Locke Lamora'nın Yalanları - Scott Lynch Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Locke Lamora'nın Yalanları kimin eseri? Locke Lamora'nın Yalanları kitabının yazarı kimdir? Locke Lamora'nın Yalanları konusu ve anafikri nedir? Locke Lamora'nın Yalanları kitabı ne anlatıyor? Locke Lamora'nın Yalanları PDF indirme linki var mı? Locke Lamora'nın Yalanları kitabının yazarı Scott Lynch kimdir? İşte Locke Lamora'nın Yalanları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Scott Lynch

Çevirmen: Cihan Karamancı

Orijinal Adı: The Lies of Locke Lamora (Gentleman Bastard #1)

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053754190

Sayfa Sayısı: 584

Locke Lamora'nın Yalanları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Locke Lamora’nın Yalanları en sevdiğim on kitap arasında bulunuyor. Belki de ilk beştedir. Kitabı okumadıysanız, okumalısınız. Okuduysanız, muhtemelen yeniden okumalısınız…”

- Patrick Rothfuss

“Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir şekilde yazılmış.”

- George R.R. Martin

“Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğney­le ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor.”

Camorr şehri, tarihi boyunca pek çok soysuzluğa, yolsuzluğa, uğursuzluğa, hırsızlığa tanıklık etmiş, büyülü atmosferinde her birini tek tek sindirebilmiştir; Camorr’un Belası’nın ismi şehrin nemli duvarlarında yankılanana dek…

Camorr’un Belası’nın yenilmez bir silahşor, usta bir hırsız, duvarlardan geçebilen bir hayalet ve fakirlerin dostu olduğu söylenir.

İşte o efsanevi “Bela” narin yapılı, gözü kara ve becerikli Locke Lamora’dır. Locke kimsenin beceremediği bir ustalıkla zenginleri soymasına rağmen, bir başka efsanedeki büyük okçunun aksine çaldıklarından fakirlere tek bir kuruş bile koklatmaz. Locke’un tüm kazancı kendisi ve isimlerinin hakkını fazlasıyla veren hırsızlar çetesi Centilmen Piçler içindir.

Onların sahip olduğu tek ev olan ve her türlü dümen, hile ve numaralarını gerçekleştirdikleri kadim Camorr şehrinin kaprisli ve renkli yeraltı dünyası, içten içe çürümekte ve gizli bir savaş yüzünden parçalanmaktadır. Tek ayak üzerinde onlarca yalan söyleyen Locke ve çetesi, bu büyülü dünyada bu kez tek ayaklarını bile yere basamadan içerisine düştükleri ölüm oyunundan kurtulmak zorundadır.

Yarattığı dünya ve kuvvetli kalemi sayesinde Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson gibi isimlerle adı sık sık anılan Scott Lynch, çarpıcı romanı Locke Lamora’nın Yalanları’ında bir macera kitabının sürükleyiciliğini, bir fantastik kitabın yaratıcılığıyla birleştirip üzerine George R. R. Martin’in okuyucuyu beklemediği yerden vurmayı başaran anlatımını katıp, bizlere eşsiz bir hayal dünyası sunuyor.

Locke Lamora'nın Yalanları Alıntıları - Sözleri

  • Gülümseyebilirim ve gülümserken cinayet işleyebilirim, Ve bağırabilirim "Yaşasın" diye kalbimi sızlatana kadar, Ve ıslatabilirim yanaklarımı yapmacık gözyaşlarıyla, Ve sokabilirim yüzümü şekilden şekle. Shakespeare, VI. Henry, 3. Bölüm
  • Gündüz vakti bu tür masallara gülüp geçmek kolaydı. Fakat gece hayallere gerçeklik katardı.
  • "Dünyayı zenginleştirmenin sırrı yalnızca kalplerimizde gizli.”
  • Yalanlar çıkar gider ama gerçek hep evde kalır.
  • "Hak edilmeyen iyi şans daima bir tuzak barındırır."
  • Ses vermeyen bir vicdanın tellerini çekiştiriyorsunuz.
  • En iyi kılık değiştirmeler, surata boyananlardan ziyade kalpten gelenlerdi.
  • ''Artık titremeye başlayalım, olur mu? dedi Locke'un dizleri.''
  • Ama zaman bir nehirdir Locke ve bizi hep düşündüğümüzden daha uzağa sürükler.
  • Genç olmak elinde değil, fakat artık aptal olmaktan vazgeçmenin zamanı geldi.

Locke Lamora'nın Yalanları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitabı ilk kez geçen yılın haziran ayında okumuştum, ikinci kez de bu mayısta okudum. Yorumumu ikinci seferki duygularıma göre yapacağım çünkü bu kez hislerim çok daha net ve kitabın ilerleyişine güvenmem, ilk yüz sayfayı okumanın zorluğunu hafifletti. Ben bazı kitapların başlarda dünya inşası+sağlam bir karakter tanıtımı yapmaya önem verdiği için yavaş girişler yapmalarını ve bu ağır temponun biraz devam etmesini bir kusur olarak görmüyorum. Sıkılabilirsiniz, evet ama kesinlikle buna değiyor. Diğer yorumlara baktığımda en çok şikayet edilen şeyin aynı anda iki hikaye anlatılması olduğunu gördüm. Herhangi bir flashback sahnesi değil, direkt kitap boyunca bir karakterlerimizin çocukluğunu bir de ana zaman dilimi olan yetişkinliklerini okuyoruz. Bir geçmişten bir şimdiden bölümler olması yazar için çok cesurca bir hamleydi çünkü tam en heyecanlı yerde bölümü kesip geçmişteki hikayeye dönmesi çok sinir bozucu olabiliyor denilmiş (Favori kitabımın kötü eleştirilerini okumak ve eleştirileri eleştirmek en büyük hobimdir.) Yine de kendi adıma konuştuğum için şunu söyleyebilirim, kitap o kadar muhteşem ki bu yönleri pek umrumda değil jfhdfjd Muhteşem olan ne peki? DÜNYA. KARAKTERLER. OLAY ÖRGÜSÜ. Bir hırsız çetesini, eylemlerinde herhangi bir iyi niyet olmamasına rağmen sevebileceğini hiç düşünmezdim ama Locke ve ekibince bayıldım. Locke inanılmaz zeki bir hırsız ve ihtiyacı olduğu için falan değil, çalmayı sevdiği için çalıyor. Locke ne kadar street smart denilen türden, sokakların hakimiyse sağ kolu Jean de bence o kadar yumuşak biriydi. Aslında değil ve çok sert biri ama demek istediğimi anlamışsınızdır, zaten iyi yazılmış karakterler size öyle ya da böyle bu tarz ikilemler yaşatır. Kitapla ilgili en sevdiğim şeylerden biri de bu, karakterlerin siyah ya da beyaz değil gri olmaları. Cidden hiçbir kalıba uymuyorlar. Jean iri yarı ve doğuştan yetenekli bir dövüşçü ama şiir okumak, kitap okumak gibi şeylerden keyif alıyor. Locke dışarıdan baktığınızda pervasız ve amaçsız bir çete lideri olarak görünüyor ama kafasının içinde öyle şeyler dönüyor ki… Sanza ikizlerinin hem aşırı eğlenceli olup hem de yeri geldiğinde ciddi işlerde güvenilebilir olmaları çok hoşuma gitti. Böcek isimli çırak da tatlı bir yan karakterdi, yaşı çok daha küçük ve tecrübesiz olmasına rağmen o kadar cesurdu ki… Çetenin diğer üyelerinin ‘ahlaki gelişimin için gerekli’ diye diye bütün ayak işlerini ona kitlemeleri ve bunun farkında olup onlara kafa tutması harikaydı jdhshf. Karakterlerden bahsetmişken Örümcek’i söylemeden geçemem. Hatta bir dakika saygı duruşuHiçbir karakter gereksiz değildi. Herkesin olayda kendi eşsiz rolü vardı ve bu cidden kitaplarda düşündüğünüzden daha nadir rastlanan bir şey. Karakterler hakkında söyleyeceklerim asla bitmedi ama yorum sonsuza kadar devam etmesin diye bitirmem vee genel olarak kurguyla ilgili yorumuma geçmem gerek. Öyle bir yazar düşünün ki ben şimdi size bir olayın hangi sayfada olacağını söylesem bile siz yine de o kısmı okurken şaşırırsınız. Ve bu ters köşeler sadece sizi şaşırtma amacıyla yazılmış sahneler değil, hepsinin amaçları var. Dünyaya biraz girdiğiniz ve karakterleri tanıdığınız andan yani aşağı yukarı yüzüncü sayfadan itibaren olaylar bombardımanı başlıyor ve kitap bitene kadar tempo bu şekilde devam ediyor. Geçmişe dönük bölümler akışı bozsa da Zincir’in çocukları nasıl eğittiğini görmek, asıl hikayeyi daha zengin bir bakış açısıyla okumaya olanak tanıyor. Yazarın tarzına gelecek olursak, George R. R. Martin okumadıysanız bile namını duymuşsunuzdur, karakterlerini acımasızca öldürmesiyle meşhur bir yazar ama Scott Lynch okuyucunun kalbini parçalama anlamında onu bile geçti benim gözümde. Hiç beklemediğim ölümler oldu (bu spoiler değil çünkü kitabın tamamını ölüm bekleyerek okusanız bile ölümler geldiğinde yine şaşıracaksınız dhfjsdfh) ve kitabı kapatıp dakikalarca boş boş bekledim. Dünya inşası ise kesinlikle kusursuzdu. Bunun aşırı detaylı olması hoşunuza gitmiyorsa kitabı okumayın çünkü yazar bu kurgusal evren hakkında öğrenebileceğimiz her şeyi öğrenmemizi amaçlamış. Yazarın dünyayı eksiksiz ve ağır ağır tanıtması benim hoşuma gidiyor. İyi yorumların gazına gelip de reading slump’tan çıkmak için okumayın, rs’nin farklı bir boyutunu keşfedersiniz. Ben uyarmış olayım da. Kitabın türü fantastik ve dünyasında epey fantastik öge bulunuyor ama ağır fantastik -seçilmiş kişi, büyülü güçler, dünyanın kaderini değiştirecek savaş vs.- gibi bir şey söz konusu değil. Tanıdık fantastik kitaplarla ortak olan bir şey de bana Kargalar Meclisi’ni hatırlatan found family teması. Hatta bu temaya sahip okuduğum en iyi kitap. Çünkü okuduğum en iyi kitap. ehehe. +18 ufak bir kısmı var ama bence kitap genel olarak +16 (aslında argo ve küfür çok -ama çok- kullanıldığı için +18 de olabilir emin olamadım) Bütün bunların yanında kitap çokk komikti. İkinci okuyuşum olmasına rağmen o kadar çok yerde kahkaha attım ki… Zaten onlarca post-it yapıştırdım bunların da çoğu güldüğüm yerlerdeydi. Yazarın mizah anlayışı sizinkiyle uyuşmayabilir ama benim favori yazarlarımdan biri olmasının başlıca sebebi bu, kitap cidden çok eğlenceli. (duru ezel)

Centilmen Piç serisi çevrem tarafından bana çok önerilen seriler arasındaydı bu yüzden hevesle okumaya başladım. Kitap yüzüncü sayfadan itibaren inanılmaz bir ivme kazanıyor ve kitap sonuna kadar devam ediyor bu heyecan. Hırsızlık, loncalar, soylular ve bunların birbirleriyle ilişkileri çok güzel anlatılmış kitapta. Hatta yer yer açıklamalar beni bunalttı bir puanı o yüzden kırdım. O kadar güzel açıklanmış ki her şey bulduğum kusur buydu resmen. Konuyu tek cümleyle özetlersek hırsızlık işini bir sanata dönüştüren bir hırsız ekibinin maceralarını okuyoruz. Heyecanla devam kitaplarını okumayı bekliyorum. (Şafak Baş)

https://youtu.be/o2k0xZ_P8y0 Selamlar efendim! Kitabın uzun uzun incelemesini Youtube kanalımda, link yukarıda mevcut. :) Centilmen Piç serisi okumayı çok istediğim serilerden bir tanesiydi. Çünkü konsept ve karakter açısından önceden edindiğim bilgiler çok hoşuma gitmişti. Kitabı elime aldığımda da her sayfasında o kadar zevk alarak okudum ki cidden bitirmek istemedim. Hayatımda ilk defa bu kadar yavaş bir kitap okudum ama cidden tadını çıkardım. Çok güzeldi her şeyiyle. Karakterleriyle, kurgusuyla, olay örgüsü, plot-twistiyle hepsiyle çok güzel bir kitap. Dil olarak biraz ağır olabilir ya da çok akıcı bir kitap olmayabilir ama bence evren olarak muhteşem bir iş çıkarmış yazar. Patrick Rothfuss'un neden Scott Lynch'e benzetildiğini anladım ve cidden baya güzel yönleri var ortak kullandıkları. Kitapta çok fazla geçmişe gidip geliniyor yani bazıları için hikayenin orasında geçmişe dönmek biraz sıkıntılı olsa da bunu takmıyorsanız kesinlikle şans vermelisiniz. Nadir 10 'larımdan bir tanesini verdim bu kitaba. Locke Lamora en sevdiğim karakterlerden bir tanesi oldu kesinlikle. Bu kitabı 16 yaş üzeri için öneriyorum bazı yerlerde şiddet sahneleri var. Locke Lamora bir yetim çocuktur. Şehrin hırsızbaşı Locke Lamora'yı satın alır lakin Locke Lamora'nın yaptığı bir şeyden dolayı onu bir rahibe satar. Bu rahip hırsızların tanrısının rahibidir. Ve kendi küçük topluluğuyla yani Centilmen Piçler adıyla kimselerin kalkışamadığı hırsızlıklara kalkışırlar. Normalde soylulardan çalmak yasak ilen bizim grubumuz soyluları resmen tek tek soyuyorlar lakin şehirdeki beklenmedik siyasi değişiklik ile Centilmen Piçler sorun yaşamaya başlar... (Burak Nejat Börekçi)

Locke Lamora'nın Yalanları PDF indirme linki var mı?

Scott Lynch - Locke Lamora'nın Yalanları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Locke Lamora'nın Yalanları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Scott Lynch Kimdir?

1978’de Minnesota’da doğan Scott Lynch, ilk romanı Locke Lamora’nın Yalanları yayımlanana kadar bulaşıkçılık, garsonluk, tasarımcılık gibi çeşitli işler yaptı. Centilmen Piç serisinin ilk kitabı olan bu romanın gösterdiği başarıyla birlikte fantastik kurgunun önemli isimlerinden birine dönüştü. 2007’de WFA (Dünya Fantezi Ödülü) finalisti olan Locke Lamora’nın Yalanları’nın film hakları Warner Brothers tarafından satın alındı.

Scott Lynch Kitapları - Eserleri

  • Locke Lamora'nın Yalanları
  • Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
  • Hırsızlar Cumhuriyeti

Scott Lynch Alıntıları - Sözleri

  • Yalnızca tanrıların cezası ahmaklar haritalara çizilmiş sınırlar uğruna can verir. (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • Yalanlar çıkar gider ama gerçek hep evde kalır. (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • “Dostunu yavaş yavaş öldüren zehrin adını bilmiyorum. Ama seni öldürenin adı umut.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • "Hak edilmeyen iyi şans daima bir tuzak barındırır." (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • Gülümseyebilirim ve gülümserken cinayet işleyebilirim, Ve bağırabilirim "Yaşasın" diye kalbimi sızlatana kadar, Ve ıslatabilirim yanaklarımı yapmacık gözyaşlarıyla, Ve sokabilirim yüzümü şekilden şekle. Shakespeare, VI. Henry, 3. Bölüm (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • '' Canın cehenneme Locke! Tanrıların cezası hayatını bu tanrıların cezası barakada somurtup oturasın diye kurtarmadım. Kederi bizzat icat etmişsin gibi davranıyorsun ama hiç de o kadar özel değilsin!'' (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • "Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin." (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • "Beni iyi dinle. Liyakatin ve sadakatin tek başlarına hayattaki konumunu korumaya yeteceği bir hiyerarşide büyüdüğümü sanıyordum," diye fısıldadı kadın. "Bir bağlılık yemini ettim ve o yeminin her iki yöne de bağlayıcı olduğunu zannettim. Ahmağın tekiydim. Ve o ahmaklığın sonuçlarından kaçmak için pek çok adamı ve kadını öldürmek zorunda kaldım. Sahiden de benden güvenimi ve Paolo ile Cosetta için beslediğim umutları daha önce neredeyse ölümüme sebep olan bir saçmalığa bağlamamı mı istiyorsun? Hangi yasal sisteme itaat etmeliyim Orrin? Hangi krala, düke veya imparatoriçeye öz annem gibi güvenmeliyim? Hangileri hayatıma benden daha iyi değer biçebilir? Onları bana gösterip bir tavsiye mektubu yazabilir misin?" (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Her ne olursa olsun değerini bilecek kadar uzun yaşamanın şerefine.” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • Yeteri kadar insanı bir şeyden mahrum bıraktığınız takdirde o şey eninde sonunda sis kadar yoğun bir gizemle çevrelenirdi. (Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler)
  • “Bir domuzdan daha mı akıllısın Locke?” “Arada sırada,” dedi Locke. “Tabii karşıt görüşler yok değil.” “Peki bir inekten daha mı tehlikelisin? Bir tavuktan? Ya da bir koyun?” “Gel cömertlik edip evet diyelim.” “Öyleyse neden en yakındaki çiftliğe gidip kafana bir taç takmıyor ve kendini hayvanların imparatoru ilan etmiyorsun?” (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • "Dünyayı zenginleştirmenin sırrı yalnızca kalplerimizde gizli.” (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • Ama zaman bir nehirdir Locke ve bizi hep düşündüğümüzden daha uzağa sürükler. (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • Büyümenin en doğal süreci de hüsrandan hüsrana konmaktı. (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • ''Artık titremeye başlayalım, olur mu? dedi Locke'un dizleri.'' (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • Ses vermeyen bir vicdanın tellerini çekiştiriyorsunuz. (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • "Ne de olsa zehirler sadece yemekli davetlerde bulaşıcıdır." (Hırsızlar Cumhuriyeti)
  • Genç olmak elinde değil, fakat artık aptal olmaktan vazgeçmenin zamanı geldi. (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • Gündüz vakti bu tür masallara gülüp geçmek kolaydı. Fakat gece hayallere gerçeklik katardı. (Locke Lamora'nın Yalanları)
  • "Dünyayı çok fazla üstüne alınıyorsun." (Hırsızlar Cumhuriyeti)