Lozan - Ali Naci Karacan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Lozan kimin eseri? Lozan kitabının yazarı kimdir? Lozan konusu ve anafikri nedir? Lozan kitabı ne anlatıyor? Lozan PDF indirme linki var mı? Lozan kitabının yazarı Ali Naci Karacan kimdir? İşte Lozan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ali Naci Karacan
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Yayınları
İSBN: 9944887236
Sayfa Sayısı: 600
Lozan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ve Avrupa’da yeni bir düzenin kurulmasının üzerinden dört yıl geçmiştir… Yenilen devletlerin imzaladığı antlaşmalar yürürlüğe girmiş, sadece Sevrés’in dayatıldığı ülkenin kalbinden, Anadolu’dan yükselen Milli Mücadele, galip devletleri barış için yeniden masaya oturmaya mecbur bırakmıştır…
Lozan, bu yeni barış sürecini Mudanya Mütarekesi’nden Lozan Antlaşması’nın imzalanmasına dek anlatan bir belgesel:
İtilaf Devletleri’nin Türk temsilcilerine tepeden bakan tavrıyla açılan, emrivakilere boyun eğmeyen Türk heyetinin haklı tavrıyla kesintiye uğrayan, bir diplomasi dersi olarak da okunabilecek zorlu müzakerelere sahne olan çekişmeli bir konferans…
Konferansa basın gözlemcisi olarak katılan Ali Naci Karacan, Lozan’ın, Dünya Savaşı ertesi kurulan yeni uluslararası düzenin çöküşünün ilk belirtileri arasında imzalanışının tanığıydı.
Karacan, Lozan Barış Konferansı anılarını, belgeler ve başka tanıklıklarla pekiştirerek yeni kuşakların da okuması için 1943’te kaleme aldı.
Gençler Lozan’la tanıştığında dünya ikinci kez dev bir savaşla yakılıp yıkılıyor; Lozan’da sadece savaşın değil barışın da zorlu bir süreç olduğunu gören İsmet İnönü de Türkiye’yi büyük savaşın dışında tutmaya çalışıyordu.
Lozan Alıntıları - Sözleri
- Mudanya Antlaşması'nın bu derin ve büyük anlamı dışındaki mahiyeti, "barış" kelimesi ile özetlenebilirdi
- Bu sırada Ankara'da hariciye vekili Yusuf Kemal Sağlık sebepleri ile bitirerek hariciye vekilliğinden çekildi ertesi gün 27 Ekim Cuma öğleden sonra Büyük Millet Meclisi toplanarak Yusuf Kemal'in yerde 150 oy ile Garp cephesi kumandanı İsmet Paşa'yı hariciye vekili seçti işte İsmet Paşa o günden itibarendir ki fiilen askerliği bırakarak artık yıllarca idare edeceği ve Nihayet Cumhurbaşkanlığı'na kadar yükseleceği Türk devletinin yüksek menfaat ve genel politikasını idare mevki ne geçti.
- Yüzyıllardan beri ilk kez genç bir Türk generali, Avrupa'nın karşısında, milletinin kabahatlarini ödemeye değil, fakat zaferinin sonuçlarını toplamaya gelmiştir.
- Yunan Ordusu bir günde 50 kilometre derinliğinde bir mesafeye kaçmakla, o zamana kadar görülmemiş yeni bir ricat rekoru tesis etmişti.
- "Efendiler, çok ıstırap çektik, çok kan akıttık, bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz!" -İsmet İnönü
- Müttefikler, Türkiye'ye vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu'na ve İsmet Paşa'ya da Babıali vezirlerine yaptıkları muameleyi yapmak istiyorlardı. Gerçekten yeni bir Türkiye şuurunu henüz kavramış değillerdi. Türkiye'yi, "Umumi Harp'ten arta kalan şu meseleyi de iyi kötü tasfiye edelim..." zihniyeti ile Lozan Konferansı'na çağırdıkları bütün tavırlarından ve sözlerinden belli idi.
- Muhterem Efendiler! Lozan Barış Antlaşması metninin içerdiği esasları, diğer barış teklifleri ile daha fazla kıyaslamaya yer olmadığı fikrindeyim. Bu antlaşma metni, Türk milleti aleyhinde, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr anlaşma metniyle tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastin çöküşünü ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir! -Mustafa Kemal Atatürk
- Kısacası, yabancı para kazanır,vergi vermez, çalar çırpar,iflas eder,hatta adam öldürür,fakat hiçbir şey lazım gelmezdi. İşte kapitülasyonlar bu demekti. Bu demek olduğu için Lozan'da İsmet Paşa kaldırmaya uğraşıyor,bu demek olduğu için müttefikler kaldırtmamaya çalışıyordu.
- Öyle istiyorlardı ki ölmez Türk milleti ölecek, bu milletin ezeli devleti sona erecek, Akdeniz ve Marmara sularında bir daha Türk bayrağı görünmeyecekti. İstedikleri bu idi, Sevr Antlaşması'nın anlamı budur.
- "Eğer İngiltere hükümeti, Irak halkını bir an için serbest bırakıp reylerini sorarsa, Irak halkından işgal veya manda isteyen tek adam çıkmaz. Çünkü artık hepsi anlamıştır ki, ' himaye', 'medeniyet yolunda rehberlik' gibi kelimeler ve cümleler, istilacıların elinde zaptedilen milletlerin siyaseten ve iktisaden yutulması için yalnız bir vasıtadan başka bir şey değildir." -İsmet İnönü (Musul Meselesi görüşülürken)
Lozan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Savaş alanında mücadele ne kadar önemliyse masa başında mücadelede o kadar önemli olduğunu bu eser çok iyi hissettirmiştir bana. Malesef günümüzde Lozan siyasi kısır tartışmalardan ötürü önemi hala kavranamamıştır. Dönemin şartlarını bilmeyen cahillerin malesef ki sert eleştirilerine maruz kalmış ve iktidarda olan mevki elde etmiş bazı kişilerde bu söylemleri desteklemişlerdir. Haliyle bu durumdan cesaret alan bu yobaz çevreler yalanlarını cesaretle ifade edebilecek ortam bulmuşlardır. Bu kitap bu yalanlara en iyi verilecek cevapları bulunduruyor. Konferansa giden Türk heyetinin karşılaştıkları zor durumları nasıl mücadele ettiklerini ve büyük devletlerin bizi hala nasıl küçük gördüklerini dayattıkları zorlamaları en iyi şekilde yansıtıyor. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim. (Mertcan Kadıoğlu)
Kitabında vurguladığı gibi günümüzde bile bu nitelikte ve derinlikte bir eser bulunmuyor. Lozan Konferansı'nı bir gazetecinin gözünden en önemlisi de ilk elden okumak büyük bir ayrıcalık. Sadece kamera önünü değil ama olayların olduğu sırada gerek ülkemizin gerek diğer temsilcilerin içinde bulundukları durumları ve davranışlarını gözlemleyebiliyoruz. O dönemde olan olayları genel tarih içinde biliyoruz, bu kitap sayesinde bunların sebep ve sonuçlarını daha açık bir düzenleme görüyoruz. Ne yazık ki günümüzde İsmet Paşa hakkında yeterli kaynak görmemiyoruz Lozan'da İsmet Paşa'yı ve karakterini her zaman izlediğimiz savaş meydanlarında değil de bir anlaşma masasında görmek bambaşka bir deneyimdi. Bu kitap önerim olmakla birlikte gelecek zamanlarda da kullanılacak gayet donanımlı bir kaynak materyal teşkil etmektedir. (Özge Pirinççi)
Ali Naci Karacan’ın 1943 yılında yazdığı eserin günümüz Türkçesi ile tekrar yayınlanması çok değerli. Lozan Barış Konferansına iştirak eden gazetecilerin içinde yer alan Karacan; anılarını, tanıklıklarını derleyerek bir Lozan mücadelesi panaroması bırakmış bizlere. Lozan Barış Antlaşması ile ilgili birçok kitap okudum. Bir kısmı salt Cumhuriyet karşıtı ve Atatürk düşmanı olan, tarihçilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişilerin yazdığı yanlı bir bakış açısını içeren eserlerdi. Bir kısmı da Ali Naci Karacan gibi bu konferansta yer alan politikacıların hatıraları idi. Hiçbirinde İsmet Paşa’nın üzerine yüklenen yükün ağırlığını bu denli hissetmedim. Henüz Dünya üzerinde ciddiye alınmayan, küllerinden doğmuş koca bir ulusun, kazanılmış bir bağımsızlık savaşı sonrasında diplomatik arenada verdiği bu mücadeleyi okurken çok hüzünlendim diyebilirim. İnönü’nün bu konferansta verdiği sabır ve bağımsızlık mücadelesinin hepimiz kıymetini bilmeliyiz diye düşünüyorum. Tarihi sloganlarla değerlendirmemek gerek. Lozan Barış Anlaşması Türk tarihinde en fazla suistimal edilen konulardan biri şüphesiz. Lozan; o günkü şartlarda elde edilen büyük başarı sayılmalı şüphesiz. Ancak içinde belirli başarısızlıkları da barındırdığı gerçeğini de inkar etmemek gerek. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının sadece elde edilemeyen detaylar üzerinden o günkü mücadeleyi yerden yere vuran anlayışı nasıl yanlışsa, anlaşma ile elde edemediğimiz hakları küçümsemek, yokmuş gibi davranmakta o denli yanlış benim için. Ali Naci Karacan eseri her ne kadar bir gazeteci gözüyle tarafsız kaleme aldığını belirtse de kaybedilen haklar ile ilgili satır aralarında bu maddelerden feragat edilebilir tarzda yorumlar yapması hoş olmamış. Örneğin kıyılarımızdan 2 km uzakta olan Meis adasından vazgeçmemiz ile ilgili yorumu bunlardan biri. Nerdeyse gereksiz bir kaya parçası saydığı bu adanın bugün nasıl bir yer olduğu malum. Musul konusunda çok uzun sürdüğünü bildiğimiz oturumların, tartışmaların eserde yeterli yer almaması da yakıştıramadığım diğer bir detay. Karacan çok değerli bir eser kaleme almış. Bunda şüphe yok. Ancak 1943 yılında artık Türkiye’de milli şef döneminin sancılı yıllarında sanki Lozan ile ilgili İnönü’ye dönük eleştirilere bir cevap niteliğinde devlet eliyle yazdırıldığı hissi uyandı bende. Nitelim Lozan delege heyetinde yer alan Rıza Nur ile ilgili nerdeyse hiçbir veri yok kitapta. Sanki 6 ay süren konferansta Rıza Nur süs için oradaymış gibi duruyor. Acaba kitabın yazıldığı yıllarda artık muhalif siyasetçiler içinde Rıza Nur’un Lozan ile ilgili anılarına bir cevap verme ihtiyacından mıdır bu yok sayma bilemedim! Eser kesinlikle okunmalı. Okuyacağız, tartacağız tarihi detaylar ile takım tutmadan faydalanacağız. İyi okumalar… (Gökhan Uzunoğlu)
Lozan PDF indirme linki var mı?
Ali Naci Karacan - Lozan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lozan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ali Naci Karacan Kimdir?
Gazete sahibi Ercüment Karacan'ın babası, Number 1 FM radyosunun sahibi Ömer Karacan'ın büyükbabasıdır. Fransız Ererler Okulu'nu ve Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Gençliğinde Servet-i Fünun'da aruz vezniyle şiirleri yayınlandı. Tasvir-i Efkâr gazetesinde üç yıl çalıştı; sonra İkdam'a geçti. Bu gazetede İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni eleştiren yazılar yazdı. Vakit'te yazı işleri müdürü oldu. I. Dünya Savaşı'na çevirmen olarak katıldı. İki arkadaşıyla birlikte Türk Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen Akşam gazetesini yayınladı. Akşam'da Necmettin Sadık Sadak ve Falih Rıfkı Atay ile birlikte çalıştı. Lozan Antlaşması dolayısıyla İsviçre'ye gitti. İkdam'ı yeniden çıkardı, gazete kapanınca Viyana'ya gitti. 1931'de Viyana'dan döndü, sırasıyla Politika ve İnkılap gazetelerini yayınladı. Bunlar da kapandıktan sonra 1935'te Tan gazetesini kurdu. 1936'da Tan'dan ayrılıp Anadolu Ajansı temsilcisi oldu. 1948'e dek yurt dışında kaldı. 1950'de Milliyet gazetesini kurdu. Milliyet'in "Anayasa"sı adını verdiği yayın programını ve biçimini Peyami Safa ve Cemil Cahit Toydemir'le birlikte hazırladı. 1955'te geçirdiği kalp kriziyle hayata veda etti.
Ali Naci Karacan Kitapları - Eserleri
- Lozan
Ali Naci Karacan Alıntıları - Sözleri
- "Efendiler, çok ıstırap çektik, çok kan akıttık, bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz!" -İsmet İnönü (Lozan)
- "Eğer İngiltere hükümeti, Irak halkını bir an için serbest bırakıp reylerini sorarsa, Irak halkından işgal veya manda isteyen tek adam çıkmaz. Çünkü artık hepsi anlamıştır ki, ' himaye', 'medeniyet yolunda rehberlik' gibi kelimeler ve cümleler, istilacıların elinde zaptedilen milletlerin siyaseten ve iktisaden yutulması için yalnız bir vasıtadan başka bir şey değildir." -İsmet İnönü (Musul Meselesi görüşülürken) (Lozan)
- Yüzyıllardan beri ilk kez genç bir Türk generali, Avrupa'nın karşısında, milletinin kabahatlarini ödemeye değil, fakat zaferinin sonuçlarını toplamaya gelmiştir. (Lozan)
- Mudanya Antlaşması'nın bu derin ve büyük anlamı dışındaki mahiyeti, "barış" kelimesi ile özetlenebilirdi (Lozan)
- Bu sırada Ankara'da hariciye vekili Yusuf Kemal Sağlık sebepleri ile bitirerek hariciye vekilliğinden çekildi ertesi gün 27 Ekim Cuma öğleden sonra Büyük Millet Meclisi toplanarak Yusuf Kemal'in yerde 150 oy ile Garp cephesi kumandanı İsmet Paşa'yı hariciye vekili seçti işte İsmet Paşa o günden itibarendir ki fiilen askerliği bırakarak artık yıllarca idare edeceği ve Nihayet Cumhurbaşkanlığı'na kadar yükseleceği Türk devletinin yüksek menfaat ve genel politikasını idare mevki ne geçti. (Lozan)
- Kısacası, yabancı para kazanır,vergi vermez, çalar çırpar,iflas eder,hatta adam öldürür,fakat hiçbir şey lazım gelmezdi. İşte kapitülasyonlar bu demekti. Bu demek olduğu için Lozan'da İsmet Paşa kaldırmaya uğraşıyor,bu demek olduğu için müttefikler kaldırtmamaya çalışıyordu. (Lozan)
- Yunan Ordusu bir günde 50 kilometre derinliğinde bir mesafeye kaçmakla, o zamana kadar görülmemiş yeni bir ricat rekoru tesis etmişti. (Lozan)
- Öyle istiyorlardı ki ölmez Türk milleti ölecek, bu milletin ezeli devleti sona erecek, Akdeniz ve Marmara sularında bir daha Türk bayrağı görünmeyecekti. İstedikleri bu idi, Sevr Antlaşması'nın anlamı budur. (Lozan)
- Muhterem Efendiler! Lozan Barış Antlaşması metninin içerdiği esasları, diğer barış teklifleri ile daha fazla kıyaslamaya yer olmadığı fikrindeyim. Bu antlaşma metni, Türk milleti aleyhinde, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr anlaşma metniyle tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastin çöküşünü ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir! -Mustafa Kemal Atatürk (Lozan)
- Müttefikler, Türkiye'ye vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu'na ve İsmet Paşa'ya da Babıali vezirlerine yaptıkları muameleyi yapmak istiyorlardı. Gerçekten yeni bir Türkiye şuurunu henüz kavramış değillerdi. Türkiye'yi, "Umumi Harp'ten arta kalan şu meseleyi de iyi kötü tasfiye edelim..." zihniyeti ile Lozan Konferansı'na çağırdıkları bütün tavırlarından ve sözlerinden belli idi. (Lozan)