Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı - Metin Karabaşoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kimin eseri? Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kitabının yazarı kimdir? Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı konusu ve anafikri nedir? Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kitabı ne anlatıyor? Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı PDF indirme linki var mı? Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kitabının yazarı Metin Karabaşoğlu kimdir? İşte Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Metin Karabaşoğlu
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9786053261322
Sayfa Sayısı: 208
Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Âlemlerin Rabbinin Ezelî Kelâmı olarak tüm çağlara ve tüm insanlara seslenir Kur’ân. Her çağın ve her insanın Kur’ân âyetlerinden hissesi vardır. Her şeyi ve herkesi yaratan Kadîr-i Zülcelâl, Kitâb’ıyla hepimize, ama öncelikle “biz”e konuşur. Kur’ân Okumaları dizisinin bu birinci kitabı, işte bu gerçekten hareket ediyor. Yaşadığı çağı ve iç dünyasını Kur’ân âyetlerinden süzülen bir tefekkürle sorgulamaya açan Metin Karabaşoğlu, âyetlerin nuranî ikliminden bize ve bugüne dair hepimiz için anlamlı dersler ve mesajlar çıkarıyor.
Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı Alıntıları - Sözleri
- “Allah’ım, Kur’ân’ı kalbimizin baharı kıl.” Hz. Muhammed(sav)
- “Kur’ân’ı her zaman açıp okuyabileceğiniz bir yerde bulundurun. Tâ ki büyükler okuyup ders alsınlar, küçükler de öğrensinler.” Abdullah B. Mes’ud (ra)
- Aynı dilde konuşuyor olmanın, birbirini anlamanın yeter şartı olduğu zannedilir.
- En küçük bir amiri konuşurken dahi dinlemeye memur olan bir insan, bütün alemlerin Rabbi, bütün mahlukatın Hâlıkı, bütün masnuatın Sânii olan Ezel ve Ebed Sultanının kelamınkarşısında nasıl dinlemez, nasıl susmayıp konuşmayı sürdürür?
- "Sahabilerin emri duymaları ile emre uymaları arasında, bizim yaşadığımız gibi uzun zaman fasılaları olmadığı bilinen bir vâkıadır. "
- Velid b. Muğire’nin yaptığı tam bir ‘sakarlık’tı. Nefsinin eline düşüp hakikate karşı gelir-gider hesabına kalkışmak suretiyle sergilediği sakarlığın dayandığı yer, Sakar, yani cehennem oldu… Geride kalanlar için ibretlik bir ders bırakarak… “Hakikat şahitlik ister; hesap istemez.” dersi bırakarak…
- Âciz bir çocuğun yönelttiği tehdit insanı ancak tebessüme sevkederken, her şeye gücü yeten biri bu tehdidi dile getirirse titrer ve ürperir insan. Açıkçası, Kur’an’ ayetlerine hakkını vererek muhatap olabilmenin ilk şartı, ‘konuşan’ın kim olduğunun layıkınca kavranmasıdır.
- … Zira, apaçık tabloların belgelediği üzere, istisnalar bir yana, Kur’ân hâlâ daha yalnız ölüler için okunuyor.
- Kur 'an okumak, şu toplumda teşvik edilen bir durumdur. Küfrî ve tamamen dünyevî bir hayatı kasıtlı biçimde tercih etmeyen tüm anne-babalar, çocuklarının Kur'an okumayı öğrenmesini isterler. Gerekçeleri de , esasen şu noktada yoğunlaşır. "Arkamızdan bir okuyan bulunsun. " Sözün kısası, Kur'an öğrenimi, yaşayanlar için değil ölenler için istenilir çoğunlukla. O yüzden de, belki kırk yıldır her perşembe akşamı Yâsîn okuyan, ama bir kez olsun 've'l-Kur'ânî'l-Hakîm'i düşünmemiş olan nice insan vardır ...
- İnsanoğlu her zaman iki gerçeklik arasında dolanır durur.Bir yanda kendi iç dünyası vardır; öte yanda dış dünya.Bir yanda enfüs, öte yanda âfâk...
- ....iç dünyasını her daim o Yaratıcının huzurunda olma şuuruyla diri ve uyanık kılmayan biri, vitesi boşalmış yahut dümensiz bir kayık misalidir. Eğime ve akıntıya uyar, nefis ve hevası onu nereye sürüklerse, oraya sapar..
- Gelip geçiyor olsa bile, bilir ki insan, bu gençliği Veren, onu yolunda ve yerinde kullanana ebedi bir gençlik bahşetmeye muktedirdir.
- "Allah'ım, Kur'ân'ı kalbimizin baharı kıl." — Hz. Muhammed (Aleyhissalâtu vesselam)
- Allah'ım, Kur'an'ı kalbimizin baharı kıl. Hz Muhammed (sav)
- Sözün kısası, âyette zikredilen 'dinleme' ve 'susma' yalmz şu maddî kulağımıza ve dilimize münhasır değildir. İstenen,aynı zamanda, her vakit şeytanı dinleyen nefsin, hep gelip geçici zevklerin zebûnu olan heva ve hevesin susmasıdır. Ayrıca semavî bir hitap karşısında dünyevî fikriyat ve felsefelerin asıl tutulmamasıdır. Hüdanın karşısına dehayla çıkmamaktır. Bütün bir felsefe tarihinin ana tavrı olan, vahye sırtını çevirip yalnızca kendi aklıyla hakikatı bulma iddia ve inadında olmamaktır. Bilakis, bizi yaratan, bize bu sûreti, bu fıtratı, bu sîreti, bu aklı ve bu duyguları veren; bizim yüzyüze olduğumuz, her bir mevcudundan gerek gözümüzle, gerek dilimizle, gerek fikrimizle, gerek kalbimizle istifade ettiğimiz şu kâinatı da yaratan bir Rabbin bir âlet olarak yarattığı aklı o şekilde kullanmaktır. Onu sürücü değil, binek; hâkim değil, hizmetkâr yapmaktır.
Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Peki ya ben neden daha önce Metin Karabaşoğlu kitapları okumadım? diyee hayıflanmanız pek mümkün..Zira benim için çok farklı bir ufuktu, daha once okumalıydım dedim hep kendi kendime..Bu yüzden sociologistt hanıma teşekkür ederim..Kur'an okumaları incelemesiyle merak ettim ve okudum. Ve kendime sorduğum ilk soru şu oldu Kur'an hayatımın neresinde?ve ne kadarında? Sadece cuma akşamları, yada dini gun ve gecelerde okuduğum kitap mı? Yada okuyup geçtiğim,hemde defalarca okudugum ama hic dusunmedigim burada bana ne diyor Zat-ı Zülcelâl demediğim kitap mı? Kitaba gelince bi kaç kısımdan bahsetmek istiyorum.Zira her bir sayfası, satırı ayrı guzeldi..bir kaç kısımda dumura ugradigim dogrudur... Sözgelimi, ' ellezîne âmenû ve amilu's- salihati', yani 'iman eden ve salih amel işleyenler' kalıbı,sürekli bu sırayla sunulur.yani bir kez olsun,ameli salih öne,imanın ikinci sıraya alındığı asla vaki değildir. Syf:31 Bir ameli salih kılan onun 'imanî bir kasd ve iradeyle yapılıyor olmasıdır.' Kur'an da bir çok yerde buna benzer pek cok sıralama göze carpar. Işitme yada dinleme' ye dair ayetler de bu nazarla okundugunda bize manidar bir mesaj vermektedir. Dinle!.. çağrısı körü körüne teslim olma çagrısı değildir. Bilakis kimi zaman bu çağrının hemen ardından Akletme, Düşünme, Tefekkür etme gelir. Syf:34 Bu sıranın em manidar örneği Hz. ÖMER..Bilirsiniz o hayatının önemli anına Efendimiz'i öldurmek icin yola cikar, kız kardesinin müslüman olduğunu ögrenince soluğu orada alır, ayetleri DINLEME olgunluğu gösterir ve müsluman olur... O dinlediği şeye dair yolculuğunu 'düşünme' ile sürdürmüştür.. Ilk olarak dinlemek ne kadar elzem. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) elçisi Dıhye el Kelbi r.a, Efendimizin davet mektubunu ilettiği İmparator Herakliyusu daha en başta bu açıdan uyarmış :" Tevazu ile dinle, sonra samimiyetle cevap ver. Ve yine Nahl'in 65.ayetinde Allah'ın tevhid ve haşire dair delillerinden sonra: "Şüphesiz bunda, işiten (dinleyen) bir toplum için önemli bir delil vardır." "(EY RABBIMIZ) İşittik ve itaat ettik." Bakara 285 Bir diger beni dumura uğratan mevzu 'İkra bismi rabbikellezi halak! Yaratan Rabbinin ismiyle oku! Ama neyi nasıl?? "İkra!" hakikate muhatap olup, onu kalbine, ruhuna, tüm duygularina tüm hayatina taşı.. Örtüye bürünür..hakikatı ilk kendine okur..sonraa.... 'kalk ve uyar'... fakat bilirsiniz üç zor yılın ardından gelir bu emir kalk ve uyar.. Bir kez daha dönüp uzerinde tefekkur ettiğim 'Eşhedü' açıklamasını okumam oldu..."Onun bizi 'bilmek' makamından 'yapmak' makamına 'görmek' ve 'seyretmek' makamından 'katılmak' ve 'dahil olmak' makamına çıkarıyor olmasi" bunu dusunmek okumak.. bütün bunlar inanilmaz lezzet katti bana okuduğumu daha cok düşünmek özümsemek ihtiyaci hissettirdi. 'Dön' dedi bana bak etrafına, bütün kainatı ihata eden vahidiyet icinde her bir şeydeki 'ehadiyet mührünü' gör... Döndüm..Baktım Dinledim.. hakkıyla olması tek temennim.. En azından bu gayret icinde olmak diyelim... Yasin suresi.. yazar her okuyusumda şehrin ote yakasindan kosup gelen adamın meseli dolduruyor zihnimi diyor.. Fakat bundan ve digerlerinden bahsetmiyorum.. Okuyun inanin çok farkli ufuk katacak. Celal- Cemal isimleri.. (ne güzel örnekti.. Hz ömer de Celal icinde Cemal, Hz Ebubekirde Cemal icinde Celal vardır. Syf: 181.. Hudeybiye ve nicesi herbiri dimağımda ayrı lezzet bıraktı.. "Şu dünyada her neye muhatap olursak olalım, o şeyde cilvelenen esma-i hüsnanı bize okuttur; o şeyi bizim için asıl meyvesini ebedî cennet yurdunda yiyeceğimiz bir fidan kı.Bize bir an bile esma-i hüsnanı unutturma..."syf: 194 amin Elhasıl; Ilk defa bu kadar zorlandim bir inceleme yaparken,paylasmak isteyip yazamadigim yerler oldu..okumanin verdigi heycani kacirmak istemedim.. Ramazan'da okumak inanin apayri lezzet katti.... Yazarın notu..Kitabi bir daha acmamak uzere kapatabilirsiniz..ama dünyanızı daima Kur'an'a açık tutmayı unutmayın.. Verimli okumalar arkadaşlar.. (Meva)
Yazar bu kitabında Kur'an'da bulunan bazı ayetleri ve sureleri günümüz insanının anlayacağı şekilde okuyuculara sunuyor. Okurken kendinizi manevi bir iklimde hissedecek ve tefekkürlere dalacaksınız.İyi okumalar dileklerimle.. (Ekrem Özkara)
Selamın aleyküm kardeşler Kitap muhteşemdi. Bayıldım. Okurken sizi düşünmeye de teşvik ediyor. Ayetlere çok başka bir bakış açısı ile bakıyor yazar ve inanlımaz güzel. kitap 5 seriden oluşuyor bu birincisiydi diğerlerini de en kısa zamanda alıp okumayı planlıyorum Allah nasip ederse (Müptedi.)
Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı PDF indirme linki var mı?
Metin Karabaşoğlu - Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Metin Karabaşoğlu Kimdir?
1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Yazı hayatı, ilkokuldan önce başladı. Ablasına bakarak yazmayı öğrendikten sonra yazdığı ilk yazısı, başlığıyla birlikte sadece iki cümleden ibaretti: “Allah kimleri sever? Allah doğru yolda gidenleri sever, eğri yolda gidenleri sevmez.” (Aradan geçen bunca zaman içinde yazdıklarıyla, hâlâ daha bu iki cümlenin açılımını yapmaya çalıştığını düşünüyor.)
Yazı hayatı bu kadar erken başlamakla birlikte, kendisinde bir yazı kabiliyetine olduğuna ikna olması ortaokul ikinci sınıfta gerçekleşti. ‘Bakmak ve görmek’ farkını bir bahçe üzerinden anlatan yazısına, aynı zamanda okul müdürü olan Türkçe öğretmeninin verdiği karşılık “Dikkat et, sen yazar olabilirsin!” şeklindeydi. (Nitekim, dikkatsizliği yüzünden yazar oldu!)
Yazı hayatı bakımından yaşadığı üçüncü önemli dönemeç ise, lise yıllarının başında Risale-i Nur okumaya başlamasıydı. Bu okumalarla birlikte, ilkokuldan itibaren meslek olarak belirlediği ‘mühendislik’ten uzaklaştı ve lisenin ‘Matematik’ bölümünü bitirdiği halde yazı hayatında ilerleyebilmek için İstanbul’u ve Siyasal Bilgiler eğitimini seçti. Bu arada, henüz lise üçte iken ülke genelinde satışı yapılan bir gazetede üç yazısı yayınlanmış durumdaydı.
1991’de üniversiteye kaydolmak için İstanbul’a geldiği Eylül gününde önce Cağaloğlu’na ayak bastı ve o ayağını bir daha başka bir yere kaldıramadı. Üniversite yılları ile Yeni Asya Araştırma Merkezi ve Köprü dergisi arasında mekik dokuyarak geçti. Yazı hayatı için ‘okulu asmayı’ ise doğru bulmadığı için, üniversite eğitimini, geride hiç ders bırakmadan, okulu üç yıl sekiz ayda tamamladı. Arkadaşları maliye, mülkiye, hariciye sınavlarına girerken, o henüz yirmibir yaşında editörü ve kapak dosyalarının yazarı olduğu Köprü dergisi için çalışmayı tercih etti. Sonuçta, hiç memurluk ve amirlik yapmadı. Bundan sonraki hayatı editörlük-yazarlık denklemi içinde, kendi tabiriyle ‘okuryazar’ olarak geçti. İz Yayıncılık’ın kuruluş heyecanını yaşadı. İnsan Yayınları ve Zafer Yayınlarında editörlük yaptı. Karakalem’i kurdu. Halen Nesil Yayın Grubunun genel yayın danışmanı olarak görev yapıyor ve çok zor yazan biri olarak geriye dönüp baktığında yazmış olduğu yirmialtı kitabı görünce, bu kitapları ne zaman yazdığını bir türlü çözemiyor…
Metin Karabaşoğlu Kitapları - Eserleri
- Oyuncak Tamirhanesi
- Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı
- Ruh Bakımı
- Peygamberin Bir Günü
- Kur'an'la Yaşayanlar
- Kur'an Okumaları 5 - Kısa Surelerin Sınırsız Dünyaları
- Küçük Şeyler
- Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler
- Sizin Yıldızınız Kim?
- Gece Yürüyüşü
- Kertenkele Çukuru
- Melekleri Ürkütmeden
- Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri
- Kur'an Okumaları 3 - Firavun'a Gideceksin
- Medeniyetin Arka Sokakları
- Risale Okumaları 1 - Keşif Yolculukları
- Geldim Gördüm Sordum
- Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri
- Düşünceler
- Mucize Avcısı
- Hadis Okumaları 2 - Hakikatin Dengesi
- Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma
- O'nu Tanıdıkça Mutlu Olacaksın
- Kalbini İyileştirmek İster Misin?
- Sonsuzluğun Işığı Seni Aydınlatsın
- Gölgeler ve Işıklar
- Şefkat Yolu
- Peygamberin Kardeşleri
- Seni En Mutlu Günlere Götürebilirim
- Risale Okumaları 5 - Geleceğe Dönüş
- Gelenekle Gelecek Arasında Bediüzzaman
- Yollarda
- Tehlikeli Denemeler
- Saykal
- Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi
- Yol Arkadaşım Olur musun?
- Asl-ı Saadet
- Doğruya Doğru
- Hadis Okumaları
- Kur'an Okumaları - 1
- O'na Doğru:Esma - i Hüsna Yazıları
- Kemalizm’in Alfabesi
- Sufi'nin Dünyası
- Neden Başörtüsü
Metin Karabaşoğlu Alıntıları - Sözleri
- … ‘para’ ve ‘mal’ cinsinden gerçekleşen hırsızlık ve yolsuzluk üzerinde bu kadar hassasiyetle durulurken, en büyük hırsızlığın farkına dahi varılmıyor. (Gölgeler ve Işıklar)
- Ancak, görebildiğim kadarıyla, bir beldede huzurevleri inşasına başlanmışsa, o beldede huzur ortadan çekilir hale gelmiş demektir. Huzurevleri ve bir de çocuk esirgeme yurtları, hakkı kuvvete veren, bu yüzden de kuvvetsizleri veya kuvvetten düşenleri horlayan bir medeniyetin icatlarıdır. İnsanlar îşu asr-i enaniyet'te yalnız kendi nefisleri ve kendi menfaatleri için çırpınırken, çocuklar da ayakbağı olarak gözükür, yaşlılar da... (Gece Yürüyüşü)
- Insanların dünyasında gerçekten "akıldan çok akıl veren var." (Kertenkele Çukuru)
- "Ölmeden önce ölünüz." (Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri)
- "Sorun" değil, "soru" dur gençliği tanımlayan. (Sizin Yıldızınız Kim?)
- Ruhumuzun inşirah bulması, ayaklarımızın durduğumuz yerden kaymaması, kalbimizin sükûn ve sükûnetle kuşanması için, nice zamandır her nasılsa ihmal ettiğimiz bir büyük dostu, kâinatı hatırlamamız ve onunla yeniden kucaklaşmamız gerekiyor (Şefkat Yolu)
- Müslüman kimliğinin heyecan ve coşkuyla ifade olunacağı müstakbel bir zamanın mevcut olduğunu görüyorum; bilvesile, bunu da belirtmek isterim. (Yollarda)
- Kula yakışan, galiba ' Tek kusurumuz, kusursuzluk' türünden çok kusurlu bir söylem değil; tam aksine, her an hataya ve kusura açık olduğumuzu bilmek. Ve, 'İnsanlar helak oldular.' ile başlayan nebevi ikazın 'İhlaslı olanlar da büyük tehlike içindedirler.' uyarısıyla son bulduğunu unutmadan, velev ki ihlaslı olunsun, 'büyük bir tehlikeye açık olduğumuzu görmek. Ve bir hata sadır olduğunda onun hata olmadığını izaha kalkışmak yerine; dürüstçe 'Ben bir kulum. Acizim, zayıfım, nefis sahibiyim. Hata edebilirim, Allah beni affetsin ' diyebilmek. (Gölgeler ve Işıklar)
- "Sabah olup gün ışıyınca, halk gece yol alanları över." Hz. Ali (Gölgeler ve Işıklar)
- İmana ve İslam'a hizmet yolunda herkesin bir günü olduğunu düşünüyorum...Ve hakikat dairesinde yer alan herkesi ister tam ortada dursun ister en uç köşede son derece değerli ve önemli biliyorum..o gün gelene kadar ise her birimizin kendini değersiz ve gereksiz bilme talihsizliğine dusmeksizin sebat edip istidadımızı geliştirmemiz gerekiyor....... (Asl-ı Saadet)
- "Gördüğüm herşey, görmediğim Allah'a inanmayı bana öğretiyor." -Ralph Waldo Emerson (Mucize Avcısı)
- "Benim sünnetimi beğenmeyen benden degildir" ikazı.... (Hadis Okumaları)
- Ehl-i dinin kadim problemidir söylem-eylem uyuşmazlığı. Açık toplum ister, kapalı cemaat yapıları kurar. Dışarıya karşı özgürlük talep eder, 'içerideki' özgürlük taliplerini kapı dışarı eder. Yönetim ve yargı mekanizmalarından gelen bir sansüre haklı olarak itiraz eder ama kendi içinde haksız olarak sansür uygular. (Risale Okumaları 5 - Geleceğe Dönüş)
- Bir Kur'ân talebesi olarak Bediüz zaman'ın dikkat çektiği gibi , “ Vahy - i Kur'ân , hayat - ı kâinatın ruhudur ve şuur - u kâinatın aklıdır . Eğer kâinattan Kur'ân gitse kâinat divane olacak ve küre - i arz kafasını , aklını kaybedecek Belki , şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak , bir kıyameti koparacak . " (Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri)
- "Madem hayat Allah'ın güzel isimlerinin nakışlarını gösterir, hayatın başına gelen her şey güzeldir." Said Nursi (Geldim Gördüm Sordum)
- İmanî şefkat, suçlu bile olsa, insana insan gibi davranmayı emretmiyor muydu? 'İnsaniyet-i kübra' idi İslâmiyet; o halde, insaniyete sığmayan haller imana hiç sığmıyor değil miydi? (Medeniyetin Arka Sokakları)
- “Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini harama kapasınlar, ırzlarını da korusunlar. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır.” (Kur'an Okumaları - 1)
- Gözümüzü bürüyen o Avrupai ileri gitmişliğin ardında koca bi dünyanın ahı var. O göz alıcı maddi refah, ayda on dolar karşılığı kömür ocaklarında günde oniki saat calıştırılan insanların sırtında gerçekleşti;bugün de , bu kez Çin'de, Vietnam'da, Kamboçya'da boğaz tokluğuna çalıştırılan "küresel emek gücü " sayesinde devam ediyor. O gözümüzü bürüyen arabaların gerisinde ise, sömürge savaşlarında öldürülen insanların kan izi bulunuyor. (Peygamberin Kardeşleri)
- Bir tarafta, ilk yapıp en mükemmel yapma gibi --Resûl'-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam haricindekiler için-- geçerli olmayan bir şık var, ki biz bu iddiaya girsek, bir şey yapamaz hale geliyoruz. Öte tarafta ilk olduğu için eksikleri olan şeyler yapma, ama bunu 'mükemmel' görme gibi bir zaaf var; bu takdirde de, ilk yapılanı en mükemmel gördüğümüz için gene kemâle doğru gitmiyoruz. Üçüncü ve bizim için en makul şık olarak ise, ilk yapmak, yapılanın ilk yapılan olarak eksiklikler taşıdığını görmek, hem kendi başımıza onu gözden geçirebilmek gem dışarıdan gelen teklif ve tenkidlere açık olmak, böylece ikinci, üçüncü, dördüncü adımlarda kemal merdiveninde bir basamak daha ilerlemek var. (Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma)
- Fıtratın marufu olmayan, yani insanın yaratılışında karşılığı bulunmayan bir şey, insanlık âleminde kök salmaz. (Kur'an Okumaları 5 - Kısa Surelerin Sınırsız Dünyaları)