Leylak ve Bayrak - John Berger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Leylak ve Bayrak kimin eseri? Leylak ve Bayrak kitabının yazarı kimdir? Leylak ve Bayrak konusu ve anafikri nedir? Leylak ve Bayrak kitabı ne anlatıyor? Leylak ve Bayrak kitabının yazarı John Berger kimdir? İşte Leylak ve Bayrak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: John Berger

Çevirmen: Murat Belge

Çevirmen: Taciser Belge

Orijinal Adı: Lilac and Flag

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789754705485

Sayfa Sayısı: 212

Leylak ve Bayrak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şehre yerleşen köylülüğün yeni varoluş tarzını anlatan Leylak ve Bayrak, John Berger’ın on yedi yılını verdiği “Onların Emeklerine” üçlemesinin son kitabı.

Domuz Toprak’ta henüz köyünde olan köylüyü, Bir Zamanlar EUROPA’da’da köyden kente göçü anlatan Berger, Leylak ve Bayrak’ta kentin gerçekliği ile baş başa kalan köylünün sürüklendiği varoluşsal buhranı konu ediyor. Geldikleri dağ köylerinden henüz bir nesil uzakta bile olmayanların hikâyesi; gecekondular, videolar, pahalı oteller, aşk, cinayet, uyuşturucu ve ölümün iç içe geçtiği bir karmaşada son buluyor. Üçlemenin ilk iki kitabında köy hayatının betimlenmesine odakladığı olağanüstü gözlem gücünü bu kez kente yönelten Berger, devasa bir vincin işleyişini, tıpkı zarif bir tırpanı veya mezbahayı anlattığı kadar kusursuz bir dikkatle anlatıyor. Leylak ve Bayrak, Berger’ın köylülük üçlemesine nokta koyan bir zirve.

“Leylak ve Bayrak, unutulmaz bir yapıt. İyi bir romandan bekleneceği gibi büyüleyici ve şiir derinliğine sahip.”

Isabel Allende

Leylak ve Bayrak Alıntıları - Sözleri

  • "Kırlangıçlar iki kanatla bir ruh taşıyor . O için bu kadar hızlı uçuyorlar." Derdi babası.
  • (..)Bana Leylak denmesini istiyorum
  • Vücutların kişiliği açıkladığı söylenir yanılıyorlar . Vücutlar bize oyun kağıdı gibi dağıtılmıştır. Kişilik,sende olanı nasıl oynadığınla başlar

Leylak ve Bayrak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

John Berger üç ciltten oluşan 1 Domuz Toprak ta henüz köyünde olan köylülüyü 2. Bir Zamanlar Europa da ise köyden kente göçü 3. Leylak ve Bayrak son cilt kitabında kentin yaşam gerçekliliği ile başa baş kalan köylünün hayatı gecekondudalar pahalı oteller aşk, cinayet, uyuşturucu ve ölümün iç içe geçtiği bir karmaşada son buluyor. John Berger bu üç ciltte her yaşta her insanın okuyup anlayacağı akıcı, anlaşılır ustaca bir dil kullanmış. Artı Köydeki yaşamın metropol yaşamına göre daha anlamlı daha huzurlu vurgulamıştır. (Ahmet Kazan)

Kitabın Yazarı John Berger Kimdir?

1926'da Londra'da doğdu. İngilizce yazan en etkili sanat eleştirmenlerinden biri olan Berger, ayrıca senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı olarak da tanınıyor.

İlk romanı 1958'de yayımlanan "Zamanımızın Bir Ressamı"dır. Romanı "G." İle 1972 yılında Booker ödülünü almıştır.

Metis Yayınları yazarın klasikleşmiş yapıtı Görme Biçimleri'nin (1986) yanı sıra, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı (1988), Düğüne (1997), Alain Tanner ile birlikte yazdığı 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus (1997), Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar (1999) ve Fotokopiler (1999) adlı kitaplarıyla, özellikle görsellik üzerine denemelerini bir araya getiren O Ana Adanmış (1988) adlı seçkisini yayımlamıştır. Berger'ın son romanı Kral ise 2001 yılında Müge Gürsoy Sökmen çevirisiyle yayımlandı.

John Berger Kitapları - Eserleri

  • Görme Biçimleri
  • Hoşbeş
  • Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü
  • A'dan X'e
  • Uçuşan Etekler
  • Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar

  • Bir Fotoğrafı Anlamak
  • Sanatla Direniş
  • Düğüne
  • Portreler
  • G.
  • Yedinci Adam
  • Duman

  • Buluştuğumuz Yer Burası
  • Bento'nun Eskiz Defteri
  • Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı
  • Kıymetini Bil Herşeyin
  • Hayvanlara Niçin Bakarız?
  • Kral
  • O Ana Adanmış

  • Manzaralar
  • Fotokopiler
  • Domuz Toprak
  • Gökyüzü Mavi Siyah - Bütün Şiirleri
  • Sanat ve Devrim
  • İstanbul’dan Gelen Telefon
  • Bir Zamanlar Europa'da

  • Leylak ve Bayrak
  • Görme Duyusu
  • Şiirin Saati
  • Zamanımızın Bir Ressamı
  • Clive’ın Koğuşu
  • Bologna'nın Kırmızı Tenteleri
  • 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus

John Berger Alıntıları - Sözleri

  • Delilik, benliğe kapatılmış devrimci özgürlüktür. (Görme Duyusu)
  • Bir yalan hakikat sayılırsa, gerçek hakikat sahte olanı doğrudan teatral bir ha kikate çevirir. (Görme Duyusu)
  • Sevilen insan sokaktan geçerken ya da yüzünü yıkarken görülen insanla aynı değildir. (O Ana Adanmış)
  • Ölülere yakılan ağıtlar ölmekle kaybettikleri umutlaradır aslında. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)
  • Geleceği görmek için geriye gidiyorum. (Bir Fotoğrafı Anlamak)
  • Fotoğraflar belirli bir durumda hayata geçirilen insansal bir seçimin tanığıdır. (Bir Fotoğrafı Anlamak)

  • “Zorunluluk hem tragedya hem de komedya üretir. Öptüğünüz ya da kafanızı çarptığınız şeydir.” (Sanatla Direniş)
  • Soyut sanata gelinceye kadar insan bedeni her anıtsal heykele konu olmuştur. Dolayısıyla, sembolizmle yüklenmiş ve idealize etmenin birçok değişik biçimine girmiştir. Oysa bugün, insan bedeni tek ve kaçınılmaz konu değildir. Bugün bir sanatçı, bedene özgü nitelikler ilgisini çektiğinden ötürü insan bedenini seçebilir. (Sanat ve Devrim)
  • Vedalaşmayla buluşma ne kadar da yakındır birbirine! (O Ana Adanmış)
  • Kapitalist üretim tarzı kadar sürekli ve kapsayıcı bir biçimde geleneği parçalayan, geçmişi gereksiz kılan ve yadsıyan başka hiçbir şey yoktur. Brecht’in dediği gibi “Radikal olan, komünizm değil kapitalizmdir.” (O Ana Adanmış)
  • Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir. (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
  • NASIL OLUYOR DA hâlâ yaşıyorum? (Kıymetini Bil Herşeyin)
  • Hikayelerimizin bizi ele geçirme tehlikesi olduğunu bilsek, başka türlü yazar mıydık acaba? Sanmıyorum. (Hoşbeş)

  • 'Solcu'ların bazı teorileri kolaylıkla aşırı basit olarak eleştirilebilir. Mühendis-sanatçı, sanatçı türlerinden yalnızca biridir, filozof-sanatçılar da vardır. Sanat eseriyle makine ürünü de kesin olarak aynı şeyler değildir. Gene de, makineyi gözlerinde bu denli büyütmüş olmaları, bağlantıları içinde görülürse kolayca anlaşılabilir; sanayileşme fikri lirik bir güç kazanmıştı, çünkü, sanki bu fikir sayesinde tarihin bütün bir evresi, acılarıyla, sıkıntılarıyla yaşanacak yerde atılabilecekti. Aynı liriklik Lenin'in ünlü, 'komünizm demek, elektrik enerjisi artı Sovyetler demektir' sloganında da alttan alta saklıdır. (Sanat ve Devrim)
  • Kalbin gecikmelere tahammülü yoktur, inancını yitirmişçesine perişan olur. (Kıymetini Bil Herşeyin)
  • Yorulunca sessizliği ararız, ama sessizlikten de korkarız, boş tiyatrolardan korkan oyuncular gibi. (Düğüne)
  • "Bir resim cansızsa, bunun nedeni ressamın mo­deline bir işbirliğinin başlaması için yeteri kadar yaklaşmaya cesaret edememesidir." (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
  • Kelimeler konuşan kişiyi ayakta tutarlar,  düşüşler ancak konuşmaların yokluğunda ortaya çıkar. (Şiirin Saati)
  • Roland Barthes fotoğrafla ölüm arasındaki gizli anlaşmayı keskin bir dille ifade etti; her ikisi de zamanı durdurur, her ikisi de öldürücü bir darbe indirir. Senin sorun başka türlü. Geçmiş ve gelecek donar da, şimdiki zaman sonsuza dek sürerse ne olur? Saatsiz bir mutfağın sessizliğinde neler yaşanır? (Bir Fotoğrafı Anlamak)
  • Çıplak doğan kalbimin ilk kundağı ninnilerdi. Ardından kendi kendine şiir giydi giysi diye. Bir gömlek gibi taşıdım sırtımda okuduğum şiirleri. Yarım yüzyıl yaşadım böyle Sandalye sırtındaki gömleğimden karşılaşana dek o sözsüzlükte. Öğrendim ki bu gece yıllar boyu kalbimin ezberlediği bekleyişimmiş seni. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)