Kur'an ile Var Olmak - Cemâlnur Sargut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kur'an ile Var Olmak kimin eseri? Kur'an ile Var Olmak kitabının yazarı kimdir? Kur'an ile Var Olmak konusu ve anafikri nedir? Kur'an ile Var Olmak kitabı ne anlatıyor? Kur'an ile Var Olmak PDF indirme linki var mı? Kur'an ile Var Olmak kitabının yazarı Cemâlnur Sargut kimdir? İşte Kur'an ile Var Olmak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cemâlnur Sargut
Yayın Evi: Nefes Yayıncılık
İSBN: 9786055902490
Sayfa Sayısı: 192
Kur'an ile Var Olmak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İlk emri "Oku!" olan Kur'an üzerinden yapılacak her anlama yolculuğu "olmak" ile "ölmek" arasında gidip gelen ve ucunda hayatlarımızın sallandığı bir sarkaçtır adeta… "Oldum!" derken ölmeye ve "Öldüm!" derken olmaya dönüverir maceramız. Derler ki: Aslolan "ölmeden olmak"mış ve "olmadan ölmek" beyhude yaşamakmış!
Sohbetleri, kitapları ve öğretisiyle geniş bir muhabbet halkası üzerinden takip edilen mutasavvıf yazar Cemâlnur Sargut'un son çalışması, "Kur'an ile Var Olmak". Çalışmasını "var olmak" ve "Kur'an" kavramları üzerine inşa eden yazara göre "Kur'an, Peygamber'in manası ve Allah'ın ahlâkını yansıtması hasebiyle ebedî ve ezelî dirilerdendir."
Kur'an'la yaşayabilmek, Kur'an'la var olup yaşayan Kur'an olabilmek için ipuçlarına ilmi ve zevkli bir şekilde yaklaştıran bu kitap, bu halin bir ibadet zevki aşılaması ve ibadetlerimizin aşka yolculuk haline gelmesi duasıyla başlıyor. Kur'ân-ı Kerîm, Ramazan ve Kutsal Topraklar olmak üzere üç bölümden oluşan çalışmada;
Umrenin hakikatinden namaz ve abdestin iç manasına…
"Ol!" emrinden Hz. Peygamber'in oruç algısına…
Kâbe'nin hakikatine, sabrın hakikatine, duaya, vicdana, nafile ibadetlere kadar uzanan 71 alt başlıkta zengin bir muhteva söz konusu.
Akıcı üslubu ve anlaşılır ifadelerle işlenen konularıyla "Kur'an ile Var Olmak", günümüz insanının ihtiyaç duyduğu meselelerde Kur'ânî bir anlayışla, mutasavvıf gözüyle yepyeni tefekkür ufukları açıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kur'an ile Var Olmak Alıntıları - Sözleri
- aşırı derecede gösterişli olan her şey haramdır.
- "Namazda safları sıklaştırın derler. Saflar sıklaştığında farklı isimler , belki dışarıda birbiri ile münakaşa edecek isimler omuz omuza gelir ve öyle bir aşkla tek vücut olur ki farklılıklar kalkar." İbn-i Arabî
- “Zulümle mücadele edin, zalimle değil. Zalimle Allah mücadele eder, bizim vazifemiz zulmü engellemektir.”
- Hz. İbrâhim'in evinde yemek vermediği, sofrasında misafir ağırlamadığı bir gün bile olmamış. “Misafir yoksa, evimin bereketi gider" dermiş. Hiç misafiri olmadığı bir gün, sokaktan bir adamı davet etmiş. Adam "Ben ateistim" demiş. "O zaman git” demiş Hz. İbrâhim. Der demez Allah'tan nidâ geliyor: “Ben o kulumun beni anmadığını yıllardır biliyorum da kulum demek ten, rizkını vermekten vazgeçmiyorum, sen nasıl koca bir peygambersin ve ondan vazgeçersin?" Håle bakın! Öyleyse kim kimden üstün olabilir? İslâm dini insanların hiçbirinin diğerinden üstün olmadığını o kadar güzel öğretmiştir ki.. Kábe'yi tavaf ederken ne kralın üstünlüğü var, ne hizmetçinin, ne de evin sahibinin, herkes aynı anda aynı yerde tavaf ediyorlar.
- Her neye tutunursak Allah bizi oradan imtihan eder. Çünki Allah bizi kendine döndürmek için başka şeye esir olmaktan korur.
- Birisi Hz. Mevlana'ya gelmiş: "Arkadaşım Kur'an'ı ezbere biliyor. Hatta bir kelime söyleyin size nerelerde geçtiğini söylesin" dediğinde Hz. Pir: "Ne mutlu! Cevizleri saymayı öğrenmiş. Dilerim kırıp içini yer de lezzetine varır" buyurmuş.
- “Zekat üzerine de konuşmak lazım. Aslında biliyor musunuz, fakirin, malımızın mülkümüzün sadece kırkta birinde değil, her kuruşunda hakkı var. Allahu Azîmüşşan hadis-i kudside; ‘Parayı fakire verdiğin zaman önce benim elime düşer’ buyurmuyor mu? Cîlî Hazretleri bunu açıklarken buyurmuşlar ki: ‘Sen de birine bağırdın zaman, söylediğin hakaret önce Allah’a çarparak o kişiye ulaşır.’ Aman Yarabbi! O halde her şeyde Allah’ın hakkı var. Her şey Allah’a ait.”
- “Hz. Hüseyin emîrleri davet etmişler, yemek verecekler, bu büyük sultan çok da şıklar. O sırada kölelik tedrici olarak kaldırılıyor. Köle kaynar çorbayı getirirken ayağı tökezliyor, Hz. Hüseyin’in başından aşağı o kaynar çorbayı döküyor. Emirler hemen: ‘Nasıl böyle bir şey olabilir öldürürülsün köle’ diyorlar. Fakat köle Müslüman, Kur’an’dan; ‘Allah gayzını yeneni, kızgınlığını yeneni sever.’ ayetini okuyor. Ve Hz. Hüseyin, düşün cayır cayır yanmış, acılar içinde ve karşısındaki de şimdilik onun kölesi, diyor ki; ‘Yendim ya köle’. Köle iyice şımarıyor devam ediyor; ‘Allah affedeni sever.’ ‘Affettim ya köle.’ Köle devam ediyor; ‘Allah ihsan edeni sever.’ ‘Azatsın ya köle’ diye cevap veriyor Hz. Hüseyin. İşte en öfkelebileceğin anda vazgeçebilmek. Aslında Allah’la irtibat budur. Şimdi burada problem ne? Hoşgörümüzü kaldıran ne biliyor musun? Burada biz yaratılmışı Allah’tan ayrı düşünüyoruz. Halbuki her zaman diyoruz ki Allah’tan başka varlık yok. Yaratılmış herkeste onun bir ismi tecelli ediyor. Öyleyse kime kızacaksınız? Kime öfkeleneceksin? Öfkelenmemeyi, kızmamayı, Sevgilim benden memnun olsun diye manevi bir âdet ve zevk haline getirirsen o zaman senin bu çabalarının neticesi Kur’an oluyor.”
- “Yalnız Allah’ı sevmek asit gibidir yakar: Yalnız Peygamber’i sevmek de baz gibidir, yakar. Ama iki sevgi birleşirse tuz ve su gibi yaşamayı sağlayan iki önemli madde oluşur.”
- “Peygamber Efendimiz ‘Bütün ilim B harfinde gizlenmiştir. Hz. Ali’de onun altındaki noktadır.’ buyurmuştur. Hz. Ali’de öyle buyuruyor ‘Ben B’nin altındaki noktayım.’ Her şey B ile başlıyor. B ne demek biliyor musun şu tekne gibi olan B? Berzah demek yani Hazreti Peygamberin vücudu demek. Bismillaha bakarsan ‘İsmullah’ yani Allah’ın isimleri. Nerede? B’nin içinde başına B almış. Demek ki peygamberin vücudunda Allah’ın bütün isimleri var. Bismillah diyince hem Allah’ı andın hem peygamberi andın. Altındaki noktayı anınca Hz. Ali’yi andın. Ne demek istiyor Hz. Ali? Ben o mübarek berzah vücuttan, vücutsuzluğu tercih ettim, her şeyimi verdim. Bir nokta kadar kaldım. Bir noktayım ama ondan her şey var olur. İşte o noktadan giriyorsun, ilmin kapısından, Ali kapısından giriyorsun; B’ye Hz. Muhammed’e ulaşıyorsun. B’ye ulaştığın zaman Allah’ı anmış oluyorsun. Allah’ı andığın zaman O’nun Rahman ve Rahim olduğunu hatırlıyorsun. Rahman her an aşkla yaratan ve yarattığını koruyan demektir.”
- “Zekat üzerine de konuşmak lazım. Aslında biliyor musunuz, fakirin, malımızın mülkümüzün sadece kırkta birinde değil, her kuruşunda hakkı var. Allahu Azîmüşşan hadis-i kudside; ‘Parayı fakire verdiğin zaman önce benim elime düşer’ buyurmuyor mu? Cîlî Hazretleri bunu açıklarken buyurmuşlar ki: ‘Sen de birine bağırdın zaman, söylediğin hakaret önce Allah’a çarparak o kişiye ulaşır.’ Aman Yarabbi! O halde her şeyde Allah’ın hakkı var. Her şey Allah’a ait.”
- “Hz. Hüseyin emîrleri davet etmişler, yemek verecekler, bu büyük sultan çok da şıklar. O sırada kölelik tedrici olarak kaldırılıyor. Köle kaynar çorbayı getirirken ayağı tökezliyor, Hz. Hüseyin’in başından aşağı o kaynar çorbayı döküyor. Emirler hemen: ‘Nasıl böyle bir şey olabilir öldürürülsün köle’ diyorlar. Fakat köle Müslüman, Kur’an’dan; ‘Allah gayzını yeneni, kızgınlığını yeneni sever.’ ayetini okuyor. Ve Hz. Hüseyin, düşün cayır cayır yanmış, acılar içinde ve karşısındaki de şimdilik onun kölesi, diyor ki; ‘Yendim ya köle’. Köle iyice şımarıyor devam ediyor; ‘Allah affedeni sever.’ ‘Affettim ya köle.’ Köle devam ediyor; ‘Allah ihsan edeni sever.’ ‘Azatsın ya köle’ diye cevap veriyor Hz. Hüseyin. İşte en öfkelebileceğin anda vazgeçebilmek. Aslında Allah’la irtibat budur. Şimdi burada problem ne? Hoşgörümüzü kaldıran ne biliyor musun? Burada biz yaratılmışı Allah’tan ayrı düşünüyoruz. Halbuki her zaman diyoruz ki Allah’tan başka varlık yok. Yaratılmış herkeste onun bir ismi tecelli ediyor. Öyleyse kime kızacaksınız? Kime öfkeleneceksin? Öfkelenmemeyi, kızmamayı, Sevgilim benden memnun olsun diye manevi bir âdet ve zevk haline getirirsen o zaman senin bu çabalarının neticesi Kur’an oluyor.”
Kur'an ile Var Olmak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bazı kitaplar hikaye netice bulsun diye bir an önce bitmesi için okunur, Cemalnur Sargut'un kitaplarının her biri ise tekrar tekrar başvurulacak bir başucu kitabı. Kitap; ne söylenmiş, ne söylenmek istenmiş, ne anladım, ne yaşıyorum tarzında. Güzel bir sohbetin parçası olmak isteyenlere tavsiye ederim. (Hakan)
Kur'an ile Var Olmak PDF indirme linki var mı?
Cemâlnur Sargut - Kur'an ile Var Olmak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kur'an ile Var Olmak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cemâlnur Sargut Kimdir?
İstanbul doğumlu olan Cemâlnur Sargut, mutasavvuf bir ailenin kızı olarak Dünya'ya geldi. Gençliğinde felsefeye ilgi duymuş olup büyük felsefecilerin hayâtını incelemiş, bu ilmin yaşanamayan bir ilim olduğu kanaatına varınca Mevlânâ'ya yönelmiştir. Kimya mühendisi olup yirmi yıl kimya öğretmenliği yapmıştır. Hocası Sâmiha Ayverdi'nin etkisinde kalan Cemâlnur Sargut, Kur'ân-ı Kerîm ve karşılaştırmalı Mesnevî çalışmalarına başlamış, 24 yaşında gençlerle başladığı Mesnevî çalışmalarıyla geniş çevreye hitâp etmiştir.emâlnur Sargut (1952, İstanbul), Türk Kadınlar Kültür Derneği'nin İstanbul şubesi başkanıdır. Tasavvufun insanlığın ortak dili olabileceği inancında olup bu konuda uluslararası sempozyumlar düzenlemektedir. Cemalnur Sargut, hocası Samiha Ayverdi tarafından 1966 yılında kurulmuş olan Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. TÜRKKAD, Cemâlnur Sargut'un liderliğinde tasavvufun kişi ve toplumların ortak dili, ortak nefesi olabileceği inancıyla her kesimden bilim, kültür ve sanat insanını, manevi şahsiyeti ve her düzeyden dinleyiciyi bir araya getiren uluslararası sempozyumlar* düzenlemektedir. Bu konferanslarda, ilmi hal, ibadeti aşka yolculuk olarak gören İslâm tasavvufunun günümüz sorunlarına getirdiği çözümler ele alınmaktadır. C. Sargut, Devrin ihtiyacı olan tasavvuf terbiyesini akademik düzeyde vakıflar ve dernekler çatısı altında, lâfla değil hâl ve hizmetle anlatmalıyız diyen hocasının bu anlayışını hem kendimize hem de insanlık âlemine tanıtmak amacıyla 2000 yılından beri dersler verdiği A.B.D.'nin North Carolina Üniversitesi'nde 2009 yılında bir İslam kürsüsü kurmuştur. İkinci bir İslam kürsüsü de Çin'de Pekin Üniversitesinde kurulmuştur. Bu çalışmlarının ortak amacı öğrencilerin, İslâm'ın yaşam şekli olan tasavvuf eğitimini yaşayışları ile örnek olan hocalardan almalarını sağlamaktır. Cemalnur Sargut, Anadolu'da kökleşmiş İslam Tasavvufunun anlaşılması ve tanıtılması amacıyla, burada yaşamış mutasavvıfların hayatları ve eserleri ile ilgili araştırmaların yapılacağı edebiyat, tasavvuf, güzel sanatlar, felsefe, sosyoloji, tarih alanlarında uluslararası düzeyde lisans ve lisansüstü eğitim veren enstitüler açılması konusunda üniversiteler ve devlet nezdinde öncü girişimlerde bulunmaktadır. İslam'ın hakîkatinin tanıtılması için doğu ile batı arasında mânevi bir köprü kurulmasına önderlik etmekte olan bu çalışmalar, temel değerlerine hassasiyetle bağlı, geleceği hedefleyen ve her an kendini yenileyen bir hizmet anlayışının eseridir.
Cemâlnur Sargut Kitapları - Eserleri
- Dinle
- Aşktan Dinle
- Allah'ıma Sefere Çıktım
- Kur'an ile Var Olmak
- Gözlerin Nuru Namaz
- Ya Allah'ın Sevdikleri!
- Kenan Rifai ile Aşka Yolculuk
- Sohbetler
- Açık Denize Yolculuk
- Affın Kapısı Tövbe
- Samiha Ayverdi ile Sırra Yolculuk
- Cemalnur Sargut Cevaplıyor
- Can-ı Candır
- Ruhu Allah'a Yükselten Oruç
- Kabe'nin Hakikati
- Osmanlı Padişahlarında Peygamber Sevgisi
- Yaratılış Sırrı
- Aşkın Hikayesi-Yusuf Suresi
- İslam, İman, İhsan, İnsan
- Şems
- Leyl Suresi
- Kadın ve Tasavvuf
- Hz. Şuayb Fassı
- Ya Allah'ın Sevdikleri: Tasavvuf Sohbetleri - Sorular Ferda Yıldırım
- Kadınlık Makamının En Yücesi
- Hz. Lût Fassı
- İrfan Sofraları 2
- Hz. Salih / 11. Fas
Cemâlnur Sargut Alıntıları - Sözleri
- Bir insan, âyân-ı sâbite, yani kopup geldiği makam itibarıyla, bir ismin mazharı olduğuna göre onun o isme ulaşabilmesine, aslına kavuşması denir. İnsan, kesret gecesinin karartısının sonu ve vahdet günü nurunun başlangıcı olması dolayısıyle berzahların toplandığı ve fecirlerin uygulandığı noktadır. İnsaniyet mertebesini bulmadan evvelki maddî sıfatlar, nebatî ve hayvanî mertebeler dahi hep gecenin karanlığı demektir. Ancak insana erişince vahdet gününün nuru ışıldamaya başlar. İşte o vakit insan aslına vuslat için kabiliyet kazanır. (Hz. Salih / 11. Fas)
- Var oluşu zuhura getiren sır, yaratılılışın tam ifâdesi olan "Kün" yani "Ol" emridir.^^ (Kadın ve Tasavvuf)
- Demek ki Hz.Peygamber (sav) ahlâkını giyinmeyi unuttuğumuz için ve tekrar câhiliye devrine döndüğümüz için İslâm'ın da hakîkatini algılamaktan çok uzağız. Burada kabahati dışarıda değil, kendimizde aramak lâzım. (Cemalnur Sargut Cevaplıyor)
- Allahın salâtından murad, rahmettir. Melâikenin salâtı istiğfardir. Müminlerin salâtı duadır. Duadan maksat da O'na vesile istemektir. (Can-ı Candır)
- Suyun rengi, taşıyan kaba bağlıdır . (Gözlerin Nuru Namaz)
- Hz Osman Bedir savaşı esnasında hasta olan eşine baktığı için savaşa katılamıyor. Ve bakın Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed(sav) ne buyuruyor;”Eşiyle meşgul olan, eşine hürmet ederek hastalığında ona destek olan da, savaşmış kadar mübarektir.” (Ya Allah'ın Sevdikleri!)
- "Kuş dağa konmuş vazifesini yapmış, ne dağın bundan haberi olmuş, ne kuşun manasına birşey eklenmiş." (Kenan Rifai ile Aşka Yolculuk)
- Peygamberin sünneti, tevhide götüren hâl ve hareketlerdir. Sünnet, Resûlullah'ın âdet haline getirdiği, yaptığı ve yaptırdığı şeylerdir. Hadis, hâdiselerden, Peygamber'in olayları yaşama şeklinden Allah'a gidiştir. Hadis, hikmettir. Hadis, Peygamber'den haber getirmektir. Hadis ehli, Resulullah'ın ve ashâbının hâlini, yolunu anlatanlardır. (Can-ı Candır)
- Bizler, hür gibi görünen esirleriz. İsteklerimizin, ihtiraslarımızın esiriyiz. (Leyl Suresi)
- Gönlüme: ağla diyorum… ağla… ama kimseler görmesin. Zira gözyaşı çabuk hasede uğrar. (Samiha Ayverdi ile Sırra Yolculuk)
- Hz. Mevlânâ diyorlar ki; "Allah öyle vericidir ki sen niye bir tek şey isteyerek ona sınır koyuyorsun." (Kenan Rifai ile Aşka Yolculuk)
- Bende bir şey yok, lütuf ve inayet Sendedir Allah'ım. (Gözlerin Nuru Namaz)
- İstikamet,en büyük keramettir. (Sohbetler)
- Her neye tutunursak Allah bizi oradan imtihan eder. Çünki Allah bizi kendine döndürmek için başka şeye esir olmaktan korur. (Kur'an ile Var Olmak)
- Akıl diyorki nefse; "Ey ben diyen nefs! Daha bir tek acının bile üstesinden gelemiyorsun. Sen nasıl benlik sahibisin" (Allah'ıma Sefere Çıktım)
- İnsan için en büyük felâket yaptığı hatânın farkında olmayıp kendini haklı zannetmesidir. "Ben haklıyım" sözü insanı Allah'tan uzak tutar. (Leyl Suresi)
- Edep, edepsizlerin kabalıklarına sabretmektir. Mevlana (Aşktan Dinle)
- hz Meryem, hz zekeriyya ya soruyor : ben niye bu kadar zavallıyım? kimsem yok yetimim, ne anam var ne babam buraya sığınmışım. neden böyleyim bana anlatır mısın enişte? hz zekeriyya nın verdiği cevap muazzam harika : " Allah sevdiğinin kendisinden başkasına dönüp bakmasından hoşlanmaz. Onu yalnız kendine ait kılar. Onu bu alemde yetim bırakırki, o Allah'tan başka bir varlığı olmadığını idrak etsin. " der. (Ya Allah'ın Sevdikleri!)
- Yol, gönüldür. Gitmek, kendiliksiz kendine gitmektir. Bilmek ve bulmaktır. (Kenan Rifai ile Aşka Yolculuk)
- Hologram, yanı ışık kaynağı ışığı verdiği Zaman önünde şekiller oluşur, biz onu ışık zannederiz. Ama esas olan ışık kaynağıdır, şekillerin hiçbir önemi yoktur. (Açık Denize Yolculuk)