlardan başladım okumaya ve bunların arasında Brandon Sanderson da vardı. Kendisiyle ilk kez Sissoylu serisiyle tanıştım ve kitaba da yazarın hayal gücü ve emeğine de hayran kaldım. Bu kitapta da beni hayal kırıklığına uğratmadı ve çıtayı çok daha yükseklere çıkardı. Kitabı elimden bir türlü bırakamadım ve bitirir bitirmez ikinci kitaba başladım ve onu da bir çırpıda bitirdim. Ne kadar heyecanlı bir seri olduğunu siz düşünün. Daha detaylı kısma geçeyim: Burada da Sissoylu serisindeki gibi değişik bir büyü sistemi var ve yazar belli ki kurgu kadar büyü sistemini detaylıca oluşturmaya da çok emek harcamış. Bu kadar detaylı olması sebebiyle eğer daha önce epik fantastik türünde kitaplar okumamışsanız sizin için başta kitabın içine girmek zor olabilir ama okuma geçmişinize göre bu durum değişebilir. Ayrıca kitabın dünyası da çok geniş. Bir sürü ülke ve bir sürü ırk var ve her ırkın kendine göre özellikleri var. Bütün bunlar çok detaylı anlatılmış. Bir sürü din de var ama biz çoğunlukla Alethkar'daki olayları okuduğumuz için en çok oradaki en yaygın din olan Vorin dinini görüyoruz. Bu dine göre de yönetici sınıfında olma görevi açık gözlü insanlara verilmiş. Bu sebeple açıkgözler ve koyugözler diye iki sınıf oluşmuş. Bunlar da kendi aralarında derecelere ayrılmış ve sonuç olarak açıkgözlerin sürekli koyugözleri ezdiği bir sistem oluşmuş. Yani bu dünyada ırkçılık göz rengi üzerinden yapılıyor. Kitapta bir sürü ana karakter var ve bazı karakterler daha sonraki kitaplarda daha iyi tanıtılmak üzere bırakılmış. Çoğu karakter ise bu kitapta müthiş bir şekilde tanıtılmış. Farklı yerlerde yaşayan karakterlerin hikayesini okudukça bir araya gelecekleri an için heyecanım artıkça arttı. Bu karakterler arasında en öne çıkanı bana sorarsanız Kaladin'di. Kaladin insanların çok şanslı olduğu için Stromblessed dedikleri koyugözlü bir asker. Amaram adlı bir yücebeyin ordusunda bir koyugözlünün olabileceği en yüksek mertebe olan mangabaşı olarak görev yapıyor ve başkaları gibi kendi hayatı için ya da şan, şeref için değil başkalarının hayatını kurtarmak için savaşıyor. Kaladin okuduğum tüm kitaplardaki karakterler içinde en sevdiğim karakter oldu. Hiç böyle bir şey olacağını beklemiyordum çünkü ben en sevdiğim film, en sevdiğim kitap gibi şeylere hayatta karar veremem ama Kaladin'in en sevdiğim kurgusal karakter olduğu konusunda hiç şüphem yok. Ayrıca Kaladin'in hikayesi de çok güzeldi ve çok iyi yazılmıştı. Hatta diğer karakterlerin sahnelerinde hadi burası bitsin de Kaladin okuyalım diyordum. Diğer karakterler demişken; bir diğer ana karakter Dalinar'dı. Alethkar prenslikler halinde olan bir ülke. Her ne kadar bir kralın altında birleşmis olsalar da ülkede tam bir birlik yok. Yüceprensler kendi prensliklerini yönetiyor Dalinar da hem yüceprenslerden biri hem de kralın amcası. Dalinar diğer yüceprensler gibi sıradan bir savaşçı yüceprensken eski kral olan ağabeyinin bir süikast sonucu öldürülmesinden sonra görüler görmeye başlamış ve karakteri değişmiş. Görülerde 'onları birleştir' deniyor ve o da bu yüzden ülkeyi tam olarak birleştirmeye karar veriyor. Bir de Dalinar'ın iki oğlu var. Onlar da kitaptaki önemli karakterlerden. Dalinar'ın hikayesini de beğendim. Hatta karakteri ve oğullarını çok sevdim ama ikinci kitapta karakterden biraz soğudum. Nedenini ikinci kitabın incelemesinde yazarım. Bir diğer ana karakterimiz Shallan hakkında da konuşmak istiyorum ki kendisini görür görmez önemli bir karakter olacağını anlamıştım zaten. Yine de en başlarda onu pek sevmemiştim ama amacını öğrendikten sonra hikayesinin ilginç olabileceğini düşündüm ve zamanla sevdim. İlk kitapta yazar Shallan'ı biraz az anlatarak geçmişini gizemli tuttu ama ikinci kitap Shallan'ın kitabıydı ve onun hakkında hemen hemen her şeyi ikinci kitapta öğreniyoruz. Ve şunu da söyleyeyim Shallan'ı kitap boyunca hiç bir araya gelmemiş olsalar bile hep Kaladin'le shipledim. Bence birlikte çok tatlı olurlar. (Kitaplara romantik bakmamak elimde değil maalesef.) Kitaptaki bir çok olayı tahmin etmeme rağmen beni çok şaşırtan şeyler de oldu. Özellikle sonlarda üst üste yumruk yemiş gibi oldum. Son savaş sahnesi çok iyiydi. Seadas'ın yaptığı şey belki tahmin edilebilirdi ama ben edemedim. Kitap o kadar güzel bitti ve karakterler o kadar güzeldi ki çok uzun bir kitap olmasına rağmen onları okumaya doyamadım ve hemen ikinci kitaba başladım. İkinci kitabı da bitirmiş olmama rağmen hala doyabilmiş değilim. Şu an elimde üçüncü kitap yok. Olsaydı hemen ona başlardım. Bu geçmişte olan Hıyanet olayını ve on altılının hikayesini de çok merak ediyorum ama on kitaplık bir seri olacağı için daha bunları öğrenmemize çok vardır muhtemelen. Özetleyecek olursak; müthiş bir kurgu, harika karakterler, çok güzel bir büyü sistemi, merakı canlı tutan gizemleriyle on puan verdiğim muhteşem bir kitaptı. (Meral Kayıhan)

Kralların Yolu... Fırtınaışığı Arşivi Serisi'nin ilk kitabı olan Kralların Yolu için onlarca paragraf yazsam ve bu paragrafları yüzlerce kez "mükemmel" yazarak doldursam yine de bu kitap için az kalacakmış gibi hissediyorum. Olağanüstü bir kurgu, olağanüstü bir hayal gücü,olağanüstü bir yetenek... 900 sayfalık, ortalama bir kitap boyutundan daha büyük, puntoları normalden daha küçük bir roman olan Kralların Yolu bir 1000 sayfa daha olsa rahatlıkla okuyacağım bir kitaptı. Kitabı bitirmemin üstünden saatler geçse de o evrenden henüz çıkamadım ve uzun bir süre de çıkamayacağıma eminim. Kralların Yolu, diğer tüm Brandon Sanderson kitapları gibi Kozmer Evreni'nde geçiyor. Kitap ise ismini Roshar'da (Roshar Fırtınaışığı Arşivi Serisi'nin geçtiği dünya) bulunan bir kitaptan alıyor. Yani kitabımız ismini romanda yer alan bir kitaptan alıyor. Kitapta 4 ana karakterimiz var: Kaladin, Shallan, Szeth ve Dalinar. -> Kaladin kitapta kuşkusuz en sevdiğim karakter. Bir hekimin oğlu olan ve babasının onun da hekim olmasını istediği Kaladin kendini vahşi bir savaşın içine atarak asker olmayı seçiyor. Cesur, mükemmel bir kalbe sahip, yardımsever, muhteşem bir karakter. -> Shallan, bu kitapta biraz daha geri planda kalan ama ilerleyen kitaplarda daha fazla yer alacağını düşündüğüm bir genç kadın. Alim olmak için Prenses Jasnah'ın yanına giden ve Jasnah'ın kendisine güvenmesini sağlayan Shallan'ın asıl amacı ise çok farklı: Evi ve ailesinin hayatta kalabilmesi için, Jasnah'ın elinde olan nesneyi çalmak. -> Szeth bir katil. Tabiri caizse bir kiralık katil. Beyaz kıyafetler içinde, zamanın en önemli isimlerine suikastler düzenleyen ve efendisi ne isterse onu yapan bir ölüm makinesi. -> Ve son olarak Dalinar. Alethkar Kralı Elhokar'ın amcası Dalinar Kholin. Uzun yıllar süren savaşlar ve intikam hırsına artık farklı bir açıdan bakan bir Yüceprens. Güvenilir, sadık, güçlü bir adam. Kralların Yolu'nda ana karakterlerimize eşlik eden yan karakterler de bir o kadar çarpıcı. Yazarımızın kurgu yeteneği ve olayları anlatmadaki başarısı sayesinde kitaptaki tüm duygu ve olayları iliklerinize kadar hissederken, bu karakterlerin kiminden nefret ediyor kimine ise fazlasıyla bağlanıyorsunuz. Ayrıca kitapta çok fazla karakter ve terim olmasına rağmen kısa sürede hepsine alışıyorsunuz. Kitap türü olarak polisiye vardır, aşk vardır, dram vardır, gerilim vardır, klasikler vardır ancak bana göre fantastik türü bambaşka bir yere koymamız gerekiyor. Bu tür içindeki kitap Kralların Yolu gibi bir kitap ise yapabileceğimiz şeyler evimizin ya da kütüphanemizin en güzel köşesini ona ayırmak, zaman zaman sayfalarını açıp kendimizi bu olağanüstülüğe bırakmak ve yeni bir evren, yeni bir tarih, yeni yaratıklar, yeni insan soylarını yaratan bu hayal gücünün önünde saygıyla eğilmek. Kralların Yolu, Brandon Sanderson'un okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen yazar şimdiden en sevdiğim yazarlar arasında üst sıralardaki yerini almış bulunuyor. Ayrıca bu serinin beyaz perdeye aktarılması için Brandon Sanderson'un, yapım şirketiyle anlaştığı ve Kralların Yolu için çekim hazırlıklarına başlanmış olduğu haberini görmek de beni son derece mutlu etti. Yazarımız üçüncü kitabı yazmaya devam ederken ben en kısa zamanda ikinci kitap olan Parlayan Sözler'i okumayı düşünüyorum. Ve kitabı gerçekten hakkını vererek okuyabilecek okurlara tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar... (Damla)

Bu tarz baştan kurgulanan dünyalar, birçok kurgu öğesi, savaşlar ve mücadelelere çok alıştık çünkü bu tarz kitapların doğasında bu var ve olması gereken de bu aslında. Önemli olan bunu yaparken eşsiz olarak yapabilmek yani tasarımı o kadar iyi yapmalısınız ki insanlar etkilenebilmeli. Seri şimdilik 3 kitap. Şimdilik diyorum çünkü 10 kitap gibi tasarlanmış ve yani üretebilmek zaten büyük meziyet. Bekleyip göreceğiz neler olacağını. Ömrümüz oldukça okumaya devam. Zaten bir ömür hepsine yetmeyecek ama elden geleni de yapmak gerek. Eskiden yaşanmış bir savaşın bitişiyle giriyoruz kitaba. Gelecek kitaplarda sıkça bahsedilecek bir konu olarak ayrıldığını, bilinmezde bırakıldığını düşünüyorum bu konunun. Oradan birçok karakterin geçmişine ve yaşadıklarının temeline inecek bir açıklık bırakılmış. Birçok karakter ismi var değişik özellikte ve bu karakterlerin farklı huyları var. Üstelik tek seferde bunlara değinilmemesi çok güzel olmuş. Tekte hepsi anlatılsaydı okur ilgisini baştan kaybedebilirdi. Gerçek hayatta bile sizi merak etmeyen insanlar var değil mi? Çünkü size dair ne varsa biliyor, o yüzden de bir yerden sonra umursamıyor. Bilerek veya bilmeyerek. Okurlukta da bu böyledir. Her şeyi öğrenirseniz ilginizi kaybedersiniz. Bu da yazarın 900 sayfalık romanının boşa gitmesiyle beraber yazara para ve zaman kaybına da neden olacağından büyük akıllılık olarak gözlemleyebiliriz bu durumu. Çok fazla karakter, çok fazla kişi, çok fazla uygarlık ve çok fazla millet var. En iyi tavsiyem ise bu durum kafanızı karıştırmasın diye not alarak ilerlemek. Notlar, kitap ilerledikçe genişleyecek zaten. En azından kafa karışıklığı oluyorsa, çok fazla karakter işin içine girince, bunu bir nebze azaltmak adına haddim olmasa da öneri yapmak. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)

Kralların Yolu PDF indirme linki var mı?

Brandon Sanderson - Kralların Yolu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kralların Yolu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Brandon Sanderson Kimdir?

1975’te, Lincoln, Nebraska’da doğdu. Biyokimya bölümünde bir dönem okuduktan sonra kendine geldi ve asıl eğiliminin yazarlık alanında olduğunu fark etti. İngilizce bölümüne geçti ve Brigham Young Üniversitesi’nden mezun oldu, sonra okuluna geri dönerek yaratıcı yazarlık konusunda yüksek lisans yaptı. O zamandan bu yana hem yetişkinler hem de genç okuyucular için kitaplar yazmıştır. Bunların arasında Mistborn üçlemesi, Warbreaker ve Alcatraz dizisi bulunmaktadır. Karısı ve çocukları ile birlikte Utah’da yaşamaktadır, sık sık Magic: The Gathering oynamaktadır, düzenli olarak peynirli makarna yemektedir ve zaman zaman da BYU’da yazarlık öğretmektedir.

Brandon Sanderson Kitapları - Eserleri

  • Sissoylu - Son İmparatorluk
  • Sissoylu - Kuşatma
  • Elantris
  • Lejyon
  • Sissoylu - Çağların Kahramanı
  • Kralların Yolu
  • Steelheart
  • Parlayan Sözler
  • Lejyon 2 - Kayıp Cesedin Peşinde
  • Steelheart / Firefight
  • Savaşkıran
  • Lejyon
  • Sissoylu - Kanun Alaşımı
  • Calamity
  • Alcatraz Kötü Kütüphanecilere Karşı
  • Oathbringer
  • Ritmatist
  • İsimsiz'in Çocukları
  • Sissoylu - Benliğin Gölgeleri
  • Sissoylu - Matem Bantları
  • Alcatraz Kötü Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri
  • Beyaz Kum
  • Kristalya Şövalyeleri
  • Kırık Mercek
  • Kara Yetenek
  • Skyward
  • Kralların Yolu 1. Cilt
  • Arcanum Unbounded
  • Kralların Yolu 2. Cilt
  • Edgedancer: From the Stormlight Archive
  • Rhythm of War
  • Dawnshard
  • The Emperor's Soul
  • Words of Radiance
  • Oathbringer - 1. Cilt
  • Shadows for Silence in the Forests of Hell
  • Brandon Sanderson's White Sand Volume 2
  • Starsight
  • Sissoylu 6 - Matem Bantları
  • Oathbringer - 2. Cilt
  • Warbreaker
  • The Eleventh Metal
  • The Original
  • Snapshot
  • Perfect State
  • The Way of Kings Prime
  • Sixth of the Dusk
  • Cytonic
  • Mistborn Trilogy Boxed

Brandon Sanderson Alıntıları - Sözleri

  • Teskinde gerçek ustalık doğal duyguların teşvik edilmesiydi, diğer doğru duyguları dikkatli biçimde daha az güçlü hale getirerek yapılırdı. İnsanlar duygulardan örülmüş bir halıydı; çoğu zaman "hissettiklerini" sandıkları şeyler, sadece o anda hangi duyguların baskın olduğuyla ilgiliydi. (Sissoylu - Kuşatma)
  • "What is it you think I am?" Shallan whispered, meeting the older woman's eyes, finally asking the question that she hadn't dared. "Right now, you are but a promise," Jasnah said. "A chrysalis with the potential for grandeur inside. When once humans and spren bonded, the results were women who danced in the skies and men who could destroy the stones with a touch." (Words of Radiance)
  • "Mutluluk geçer. Çoğu zaman kısadır; bu yüzden de onu arzulamakla, onun tadını çıkardığımızdan daha fazla zaman harcarız." (Kralların Yolu 1. Cilt)
  • Kumaşta rengin, duvarlarda tabloların, güzel müziğin de şart olmadığını, ancak insanoğlunun hayatta kalma ihtiyacından fazlası olduğunu söylerdi. (Ritmatist)
  • Başarmak mı istiyorsun? diye düşündü. Etrafında olan bitenlerin kontrolünü ele almak, oradan oraya sürüklenmemek mi istiyorsun? O zaman başarısızlıkla baş etmeyi de öğrenmek zorundasın. (Savaşkıran)
  • It's good to have someone at your side who disagrees with you, Duchess. It makes you work harder to be sure you are right... and to question when you are wrong. (Beyaz Kum)
  • Bu kadar ferah bir yerde, bir hücreye kapatıldığı zaman olduğundan daha gergin ve sıkışmış hissedebilmesi amma garip. (Sissoylu - Kanun Alaşımı)
  • Yalnız başınaysan, kimse sana ihanet edemez. (Sissoylu - Son İmparatorluk)
  • "Acıma güçlü bir araç olabilir. Ne zaman başka birine bir şeyler hissettirebilirsen, onların üzerinde güç sahibi olmuşsun demektir." (Arcanum Unbounded)
  • Neler olacağından çok fazla korkarsan, asla harekete geçemezsin. (Steelheart)
  • Ne olmuş? diye tekrar ettim. Evet, sadece kafamın içindeydi. Ama acı denen şey de sadece kafamın içinde değil mi? Sevgi de sadece kafamın içinde değil mi? Hayatta önemli olan ne varsa, hepsi de tartıya vurulamayan şeyler! Hepsi de beynimizin uydurduğu şeyler! Uydurulmuş olmak onları önemsiz yapmıyor. (Lejyon)
  • Yeterince dikkatli bakarsan her zaman başka bir bakış açısı vardır. (Sissoylu - Matem Bantları)
  • Time. It was a sadistic master. It made adults of children — then gleefully, relentlessly, stole away everything it had given. (Rhythm of War)
  • Nothing to do. No, he thought. You can’t pretend you have nothing to do because you’re scared. Find a new purpose. (Rhythm of War)
  • "Guc yoldan cikarir; mutlak guc ise mutlak bir yoldan cikistir." (Steelheart)
  • Ruhunuza mâl olacak kitaplar mı okursunuz? (Alcatraz Kötü Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri)
  • "Efendim," dedi Darriance, Wayne'in paltosunu katlarken. "Ranette Hanım'dan sizin için yeni ekipmanlar geldi. Onları test etmek isteyip istemeyeceğinizi soruyor." "Hay Harabet!" dedi Wayne. "Onu kaçırdım mı? Benim için ne bıraktı?" "Size tokat atmamı söyledi," diye itiraf etti Darriance. "Onun da gönlü var. Gördün mü, Wax, onun da gönlü var!" (Sissoylu - Benliğin Gölgeleri)
  • "Farklı olmanın zor tarafı, insanların seni kim olduğunla değil, ne olduğunla tanımlamaya başlamasıdır." (Alcatraz Kötü Kütüphanecilere Karşı 2-Katibin Kemikleri)
  • Güneşin doğuşunun güzel olmak için güzel olmaya ihtiyacı yoktu (Calamity)
  • "Ölüm bütün insanların sonu!" diye kükredi Dalinar. "Bir kere göçtükten sonra, onun ölçütü ne? Biriktirip üstünde didişmeleri için mirasçılarına bıraktığın zenginlik mi? Sadece onu öldürenlere aktarılmak üzere toplamış olduğun şan mı? Tesadüf eseri sahip olmuş olduğun yüce konumlar mı? Hayır. Biz burada savaşıyoruz çünkü biz anlıyoruz. Sonlar aynı. İnsanları birbirinden ayıran yollar. Biz o sonun tadına baktığımız zaman, bunu başlarımız dik, gözlerimiz de güneşe bakarak yapacağız." (Kralların Yolu 2. Cilt)