Küresel Terör ve Türkiye - Emre Kongar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Küresel Terör ve Türkiye kimin eseri? Küresel Terör ve Türkiye kitabının yazarı kimdir? Küresel Terör ve Türkiye konusu ve anafikri nedir? Küresel Terör ve Türkiye kitabı ne anlatıyor? Küresel Terör ve Türkiye kitabının yazarı Emre Kongar kimdir? İşte Küresel Terör ve Türkiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Emre Kongar

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751408350

Sayfa Sayısı: 176

Küresel Terör ve Türkiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Prof. Dr. Emre Kongar bu yapıtında küreselleşmeyi, küreselleşen terörü ve bu ikisinin dünyayı ve Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini irdeliyor.

* Küreselleşme ulus-devletleri yok ediyor mu?

* Soğuk Savaş ile 11 Eylül terörünün ilişkileri nedir?

* Huntigton'un savı doğru mu?

* İkinci Cumhuriyetçilerin temel yanılgısı nedir?

* Türkiye dünyadaki değişimlerden nasıl etkileniyor?

Küresel Terör ve Türkiye Alıntıları - Sözleri

  • Tarim-din imparatorluklarindaki geniş halk yığınlarının, yani köle nitelikli köylülerin insan hakları ve demokrasi yönünde devrimci bir nitelik taşımaları ise, bu kavramların çağdaş anlamları açısından olanaksızdır.
  • Türkiye Cumhuriyeti de, hem Arap-İslam şeriatçılığının hem de Sovyetler’in sınıf diktatörlüğünün reddedilerek, insan haklarına dayalı demokrasi modelinin kabulü ve Batıya karşı kazanılan anti-emperyalist bir savaş sonunda, üstelik bir İslam toplumunda kurulmuş olan tek laik ve demokratik devlettir.
  • Sonuç olarak Türkiye, hiç bir ülkede görülmeyen bir biçimde: 1) Doğrudan Türkiye’yi ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarını hedef alan Ermeni terörü 2) 1970’lerde topluma egemen olan sağda ırkçı ve solda goşist terör 3) 1980’den sonra ortaya çıkan ayrılıkçı terör 4) Laik ve demokratik düzene ve Atatürkçülere karşı olan dinci terör; olarak dört koldan hem iç hem de dış kaynaklı terörist saldırılara hedef olmuş bir ülkedir.
  • İnsanoğlunu, kendi iradesinden bağımsız olarak özgürleştirecek bir teknolojik değişme ve gelişme henüz icat edilmemiştir.
  • Küreselleşmenin insanoğlunu köleleştiren mi, özgürleştiren mi sonuçlar vereceği, hiç kuşkusuz, teknolojik devrimden çok, insanoğlunun iradesine yani ideolojisine bağlı olarak gelişecektir.
  • Sosyal psikolojinin en basit kuralına göre, farklılık duygusu, yani onlar ifadesi, biz duygusunun zorunlu besleyicisidir.
  • Küreselleşmenin beşinci bir sonucu, zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olmalarıdır.
  • Çünkü insanoğlunu, kendi iradesinden bağımsız olarak özgürleştirecek bir teknolojik değişme ve gelişme henüz icat edilmemiştir.
  • Sosyal psikolojinin en basit kuralına göre, farklılık duygusu, yani onlar duygusu, biz duygusunun zorunlu besleyicisidir.
  • Modernleşmeyi, sadece teknik olanakların kullanılması olarak kabul etmesi, doğru değil. Yani çölde, elinde bilgisayarla, sakat bir din anlayışına ve yanlış bir Allah inanışına dayalı olarak kellesini keseceği insanları izleyen deve üstündeki bedevi, modern midir?

Küresel Terör ve Türkiye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın Yazarı Emre Kongar Kimdir?

Prof. Reşit Emre Kongar (d. 13 Ekim 1941, İstanbul), Türk toplum bilimci.

Babası, Şişli Terakki ve Pertevniyal Liseleri felsefe öğretmenlerinden İhsan Kongar, annesi ise yine Şişli Terakki Lisesi'nde bir süre felsefe öğretmenliği yapan, Zapyon Kız Lisesi felsefe öğretmeni Mesude Kongar'dır.

İlk, orta ve lise eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde gören Kongar, 1958-1959 öğretim yılında fen şubesinden mezun oldu. 1963 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü, 1966 yılında da Michigan Üniversitesi Sosyal Çalışma Yüksek Okulu'nu, M.S.W derecesiyle bitirdi. 1968 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde Sosyal Çalışma Yüksek Okulu'nu kurdu ve buraya müdür olarak atandı.1981 yılı Temmuz ayında "Atatürk ve Devrim Kuramlar" adlı takdim teziyle Hacettepe Üniversitesi Senatosu'nca profesörlüğe yükseltildi.

15 Şubat 1983 tarihinde, askerî rejimin üniversite konusundaki uygulamalarını protesto etmek için üniversiteden istifa etti. 1983-1987 yılları arasında Hürriyet gazetesinde danışmanlık, 1987-1991 yılları arasında ise KAMAR Kamuoyu Araştırma Şirketi'nde yöneticilik yaptı. 17 Nisan 1992 yılında Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı'na atandı. Kasım 1995'de bu görevini bırakıp Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeliğine geri döndü. 2001 yılında Cumhuriyet gazetesi yayın danışmanlığına atandı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat bölümünde sosyoloji ile Türkiye'nin Toplumsal Yapısı dersi vermekte ve Mehmet Barlas'la birlikte NTV'de Yorum Farkı programını sunmaktadır.

Emre Kongar Kitapları - Eserleri

  • Kızlarıma Mektuplar
  • Tarihimizle Yüzleşmek
  • Abd'nin Siyasal İslam'la Dansı
  • Konsantremi Bozma! Medya ve Medyatik Türkçe Notları
  • Hocaefendi'nin Sandukası
  • Ben Müsteşarken

  • İçimizdeki Zalim
  • Demokrasimizle Yüzleşmek
  • Babam, Oğlum, Torunum
  • Yaşamın Anlamı
  • Gezi Direnişi
  • 21. Yüzyılda Türkiye
  • Atatürk

  • 28 Şubat ve Demokrasi
  • Herkesten Bir Şey Öğrendim
  • Türk Toplumbilimcileri
  • 12 Eylül Kültürü
  • Atatürk Üzerine
  • Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği
  • Yozlaşan Medya ve Yozlaşan Türkçe

  • Küresel Terör ve Türkiye
  • Yamyamlara Oy Yok!
  • Trajikomik
  • Demokrasi ve Vampirler
  • Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk
  • Yazarlar, Eleştiriler, Anılar
  • Diren!

  • İzmir’de Kentsel Aile
  • Türkiye Üzerine Araştırmalar
  • İmparatorluktan Günümüze Türkiye'nin Toplumsal Yapısı Cilt 1 - 2
  • Kültür Üzerine
  • Demokrasi ve Kültür
  • Atatürk Ve Devrim Kuramları
  • Demokrasi ve Lâiklik

  • İstanbul
  • Cavit Orhan Tütengil
  • Kültür ve İletişim
  • 12 Eylül ve Sonrası
  • Demokrasi İşçinin Ekmeğidir
  • Üniversite Üzerine

Emre Kongar Alıntıları - Sözleri

  • Unutmayın, sıradışı olmanın sırrı, insanları rahatsız eden çarpıcı kişilik özelliklerinde değil, günlük yaşamın küçük ayrıntılarında saklıdır. (Kızlarıma Mektuplar)
  • Çünkü ancak bireyin hak ve özgürlükleri güvence altında ise, iktidara ters düşen düşünceler savunulabilir. (Demokrasi ve Kültür)
  • Pek doğal olarak bütün toplumlarda paylaşma iktidarlarla doğrudan ilgilidir, çünkü kim iktidarda ise, üretimden kimin, ne pay alacağına da o karar verir. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Bana kalsa hayatında hiç aşık olmamış insanlara kesinlikle politikayı yasaklarım: Çünkü aşkın ateşiyle yanmamış bir insana ülke yönetimini emanet edemem. Çünkü tek bir insanı tutkuyla sevmeyi bilmeyen, bu duyguyu yaşamayan birinin, ülkesini, ülkesindeki insanları gerçekten sevebileceğine inanmam. (İstanbul)
  • Saltanat hanedanı hala milletten gaspedilmiş malları muhafaza için avukatlar tutarak mahkemelerde uğraşırken Atatürk'ün bu teberru ne kadar manalıdır. (Atatürk)
  • İçte sömürü, dışta kan ve savaş, ve bütün bunların gerekçesi olarak kullanılan tek tanrılı dinler ve onların mezhepleri, Birinci Küreselleşme'nin dünyaya armağanlarıydı. (Diren!)

  • Türkiye’nin eski deyimle “İstiklal Harbi” yeni söyleyişle “Bağımsızlık Savaşı” gerçek bir destandır. (Tarihimizle Yüzleşmek)
  • Sovyetler ve Yugoslavya deneyimleri, bize; * Bireysel özgürlüklerin güvencede olmadığı sistemlerde, farklı kültürel kimliklerin korunmasının ve geliştirilmesinin, ister üniter ister federal devlet yapıları çerçevesinde olsun, olanaklı olmadığını göstermiştir. (Diren!)
  • "Ben yazılarımı , bütün yaşamımla bile bu dünyada hiçbir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca , ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum." (Herkesten Bir Şey Öğrendim)
  • İlkel insan dünyaya ben ve düşmanlarım olarak bakar. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Büyük medyadan öğrendiğimize göre anlışanlı klüplerimiz kendi futbol sahalarına ve kalelerine büyü yaptırıyorlar­mış. Böylece karşı takımın "kısmeti bağlanıyor'', kendi şansla­rı ise açılıyormuş. Bu büyüleri yapanlar da Afrika büyüsü gibi evrensel yön­temler kullanıyorlarmış. İşte size müthiş bir mizah: Anadolumuz'un, etkisi ispatlanmış muska ve büyüleri du­rurken, büyük klüplerimizin Afrika kökenli büyüler kullan­ması kadar gülünç ve mizahi bir olay olabilir mi? Doğrusu ben haberleri okuyunca çok güldüm ve "Ne ka­dar komik bir durum," diye düşündüm: Sen, büyü tarihine geçecek her türlü dua ve muskayla tüm bir kültür ve gelenek oluştur, kısır kadınlardan kocalarını eve bağlamak isteyenlere, koca arayan genç kızlardan rakibinin zürriyetini engellemek isteyenlere kadar her derde deva ol, ondan sonra senin futbol takımların gitsinler Afrika büyüsü yaptırsınlar! Olacak iş değil. Gerçek hayatın gülünçlükleri, her türlü kurmaca mizahı ve hicivi aşıyor Türkiye' de! (Trajikomik)
  • "HER HALK LAYIK OLDUĞU İKTİDAR TARAFINDAN YÖNETİLİR." (Diren!)
  • Kitap düşmanlığı, kâğıt zamları, kısacası, okumaya karşı ekonomik, hukuksal ve siyasal engeller, hep toplumumuza, kendimize, kendi fikirlerimize yeterince güvenmememizden geliyor. (Yaşamın Anlamı)

  • Teknolojik değişikliklerin ve ilerlemenin insanlar arasın­da barışı, dostluğu, sevgiyi geliştireceğini düşünenler yanılı­yorlar. İnsan hep aynı insan olarak kalacak: Yine uyuşmazlık, yine şiddet ve yine huzursuzluk süre­cek. Genetik çalışmalarla insanların saldırganlık dürtüleri yok edilse bile, bunları yok edenler, yani yöneticiler bu duyguları sürdürecekleri için insanlığın yazgısı değişmeyecek. Bazı yazarlar, istedikleri kadar gelişen ve ilerleyen teknolo­jinin toplumsal sorunları çözeceğini öne sürsünler, teknolojik gelişme asla bunu getirmeyecek. Tam tersine, elindeki yok edici araçlarla çok gelişmiş insan­oğlu, daha etkin bir biçimde çevresini ve düşman belledikleri­ni tahrip etmeye yönelecek. Belki daha başka boyutlarda ve başka görüntüler altında, ama savaş devam edecek. Uzayda karşılaşacağımız öteki canlı türlerinin "Vay haline!" (Trajikomik)
  • "Kimleri "kafir" ilan edip kelle isteyeceğine ise o sırada iktidarda kimlerin olduğuna, kendi çıkarlarına hangi grubun en iyi hizmet edeceğine bakarak karar verirdi. Önce iktidardaki gruba karşı "düşmanlar" üretir, sonra bunları "kafir" ilan eder, en sonunda da kellelerini isteyerek, egemen grubun ne denli sadık bir hizmetkarı olduğunu kanıtlardı." (Hocaefendi'nin Sandukası)
  • 12 Eylül darbesini yapan askerler üniversiteyi bütünüyle susturmak için, yeni bir yasa çıkarmışlardı. Bu yasaya YÖK deniyordu. (Yaşamın Anlamı)
  • Atatürkçülüğün en kolay tanımı Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşam döneminde yapılabilirdi: Mustafa Kemal Paşa’nın ya da Gazi’nin yanındaysanız, Atatürkçü idiniz. Onun yaptıklarının karşısında iseniz de Atatürkçü değildiniz. (Atatürk Üzerine)
  • İktidara gelen Demokrat Parti, hükümet programında da işçilere grev hakkını tanıyacağını belirtiyordu. Fakat, Demokrat Parti, sendikalara grev hakkı vermek bir yana, siyaseti yasaklayan ünlü beşinci maddeyi son derece dar yorumlamaya başladı ve sendikaların nefes alması bile zorlaştı. (Demokrasi İşçinin Ekmeğidir)
  • Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti'ni hem laik diye nitelemekte, hem de din derslerini ilk ve ortaöğretimde zorunlu kılmaktadır. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Bakın nasihatnamede Keykavus ne diyor: teklik yalnız Allah’ta vardır. Allah’tan başkası çifttir. Yani her şey ikişerdir. Ve bu iki birbirine düşmandır. Nitekim cisim ve can; ölmek ve dirilmek; ve suret ve sıfat; ve akıl ve nefis; ve asıl ve feri; ve zaman ve mekan; ve sezgi ve işaret; ve kuşku ve kesinlik hep ikilik alametidir. (Hocaefendi'nin Sandukası)