Kule Canbazı - Sunay Akın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kule Canbazı kimin eseri? Kule Canbazı kitabının yazarı kimdir? Kule Canbazı konusu ve anafikri nedir? Kule Canbazı kitabı ne anlatıyor? Kule Canbazı kitabının yazarı Sunay Akın kimdir? İşte Kule Canbazı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sunay Akın
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944887953
Sayfa Sayısı: 162
Kule Canbazı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Nâzım sayısız dostlarından biri olarak, Pablo Neruda'yı ziyaret etmeye karar verir. Ne de olsa, Neruda onun evine gelmiş, yanında da armağan olarak kırmızı renkte bir kadeh getirmiştir...
Avrupa'daki bir arkadaşına telefon açar ve ondan Neruda'nın adresini ister. Bu istek, bir gün bile yaşamaz yorgun yüreğinde; çok değil, ertesi gün sırtı duvara dayalı bir şekilde yere oturur ve kalakalır öylece!..
Son nefesinde, yıllardır uzak kaldığı memleketini görme arzusuyla, Neruda'ya gitme isteği el ele tutuşur böylelikle.
Daktilosunun iç cebindeki küçük bir kâğıt parçasında, el yazısıyla yazdığı Neruda'nın adresi durmaktadır hâlâ...
O daktilonun tuşlarına dokunan parmaklar, Nâzım Hikmet'in parmaklarıdır!...
Pablo Neruda 1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış...
Kimin umurunda!?...
Nâzım Hikmet'in daktilosunun iç cebinde adresinin çıkmasından daha büyük bir ödül olabilir mi?
(Tanıtım Bülteninden)
Kule Canbazı Alıntıları - Sözleri
- Her şey, savaş günlerinde olduğu gibiydi yani... Büyükler, kazanmak hırsıyla atış yaparken, küçük ayakların altında devriliyordu yaşam... Ve çocuklara her seferinde, yıkılanları yapmak, yaşamı yeniden ayağa kaldırmak düşüyordu!
- Yalnız kalan canbaz, denge arayışındadır!
- Eğitim,bilime dayandırılmaz ve yeniliklerden uzak kalırsa,yıkamayan bir ayağa dönüşür ve içinde sokulduğu terliği de kokutur.
- Çocuklar temiz ve saftır... Ne gariptir ki, eroin kalitesi de saflığıyla ölçülür!
- Umarım dünya gözüyle görürüm; bir İstanbul akşamında, Kadıköy iskelesine yanaşan vapurun penceresinden, meydanda bir ışık çemberi gibi dönen atlıkarıncayı.
- Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine.Bazen tamiri olmaz ikisinin de !...
- Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de!..
- Büyükler kazanmak hırsıyla atış yaparken, küçük ayakların altında devriliyordu yaşam. Ve çocuklara her seferinde, yıkılanları yapmak, yaşamı yeniden ayağa kaldırmak düşüyordu!
- Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de!..
- Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de!…
- Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de!..
- Eğitim, bilime dayandırılmaz ve yeniliklerden uzak kalırsa, yıkanmayan bir ayağa dönüşür ve içine sokulduğu terliği de kokutur.
- Çiçekler güneşe dönüyor dönüyor Gurbet yolcusu dönüyor dönüyor Yalnız dönmeyen bana sensin Bekliyorum hep sen nerdesin...
- Kitap sırdaşım, kitap dostum, ne bir yuvam var ne de bir eşim, kütüphaneciliktir sadece işim, kimseye muhtaç olmadan aniden gittim!
- Çocuklara alınan çok pahalı oyuncaklar onlar için bir şey ifade etmiyor; onların da istedikleri tek şey ilgi ve sevilmek, bunlar olduktan sonra onlar için bir kâğıt parçası bile büyük bir oyuncak olabiliyor.
Kule Canbazı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sunay Akın'dan okuduğum ikinci kitap oldu ve tarzı sanırım bu şekilde. Araştırmalar sonucu oluşan bilgiler, küçük unutulmuş anekdotlar. Eser sayesinde genel kültürü genişletebilir, bilmediklerinizi veya yanlış bildiklerinizin doğrularını öğrenebilirsiniz. İlk kez duyacağınız ve şaşırtıcı bilgilerle " hadi ya ! , vay canına ! " diyebilirsiniz. Araştırmaya iten ve öğretici bir kitap. Kısa kısa bölümlerle anlatılmış öyküler. Dili gayet akıcı. Yararlı ve okunulabilir bir eser. Tavsiye edilebilir. (insan_okur)
Sunay Akın yanılgım..: Kendi penceresinden siyasi hiciv yapmış.. Tarihçi mi? Edebiyatçı mı? Gazeteci misin be adam.. Tüm kurguları Osmanlıyı kötülemek üzerine yapmış... Tarihin içine dalıp çıkıyor iyi olan her şeyi sahiplenirken kötü olanları Osmanlı'ya atfetmekte hiç bir sakınca görmüyor.. Sıkılmasa 16.yüzyıldan alıntıladığı bir olayda Atatürk'e methiyeler dizecek.. İlkokul seviyesinde bir tarafgirlikle, konuşma diliyle yazmışta yazmış.. 32 baskı yapılacak hangi edebi derinlik görmüş yayınevi merak konusu.. Yazın hayatının tik tok fenomenisin Sunay Akın.. (Ömür yaşar kondel)
Bugün yeni bir şey öğrenmek şaşırmak istiyorsanız okuyunuz. Bir çok bölümü sizi aaa o öyle miymiş demek durumunda bırakacak. Birkaç kişi kırdığımız oyuncaklar kitabının devamı olduğunu düşünüyor bundan sonra onu da okuyup kendim karar vereceğim. Ve oyuncak müzesi seni görmeyi çok istiyorum (Funda tekin)
Kule Canbazı PDF indirme linki var mı?
Sunay Akın - Kule Canbazı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kule Canbazı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sunay Akın Kimdir?
Şükrü Sunay Akın (d. 12 Eylül 1962), şair, yazar, gazeteci, araştırmacı, tiyatro oyuncusu.
12 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu (bu yüzden 18 yaşından beri doğum gününü kutlamamaktadır). Ailesi, onun daha iyi eğitim görebilmesi için, 10 yaşındayken İstanbul'a taşındı. Lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu.
İlk şiirini, Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışan bir memurun kızına yazar. Henüz 9 yaşındadır. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız, balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar mahsusçuktan!. Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra (ki bir şairdir artık) çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde, sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri "hava muhalefeti" nedeniyle kayıptır!.. 1984 yılında yayınlanan ilk şiiri de bir sobanın içinde kütürdeyen odunu anlatır! İlk şiir kitabı 1989'da "Makiler" adıyla yayınlanır. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından, 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. Adını Cemal Süreyya'nın koyduğu bu kitabı "Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı" izler.
1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü'nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü Makiler şiiri ile kazandı.
Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli'nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya'nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders verdi, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde 5 yıl boyunca hem ders verdi hem ders aldı. Bu deneyimin de yardımıyla, tek kişilik oyunlar hazırlayıp oynamaya başladı. Türkiye'nin çok sayıda merkezinde ve yurtdışında (Frankfurt, Nürnberg, Londra) sayısız kez tek kişilik oyunlarını sergiledi. Halen Sunay Bey Tarihi adlı gösterisini sunmaya devam etmektedir.
23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, yıllardır hayalini kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi'ni Göztepe, İstanbul'da ailesine ait dört katlı tarihi bir konakta açtı. Müze, Türkiye'de türünün ilk ve tek örneği olup, Avrupa Konseyi'ne bağlı Avrupa Müze Forumu (European Museum Forum) tarafından verilmekte olan Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'ne 2010 yılı için aday olmuştur.
TRT 2 ve CNN Türk'te "Stüdyo İstanbul", "İzler", "Akşama Doğru", "5N1K" gibi kültür sanat programları ve belgeseller hazırlayan ve bunlara katkıda bulunan Sunay Akın, TV8'de de "Gezgin Korkuluk" ve "Mahya Işıkları" adlı programları hazırlayıp sundu.
Yaşam Radyo, Radyo Kent ve Best FM'de radyo programları yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezinde öğretim görevlisi olarak ders verdi.[5] Atv'de Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile birlikte "Yaşamdan Dakikalar"da yer aldı. Skyturk360'ta "Hayat Deyince" programını sunmuştur.
Sunay Akın Kitapları - Eserleri
- Bir Çift Ayakkabı
- Geyikli Park
- Antik Acılar
- Ay Hırsızı
- İstanbul'da Bir Zürafa
- Kız Kulesi'ndeki Kızılderili
- Kırdığımız Oyuncaklar
- İstanbul'un Nazım Planı
- Onlar Hep Oradaydı
- Kalede 1 Başına
- Önce Çocuklar ve Kadınlar
- Tuncay Terzihanesi
- Ayçöreği ve Denizyıldızı
- Hayal Kahramanları
- Kule Canbazı
- Aslanlı Yol
- Kaza Süsü
- Makiler
- 62 Tavşanı
- Şiirli Yastık
- Çorap Kaçığı
- Şiir Cumhuriyeti
- Kırılan Canlar
- Veşaire...Veşaire...
- Şairler Matinesi
Sunay Akın Alıntıları - Sözleri
- "Çocukluklarını bütün bütün kaybedenler, bir daha çiçek açmak gücü bütün bütün yok olan kurumuş ağaç gibidirler. Tahtalarından maroken koltukları iskelet de yapılabilir, sobaya odun da olabilirler. Ancak bir damlacık çiçek vermezler bir daha!.." (Hayal Kahramanları)
- At eyersiz, insan eğersiz güzeldir. (İstanbul'da Bir Zürafa)
- “Merdiven çıkarken bir başkasının önüne geçmek,uğursuzluktur.Merdiven altından geçmeye kalkışmak da öyle.Bunun nedeni,merdivenlerin Tanrılara uzanan yollar olduğu inancıdır.” (Tuncay Terzihanesi)
- Anadolu'yu sömürüden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ün "manevi mirasım" dediği bilim ve sanatın yolundan yürüyen beyaz kukuletalılar ile devrimlerini yok etmeye çalışan uzun boylu Gargamel arasındaki serüven Cumhuriyet tarihinde de devam etmektedir. (Hayal Kahramanları)
- “Bir müzik şövalyesidir her sokak çalgıcısı…İşsizliği,açlığı herkesin gözü önünde düelloya davet eden birer müzik şövalyesi!…” (Tuncay Terzihanesi)
- "Önünüz karanlık, farlarınızı yakınız." (Onlar Hep Oradaydı)
- "Bu ülke hepimizin ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok." Mustafa Kemal Atatürk (Şiirli Yastık)
- Hepimiz üşüyorduk... (Şiir Cumhuriyeti)
- Ters düşmesin diye yaşamın gerçeklerine şair olmasını istemez çocuğunun kitabı yalnızca başucunda masal okumak için eline alan bir anne (Çorap Kaçığı)
- Kadından şair olamayacağını iddia edenler, ilk aşk şiirinin bir kadın tarafından yazıldığını elbette bilmezler. (İstanbul'un Nazım Planı)
- Eşit olmadığı Söylenir insanların Aynı boyda olmayan Beş parmağı Gibi bir elin Oysa uzanır Nice yorgun Emekçinin dudağı Su dolu Avucuma Elimin Eşit olmayan Beş parmağının ucunu Getirince Biraraya (Şiir Cumhuriyeti)
- Artık dağdan dağa kaçmak istemiyorum; büyük bir antlaşma yapmak istiyorum. Taşlar eriyinceye dek tutacağım sözümü. (Kız Kulesi'ndeki Kızılderili)
- Aşırı derecede miyop olan ve gözlüğünü çıkardığı zaman "ileriyi" göremeyen Fenerbahçeli Orhan Menemencioğlu'nun lakabı "Vallah" idi. Vallah Orhan, ilk gece maçında sahaya çıkarken arkadaşlarını uyarır: "Topu bana atarken seslenin..." Kendisine pas atan arkadaşları "Orhaaan" diye bağırırken, sahada Adana şivesiyle şu ses duyulur: "Nirde?.. Nirde?.." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)
- Değiştirilmesi önerilen ülke bayrağı Amerika Birleşik Devletleri'ninkidir. Değişimi öneren de ünlü romancı Mark Twain'den başkası değildir. Yazar şunları söyler: "Bayraktaki beyaz çizgileri siyaha boyayalım. Yıldızların yerine de kurukafa ile çapraz kemik amblemi koyalım." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)
- Neden mi, onlara "Atatürk düşmanı" demeyeceğiz? Çünkü onlar Atatürk'ün düşmanı bile olamazlar! (Şiirli Yastık)
- Oyuncakları onun Yırtık kutuları Sarı hıyarları Ve küçük patlicanlardı. (Kırdığımız Oyuncaklar)
- Yoksul bir çocuk görsem Yağmur altında üşüyen Köprü olmak geçer Hiç değilse İçimden (Makiler)
- Heinrich Bünting'in Asya haritasında dikkatle bakmamız gereken yer, "Küçük Asya" olarak tanıttığı Anadolu'dur. Bu toprak parçasından gözümüzü ayıramayaşımızın nedeni Anadolu'nun Pegasus'un başı olarak çizilmesidir. Bu benzetme akılları elbette Nâzım Hikmet'in ünlü dizelerini getirir: Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket Bizim (Hayal Kahramanları)
- "Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin İstiklal." 'Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim ve en beğendiğim vecizeler işte bunlardır.' Mustafa Kemal Atatürk (Geyikli Park)
- Gitme kal demeni bekliyorum ama yalnızca rüzgar çekiştiriyor atkımı (62 Tavşanı)