Kuşku Çağı - John Kenneth Galbraith Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kuşku Çağı kimin eseri? Kuşku Çağı kitabının yazarı kimdir? Kuşku Çağı konusu ve anafikri nedir? Kuşku Çağı kitabı ne anlatıyor? Kuşku Çağı PDF indirme linki var mı? Kuşku Çağı kitabının yazarı John Kenneth Galbraith kimdir? İşte Kuşku Çağı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: John Kenneth Galbraith
Çevirmen: Reşit Aşçıoğlu
Çevirmen: Nilgün Himmetoğlu
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789754051322
Sayfa Sayısı: 333
Kuşku Çağı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Günümüzde ekonomik ve toplumsal düşünce akımlarının kaynağını bilmeden sağlıklı bir değerlendirme yapamayız. Galbraith bu kitabında, yüzyıllar boyu, ekonomik bunalımlar, devrimler, kıyımlar ve kırımlar yaşamış dünyamızın sosyoekonomik tarihini sergiliyor.
Bir önceki yüzyılda kapitalistler başarılarından, sosyalistler zaferlerinden emindiler. Oysa artık yaşadığımız KUŞKU ÇAĞI`dır. Toplumları, rejimleri etkileyen, hatta ona yön veren düşünce akımlarının, sistemlerinin yarattığı karmaşa içinde insan yaşamının biçimlenişi...
EKONOMİK GELİŞMELER TARİHİ, aynı zamanda dünya televizyonlarında dizi olarak yayınlandı; türünün benzersiz bir yapıtı olduğu gerçeğinde bilim adamları kadar izleyiciler ve okurlar da oybirliği yaptılar.
Kapitalist ve sosyalist ekonomik sistemlerin gittikçe birbirine yaklaştığı tezini savunan Galbraith`i, Prof. Dr. Gülten Kazgan`ın önsözüyle Türk okurlarına sunuyoruz.
Kuşku Çağı Alıntıları - Sözleri
- Birçoklarının söylediği gibi, Tanrı yoksulları sever ve bunun içindir ki, bu denli çok sayıda yoksul yaratmıştır.
- Sınıfsız bir toplumun ilk belirtisi, hizmetkarlar sınıfının ortadan kalkışıdır.
- Gösteriş tüketiminden sonra zenginlere en çok zevk veren bir başka şey de, kendileri hakkında yazılanları okumak ve bunları başkalarının da okuduğunu bilmekti.
- Politikacılarla kamu görevlilerinin görkemli binalarda iş görmeleri gelenekleşmiştir. Çalışmalarını yürüttükleri başkentin planlı bir biçimde yapılmış olmasını ve binalarının da tıpkı hükümdar sarayları için söz konusu olduğu gibi, ölçüsüz bir güzelliğe sahip bulunmasını istemektedirler. Gözler önüne serilen yapı zevki, bu bina için vergi mükellefinin cebinden alınan parayla orantılı olmalıdır.
- Her ekonomik bunalımın ardından, politikacılar halka güven duygusu vermeye, işlerin aslında göründüğü kadar kötü olmadığını telkin etmeye çalışıyorlardı. Malî konularda akıl verenler halka sabır vermekten başka duadan da yararlanıyorlardı.
- 1939 yılında Avrupa 'da savaş patlak verdiğinde 9,5 milyon Amerikalı işsizdi. Bu sayı, toplam iş gücünün %17 'sini oluşturmaktaydı. Ertesi yılda işsizlik oranı %14,6 oldu. Savaş, Keynes 'çi tedavi yöntemin alelacele uygulanmasına yol açtı. Giderler bir misli, iki misli arttırıldı. Bütçe açığı da aynı oranda büyüdü. 1942 yılı sonra ermeden işsizlik oranı çok düşmüş, asgari düzeye inmişti. Birçok iş kolunda işçi bulmak bile zorlaşmıştı. Bu olaya başka bir açıdan da bakılabilir. Hitler, Almanya 'da işsizliğe son verdikten sonra, düşmanlarındaki işsizliğin son bulmasına da yardım etmiştir. Hitler, Keynes 'çi fikirleri gerçekten yayan kişi sayılabilir.
- Politikacılarla kamu görevlilerinin görkemli binalarda iş görmeleri gelenekleşmiştir. Çalışmalarını yürüttükleri başkentin planlı bir biçimde yapılmış olmasını ve binalarının da tıpkı hükümdar sarayları için söz konusu olduğu gibi, ölçüsüz bir güzelliğe sahip bulunmasını istemektedirler. Gözler önüne serilen yapı zevki, bu bina için vergi mükellefinin cebinden alınan parayla orantılı olmalıdır.
- Eğer cahil olmak bilgili olmak kadar güvenceli olsaydı, hiç kimse bilgili olmaya çalışmazdı.
- Siyasi dehanın her zaman sert, pervasız, dediğim dedik düşüncesini taşıyan kişilerde bulunduğu sanılmaktadır. Acaba neden böyle düşünülüyor merak ediyorum.
- Aydınlar genellikle beyin güçlerinin kıskanılmasından ötürü hoşa gitmedikleri inancını beslemişlerdir. Oysa hoşa gitmemelerinin asıl nedeni çoğu zaman karışıklık çıkarmalarıdır.
Kuşku Çağı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Galbraith her ne kadar ideolojik olarak barışık olduğum biri değilse de sevdiğim Amerikan entelektüellerinden biri. Büyükelçi, iktisatçı ve tartışılır seviyede siyasetçi oluşu yüzünden uluslarası ilişkiler ve politika üzerine yazdığı her şeyi okumaktan hoşlanıyorum. Kuşku Çağı, iktisatçılara hitap etmeyen Galbraith severler için yazılmış eğlenceli bir kitap. Polanyi 'nin Büyük Dönüşüm 'ü ile karşılaştırılırsa da sıkıcılığı çok düşük. (muffin man)
Kuşku Çağı PDF indirme linki var mı?
John Kenneth Galbraith - Kuşku Çağı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kuşku Çağı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı John Kenneth Galbraith Kimdir?
Harvard Üniversitesi'nde iktisat profesörü olan Galbraith, 1961-1963 yılları arasında Hindistan'da Amerikan Büyükelçisi olarak görev aldı.
Keynezyan ve kurumsalcı görüşe sahip olan Galbraith, 20. yüzyıl Amerikan Liberalizmi'nin önemli savunucularındandır. Ekonomi konularındaki kitapları 1950'lerden 1970'lere kadar en çok satanlar listesinde yer almıştır ve kendisi bu bakımdan ekonomi alanında toplum entellektüeli görevini üstlenmiştir.
John Kenneth Galbraith Kitapları - Eserleri
- Büyük Kriz 1929
- Kuşku Çağı
- Para
- İktisat Tarihi
- Ekonomi Üzerine Hemen Herşey
- Ekonomik Yaşamın Güncel Sorunları
- İktidarın Anatomisi
- İyi Toplum-İnsani Gündem
- The Affluent Society
John Kenneth Galbraith Alıntıları - Sözleri
- Roma İmparatorluğu’nun bölünmesinden ve Konstantinopolis’de Yunan etkisinin yeniden egemen olmasından sonra, yüzyıllar boyunca Bizans sikkesi sağlam paranın dünya çapında simgesi oldu, içerdiği altın her yerde altın kadar kabul gördü. ~ Sayfa 17 - 18 ~ (Para)
- Modern sanayi toplumlarında şartlandırıcı iktidarın en açık şekillerinden biri reklamlarda kendini gösterir. İnsanlar, plastik baştan çıkarma ve tekrar yoluyla fılan marka biranın çok özel neşesine, fılan marka sigaranın sağlığa zarar vermediğine, gömlek yakalarının beyazlığıyla birleşen sayınlığına, filan politikacının görülmemiş ahlâkî yüceliğine, fılan politik girişimin budalalığına ya da derin felsefesine inanmaya ikna edilirler. Bütün bu durumlarda sonuç değişmez: Müşteri, satıcının niyetleriyle örtüşen bir kanaat edinmeye sürüklenir; bira, sigara, deterjan ya da siyasî davalar satıcısının iradesi önünde eğilir. Bu iktidar pratiği, her zaman böyle algılanmasa bile, niteliği hiç değişmez. Böylece sağlanan kanaat ve inancın yüzeyselliği ve onun doğurduğu itaatin kısa ömürlü oluşu da. Modern çağda, inançların reklam yoluyla manipülasyonu kadar ihtiras ve pahalı enerjiye malolan pek az iktidar tezahürü biliyoruz. (İktidarın Anatomisi)
- Belli bir zamandan sonra, refah kendini yok eder ve bunalım onun yerine geçer. (Büyük Kriz 1929)
- İşte bankacılığın sorunu buydu: Borç vermeyi nasıl sınırlamalı ve nasıl önlemler almalı ki, mevduat sahipleriyle banknot sahipleri bankada (işin yapısı gereği) var olmayan paraları almaya geldiklerinde felaket olmasın? (Para)
- Paranın tarihinde büyüleyici çok şey vardır. İnsan davranışını ve budalalığını gözler önüne serer. Para aşkının tüm kötülüklerin kaynağı olduğu tartışılabilir. Adam Smith 1776’da, insanın o zamanlar ilgilenmesi gereken savaş, politika, din, şiddet dolu eğlenceler, cezasız kalmış sadizm gibi tüm uğraşılar içinde para kazanmanın toplumsal açıdan en zararlı olduğunu söylemişti. Ne var ki, para elde etme çabasının ya da bununla ilgili her hangi zorlu bir çabanın, yalnızca garip değil, ters, hatta sapıkça davranışları kışkırtabildiğine kuşku yoktur. (Para)
- "Ekonomik durum temel olarak güvenilir durumda"ya da sadece "Temeller sağlam." Bu sözleri duyan biri, birşeylerin yolunda gitmediğini bilmeli. (Büyük Kriz 1929)
- Aydınlar genellikle beyin güçlerinin kıskanılmasından ötürü hoşa gitmedikleri inancını beslemişlerdir. Oysa hoşa gitmemelerinin asıl nedeni çoğu zaman karışıklık çıkarmalarıdır. (Kuşku Çağı)
- Bu dünyada, inanması için ikna edilmesi gereken insanlar değil, inanmak için bir bahane arayan insanlar yaşıyordu. (Büyük Kriz 1929)
- İnsanların evde oturdukça para biriktirdiği gözlemlenmiştir. (Para)
- Siyasetin en eski muammalarından biri de düzenleyicileri kimin düzenleyeceğidir. (Büyük Kriz 1929)
- İspanya’daki Kutsal Engizisyon akıllarda kitle zalimliğin doruktaki örneği olarak kalmıştır, en azından Hitler’e kadar. Bu hiç kimsenin övmek isteyeceği bir şey değildir. Ne var ki, üç yüz yıl boyunca Engizisyon’un kurbanı olan Yahudiler, Marron’lar ve diğerlerinin sayısı (olsa olsa birkaç bin), Ren’in batısında Alman kentlerinde bir yılda toplam olarak öldürülenlerin sayısından azdır. (Para)
- “Hükumetlerde tıpkı aileler gibi, belki bir yıl kazancından biraz daha fazla harcayabilir. Ama bunu sürdürmenin o yuvayı yoksullaştıracağını siz de, bende biliyoruz.” (Para)
- Yanılsamalarınızdan ayrılmayın. Onlar çekip gittiğinde siz hâlâ maddi olarak var olabilirsiniz ama yaşamaktan vazgeçmiş olursunuz. (Büyük Kriz 1929)
- 1939 yılında Avrupa 'da savaş patlak verdiğinde 9,5 milyon Amerikalı işsizdi. Bu sayı, toplam iş gücünün %17 'sini oluşturmaktaydı. Ertesi yılda işsizlik oranı %14,6 oldu. Savaş, Keynes 'çi tedavi yöntemin alelacele uygulanmasına yol açtı. Giderler bir misli, iki misli arttırıldı. Bütçe açığı da aynı oranda büyüdü. 1942 yılı sonra ermeden işsizlik oranı çok düşmüş, asgari düzeye inmişti. Birçok iş kolunda işçi bulmak bile zorlaşmıştı. Bu olaya başka bir açıdan da bakılabilir. Hitler, Almanya 'da işsizliğe son verdikten sonra, düşmanlarındaki işsizliğin son bulmasına da yardım etmiştir. Hitler, Keynes 'çi fikirleri gerçekten yayan kişi sayılabilir. (Kuşku Çağı)
- Gösteriş tüketiminden sonra zenginlere en çok zevk veren bir başka şey de, kendileri hakkında yazılanları okumak ve bunları başkalarının da okuduğunu bilmekti. (Kuşku Çağı)
- . Ekonomide matematiksel alıştırmalara uzun süre bağlı kalmak zarar verici olabilir. Yargı ve sezginin körelmesine yol açar. ... (Ekonomi Üzerine Hemen Herşey)
- Yüksek fiyatlar ve düşük ücretler büyük kârlar demektir. (Para)
- Siyasi dehanın her zaman sert, pervasız, dediğim dedik düşüncesini taşıyan kişilerde bulunduğu sanılmaktadır. Acaba neden böyle düşünülüyor merak ediyorum. (Kuşku Çağı)
- 1929 büyük bunalımının ayırt edici özelliği ise en kötünün giderek kötüleşmeye devam etmesiydi. Bir gün her şeyin sonu gibi görünen bir şeyin, ertesi gün aslında henüz bir başlangıç olduğu görülüyordu. (Büyük Kriz 1929)
- İnsanlar arasında bilgiden ya da bilgi eksikliğinden bile değil ama bilmediği şeyi bildiğini sanmaktan kaynaklanan bir ilişki biçimi vardır. Bu, piyasa üzerine araştırmaların çoğu için de doğruydu. Scranton şehrindeki bir öğle yemeğinde bilgili bir doktor, Western Utility Investors'da yaşanması muhtemel bir hisse bölünmesi ve bunun fiyatlara olan etkisinden bahsediyordu. Ne doktor ne de dinleyicilerinin Western Utility Investors'ın hisselerinde neden bölünme olacağını, bunun neden fiyatları yükselteceğini ve hatta Western Utility Investros'un neden önem taşıdığını biliyordu. (Büyük Kriz 1929)