Latife ve Fikriye - İsmet Bozdağ Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Latife ve Fikriye kimin eseri? Latife ve Fikriye kitabının yazarı kimdir? Latife ve Fikriye konusu ve anafikri nedir? Latife ve Fikriye kitabı ne anlatıyor? Latife ve Fikriye PDF indirme linki var mı? Latife ve Fikriye kitabının yazarı İsmet Bozdağ kimdir? İşte Latife ve Fikriye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İsmet Bozdağ
Yayın Evi: Truva Yayınları
İSBN: 9799756237310
Sayfa Sayısı: 230
Latife ve Fikriye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mustafa Kemal Paşa'nın en yakın arkadaşlarından biri ve başyaveri Salih Bozok'un hiçbir yerde yayınlanmamış anıları ve onun gözünden Atatürk'ün özel hayatından bilinmeyen kesitler... Atatürk'e tapan iki kadın... Fikriye ve Latife hanımların Atatürk'ün hayatındaki yerleri ve seyirleri... Biri, Kurtuluş Savaşı öncesinden beri onunla olan Fikriye Hanım, diğeri İzmir yangını sebebiyle Paşa'yla tanışan ve yeni bir yangına tutulan Latife Hanım...
(Tanıtım Bülteninden)
Latife ve Fikriye Alıntıları - Sözleri
- Bu millet, Mustafa Kemal Paşa'ya kıyamete kadar borçludur.
- “Memlekette yapacak çok işimiz var!.. Toplumumuz, bugünkü yapısı ile yüzde elli randıman veriyor; çünkü kadını üretimden çekmişiz, onu sadece çocuk doğuran, sökük diken, yemek pişiren yaratık hâline koymuşuz! "Elbette son derece yanlış!.. “Kadını, erkekle eşit haklara kavuşturmak ve üretimde kendisinden -tıpkı erkek gibi- yararlanmak gerekir. Bunu yapmadıkça batı milletlerinin hizasına gelmemiz söz konusu olamaz.
- “Biliyorum bu hastalık beni götürecek! Biliyorum, yaşamayacağım. Ama sizin yanınızda olursam mutlu ölürüm.”
- "Sabahın ilk saatlerinde telgrafı çekmiş, yol hazırlıklarına başlamıştım ki, Paşa çağırdı: - İşler yine karıştı Salih, dedi. Az önce Fikriye geldi. Benim Bursa'ya gideceğimi öğrenmiş "Ben de sizinle Bursa'ya gelmek istiyorum... Halkın size olan sevgisini gözlerimle görmek iste-rim." dedi. Bursa'dan sonra Ankara'ya dönmeyecek, İstanbul'a geçecek, bazı işlerini gördükten sonra, oradan doğruca Paris'e gidecekmiş. Paris hikayesini dün akşam kafasına ben koydum. "Bu güzel şehirde birkaç gün geçir, oradan dinleneceğin prava- toryuma gidersin" dedim. - Ben, İzmir'e telgrafları çektim. Latife Hanım da Bursa'ya geliyor!.."
- "Düzenlenen geçit töreni görülecek şeydi.. Fikriye, Mustafa Kemal Paşa'nın hemen arkasından gelen bir otomobilde bu töreni, gözyaşlarıyla tıkanarak seyrediyordu!.. Akşama kadar insanlar kurtarıcı Paşa için oynadılar, davul dövdüler, şarkı söylediler!."
- “Mustafa Kemal Paşa, kırk yıl bir kazanda kaynasa Fikriye ile evlenemezdi. Çünkü onun için Fikriye ile evlenmek annesinden ve kardeşinden olmak demekti.”
- "İnsanların ruhlarında vatan ve Allah duygusu birbirine karışmıştı. En ödlek nefer bile gözünü gaziliğe dikmiş, ama şahadet şerbetini yiğitçe içmeye razı olmuştu!.. Ísmet Paşa'nın hakkı vardı, çok noksanı vardı ordunun ama inancı som altınla ölçülecek kadar kusursuz ve mükemmeldi!"
- "Aradan ne kadar zaman geçti, şimdi anımsamıyorum, belki bir hafta belki on beş gün; Fikriye bir sabah yeni baştan Çankaya'ya gelmiş.."Mustafa Kemal Paşa'yı göreceğim." diye tutturmuş... Yaver Rusuhi, Latife Hanım'dan tembihli olduğu için içeri almak istememiş..."
- "Bana "ölenle ölünmez" diyorlar. Ben ölenle ölmüyorum ki... Yaşayamadığım için ölüyorum! Siz, oksijensiz bir dünyada yaşayabilir misiniz?.. İşte Mustafa Kemal Paşa benim hayatım için oksijendi!."
- "Zaten halkın, "ince hastalık" dediği ciğer tüberkülozu çekiyordu...Bu olayların getirdiği keder ve endişe, hastalığı daha da kamçıladı. Münih'te bir sanatoryuma tedavi için gönderildi..."
Latife ve Fikriye İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri ,politik ve devrimci yanlarını birçok kaynaktan okudum.Bu kitapta ise bunların yanı sıra ,onun insan ve erkek tarafı , kadına ve evliliğe bakışı , birinci ağızdan ,yakın arkadaşı ve yaveri Salih Bozok tarafından anlatılmiş.Atatürk bir erkek olarakta 'her alanda olduğu' gibi zekası,inceliği,zarafeti ve asaletiyle karizmasını göstermiş .....Aslinda,Fikriye'yi sevmiş ancak Latife ile mantık evliliği yapmış ve tüm topluma mal olmuş insanlar gibi özel hayatınıda herkesin gözü önünde yaşamış ve bu evlilik 2.5 yılı aşkın bir süre sonra bitmiş.Ve hepimizin bildiği gibi Fikriye 'nin de sonu intihar olmuştur.Bu iki aşk onun tek başarısızlığı olarak tarihe geçmiştir. Bana bir kadın olarak tercih sunsalardı ? Latife mi olurdun yoksa Fikriye mi diye? Düşünmeden Fikriye derdim. Çünkü bende böyle adam tarafından sevilsem Tereddütsüz onun için ölürdüm... (Nurdan)
Ben, Mustafa Kemal Paşa'nın sadece arkadaşı, dostu değil, hayranı idim. Başka yapıda insan olduğu ilk bakışta belli oluyordu. Bakışları başkaydı, düşünceleri başkaydı, insan münasebetleri başkaydı ve velhasıl o kadar başkaydı ki, tanıyanlar ya ateş böceği gibi ışığına pervane kesiliyorlar ya da çekip gidiyorlardı. Ben, pervane kesilenlerdendim. / Salih Bozok Bu millet, Mustafa Kemal Paşa'ya kıyamete kadar borçludur! (İnceleme) "Mustafa Kemal Paşa'nın yaveri, dostu, sırdaşı Salih Bozok notları ve anlatımı ile" • Atatürk'ün askeri, politik, siyasi, devrimci yanları hakkında çok eser , makale okuyup bilgi edinmeye çalıştım. Öyle ki, kurduğu stratejilere dahi dikkat ettim büyük önderin. Şimdi ise yaveri ve çok kiymetli Bozok beyin anlatımı ile bu eseri bitirdim. • Başlıktan anlaşıldığı gibi bu sefer sevda tarafından Mustafa Kemal'i görüyoruz. Bir yanda akrabası, mütevazı, arkasını toplayan, gözü kapalı vurgun Fikriye Hanım, bir yanda İzmir döneminde konağına konuk olunan, topluma örnek olması adına ilk düşünerek evlenilen, kadın haklarına kendini adamış, varlıklı ailenin kızı Latife Hanım... Ve anlaşılacağı gibi ortaya çıkan huzursuzluklar, buhranlar. Zaman ile gelen çekişmeler, Latife Hanım'ın huysuzlukları, Zübeyde Hanım'ın vefatı, Fikriye Hanım'ın kendisini kabul ettiremeyip Çankaya'ya alınmayışı ve intiharı. • Uçuruma sürüklenen ve biten evliliğin en göz önünde olan sebebi Latife Hanım'ın sıradan bir adamla değil, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Paşa ile evli olması ve ağırlığı kaldıramamış olmasıdır. İstediği ilgiler, gereksiz kıskançlıklar, verdiği emrivâki buyruklar işleri daha da zorlaştırır. Ki bunu Zübeyde Hanım'ın şu izahı ile kesinleştiriyoruz: - "O sever Mustafa Kemal Paşa'yı, O sever Gazi Paşa'yı. O sevmez efendim Mustafa Kemal Efendiyi. O ister Mustafa Kemal Paşa'nın karısı olsun, o ister kurulsun Çankaya'da, buyursun ona buna..." • Sonuç olarak her ikisi de gönüle girmiş iki kadındır. Atatürk'ün "Ordular yönetim, meclisler yönetim, savaşlar yaptım kazandım ama bir kadını yonetemiyorum" sözü ile de durumun ciddiyetini anlayabiliriz. (Türk)
Kitap lirik bir dille yazılmış, tek solukta okunan biyografik bir eser. Eseri okuyunca sinirlerinize mukayyet olmanız güçleşiyor. Ülkenin en buhranlı döneminde Paşa’nın özel hayatındaki kaosun zaferlerine ve deha yapısına gölge düşürmediğini görüyorsunuz. Latife Hanım’ın son mektubunu da okuyunca huylu huyundan vazgeçmiyormuş sözünü teyid edip bir oh çekiyorsunuz. Hülasa kitap diyor ki: Hiç kimseye ikinci şansı verme. (mm)
Latife ve Fikriye PDF indirme linki var mı?
İsmet Bozdağ - Latife ve Fikriye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Latife ve Fikriye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İsmet Bozdağ Kimdir?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Gazetecilik Enstitüsü mezunu. Çalışma hayatının ilk dönemlerinde memuriyet, gazetecilik ve oyun yazarlığı yaptı. Yazmış olduğu 23 oyun, 1940-1952 yılları arasında Ankara Radyosu’nda yayınlandı. Daha sonraki dönemlerde araştırmacılığa yöneldi, bilgi birikimlerini kitaplaştırarak önemli eserler meydana getirdi.
Eserleri
Gönderilmemiş Mektuplar, (1943, şiir),
Üç mum Yandı, (1972, şiir),
Başvekilim Menderes,
Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri, (1974)
Atatürk ve Eşi Latife Hanım, (1975)
Bitmeyen Devlet Kavgası Atatürk İnönü Bayar Çekişmeleri,
Atatürk'ün Sofrası,
Abdülhamid'in Hatıra Defteri,
Demokrat Parti ve Ötekiler,
Kemal Tahir'in Sohbetleri, (1980)
Atatürk'ün Anıları,
The Ard İdea,
Üçüncü Çözüm,
İşte Japon Modeli,
Sovyet Marksizmi, Çin Marksizmi ve Türkiye Gerçekleri,
Osmanlı Devlet ve Toplum yapısı,
Bir Darbenin Anatomisi/ 27 mayıs İhtilali,
Demirkırat Aldatmacası,
Değişim Şafağı,
Mustafa Suphi'yi kim Öldürdü?,
Osmanlıların Son Kahramanları,
Abdülhamid'in Eşi Pesendun Hanım'ın Anıları,
Beyaz Arılar.
Atatürk’ün Avrasya Devleti,
Gazi ve Latife,
İsmet Bozdağ Kitapları - Eserleri
- Latife ve Fikriye
- Gazi ve Latife
- Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri
- Atatürk Sofrası
- Bilinmeyen Atatürk - Celal Bayar Anlatıyor
- Bitmeyen Devlet Kavgası Siyasal Kıyamet
- Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı
- Atatürk'ün Evrensel Boyutları
- Kemal Tahir'in Sohbetleri
- Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor
- Kürt İsyanları
- İşte Atatürk'ün Türkiyesi
- Atatürk'ün Avrasya Devleti
- Darağacında Bir Başbakan
- Harem Penceresinden 2.abdülhamit
- Osmanlı'nın Son Kahramanları
- Bir Darbenin Anatomisi
- Bilinmeyen Yönleriyle Celal Bayar
- Menderes Menderes
- Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti
- Derin Devlet Cehenneminde Düşünmek Can Bahası
- Basın: Kurt Mu? Kuzu Mu?
- Darağacında Bir Başbakan: Menderes
- İşte Atatürk'ün Türkiyesi
- Soykırım Mı? Hodri Meydan! Atatürk'ten Soykırım İddialarına Cevaplar
- Değişim Şafağı
- Celal Bayar Zaferlerle ve Şereflerle Dolu Bir Hayat
- Kemal Tahir'in Sohbetleri
- İnsanlığın Son Çerçevesi
- Bir Çağın Perde Arkası: Atatürk-İnönü - İnönü-Bayar
- Atatürk ve Eşi Latife Hanım
- Yıldızların Arkası - Beyaz Arılar
- Demirkırat Aldatmacası
- Tarih Yarındır
- İslam ve insan
İsmet Bozdağ Alıntıları - Sözleri
- Gazi Mustafa Kemal Paşa; "Tarihte görülmüş birliklerin en üstününü" kurmak amacındaydı! Bu fikri, vicdanında bir sır gibi saklıyor, bütün hareketlerini o noktayı hedefleyerek gerçekleştirmeye çalışıyordu. Ama her şeyin bir zamanı vardı. (Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti)
- "Bana "ölenle ölünmez" diyorlar. Ben ölenle ölmüyorum ki... Yaşayamadığım için ölüyorum! Siz, oksijensiz bir dünyada yaşayabilir misiniz?.. İşte Mustafa Kemal Paşa benim hayatım için oksijendi!." (Latife ve Fikriye)
- İnsancıl gaye uğruna kendisini alaşabilen her insan kahramandır. (Atatürk'ün Evrensel Boyutları)
- "Gerçekten Kafkasyalılar, Karadeniz limanlarına sürüler halinde yığılmışlardı." (Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı)
- «bir kristalle bir taş çarpışmış, taş kristali kırmış!.... Taş mı değerli, kristal mi, diyorum size... Hadi, cevap isterim!...» (Kemal Tahir'in Sohbetleri)
- «Benim öfkemi kabartan, bizim Marksistlerimizin, Batı'da neyin niçin yapıldığını bilmeden memleketimizde de aynı şeylerin yapılmasını istemeye kalkmalarıdır. 'Toprak dağıtılsın' deniyor. Dağıtılacak olan toprak, kimin toprağıdır bir kere... Bizimkilere sorarsan, «ağaların toprağı» derler hiç duraksamadan. Oysa bizde toprakların büyük bölümü Devlettedir. İnandıkları ideolojiye göre Devlet'de olması gereken bir şeyi 'dağıtalım' demek, ya ideolojiden habersiz olmak, ya da neyin niçin yapıldığını bilmemektir.» (Kemal Tahir'in Sohbetleri)
- Atatürk'ün "Nutuk"u, hemen her aydının kitaplığında baş köşeyi tutar. Ancak "Nutuk", 19 Mayıs 1919'dan bu yana Atatürk'ün asker ve politikacı olarak düşüncelerini ve eylemlerini yansıtır. Kurtuluş Savaşı'mızın tarihidir. Ama bunun bir de "öncesi" var; Nitekim Mustafa Kemal Paşa, "Amasya Mülakatı" masasına oturduğu zaman, Anafartalar kahramanı, Yıldırım Orduları Başkomutanı ve Anadolu'nun yarısına resmen sözü geçen bir Ordu Müfettişi idi. (Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor)
- "Devlet,ağacın dalı gibidir.Gövde ile bütünleşebildiği ölçüde yaşar,ayrıldığı ölçüde yalnız kalır." (Atatürk'ün Evrensel Boyutları)
- Yeri gelmişken söylemeliyim ki benim en iyi anlaştığım dostlarımdan biri İsmet olmuştur. Onun için bu buluşmanın boşuna olmadığını anlamıştı. (Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor)
- Şöyle böyle on yıl oldu. Yani, sürdüğüm padişahlığın üçte biri… Eserlerimin üçte değil onda birini vücuda getirdiler mi?… (Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri)
- Çıkar kadar her an değişebilen başka bir kavram bulmak güçtür! Hele bu "çıkar" maddi ise... (Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı)
- "Bizim milletimiz, milliyetinden uzaklaşmasının çok acı cezalarını gördü. Osmanlı Devleti içinde yaşayan çeşitli milletler, milliyetlerine sarılarak kendilerini kurtardılar; Biz, ne olduğumuzu, onlardan öğrendik. Kuvvetimizi yitirdiğimiz anda bizi aşağıladılar; anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmamız imiş! Dünyanın bize saygı duymasını istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize sarılmamız ve bu gerçeğe ulaştığımızı dünyaya göstermemiz lazımdır. Milli benliklerini bulamayan milletler, başka milletlerin avıdır." (Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti)
- _Çok sade bir evlenme yaptık.Siz de öyle bulmadınız mı?Çünkü bizde evlenmelerin çoğu aile için yıkımdır. Büyük masraflar yapılır, bu yüzden birçok insan evlenmez bile.Bizim dini bayramlarımız da masraflı geçtiğinden "iki bayram arasında nikah olmaz" diye bir töremiz de var. Neden olmaz? Çünkü iki masrafa bir üçüncüsü eklenirse buna kese dayanmaz da onun için.Ben evlenmemi çok sade tutarak halkıma örnek olmak istedim.Balayımızıda şehir şehir,kasaba kasaba gezerek, halkın dileklerini dinleyerek yaptık.Bundan güzel balayı olur mu? (Gazi ve Latife)
- Seid Abdülkadir, idam sehpasına yürümeden önce son isteği sorulduğunda, “Oğlumun idamını görmek istemiyorum. Önce beni asın” dedi. Ama, isteği yerine getirilmedi. Önce oğlu Muhammed’i astılar. . (Kürt İsyanları)
- Okuduğu amerikan kollejinde eğitim kadrosu içinde misyoner rahipler varmış.bunlar müslüman öğrenciler üzerindei şliyor ve hırıstiyan yapmaya çalışıyorlarmış. Bu gençlerin şikayeti bu idi.Çok heyecenlı idiler.Yürekten konuşuyorlardı.Gördüklerini, vatansever bir duygu ile dile getiriyorlardı.Bana misyonerlerin yakınlık sağladıkları iki ögrencinin adlarını, okul numaralarını yazdırdılar, okulları ile "Devlet " olarak ilgilenilmesini istediler. (Bir Darbenin Anatomisi)
- "Atatürk'ün Sofrası" bir çağın portresidir. Devlet, memleket ve dünya olayları, Atatürk sofrasının aynasına yansır, ulusal görüşe orada dönüşürdü. (Atatürk Sofrası)
- Doğu ülkelerinde politikacının kaderi budur: Onun istikbalinde, iktidar sandalyesi ile, darağacı, birbirinin içinde, sarmaş dolaş görünür... Ben bunlara alışmış bir insanım! (Bilinmeyen Atatürk - Celal Bayar Anlatıyor)
- Savaş zafer kazanmak için değil amaca ulaşmak için bir vasıtadır.Eğer savaşın milli bir amacı yoksa katliamdır. Mustafa Kemal Atatürk (Gazi ve Latife)
- "Hiç kimsenin kerameti kendisinde görmeğe hakkı yoktur. Bir devlet adamı, kerameti kendisinde görmeğe başladı mı, Devlet Adamlığını bitirdi demektir.” M. Kemal [İsmet Paşaya] (Bitmeyen Devlet Kavgası Siyasal Kıyamet)
- "Aradan ne kadar zaman geçti, şimdi anımsamıyorum, belki bir hafta belki on beş gün; Fikriye bir sabah yeni baştan Çankaya'ya gelmiş.."Mustafa Kemal Paşa'yı göreceğim." diye tutturmuş... Yaver Rusuhi, Latife Hanım'dan tembihli olduğu için içeri almak istememiş..." (Latife ve Fikriye)