Lanetli Otel - Wilkie Collins Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Lanetli Otel kimin eseri? Lanetli Otel kitabının yazarı kimdir? Lanetli Otel konusu ve anafikri nedir? Lanetli Otel kitabı ne anlatıyor? Lanetli Otel PDF indirme linki var mı? Lanetli Otel kitabının yazarı Wilkie Collins kimdir? İşte Lanetli Otel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Wilkie Collins
Çevirmen: Serim As Özdemir
Orijinal Adı: The Haunted Hotel
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786257442572
Sayfa Sayısı: 216
Lanetli Otel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Lanetli Otel, dramatik bir dehşet gösterisi.” –Peter Ackroyd
Lord Montbarry’nin İtalya’da gizemli ve ürkütücü eşi Kontes Narona’yla balayındayken ani ölümünden bir süre sonra lordun ailesi tatil için Venedik’e gider. Orada kalacakları otel ise lordun balayında hayatını kaybettiği ve uşağının ortadan kaybolduğu eski konaktır.
Otelde kalmaya başladıklarında birçoğu paranormal olaylar yaşamaya başlar. Tuhaf bir koku, uyutmayan kâbuslar ve hatta tavanda süzülen bir kafa... Lordun huzursuz ruhunun musallat olduğundan şüphelenen yakınları onun ölümünün ardındaki sır perdesini aralamak istediklerinde korkunç bir vakayla karşılaşacaklardır.
Geceyi sakın 14 numaralı odada geçirme...
Lanetli Otel Alıntıları - Sözleri
- Yasaklı duyguların cazibesi, geceleri odasında yalnız kalan bir kadının sabahlığında gizlenirdi...
- Neyim ben? İntikam meleğini görmüş bir şeytan mı? Yoksa akli dengesizlikten kaynaklanan sanrıların oyununa gelmiş zavallı bir deli kadın mı?
- Keşke hiç büyümeseydik, ne kadar mutlu olurduk!
- İnsanın ruh haline bağlı olarak vicdanı, kimi zaman ona ceza kesebilecek en sert yargıç olur. Kimi zamansa rahatlıkla suç ortakları sıfatıyla hareket edebilen bu ikilinin arasından su sızmaz.
- "Güve, mumun alevine doğru uçarsa alev onu yakmaz mı? Hiç dehşetin büyüsü diye bir şey duymadınız mı? Ben de bir güve gibi dehşetin büyüsüne kapılıp size doğru uçuyorum."
- Güve mumun alevine doğru uçarsa, sizce alev onu yakmaz mı ?
- Tüm ahlaki niteliklerin içinde en kolay çürümeye uğrayanı “vicdanlılık” denilen niteliktir.
- Bazı insanlar yaptıklarının cezasını henüz bu dünyadayken çekerler.
- "Delirmek üzere miyim bilmek istiyorum, lütfen."
- Tüm ahlaki niteliklerin içinde en kolay çürümeye uğrayanı "Vicdanlılık" denilen niteliktir. İnsan ruh haline bağlı olarak vicdanı, kimi zaman ona ceza kesebilecek en sert yargıç olur. Kimi zamansa rahatlıkla suç ortaklarıyla hareket edebilen bu ikilinin arasından su sızmaz.
Lanetli Otel İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Arka kapak yazısını okuduğunuzda heyecan dolu olayların içine gireceğinizi, lanetli otelin koridorlarında dolaşacağınızı sanıyorsunuz fakat kitabın ilk yarısı maalesef otelden uzakta geçiyor. Öyle ki otel o yarıda aslında otel bile değil. Şahsen Richard Matheson'ın Cehennem Evi tarzında bir roman okuyacağımı sanmıştım. Eksileri: (naçizane) çok fazla karakter; sığ olaylar ve gereksiz uzayan bir gizem. Artıları: Yazarın anlatımı. (Naçizane Yorum)
Victoria döneminin oldukça üretken fakat Türkçeye birkaç eseri dışında çevrilmeyen Collins, haliyle Türk okurunun pek aşina olduğu bir yazar değil. Ancak en ünlü eserleri olarak gösterilen Aytaşı ve Beyazlı Kadın romanları dilimize kazandırılmış durumda. Bu eserlerin oldukça hacimli olması dolayısıyla Collins'le Lanetli Otel ile tanışmaya karar verdim. 1860 yılında başlayan roman, İngiltere, İrlanda ve Venedik gibi farklı mekanlarda geçen bir metin. İtalyan bir Kontes ile evlenen bir İngiliz lordunun şüpheli ölümü ile başlayan olaylar zincirini okuyoruz kitap boyunca. Akıcı kurgusu ile sade dili oldukça sürükleyici bir şekilde okuru içine çekmeye başarıyor. Korku ögelerinin yarısından sonra devreye girdiğini belirtmekte yarar var. Para, makam, ihanet vb. temalarla klasik bir çizgide ilerleyen, okurken yer yer Agatha Christie polisiyesi okuyormuş hissi veren, sonuyla şaşırtsa da pek tatmin etmeyen bir eser olmuş Lanetli Otel. Çevirinin çok iyi olduğunu düşünmesem de okunmayacak bir Türkçe kullanılmamış. Kurguda en zayıf bulduğum nokta ise: Kontes'in karakter derinliğinin zayıf oluşu ve ara ara kurduğu garip cümlelerin altının dolmayacak şekilde bırakılması. Kitabın türünün ise ne tam bir korku ne de bir polisiye olduğunu düşünüyorum. O arafta kalmışlık kendini hissettiriyor zaten roman boyunca. Ancak okurken hiç sıkılmadığımı ve son sayfasına kadar meraktan elimden bırakamadığımı bu kötü diyebileceğimiz çeviriye rağmen söylemeliyim. Yazara başlangıç kitabı olarak tercih edilebilir olduğunu düşünüyorum. (Ömer Faruk Aydın)
Kitabı gördüğüm ve arka kapak yazısını okuduğum anda, onu internetten alıp evime gelmesini bile bekleyemeyeceğimi düşünüp internet fiyatlatına göre iki katı bir fiyata aldım. Gotik bir hikaye okuyacağımı, lanetli otelin koridorlarında gizem dolu ve korkunç olaylar yaşanacağını... Ancak ne yazık ki bir sürü karakter var ve olayla ilgileri dahi yok 120. Sayfaya dek otele dahi gidilmiyor. Ki kitap 200 sayfa zaten sonrasında biraz anormal olaylar oluyor gibi 10-20 sayfa kadar ve sonunu atlayarak okudum gizem falan da yok havada kalmış bir olay örgüsü ve boş boş boş okunacak çok daha iyi kitaplar var (kitap ayracı)
Lanetli Otel PDF indirme linki var mı?
Wilkie Collins - Lanetli Otel kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lanetli Otel PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Wilkie Collins Kimdir?
65 yıllık yaşamı boyunca 30 roman, 60 kısa öykü, 14 sahne oyunu ve 100'den fazla makale kaleme aldı. Yaşadığı dönemde ve ölümünden sonraki yıllarda, edebi çevreler tarafından pek ciddiye alınmadığı için, biyografisi yazılacak kadar ünlü biri olmadı. Bu nedenle hayatı hakkında geniş bir bilgi yoktur. Tıpkı romanları gibi hayatı da kalın bir sır tabakasıyla kaplıdır.
Yazdığı ilk iki roman çok ünlüdür ve bugün hak ettiği değere ulaşmışlardır. Birer baş yapıt kabul edilen bu eserler, Beyazlı Kadın ve Aytaşı'dır. Diğer romanları, bunlarla aynı seviyede olmaktan uzaktırlar.
Beyazlı Kadın, İngiltere'de yazılan ilk Gotik Roman olma özelliğine sahiptir. Her iki roman da gizem türünün birer şaheseri ve ilk örnekleridir. Aytaşı aynı zamanda ilk polisiye roman kabul edilmektedir. Beyazlı Kadın ve Aytaşı, bugün hala ilgiyle okunan ve geniş bir okur kitlesi tarafından beğenilen kitaplardır.
Collins'in yaşamı hakkında az da olsa bilgi, Charles Dickens vasıtasıyla temin edilebilmiştir.
Her iki yazar 1851 yılında tanışmışlar ve dost olmuşlardır. Olgunluk dönemindeki Collins, henüz genç bir yazar olan Dickens'ı derinden etkilemiştir. Arkadaşlıkları Charles Dickens'ın 1870'deki ölümüne dek sürmüştür. O yıl, hayranı olduğu Collins'e özenen Dickens, bir gizem romanı yazmaya girişir ama ömrü yetmediği için tamamlayamaz. Bu olay, İngiliz edebiyatçıları arasında, Dickens'ı Collins öldürdü şeklinde hüzünlü esprilere neden olur.
Dickens, ölümünden bir süre önce, elindeki bütün mektupları yaktığı için, Wilkie Collins'in yazdıkları da kül olur gider. Böylece, Collins'in yaşamı hakkında bilgi verecek kaynakların büyük çoğunluğu ortadan kalkar.
Gençlik yıllarından beri baş ağrılarına karşı afyon ve çeşitli ağrı kesiciler kullanan Collins bir süre sonra bağımlı hale gelir. Bu yüzden yaşamının sonlarına doğru ciddi ruhsal sorunlar yaşar.
Wilkie Collins Kitapları - Eserleri
- Beyazlı Kadın
- Aytaşı
- Lanetli Otel
- Hukuk ve Kadın
- Lanet
- Queen of Hearts
- The Dream Woman
- The Frozen Deep
- Quien Mato a Zebedee?
Wilkie Collins Alıntıları - Sözleri
- “Kız tımarhaneye kapatılacak kadar deli, ama serbest kaldığı takdirde beni mahvedebilecek kadar da akıllı, anlıyor musun?” (Beyazlı Kadın)
- “…ikimiz de apayrı yollarımızda, gizemli gelecekte tekrar karşılaşacağımız o noktaya doğru mu ilerliyorduk?” (Beyazlı Kadın)
- " (...) Artık neticesi belli olan bu uzun ve esrarengiz hikâyenin ilk kısmını size anlatan ihtiyar Gabriel Betteredge, yine karşınızda! Ama endişeye kapılmamanızı rica edeceğim. Zirâ size yine Hint elmasından bahsedecek değilim. " (Aytaşı)
- "Ben, sadece dostu ve arkadaşı olmayan bir kadınım. Sevip değer verdiği şeyleri kaybetmiş, yeniden bulmaya çalışan bir kadın." (Hukuk ve Kadın)
- Benden nefret ettiğin için seni çok seviyorum. (Hukuk ve Kadın)
- Bir kadına aşkı verin, her şeyi feda eder; acı çekmek de dahil her şeye dayanabilir. (Hukuk ve Kadın)
- Ancak hukuk hâlâ, bazı kaçınılmaz durumlarda, kabarık cüzdanların peşinen uşağı olmakta... (Beyazlı Kadın)
- Tüm ahlaki niteliklerin içinde en kolay çürümeye uğrayanı “vicdanlılık” denilen niteliktir. (Lanetli Otel)
- "Delirmek üzere miyim bilmek istiyorum, lütfen." (Lanetli Otel)
- Keşke hiç büyümeseydik, ne kadar mutlu olurduk! (Lanetli Otel)
- Görünüşe aldanmamak, dedim, içinde bulunduğum koşullarda yapabileceğim en akıllıca şey, her şeyden kuşkulanmak: Bu kırık bir vazo bile olsa. " (Hukuk ve Kadın)
- Ama bir zamanlar bizi bağlayan şey tamamen kırılmış olabilir mi? Ben sanki onu hiç sevmemiş ve hiç tanımamış gibi onun hayatının iyilik ve kötülük yönlerinden de tamamen ayırabilir miyim? (Lanet)
- Güve mumun alevine doğru uçarsa, sizce alev onu yakmaz mı ? (Lanetli Otel)
- İnsan yaşamı sanki bir tür hedef tahtası şansızlık oklarını fırlatıp duruyor ve hepsi de hedefi vuruyor. (Aytaşı)
- Heyecana kapılmış beyinler için en güzel uyuşturucu müziktir. (Hukuk ve Kadın)
- " Benim hurafelere inanan biri olduğumu sanmayın sakın! Hayatım boyunca çok kitap okumuş biriyim ben. Sizin anlayacağınız, bunları okuya okuya aşağı yukarı bir âlim olmuş gibiyim! Yetmiş yaşında olmama rağmen, hafızam hâlâ mükemmel. Yalnız hafızam mı? Sağlık bakımından da sağlamım. Demek oluyor ki, beni cahillik ve ahmaklıkla suçlayamayacaksınız... Yanılmıyorum, değil mi? " (Aytaşı)
- “Kelimeler bizi yaralayacakları zaman devleşir, bize hizmet edecekleri zamansa cüceleşirler.” (Beyazlı Kadın)
- " (...) Aralık bir kapıya doğru yöneldiğim sırada, saray muhafızlarının üniformasını giymiş iki Hintli’nin cesetlerini gördüm. Keskin bir feryat, başımı silâh müzesinin bulunduğu yere doğru çevirtti. Ağır yaralı olduğu anlaşılan üçüncü Hintli, sırtı bana dönük bir adamın ayakları dibinde inliyordu. İçeri girdiğimi anlayan adam, başını çevirdi. John Herncastle’ ı hemen tanıdım. Bir elinde bir meşale, diğerinde de kanlı bir hançer vardı. Hançerin kabzasındaki bir taş, meşale ışığı altında tıpkı bir demet çiçek gibi parlıyordu. Can çekişmekte olmasına rağmen, dizleri üzerinde doğrulmaya çalışan Hintli, ana diliyle, «AY TAŞI intikamını senden ve senin âilenden almasını bilecektir!» dedi. Sonra da düşüp öldü. " (Aytaşı)
- Karşılaştığımız olaylar kişinin hangi metalden yapıldığını ortaya çıkarır. (Aytaşı)
- İnsanın ruh haline bağlı olarak vicdanı, kimi zaman ona ceza kesebilecek en sert yargıç olur. Kimi zamansa rahatlıkla suç ortakları sıfatıyla hareket edebilen bu ikilinin arasından su sızmaz. (Lanetli Otel)